07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatonr Hikraet Çetinka\a 0 Yazıışlerı Mudurlerı IbrahiınYıldız, Dinç Ta>anç (Sorumlu) # Haber Merkezı Mudurü Hakan Kara • Gorsel Yönetmen Fikret Eser Dıs Haberler Şinasi Danışoğlu 9 Istıhbarat Cengiz \ ıldınm 9 Kültür Handan Şenköken 9 Spor \bdiilkadir \ ucelman 9 Makaleler Sami Karaoren 9 Düzeltme Abdullah Yazıcı 9 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgı-Belge Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen. Mehmet Faraç YaymKuıulu İ]hanS«içuk(Ba5kan). Orhan Erinç, Okta> Kunböke. HikmetÇetinka)a, Şükran Soner. Ergun Bakı, Dinç Tay»nç, İbrahim Y ıldız. Orhan Bursalı. Mustafa Balbav. Hakan Kara. Ankara Temsıkısı: Mustafa Balba) # Haber Müduıu. Doğan Akın Ataturk Bulvan No 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel. 4195020 O hat). Faks- 419502^ 9 İzmır Temsıkısı Serdar Ktnk, H. Zı\a Blv 1352 S 2 3 Te! 4411220, Faks 4419111 9 Adana Temsücısı: Çetin Yiğenoglu. lnönü Cd 119 S No 1 Kat.l.Tel 363 12 11. Faks 363 12 15 Koordinator Ahmet Korulsan 0 Muhasebe Bülent Yener 0 Idare HüseyinGürer#lşletme ÖnderÇeük0Bılgı-Işlem. Nail tnal 9 Bılgısayar Sıstem: Mürüvet Çüer MEDYA C: • Yonetım Kurulu Başkam - Genel Müdur Gfilbin Erduran • Koordınator Reha Işıtman 0 Genel Mudur Yarduncısı. Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61.Faks 5138463 \IYIEH1I}ID ve Basao: Yenı Gûn Haber Ajansı, Basın \e Yayjıcılık A Ş TıÂocajıCaA39 41Cagaloğlu34334tst PK 246 Istanbul Tel (0 2'2| 512 05 05 ı20 hat) Faks. (0 212ı 513 85 95 5MAYIS 1997 İmsak:4.09 Güneş: 5.51 Öğle: 13.08 İkindi: 16.58 Akşam: 20.11 Yatsı: 21.46 Laiklik dayanışması • AVKARA (ANKA) - Demokratik. laik ve çağdaşlaşma yolundaki Türkıye'yi ortaçağ zıhniyetiyle karartmaya )önelik saldınlara karşı bir araya gelen ODTÜ, Ankara Üniversitesi, Hacettepe Ünıversitesi. Bilkent Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi öğrencıleri, bugün, Üni\ersıtelerarası Atatürkçü Düşünce Topluluğu (ÜADT) Dayanışma Etkinliği düzenleyecek. Üniversıteler arasındaki dayanışmanın sağlanabilmesi amacını taşıyan etkinlik kapsamında, DSP Milletvekıli Prof. Dr. Mümtaz Soysal, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde, saat 13.00'te bir konferans verecek. Otistiklere yardım • ANKARA (AA)- Otistik Çocuklan İCoruma DerneğTnce, otistik çocuklar yaranna panayır düzenlendi. Altınpark'ta düzenlenen panayırda, otıstık çocuklan olan ailelenn el yapımlannın yer aldığı çeşitli ürünler satışa sunuldu. Otizmde erken teşhısin çok önemli olduğuna dikkat çeken dernek başkanı Necla Aslankurt. göz göze gelmekten kaçınma, dokunulmaktan hoşlanmama, konuşamama, gibi otızmin belırtilerinin daha bebeklikte ortaya çıkmaya başladığını belirtti. Düzettıne Dün v ayımlanan gazetemızin 6. sayfasında Kafkas Halk Danslan Yönetmenı ve ITÜ Devlet Konservatuvan Halk Danslan öğretim görevlısi Adli Ayter'ın soyadı After olarak çıkmıştır. Düzeltir. özür dileriz. Bahar keyfi Birdirflişmev- simi olarak da adlandırabile- ceğimiz ilkbahann insanın içini ısıtıcı giinleriyle bir- Bkte hafta sonlan çalışmavanlar kendilerini mesire yerierineatmajabaşladı. Dün park \e sahilleri dol- duran İstanbullularu/unca bir aradan sonra kavuş- tuklan güneşin keyfini bol bol çıkarma firsatı bul- dular. Bu minik yavru da ailesiyle birlikte geldiğj piknikte hamakta kestirirken "yak, ısıt bizi güneş" dercesinemuduluktan kıpırkıpırdı.