Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 1997 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Egemen Sınıfın Hizmetinde Olacaksa...
Prof. Dr. NURIKARACAN
H
emen hiçbir ulke, eği-
tim sisteminden hoş-
nut değil. Bızde eğı-
tım, veten kadar vay-
gın ve nıtelıklı değıl
Hındıstan'da, bu ulke-
nın somurge olduğu donemde başlaj an
bazıalışkanlıklarMirmor Lısemezun-
lannın çoğu, Ingılterede tahta çıkan
kral ve krahçelenn adını ezbere bılıyor
da Hındıstan ın gerekMnımlennı kar-
şılavamıyor Çın'de eğıtımle ılgılı tar-
tışmalarsuruyor
Bazılan eğıtımın pıyasa mekanız-
masına bırakılmasmı savunuyor Bır
yandan "Biz sosyalist bir ulke\iz**dı>e-
ceksın. öbur yandan "Parayı basOran
okur" dıyeceksin O da ıyı Endonez-
ya. yenı lıseler, yenı unı\ersıteler kur-
makta zorlanı>or ABD'de ılkoğretım
ve ortaöğretımde ozellıkle fen bılımle-
n oğretmenlennın nıtelığınde belırgın
bırdüşuş var
Hemen her ulkede. ozellikle bizde. bir
yandan kıtlesel ışsi/lik var. ote \andan
işçi arayanlar ıstedikleri niteliktc işçi bu-
lamıvor. Işçı. unıversıte mezunu ara-
>anlann ıstedıklen nıtelıkte eleman bu
labılmesı ıçın eğıtıme venlen onem art-
tı Nasıl makıneye donatıma yatınm
yapılıyorsa eğıtım >oluyla ınsana da
yatınm yapılıyor Gelecekte hangı dal-
da ne kadar ışçı ya da ünıv ersıte mezu-
nu gerektığını eğitim planlaması hesap-
lıyor
Eğıtım ınsanın venmını ve ekono-
mıkgelışmeyı arttırdığı gıbı ekonomık
gelışme de ılende hangı tıpte elemana
gereksınım olduğunu gosterıyor Bır
yerde eğıtımın makıneve donatıma
yapılan >atınma oncelığı var Işe yara-
mavan makıneyı, donatımı bır kıyıya
atabılırsınız, fakat yanlış bır eğıtım po-
lıtıkası sonucu ışsız kalanlara "Sen şo>-
lebirkı>Tdaotur"dı>emezsınız \ıne
makineye. donatıma yapılan yatınmla
eğitim harcamalan dengeü olmak zo-
runda. Makineye, donatıma, altvapıva
yeteri kadar yaünm vapılmryorsa yeni
iş olanaklan açılmıyorsa bir sure sonra
her ver diplomalı işsizie dolar.
Eğıtım bır butundur Örneğın tanm
eğıtımı, nakıne muhendıslığı eğıtımı
Latınce eğıtımı, dınsel eğıtım bır ulke
eğıtımının bazı parçalandır Tanm \e
makıne muhendıslığı eğıtımlennın
ekonomık gelışme uzenndekı etkısı bu-
yuktûr Latınce eğıtımının ekonomık
gelışme uzenndekı etkısı kuçukrur
Dınsel eğıtımın ekonomık gelışme uze-
nndekı etkısı hemen hemen sıfırdır
Dınsel eğıtım yaygınsa bır sure sonra
vurtıçınde kanşıklıklar çıkabılır ve bu
da ekonomık gelışmeyı ters yonde et-
kılevebılır Bunakarşın gerektiği olçu-
de dınsel eğıtım de Latınce eğıtımı de
yapılmalıdır Nevarkı ekonomıkgeliş-
me önceliktaşır. Her toplum ileri gjrme-
Udir.
