Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 MAYIS 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Posta İşletmesi Teftiş Kurulu Başkan
Yardımcısı'nın araştırması...
YolsuzLukta
flerüyorıızE\tN GÖKTAŞ
ANKARA - "Türkiye'de Rüşvetve Yolsuzluklann
Nedenleri ile Çözüm YöUan" konusunda hazırlanan
araştıraıada, Türkiye'nın bu alanda 220 ülke arastn-
da Yunanistan'dan sonra 13. sırada yeraldığı. rüşvet
ve yolsuzluğun en yoğun yaşandığı ülkenın Endo-
nezya olduğu bildirildı.
Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu
Başkan Yardımcısı Musa Hikmet Yavuzyiğittarafın-
dan hazırlanan raporda, Türkıve'de, "rüşvet ve yol-
suzhık" gibi olumsuz tavır ve davranışlan teşvik e-
den ve hoş gösteren toplumsal kül-
tûrün egeraen olduğu kaydedıldı.
Tüıkıye'de rüşv et \ e yolsuzluk gi-
bi yozlaşmalann en örgütlü dayana-
ğı olan mafyanın, artık bir kurum
haline geldiği ve 25 bın silahlı ada-
mının_bulunduğu kaydedüen rapor-
da, "Ülkemizde rüşvet ve yolsuzlu-
ğun yoğun olmasında politik vozlaş-
manın yanı sıra. hukuk sistemimiz-
de yeterli mevzuatın olmayışı da bü-
yük etken oluştunıyor. Zaten top-
lumsal vapımızdaki yoztaşmanın en
belirgin şekli de. rüşvet, yolsuzluk
olaylanndaki bu artıştir" denildi.
Türkiye'de halen 100'e yakjn ka-
mu kuruluşunun kendi denetim biri-
minin bulunmasına ve pek çoğunun
da en az 4 ayn denetim birimınce
denetlenmesine karşın, rüşvet ve
yolsuzluk olaylannın yoğun olduğu-
na dikkat çekilen raporda. "Tüm
bunlann sonucunda toplumsal gü-
• Posta işletmesi
Genel Müdürlüğü
Teftiş Kurulu Başkan
Yardımcısı Musa
Hikmet Yavuzyiğit
tarafından yapılan
araştırmada,
Türkiye'de, "rüşvet ve
yolsuzluğu"
kınamayan bir
toplumsal kültürün
egemen olduğu
vurgulandı.
Türkiye'nin bu alanda
220 ülke arasmda
Yunanistan'dan sonra
13. sırada yer aldığı
bildirildi.
panlann. yapnklan yanlanna kâr kalmakta ve böy-
lece üzüm üzürae baka baka karannaktadır" görü-
şü savunuldu. Raporda. gen kalmış ülkelerde sınır-
lı kaynaklann bazı kışılere aktanlmasmın. geri kal-
rruşlıktan kurtulmayı engellediği belirtilerek şöyle
denildi: "Yolsuzluğa 0den volda vozlaşnncı ve kış-
kırtıcı unsurtar. devlet ihaleleri veva ihale yasasının
olumsuz uygulanmasu kredi ve teşvik mekanizması-
nın olumsuz uv gulanması. siyasetçi ve bürokratiann
iş dünvasıvla çıkar ve çete ilişkilerine davalı vakınlık-
lan. sivasetçilerin va da iktidan ellerinde tutanlann.
bizden olsun da ne olursa oisun diverek liyakanna
bakmaksızın, flkren ya da tezgâha
dahil olma anlamında kendilerine
yalan olan kişiteri devletörgütüneis-
tiflemeleri ahlaki değerlerin yozlaş-
masıyla. köşe dönmeci anlayışın yiik-
selen değer haline getirilmesi. hem
kamuovıı denetiminin. hem de dev-
letin resmi denetiminin çok zayıf,
göstermelik>a da röportaj teftişi şek-
linde olması. kitlclerin du\arsızlığu
çalışanların asgari insanca vaşam
düzeyinin altında bir geçim düzeyi-
ne zorlanması.ve benzeri unsuriar
etkili olmaktadır."
