23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 1997 CUMA HABERLER '8 yıllık eğitim' paneli • Haber Merkezi - Aydın Atatûrkçü Düşünce Derneği'nin düzenlediği "Sekiz Yıllık Kesintisiz. Seçrneli Derssiz Zorunlu Eğitim" konulu panel yann Aydın Belediyesi eski Düğün Salonu'nda gerçekleştirilecek. Gazetemiz yazarlanndan Samı Karaören, Ankara Üniversıtesi'nden Prof. Dr. Mustafa Altıntaş, Bilkent Üniversitesi'nden Prof. Dr. Özer Ozankaya ve Eğit-Der Genel Başkanı Mustafa Gazalcı'nın konuşmacı olarak katılacağı panel. saat 14.00'tebaşlavacak. Muhalefete YÖK morali • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksek Ögretim Kurulu'nda (YÖK) iktidar ağırlığını arttıran yasa önerisinın TBMM Genel Kurulu'ndan komisyona geri çekilmesini sağlayan muhalefet partileri moral buldu. CHPGrup Başkanvekili Oya Araslı, "Reddedileceğini anlayınca öneriyı geri çektiler, bu sevindırici. Ancak umanz teklifi geri çeken Milli Eğitim Komısyonu, gerekçelerini uygun bir şekilde degıştirerek getinr ve siyasal kadrolaşmaya imkan vermeyecek bır yapıya kavuşturur" dedi. ADD'ye saldırı zanlısı • ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Atatûrkçü Düşünce Derneği'nin (ADD) Keçiören Şubesi'ne 19 mayısgecesi gerçekleştirilen saldın konusunda bir zanlı yakalandı. Halen Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube trticai Terör bıriminde sorgulaması süren Abdulkadır Özdemir'in. ziraat fakültesini terk ettiği ve daha önce de benzer olaylara kanştığı bıldinldi. Akgüner'in göreve iadesi • ANKARA (AA) - Danıştay 10. Dairesi, Radyo ve Televızyon Üst Kurulu'nun(RTÜK). Tayfun Akgüner'in TRT Genel Müdürlüğü \e Yönetim Kurulu Başkanlığı görev lerinin düştüğüne ilişkin karannı iptal eden Ankara 2. tdare Mahkemesi'nin karannın yürütmesini ikinci kez durdurdu. 10. Daire'nin karannda. DYP'nin TBMM dışında yaptığı grup toplantısının "naklen ve canlı" olarak yayımlanmasının ilgili yasa hükümlerinde belirtilen yayın ilkelenne aykın bulunduğu belirtildi. Siyanüple altın att komisyonda • ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Izmir'in Bergama ilçesinde siyanürlü yöntemle altın elde edilmesi konusunun halkoyuna sunulması hakkındaki yasa teklifi, alt komisyona havale edildi. Komisyonun dünkü toplantısında konuşan CHP Izmir Millervekılı Aydın Güven Gürkan, sıyanür dışında da altın arama yöntemleri bulunduğunu ifade etti. t> Baskm seçimkararı Erbakan ve Çiller, 8 yıllık eğitim uygulaması ile MGK'den kaçmak ve DYP içindeki erimeyi önlemek amacıyla sandığa gitme karan aldılar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - R£- FAHYOL ortaklan. MGK, Yüksek Aske- n Şûra kararlan. 