Turkiye'de eğitim paralı HIL parasız
mı olsun? Gelinn dağılımı çok kotu \e
halkın büyük çoğunluğu voksul olunca
'paralı eğıtım' diye tutturmak anlam-
sız oluyor. Bır yandan "Gelirleri piyasa
belirlesin" dıyeceksınız ote yandan pı-
yasa mekanızmasının ışlemesı sonucu
yoksul duşmuş ışçıler, koyluler, •'Nasıl
geçineceğiz? Çocuğumuzu nasıl okuta-
cağız" dı>e sorunca "sorry'" deyıp ge-
çeceksınız Bırvandan "Sosyal sımffi-
lan vok; kendini kanıtlayan herkes üst
mevkileregeçebüir''*di}ecek;>ınız öbur
vandan "Istatistikleregöreuniversiteyi
bitiren işçi çocuklarının yüzdesi iyice
duşuk" dıveceksınız Eğıtım yalnız
egemen s'ınıfm hizmetinde olacaksa oy -
le dev letı ne y apa> ım°
Ortaokulda başlayıp universiteyi bi-
ünnceve kadar suren yabancı dille eğj-
timi destekleyenlerin sayısı havli kaba-
nk. Oysa v abancı dille eğitim. somurge
ulkelerinde uygulanan bir vontemdir.
Fransa'da Ingılızce eğıtım yapılmaz
Hollandada, Norveç te Isveç teyarnız
doktora duzey ınde Ingılızce eğıtım var-
dır
Onemlı olan, yabancı dılde okuduğu-
nu anlamaktır O da dev let ortaokulla-
nnda ve lıselennde, orneğın haftada 5
saat >abancı dıl oğretmekîe başanlabı-
hr
Bızde ozellıkle Ingılızceye bu dılde
bulunmavan bazı ozellıkler atfedılır
Bır arkadaşım "Turkçe bilim dili değil.
Ben yazacağım şeyi once İngılizce vazı-
yorum'" demıştı Sankı tngılızce saç-
malamak olanaksız1
Oğrencınin iyı vetışmesi için iyi ders
kitaplan gerekir. Nasıl denizegirmeden
yuzme oğrenilmezse iyı kitaplar okun-
madan da iyi duşünükmez. Benım oku-
duğum >ıllarda ılkokul, ortaokul ve lı-
sede ders kitaplan merkezden belırle-
nı>ordu oğretmenın seçme hakkı yok-
tu
Universitede kursu saltanatı ve kitap
ticareti egemendi. Oğrencı, kursu baş-
kanının kıtabını okurdu Okuduğum
ders kıtaplanndan bın 1200 sayfaydı
ve fıvatı 40 lıravdı Bu çok yuksek bır
fı> attı Nıtekım, bu kıtabı aldıktan uç
> ıl sonra asıstan oldum ve ehme 250 lı-
ra maaş geçtı
Nevazıkkı okuduğumuz kıtaplann
çoğu kötu kıtaplardı Bunakarşılık, ben
oğrencıvken çıkan Kenneth Boul-
dingın Iktisadi Tahlil adlı çevınsınden
çok yararlandım Onerim, mumkun
olan durumlarda. çevirisi vapılacak ki-
tap iyi seçilmek ve iyi çevrilmek koşu-
luyla. çeviri kitaplardan yararlanılma-
sdır. Ama vaktın geç olduğunu da bı-
lıyorum Irmağı tersıne akıtmak guç
Bir ara hiç yeni universite açılmıvor-
du, son zamanlarda ise ilçelere değin
her yer universitelerle doldu. Buna yol
açan şey. veni universite açılan bolgeler-
de ov toplama umidi v e az merkezde yo-
ğunlaşan oğrenci hareketlerini butun
yurda dağıüp bir tehüke olmaktan çı-
karmak oldu.