Raporda. daha sonra rüşvet ve
yolsuzluklara karşı etkin mücadele
için özetle şu önerilerde bulunuldu:
"Her türlü toplumsal evlem ve iş-
lem en seri ve genei şekilde denetlen-
meli. thbar müessesesi yavgmlaştın-
lıp savgın hak getirilmeli. ŞefTaflık
toplum gündemine sunulmalı. Bü-
rokrasi azaltılmalı. Mal ve hizmet
ven bunahmı ortava çıkmıştır. Zaten her on yılda bir
gelen askeri darbelerin bir nedeni de bu tür açmaz-
lar ohnakta veya en azından bahane gösterilmekte-
dir. Ama böyle giderse darbelere gerekçe olacakolay-
lar azalmayacak, tam tersine azacaktır" görüşüne
yer verildi. Geri kalmış ülkelerde. gerek seçılmişler,
gerekse atanmışlar arasmda yolsuzluk yapma eğılı-
minin yaygın olduğu ve bunun "ataUıhk
1
' ya da "ze-
kilik
r
olarak değerlendırildiğı v urgulanan raporda,
bu tür toplumlarda bireylerin yolsuzluk yapanlara
hayraniık duyduğu belırtıldi. Raporda, "Hukukun
bir yana konulduğu bu tür ülkelerde, yolsuzluk va-
üretiminde standartlar belirlenmeli. Her türlü çıkar
organizasyonlandağıtılmahvebuanlamda "ahtapot-
lar operasyonu' vapılmalı. Rüşvet ve yolsuzluklara
karşı tuzak organizasyonu kurulmalı. Kamu görev-
lilerinin ekonomikdurumlan düzeltilmeli. Yasal yap-
tınmlar ağırlaştınlmalı. TBMM Başkanlığı veva
Cumhurbaşkanlığı'ııa bağlanabüecek' Kamu Dene-
tim Yüksek Kurulu' unvanıyla yeni bir örgüt kurul-
malı. Denetim elemanlannın yetkikri arttırümalı.
Devlet görevUlerinin tarafsız görev vapmalannı sağ-
lavacak tedbirier alınmalı. Mali bildirim yasası daha
işlevsel hale getirilmeli."
Kasparov 1 - DeeperBlue 0
Dünya satranç şampivonu Rus Garry Kasparov, IBM şirketinin geliştirdiği Deeper
Blue adlı bilgisavarla ov rıadığı ilk karşilaşmayı kazandı. Yaklaşık 4 saat süren ilk kar-
şılaşma sonunda, Kasparov bilgisayarı 45 hamlede yenerek durumu 1-0 yaptı. New
York'ta yapılan Kasparov-Deeper Blue mücadelesi, 11 mayısta sona erecek. Equitab-
le Center'da 6 oyun üzerinden oynanan maçı alan taraf 700 bin dolar kazanacak. Kay-
beden tarafin eİine de 400 bin dolar geçecek. (Fotoğraf: REUTERS)
İki gün süren 'Akdenizli Kadmlar ve Demokrasi' başlıklı konferans sona erdi
^Kadmlar kuşlar kadar özgür• Konferans boyunca kadınlann en fazla acı çektiği
ülkelerden söz edilirken Cezayir'in adı sık sık anıldı.
AP üyesi Fransız Marie-Christine Aulas, Akdenizli kadınlann
ortak sorunlanndan birinin maçoluk olduğunu söyledi.
Istanbul Haber Servisi - Kadınlann da-
ha fazla özgürleşebilmesı için laıkliğin
tek başına yeterii olmadığı ve dinin mo-
dern yaşama adapte edilmesi gerektiğı
belirtildi. Kadın haklannı kapsamayan
günümüz demokrasi anlayışının da eksık
kaldıgi vurgulanarak, Tİeınokrasi yeni-
den katedilnjdi" denildi. Akdeniz kadm-
lartnın ortak bir sorununun ise "maço-
luk" olduğu kaydedildi.
