Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 1997 PAZAR
14 KULTUR
Dostlar Tiyatrosu 'nun yeni oyunu 'Simyacı' yarın Kenter Tiyatrosu 'nda başlıyor
A rtık Mehmet'in gözünün içine baktığımda
^k ağzını açmadan ne söylemek istediğini
/ J anlıyorum. Kişilik olarak çok zıt kişilikleriz
^^^m ama birbirimizi tamamlayan bir yanımız var.
-A. JL. Didişiriz, söyleniriz, ufak tefek
küskünlüklerimiz olur ara sıra. Ama bütün bunlann
temelinde derin bir anlaşma var.
" i p ^ ^ enim oyunculuk ve yönetmenlik tarzımda
m J daha çok metin ve düşünce ağırhklı bir anlayış
w^£ yatar. Mehmet ise duygu insanıdır. Akıl ve
m U mantık yoktur, sadece imge vardır. Onun için
• <~ tiyatro dili imgelerle var olur. Abidin Dino
onun için 'O bir imge dâhisidir' demişti. Işte o iki bakış
birbirini tamamladığı zaman iyi bir şey ortaya çıkıyor.
Yazgtnınpeşindebüyülü biryokuluk
DUYGU DURGUN
Brezilyalı yazar Paulo
Coeüio'nun. son bırkaç vıl
içinde sav ısız dile çevrilen,
tüm dünyada olduğu gibı
Türkiye'de de okurlardan
büyük ılgı gören yapıtı
'Simyacı', Dostlar Tiyatro-
su'nun yorumuyla 5 ma-
yısta Kenter Tiyatrosu'nda
başlıyor.
Richard Soudee v e Geor-
gesFouget'nin. Meviananın
şıinnden alıntılarla bu ro-
mandan uyarladiklan oyu-
nu. ti> atro uğraşını Paris'te
sürdüren Mehmet Ulusoy
ilk kez 1996 yılının ocak
ayında Martinik De\ let Ti-
yatrosu'nda sahneye koy-
muştu. Genco ErkaTın baş-
rolünü üstlendiği oyun.
ekim ayında Pans"te sah-
nelenmiş ve seyirciden bü-
>ük ilgı görmüştü.
Endülüslü çoban Santi-
ago"nun düşünde gordüğü
gızemlı hazıneyı bulmak
içınçıktığıyolculuğuvebu
yolculuk sırasında başın-
dan geçenleri aktaran 'Sim-
yacı', kişinin evrendeki ıç-
sel serü\ eninı anlatan büyü-
lü bir felsefi masal. Oyun-
da Genco Erkal, Tüla> Çi-
menser ve Emre Kına> rol
alıyor. Müzığini KudsiEr-
güner'in hazırladığı, Gen-
co Erkal'ın LemanĞiriÖi ile
birlikte Türkçeye çevırdı-
ği oyunun tasanmı. bu se-
zon birbırinden başanlı sah-
ne tasarımlanna imza at-
mış usta bir ısme. Duygu Sa-
ğıroglu'na aıt. Turne nede-
nıyle yalnızca 13 temsil ve-
recek olan 'Simyacı', 9.
Uluslararası Istanbul Tiv at-
ro Festivali'nede katılacak
Genco Erkal. düşünsel
ve ıdeolojık reçetelerin ça-
ğırruz insarunın gereksinim-
lerine artık yanıt veremedi-
ği günümiizde 'Simyacı'
gibi bir yapıtın gördüğü il-
giyi anlamlı buluyor ve böj -
lesi 'umutsuz' bir dönem-
de. kitabın ınsanoğluna ye-
ni bir ışık yaktığın: belirtı-
yor.
- 'Simyacryı oyunlaştır-
maya nasıl karar verdiniz?
GENCO ERKAL - Üç
yıl önce 'Nereye Gidhor-
sun Jeremv' ovunu ıçın
Fransa'da birturnedeydim.
