Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 1997 PA2AR
10 PAZAR YAZILARI
Mayısın ilk gününde aykın düşüncelerBu satırlan mayısın ilk gününde
öğleden önce yazıyorum. Yani 1
Mayıs günü. Her yıl oldugu gibi bu
yıl da kaygılıyım, memleketten "kötü
haberfcr" gelecek diye. Henüz erken
arkadaşlara telefon edip durumu
sorrnak içuı. Açıp, sevgili Gülken
Akın'ın "Yaz" şiirini okuyorum
defalarca. Hele son üç dızesinde
takılıp kalıyorum:
Mayıs kendi sulanndan iner
Anadolu'ya
Mayıs kendi dağlanndan ıner
Anadolu'ya
Sevdiğim. yazgeldi yine.
Belki de yalnız biz Türkler kaygilıyız
bu güneşli. güzel mayıs gününde.
Evet, evet. Oyle galiba... tsveçliler,
her şeyden önce, akşamdan kalmalar
şu anda. Dün gece "mayıs ateşleri"
yakıldı, yazın (hangi yazın?) gelişi
kutlandı. Aslında bır Ortaçağ
geleneğınin sürdürülüşü bu ateş.
"cadılann" yakılmasının.
Çoğunluktan biraz farklı olan
kadınlan, yakalayıp atmışlar
önceden hazırlanan ateşe.
Ateşle ve içkiyle sürüyor gelenek.
Postaneler. bankalar doldu bir gün
önce; bankamatiklerde para
kalmadı. Cebine maaşının bir
bölümünü atan hemen herkes,
Tekel butiklerine üşüştü.
Gençler bol bira ve son
zamanlarda satış rekoru kıran "alkollü
gazozlarT aldılar. Gençler yazdıysak,
yaşı 21 "in altında olmayanlara. Daha
gençlere satış yok, varsa yoksa
ağabeyler. ablalar ve büyük
arkadaşlar. Çünkü 30 nisan gecesi
sokaklardaki sarhoşlann yanndan
fazlasının yaşı 20'den küçük olur.
"LegaT ya da "UlegaT bol bol içıldi
işte. Büyüklerin votka çeşitlerini
STOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
yeğlediklerini de ekleyelim.
Bu öğlen öncesi, yavaş yavaş
1 Mayıs kortejlerinde yerler
alınmakta. Sosyal demokratlar.
Sosyalist Sol Partililer. Maocular,
Anarşistler, Troçkistler ve bir dolu
"istier" kızılı bol bayraklarla
yürüyecekler. Hepten kızil olan
bayrağın patenti-evet, evet- sosyal
demokrat tsveç tşçi Partisi'nde oldugu
ıçin kızıl bayraklan onlar taşıyacaklar.
Gazetelerde "Bn yü 1 Mayıs'a ilgj az"
başlıklan atıldı. Isveç'in en büyük
gazetelerinden Expressen, eski bir
sosyal demokrat kavramı kullanarak
şu başlığı uygun görmüş: "tş'in
oğullan, nerelerdesiniz?" Yani
emeğiyle geçinen kesimin temsilcileri
aranılıyor.
Çünkü sosyal demokratlann da Sol
Partililerin de artık pek ilgisi
kalmamış iş ve ışçi çocukluğuyla.
Gazete hesaplamış:
bugün konuşacak sosyal
demokratlann % 67'sinin, sol
partililenn de % 72'sinin gayri
menkulü var. Yani ev sahıbiler. Her iki
parti üyelerinin yanya yakınının
geliri, ülke ortalamasının iki katından
fazla. Gazetenin yorumu şöyle:
"Sosyal demokratlar ve Sol Parti,
400'den fazla toplantu yürüyüş
düzenle\ecek. Expressen,
konuşmacılan gözden geçirdi. Çoğu,
yüksek geliril, nüfuzlu ve mevki sahibi
kişUer.Belki de bu yüzden sosyal
demokratlann bu yü saptadığı konu
oldukça yavan: 'İşsizlikle mücadele
edilecek. ekonomi dengelenecek.
refah borçla kurulamaz, amacımız
gençleri, yaşlılan ve Ortadoğu'daki
banşı korumak." Belki de bu yüzden
bu yılki kutlamanm pek fazla insanı
toplamayacağı tahmin ediliyor."
