Katalog

5 MAYIS 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 11 ANKARA kulisiIŞIK KANSU Ingiltere'den pay çıkarılır mı? I ngiliz işçi Partisi iktidara geldı. Bu başandan, bir kısım sosyal demokratlar. özellikle CHP'liler kendilerine örnek almaya çalışıyoriar. Ama, ingiliz İşçi Partisi'nden kopya ederek, partınin başına "yeni" sözcüğünü koyarak, 1995 genel seçımleri öncesi hazırtadıklan bildırgelerı ile oy oranlarının yuzde 10'lara düştüğünü unutuverıyoriar. Bir kere, sanayiieşmiş, toplumsal gelişme ve demokratikleşmeyi yüzyıllar öncesinden gelen savaşım ve birikımlerle adım adım sağlamış; aydınlanmayı, duşuncenın ve ınsanın özgürteşmesinı gerçekleştirmiş bir ülkenın sorunlan ile Türkıye'nin sorunlan bir mi? Bırakın tam anlamıyla sanayileşmeyı, sanayıleşme atılımını gerçekleştirecek fabrikalar, örneğin Karabük Demir Çelik Fabrikası sosyal demokrat kadrolann iktıdarda olduğu bir dönemde kapatılmak istendi. Bırakın toplumun feodal artıklardan kurtulmasını, bu unsurlar çeteleştıriliyor. Bırakın özgür düşünceyı, ortaçağ karanlığını egemen kılmak isteyenler ülke yönetiminde iktıdar ortağı yapılıyor. Tarihimıze baktığımızda, uygar ülkelere öykünen, toplum ve ülke gerçeklerinı bir yana rtıp yalnızca özentiye dayanan çıkışlann, gırışimlerin sonuçsuz kaldığını göruyoruz. Oysa, 1923 devrimi bize şu önemli dersi vermiş: Batıya, uygar ülkelere teslim olmadan Batılılaşmalıyız, uygarlaşmalıyız... Türk-iş Genel Başkanlık Danışmanı, araştırmacı-yazar Yıldınm Koç ile soyleştık. Koç, Ingılız İşçi Partisi'nın 20. yüzyılın başında kurulduğunda sendikalarla tam bir bütünlük içinde olduğunu anımsattı ve bugünku Ingiliz İşçi Partisi'nı özetle şöyle tanımladı: "ıngiliz İşçi Partisi, son dönemde sendikalarla olan ilişkisini zayıflattı. Üye kimliklerinde yazılı olan 'Üretim araçlan üzerındeki toplumsal mülkiyeti savunuyoruz' ilkesinden vazgeçti. Ideoloji açısından orta çizgiye, liberalizme doğru kaydı. Her ne kadar, sosyal devleti sürdürmeye dönük bir söyiem içinde olsa da, genel program açısından neoliberalizme yakın duruyor. Türkiye'de ise sosyal demokrat partilerin bugüne dek sendikalarla ciddi ilişkileri olmadı. Hem bu açıdan hem de ideolojik orta çizgi açısından Türkiye'deki sosyal demokrat partiler, ingiliz İşçi Partisi'nin bugünkü programının bile gerisinde." Ingiliz İşçi Partisi'nin başarısından ömek almaya çalışanlara Yıldınm Koç'un, önensı şu: "Türkiye'deki sol hareket, gelişmekte olan bir ülkede yaşadığımız için işçi sınrfı hareketini çok daha temel alan bir çizgi benimsemek zorunda. Uluslararası iş bölümünde Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere öngörülen işlev, dünyanın yeni atölyeleri olmaktır. Örneğin, Avrupa'da sanayi işçisi azalırken, gelişmekte olan ülkelerde sanayi işçisi artmaktadır. Bu koşullarda, Türkıye'nin sosyal demokrat partilerinin, Ingiliz işçi Partisi'nin 20. yüzyıl başındaki programını benimsemeleri daha doğru olacaktır." Türkiye'de yetennce sağ parti var. Sol partilenn de sağlaşıp sığlaşmasının anlamı yok. Yağmuriu bir mevsimdeyiz. Yarabbi şükür... (Fotoğraf: Hasan Aydtn) Habersizlik iyidir C umhurbaşkanı Süleyman Demirel 7-9 mayıs tarihleri arasında Polonya'ya gidecek. Bir resepsiyonda gazeteciler, Polonya'nın Ankara Büyükelçısı VVojciech Hensel'e sordular: "Sayın Büyükelçi, gazetelerde Polonya ile ilgili pek haber çıkmıyor." Hensel, "Aman çıkmasın, daha ıyi" dedi. Bu