Mehmet Ulusov bana 'Sim-
yacı' diye bir kitaptan söz
ederek okumamı istedi. He-
men kitabı aldım. Tume için
trene binerbınmez okuma-
v a başladım, bitmedi. Tren-
den sonra takside. daha son-
ra otelde okumaya devam
ettım. Provaya girmeden
önce kıtap bıtmıştı. Meh-
met'e hemen telefon açıp.
"Bu oyunu hangi zaman-
da. nerede. kimleıie yapa-
caksan ben vanm bunu bil"
dedim. Daha önce pek çok
ortak proje üzenne konuşur-
duk. Uzun uzun tartışınz,
ben mırın kırın ederim
Ama bu sefer hemen karar
verdik. Zaten ben ilk sezgı-
lerıme çok güveniyorum.
Bir metnı ilk kez okudu-
ğumda. ilk bakışta aşk or-
taya çıkıyorsa sonuca çok
kolay ulaşıvorum. Sonra.
büyük emek vererek oyuna
başladık. Martinık'te. Pa-
ris'te temsıller \erdik.
-Oyunun çevirisini de Le-
man Giritli ile birlikte siz
yaptınız. Nasıl başlayıp ge-
lişti çeviri siireci?
'Simyacı'yı Mehmet Uluso> yönetti.(Fotoğraflar: K.ADER TLGLA)
GENCO ERKAL -
Tekst. oyunu ilk kez Fran-
sızca sergiledığim için Fran-
sızca olarak ruhuma ışle-
mışti Türkçe çevinyegiriş-
meden önce birkaç kişiyle
birlikte deneme çalışmala-
n yaptım ama ıstediğımı
bulamadım. Sonundaarka-
daşlardedılerkı a
Bunuse-
nin yapman lazım, çünkü
ne istediğini ancak sen bile-
büirsin." Böylece çevirıye
başladım. Leman Giritli ile
birlikte çeviriyi tamamla-
dık. Şımdı bakıyorum da
gerçekten ıçime sindi. Da-
ha önce Fransızca olarak
yakalayabildiğim ritmi so-
nunda buldum. Türkçe çok
zengin bir dil. Aynı ritım.
aynı doğallık. yapıtın aynı
solukta çıkması, cümleler-
dekı vurgulann aynı yerle-
re gelmesi çok zordu. Biz-
de cümle yapısı ile Fran-
sızca ile tam tersi olduğu
için gerçekten de o aradığım
şeyi yakalamakta çok zor-
landım. Ama sanıyorum so-
nunda ıçime sinen bir şey
yaptım.
- 'Simyacı'da Coelho 'ki-
şisel mcnkıbe'den söz ede-
rek kişinin bir şeyi çok ar-
zularsa ona ulaşmak için
tüm evrenin işbirliği vapa-
cağını vurguluyor. Siz, ya-
şam biçiminj tiyarroya dö-
nüştürmüş bir sanatçı ola-
rak bu kavrama nasıl yak-
laşıvorsunuz?
GENCO ERKAL -
Oyunda bu kavram "kişısel
menkıbe" olarak geçmiyor.
çünkü özelhkle tiyatro sah-
nesi açısından bu deyimi
çok çekici bulmuyorum
Biz onu 'kendi alınyazısını
kendi yazmak' bıçimınde
çevırdık. Insanın yazgısını
gerçekleştirmesı olarak al-
'Deli' ile 'zırdeli'nin yeni projesi 'Kral Lear'
DostlarTiyatrosudeyince, Meh-
met Uiusoy'un Genco Erkal ile
birlikte imza attığı çalışmalan
anımsamamak olanaksız. Dostlar
Tiyatrosu'nda •KatkasTebeşirDa-
n«i'(19801,-Sevdah Buhrt" (1992)
ve •İçimdeki Çjğbk' (1996) adlı
oyunları sahneye koyan Mehmet
Ulusoy, 1962-72 yılları arasında
Avrupa'nın en öneinli tiyatro mer-
kezlerinde bulundu. Berliner En-
semble'da stajyer, Yeni Sorbonne
Ünhersitesi'ne bagh tiyatroensti-
tüsünde öğrenci. üç yıl boyunca
Milano'daki PkcoloTeatro'daGi-
orgio Streuler'in yönetmen yar-
dmicısı oldu.