Istanbul Üniversitesi Kadın Sorunlan
Araştırma ve Uygulama Merkezi. Kadın
,\raştırmalan Derneğı ve UNESCO Mil-
li Komisyonu'nun ortaklaşa düzenlediği
ve önceki gün The Marmara Oteh'nde
başlayan "Akdenizli Kadmlar ve Demok-
rasi'
1
başlıklı UNESCO L luslararası RE-
UNIR Konferansı dün sona erdi. 8 Ak-
deniz ülkesinden 15 delegenin katıldığı
konferansın dünkü ikı oturumunda .Arfa-
totales'ten maçoluğa, "kliantelizm"den
kadın kotalanna kadarpekçok sorun gün-
deme getınldı. Konferans boyunca ka-
dınlann en fazla acı çektiği ülkelerden
söz edilirken ise sık sık Cezayir'in adı
anıldı.
"Kadın seçmen ve adaylann siyasal va-
şamda karşılaştıklan engeller" başlıklı
ilk oturumda konuşan AvTupa Parlamen-
ter üyesi Fransız Marie-Christine Aulas.
Akdeniz havzasındaki rejimlerde demok-
rasi kelımesınin sık kullanılmasına kar-
şın bunun sözde kaldığını bildirdı. De-
mokrasinin eksikliğınden en çok kadın-
lann ıstırap çektiğini belirten Aulas, Ak-
deniz kadınlannm ortak bir sorununun
ise kadını erkekten aşağı gören maçoluk
anlav ışı olduğunu söyledi. Oturumun Yu-
nanlı konuşmacısı PaulinaLampsada si-
yası yaşamda kadın-erkek eşıtlığinin
dünyada salt Norveç ve Isveç'te görüldü-
ğünü belirterek. pekçok ülkede kadınla-
ra degıl sıyasi hayatta iş yaşammda bile
kota konulduğunun altını çızdi.
İÜ Hukuk Fakültesı Dekanı Prof. Dr.
AyselÇelikel'ın başkanlığını yaptığı "Ge-
lenek, hukuk ve dinin kadınlann siyasal
yaşamlannda rolü" konulu ikınci otu-
rumda ise Prof. Dr.Nernün Abadan Unat,
kadın haklannı düzenleven kanunun ls-
viçre'den 1926'da alındığını, ancak lsviç-
re'nin 1984'te ilgili yasalarda önemli de-
ğişiklikler yapmasına karşın Türkiye'nin
bunu gerçekleştiremediğıni bildirdi.
Oturumun Tunuslu delegesı Prof.
Dr.Soukaina Bouraqui ise konuşmasına
şu sözlerle başladı: "Tunus'ta rüm göç-
men kuşlann gelip. kenannda toplandığı
bir gölümüz var. Onlan izierken. kadın-
lann neden kuşlar kadar özgür olamadı-
ğmı düşünüyor ve çok üzulüvorum.'"
Bouraquı. gelenek ve dinin kadın öz-
gürlüğünü önemli ölçüde kısıtladığını be-
lirterek, dinin modemize edilmesi gerek-
tiğini söyledi.
Aileler aşı yaptırmadı
SamsıınMa
12 çocuk
kızamıktan öldü
• Samsun'daki Tahtaköprü Köyü'nde
yaşlan 1 ile 6 arasmda değişen 12 çocuk
kızamık nedeniyle öldü. Ailelerin, kısırlığa
neden olduğuna inandıklan için
çocuklanna aşı yaptırmadığı öğrenildi.
Köyde 100'e yakın çocuğun daha kızamık
olduğu bildirildi.
SAMSUN (AA) -
Samsun'un Vezirköprü
ilçesine bağlı Tahtaköprü
Köyü'nde son bir ay
içinde, 'kısırlığa neden
olduğuna' inanılması
yüzünden aileleri
tarafından a§ı
yaptınlmayan
çocuklardan 12'si
kızamık hastalığından
öldü. çok sayıda
çocuğun da hastane
yerine evlerde tedavi
gördüğü bildirildi.
Edinilen bilgiye göre,
200 haneli. 1600
ııüfuslu Tahtaköprü
Köyü'nde son bir ay
içinde 1 -6 yaşlan
arasmdaki 12 çocuk
kızamık hastalığı sonucu
öldü. Çocuk ölümlerinın
artması üzerine, köy
muhtan Ahmet
Pekşen'in durumu
Vezirköprü
Kaymakamlığrna
bildirmesinden sonra
Devlet Hastanesi
Başhekimi Op. Dr. Sait
Turaıüı'nın yöreye
gönderdiği sağlık ekibi.