(Fotoğraf: KU- BİLAY TÜNTÜL) Elmalı Sikkeleri'ni geri almak için 1 trilyon lira harcandı Sikkeler için trilyonlıık yaürıııı ANKARA(AA)- Kültür Bakan- lığı, dünyadaçşi bulunmayan El- malı Sikkelen'nı geri alabilmek için bir servet harcadı. Bakanlık, sikkeleri Amerika'daki OK.S Part- ner şirketinden geri alabilmek ama- cıyla açtığı dava için bugüne kadar yaklaşık 1 trilyon 360 mılyar lira para ödedi. MÖ 465 yıllarına ait sikkeler arasındaki deka-drahmilenn (10 drahmi) tanesi uluslararası piya- salarda 600 bın dolara alıcı bulu- yor. Kültür Bakanlığı, Elmah'dan ka- çmlan 2 bin adet sikkenin Türki- ye'ye iadesi için Amenkalı kolek- sıyoncu \Villiam Koch'un da dahil olduğu OKS Partners şirketı aley- hıne 1990 yılında dava açtı. Ba- kanlık, 7 yıldan bu yana süren da- va için Amerika'daki avukatlık fir- malanna yaklaşık lOmilyondolar (1 trilyon 360 mılyar lira) ödedi. Ba- kanlık yetkililerı. davada en son şahitlenn de dinlendiğini ve bu yıl Türkiye lehine sonuçlanmastru bek- lediklerini bildırdiler. Kültür Bakanı tsmail Kahra- man, bu eserlerın iadesi için har- canan paranın 10 mılyon dolan geçtiğini belirterek "Bu çok bü- yiik bir para. Şu anda bu kadar paramızolsa,Kemal Tahır'in Dev- let Ana adlı eserinin derhal filmini çekebiüriz. Hatta 2 film vapabiMriz" dedi. 10 mihon dolar olsa.. Türkiye"nin dört başı mamur bir tanh müzesı bulunmadığını anım- satan Kahraman. bu kadar parav- la bu projenin de gerçekleştirilebı- leceğıni kaydederek şöyle devam ettı: "lOmılyondolanmızolsa.ts- tanbul'daki Taşkışla'yı tarih miize- si yapanz ve Anadolu'v a girişimiz- den 1997'>e kadar geçen zaman dilimini bu müzede anlatabiliriz. Mesela Macaristan'daki Tarih Mü- zesi'nde, bin 100 >ıl öncesinden bu- güne kadar tarihi süreçlerini çeşit- li malzemelerle anlatmışlar. Öyle bir müzeje mutlak ihtivacımız var.* 1 Anıtlar ve Müzeler Genel Mü- dürü Akif Işık, Elmalı Sikkeleri için ödenen paranın, sikkelerin de- ğennden çok Türkiye'nın imaj» için harcandığını belirtti. Açılan dav alarla bütün dünyaya, "Türki- ye, kaçınlan eserlerinin peşini bı- , raknuyor" 1 ' ımajını vermeye çalış- tıklannı anlatan Işık, bu tavırlan- nın yavaş. yavaş meyvelerinı ver- meye başladığını söyledi. Akıflşık, son yıllarda uluslararası piyasada- ki büyük müzayede firmalan ve koleksiyonerlerin Türkiye'den ka- çınlan veya Türkiye kökenli eser- lerı satın almak istemediklerini, bunun da eski eser kaçakçılığına ciddi bir darbe vurduğunu anlattı Varlık nedenimiz müşterilerimiz, çünkü işimiz bankacılık. İşte bu nedenle. müşterilerimizin ıhtiyaç ve beklentılerıni tam olarak anlamak, bunları karşılayacak doğru çözümlerı yaratmak ıçın varız. Size ne kadar yakın olduğumuzu (en az gölgenız kadar). felsefemızdekı farklı bakışın ne anlama geldiğıni görmeniz için sızı Demırbank'a bekliyoruz. Bizi tanıyınca "banka"nın ne olduğunu daha lyi anlayacaksınız. IİRBANK Kurşun çocıddann zekâsını gerîletiyor CEM ULUTAŞ Çocuk sağlığı ve hastalık- lan