'Türkive"de Devrim İçin Hare-
ket Tiyatrosu'ndaki sokak tiyat-
rosu çalışmalanndan sonra Paris'e
giderek 1972 yılında Theatredeli-
berte'y i (Özgûrlük Tiyatrosu) ku-
ran Ulusoy. bu yıl 25 vaşma giren
tiyatrosunda bugüne dek Kuzgun
Acar, Metin Deniz, Saim Bugay.
MehmetGiileryTİzgibi plastik sa-
natçılanyla çahştı. Yırmiden faz-
layapıtı sahneye koyan Uiusoy'un
son projesi. Genco Erkal'ın da yer
alacağı 'KralLear'. Fransa'da sah-
nelemeyı düşündüfü oyun için
'defice bir fikir'diyor Ulusoy. Çün-
kü 'Kral Lear'ı iki kişilik bir oyun
halinde sahneye taşımayı planlıyor.
"Genco ile uzun zamandır çab-
şıyoruz. Aramızda çok güzel bir
ahşveriş var. Bana deli divorlar
ama o zırdeli aslında. Bütün zor-
luklara rağmen senelerdir sürü-
yor bu dostluk. Şimdi akbmıza de-
İicebir fikirgekü. 'Kral Lear'ı sah-
neye koymak isn'yorum. İki kişilik
bir Kral Lear olacak bu. Genco
birden fazla rolfi üstlenecek. Di-
ger oyuncu isebir Fransızotecak".
Mehmet Ulusoy en büyük key-
fı, yurtdışmda 25yıldır kesıntisiz
olarak var ettiği Ozgürlük Tiyat-
rosu'nda tiyatro öğrencileriyle bir-
likte olmak; onlan yetiştirmelaen
alıyor. Tiyatro eğitmenliği konu-
sunda epey alçakgönüllü. "\enş-
tirmek de çok iddiah bir laf. İnsan
yetiştirirken yetişr'' diyor Ulusoy.
Bundan sonra altı ay Türkiye'de,
altı ay Fransa'da kalıp tiyatro öğ-
rencileriyle atölye çalışmalan yap-
mak istivor.
- Bu yıl 25. kuruluş yılı Ozgür-
lük Tiyatnmı'nun. Zaman içinde
nereden nereye gekli Ozgürlük Ti-
yatrosu?
- 25 yaşına geldi ama nasıl gel-
di ben de bilmiyorum. Bu süre
içinde başırmza çok-kötü işler de-
geldi. Tiyatromuz soyuldu. Bü-
yük maddi kayıba uğrâdık. Zaten
ben para işlerinden de pek anla-
mam. Neyse ki. Fransız Kültür
Bakanlığı tekrar ödeneğimizi ver-
dı. Şimdi tamamıyla artistik yön-
de çaltşmak istiyorum. Para işle-
rini artık asistanıma devrettim.
-Vurtdışındadevletveçesirifku-
nımlar tiyatrolann vuşaması için
gerckK altvapı desteğini vtrirken
Türkrye'de dev let desteği giderek
azalıvor. Bu durumu nasıl değer-
lendiriyorsu nuz?
- Türkiye'de inanılmaz yetenek-
li insanlar. inanılmaz projeler var.
Ama imkânlan çok zor. Tiyatro
köklü bir sanat. Insanın konuşma-
ya başladığı çağdan beri tiyatro
vardı. Şimdi tiyarroya bunun ya-
pılması çok ayıp bir şey. Oysa Tür-
kiye'detiyatro adına çok önemli iş-
ler olduğunu görüyorum.