Tahtaköprü Köyü'nde
kızamık salgını
bulunduğunu ve çocuk
ölümlerinin de bu
hastalıktan
kaynaklandığını
belirledi. Köy muhtan
Ahmet Pekşen, her evde
bir veya iki çocuğun
kızamık hastalığından
yattığını ve çocuklann
imkânsızlık yüzünden
hastaneye
getirilemediklerini
belirterek, "Önceleri
ölümlerin hastalıktan
kaynaklandığını
sanmıyorduk. Ancak,
köydeki çocuklann
büyük bir çoğunluğu
hastahğa yakalandı. Bize
bildirilen son bir ay
içinde 12 çocuğun öldüğü
şeklindedir. Şu anda da
100'e yakın çocuk
hastalıktan evlerde
vatıvor" dedi.
T ü r k S U a h b
Kuvvetleri'nce
K u z e > I r a k . t a k i P K K k a m p .
lanna karşı düzentenmesi planlanan suurötesi harekâtın hazırlıklan sü-
riiyor. Şu ana kadar 35 bin asker, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Tür-
kiye-lrak sının yakınlanndaki yerleşim birimlerine yerieştirildi. Özel-
likle Şırnak'm Uludere, Silopi Uçeleri ile Hakkâri'nin Beytüşşebap ve Çu-
kurca Uçesi yakınlanna çok savıda asker vığıldı. Türkiye ve Irak'a giriş
çıkışlann sağlandığı tek gümrük kapısı olan Habur'da da büyük bir ha-
reketlilik göze çarpıyor. Habur gümrük kaptsına yakın yerlerde çok sa-
yıda tank, olası bir harekât için bekletiliyor. (Fotoğraf: AA)
Bakan
Sağlam
8 yıl
eğitimde
kararlı
SELARATTtN GÖK.4TALAY
MALATYA - Milli Eğitim Bakanı
Mehmet Sağlam, zorunlu eğıtimin 8
yıl olarak uygulanmasına önümüzde-
kı eğitim yılından itibaren başlanaca-
ğını yineleyerek "Buna başlavacağı-
mızı, başlavabilir olduğumuzu söylü-
yoruz. Üan ettik1
* dedi.
Temel atma ve incelemelerde bu-
lunmak üzere Malatya'ya gelen Ba-
kan Sağlam, DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı CihanPaçaaile birlikte önce-
ki akşam geç saatlerde Malatya Gaze-
teciler Derneği'ni ziyaret etti. Dernek
yönetıcılenylebirsüresohbetedenve
basın mensuplannın sorulannı yanıt-
layan Milli Eğitim Bakanı Mehmet
Sağlam. Türkiye'nin çoğunluğunun
halen 8 yıllık ilköğretim okullannda
okuduğunu vureulayarak şunlan söy-
ledi.
"8 yıüık zorunlu eğitime önümüzde-
ki eğitim y ılından itibaren başianacak-
tır. Buna başlayacağımızi, başlayabflir
olduğumuzu söylüyoruz. ilan ettik.
Türkiye'nin çoğunluğu halen zaten 8
yıllık ilköğretim okullannda okuyor.
20'ye yakın kentimizde bu okul çagın-
daki öğrencinin yüzde 90'ını bulmuş.
Istanbul'da. Ankara'da yüzde 90'ının
üzerinde. Doğu ve Güneydoğu iDerimi-
ziçıkarsanızyüzde85. Bunlariçin özel
projelerimiz var. Yanlı ilköğretim böl-
ge okullannı devreye sokmak gibi. Bu
vılki bütün inşaatlan bitirme karann-
dayız. Dolayısıyla Türkiye bunu uygu-
layacak altyapıva sahiptir."
"Uygulamanın 24 yıldan beri gün-
demde olmasma karşın neden MGK
karanndan sonra yoğunlaştınldığı'"
sorusuna Milli Eğitim Bakanı Meh-
met Sağlam. "MGK anayasal bir ku-
nıluş. Gayet tabii ki o da bu konuyu
gündeme getirmiş" dıye yanıtladı.