sözlerin "niye"sinı öğrenmek gerekıyordu. Hensel'in karşılığı şoyle oldu: "Türkiye'deki her haber kötü haber demek. Haber olmadığına göre, demek her şey yolunda." Hukuksal savaşım P erihan San'nın anlatacağımız oyküsü, REFAHYOL ıktidarının hışmına uğramış belki onlarca, belki de yüzlerce bürokratın başından geçiyor: Sarı, seçimler öncesi kurulan DYP-SHP ve DYP- CHP koalisyon hükümetleri döneminde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdür Yardımcılığı'na getirılmişti. ANAYOL hükümeti kurulur kurulmaz ANAP'lı Emin Kul, San'yı görevden alıp iş mufettişı olarak Erzurum'a gönderme kararı verdı. Sarı, dava I Yurt için dayanışma 1 ^ ^ V DTÜ Mezunları f 1 Derneği'nin dergisindeki V ^ bir yazı bize çarpıcı geldi. özetint sizinle payiaşalırn ıstedik: "Önce Köy Enstitülerini kapattılar. ses çıkarmadık. Türkçe ezanı Arapça'ya çevirdiler. Duymamaya çalıştık. fmam-hatipler ve Kuran kurslan açılmaya başlandı. Göremedik. Bu okullardan mezun olanlar, üniversite giriş sınavtarında ilk tercih olarak Siyasal Biigiler Fakültesi Kamu Idaresi Bölümü'nü yazdılar. 'Bak sen şu işe' dedik. Bu üniversiteden mezun olan kaymakamlar, valiler görev başında kadınlaria tokaiaşmadılar. Çok ayıpladık." Böyle sürüp giden yazıda, konserve kutusundaki suyun yavaş yavaş ıstnmaya başladığına değiniliyor. ODTÜ Mezunları Derneği, ODTÜ'ye çok yakin oian 100. Yıl semtinde 250'si kız, 250'si erkek oJmak üzere toptam 500 öğrencilik bir yurt kurmayı tasarlıyor. Demek yöneticileri, Türkiye genelinde 40-50 bin ODTÜ mezunu otduğundan hareketle, her bir mezunun 1 milyon liralık desteği ile 40-50 milyar toplanabileceğini ve yurdun kurulabileceğini umuyor. Yurt için bir tuğla koymak isteyenler ODTÜ Mezunlan Derneği'nin adresine başvurabilirler: "Şerefli Sok. 35 Beşevler 06580 - Ankara." açtı. Idare Mahkemesı itirazı kabul etti. Bakanlık, bu kez kendısinı geçıci olarak Erzurum'da görevlendırdi. Bu arada REFAHYOL hükümeti kuruldu. Danıştay, yürutmeyi durdurma kararı verınce 8 Ekim I996 günü görevine geri döndü. Danıştay'da açılan dava ile ilgili yürutmeyi durdurma karan geçerliyken ve henüz esastan karar yazılmamış ve tebliğ edılmemişken 13 Mart 1997'de yenıden görevden alındı. Danıştay, 13 gün sonra yeniden yürutmeyi durdurma kararı verdi. Bu karar, 17 Nisan 1997'de, yanı arıfe günü uygulandı. Perihan Sarı, son olarak 1 mayıs günü yine 3 ay geçıci gorevle makamından uzaklaştırıldı. Tüm bu ışlemler sürerken, Çalışma Genel Müdürü AJi Toptaş, Sarı'ya, dılekçe vermesi durumunda kendisinin müşavır yapılacağını bildirdi. Sarı ıse yargıya, kendisıyle ilgili pazarlık durumları yaratmak için değıl, hukuka uygunluk sağlamak üzere başvurduğunu aktardı. Sarı'nın, yargı kararı tanımayan RP'li bakana karşı hukuk savaşımı sürüyor. Tıpkı aynı bakanlıkta ve diğer bakanlıklarda kendisi gıbı onlarca, yüzlerce kamu görevlisinın yaptığı gibı... HAYVANLAR ÎSMAÎL GLLGEÇ Yüksel Endeğer yaztyor Yıne bir bardak suda t fırtına koptu! Ne bar- dakmış be! Sağa iti- yorlar devrilmiyor, so- ' la itiyorlar devrilmiyor, vuruyorlar kınlmıyor! Fır- tınalar koparsa kopsun! Bu devlete hiçbir şey olmaz. Allah devlet büyüklerimize, Sayın Çiller'e, Sayın Er- bakan'a, Sayın Ağar"a zeval vermesın, amin! Nedir olay, Alaattin Çakıcı adlı kaba- dayının birı çıkmış (kı ona da saygım var- dır, hünmet ederim) demiş ki, "Ozer Çil- ler, Ticaret Bankası'nın satışından 20 milyon