Henüz toplantılar başlamadı. ama bu
yorumun doğru oldugunu bir örnek
gösterdi bile. Kuzey Tsveç'in en
önemli kentlerinden Östersund'da 1
mayıs tarihinde ilk kez sosyal
demokratlar yürüyüş yapmayacaklar
ve yine bu kutlamalann tarihinde ilk
kez, sosyal demokrat bir maliye
bakanı 1 Mayıs konuşması
yapmayacak. Bakan Erik Asbrink
Östersund'da konuşacaktı.-eğer
kutlama programı. ilgı azlığından
iptal edılmemiş olsaydı.
Anlaşılmayan sanatlar
uzaktan güzeldir
MOSKOVA
HAKAN
AKSAY
Duydum kı Türkiye"de bır zatı muhterem
"Öyle senfoni menfoni dinfcrnem'' demiş.
Bunu derken de "Hak geldi baûl zail oldu"
türünden birtakım havalara girmiş: aklınca
musıkiye yağ çekerek kültür
emperyalizmine karşı bayrak açmış. İşte bu
kadar! lcabındadelikanlıvız, icabında
Müslümanız... Mozart'mış. Beethoven'mış.
takmayız!.. Efendim? Mozart "Türk
marşı"nı mı yazmış? Demek Türklenn
önemini o da anlamış! Ama yine de
dinlemeyiz. Ne Bach ne de Vivaldi! Ne
öyle: Gıy gıy da gıy gıy!.. Koyacaksın
teybe, şöyle oynak tarafindan bır şarkı.
değme keyfımize... Yabancımn notası da
kotası da bize vız gelir! Ne dedinız?
Elektriği falan bulanlar da yabancılar mı?
N'apalım! Kullanmayalım mı yani?.. O da
kâfirin Müslümanabır hizmetı olsun!..
Utanmadan Türkiye'yi yönetme göre\ine
aday olma cesaretini gösteren yontulmamış
bir odunun bu tutumunu kınamak kolay.
Ama kabalığın daha ince yöntemleri de var.
Hani şu "Ne anlıyorsun sanki bu müzikten,
diKni biliyor musun td?" türünden safça
sataş,malar:
u
Bu ressamın akündan zoru var,
vaüahi anladımsa Arap ola>ım!" gıbısmden
az çamurhı eleştıriler,"Yahu. bifiaere "
operaya gfttim, az kaldı horlamaya
başlıyordunT biçımındekı hafıf espriler...
Bakıyonım, Moskova'ya gelen kimı
Türkler gerçekten keyif duyarak,
kımileriyse"Gittiın. gördüm" diye
övünebilmek için buradakı bazı müzeleri.
bale ve operalan ziyaret ediyorlar. tkinci
türden olanlann hepsini aynı kefeye
koymak doğru değil belki. Bazılan
gerçekten iyi niyetle sanatla samimi olmayı
denıyor; kendini kasıyor, başkalanndan gen
kalmamaya çalışıyor: görüp duyduğunu
anlamaya gayret ediyor. İşte galiba mesele
de burada ortaya çıkıyor"'Anlama''
amacmda yanı. O seçkin sanat yapıtlan.
"Hah, bak şurada kız oglanın arkasından
ağhyor; şurada da adam kadına ihanet
ediyor; çaküm davayT türünden bır şıfre
gibi çözen dm kardeşımiz, küçücük bir
aynntıyı unutuyor: Duygulannı. görüp
duyduğunun yüreğınde yarattığı
titreşimleri... Varsın bestecinin bambaşka
bir duygudan üretmış oldugu müziğin bir
notası. bizde değişık bır derinliğe kapı
açsm: dinledikçe kendi delhizlerimize
kaybolup gıdelim... Işi bulmaca çözmeye
dönüştürmeyelım. Sanki bir pazar yazısını
okuyan herkes aynı şeyi mi hisseder? Ama
yaşken eğılen ağaçlar. bir türlü
yontulamayan odunlardan farklı olarak
eüzelliğın titreşiminı içinde duyumsuyor.
işte ben bu cümleleri kurmaya çalıştığım
sırada. 67 yaşındakı sıradan bır Sovyet
kadını hem ortalığı temızliyor hem de bir
melodıye eşlik ediyor. tlk notalanndan
hangi klasık bestenın geldiğim anlıyor;
müzıkle bütünleştıkçe yüz ifadesi ve
tav ırlan değişiyor. Ve bütün bunlan bana
ha\a atmak için değil. doğal olarak yaşıyor.