uzmanı Dr. Şirin Gö- ker Seçkin, büyük kentler- deki plansız sanayileşme v e motorlu taşıtlardaki artışa bağlı olarak çocuklann yüz- de 25'inde kan kurşun oran- lannın tehlikeli düzeyde-ol- duğunu saptadı. Seçkin, ço- cuklann "•yüzde 8.5'inin" kan kurşun seviyelerinin sağlıklannı olumsuz etki- leyecek kadar tehlikeli bo- yutlara ulaştığını, bu duru- mun çocuklarda "kalıcı ha- fif zekâ geriliği, karın ağn- sı,çabukyonıhna,unutkan- lık, ögrenme-algılama güç- lüğü. aşın huzursuzluk, sal- dırganhk, inatçüık gibi dav- ranış bozukluklaru büyii- me duraklaması ve işitme bozukluklan" gibi belirtı- lerle ortaya çıktığını kay- detti. üzman Dr. Şırin Göker Seçkin tarafından Türki- ye'de ılk kez gerçekleştiri- len araştırmada, atmosfer- deki kurşunun yüzde 85'inin kurşunlu benzin- den. yüzde 10'ununendüst- riyel kurşun üretim alanla- nndan kaynaklandıömı be- lirledi. Dr. Seçkin, çocuklann kurşunla başlıca temas şek- linin ev ve ev dışındaki toz- lan ağız yoluyla almalan biçiminde gerçekleştiğıni, denetimden geçmemiş ucuz ve kalitesiz oyuncaklann çoğunun, kullanılan plas- tik ve boya nedeniyle yük- sek düzeyde kurşun ıçerdi- ğine dikkat çekiyor. Dr. Seç- kin, ıslak ve deterjanlı bez- lerle sık toz alma, sık el yı- kama, tırnaklann kısa ve temiz tutulması, çocukla- nn trafığin yoğun olduğu yer ve saatlerde oyun oy- namasının engellenmesi gi- bi yöntemlerle kandaki kur- şun düzeyinin yüzde 50 ora- • Çocuk Sağlığı ve Hastalıklan Uzmanı Dr. Seçkin'e göre İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentler, hava kirliliği, kurşunlu benzin kullanımı, düzensiz sanayileşme, su kesintisi, yoğun göç. yoksulluk, eğitim sorunlan gibi nedenlerden dolayı kurşun zehirlenmesi yönünden potansiyel tehlikeli yerleşim bölgeleri olarak kabul ediliyor. nında azaltılabileceğini be- lırtiyor. Dr. Seçkin'e göre tstan- bul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentler, hava kirlili- ği, kurşunlu benzin kullanı- mı. düzensiz sanayileşme, su kesintisi, yoğun göç, yok- sulluk, eğitim sorunlan gi- bi nedenlerden dolayı kur- şun zehirlenmesi yönünden potansiyel tehlikeli yerle- şim bölgeleri olarak kabul ediliyor. Dr. Seçkin. geçen yıl Istanbul'daki çocuklar üzerinde yaptığı kurşun ta- ramasında Taksim, Kadı- köy, Maltepe gibi trafîk yo- ğunluğu fazla olan semtler- de çocuklann yüzde 25'inin kanında bulunan kurşun se- viyesinin yüksek bulduğu- nu bildiriyor. Organizma- daki tüm dokulann olumsuz etkılenmesine karşın, özel- likle çocuklarda en fazla zaran başta beyın olmak uzere, gelişimi henüz ta- mamlanmamış merkezi si- nır sistemi. böbrek. kemik ıliği ve alyuvarlar görüyor. Kurşundan olumsuz et- kılenen mesleki risk grup- lan ıse trafik polisleri, akü- cüler, otomobil tamırcile- ri, çöpçüler. otoyol-inşaat işçileri, rafineri ve benzin istasyonlannda çalışanlar, matbaacılar, madenciler, boyacılar, kablo. cam, vit- ray, metal işçileri gibi 150'ye yakın işkolu olarak sınıflandınlıyor. e-posta : tan (g vol. com. tr Nükleer karşıtlan yürüyor AKIN BODUR İSKENDERUN - Silifke- Akkuyu'da kurulması planlanan nükleer santrala karşı Doğu Akdenız çevre derneklerinin ortak ginşimı olarak Dr. Umur Gürsoy'un 26 nisan günü Hatay'ın Samandağ ilçesinde başlattığı yürüyüş sürüyor. Gürsoy İOOkm'hkSamandağ- lskenderun etabmı tamamladı ve ilçe girişinde çe\Te gönüllüleriyle bazı siyasi parti yönetıcilerince karşılandı. Gürsoy, "500 kilomerrc vürûyecek adamın aklından zoru mu var diye sorulacak doğal olarak. Neden yürûdüğümüz sorusunun cevabına geldiğimizde ise insanlar enerji tercihini tarüşmaya başlavacaklar" dedi. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Nasıl da Saçmalıyoruz? oğu ınsan şaırlerin, yazdığı şiirteri hiç unutma- V dığını, yeri düştükçe. sağasolaokumaktan hoş- landığını sanır; başkasını bilmem, ben böyle biri de- ğilim; şiirlerimi seyrek hatırtanm, sıralı sırasız oku- mayı sevmem; hele şiir lâfı etmek, basbayağı siniri- me dokunur: hastasından sözeden hekimleri mi ha- tırlıyorum, ne? öyleyse hangi tesir, yıllarca önce yazmış oldu- ğum o rubaiyi, hafızamın ekranına yansıtıyor? Mev- sime yakışmayan cilâlı ve saydam soğuklardan; şa- kırtısı, geceler boyu kulağımızdan gitmeyen, du- manlı yağmuriardan sonra; usul usul, bir ilkbahar ay- dınlığının gökyüzünde belirmesi mi? Ne haltsa!.. Maçka'da, denize karşı durdum, kendi kendime mınldandım: "...kum saatlerinden sızan ne serin yazların serinliği/ o ürkek vanilya kokusu göçmen kuş- lann getirdiği/ zamanın geçmesinden çok belki de bizi böyle yıkan/ mevsimlerin dönme dolabty- la belli etmesi geçtiğini!..." (Tutuklunun Günlüğü, s. 76 / 6. basım. Bilgi Yayınevi) Ihtiyariıyor muyum, neyim? Şimdi i; mi bu?.. Birtarihte, ülkücü bir dostum olmuştu: 68 kuşa- ğından, başı yazılanndan dolayı belâya girmiş, galiba epeyce de "yatmış" bir aydın; sessiz ve sâ- kindi, hani uzun "mapusanecilik" yapmış aydınlann mahzun bir dinginliği vardır ya, işte öyle! Onunla, Türk tarihinden konuşurduk; çoğu ülkücü gibi, benim Do- ğu Türkleriyle alâkamı ilginç buluyordu; hele ne sağ- da nesolda, yıllarboyu adı anılmamış Mirseyit Sul- tan Galiyef'i bulup çıkarmam, onu Moskova'dan çok daha önce "aklamam" pek hoşuna gitmişti. Söylerdi de bunu! Gel gör ki, Galiyei'le Mustafa Suphi'nin "canci- ğer/cuzusarmas/"olduğundanbahısaçıldımı,nev- ri dönüyor onun gözünde, Sultan Galiyef ya da Mol- la Nur Vahidof ne kadar, "Kızıllar"\n zulmüne kur- ban gitmiş, birer "şehit" ise; Mustafa Suphi o ka- dar, "Kızıllar'ın uşağı" alçak bir komünist! Seri iste- diğin kadar, Mustafa Suphi'nin Rusya ya gidince- ye kadar, sosyalizmle ilgisi olmadığını söyle; tipik bir "Türkocağı aydını "olduğunu belirtip, onu Türk esir- leri arasından bulup çıkaranın Sultan Galiyef oldu- ğunu anlat, imkânsız, Nuh diyor peygamber demi- yor; aynı dönemde, kaderin aynı safta buluşturdu- ğu iki Türkten birisi, Ruslar tarafından öldürüldüğü için -komünistliği müsellem de olsa- "şehit', öteki Gâzi'ye iltihak etmeye gelirken, muhtemelen -En- ver Paşa taraftan- Ittihatçılar tarafından öldürüldü- ğü için. birhain! Şimdi diyeceksiniz ki, durup dururken niye "ülkü- cülere" bulaşıyorsun? Hayır, kimseye bulaşmıyo- rum, amacım, "cosmique" baktığın takdirde hiçbir anlamı ve dennliği olmayan yüzeysel siyasi angaj- manlar sebebiyle. sırasında nasıl saçmaladığımızın altını çızmek! Bir örnek de, öteki taraftan vereceğim. Caliyef, bir gösterge... Sultan Galiyef, bir gösterge! Onun adını, sanınm ılk defa 50'li yıllarda, 'San' Mustafa'nın ağzın- dan duymuştum. Mustafa Suphi'ye derin bir bağ- lılık, büyük bir hayranlık besleyen bu yaşlı 'partili', Galiyef'ten yarım ağızla bahsediyor, daha çok KÜTVdaki hocalığının üstüne basıyordu. Galiyef'in, Rus Devrimi'nde ne kadar önemli bir rol oynadığını yıllar sonra Mouton Yayinevi'nin yayımladığı o ki- tabı okuduğum zaman anlayacaktım. (Alexandre Be- ningsen / Chantal Quelquejay / l e Sultangalievis- meau Tatarstan' /Türkçesi: 'Sultan Galiyef ve Rus- ya Müslümanlan', Hür Yayın, 1981) Sonradan Maozedun ya da Hoşimnh'in savun- duğu tezlerin birçoğunu, daha o zaman, MÜSKOM (Galiyef'in başında bulunduğu Müslüman Komünist Fırkası) savunuyordut.XX. yy'ın ıkincı yarısına dam- gasını basacak olan Üçüncü Dünya Hareketi'nin platformu, aşağı yukarı Galiyef'in platformudur, öy- ledir de, Türkiye'de sosyalist soldan kimse onu cid- diye almaz; o da bir şey mi, Sovyetler'de böyle bir liderin yaşadığını bile bilmez! Üç beş bilen çıkarsa, onlar da parti -aslında tabii Stalin- tarafından tasfi- ye edilmiş bir karşı/inkılâpçı olduğunu söyleyerek su- ratını buruşturur. Buna mukabil, Mustafa Suphi'den söz açıldı mı, onu yere göğe koyamayacak; Nâ- zjm'ın vaktiyle onun için yazdığı şiirden tutun da, en kıytınk Parti neşriyatından aklında kalan övgüleri bi- le sıralayacaktır. Şimdi iş mi bu? Nasıl bu kadar sığ, bu kadar basmakalıp, bu ka- dar düz ve katı olabiliriz? Komik olmuyor mu biraz? Bu iki adamı birbirinden ayırmak imkânsızdır. Ge- çen gün Krasnaya Znamiye (Kızılbayrak) der- gisinin adı geçmişti, Galiyefçiler'in dergisi; o dergi- de, Mustafa Suphi ıle yapılmış bir röportaj var, rö- portajı yapan kim: Sultan Galiyef! Mustafa Sup- hi'nin ölümünü müteakip. Zizn Nasyonal Hostey (Milliyetlerin Hayatı) dergisinde, 'Mustafa Suphi / Ego Rabota (Mustafa Suphi ve Eseri) başlığıyla ya- yımlanan 'mersiye', Sultan Galiyef tarafından ya- zılmış. (16 Temmuz 1921). Hangi tarafsız kaynağa göz atsanız, bu iki adamı bir arada, yanyana, aynı mücadele içinde görüyorsunuz! Dahası, KGB bel- gelerine dayanarak Tatar yazarı Renad Muham- medi'nin yazdığı, belgesel romanda da bu iki Türk devrimcisi, aynı serüvenin iki kahramanıdırlar. ÇSı- rat Köprüsü' I Sultan Galiyef / Türk Dünyası Araş- tırmalan Vakfı, 1993) Hal böyleyken, Sultan Galiyef'i Stalin öldürdü di- ye ülkücü kesiminin tutup, sosyalistlerin yermesi; ya da Mustafa Suphi'yı TKF'nin kurucusu diye sos- yalist solun tutup, ülkucülerin yermesi, komik olmu- yor mu biraz? Ister sağcı olsun, ister solcu, Türk 'aydınları' ne zaman 'büyüyüp', gerçek birer 'aydın' olacaklar? DÜZELTME: Yakın ve uzak geçmişi kurcalayan- lar, güncele gelince, yanlış yaparmış; taze bir örne- ğini ben vermiş oldum: Cuma günü çıkan "Söyle- f/"desözünü ettiğim, Niyazi Berkes'in "hatıralan"n\n başhğı, "Kaybolan Yıllar" değil,"Unutulan Yıllar" olacaktı; lletişim Yayınlan'nda çıktı; yayına hazırla- yan, Berkes'in öğrencisi Rûşen Sezer: düzeltmek isterim.Hoş.nefarkeder, unutulan yıllaraslında kay- bolan yıllar değil midir? http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle