Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 MAYIS1997 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
MecBs'e YÖK uyansıÖÜD ve ÖES tarafından yapılan açıklamada, TBMM'de görüşülmeye başlanan tasarının yasalaşması halinde
üniversitelerin REFAHYOL hükümetinin güdümüne gireceği belirtildi ve milletvekilleri duyarlı olmaya çağrıldı
tstanbul Haber Servisi - Üniversite
Öğretim Üyeleri Derneği (ÖÜD) ve
Öğretim Elemanlan Sendikası (ÖES),
REFAHYOL'un hazırladığı YÖK yasa
tasansının yann TBMM Genel
Kurulu'nda oylanacağına dikkat
çekerek bu oylamanın üniversiteler
için çok "kritik'' bir dönüm noktası
olduğunu vurguladılar. Tasannın
yasalaşması halinde üniversitelerin
tamamen REFAHYOL zihniyetinin
denetimi altına gireceğine dikkat
çeken öğretim üyeleri, parlamenterleri
dikkatli ve duyarlı olmaya çağırdılar.
YÖK. yasa tasansına karşı çıkan
İstanbul 'daki tüm üniversitelerin
rektörleri ve öğretim üyeleri, bugün
saat 11 .OO'de İÜ Fen Fakûltesi
Konferans Salonu'nda bir araya
gelecekler. Rektörler ve öğretim
üyeleri. toplantının ardından
akademik giysileriyle merkez
binadaki Atatürk anıtına kadar
"Ata'ya Saygı" yürüyüşü yapacaklar.
Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı
Prof. Dr. Burfaan Şenatalar dün
yaptığı yazılı açıklamada,
"REFAHYÖL darbesrnin
üniversitelere inmek üzere olduğunu
söyledi. Şenatalar, REFAHYOL'un
hazırladığı tasanyla 2547 sayılı YÖK
Yasası'nı değiştirmeyi ve YOK'ü ele
geçirmeyi amaçladığını belirterek
tasarının TBMM Milli Eğitim
Komisyonu'ndan geçtiğini, şimdi de
TBMM Genel Kurulu'nda
görüşülmeye başlandığını anımsattı.
Tasannın yasalaşması halinde mevcut
'Bütün üyelerin görevine
son verilecek'
YÖK Kurulu üyelerinin tümünün
görevlerine son verileceğini ifade
eden Şenatalar, 15 kişiden oluşan yeni
kurulun 6 üyesinin ise REFAHYOL
tarafindan belirleneceğini vurguladı.
Şenatalar, böylelikle YÖK'ün tam
anlamıyla REFAHYOL'un denetimi
ve güdümü altına gireceğine dikkat
çekerek "Bu tasan yasalaşırsa
üniversitelerde yeni bir gerginlik ve
huzursuzluk dönemi başlayacakür.
Hemen hemen tüm üniversiteler bu
tasanya karşı çıkmışlardır. Ne yazık
Id, bu genişlikte bir karşı çıkış bile, RP
ve DYP'nin akademik kariyerden
gelme liderinin politik hırslannı
frenkmeve yetmemişdr" dedi.
Üniversitelerin tüm parlamenterleri
bir kez daha uyardığını vurgulayan
Şenatalar, tasannın yasalaşmasından
tüm parlamentonun sorumlu olacağını
ifade ederek parlamentodan aynı
sağduyulu sesin yükselmesini
beklediklerini kaydetti.
ÖES Başkanı Prof. Dr. Izzettin Önder
de yaptığı yazılı açıklamada, YÖK
yasa tasansının oylanacak olmasının
Türk üniversiteleriyle ilgili kaygılan
bir kez daha arttırdığmı bildirdi.
Üniversitelerin YÖK kanalıyla siyasal
otoritenin denetimi altına sokulmak
istendiğini belirten Önder, şunlan
kaydetti:
"Biz ÖES olarak, bugün YÖK'ün
başına nelerin geleceği ile fazla ilgili
değUiz, fakat bu süreç fle
üniversitelerimizin büyük bir tehlike
ve siyasal çalkantrya aülacağı
nedeniyle kuşkuluyuz. Umuyoruz ve
diliyoruz Id, partamenterler,
üniversitelere karşı sorumluluklannın
idraki içinde davranarak salt
ünhersiteleri değiL YÖK'ü de içine
düştüğii durumdan uzaklaşürma
çabasına girerler."