8 yıllık kesintisiz zorun- lu eğitim tartışması ve DYP'deki çözülme- ler nedeniyle gırdıklen bunalımdan çıkış yolunu. BBP'yi de koalısyona alıp "he- men seçime" gitmekte buldular. Hükümet ortaklarının, Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller" m başbakanlığında "'hemen seçime" gıdılmesı üzerinde ilke anlaşmasına var- dıklan bıldirilirken seçım tarihi konusun- da anlaşmazlığın sürdüğü öğrenildi. Erbakan"ın. pazar günü bir basm top- lantısıyla başbakanlığın 1 temmuzda Çil- ler'e devri için gerekenlerin yapılacağını veerken seçim karannı açıklayacağı öğre- nıldi. Erbakan'ın.başbakanlıktan istifa et- mesi durumunda, Çiller liderliğinde ku- rulması planlanan 55. hükümette görev al- mayı düşünmedığı belirtildi. RP'nin baş- bakanlık ödününün karşılığında 2 icracı bakanlığı isteyeceğıne işaret edilirken, BBP'ninde içinde yer alacağı birhüküme- tin, seçim takvimı, seçim yasası ve bakan- lık paylaşımı konulannda yenı bır bunalı- ma gebe olduğuna dikkat çekıldi. Başba- kanlık ve erken seçım pazarlığının. 8 yıl- lık kesintisiz zorunlu eğitim hazırlığının rafakaldınlmasıylayapıldıgına işaret edil- di. RP'nin, 8 yıllık kesintisiz eğitim konu- sunun Bakanlar Kurulu yenne önce Mec- lis'te ele alınması ıstemınin başbakanlık pazarlığına gıren Çiller'e de kabul ettiril- diğine dikkat çekıldi. Başbakanlık \e erken seçım pazarlığın- da BBP Iıderi Muhsin Yazrcıoğtu'nun da katıldığı öncekı günkü üçlü toplantıda uz- laşmaya varamayan Erbakan ve Çiller. dün topladıklan yetkilı kurullannda bır kez da- ha degerlendırmeyaptılar. Ikı lıder. toplan- tılardan sonra. Çiller'ın başbakanlığında hemen erken seçime gidilmesi üzerinde il- ke düzeyınde uzlaştılar. Erbakan'ın ekım. Çiller'ın de grubunun istemıni de dikkate alarak. 1998 Martı'nda erken seçim ön- gördükleri. ıki lıder arasında tarih konu- sunda henüz uzlaşmaya vanlmadığı. Erba- kan'ın RP hakkında açılan kapatılma da- vası nedeniyle seçim tanhinin erkene alın- masını istediğt öğrenildi. Kulıslerde, mil- Iervekıllerininemeklilikhaklannın24ara- lıkta dolacağına dikkat çekilerek. Mec- lis'ten en erken aralık sonu ıçin seçim ka- ran çıkacağı dilegetırildi. Erbakan'ın, baş- bakanlık devrinden önce TBMM'den se- çim karannın çıkanlmasını istediği de be- lırtıldı. DYP'de deklarasyon haartığı DYP'li muhalıf milletvekillerinin Çil- ler'in başbakanhğı ve ekım ayında seçim konusunda tepkili olduklan ve bu konuda bır deklarasyon hazırlıgına başladıkları bıldırildı. Hükümetin REFAHYOL-B şek- linde sürmesine karşı çıkan DYP'li muha- Çiller, DYP grubundan seçim koşuluyla hiikümetten çekilme yetkisi aldı. liflerin, yenı kurulacak hükümete güveno- yu vermemek için hazırlık yaptıklan da öğrenildi. RP'nin ekim ayında seçim öne- risinı tartışan DYP GİK üyelerinin büyük bölümü. nüfus sayımı, seçmen kütükleri ve seçim yasası yenilenmeden seçime gidil- mesıne şıddetle karşı olduklannı bildirdi- ler. GİK üyesi ÜnalErkan. DYP'nin ANA- YOL-SOL formülü konusunda kapılan ka- patmamasını isterken, Yabm Erez'in yakın ekibınden Izmir Milletvekili Hasan Deniz- kurdu. Erbakan'ın Çiller'e başbakanhğı vereceğını sanmadığını belırtti. Çiller ve Erbakan, dün yetkili kurullan- nı aynı saatlerde topladılar. Çiller Genel Idare Kurulu'ndan (GİK), "seçim koşuluv- la"hükümetten çekilme, yenı hükümet kurma konusunda yetki aldı. Aynı saatler- de toplanan RP