Şimdi tutsam, ona "Teyze, sen neden başka
insanlann kadeıierini değiştirme yetkisine
sahip bir politikacı olmuyorsun'" diye
• «JiMnişaşmr, ezilir 6üzülür. Kendi kendini
küçümser. Ama bizimkısi senfoni menfoni
takmadan her şeyi bilir, her şeye kadirdir.
Ne garip bir dünya bu böyle! Gerçek kültür
çizmelerin altına serilmeye hazır: sahte
olanı ıse neredeyse kartvizitlere yazılıp
davullu zurnalı reklam malzemesi olacak.
L Q C 1
Otoyoldaotomobilinizlcgiderken önünüzerözerinde de\ bir at kafası
0
lanbirtarlaçıksaherhaldeçokşaşınrdınız.AvTistral>anınMelbo-
urne kentindeki tarlaya yapümış bu de\ at kafası, Mctoria Teknik Üniversitesi'nden Debbie Barrie'nin sanat
ödevi. 12 hektarhk tahıl tartasını at başı biçiminde sürmek Debbie'nin tam 2 ayını almış. Debbie'nin bu ödevi
üniversite tarafindan beğenilirse genç kadın mezun olup ilkokul öğretmeni olmaya hak kazanacak. (RELTER)
Alman toplumu can korkusundan silahlanıyorPark yerini paylaşamayan iki otomobil
sahibinın kavgası geçenlerde Stuttgart
gazetelerine konu oldu. Artık olağan.
her gün rastlanan bu kavganın haber
olmasının nedeni iki otomobil
sahibinden birinin diğerine tabanca
çekmesiydi. Kaba
kuvvete başvuran 77 yas.ındaki adam,
kendinden 40 yaş gencini
kovaladıktan sonra Stuttgart yapımı
"yüdızlı" aracını park etti.
Alman Içişleri Bakanı Kanther'in
dertleri bıtmek bilrruyor. Mültecıler,
yabancılar yasası, yasadışı ve
köktendinci yabancı örgütler. 16
yaşından küçükler. çifte pasaport
derken şimdi de eyaletler içişleri
bakanlanndan gelen raporlar canını
sıkmakta. En son haberlere göre
Alman toplumu giderek silahlanıyor.
Canından korkanlar artık yönetenlere
güvenmiyor. Polism vatandaşı
koruyamayacağına inananlar silah
temin ediyor. Ruhsatlı veya ruhsatsız.
Almanya'da soygun, hırsızlık, baskın,
ırza geçme, adam dövme olaylannın
giderek artması. insanlan bu yola
itiyor. Yetkililerin basına verdiği
sayılar gerçekten çok düşündürücü.
I992'de~ 15 bin ruhsatsız silah ele
geçirilmişken bu sayı 1996'da 25 bine
çıkmış.
Türkiye'den gelen haberler de benzeri
gelişmenin ülkemizde de yaşandığını
göstenyor. 1990 öncesine kadar
toplam 110 bin ruhsatlı silah varken
STUTTCART
AHMET
ARPAD
1996'da bu sayı 700 bine fırlamış. Bu
müthiş artış, mafya-çeteleşme-faili
meçhül üçgeninin giderek nasıl
büyüdüğünün en önemli belirtisi.
Silahlanma çılgınlığında, ruhsatlı 85
bin, bir o kadar da ruhsatsız
"pompah"nın rolünü de unutmamak
gerek. Bu silahın, "kank mı, kansız
mı?" düşüncesindeki belirli bir
kesimin çoğunlukta yaşadığı
kentlerde özellikle satılması çok
ürkütücü.