Fakat vukseköğretımın nıtelığı de
duştu Bazı bılım dallannda. nıtelığı
duşse de eğıtım zararlı değıl Orneğın
ıktısat eğıtımı. bu eğıtımı gorenler, hu-
kumetın tepesıne tırmanmadıkça zarar-
lı değıl
Ama orneğın ınşaat muhendıslığı ve
tıp eğıtımı oyle değıl Bılgısız bır ınşa-
at muhendısının projesını çızdığı kop-
ru baraj çokebılır bılgısız bırdoktorun
tedavı ettığı hasta olebılır
Koy Enstiruleri deneyimi Turkıve'ye
çok vararlı oldu. Bu okullardan değer-
lı oğretmenler bılım adamlan, yazar-
lar yetıştı Bu okullar. kov çocuİclannı
eğıtmey ı topluma kazandırmay ı amaç-
lıyordu Dersler ezbere dayanmıyordu
Bılgıler kuramsal ve uygulamalı olarak
derslıkte tarlada, atolyede venlıyordu
Venlen bılgıler bölgelere gore değışı-
yordu Mezunlar. oğretmen olarak yı-
neköydeçalışıyordu Bu okullar 1952
yılında olmadık dedıkodular fırsat bı-
lınerek kapatıldı Bu okullar yıne açı-
labılır ve ılkokulu bıtıren koy çocukJa-
n arasuuten seçme yoluy la oğrencı ala-
bılır Ne var kı Turkıye 1952 yılından
bu yana pek değışmış değıl
İmam-hatip okulları. bugunku gibi
vaygın olsun mu. olmasın mı tartışma-
sı süruyor. Bır >azara gore (Millhet, 5
Nısan 1997), dev let lıselen dogrnatık
mezunlar verebıldığı gıbı, dınsel eğıtım
gormuş laıkler de v ar Bu duşunuş tar-
zı olasilıklan goz onune almadığı ıçın
eksıkve>anıltıcıdır Devletlıselennden
ıstenır nıtelıkte oğrencı yetışmesı ola-
sılığı daha yuksek, ımam-hatıp okulla-
nndan ıstenır nıtelıkte oğrencı yetışme-
sı olasılığı daha duşuktur Onun ıçındır
kı dev let lıselen yaygın eğıtım kuruluş-
lan olmalı. ımam-hatıp lıselen de bu
okul mezunlanna olan gereksinimi kar-
şılamalıdır
Hıç kuşku yok kı ıyı bır eğıtım sıste-
mı ıstenır bır şev Fakat iyi bir eğitim sis-
teminin de çözemediği sorunlar var. Or-
neğın, îngıltere"de vapılan bır araştır-
maya gore. ozellıkle bazı ışçı çocukla-
n vetersız ısınma. ozel odalannın ol-
mavışı yonlendırme eksıklığı gıbı ne-
denlerle daha ılkokula başlamadan ye-
tersız hale gelmektedır Yıne, okulu bı-
rakmak zorunda kalan çocukJann çoğu,
bunu yeteneksız olduğu ıçın değıl, aı-
lesının maddı durumu ıyı olmadığı ıçın
yapmaktadır Okuldanhaylazy a da ye-
teneksız dıye atılan çocuklann bır kıs-
mı, daha sonra bır yetenek olduğunu
kanıtlamaktadır
ARADABİR
Prof. Dr. SULEYMAN ÇELIK
Ondokıız Mayıs Unı\. Tıp Fak Oğr Uyesı
Abdülhamitr
e
Haksızlık Etmişiz
Said Nursı (Nurs Koylu Saıt) duzenlı bır eğıtım
gormemıştır Doğum yerı olan Bıtlıs'e bağlı ve cı-
vanndakı koy ve kasabalarda bulunan bırçok med-
reseye devam ettığı bılınmekle bırlıkte, geçımsız,
uyumsuz ve kavgacı bır kışı olduğu ıçın hıçbır med-
resede tutunup eğıtımını tamamlayamamıştır
9 yaşında başladığı medrese eğıtımıne 15 yaşın-
da son verdığı bıldırılmektedır Fakat bır medrese-
den ayrıldıktan ya da atıldıktan sonra, bır sure ara
verıp daha sonra başka bır medreseye gıttığı ıçın
toplam 6 yıllık bır eğıtım alrrvş değıldır
Murıtlerı, ustatlarının çok zekı olduğunu belırt-
mek ıçın "normal olarak 20 yıl alacak bır eğıtımı 3
ayda tamamlayabıldığını"onesurmektedırler Bız,
bu kadar zekı olup olmadığını bılmıyoruz Fakat
medrese eğıtımının, "ınsana bır şey kazandırma-
dığını, boş bır eğıtım olduğunu" anlayacak kadar
zekı olduğu kesındır Bu nedenle bu eğıtım ona
doyurucu gelmemış ve bırakmıştır
Bu arada Tanzımattan sonra açılmış olan laık
okullardaokutulan ders kıtaplannı ıncelemeolana-
ğını bulmuş, bunların ıçerdığı bılgıler karşısında
medrese eğıtımının ne kadar yetersız olduğuna lyı-
ce kanaat getırmış ve bu bılgılere sahıp olmama-
nın ezıklığını duymaya başlamıştır Fakat bu okul-
larda da dın derslerının olmamasını eksıklık olarak
değerlendırmıştır Buradan, okullara dın derslerı,
medreselere de fen derslerının eklenmesı gerektı-
ğı sonucuna varmış ve boylece aynı zamanda,
mektep mezunları ıle medrese mezunları arasında-
kı çatışmanın da sona ereceğını duşunmuştur Bu
goruşunu padışaha (2. Abdülhamıt) sunmak uze-
re Istanbul'a gelmıştır
O yıllarda (1890'lar) Sarayda panıslamcı propa-
ganda hazırlıkları yapıldığı ıçın gırışken bır molla
olarak sultanın yakın çevresıne gırmeyı başarmış
ve zaman zaman huzura kabul edılmıştır Bu ara-
da Istanbul'a gelışının asıl amacı olan eğıtım ıle ıl-
gılı yukarıdakı goruşlerını de padışaha sunma fır-
satını bulmuştur Fakat bu goruşlerı Abdülhamıt
tarafından kabul gormedığı gıbı tutarsız davranış-
ları, aklı dengesının yerınde olup olmadığı konu-
sunda kuşkular uyandırmış bu yuzden gozlem ıçın
Toptaşı Akıl Hastanesı'ne gonderılmıştır
Bugun gerıcılenmızın Ulu Hakan dıyerek sahıp
çıktığı ılerıcılerımızın ıse Kızıl Sultan dıyerek kotu-
ledığı 2 Abdulhamıt'e Saıt Nursı'nın 189O'lı yıllar-
da kabul ettıremedığı bu goruşler, ne yazık kı 90 yıl
sonra Abdülhamıt kadar yetkılere sahıp bır devlet
başkanı olan Kenan Evren tarafından kabul edıl-
mış ve okullara zorunlu dın derslerı konulmuştur
Temel eğıtımın tartışıldığı gunumuzde, "Kesıntı-
sız 8 yıl olsun fakat dın derslenne ek olarak oğre-
tım programına ımam-hatıp derslennı de seçme-
lı olarak koyalım" dıyenler, okulları medreseleştı-
rerek Saîd Nursı'den de daha genye gıtmek ıste-
mektedırler
Bu konuda kendılerıne bır ozgorev (mısyon) bıç-
mış olan Refah Partılılere dıyecek bır sozumuz ola-
maz Fakat "gelecek nesıllen değıl, gelecek seçım-
len" duşunen ve olaya sadece kuçuk polıtık çıkar
gozluğu ıle bakan Tansu Çiller, Mesut Yılmaz,
Mehmet Sağlam, Köksal Toptan ve Hasan Ce-
lal Güzel gıbı polıtıkacılara baktığımızda 'Yıllardır
Abdulhamıt'e haksızlık etmışız' dıye duşunu-
yorum.
Ormanlara Bakış Açısı Değişmedikçe...
Doç. Dr. YUCEL ÇAGLAR
Y
avgın bakış açısı değıştınlmedı-
ğınde neyapılırsa vapılsın, or-
manlann kurtarılabılmesı, or-
man vetıştırme çabalannın ba-
şanlı olabılmesı olanaksızdıt
Yakla^ık 150 vıldırvapılagelen
orman koruma v e genışletme çalı^malannın ula-
şabıldığı duzev bu gerçeğı açıklıkla ortava ko-
yuyor Ancak \ıne de aynı bakış açısında dıre-
nılıvor Orman muhendıslığı oğrenımı yapmış
bır Orman Genel \ludur "Yardımcısı 1980'lı yıl-
larda •*Doga)ormanlarrurizmlc>'okediliyorde-
ıuyor._ Eğer Turldye'nın mcnfaatı varsa ve Tur-
kıye ormanlan yok olup da ormanlardan temin
edilen fav da kav alardan gelecekse. ormanlan yok
edıp kaya vapalım. felsefemız bu. Eğer. Turki-
ye'de tunzm bır geür getınvorsa. ormanlann ge-
linrnn bın mısh ıse ve Turkıve'mn sahıl şeridıni
tamanıen etkilenuyorsa, elbette kı ormanlaryok
edilip turizme tahsis edıleceknr. Çunku, Türki-
ye'nin menfaatı v ardır. Gelir Turk milletinindir.
Biz olajı böyle gonıyoruz." dıyebılı> ordu
Şımdı de Orman Bakanlığı nın musteşaryar-
dımcılanndan bınsı, anajasanın "orman" sa-
yılan alanlannın ıçındekı "taşlık" yerler ıle ma-
kı alanlannın orman sınırlan dışına çıkanlma-
sına olanak vermemesınden yakınabılıvor, ge-
çen yıl, Marmans"tekı yangının 70 bın donum
ormanı vakmasinı onlevemeyen Orman Bakanı
ıle yıne orman muhendısı oğrenımı vapmış
Ağaçlandırma ve Erozyon kontrolu Genel Mu-
duru. buralarda kızılçam yenne fıstıkçamıyla
ağaçlandırma yapılacağından söz edebılıyor.
Başbakan Yardımcısı ıse hâlâ devlet ormanlan-
nın ozelleştınlmesınden dem vurabılıyor
Ormanlar uzunca bır donem, hemen hemen
yalnızca çeşıtlı amaçlarla kullanılmak ûzere
tomruk elde etmek ıçın kesılecek ağaçlann bır
arada bulunduğu yerler olarak gorulmuştur
Ovle kı, 1956'dan bu yana yururlukte bulunan
6831 sayılı Orman Yasası'nın ılk maddesı de
"kendi kendine yetişmişveya emekle yetiştirilmiş
ağaç ve ağaççık topluluğunu yerleriyle birlikte"
onnan sayan bır tanımı yeterlı gohnuştur Do-
layısıyla, ormancılık orgutlenmesının yapısı da
bu anlayış doğrultusunda bıçımlenmış v e uzun
vıllarbu doğrultuda etkınlıkte bulunmuştur Ilk
kez 196O'lı yıllann sonunda gundeme gelen ba-
kanlık duzeyındekı ormancılık orgutlenmesı, or-
manlan algılama bıçımının ve dolayısıyla da or-
mandıhk anlayışının değıştığı ızlenımını ver-
mekle bırlıkte bu değışme de buyuk olçude bı-
çımsel duzeyde kahnıştır
1991'de yenıden açılan Orman Bakanlığf nın
orgutlenme bıçımı ve yapılagelen çalı^malann
nıtelığı ıle ulkemızdekı hızlı ormansızlaşma su-
recıyle ılgılı tartışmalann ıçenğı onnanlan yan-
lış algılama bıçımının surduğunu ortava koy-
maktadır Ormancılık oğretımınden geçmemış
olanlann bu yanlışlık ıçınde olması, belkı hoş-
gorulebılır Ancak Turkiye'de Orman Bakanlı-
ğı nıntummusteşarlanvevardımcılan Orman
Genel Mudurluğu ıle ^ğaçlandırma ve Erozyon
Kontrolu Genel Mudurluklen'nın tum genel
İLAN
T.C.
DENİZLİ 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
EsasNo 1996 1083
Davacı Nenman Çoban tarafından davalı Hasan
Çoban ale>hıne açılan boşanma davasında,
Sazak Koyu Tefennı adresmde bulunan davalı Ha-
san Çoban adına çıkartılan davetıyenın gen donduğu,
soruşturma ıle adresı tespıt edılemedığınden bu kere
duruşma gunu olan 4 7 1997 gunu saat 09 00"da bız-
zat kendınız gelmenız veya bır vekılle temsıl ettırme-
mz, gelmedığınız veya bır vekılle temsıl ettırmedığı-
mz takdırde davanın yokluğunuzda gorulup
bıhnleceğı dava dılekçesı davehyesı teblığ yenne geç-
mek uzere ılan olunur
Basın 22205
BARIŞ PARTİSİ1. OLAĞAN GENEL
KURUL İLANI
Barış Partisi 1. Olağan Genel Kurulu 14 Haziran 1997
Cumartesi günü saat 10.00'da Ankara Atatürk Kapalı
Spor Salonu'nda aşağıdaki gündemle toplanacaktır.
Delegelere ilanen duyurulur.
BARIŞ PARTİŞİ
GENEL BAŞKANLIĞI
GÜNDEM
1. Açılış;
2. Divan Teşkili,
3. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı,
4. Kurucu Genel Başkanın sunuş konuşması,
5. Genel Yönetim Kurulu ve Merkez Yürütme
Kurulu faaliyet ve mali raporlarının okunması,
6. Raporların görüşülmesi ve genel değerlendirmeler,
7. Kurulların ibrası,
8. Genel Siyasi Değerlendirmeler (Konuşmalar)
9. Aday müracaatlarının alınması,
Ara
10SEÇİMLER
a. Genel Başkan Seçimi,
b. Genel Yönetim Kurulu Seçimi,
c. Merkez Disiplin Kurulu Seçimi,
d. Kurultay Bildirgesinin okunması,
H.Kapanış.
müdurlen ve yardımcılan, orman bölge ve ışlet-
me müdurlen ıle orman ışletme şeflen ve ağaç-
landınna başmühendısı ve muhendıslen orman
muhendıslığı oğrenımı yapmış kışılerdır Bu kı-
şıler ıçın aynı hoşgorûyü gosterebılmek olanak-
sızdır
Ne var kı, Tûrkıye ormancılığını yonetenler,
ozellıkle de son on-ort beş v ıldır Turkıye orman-
cılığının su başlannı tutnıuş olanlar. ormanlan
algılama bıçımlenndekı yanlışlıklann vanı sıra
başka yonlerden de ortak ozellıklere sahıptır
Tumune yakın bır kesımı "sağ" dunya goruşu-
nun "miHtan" sayılabılecek kışılendır Sozgelı-
mı, MHPçızgısındekadrolaşma, hıçbır donem-
de 1980 sonrasında. ozeliıkle de REF\HYOL
donemındeolduğudenlı yaygınlaşmamıştır Bu.
kesınlılde bır rastlantı değıldır
Orman Bakanlığf nın ve ozellıkle de Orman
Genel Mudurlügu'nun etkınlıklen son derece
buyuk bır sıy asaljızılgucü harekete geçırebıle-
cek nıtelıkte ve büyukluktedır Tum sağ sıyasal
partıler bu gerçeğı görebılmış ve değerlendıre-
bılmıştır Böylesı bır yapılanmada. ormancılık
orgutlennde bılgı ve becen bınkımı yeterlılığı
yenne v alnızca sağ sıy asal nıtelık, hemen hemen
her zaman kadrolaşmanın temel olçutlennden
bınsı olmuş,tur
Bu olumsuzluklara karşıhk Turkıye"de de or-
manlara yonelık ılgının artması, kuşkusuz sev ın-
dıncı bır gelışmedır \ncak, bu ılgının artık bi-
lince dönüşmesi gerekmektedır Bu doğrultuda-
kı bılınçlenmenın ılk adımı ıse ormanlara bakış
açısının değiştınlmesıdır Ormanlar artık, ço-
ğunluğu canlı sonsuz savıda oğenın oluşturdu-
ğu, canlı bır sıstem olarak
algılanmalıdır Doğaldır
kı, bo\ lesı bır algılama bı-
çımı, oncelıkle ormancı-
lık uğraşısının nıtelığının
değıştırılmesı gereğını
gundeme getırecektır Bu
nedenle ozellıkle orman
fakultelen ve onnancılık
meslek orgutlennın bu
doğrultuda yoğun bır oze-
leştın surecını başlatma-
lan gerekıyor Orman fa-
kultelen ve ormancılık
meslek orgutlen bugere-
ğı venne getırmedıklenn-
de varlık gerekçelennın
en azından tartışılır duru-
ma geleceğını artık kavTa-
malıdırlar Belkı de eşan-
lı olarak atılacak bır baş-
ka adım da çev re v e ozel-
lıkle de doğa korumacıla-
nnın Turkıye'dekı orman-
sızla^ma surecının temel
dınamıklennı kavrama
eksıklıklennı gıderme ça-
basına gırmesıdır Ozel-
lıkJe sağda solda. rasge-
le amaçlarla \e turlerle
ağaçlandırma yapmakla
ya da "Turkiye Ç61 Otaıa-
sm!" demekle, orman
yangınlan karşısmda ağ-
laşmakla yetındıklen su-
rece Turkıye ormanlan-
mn korunmasına ve ge-
nışletılmesıne kalıcı kat-
kılar vapamayacaklarını
bılmelen gerekıvor
C>te v andan. Turkı-
ye'nın demokratıkleşme-
sı ıçın ozvenh çabalara
gırenler. antıdemokratık
faşızan sıya^al eğılımlen
besleyen yapılanmalan
da sorgulamak zorunda-
dır Son yıllarda ıyıden
ıv ıve su >Tizune çıktığı gı-
bı dev let, ışlevlen tum bo-
yutlanyla sorgulanması
gereken yapılanmalann
başında gelmektedır \y -
dınlanmızın bu boyuta
ılışbn ılgi!.ızlığı sürdu-
ğunde ne ormansızlaşma
surecı durdurulabılecek
ne de demokratıkleşme
savaşımında kalıcı başa-
nlar elde edılebılecektır
Bırakalım "Bovle gel-
miş, bo> le gjtsuı" mı "•
PENCERE
Alacanın Ayrışmasında,
Aydınlığa Doğru...
1923 Devnmı nı gerçekleştırıp cumhunyetı kuran
kuşağın, ardıllarından kat kat ustun olduklarına ılış-
kın gerçek her yenı gun bıraz daha ortaya çıkıyor
Uzağa gıtmeye gerek yok, yalnız 1926 tanhlı Mede-
nı Kanun (Yurttaşlar Yasası) gerekçesını okumak bı-
le ınsanı çarpabılır Zamanın Adalet Bakanı Mahmut
Esat (Bozkurt) yasa gerekçesınde bır anıt-yazı çıkar-
mış ortaya1
Felsefe - tanh - hukuk boyutunda de-
nnlemesıne bır yapıt' Turkıye Cumhunyetı'nın nasıl
sağlam ve bılınçlı temellere dayandınldığını gosterı-
yor, geleceğı ongoruyor
Kımse danlmasın, 54'uncu hukumetın bakanları
ıçınde Mahmut Esat ın onda bırı kadar olacak adam
yok1
Yetmış yıl sonra ulke çapında tuyler urpertıcı
sığlığın sıyasetı yapılıyor
Cumhunyetı kuranlar, polıtıkacı ardıllannın bu olçu-
de kısır olabıleceğını duşunmuşler mıydı7
Ne olur-
sa olsun yıne de umutluyuz Dışardan ve ıçerden el-
bırlığıyle yıkmaya çalıştığımız laık cumhunyet, tum
saldınlan aşarak demokrasıyı yaşam bıçımıne çevı-
recek
•
Polıtıkanın sıyaset meydanında çıkmaza saplan-
masına karşın, toplumsal bır muhalefet oluşuyor
Işçı - ışveren - esnaf - aydınlar - memurlar - ser-
best meslek erbabı arasında bır dayanışma surecı
başladı, "Sıvıl ınısıyatıf" adı venlen bu dayanışmanın
'tanhsel' bır anlamı var Dayanışmanın ayaklan
Turk-iş
DİSK
TESK
TİSK
TOBB
Beş kuruluşun sınrfsal yapısı ıncelendığınde serma-
ye - emek ışbırlığı ortaya çıkıyor, sınıfsal bır uzlaşma
soz konusudur bır ıttıfak gerçekleşıyor
Kıme ve neye karşı"?