- Genco Erkal, farklı tiyatro an-
lavışianna sahip olduğunuzdan söz
rtti. Sb birliktcliğini/i nasıl tanım-
hvorsunuz?
- Bazı karşıtlıklardan çok güzel
şeylerçıkaE Jıpkı diyalektikte ol-
duğu gibi. Şimdiye kadar çok bü-
yük tekstler yaptık. A>Tilıklanmız
da olsa bu karsrtlık çok güzel bir
yöne gidiyor.
- Arsya giren yıtor Türk that-
roseyircisiyte bağınıa zedeledi mi?
- TürkseyirciMne uzağım. ızle-
yemiyorum. Fakat çok güzel, çok
duyarlı bir seyirci olduğunu bili-
yorum Türkiye'de. Televizyon bir
bakıma üstünlük kurmaya başla-
dı tiyarroya ama son yıllarda özel-
likle Fransa'da tiyatroya yeniden
dönüş yaşanıyor. Bence sanatçı
her zaman yaratmalı. Halkla be-
raber olması önemlidir ama 'halk
böyle i^iyor' diye kalitesiz işler
yapmamalıdır. Halkı kaba görme-
yelim. Anadolu halkının diliyle,
müziğiyle çok geniş, çok köklü
bir birikimi var. Asıriardır bu bi-
rikimi yansıttyor kültüründe.
Jacques Prevert, şiiriyle sözcüklere özgûrlük kazandırdığı gibi resimleri de özgür kıldı
Yaşaım silkeleyen kolajlar...
ZEY7VEPSAYGI
Hepimizin aklında kalan resimler
vardır çocukken gördüğümüz, büyülü
dünyalar düşleten resimler... Kitap re-
simleri örneğin: Jules Verne'in büyü-
lü ve o döneme göre gerçeküstü öykü-
lerinı tamamlayan bu resimler kaç ço-
cuğun düş dünyasını renklendirmıştir
kimbilir?
Işte çocukluğunda ve gençliğinde
gördüğü resimler. fotoğraflar. baskılar
ve gravürler Fransız şair ve oyun yaza-
n Jacques Prevert'in de aklının bir kö-
şesinde kalmış uzun zaman. Ve bu bı-
rikım. Prevert'e ara sıra kâğıdı kalemi
bıraktınp. sanatçının eline makas alma-
sınayol açmış. Ünlü kolajlan böylelik-
le. çocukluğunun düşlenni şiirlerinin bü-
yüsüyle bırleştirme oyunundan doğ-
muş.
Şaır. oyun ve şarkı yazan Prevert'e
birdekolaj sanatçısıdenebilırmı?"En
sıradan gerçeğe en basit yollardan bam-
başka bir göriinüm kazandırmasıyla
tanınan" sanatçının kolajlan uzun sü-
re ciddiyealınmamış. "Birelimde ma-
kas diğer elimde yapıştıncı, ressamlar,
taş baskıcılar, grafikerler. gravürcüler-
le işbirliği yapıyorunT( *) diyen Pre-
vert'in. bu alanda ciddiye alınmamak
için elinden geleni ardına koymadığı bir
gerçek.
Prevert elinde makası v e ironik yak-
laşımıylaeski fotoğraflar, anonim bas-
kı ve gravürlerde karşılaştığı, toplum-
sal rollerini başanyla canlandıran. as-
kerler. din adamlan, fahişeler ve üzer-
lerindeki yükten habersiz küçük ço-
cuklara, gerçeküstü birdünya yaratıyor.
Onlara çoğu kez maymun, fıl, fok ve
diğer hay\an tasvirleri eşlik ediyor.
Ölümünden sonra kansı ve kızı ta-
rafından bir kitapta toplanan kolajlan,
arkadaşlanna ithaf edilmiş çalışmalar-
dan oluşuyor. En çok rastlanan isimler-
se. Robert Doisneau ve Boris Vian.