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Blair Devrimi ve Baykal
Ben sadece bir vatandaş olarak değil, aynı zaman-
da bir toplumsal bilim öğrencisi olarak da, Türki-
ye'nin geleceğini "demokrasi" ve "sol" kavramlan-
nın biçimlendireceğine inanıyorum.
Bu inancımın temellerini, gerek daha önceleri bu
sütunda, gerekse son çıkan kitabım "Demokrasi ve
Laiklik" adlı çalışmamda uzun uzun anlattım. Onun
için bu konu üzerinde yeniden durmayacağım.
Bugün yazmak istediğim konu, Ingiltere'deki "sos-
yal demokrasi"nin zaferi.
Yazımın başlığı "BlairDevrimi", aslında bir kitap is-
mi.
Peter Mandelson ve Roger Liddle adlı iki politi-
kacı tarafından kaleme alınmış. Yazarların ikisi de Iş-
çi Partisi'nin deneyımli yöneticileri ve Blair'ın önde
gelen yardımcılan.
Kitap, BBC'nin ünlü Türkçe bölümünün yıllarca
müdürtüğünü yapmış olan değerlı yazar ve düşünür
Yurdakul Fincancıoğlu tarafından Türkçeye çevril-
miş.
Ingiltere'deki "sosyal demokrat" çızginin bugunü-
nü anlamak için, mutlaka okunması gereken yapıt-
lar arasmda.
• • •
Blair'in zaferinin üç öğesi var:
Birinciöğe, rakiplerinin durumu.
Ikinci öğe, parti içi düzenlemeler ve sosyal psiko-
lojik öğeler.
Üçüncü öğe, seçmene verdiği genel mesajlar, ya-
ni ekonomik ve sosyolojik program.
Türkiye'de Blair'den alınacak dersler ancak ilk iki
konuda olabilir.
Çünkü üçünçü öğenin, yani Işçi Partisi'nin Ingılte-
re için sunduğu sosyal ve ekonomik programın Tür-
kiye'de de anlam taşıyabilmesi için, Türk ve Ingiliz
toplumlannın birbirine benzemesi gerekmektedir.
Oysa Ingiltere ile Türkiye arasmdaki benzerlikler,
(Selahattin Duman'ın üslubu ile) bendeniz ile Tür-
kan Şoray arasmdaki benzerlikler ölçüsündedir.
Nitekim, yukarda belirttiğim kitabın çevirmeni Fin-
cancıoğlu da yazdığı sunuş yazısında bu noktayı vur-
gulamadan geçememiş.
Şöyle diyor Fincancıoğlu:
"On yedi yıllık Yenı Sağ iktidann hatalan nedeniy-
le, vartıklı uluslar liginde 13. sıradan 18. sırayageh-
lediyse de Ingiltere'nin sınıfsal ve ekonomik yapısı,
yine de ileri bir kapitalist ülkenin sınıfsal ve ekono-
mik yapısıdır. Ingiltere solunun -ideolojik bakımdan
ters görünse de- sağa daha yakın çözümler gerek-
sinmesinin nedeni de budur."
"Bu çerçevede bu kitap, Türk sosyal demokrasi-
sinin Ingiliz solundan esinlenmesine katkıda bulun-
mak gibi bir amaçla çevrilmiş değildir, tam tarsine,
Ingiliz soluna ya da daha genel bir çerçevede batı
Avnıpa soluna -ömeğin Aratık 1995 genel seçımle-
rinden önce CHP lidehiğinin yaptığı gibi- öykünme
eğiliminde olanlara, bunun hem anlamsız hem de
olanaksız olduğunu gösterme düşüncesiyle çevnl-
miştir; bazılannın sandığı gibi, ülkelerin özgün koşul-
lannı yadsıyan, evrensel bir solun var olmadığını or-
taya koymak amacıyla Türkçeleştirilmiştir."
• • •
Şimdi kısaca, karşılaştırmalı olarak birinci öğeye,
yani "rakiplerin durumu"na bakalım:
Ingiltere'de rakip tektir ve yorgundur. "Muhafaza-
kârParti" 18 yıldırtek başına iktidardadır. Bu süre her-
hangi bir iktidar için "çok uzun bir süre "dir.
Oysa Türkiye'de CHP'nin rakibi ne tektir, ne de her-
hangi bir rakip 18 yıldır iktidardadır.