İÜ Rektörlüğü'nden yapılan yazılı
açıklamada ise ilk kez 6 şubatta tüm
öğretim üyelerinin bir araya geldikleri
anımsatılarak bu toplantıda yapılan
uyanlann hükümet tarafından hiç
dikkate alınmadığının anlaşıldığı
bildirildi. tÜ Öğretim Elemanlan
adına yapılan yazılı açıklamada ise 4
ay önce gündeme getirilen söz konusu
yasa tasansının, cumhuriyetin temel
ilkelerine yönelik saldınlann arttığı
bir dönemde tekrar ortaya
çıkanlmasının düşündürücü olduğu
kaydedildi. REFAHYOL'un YÖK
Yasası'nda yapmak istediği
değişikliklere tepki gösterilmesinin,
YÖK'ün savunulması anlamına
gelmediği vurgulanan açıklamada,
üniversiteleri siyasi müdahalelerden
uzak tutmanın yaşamsal bir önem
taşıdığı bildirildi.
tÜ Göz Hastalıklan Araşürma
Merkezi Direktörü Prof. Dr. Celal
Erçıkan da yasa tasansının
oylanmasında TBMM'ye büyük görev
düştüğünü belirterek aslında YÖK
yasa tasansında değişiklikler yapmak
yerine, YÖK'ü tamamen kaldırmak
gerektiğini kaydetti.
Kararlar uygulanmıyor
Yargıyla
savaşa
bürokrasi
bahanesiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Bakanlık ve bağlı birimlerde yoğun
kadrolaşma hareketi gerçekleştiren RP'li
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati
ÇeHk, görevinden aldığı Kemal
Kıhçdaroğlu'nun yargı karanna karşın 3
aydır SSK Genel Müdürlüğü'ne iade
edilmemesine SSK Genel Müdürii Ekrem
Öna^ın^görevden alınmasına ilışkin
kararnamenin Başbakanlık'ta beklemesini
gerekçe gösterdi. CHP Malatya
Milletvekili Ayhan Fırat'm 7 Nisan 1997
tarihinde TBMM Başkanlığı'na Başbakan
Necmettin Erbakan tarafından
yanıtlanması istemiyle verdıği önergede,
Danıştay 5. Dairesi'nin karannı Idari
Davalar Genel Kurulu'nun da
onaylamasma ve yasal 30 günlük sürenin
geçmesine karşın Kıhçdaroğlu'nun neden
SSK Genel Müdürlüğü'ne iade
edilmediğini sormuştu. Fırat'ın sorusuna
yanıt veren Çelik, Danıştay 5. Dairesi'nin
verdiği Kıhçdaroğlu'nun görevine iadesine
ilişkin karann 19 Şubat 1997 tarihinde
kendilerine tebliğ edildiğini belirtti. Çelik,
Kıhçdaroğlu'nun yerine 11 Kasım 1996'da
Ekrem Önal'ın SSK Genel Müdürü olarak
göreve başladığını anımsatarak, şöyle dedi:
"Adı geçenin yerine atanmış olan Ekrem
Önal'dan kadro boşaldıgında söz konusu
'yürütmenin durdurulması' karannuı
uygulanması 20 Mart 1997 gün ve 2700
sayıh onay ile uygun görüldüğünden,
Ekrem Önal'ın SSK Genel
Müdürlüğü'nden alınmasını teminen
hazuianan karamame tasansu süresi içinde
20 Mart 1997 tarih ve 2412 sayılı yazımız
ekinde Başbakanlığa sevk edilmiştir."
Fırat. Çelik'ın yanıtının ardından
Erbakan'ın yanıtlaması istemiyle yeni bir
soru önergesı verdi. Fırat'ın dün TBMM
Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde,
şu konular gündeme getirildi:
"Kararnameler neden Başbakanhkta
bekletühor? Yüksek yargı kararlannın
tatbik edilmesi bir hukuk devlerinin gereğJ
değil mkiir? Eski SSK Genel Müdürü gibi
yüksek yargı karan alıp da göre>ine iade
edilmemiş olan kaç genel nıüdür. kaç genel
müdür yarduncısı ve kaç yönetim kurulu
üyesi vardu-?"
HSYK toplandı
Yargıtay ve
Danıştay üyeleri
belirlendi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
(HSYK), dün Ankara'da toplanarak
Yargıtay ve Danıştay üyeliklerine
seçilenleri belirledi.
Adalet Bakanlığı Basın ve Halkla
tlişkiler Müşavirliği'nden yapılan yazılı
açıklamada, Danıştay üyeliklerine,
Danıştay savcılan Turgay Candan,
Yılmaz Çimen ile Ankara Idare
Mahkemesı Başkanı Tülay Doğu'nun
seçildiği bildirildi.
Yargıtay üyeliklerine seçilenlerin isimleri
ise şöyle: Cengiz Yelbaşı, Ahmet_
Akyalçm. Neşe Can Seber, Ünal Ökten,
Türker Muratoğlu, Mehmet Erten,
Atalay Özdemir, Çoşkun Erbaş, Yavuz
Öztürk, Yüksel Karaddi Ömer Raci
Imamoğlu. Zeki Akar, Abdurrahman
Ekinci, Selamet İlday. Mahir Ersin
Gennec, Ali Alkan ve Ömer Koçak.
Açıklamada, Danıştay ve Yargıtay
üyeliklerine seçilenler için bugün Adalet
Bakanlığf nda mazbata töreni
düzenleneceği belirtildi.
PKK'nin, Zap kampında "Direniştepe" adını verdiği 2 bin 150 rakımh tepeye "Mehmetçiktepe'' adı veriklL (Fotoğraf: HASAN AYDIN)
Tahnut, opemsyomı kuuıdıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Iran, Türk Sılahlı Kuvvetleri'nin (T-
SK) Kuzey Irak'a düzenlediği "Çe-
kkj" operasyonunu diplomatik bir gi-
rişimle kınadı. Türkiye'nin Tahran
Büyükelçiliği Maslahatgüzan, Iran
Dışişleri Bakanhğı'na çağnlarak,
operasyonun sona erdirilmesi ve Türk
birliklerinin bir an önce geri çekilme-
si istendi. Türkiye ise operasyonun a-
maç ve kapsamının birçok kez açıkça
ifade edildiğini belirterek "Bölge ta-
mamen temizlenene ve Kürdistan De-
mokratik Partisi (KDP) bölgede dene-
timi ele geçirene kadar operasyon sü-
recektir. ıran'ın bundan kaygı duyma-
suıı anlamakta zorluk çekiyoruz"
açıklamasını yaptı.
TSK'nin operasyonu nedeniyle Çe-
kiç Güç'ün yerine oluşturulan Kuzey
Keşif Gücü'nün. Kuzey Irak'taki uçu-
şu yasaklandı. Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü Büyükelçi Ömer AkbeL dün
düzenlediği basın toplantısında, bir
soru üzerine, Tahran yönetiminin dün
diplomatik bir girişim yaparak T-
SK'nin Kuzey Lrak operasyonunu kı-
nadığını kaydetti. Türkiye'nin askeri
operasyonu, bölgeyi PKK varhğından
temizleyerek banş ve istikran sağla-
mak amacıyla yaptığını ve bu amacı
da birçok kereler açıkca dile getirdi-
ğini belirten Akbel, Irak'ın toprak bü-
tünlüğü, egemenliği ve bağımsızlığı-
na saygı gösterildiğini de söyledi.
Akbel, operasyonun ne bölgedeki
sivilleri ne de diğer yönetimleri he-
deflediğini vurgulayarak "İran'ın ni-
çin kaygı duyduğunu anlamakta zor-
luk çekryoruz" dedi. Akbel, bir başka
soru üzerine, operasyonun tamamlan-
masına yönelik bir takvim bulunma-
dığını. "bölge PKK'den tamamen te-
mizlenene ve KDP denetimi tamamen
ele geçirene kadar harekâon süreceği-
ni" bildirdi.
Akbel. Türk-Irak sınınnda tampon
bölge kurulmasına ilişkin bir soruya,
"Bölge tamamen PKK'den temizlen-
diğitakdirde tampon bölgeyede gerek
kalmayacak" yanıtını verdi. Sözcü
Akbel, Iran'daki seçimlerle ilgili soru
üzerine de seçimlerin tran'ın iç işi ol-
duğunu belirterek, Iran halkının daha
iyi bir yaşama kavuşmasından başka
bir arzulan olamayacağını söyledi.
6 aylık görev süresi 25 haziranda
bitecek olan eski adıyla Çekiç Güç
yeni adıyla Kuzey Keşif Gücü'nün T-
SK'nin Kuzey lrak harekâtı nedeniy-
le bölgeye uçuşlan yasaklandı. Keşif
Gücü pilotlannın Türkiye topraklan
içinde eğitim uçuşlannı yapmaya de-
vam ettikleri, ancak Türkiye'nin tali-
matı üzerine TSK'nin operasyon yap-
tığı 12 gündür Kuzey lrak üzerinde
denetim uçuşlannı gerçekleştireme-
dikleri öğrenildi.
Batılı kaynaklar, şu anda Keşif Gü-
cü'nün Kuzey lrak üzerinde uçuş ya-
pamamasmın sakınca yaratmadığını,
ancak bu durumun bir süre daha de-
vam etmesi durumunda Türkiye'ye
tepki vermek zorunda kalacaklannı
söylediler. Askeri yetkililer, Çukur-
ca'nın güneyinde Kırmızı Tepe hattın-
dan gece sızarak Kanimasi Deresi'ne
gelen birliklerin, bellerine kadar suya
girerek "komando geçişi" ile burayı
aştıklannı bildirdiler. Yetkililer, Türk
askerinin, "göğüs göğüse çarpışma"
ile bölgede egemenlik sağladığını
söylediler.
Askeri yetkililerin verdiği bilgiye
göre PKK'nin, Zap kampında "Dire-
niştepe" adını verdiği 2 bin 150 ra-
kımlı tepe de yine "askeri okullarda
ders konusu olacak" bir operasyonla
sadece 3.5 saat gibi kısa bir sürede ele
geçirildi. "Mehmetçiktepe" adı veri-
len tepenin yüksek kesimlerine Türk
bayrağı çekildi.
PKK'nin, "Türk askeri 50 metre
dahi yaklaşamaz" dediği Zap kampı,
tümüyle Türk askerinin kontrolüne
geçti. Operasyonda, 8 ay önce P-
KK'nin elindeki rehin askerleri kur-
tarmak için bölgeye giden RP Van
Milletvekili Fethullah Erbaş'ın kal-
dığı sığınağı da ortaya çıkanldı.
ÎÜ Avcılar Kampusu'ndaki etkinliklerde polisin yanlı tutumu da protesto edildi
Okullardaki fasist saldırılar kınandı
tstanbul Haber Servisi -
Geçen hafta içinde tstanbul
Üniversitesi'ndeki (fÜ) fa-
şist saldın ve polisin öğren-
cilere yönelik tavn, çeşitli et-
kinliklerle kınandı. Türkiye
Öğrenci Gençlik Dernekleri
Federasyonu (TÖDEF) Ku-
rultayı sonuç bildirgesinde,
üniversiteler üzerindeki bas-
kılann kalkması, üniversite-
lerin yönetiminin öğrenci,
öğretim üyesi ve çalışanlara
btrakılması istendi.
tÜ Avcılar Kampusu'nda-
ki Mühendislik Fakültesi'nin
geleneksel yıl sonu şenliği de
üniversitedeki saldınlar pro-
testo edilerek başladı. İÜ
merkez binada karşıt görüş-
lü öğrencilerin gruplaşmala-
nyla gergin başlayan gün
olaysız bitti.
TÖDEF Kurultayı sonuç
bildirgesi, dün Tabip Oda-
sı'nda düzenlenen bir toplan-
• TÖDEF Kurultayı sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede özel
üniversitelerin kapatılması ve okul yönetimlerinin öğretim üyesi,
öğrenci ve çahşanlara bırakılması istendi. Avcılar'daki şenlik, karşıt
görüşlü öğrencilerin gruplaşmalanyla gergin başladı.
tıyla açıklandı. Açıklamada, halküniversitelerinde eğitim önünde yapılan açıklamada
'Gençüğin kurtuluşu halkın
kurtuluşundan bağımsız de-
ğildir. Cniversiteler özgürleş-
meli ve demokratikleşmeli,
halka dayanan bağımsız ve
demokratik bir anayasa ya-
pılmahdır
77
denildi.
Çok güçlü ve sürekli bir
mücadele için gençliğin bir
araya gelmesi, üniversiteler
üzerindeki baskılann kalk-
ması, söz, karar ve örgütlen-
me hakkının tamnmasının is-
tendiği bildirgede; üniversi-
telerin halka açık, parasız, bi-
limsel ve demokratik olması
gerektiğine dikkat çekildi.
Bildirgede özetle şu görüşle-
re yer verildi: "Demokratik
halk içindir, üretimden yana
bir eğitim uygulanır. Özel
üniversiteler kapaülmalıdır.
Üniversitelerin yönetimi öğ-
renci, öğretim üyesi ve üni-
versite çalışanlanna bırakıl-
mahdır. Gençler, öğrenci
meclislerinde toplanmah ve
meclislerin üzerinde bir çaü
gibi yükselen gençlik cephesi
tüm gençliği kucaklamalıdır.
Tüm halk ve gençlik bağım-
sız, demokratik bir anayasa
ortakpaydasında birleşmeli-
dir."
TÖDEF ve İstanbul Yük-
sek Öğrenim Öğrencileri
(İYÖ-DER) adına Çapa Tıp
Fakûltesi Örtopedi Servisi
ise polisin sol görüşlü öğren-
cilere karşı uyguladığı şid-
det, hedef gözeterek ateş aç-
ması ve 150 öğrencinin gö-
zaltına alınması eleştirildi.
IÜ Avcılar Kampusu'ndaki
Mühendislik Fakültesi'nin
geleneksel yıl sonu şenliğin-
de de Beyazıt ve Laleli'de ya-
şananlar protesto edildi.
Fakültenin kantininde ya-
pılan şenlik, Mühendislik Fa-
kûltesi Öğrenci Kulüpleri
adına yapılan açıklamayia
başladı. Açıklamada, üniver-
site öğrencilerinin yoğun bir
polis ve ülkücü saldırısıyla
karşı karşıya olduğu savu-
nuldu. Bilim ve demokrasi-
den asla vazgeçilemeyeceği
belirtilen açıklamada, bu tür-
lü olaylann tekranna izin ve-
rilmeyeceği kaydedildi.
Açıklamada, 30 mayısa ka-
dar sürecek olan şenliğin 3.
gününün ise polis tarafindan
gözaltında dövülerek öldürü-
len gazeteci Metin Gökte-
pe'ye ithaf edildiği bildiril-
di. Açıklama sonunda öğren-
ciler, kısa bir süre "Faşizme
karşı omuz omuza" sloganı-
nı attıktan sonra şenlik için
kantinde hazırlanan takı ve
kitap sergisini gezdiler.
lU'nün Beyazıt'taki mer-
kez binasında karşıt görüşlü
öğrencilerin gruplaşmalan
üzerine çevik kuv^vet ekiple-
ri kampus içinde ve dışında
geniş güvenlik önlemi aldı-
lar. Gün boyu birbirlerinden
uzak duran gruplar, akşam
saatlerinde olaysız bir şekil-
de kampustan aynldılar.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
27Mayıs
Bugün 27 Mayıs 1960 "Devrimi'nin 37. yıldönümü.
27 Mayıs'a inanan ve kendini "27 Mayısçı" sayanla-
ra kutJu olsun.
27 Mayts 1960'ta, 16 yaşında bir lise öğrencisi idim.
Öncesi ve sonrasını tüm canlılığıyla yaşadım. Kendi-
mi 27 Mayıs'a ve 27 Mayıs'ın getirdiği özgürlükçü
1961 Anayasası'na çok borçlu sayanm. Bu, benim
için yaşamın bir parçasıdır.