Anısına hazırlanan kıtap. sanatçının
dostlan Jean-Christophe Averty, Rene
Bertele, Marcel Jean, Andre Pozner,
Philippe Soupault ve Roland Topor,
Prevert'ın kişiliğı ve kolajlan üzerine
düşüncelenyle daha da zenginleşmiş.
Kısa süre önce yitirdiğimiz Roland To-
por'a kulak verelım: "Çocuklar uslu
durunca rvsimlerie ödüllendiriliıier. Us-
lu durduklannda bir rosiın gibi sakin
olduklan söjlenir. (...) Prevert hiçbir
zaman uslu olmadı ama hep resimleri
vardı. Bu resimleri yaramazlık \apma-
lan karşılığında okuldaki arkadaşlan-
na dağıtırdı. İncelikle seçilmiş bu re-
simler, bakanlann kafasında sürüyle
fikir yaratır, sürüyle istek uyandınrdı.
Gülme,öpme, sevme,> argılama ve dal-
ga geçme, kıznıa, başkaldırma ve saç-
malama gibi.»
Evimi ziyaret eden hırsızlar yanılma-
dılar geçen nisan. Onun bana verdigi ko-
lajlardan birini çaldılar. Sonradan onu
satmaya çalışmışlardır muhtemelen.
Başlanna ne geldi bilmiyorum. Borsa-
da fazla bir değeri yoktur Prevert'in re-
simlerinin. Ortalama bir Prevert resmi
ne kadar eder? Bakalım.. bakahm... Ba-
na göre ağırlığınca altindan daha değer-
lidir onunresimleri. Özellikle imzalı ol-
madıklan zaman daha da çok değerli."
Rene Bertele ise resımlenn de tıpkı
sözlükteki sözcükler gibi herkese aıt
olduğunu söylüyor. Şair Prevert, söz-
lükteki sözcükleri daha önce hıç duv-
madığınız biçimlerde kullanır. Aynı
oyun adımlanyla, resimlerden oluşan
bir şiir yaratır. Sevimli ve sert. yumu-
şak ve gaddar, kolay anlaşılır ve denn
anlamlı bu resimler. Prevert'in şiirle-
riyle aynı amacı taşır: Günlük yaşamı
silkeleyip kendine getiımek Sonuç ola-
rak Prevert tıpkı şiiriyle sözcüklere öz-
gûrlük kazandırması gibi, resimleri de
tozlu sessizlıklerinden kurtararak öz-
gürleştırmiştir Bertele'ye göre.
(*) Prevert burada colle-yapıştıncı
ve collaborateur-işbirlikçi sözcükleriv-
le bir ses ovunu yapar
gıladık. Yazgı, ınsanın ken-
di gücüvle elde ettiği ve
gerçekleştirdıği bırkavTam-
dır. İstek. hırs. heves, karar-
lılık. coşku. aşk.. hepsi bu-
nun içinde. Bu kitapta be-
ni çeken de bu oldu. Kjtap-
ta diyor kı "İnsan gençli-
ğinde ne olacağını, ne yap-
mak istediğini bilir. Fakat
zamanla birtakım gizcmli
güçler, kişinin idealini ger-
çekleştiremeveceğini kanıt-
lamava çalışır ve insan da va-
vaş vavaş düşlerinden vaz-
geçer" Bense çok erken v aş-
larda ne yapmak ıstediğime
karar verdım. Benim çev-
remdeki insanlar büyük bir
güçle tiyatroya gıtmemı, bu
mesleği seçmemi yasakla-
dılar. tehlikeli olarak gör-
düler Bütün bu engelleme-
lere rağmen kendi alınyazı-
mı kendimın yazdığını dü-
şünüyorum. Bu yüzden de
çok mutluyum. Kendi seç-
tığim volda pek çok güç-
lükle karşılaştım. Yasakla-
malar. yargılanmalar. sal-
dınlar, ekonomik zorluk-
lar... Kolay bir yaşamdeğil-
di. Ama bunlara rağmen
çok mutluyum. Yeni bir
oyunun öncesinde yararma
sürecinden. tiyatrodakı o
birebır pa\ laşımdan büyük
keyıf alıyorum. Günümüz-
de gençlik. artık eskisi gi-
bi kolay reçeteler olmadı-
ğından. > eni yeni şeyler ara-
vıp bulmak çaba gerektir-
diğinden çok çabuk umut-
suzluğakapılıyor. '80son-
rası hâlâ büyük bir karam-
sarlık. büyük bir çöküntü
yaşıyoruz. Işte bu kitap, in-
sanlara umudu aşılıyor. Sev-
givi öneriyor. Aşkın gücü-
nü kanıtlıyor.
- Fransız seyircisinden
sonra Türk tiyatro sev irci-
siyle nasıl bir paylaşım va-
şamayı umuyorsunuz?
GENCOERKAL-Türk
seyircisinde yürek. kafadan
öndegeli>or. Batılı seyirci
ise çok beyinsel yaklaşıyor.
Bızim seyircimiz daha sı-
cakkanlı. daha çocuksudur.
İçgüdüsel vaklaşır Bu.
oyuncunun işini kolay laştı-
ran biryaklaşım. çünkü da-
ha çabuk ve sıcak bağ ku-
rabilirseyırcivle. Batılı se-
yirci ise uzaktan ve eleşti-
rel bir gözle bakan bir se-
yircidir. daha zor kavrana-
bilir. Ama o seyircıye ken-
dinizi beğendirdiğiniz za-
man sızı çok ayn bir yere ko-
var.
- Türk seyircisinin daha
tepkisel. daha az eleştirel
davTanan bir seyirci oldu-
ğunu söyleyebilir miviz?
GENCÖ ERKAL - Ti-
vatronun kökenlenni. yazı
öncesi çağlardakı tiv atroyu
düşünürseniz. oradaki izle-
yicı ile oyuncu arasındaki
bağın da işte böyle bir bağ
olduğunu görürsünüz. Sade-
ce kafayla sınırlı olmavan,
hem izleyici hem de oyun-
cunun kendini koy\erdiği
bir ılişkidirbu. A>nı zaman-
da çocuksu bir yaklaşımdır
bu. K.imi oyunlar işte böy-
le biryaklaşım ıstıyorhâlâ.
- "Kafkas Tebeşır Daire-
sı" ve "Sevdalı Bulut'ta da
birlikte çalıştığuuz Mehmet
Ulusoy "la veniden bir arada-
suıız. Bu ortaklıktan söz eder
misiniz?
GENCO ERK.\L - Ar-
tık Mehmet'in gözünün içi-
ne baktığımda ağzını açma-
dan ne söylemek istediğini
anlıyorum. Kişilik olarak
çok zıt kişiliklenz ama bir-
birimizi tamamlayan bir ya-
nımız var. Didişiriz. söyle-
niriz. ufak tefek küskünİük-
lerimız olur ara sıra. Ama
bütün bunlann temelinde
derin bir anlaşma var. Be-
nım oyunculuk ve yönet-
menlik tarzımda daha çok
metin ve düşünce ağırhklı
bir anlayış yatar. Mehmet
ise duygu insanıdır. Akıl ve
mantık yoktur, sadece imge
vardır. Onun için tiyatro di-
li imgelerle var olur. Abidin
Dino onun için "O bir im-
gedâhisidir" demişti. İşte o
iki bakış bırbınni tamam-
ladığı zaman iyi bir şey or-
taya çıkıyor.
Alaska
• Akrebin Yolculuğu Ömer Kavur'un filminde
Mehmet Aslantuğ, Şahika Tekand ve Tuncel Kurtiz
rol alıyor (Beyoğlu Alkazar 293 24 66, Osmanbey
Gazi 247 96 65, Altunizade Capitol39119 35,
Bakırköy Avşar 583 14 97)
• Sessiz Düşman Harrison Ford ve Brad Pitt.