Başkanlık Divanf nda da. Çiller'in erken seçim önerisi tartışıldı. DYP GlK toplantısı sürerken, Genel Baş- kan Yardımcısı Rıza Akçalı. Erbakan'ın çağnsı üzerine RP Genel Merkezi'ne gıt- ti. RP kurmaylan ile görüşen ve genel mer- keze dönüşünde gazetecilere "Olumlu ge- lişmcler var" diyen Akçalı, Erbakan'ın. ekimde seçım koşuluyla başbakanhğı dev- redeceği mesajını Çiller'e ilettı. Erba- kan'la telefonda görüşen Çiller'in ise gru- bunun da isteklenni dikkate alarak Mart 1998'i seçim tanhı olarak gösterdıği bil- dinldi. GlK toplantısından sonra bir açık- lama yapan Çiller, "ahde vefa" ilkesi çer- çevesinde koalisyon protokolüne bağlı ka- lacaklannı söyledi. Çiller. kendisine oy- birlığiyle yetkı veren GÎK'te alınan karar- lan önce RP ile paylaşacaklannı bildirdi. Çiller. "GİK, ülkenin kaçımlmaz bir bi- çimde seçim atmosferine «irdiğinı tespit et- miş durumdadır. Düşündükleri, nihai çö- züm halka gjtmektir" dedı. Başbakan Erbakan. Çiller'le yaptığı gö- rüşmenın ardından önceki gece geç saat- lerde. Devlet Bakanlan Fehim Adak, Lüt- fü Esengün. Adalet Bakanı Şevket Kazan ve bazı parti yöneticilenyle Başbakanlık Konutu'nda bir araya geldi. RP kurmayla- nnın Erbakan "a. "Çfller'e güvenmiyonız. Sağlam koşuilarla, birkaç ay içinde erken seçim karan alınırsa başbakanlık devre- dilmeir uyansında bulunduklan öğrenil- di. Erbakan'ın bu uyanyı da dikkate ala- rak Çiller'e. "erken seçim kararı için Mec- lis Başkanhğı'na önergeyi nrin, ondan son- ra isrifamı vereyim" mesajı ılettıği bildiril- dı. RP bakanhk isteyecek Erbakan, dün de Başkanlık Divanı üye- leriyle uzun süren bır toplantı yaptı. Bu toplantı sırasında BBP'yi de koalısyona alarak ekim ayında seçime gidilmesi koşu- luyla Çıller'in temmuz başında başbakan olabileceğı karan alındı. Seçim tarihinde uzlaşma sağlanması ve 55. hükümetin Çil- ler'in başbakanlığında kurulması duru- munda Erbakan'ın kabineye girmeme eği- liminde olduğu öğrenildi. RP'nin başbakanlık ödünü karşılığında 2 icracı bakanlığı daha isteyeceği kulisler- de dile getırildi. RP'lilerin, Milli Eğitim ve İçişlen Bakanlığı üzennde pazarlık yapa- caklan kaydedildı. Erbakan'ın yer alma- ması durumunda Muhsin Yazıcıoğlu'nun Başbakan Yardımcılığı'nı isteyeceği, Dev- let Bakanı AbduflahGüJ'ün Başbakan Yar- dımcılığı ve Dışişlen Bakanlıgı'na getiri- leceği kulislerde dıle getırildi. Çankaya hükümeti kaygısı REFAHYOL ortaklannın "hemen se- çim" karan ve Erbakan'ın 54. hükümetin istifasını verme mesajı üzerine gözler Köşk'e çevrildi. RP ve DYP'nin BBP ile birlikte koalisyon taahhüdünde bulunarak hükümeti kurma görevinin Çiller'e veril- mesini sağlamayı planladıklan öğrenildi. RP'liler. Erbakan'ın istifasını sunması durumunda Cumhurbaşkanı SüleymanDe- mirerin. yeni hükümeti kurma görevini Çiller'den önce ANAP Genel Başkanı Me- sut Yılmaz'a verebileceğine dikkat çekti- ler. Çevre Bakanı Ziyattin Tokar, konuyla ilgili sonıya. "Cumhurbaşkanı görevi ki- me verir, bilnıivorum. Onun için bir prob- lemvartaMT'yanıtını verdi. RP Erzurum Milletvekili Ömer Ozyıl- maz. Demirel ve Yılmaz arasında seçim hükümeti kurulması yönünde işbirliği ya- pıldığı duyumları aldıklarını kaydederek. "Başbakan istifasını sunduğu takdirde De- mirel, prosedühi uygular ve Çiller'den ön- ce görevi Yılmaz'a verir. Mesut Yılmaz da oyalama politikası izter. 