"Beşler" demokrasıye yonelık ve ırtıcaya karşıt bır
eylem planı hazırladılar Bu "aşamalı eylem planı" sı-
yasal amacı aşan bır ıçerık taşıyor gençlığın, kadın-
lann aydınların desteğını sağlıyor
Sıyasal partılenn yozlaşıp halkın gozunde guven yı-
tırdıklerı polıtıkacıların ulkenın çıkarlarını bır yana bı-
rakıp bırbııienne duştuğu, ulkenın çaresızlık batağı-
na saplandığı noktalarda asker, kurtancı gıbı duşu-
nulurdu
2000'e 3 kala sıvıl toplum orgutlennın sınıfsal çe-
lışkılennı de aşarak 'ınısıyatıf'i ele almaları, Turkıye
Cumhunyetı tarıhınde bır donum noktasını vurgulu-
yor
1923 Devrımı ıle cumhunyetı kuranların, yattıklan
yerde gonullerı hoş olsun
1
•
20'ncı yuzyılın ılk çeyreğınde cumhurıyetı kuranlar,
sanayı burjuvazısının oluşmadığı bır toplumda de-
mokrasıyı gerçekleştıremezlerdı
Ancak cumhurıyetçı rejımde, demokrasının altya-
pısını çağdaş hukuk reformu ve eğıtım seferberlığıy-
le gerçekleştırmeyı duşunduler
Bır tanm toplumunda laıklık ılkesı ve kadın haklan
gıbı davalar nasıl mayalanabılırdı''
Şenat hukukunun ağır bastığı islam dunyasında
akla havsalaya sığmayan bır devrım nasıl gerçekle-
şebılırdı?.
Yeryuzunde o vakte dek boyte bır deneyım yoktu...
Ama demokratık devnm gerçekleştı
•
Gerçekleşmenın olçutu şımdı ortaya çıkıyor, olabıl-
dığınce yaratılan sanayı burjuvazısıyle ışçı sınıfı, es-
nafın katılımıyla dıncı seruvene karşı ağırlığını ortaya
koyuyor
Sıyasal partılenn yonetıcılen bu donuşumun ayır-
dında mıdırlar^
GALATASARAY LISESİ
1977 MEZUNLARI
20 Mezunıyet Yılı Yemegı ıçın
Galatasarav Adası nda buluşuvor
31 Mayıs 1997 tarıhınde 19 30 da
ba$layacak olan yemeğe butun 77 hler davethdır
Not Sadece donem arkadaşUnv U e\ lı oUnlar eşlennı getırebıhr
İLAN
T.C.
ZEYTİNBURNU SULH HUKUK
MAHKEMESİ
EsasNo 1997 265
KararNo 1997 447
Hâkım Kemal Guzel 20998
Kâtıp Zanf Nalbantoğlu
Mahkememızce venlen 30 4 1997 tanhlı ve 1997 265
esas 1997 447
karar savılı karar ıle Nızamettın Aydın a
babası Gıyasettın Avdın vası tavın edılmıştır
Bu husus ılan olunur 30 4 1997
Basın 22679
T.C.
BAKIRKÖY 1. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ
DosyaNo 1997 323
Mahkememızce venlen 12 5 1997 tanh 1997 323
esas, 1997 450 sayılı karar ıle 1939 doğ Cemal Geç-
mez ın vesavet altına ahnarak eşı Nura Geçmez'ın vası
olarak tayın edılmış olup ışbu vasi karanna ıtıraz eden-
lenn kanunı suresınde ıtıraz edebıleceklen. ıtıraz vakı ol-
madığı takdırde hukum avnen kesınleşeceğı teblığ
venne kaım olmak uzere ılan olunur Basın 226^2
SI\AS 2. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1997 46
Davacı Mustafa Yıldız tarafından davalı Türkan Tan
aleyhıne açılan ızaleı şüvu davasında
\enlen ara karar uvarınca tum aramalara rağmen açık
adresı tespıt edılemeven davalı Turkan Tan adına ilanen
teblıgatyapılmasına kararvenlmış olup adı geçenın du-
nışmamızın bırakıldığı 26 6 1997 gunü bızzat mahke-
memızdehazırbulunması vevakendısını bır vekılle tem-
sıl ettırmesı, ası takdırde duruşmaya yokluğunda devam
edılerek karar venleceğı hususu HUMK nın 509 ve 510
maddelen uvannca teblığ olunur 14 5 1997
Basın 22203
G01-335477 Sen numaralı nurus cuzdanımı.
kaybertım hukumsuzdur
ZFKİ ÎN4L