Almanya'da bilinen bir gerçek. 9O'lı
yıllarda ülkenin doğuya açılmasının
polisiye olaylann artmasında en
büyük neden oldugu. lçişlerinin
açıklamasına göre ruhsatsız silah
temin etmek çok kolay. Rus ve Doğu
Avrupa yapımı ateşli silahlar piyasada
dolu. Sınır kapısı kontröllerinin çok
azaltılması da Fransa, lsviçre veya
Belçika gibi komşu ülkelerde kimlik
göstermekJe satın alınabilinen
tabanca-tüfeğin kolaylıkla
Almanya'ya sokulmasını mümkün
kılıyor.
Dikkati çeken ve şaşırtan başka bir
gelışme de önemli kışıler ile büyük
şirketlerin gittikçe daha çok özel
korumalar görevlendirmesi. Bu
pazara el atan güvenlik kuruluşlan
300 bin koruma görevlisi çalıştınrken
tüm Almanya'da daha az sayıda polis
memuru toplumu korumaya çabalıyor.
Alman İçişleri Bakanı Kanther'in en
son "itirafi" da. suç işleyen gençlerin
sayısındaki büyük patlama. 14-20 yaş
arasındaki Alman ve yabancı gençler
her geçen gün daha fazla kaba
kuvvete ve hırsızlığa yönelmekte
tngiltere'ye göre nedeni. 90"h yıllarda
tüketim toplumunda görülen
değişmeler ve denge bozulmasının
getirdiği. önüne bir türlü geçilemeyen
sorunlar.
Osmanlı'nın•• ••
gucu
farklılıkVIYANA
AYHAN
EVTIENSEL
Yıllar önce rehberlik
kursunda bize ilk
anlatılan kişılerden biri
Osman Hamdi Bey'di.
Topkapı Sarayı'nın içinde
o görkemli binasıyla
yalnızca lstanbul
Arkeoloji Müzeleri'nin
kurucusu değil, Türkiye
arkeolojisinin de babası
sayılan Osman Hamdi
Bey'i andık geçenlerde
Viyana'da. Mustafo
Kemal'in hem işgalci
güçlere hem de lstanbul
ordusuna karşı verdiği
savaşım gibi, hem talancı
Batılı büyükelçilere hem
de Anadolu kültürünü
1071'den basjatan
mantığına direnen Osman
Hamdi. Ya Osman Hamdi
Bey'in kardeşi Halit
Ethem Bey? Geçen
yüzyılın sonlannda
Viyana'ya gelerek o
zamanlar Efes kazılannı
yürüten Avusturya-
Macaristan lmparatorluğu
arkeologlannın yangından
mal kaçınr gibi neleri
buralara sırtlayıp
getirdiğini görüp hiddetle
şaşkmlık arasında
bocalayan Halil Ethem...
Sonra bir anda,
Viyana"daki kraliyet
üyelerinin karşısına
dikılip "Ya o parçalan
geri getirirsiniz ya da
bundan sonra kazı iznini
unutursunuz" diye onlan
paylayan ve gerçekten
şimdi Istanbul'daki
müzede gördüğümüz Efes
kalıntılannı kendisine
borçlu olduğumuz Halil
Ethem. Bu iki muhteşem
kardeşin ruhunu, geçen
hafta Avusturya'nın en
büyük acıkfcrttırma-
salonu Öorotheûm'da
andık. Devlet
yönetimindeki bu saray
yavrusunda düzenlenen
eski çağ buluntulan
konulu açık arttırmadaki
parçalardan bin. Viyana
Büyükelçılığimıze gelen
bır ihbar telefonu ve
ardından bulunulan
gırişimler sonucunda
satıştan çektirilmişti. O
anki sevincimiz
anlatılacak gibi değildi.
Sonra "Şimdi ne olacak"
diye sormaya başladık.
Dorotheum yetkilileri,
1900 yaşındakı bronz
heykelin Anadolu'dan
kaçınldığına dair somut
kanıtlar ıstiyordu. Aslında
heykelin üzerindeki
yazıtta yer alan takvim
sistemi, esenn şimdi
Adana yakınlanna düşen
Misis kentinde kullanılan
takvimle aynı oldugunu
ortaya koyuyordu. Tabii
ki Avusturyalı uzmanlar
henüz "Nasıl bir neden
bulsak da biz bunu
Türkiye'ye geri
versek" diye
düşünmedikleri için
bu kanıt pek yetersiz
kalıyordu.