45günlük süreyi so- nuna kadar kullanır, daha sonra görevi ia- de ettiğinde de Demirel anayasa hükmü ge- regi seçim hükümeti kurdurur" dedı. ANAP'a gececeği iddiasını yalanladı Aktuna istifa ediyor Istanbul Haber Servisi - DYP Istanbul Milletvekili Yüdıran Aktuna, bugün partisinden istifa edeceğini belirterek "Bir süre bağımsız kalacağım. Ondan sonra seçtiğim yolu gördüğünüzde, siz o yolu bana yakıştıracaksınız" dedi. ANAP'a geçeceğı yolundaki iddialan yalanlayan Aktuna, "Bir mücadele ver- diğini, bunu DYP adına değiL Türkiye adına başlattığını'* kaydetti. "2. tnsan Kaynaklan Kişisel Getişim ve Meslek Edinim Fuan". eski Sağlık Ba- kanı ve Istanbul Milletvekili Yıldınm Aktuna tarafından açıldı. Açılıştan son- ra gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Ak- tuna. ANAP'a gececeği yolundaki soru- lan, "Yok öyle bir şey. Hayali bir proje" diye yanıtladı. Bir mücadele verdiğini, bunu DYP adına değil, Türkiye adına başlattığını kaydeden Aktuna. sözlerini şöyle sür- dürdü: "DYP va bu koalisyondan çekil- mek zorunda kalacak veyahut da genso- ruya verilecek o\larla bu hükümet düşü- riilecek. Bunun için mücadeleeden bir in- sanım. Bunu vaparken benim için makul olan DV P'den istifadır. Ben de bunu >a- pıyonım. Şu anda benim D\ P'den istifa etmem demek, hemen siyasi geleceğimi garanti altına almak için bir partive gir- mem anlamına gelmez." BBP'yi de içine alan yeni bir RP-DYP koalisyon hükümeti kurulması gınşım- lerini yanlış bulduğunu kaydeden Aktu- na, "Hükümetin devamında ısran yan- lış buluyonım. DYP ve RP'nin BBP ile koaüsvonu sürdürmek istemesini de çok daha yanlış buluyonım. Halkın iradesi- ne, isteğine karşı bir direnme olarak görüyorum" dedi. BBP, başbakanlık sorununun çözümünü bekliyor 'Ortaldığa hazırız' ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Baş- bakan Necmettin Erbakan ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in. resmen koalis- yon ortaklığı önerdiğı BBP. hükümet or- taklığına en iyı koşulda gırmek için hazır- lık yaparken. ıki lidere de •*Başbakanlık so- rununu çözün, biz hükümette vanz" me- sajı gönderdi. BBP Genel Sekreter Yardımcısı Hanefi Çelik, başbakanlık konusunda Çillerya da Erbakan arasında tercih vapmalannın söz konusu olmadığmı belirterek "Biz her iki formüle de eşit uzaklıktayı/" dedi. REFAHYOCdan resmen koalisyon or- taklığı önerisi alan BBP, sadece 7 millet- vekili olmasına karşın kilit parti haline gel- di. Çiller \e Erbakan'ın öncekı gün BBP Iıderi Muhsin Yaacıoğlu'na resmen ortak- lık önermesmin ardından dün basın toplan- tısı düzenleyen Çelik, "Çiller, başbakanh- ğı alıp seçime bahar ayında gidelim diyor. RP. BBPvi de koalısyona alarak seçim ol- madan