dolarkomısyon istedi!" Bak sen... N'olmuş ıstediyse? Insan gönlünden ge- çeni söyleyemez mi? Söyledi de aldı mı? Alsa sana ne? Bu devlet için çalışıyor, bütün uğraşı Sayın Tansu Çiller'i mes'ut Ya Ne Olacaktı Kötü İnsanlar? etmek, hakkı değil mi o kadarcık harç- lık? Ortalık niye ayağa kalkıyor? Aynca Sayın Çakıcı, Tansu Hanım hak- kında yakışıksız şeyler de söylemiş, yok Amerikalı zencı asker, yok Ali Şen bilir, ona sorun, falan filan. Yahu olacak şey mi? Tansu Hanım, elalemın sıyahisine dönup bakar mı? Dikkatlı göz; yakışıklı, çağdaş, eli kalem tutan, Yeni Dünya Düzeni'ni benimse- miş, çekicı bir beyaz erkekteki bariz üs- tünlüğu gormez mı? Hele kı bu erkek saygıda kusur etmeyen bir ınsansa? Her gün fikrı biraz daha yükselen bir liberal- se? O vakit gerek var mı Amerikalı'ya? (Ki Amerikalılar'ı kendim kadar severim, o ayn.) Ne diyorduk, sonra bu yayını yapan televizyon önce saldmya uğradı, sonra da kapatıldı. Eee, ne bekliyordunuz? Ge- lip kameranızın sapını gülle mı donatsa- lardı? Sizı alnınızdan mı öpselerdi? Ödül üstüne ödül, altın anahtar üstüne altın anahtar mı verselerdi? Bunlan Sayın Çiller'e fütursuzca saldı- nrken düşünecektıniz. Bu sıze ders olsun beyler! Namuslu insanları üç-beş kuruş için rencide etmeyin! Tansu Hanım'ı üz- meyin. O Tansu Hanım ki, muhabbetle bağlı olduğum kişidir. Ne dese yapanm. Emir sayanm! internet: htp / www / Beni de alın çe- teye! KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK HARBİ SEMtH POROY GADDAR DAVUT MRÎKURTCEBE MIRMIRLAR LĞLR DURAK HIA!.. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 5 Mayıs Erozyonu önlemek de vatanımızı savunmaktır. T.E.MA. Türkıye Erozyonla Mücadele. Ağaçlandırma ve Doğal Varlıklan Koruma Vakfı Tel.: (0212) 281 10 27 268 09 85 DENf'Z DİBİNDE BİRJEEPL 1351'OE BU&UH, A8P'D£, JEEPfjıP) içifJ 8İR SUALr Tl OEUEM&i YAPtLP/. JE£P ıMAL EDEH BİR. KÜRU- LUf TA&AFINDAN', ffA// BİR MOD£LİN Su GEÇ'R- ME2UĞİKIİ SIHAMAK ıÇİN YAPILAN TESTBAŞA- RiyLA SOUUÇLAU&. BAUICAMMLAEIN PÖÇT SAAT SÜeSSlMCS SUALTINOA yÖMETTlĞl ARAÇ, «/ SIZO/ISMAMtŞn. İLK K£Z IT. DÜN- YA SAI/AŞ1 SlRAÇ/UPA ASfûEISJ AMAÇLARJ-A KULLAMILAN TEEP,2SO K/CO AĞ/euK 7A$<- YAgİLİYOeDU. BU fCUÇ/JK. TAÇIT SAVAÇTA ÇOK YAISAEU OLMUŞ,ÇEKİ$ GÜCJUYLE HAY- RANUK 7&PLAUtfn. "JEEP* ADI İSE, RES- SAM £.C.£E6At£.'lU VARATTIĞI KOMİK ÇİZG[ K.OMAN KıÇ/S~/ "EUGBA/S TU£ JEEP* (yuCİKI Plj/P) 'TEfJ AU KIRKLARELİ ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 199080i Esas. 1996/626 karar Davacı: Atiye Erbaş vs. Vekılı: A\ Bırol Özbav - Kırklarelı Davalılar: Hazıne vs. Dava: Tapu ıptalı ve tescıl Dava T. 29.11 1990 Karar T: 17.9.1996 Da\acı vekılı tarafından mahkememıze venlen dılekçe üzerine. mahkememızde yapılan açık yargılama sonunda: Mahkememızden venlen 17.9.1996 tarihli karar, davalı Hazıne vekılı tarafindan temyız edılmış olup Yargıtay 1. Hukuk Dairesı Baş- kanlığı"nın 17 3.1997 gün 1997'3086 esas 3484 karar sayılı ılamı ile Hazme"nın ve Vlustafa Özbay'm temyız ıtırazı yennde olmadığın- dan reddı ile usul \e yasaya uygun olan hukmün onanmasına karar venlmış olup. dahılı davalı Zeynep Bozkurt'un tüm aramalara rag- men adresi tespıt edılemedığınden Yargıtay ılamının ılanen teblığine karar venlmış olup. ışbu ılanın yayımlandığı tanhten ıtibaren 15 gün sonra adı geçen davalna tebliğ edılmış sayılacağı. karann davalı Zevnep Bozkurt'a tebliğ yenne kaım olmak üzere ılan olunur. Basın: 152Ö5