Arna günümüz gençleri için 27 Mayıs, tarihte kal-
mrş bir "şey." Benim için ve benim yaş grubumdaki-
ler için, cumhuriyetin kuruluşu ne kadar "tarih" idiy-
se, günümüzün gençleri için 27 Mayts o kadar tarih.
•••
27 Mayts'la ilgili olarak yayımlanan epey kitap var.
Benim kitaplığımda bile, konuyla doğrudan ya da do-
laytı olarak ilgili kitap sayısı 50'den fazla. Ama bunlar
arasında, konuya nesnel yaklaşan çalışma sayısı, ne-
redeyse "sıfır." Yazılanlar ya 27 Mayıs'ı övmek için
yazılmış ya da yermek, hatta yerden yere vurrrâk
için...
Bugün üniversite sıralarında oturan bir çocuğu-
muz, "Şu 27 Mayıs nedir" sorusuna yanıt arasa, nes-
nel kaynak bulma konusunda çok zorianır.
• • •
Günümüzün gençleri; 12 Eylül'ü, 12 Mart'ı ve 27
Mayıs'ı "aynı kefeye" koyma konusunda kendilerin-
ce haklılar. Çünkü her üç asken harekette de silahlı
kuvvetlerin ulus iradesinin gerçekleşmiş olduğu TB-
MM'ye "müdahalesi" var. Fakat müdahalelerin "ne-
denleri" ve "tarzı" düşünülse, aralanndaki fark görü-
lür. Ancak her üçünde de ortak bir slogan var. Bu mü-
dahalelenn "ülkeyi birkardeş kavgasından kurtarmak
ve demokrasiye en kısa zamanda dönmek" amacıy-
la yapılmış olmalan. Tabii kimse bu "kardeş kavgası-
na" yol açan gelişmelerin sorumlulannın kimler oldu-
ğunu soramaz...
• • •
12 Mart ve 12 Eylül, silahlı kuvvetlerin, emir-ku-
manda zinciri içinde yaptıklan müdahaleler idi. 27
Mayıs ise, bir "cunta harek_eti"d\r. Türkeş'le Gür-
soytrak'ın; Madanoğlu ile Özdağ'ın, nasıl bir araya
gelebildiklerini anlamak pek kolay değildir. Ama za-
ten bu birliktelikleri deJazla uzun sürmedi.
27 Mayıs, gerçekten bir kardeş kavgasına son ver-
mek ve demokrasının önündeki "engellen kaldırmak"
amacına yönelik idi. Buna karşılık 12 Mart, 1961 Ana-
yasası'ndaki özgürlükçü düzenlemeleri "törpülemek"
ye "disiplinli" bir toplum oluşturmak amacına yöne-
Hkti. Bu amacı en iyi dile getiren kişi, 12 Mart'ın mi-
marianndan olan bir orgeneral olmuştu: "Sosyal ge-
lişme, ekonomik gelişmenin öylesine önüne geçtı ki,
müdahale etmek zorunda kaldık..."
12 Eylül ise Konya mitıngi ve bu mitıngdeki "yeşil
bayrak - kara ses'i bahane etmesine karşın, daha ilk
sabah "suçlulan" ilan etmiştı: Üniversiteler ve sendi-
kalar. Ve "dikensiz gül bahçesi" oluşturabilmek için
devlet, tüm güçleri ve hışmıyla bunlann üzerine gırö.
•••
27 Mayıs'ın 12 Mart ve 12 Eylül'den farionı anla-
madan, Türkiye'nin yakın tarihini anlamak ve doğru
bir biçimde değeriendirmek mümkün değildir. Ve çok
az kalmamıza rağmen kendini hâlâ "27Mayısçı" sa-
yan, benim gibi "biravuç dınozor", hâlâ bunu anlat-
manın çabası içindedir ve bu çabasını sürdürecektir.
Zira 27 Mayıs'ı ve Türkiye'yı 27 Mayıs'a getiren ko-
şullan unutmamak gerekir.
•••
Önce şunun aftını çizeyim. Başta Celal Bayar ol-
mak üzere, Demokrat Parti üst yönetiminin Atatürt<-
çü, çağdaş ve laik Türkiye konusundaki duygu ve dü-
şüncelennden hiç kuşku duymuyorum. Ama Türki-
ye'de cumhuriyetin kazanımlannı hedefleyen "siyasal
Islam "ın canlanmasının tüm sorumluluğu da onlarda-
dır.