hükümetin devanunı istiyor. Biz her iki formüle de eşit uzaklıktayız, O nedenie teklife net bir cevap vermedik" dedi. BBP'nın olası bır hükümet pazarlığm- da. ittifaklara olanak verecek bir seçim ya- sası çıkanlması koşulunu getirmesi bekle- nirken. Çelik de hemen erken seçime gi- dilmesine karşı çıktı. Çelik. >oizde 10'luk ülke barajının daha aşağılara çekilmesini ıstedi. Hükümete girmek için ıki bakanhk ve başbakan yardımcıhğı ısteyip isteme- diklerine ilışkın bir soruva da Çelik. şu karşılığı verdi: "Bu konular önemli değil. Oluşturulacak hükümet, bizim dünya gö- rüşümüze uvgun, gerginliği giderici olma- u. Biz Sayin Çiller ve Sayın Erbakan'a, ba- kanhk konusunda herhangi bir taJep ilet- mişdeğiüz." BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ Refah Partisi Davası Üstüne... Şimdi herkes düşüncesini söylüyor, ben de be- lirtmeliyim: Hukuk sistemımizde, siyasal partiler- le ilgili yasaklamalararasında "parti hapatmak" da var. Böylesi önlemlere başvuran tek demokrasi bizimki de değil. Demokrasilerin kendilerini koru- ma hakkı vardır; bunun gözardı edilmesi yüzün- den işlenmiş feci cinayetler görülmüştür çağdaş tarihte. Refah Partisi'nin, başka partiler için suç olan bır şeyi işleme özgürlüğü yoktur. Onun ikti- dara geçmeden ve geçtikten sonra söyleyip et- tiklerine bakıldığında, "zimmet"inde çok şey bu- lunabileceği kanısındayım. Yeter ki, bu araştırma yapılırken, hukukun ölçüt ve kuralları olanca has- saslıkla uygulansın; hele hele başka öğeler ışin ıçi- ne asla karıştırılmasın. Bu, işin hukukla ilgili yanı! Konunun bir de siyasal yanı var kı şu: Siyasal yaşamın en önemli dinamiklerinden biri olan par- tilerin saf dışı edilmelerinı, o yaşamın akışına bı- rakmalıdırderim. Siyaset, öğretirken eğitirde. Bu- na karşın, tıynetinde eğitilme yeteneği olmayan- ları, politika er geç kusar. Öte yandan, RP'yi bu- gün kapatırsanız, bir başka ad altında bir gün ye- niden çıkar karşınıza; dahası, içinde banndırdığı bağnazlann "radikalleşme "lerinin kapısını da aç- mış olursunuz. Böylece, "teenni" ile yürümekte yarar var. Politikaya "günübirlik" değil, bir "süreç olarak" bakmalı. Işin bir yanı da bu! Bitmedi. • RP'nin kapatıldığını düşünelim. lyi ama Türki- ye'de, siyaset arenasında. bu işin parsasını top- layacak tıynette ve yapıda başka partiler var. Bir DYR birÂNAP, baştan aşağıya merkez sağ parti- ler böyledir. Soranlar oldu, biz de soralım: Eğitimden başlayarak, bugün RP'nin inatla sa- hip çıkıp ödün vermek istemediği olanaklan kim- ler hazırlayıp sundu ona? Bizzat RP de içinde olmak üzere, kimler yarat- tı bu batakhğı? RP'yi kapatacaksınız ama bataklık kalacak, öy- le mi? Olmaz öyle şey! En başta yapılması gereken, RP'nin arkasından devletin desteğinı mutlak olarak çekmektir: Öme- ğe eğitimden başlamak gerekirse, imam-hatip okullan, başlardaki amacına uygun olarak imam yetiştiren -bu bile laik devletin görevleri arasında değildır!