Alan Pakula'nın filminde başrollerde. (Beyoğlu
Emek 293 84 39, Osmanbey Gazi 247 96 65,
Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Akmerkez Sinema Braun
282 05 05, İstanbul Princess 285 06 95, Parliament
Cinema Club 263 18 38, Ortaköy Princess 236 20
72, Kadıköy Süreyya 336 06 82, A. Capitol 39119
35, Suadiye Movieplex 302 44 17)
• Basquiat Julian Schnabel'in filmı İstanbul Film
Festıvalf nde Jüri Ozel Ödülü aldı. Jeffrey VVright
başrolde (Tesvikiye AFM 224 05 05, Beyoğlu "
Alkazar 293 24 66. Altunizade Capitol 391 19 35,
Kadıköy Süreyya, Broadway 346 14 81)
• Aşkta ve Savaşta Sandra Bullock ve Chris
O'Donnell'in rol aldıklan filmın vönetmeni Richard
Attenborouah. (Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Şişli Kent
241 62 03,Ortaköy Feriye 236 28 64, Etiler Hillside
263 18 38, Bakırköy Carousel 571 83 80, Bakırköy
İncirli 572 64 39. A. Capitol391 19 35, Kadıköy
Bahariye 414 35 05, F. Bahçe Pyramid 348 01 50)
• Alaska Fılmin
vönetmeni FraserC.
Heston. (Suadiye
Movieplex 385 24 49,
Beyoğlu Lale 249 25
24, Çemberlitaş Şafak
516 26 60, Bakırköy
İncirli 572 64 39,
Bakırköy Avşar 583
14 97)
• Dante Yanardağı
Roger Donaldson'ın
yönettiğı, Pıerce
Brosnan ve Linda
Hamilton'ın rol aldığı
film. 90'lann en iyi
felaket fılmi olarak
adlandınlıyor. (Etiler
Akmerkez Braun 282
05 05, Tesvikiye AFM 224 05 05, İstanbul Princess >
285 06 95, Ortaköy Feriye 236 28 64, Osmanbey
Gazi 247 96 65, Beyoğlu Atlas 252 85 76, Fatih Feza '•
63116 08, Çemberlitaş Şafak 516 26 60, Altunizade
Capitol 391 19 35, Kadıköy Süreyya 336 06 82,
Bakırköy Carousel 571 83 80, Bakırköy Renk 572 /&
63, Pendik Güney 354 13 88, Florya Presûge 663 28
86, Cmraniye Princess 461 03 83)
• Turbulance Ray Lıotta. Lauren Holly ve Hector '
Elızondo'nun rol alıyorlar. (Beyoğlu Fitaş 249 01 66,'
Etiler Akmerkez 282 05 05, Maslak Princess 285 06 „.
95, Osmanbey Gazi 247 96 65, Kadıköy Kadıköy 337"
74 00, Bakırköy Carousel 571 83 80. Altunizade
Capitol 391 19 35, Pendik Oscar 390 09 69)
• Yol Arkadaşım Fil Yönetmenlığıni Hovvard
Franklın'in yaptığı filmde Bıll Murray rol alıyor.
(Beyoğlu Fitaş 249 01 66, K. Bahariye 414 35 05)
• Koyu Kırmızı Arturo Ripsteın yönetijor.
(Beyoğlu Beyoğlu 251 32 40)
• Star Wars George Lucas"f
m'fîîmı 20 ytttJftı sonra
yeniden dev ekranda. (Suadiye Movieplex 385 24 49,
Beyoğlu Lale 249 25 24, Ç. Şafak 516 26 60)
• Jedi'nin Dönüşü Film Star Wars üçlemesinin
bınncısi. (Şişli Kent 241 62 03, Beyoğlu Sinepop 251
11 76, Çemberlitaş Şafak 516 26 60, B. İncirli 572
64 39, Bakırköy Avşar 583 14 97
, G. Prestige 560 72
66, K. Reks 336 01 12, S. Movieplex 385 24 49)
• imparator Film Star Wars üçlemesinin ikincisi.
(Suadiye Movieplex 385 24 49, Şişli Kent 241 62 03,
Beyoğlu Lale 249 25 24, Çemberlitaş Şafak 516 26
60, Bakırköy Avşar 583 14 97, G. Prestige 560 72
66, Atrium Prestige 559 80 63, K. Reks 336 01 32)
• 101 Dalmaçyalı Walt Dısney Pıctures ürünü
olan yapımın vönetmeni Stephen Herek. İOI
Dalmaçvalı. mınik izleyiciler için Türkçe
seslendirilmiş. (Etiler Akmerkez Braun 282 05 05,
Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Tesvikiye AFM 224 05 05,
İstanbul Princess 285 06 95, Ortaköy Princes 227 91
47, Harbiye As 247 63 15, Fatih Feza 63116 08,
Çemberlitaş Şafak 516 26 60, Etiler Hillside 263 18
38, Bakırköy İncirli 57
2 64 39, Bakırköy Carousel
571 83 80, Altunizade Capitol 391 19 35, Kadıköy
Moda 33~* 01 28, Suadiye Cinemax 46744 67,
Erenköy Apollon 362 51 00, Bakırköy-74 572 04 44,
Pendik Güney 354 13 88, Cmraniye Princess 461 03
83, Avcılar Standart 695 36 45)
• Çılgın Marslılar Yönetmenliğıni Tim Burton'un
üstlendiği filmde başrolleri Jack Nicholson, Glenn
Close. Annerte Benıng. Pierce Brosman ve Danny
DeVito paylaşıyor. (Beyoğlu Fitaş 249 01 66,
Osmanbey Gazi 24' 96 65, Akmerkez FordMondeo
282 05 05. İstanbul Princess 285 06 95, Parliament
Cinema Club 263 18 38, Tesvikiye AFM 224 05 05,
Çemberlitaş Şafak 516 26 60, Altunizade Capitol
39119 35, Bakırköy Avşar 583 14 97, Suadiye
Movieplex 302 44 17, Kadıköy Reks 336 01 12)
• Relic Termınator ve Alıens filmlennin
yapımcılanndan bir gerilim filmı. (Beyoğlu Atlas
252 85 7
6, Bakırköy İncirli 572 64 39, Altunizade
Capitol 39119 35, Kadıköy As 336 00 50)
• Jerry Maguire-Yeni Bir Başlangıç
Yönetmenliğinı Cameron Crovve'un yaptığı filmde
Tom Cruise ro! alı>or. (B. Fitaş 249 01 66,
Osmanbey Gazi 247 96 65, İstanbul Princess 285 06
95, Bakırköy Avşar 583 14 97, K.Reks 336 0112)
• Eşkrya Yavuz Turgul'un yönettiğı. Şener Şen,
Uğur Yücel ve Yeşim Saikım'ın rol aldığı film.
Cumali ile 35 yılını hapishanede geçıren Baran'ın
tuhaf bir şekılde bırleşen kaderlennin övküsünü konu
alıyor. (B. Fitaş 249 01 66, O. Gazi 247 96 65,
Çemberlitaş Şafak 516 26 60, Bakırköy Avşar 583 14
97, KOcak 336 3? 71, K. As 336 0050, Suadiye
Movieplex 302 44 17, E. Apollon 362 51 00, Kartal
Kartal 389 06 16, Cmraniye Princess 461 03 82)
• Shine Scott Hicks'in yönettiğı film Avustralyah
piyanıst David Helfgott'un yaşamını konu alıyor.
(Şişli Kent 241 62 03). Beyoğlu Pera 251 32 40,
Kadıköy Moda (33 ^ 01 28)