Yammızdaki uzman
ıse saçlannı yolmakla
meşguldü: "Mümkün
—— değjl" diyordu, "ben
yıUanmı verdim o
bölğeye, başka yerden
olamaz!-"
Peki ne kalıyor geriye?
İşte şimdi gelin de Halil
Ethem Bey'in ,f
kemiklerinin
sızlamadığını düşünün.
Zamanında Avrupa'dan
ithal edilen kalaslan
(evet. evet, sütun olarak
kullanılan agaç
parçalannı) önce Hacca
gönderen mantığa, sırf
erkeklik organı ortalıkta
diye eski Mısır
tannlanndan Priapos'u,
ziyaretinden önce Selçuk
(Efes) Müzesi'nden
kaldıran mantık
arasındaki farkı bana kim
gösterebilir? Tarihimizle
banşalım naralan atanlar,
gerçekten tarihin T'sinden
haberdarlar mı?
Tarihimizin neresine
küsmüşüz?
Padişahlanmızın çoğunun
annesınin Avrupalı
prensesler olmasma mı?
Koca Sinan'ın,
Kavalalf nın, Barbaros'un
-şimdi bazılan köpürecek
ya- "Türk" olmamasına
mı? Osmanlı gücünü
-farklıhklardan" almış.
Harta Osmanlı, son iki
yüzyıl hariç. Anadolu
kültürünü bugünkü Kültür
Bakanlığı'ndan kat kat iyi
tanımış, araştırmış. Genç
Sultan Mehrnet,
çepeçevre kuşattığı
Bizans'a habire yardım
gönderen Venedik ve
Cenevizliler'e bakmış da
zamanın papasına neler
yazmış: "Ben ki Thjyalı
Priamos ve Hektor'un
tonınlanndan Mehmet,
aynı soydan geldigini
söyle>en siz Italyanlar'ıh I
üç bin yıl sonra
Akhileus'un torunlarma
yardım etmesini
anlamında..."
Tanhle banşmamız
gerektiğini savunan çok
bilmışler, önce tanhimizi
okusunlar. Dünyanm
gıpta ettiği, kendi
çağlannda tarihin akışına
yön vermiş kültürlerden
gurur duymamız aşılansa
okullanmızda. Hitit, Eski
Yunan lon'dan gelen
gerçek Romalı, Bizans,
Selçuk ve Osmanlı
kültürlen aynı önemle
öğretilse. ne gider New
York MetroDOİitan
müzesındeki
hazınelerimizı geri almak
için 30 yıl uğraşınz, ne
Sothebys'den bir çivi
yazılı tabletin yansı için
bir yıllık arkeolojik kazı
ödeneğimize eş miktarda
para dökeriz, ne de
Viyana kapılannda bizden
belge isteyen
müzayedecilerin ağzında
sakız oluruz!