- tek bir okula indirgenip eğitim yeniden "tek başlı" hale getirilmeli; bu okullardan çıkanla- rın, yetiştirildikleri alanda kullanılmaları kuralına tekrar dönülmeli; anayasadan zorunlu din dersle- ri çıkarılıp atılmalıdır. Bir tek değil de 27 ilahiyat fakültesi, yığınla Is- lam enstitüsü hangi ihtiyaca yanıt veriyor? Hangi çağdaş pedagojik gereğe hizmet ediyor Kuran kursları? Niçin devlet, öğrenci yurtlannda yetersiz kalır da tarikatlan işe kanştınr? Soruları arttırabilirsiniz, arttırmalısınız da. " ; Böylece, "8 yıllık kesintisiz eğitim", eğitim sis- temimizin tek sorunu değildir. Ne olursa olsun, devletin, şu ya da bu dinin, şu ya da bu mezhebin destekçısi olma görevine ke- sinlikle son verilmelidır. Anayasaya konmak gere- kiyorsa, asıl bu yönde yasaklar konmalıdır. Bataklık böyle böyle kurutulabilır. Ama bir şeyi daha yapmalısınız: Sınıflar arasın- da uçurumların açıldığı bir ülkede, sosyal adalet reformuna gidilmeli, devlet umarsız yığınlann, iş- çi ve emekçı sınıfın yanında yer almalıdır. O umar- sız yığınlardır ki, gericiliğin allı pullu "adil düzen" safsatalarına kanıp arkasından gidiyor. Nasıl suçlayabilirsiniz onlan? Bugün parlamentoda bulunan partilerden hiç- biri, bu sorunlar üzerinde açık seçik ve cesur bir programa sahip değildir. Hele merkez sağ parti- leri tamamıyla batmış, bir cüruf, birer müstahase durumundadırlar. RP'yi kapattığınızda, meydanı bunlara açmış olacaksınız veonlar, vaktiyle olduğu gibi, alabildi- ğine iki yüzlülük içinde, kollan sıvayıp bir leşin üze- rine üşüşecek ve sonra da aynalı çalıp torbalı oy- nayacaktır. Türkiye'de var olan siyaset kadrolannın temel sorunlar karşısındaki aczi, ufuksuzluğu görülme- den, sıradan bir yasaklama ile hiçbir şey çözülmüş olmaz. Bu kadroların bugün oynadıkları "hükümetçilik" oyunlan da, onlann nerelerde kaldıklarını, nasıl bir aymazlık veayvazlık içinde bulunduklannı göster- meye yeter. Yeni bir seçimden de köklü hiçbir şey beklen- memelidir. Tekrarlamalıyım: Türkiye'de gerçekten cumhu- riyetçi, demokrat ve devrimci güçler bir yol ağzın- dadıriar. UZYAZI /ORHAN BİRGİT REFAHYOL'u yapay olarak bir süre için daha yaşatma ça- balarının sonuç vermeyeceği- ni, Tansu Çiller'in bile anladı- ğı ve önceki akşam Başba- kanlık Konutu'nda Erbakan ve Yazıcıoğlu ile yapılan üçlü toplantıda, bu görüşünü açık açık söylediği. dünkü "Sabah" gazetesinin birinci sayfasını kaplayan haberlerden anlaşılı- yor. .Çiller, yeni bir gensoru oyla- ması için kendisiyle birlikte ha- reket edecek olan DYP'li mil- letvekillerinin sayılarını 105 olarak hesaplıyor. Yani şu an- da DYP ile üyelik bağını muha- faza eder görünen 12 millet- vekilinin yeni bir gensoruda karşı safta yeralacağını biliyor. Bu 12 milletvekilinin bir bö- lümü, Çiller'in genel başkan- lıktan uzaklaşacağı gün için henüz partileri ile bağlannı ko- parmayı düşünmüyor. Ama Yıldınm Aktuna gibi bugün is- tifa edeceğini açıklayanlann da olması, Çiller'in hesabının doğruluğunun bir kanıtı. DYP Genel Başkanı'nın, RE- FAHYOL'un bittiğini anlamış olmasındaki gerçekçiliğini, tek çözümün bir erken seçimde olduğu