Bu yanlışlığa düşmelerinin iki nedeni vardır. Bun-
lardan birincisı, Ismet Paşa'ya CHP'ye olan kin ve
kızgınlıklan öyle bir noktadaydı ki, kendilerine iktidar
yolunu açan "siyasal Islam'a karşı "mınnetborçlan-
nı" odemek istiyoriardı.
Ikincisi ise siyasal islama böyle ödünler verdikleri
takdirde radikal Islamcılann "önünü keseceklerini"
sanıyorlardı. Günümüz merkez sağı da aynı aymaz-
lık içinde değil mi?
• • •
"Sizistersenizhitafeti bile gerigetjrebilirsinız." "Ben
orduyu yedek subaylaria da yönetirim", "Odunu a-
day göstersem seçtiririm", "Bizim dış politikamıza
karşı çıkmak vatana ihanettir", "Devr-i sabıkyaratma-
yacağım" gibisinden inciler (!), DP'nin felsefesini net
bir biçimde gösterir. Hele halkı tam anlamıyla "bölen",
"vatan cephesi" rezilliği...
Peki DP böyleydi de CHP pek mi masumdu. pek
mi demokrattı? Elbette hayır. Onlar da yangına körük-
le gidiyoriardı. Ve sonunda öyle bir noktaya gelindi ki
müdahale kaçınılmaz oldu.
• • •
Hep yazanm. Eğer 27 Mayıs o üç insanı asmasay-
dı, çok daha iyi anımsanacaktı ve çok daha iyi ola-
cakt. Ama "asamazlar.." inatlaşması, maalesef bu
hüzün verici sonu hazıriadı.
• • *
Günümüzde "tırmanışa geçen" öğrenci olaylannın
ardında, acaba benzer bekjentiler var mı dersiniz? Bu-
nu ilerde irdeleyeceğim.
Bassavcı Ferzan Citici
'Savaşşikâyetçi
olursa sağcı basma
soruşturma açılır'
HULYATOPCU
İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı. RP hakkında
kapatma davası açan Yar-
gıtay Cumhuriyet Başsav-
cısı Vural Savaş'ı hedef
gösteren şeriatçı yayın or-
ganlanyla ilgili olarak so-
ruşturma başlatılması için
başsavcının şikâyetçi ol-
ması gerektiğini bildirdi.
istanbul Cumhuriyet
Başsavcısı Ferzan Çhki,
yayın organlannda. Sa-
vaş'ın giyabında hakaret-
te bulunulduğunu belirte-
rek "Yasa açık, isterse
cumhurbaşkaruolsun. Bu
tür olaylarda kişinin şikâ-
yetçi olmasuıdan sonra biz
soruşturma başlatabih-
riz" dedi.
Savaş, RP hakkında ka-
patma davası açmasından
sonra birçok şeriatçı ga-
zete, dergi ve televizyon-
larda tehditlerde bulunul-
muş, hedef gösterilmişti.
Selam gazetesi, "Bu sav-
cıyıcezabndmn", Akit ise
"Bu savcı raporluk" şek-
linde başlıklar atmışh. Sa-
vaş da yaptığı basın açık-
lamasmda, özellikle laik
aydınlan hedef gösterme-
si ile bilinen "Akit", "Mil-
li Gazete" ve "Yeni Şa-
fak"ın, yayınlannda ken-
disini terör örgütlerine he-
def gösterdiğini ifade et-
mişti. Savaş, bu yayınlar-
la ilgili olarak tüm cum-
huriyet savcılannı göreve
çağırarak "Adalet Bakan-
lıgı'nın RP'nin yönetimin-
de olduğu bir iktidarda
dahi bir başsa\cı>a haka-
retedenler hakkında cum-
huriyet savcılannın gere-
keni yapacaklanna ûıanı-
yorum. Ama korkarakve-
ya başka nedenlerle gere-
ğini yapmayanlar olursa
onlan HSVTC'ye şikâyet
edeceğim" demişti.