LAİK CUMHURİYET-RADİKAL
İSLAM İKİLEMİNDE
ATATÜRK İNANÇ VE DİN
İKTİDARIN YOLU GENÇLERİN
OYLARINDAN GEÇİYOR
AVRUPA'NIN RADİKAL
İSLAM KORKUSU
HUKUK DEVLETi VE
13.YILINDA DGM'LER
ÇARPICI FOTOĞRAFLARLA
1 MAYIS
RUSYA VE ÇiN SAM AMCA'YA
BAŞKALDIRIYOR
ALTIN DEVLERiNiN
TÜRKİYE SAVAŞI
• BIZIMKILERIN ŞÜKRU BEY'INDEN. ŞEHNAZ TANGONUH UUHSIN INE
BIR KARAKTER SKALASI ERDAL OZYAGCILAR
• IĞNE OYALAR NDAtJ TABLCLAR
• GONUL SARHOŞLUGU SEMA
• ZONGLJLDAK ŞÇ'LERİNIN TARIHI YURUYUŞU BEYAZ PERDEDE
• IPKÇı LE PEN NASIL YUKSELDI
• MUSA KART İN ÇIZGILERI
Nokta Oergisif
internet Web Adresi:http: uHw.med>at
Nokta Dergisı. E-Mail Adresi: n(*ijfom«Jvalt\ı.cı«n
DÖRTYOL ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
1996 512
Davacı (ç) Nihat Alkan tarafindan. Selçuk Halıcı aleyhıne çek iptali davası açılmış, du-
ruşma günü ve da\a dilekcesi davalıyabugüne kadar teblığ edilememıştır. Mahkememız-
ce ilanen tebliğıne karar venldığinden; lstanbul ılı Selçuk Ticaret Hamidiye Cad. Kafkas
Geçidi Kızılay Hanı No: 19 adresinde ıkamet ettiği bıldırilen da\alı Selçuk Halıcf ya du-
ruşma günü ve dava dilekcesi ilanen tebliğ olunur. Duruşma günü: 28.5.1997 günü saat
09.00 Basın: 16941
IĞDIR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
1994/863
Iğdır C. Başsavcılığı tarafindan Davaname ıle mahkememize açılan kayıt tashıhi dava-
sının yapılan yargılaması sırasında verilen ara kâran gereğınce; Davalı Ibrahim ve Sani-
ye'den olma 1962 doğumlu Abulfez Toktamış tüm araştırmalara rağmen adresinden te-
min edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar venlmıştir. Karar gereğınce adı
geçen davalı Abulfez Toktamış'ın duruşma günü olan 12.5.1997 günü saat 09.35'te Iğdır
Asliye Hukuk Mahkemesf ne gelerek dava ıle ılgılı beyanlan ve delillerini bıldınnesı \e
kendısini bir vekılle temsil ettirmedıği takdırde yokluğunda yargılamaya devam olunup
karar verileceği teblığ olunur. Basın: 7395
FATSA ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1996-393
Davacı Ayşe Uşun tarafindan davalı Mehmet Uşun aleyhine açılan şiddetli geçımsiz-
lik nedeni ile boşanma davasının yapılan açık yargılaması sırasında venlen ara kararı ge-
reğince, Davalı Mehmet Uşun, göstenlen ve bildinlen adreslerde bulunamadığından, ad-
resi de tespit edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına karar verildiğinden, davalı
Mehmet Uşun'un 15.5.1997 günü saat 09.00'daki yukanda numarası yazılı boşanma da-
vasının duruşmasında Fatsa Asliye Hukuk Mahkemesi'nin duruşma salonunda bızzat ha-
zır bulunması veya kendisini bir av ukatla temsil ettirmesi, gelmediği takdirde HUMK'nin
213-377. maddeleri uyannca yargılamaya yokluğunda devam olunacağı ve hüküm ven-
leceği davetıye ve dava dılekçesine kaim olmak üzere ilanen duyurulur. Basın: 17356
YARKÖY KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1994,162
Davacı Enver Tufan tarafindan Yarköy ilçesı Zencir Köyü sınırlan içerisinde bulunan
144 ada 66 numaralı parselın davalılar Sıddıka Tufan. Ayşe, Dönüş, Zehra ve Hatice Cey-
han adma yapılan tespitin iptali için aleyhleirne açtığı dav-ada da\alılardan Ayşe, Zehra,
Hatice Ceyhan'ın tüm aramalara rağmen tebligata yarar açık adreslen tespit edilememış
olup yukanda isimleri yazılı davalılann duruşma gününü olan 5.6.1997 günü sata 09.00"da
mahkememizde hazu- bulunmalan, dava dilekcesi ve duruşma günü yenne kaim olmak
üzere ilanen tebliğ olunur. 3.4.1997 Basın: 17738
BORSA'NIN
LOKOMOTİFİ
YATIRIH FONLARI
Üç Aylık Bilançolar
Açıklanıyor
Meges Boya da halka açıldı
Vakıf Deniz Leasing'den
1.5 trilyon kar
Can Alp;
"Borsa'nın Gidişatı Çok Güzel *
e*t>
BORSADAKİ