yolundaki görüşü ile karıştırmamak gerekiyor. Çil- ler, kendı hesabına ama sade- ce kendi hesabına bir erken seçimden başka çıkar yol gör- memekte haklı sayılabilir. Böylece, işleri büsbütün kö- tüye giden insanlann en sıkışık zamanlarında en çok aradık- ları şeyi, yani "zaman faktörü- nü" devreye sokmayı deneye- cektir. Bir erken seçim, DYP'yi adam akıllı silkeleyecektir. An- cak, genel başkan için önem- li olan beklentiler başkadır. Genel başkan olarak Çiller, bir erken seçim için başbakan- lık zırhını gıymeyi yararlı gör- mekte ve belkı bu koşul ile par- tisindeki hızlı çözülmeyi önle- yebileceğinin hesaplarını yap- maktadır. Dün bu amaçla toplanan DYP Genel Idare Kurulu'nun çalışmaları sürerken Erba- kan'ın DYP genel başkan yar- dımcılanndan Rıza Akçalı'yı Refah Partisi Genel Merke- zi'ne çağırarak yanm saat gö- rüşmesi ve kendisiyle Çiller'e bir mesaj göndermesi, iki orta- ğın arasındaki sinir savaşının Erken Seçim Blöfü sürdüğünü gösteriyor. Söylen- tilere göre, DYP'nin bir "erken seçim" isteğine karşılığı, bu mesajda, "derhalseçim" ola- rak yanıtlandı. Erbakan, bu ko- şulu kabul ederse Çiller'e 1 temmuzda başbakanhğı dev- redecek kapıyı açacak. Yani Cumhurbaşkanı'na istifasını verecek. Ama iki parti milletve- killeri ortak bir önerge ile ekim ayında seçim yapılmasını iste- yecekler. Yani, büyük çoğunluğu kampanya için gezilerde ge- çecek topu topu üç aylık bir başbakanlık sonucunda, Çil- ler'den nüfus sayımı yapılma- mış, seçmen kütükleri düzen- lenmemiş altyapı ile halkın ha- kemliğinegitmeyi kabul etme- si gibi bir kumara razı olması istenecek. Çiller, bu isteğe "Eı^efdese bile, ya milletvekiller ne diye- cek? Hele siyasi lügatta adla- n "değiştirme biıiiği" olarak ta- nımlanan, gelecek seçimin a- day adayı olmayı düşleyenler? Erbakan'ı bir erken seçim yerine "derhal seçim" karan için harekete geçiren neden, başsavcının RP hakkında ka- patma davası açmasmın altın- da yatıyor. Refah Partisi kur- maylan, bu davanın bir genel seçim kampanyasının ortamı içinde görüşülse bile sonuçla- namayacağının hesaplarını ya- parak hem partileri hem de kendileri için bir tür "dokunul- mazlık" beklentisine giriyorlar. Oysa gelecek yıla sarkacak bir erken seçim, Refah Parti- si'nin korktuğunu gerçekleşti- rebilir ve Anayasa Mahkeme- si'nin vereceği kapatma kara- n ile politikadan yasaklanacak olanların adaylıkları düşebilir. Erbakan ve kurmaylan için bu varsayım, RP'nin bir erken seçim yerine, genel seçimlerin öne alınmasının koşullarını aramayı gerektiriyor. Görülüyor ki, "erken" ya da "derhal" seçim istekleri, salt bu iki parti yöneticilerınin ayn ayn çıkarlar gereği yaptıklan, başka başka hesaplara da- yanmaktadır. Bir de her dönemde bu tür önerileri, bir politik fantezi gibi gündeme getirmek isteyen, a- ma ülkenin koşullarından da, gerçeklerinden de habersiz kimselerin bu türtartışmalarda merkez olma istemlerinden. Böyle biristem, unutulmasın ki 1995 genel seçilerinde De- niz Baykal'ın ağzından "hod- ri meydan" çağrısına