Bu nedenle şu son sıralarda Baykal'ın benimse-
miş göründüğü, "Aman bir sivrilik yapmadan bekle-
yelim, nasılolsa iktidaraltematifi biziz. Önemli bir ha-
ta yapmaz isek sessızce beklemenin sonunda ikti-
dararmudu, bizim ağzımıza düşer" stratejisinm doğ-
ruluğunu kanıtlayan hiçbir gösterge yoktur.
Tam tersine, Türkiye'de sosyal demokrat partıler,
kendi aralarında bile bölündükleri ve parti içi hizıp sa-
vaşları, seçmenin sosyal demokratlara olan güveni-
nin kaybolmasına yol açtığı için "suskun kalmak" bir
anlamda, "yok oluşun yazgısına boyun eğmek" de-
mektir.
Sosyal demokrat liderler için zaman "susarakbek-
lemek" değil, "konuşarak güven sağlamak" zamanı-
dır.
Ikinci öğe olan parti içi düzenlemelere ve sosyal
psikolojik öğelere ise gelecek hafta değineceğim.
Medya Notu: Bir Mayıs dolayısıyla, "miting" söz-
cüğü yeniden özel kanallardaki cahil spikerlerin ağ-
zında, sakız gibi "miiiting" oldu. Türi<çeyi en güzel
kullanan spikerler TFiT'de. Üstelik haberleri de "çok
kötü" değil. Günde en az bir kez TRT haberlerini din-
lemek, insana hem başka kanallarda olmayan konu-
larda bilgi veriyor, hem de kulağını rahatlatıyor. Şid-
detle tavsiye ederim.
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili
4
Devlet diizeni
değîştirflemez^
ANKARA (Cumhurivet
Bürosu) - Anayasa Mahke-
mesi Başkanvekili Güven
Dincer, Türkiye'de laık top-
lum yapısı ve devlet düze-
nini kimsenin değiştırmeye
gücünün yetmeyecegini
söyledi. Dinçer, "Laik top-
lumsal düzen vedevletyapı-
sı, 75 vılhk cumhuriyet dö-
neminde Türk insanı için
doğal bir vaşam biçimine
dönüşmüştür" dedi.
Başkanvekili Dinçer,
Türkiye Ortadogu Amme
Idaresi'nın konferans salo-
nunda "Yerel Yönetimlerv'e
Yargı'' konusunda konfe-
rans verdı. Kalabalık birbü-
rokrat, hukukçu ve akade-
misyen topluluğunun ızle-
diği konferansta konuşan
Dinçer. yerel yönetimin be-
nimsendiği bir devlet yapı-
sı içinde demokratik yöne-
timin daha kolay uygulan-
ma şansı olduğunu vurgu-
ladı. Kişisel yapılan gereği
demokrasiye karşı olanlann
veya demokrat olmayanla-
nn, sürekli olarak kendıle-
rini yerel yönetimlerin kar-
şısında gördüklerini ve on-
dan uzak durmaya çalıştık-
lannı kaydeden Dinçer,
anayasa mahkemelerinın,
kuruluş nedenleri gereği ye-
rel yönetimlere. temel ilgi
alanlan olarak baktıklannı
anlattı. Dinçer. "Atatürkve
arkadaşları cumhuriveti
kurarlarken, valnızdev letin
yönetim biçimi konusunda
değil, belki ondan da önce
toplumun kültürel yapısı
konusunda aklı ve insanı te-
mel kabul eden laik bir top-
lumsal yapm ve devletdüze-
nini tercih etmişlerdir" dıye
konuştu. Dinçer. sözlerinı
şöyle sürdürdü:
"Bu tercih. cumhuriyet
Türkiyesi''nin modernleş-
mesindeveçağdaşlaşmasın-
da temel belirlevicidir. Bu-
gün laik toplumsal düzen ve
devlet vapısı. bizler için vaz-
geçilmezbir anavusabuvru-
ğu otmaktan çok öteye git-
miş ve 75 yılhk cumhuriyet
döneminde Türk insanı için
doğal bir vaşam biçimine
dönüşmüştür. Aynca ülke-
mizde laikliğin dav andıgı ta-
rihsel ve sosyal temeller çok
sağlamdır."