dönüş- müştü. O dönemin parlamen- tosunda, bir genel seçim için öncelikle nüfus sayımı yasası, seçimlerin temsilde adaleti sağlamasına yol açacak bir düzenleme ile yapılmasını sağlayacak yasa gibi istekleri önermek isteyen CHP'Iİ millet- vekillerine, yeni genel başkan, tek güvence olarak CHP'nin kendisi ile birlikte yeni bir par- ti kimliğini kazandığını söyle- yerek yanıt vermişti. CHP'ye yeni bir parti kimliğini, Baykal ve arkadaşlan partinin yeniden açılışından sonra da giydirmek amacı ile bir dizi girişimde bu- lunmuşlar, bu girişimlerin sonu hüsranla bitmişti. Partinin ikin- ci cumhuriyetçilerin eline geç- mek üzere olduğu hayli geç anlaşılmıştı. Şimdi yeni bir rüzgâr estiril- mek isteniliyor: GHP'nin, bu- lunduğu yerden merkeze kay- ması ve Ingiliz Işçi Partisi'nin bir kopyası halinde seçmene sunulması hazııiıklan yapılıyor. Kısaca Baykal'a Tony Blair giysisi prova ediliyor. Yakın geçmişte, sevgili De- niz Baykal, birdönem de Filip- pe Gonzales rolünü benimse- mek istemişti. Yeni Cumhuriyet Halk Parti- si'nin, yepyeni hangi stratejide karar kılacağı bu partinin yö- neticilerinin ve bugünkü üyele- rinin bileceği bir şey. Ama, CHP adına ülkenin bu- günkü burgaçtan kurtulabil- mesi için düne kadar, bir der- hal seçim isteğinde ısrar et- mek ve gerekçe olarak da bu parlamentodan birçözüm hü- kümeti çıkacağını söyleyenler- de düş kınklığı yaratmaya kal- kışmak ağır bedeller ödetir in- sana. Cumhuriyet Halk Partisi, es- ki geleneklerinden sıynlacak kadar sahipsiz mi oldu diye düşünüyorum. Ve haksız olmadığımı sanı- yorum. YSK, yasa değişikliği bekliyor Gurbetçilere yine gümrüklerde oy ALPER BALLI ANK4RA-Yüksek Se- çim Kurulu Başkanı Tu- fan Algan. yasal düzenle- me yapılmaması duru- munda yurtdışında yaşa- yan Türklerin seçime ka- tılımlannın yine düşük düzeyde gerçekleştirilebi- leceğini belirtti. Algan, "Eğeryasal düzenlemeya- pılmazsa yurtdışındaki vatandaşlanmız ' yine gümriiklerde oy kullan- mak zorunda kalacaklar" dedi. Batı'da en fazla Türk yurttaşı banndıran Al- manya başta olmak üzere, Türklerin yerleşik bulun- duğu Avrupa ülkeleriyle anlaşma sağlanamaması da, anayasa hükmünün yaşama geçirilmesi konu- sunda engel oluşturuyor. Anayasa Mahkeme- si'nin, "yurtdışında bulu- nan Türk vatandaşlannın oy kullanabilmelerine" ilişkin yasav ı iptal etmesi- nin ardından ortaya çıkan boşluk dolduruhnadı. Algan, 1995 yılında ya- pılan anayasa değişiklik- leriyle yurtdışında bulu- nan yurttaşlara secimlerde oy kullanma olanağı sağ- landığını anımsatarak şunlan söyledi: -Bu değişiklikle hazır- lanan yasa,Anayasa Mah- kemesi tarafından iptal edildi. TBMM, anayasa- nın 67. maddesinde vur- gulananyurtdışında bulu- nan yurttaşlann oy kul- lanmasıvla ilgili olarak ya- saçıkarmazsaönümüzde- ki bir erken genel seçimde ancak 298 savılı seçimlerin temel hükümierini düzen- leyen yasanın 94. madde- sinde beliıiendiği şekilde sadece gümrük kapılann- daov kullandırabilecegiz.''
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle