Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27MAYIS1997SALI-
OLAYLAR VE GORUŞLER
27 Mayıs, 1961 Anayasası ve Kazanımlar
Dr. ALEV COŞKUN
B
ugün 27 Mayıs 1960'ın
31 yıldönümünü kutlu-
yoruz. Devrimci bir nı-
teliğe sahip olan 27
Mayıs 1961 Hareketi,
Atatürk'ün açtığı ay-
dınlanma düşüncesine inananlann. kar-
şı devrimci kıpırdanışlara karşı bir ha-
reketidir.
27 Mayıs'a neden gehndiğini, nasıl
gelindiğıni irdelemekistemiyorum. Bu
konuda yıllardır yazılmadık bır şey kal-
madı; yalnızca Meclis'te kurulan "Tah-
kikat Komisyonu" aşamasına nasıl ge-
lındiğinı anımsatmak bile yeter, artar.
Bu komisyon ıstediği kişileri sorgu-
layabiliyor: tutuklayabiliyor, her türlü
yayını yasaklayıp toplayabiliyor, mat-
baalan ve gazeteleri kapatabiliyor, ge-
rekli gördüğü her türlü araç, gereç ve
belgeye el koyabiliyor, siyasal toplan-
tılan yasaklayabiliyordu.
Bu komisyonun çalışmalan gizli
olup kararlanna hiçbir biçimde itiraz
edilemiyordu. Bu kararlara karşı çıkan-
lar bir ila üç yıla kadar hapis cezasıyla
cezalandınlıyorlardı.
Şimdi soru şudur: Acaba, bu gıbi dü-
zenlemelere, yasaklamalara herhangi
bir demokratik ülkede gidilebilir mi?
27 Mayıs'ı anlamak için olağanüstü
yetkilerle donatılmış bu komisyonun
uygulamalanna bakmak yeterlidir. Sa-
dece basına konan yasak kararlanyla
kazınan sayfalar demokrasiye aykın
da\Tanışlarakanıtolmaya yeterlidir. Bu
nedenle 27 Mayıs'a neden gelindi, na-
sıl gelindi yerine, 27 Mayıs ne getirdi,
buna bakılmalıdır.
27 Mayıs'ın ürünü olan ve seçimler-
le oluşturulan Kurucu Meclis tarafin-
dan yapılan Anayasa üzerinde durma-
lıyız.
Demokrasi kuramı
Atatürk'ün kurduğu laik Cumhuri-
yet, Atatürk'ün en yakın silah ve dev-
rim arkadaşı İnönü'nün çabalanyla
1950'de çok partili siyasal rejime dö-
nüştü. 1961 Anayasası ise demokrasinin
temellerini geliştirmiş vepekiştirmiştir.
Ülkemiz güçler aynlığı esasına dayalı,
ulus egemenliğini koruyan, iki Meclis-
li (Millet Meclisi ve Senato) çağdaş bir
anayasaya kavuşmuştur. Bireyin devlet
yönetimine katılmasına olanak tanın-
ması. özellikle siyasal partilerin anaya-
sal güvenceye kavuşturulması çok
önemli adımlardır. Bu alanda "siyasal
partiler ister iktidarda. ister muhalefet-
te olsunlar, demokratik shasal yaşamın
vazgeçilmez unsurlandır" kuralına yer
\erilrruştır Daha adil bir temsili öngö-
ren nisbi temsil seçim sistemini getir-
miştir.
1961 Anayasası tkinci Dünya Sava-
şı'ndan sonra güçlenen ve tüm Avru-
pa'da gehşen demokratik ve çağdaş ana-
yasalardan (Fransız, AJman, Belçika,
ltalya, Iskandinav ülkeleri gibi) esinlen-
miş ve hepsinden ileride kurallar koy-
muştur.
İnsan haklan ve özgüriükler
kuramı
1961 Anayasası, 2. maddesinde dev-
let yaşamını düzenleyen temel ilkeleri
saptamıştır. Bu ilkelerin içerisine ilk
kez, "tnsan haklanna dayalı devlet"
kavramı girmiş. İnsan Haklan kavramı
devletin temelleri içine alınmıştır. Ana-
yasa, insanın doğuştan kazandığı hak-
lan korumakla yetinmeyip, insanın
maddı ve manevi varhğının gelişmesi
için gerekli koşullan da hazırlaması yö-
nünde devlete görev vermiştir. (md. 10)
3. binyıla girerken uygar dünyada önem
kazanan insan haklan anlayışının ulaş-
tığı son aşamalan, 1961 Anayasası çok
önceden görmüş ve kurallaştırmıştır.
1961 Anayasası'nda, "temel haklar
>eözgürlükler'' devletin kuruluşunu dü-
zenleyen esaslardan önceye alınmıştır.
Anayasa, böylece temel hak ve özgür-
lüklerin taşıdığı önemi vurgulamak is-
temiştir.
Temel hak ve özgürlükler kısaca sa-
yılıp geçilmemiş aksine anayasanın üç-
te biri bu olguya aynlmıştır. Bu konu-
daki en önemli yenilik "Bâr hakkm ve
hürriyetin özüne dokunulamaz" ilkesi-
dir.Yukanda sözü edilen u
insan hakla-
nna bağh devtet" ilkesiyle "temel hak
ve özgûıiülderin özüne dokunulamaya-
cağT ilkesi yan yana getirilip irdelen-
diği zaman, 1961 Anayasası'nm ne de-
rece ilerici ve devrimci bir anayasa ol-
duğu açıkça ortaya çıkıyor.
Sosyal devlet kuramı
Anayasanın 2. maddesi sadece insan
haklan temeline dayalı bir anayasadan
değil, "sosyal bir hukuk devletTnden
söz etmektedir.
Sosyal devlet ilkesi anayasada başlı-
başına ele alınarak kurallaştınlmıştır.
Bireyin devletçe konınması, çalışanla-
ra sendikal haklann tanınması, asgari
ücretle insanlık onuruna yaraşır bir ya-
şam düzeyi sağlanmasınm gerekliliği
açık bir biçimde belirtilmiştir.
Sosyal devlet; güçsüzlerin, yoksulla-
nn önündeki engellerin kaldınlmasını
öngörür. Ekonomik ve kültürel yönden
zayıflara ve güçsüzlere haklannın ta-
nınması ve bölgeler arasındaki denge-
sizliklerin giderilmesi yönünde devlete
görev verir.
Hukukun üstünlüğü kuramı
Türk toplumu 1954'ten sonra "ka-
nun devteti", sonralan "hukuk devJeti*'
kavramlannı ilk kez o günlerin ana mu-
halefet lideri tnönü'nün söylevlerinde
duydu. Ama 1961 Anayasası bir adım
daha ileriye giderek "hukukun üstün-
lüğü" ilkesini, anayasasının vazgeçil-
mez öğesi haline getirdi.
Aynca, 1961 Anayasası ilk kez. Mec-
lis'te kabul edilen yasalann anayasaya
uygunluğunun yargısal denetimini sağ-
layacak olan Anayasa Mahkemesi'ni
kurmuştur.
Türk anayasa geleneğinde bir devrim
yapılarak yasalann yargısal denetimi
böylece kurumlaştınlmıştır.
Anayasa Mahkemesi'nin kurulması
demokrasinin işlemesini sağlamış, de-
mokrasinin de güvencesi olmuştur.
Hukukun üstünlüğü ilkesi baglamın-
da ister yerel, ister merkezi idareler ol-
sun yönetimin bütün işlem ve eylemle-
rinin yargı denetimine tabi olması ola-
nağı tanınmıştır.
Hukuk dilinde şiirsel bir söylem ka-
zanan madde şöyledir.
"tdare'nin her türlü eylem vt işlemi-
ne karşı yargı yolu açıknr" (Md.114/1)
Anayasa bununla da yetinmemiş. ay-
ru maddenin son fikrasında "kendi ey-
lem ve işlemfcrinden doğan zaran öde-
mekle" idareyi yükümlü tutmuştur. Bu
husus, Osmanlı geleneğinin kalıntısı
olan "ceberrüt" idare anlayışma karşı
bir devrimdir.
1961 Anayasası hukukun üstünlüğü
ilkesine verdıği önemi, yargı bağımsız-
lığının vazgeçilmez koşulu olan yargıç
güvencesi konusunda da açıkça göster-
miştir.
1961 Anayasası, yargıçlann 65 yaşı-
na dek kendi istemleri dışında emekli
edilmeyeceklerini, hiçbir biçimde ay-
hklannın kesilemeyeceğini, özlük işle-
rinin de bağımsız olan "Yûksek Hakim-
ler Kurulu"nca yürütüleceğini öngör-
müştür. Böylece yargı ve yargıçlık gü-
vencesini kurumlaştırmıştır.
Laik Devlet İlkesinin Pekişmesi
1961 Anayasası başlangıç kısmında
ulus için: (a) "kıvançta ve tasada bir-
lik"; (b) Esin kaynağı "Milli Mücadele
Ruhu" olan Türk ulusçuluğu (c)" Yurt-
ta banş dünyada banş" ilkesinde dile
gelen banşcıhk \c (ç) her alanda çağdaş
uygarlık düzeyine erişmeyi amaçlayan
Atatürk Devrimcüiği kavramlannın al-
tını kalın bir biçimde çizmiştir. Anaya-
sa, yukanda esaslan belirtilen başlangıç
kısmına gönderme yaparak, bu öğeleri
kurallaştırmıştır. Şoyle ki: "Türki>'e
Cumhuriyeti insan haklanna ve başian-
gıcta belirtilen temel ilkelere dayanan,
milli. demokratik, laik ve sosyal bir hu-
kuk deYİetidir." (Md.2)
1961 Anayasası böylece Atatürk'ün
ulusal egemenlik ve laiklik ilkesini en
önemli bir kurum olarak benimsemiştir.
Laiklik ilkesini toplumsal yapmın vaz-
geçilmez bir öğesı olarak kabul etmiş-
tir. 27 Mayıs Devrimi'ninsonunda,ya-
ratılan 1961 .Anayasası ile yukanda sı-
raladığımız kurumlarla toplumumuzun
siyasal, hukuk ve demokrasi yaşamında
çok önemli kazanımlar sağlanmıştır.
1961 Anayasası'nın etkisizleştirilmesi
yönünde sonralan yapılan girişimler ne
12 Mart, ne de 12 Eylül'ün dayatmala-
n onun parlak ve ışıklı kurumlanm ve
kazanımlannı silip götürememiştir.
1961 Anayasası'nın bu kurumlan; hu-
kuk, demokrasi ve insan haklan bağla-
mında büyük bir gizil güç oluşturuyor-
lar. Bir kez toplumsal yaşarmmıza giren
bu ilerici kazanımlar her zaman anım-
sanıyor,, onlara her zaman gönderme
yapılıyor.
27 Mayıs 1960 Hareketi'nin yarattığı
1961 Anayasası, Türk toplumunun 150
yıh aşan uygariaşma hareketinin. çağ-
daşlaşma vedemokratikleşme açBindan
doruklanndan birisidir.
Çocuk Televizyonlan ve Kamusal Sorumluluk
Dr. SELMA ULUS Marmara Üni. îletişim Fakültesi
B
ütün boş zamanlanmızı doldurarak bizi
tutsak (esir) alan kitle iletişim araçlan-
nın ve bunlardan en yenısi olan televiz-
yonun bu gücü, başlangıcından bu yana
eğitbilımsel (pedagojiîc) endişelere yol
açmıştır. Bu, 20'li yıllarda fılm, 30'lar-
da radyo, 50'lerde çizgi fılm ve özellikle 6O'lı yıllar-
dan bu yana televizyon için söz konusu olmuştur.
"Otıırma Odasındaki Lyuşturucu" (Marie VVinn -
1979). "Televizyonu Yokedin" (Jerry Mander-1979)
ve "Çocukluğun Kavtoiuşu" ÇVefl PDsünan-1983) baş-
lıklı kültürel eleştiri ve eğitbılimsel yaklaşımlartaşıyan
popüler eserlerle dikkatler bu konuya çekilmek isten-
miştır.
Yapılan araştırmalar, televizyon sektöründeki geniş-
lemenın ya da büyümenin so-
nucunda çocuklara yönelik ya-
yınlann da süre olarak arttığı-
nı göstermektedir. Bu nedenle
geçen son on yıl içinde dünya-
nın tüm sanayi ülkelerinde te-
levizyon çocuk kanallan oluş-
turulmuştur. tlk olarak Amen-
ka'da Nickelodeon. Turner
Cartoon NeUvork, Disney
Channel ve Fox Kjds çocuk te-
levizyonu tematik kanallan
hizmete girmiştir. lngiltere'de
halen beş çocuk kanalı, Fran-
sa'da da "Canal J" yayınlannı
sürdürmektedir.
Bu kanallann hepsi, çocuk-
lann tıcari açıdan büyük birpo-
tansiyel güç olduklannın far-
kına vanlmasıyla ortaya çık-
mışlardır. Tele\izyonun pazar-
lama gücünü keşfetmesinin he-
men ardmdan çocuk program-
lan da pazarlama stratejıleri
içindeki asıl değerlenne kavuş-
muş, program yapımcılan her
gün yayıncılık ılkelerini çiğne-
yerek öncelikle. oyuncaklar.
korntlaks çeşitleri, şekerli be-
sin maddeleri ve içecekler, ha-
zır yiyeceklerden oluşan tüke-
tim rnallannı çocuklara satma-
yı hdeflemişlerdir. Bunlann .
yanı >ıra. çizgi fılm ve reklam-
larlaatışı önceden planlanmış
oyurcak fıgürler ve ürünler ti-
cari televizyonlar tarafından
çocudara pazarlanmıştır. "He-
manand the Masters", "Ninja
Turtes", "GJ. Joe", "P0wer
Ran«ers" gıbi çizgi filmler
bunkra ömektir. Bu çizgi film-
lere at çeşitli oyuncaklan piya-
sayasüren televizyon şirketle-
ri kokunç kârlar elde etmişler-
dir. A\TII anda hem şiddeti hem
de üketımı körükleyen bu
fılmenn ortak özelliğı, güçlü
ku\"etli kahramanlar ve onla-
nn c^Tesinde fantastik karak-
terleden oluşmasıdır. Erkek
çocıklara yönelik bu filmler-
de. ıu tür kahramanlann kul-
lancğı araç \e gereçlerin, ağır
metllerle donanımlı silahlar
oldığu dikkati çekmektedir.
Bu ır oyr
uncaklann televizyon
rekimlannda da öne çıkanlan
temsı "güç"tür. Kız çocukla-
nno da moda, pop. müzik ve
gösrişin ön plana çıkarıldığı
görlmektedir.
llkemizdeki gazeteler de,
prcnosyon çeşitlerine kız ço-
cakn ıçın "Barbie bebek".
erkk çocuklan için de "Ptnver
Ragers'" kartonlannı ekleye-
reVele\izyonun çocuklan bu
şelıdeki kullanımına ortak ol-
mılardır. Başlangıcından bu
yaıkapıtalızmin çocuğu olan
gattelerden sonra. daha fazla
izl/ıci kazanarak kâr etmeyi
arrclayan ticari televızyonla-
nra y ay ınlannı bu sisteme en
uyjn biçimde düzenledikleri
onladır Böylece toplumun
v&zellikle çocuklann yaran
gördı edılerek, bırkıtle ıletı-
şim aracının vazgeçilmez görevi olması gereken "top-
hımun Oeriye götürühnesi" hedefınden uzaklaşılmıştır.
Ülkemızde yalnızca devlet televizyonunun bulundu-
ğu, henüz ikili sisteme geçilmediği yıllarda radyo ve te-
levizyona salt bir iletişim aracı olarak bakılmıştır. Her
iki araç da "bir kühür politikasr içinde düşünülmemiş,
hükümetlerin "mah" gıbi görülmüşlerdir. Gelişmekte
olan bir ülkenin niteliklenni taşıyan, çoğunluğu orta
kültür düzeyinin altında olan topİumumuzda yayıncı-
lık politikası bu kültür ve beğeni düzeyine seslenen bi-
çimde eğlence ağırlıklı olarak düzenlenmiştir. Radyo-
TV alanmda ikili sisteme geçilmesiyle sayılan artan
özel televizyon kanallannın yayınlanndada sermaye ve
güç sahiplerinin çıkarlan öncelik taşımaktadır. Bugün
satışa sunulan televizyon programlannın hemen tümü
Batılı sanayi ülkelerine aitolup yaklaşık üçte ikisi Ame-
rika kökenlidir.
Kültür emperyalizmi tezine göre, dünyanın dört bir
yanında medyalann Amenka ve Avrupa kökenli mal-
zemelerle dolması salt uluslann kimliklerini tehdit eden
bir kültür sorunundan ibaret değildir. Dünyayı tüketün
toplumu durumuna getirme kampanyasının, daha doğ-
rusu, tüm dünyayı büyük uluslararası şirketlerin çıkar-
lanna uygun olarak yeniden düzenleme çabalanmn bir
parçasıdır. Uluslararası şirketlerin bugünkü ekonomi-
nin can daman olduklan açıkça ortadadır. Bu şirketler
kendi ekonomik ve ideolojik felsefelerini yaymak için
yerel medya sistemlerinden altyapı olarak yararlanmak-
tadır. Almanya'daki çocuk televizyon kanalı. kamusal
televizyonlann asıl görevlerine açıklık getirmeleri açı-
sından önemli bir projedir. Kamu yayın kuruluşlan ka-
mu kaynaklannı kullanarak onun yarannı ön planda tu-
tan biryayıncılığı gesçekleştirmek sorumluluğutaşımak
zorundadırlar. Kamusal televizyonun bu alandaki gö-
revi, çocuklan, tüketimden çok kışiliklerini geliştirecek;
duygulan, heyecanlan, hayata ve gündelik şeylere da-
ir sorular üretebilecekleri bir alanla başbaşa bırakma ol-
malıdır. Bunun yanı sıra. şiddetin yerine toplum içinde
ortaklaşa yaşarru güzel kılacak biçimde duygulan ge-
liştirecek arkadaşlık. eşitlik, sevgi, cesaret gibi pek çok
şeyi çocuklara mesaj olarak iletmelidir. Dünyada glo-
balleşme ve küreselleşme eğilimlerinin arttığı tek tip in-
sanlar yetiştirilmeye çahşıldığı bir ortamda çocuğa ken-
di değer ve güzelliklerini koruyacak. yaratıcılığını ge-
liştirecek yönde programlar sunulmalıdır. Tüm bunlar
kamusal televizyonlann görevi olmalıdır.
Aynca bugünün özel televizyonlannı seyreden ço-
cuklann yetişkin olarak da büyük olasılıkla bu kanal-
lann izleyicisi olacağı düşünüldüğünde, bir kamusal
çocuk televizyonunun kamu televızyonlannm gelece-
ği açısmdan da önemli olduöu ortadadır.
PENCERE
Sözcük ve Kavram
Andreas B. Schwartz, 1930lu yıllarda Hrtler
Nazizminden kaçarak 'Kemalizm'e sığınmıştı; Is-
tanbul Hukuk Fakültesi'nde uzun yıllar 'Medeni
Hukuk' ve 'Roma Hukuku' dersleri verdi; sınıfa gi-
rince kürsüye çıkar, tebeşiri eline alır, kocaman ka-
ra tahtaya önce 'kavram'ı yazardı.
Kavram ne?..
Diyelim ki: 'Borç!..'
Bu, günlük dilde kullandığımız 'borç'tan ayn ve
gayn bir kavramdı. Hocamız kara tahtaya 'kav-
ram'm Latincesini, Fransızcasını, Almancasını alt
altayazar, sonra bilimsel çerçevesini çekerek söz-
cüğün içeriğini doldururdu.
•
Sözcüklerin zaman ve uzamdaki değişimleri
uzun bir serüvendir; sözcüğün nerede ve nasıl •
kullanılacağına özen göstermek, yanılgıya düş-
memek için gereklidir. Iran'da cumhurbaşkanı
seçimini kazanan Muhammed Hatemi'ye 'libe-
ral' derken, neyi kastediyoruz?.
Liberal sözcüğünün yelpazesi çok geniştir;
18'inci ve 19'uncu yüzyıllann klasik liberalizmi,
Avaıpa burjuvasının 'mutlakiyetçi kralâ' ve 'dinci
dünya görüşü'ne karşı savaşımıyla doğdu. Siya-
sal yaşamda kişi özgürlükleri, fikir özgürlüğü ve
siyasal özgürlük yanlısı bir kimseye 'liberal' de-
nebilir.
Peki, Muhammed Hatemi liberal mi?..
Demokrat mı?..
•
Hıristiyanlıkta 'Reform' 16'ncı yüzyılda yaşan-
dı; Hıristiyanlık öğretisini Papa'nın tekelinden kur-
tarmak kavgasıydı; kilise kubbesinin altında da-
ha 'serbest' düşünülmesini isteyenlerin başını
çektiği dönüşüm, 'Aydınlanma Felsefesi'ne, laik-
liğe ve liberalizme doğru açılışı hazırlıyordu.
İnsanlık 18'inci yüzyıla değin felsefeyi de poli-
tikayı da din dışında tartışmayı bilemedi.
iran'da bugün yaşanan süreç, Batı'da geçmiş
zamandin Türkiye'de de aşılmıştır. Komşumuzun
Vatikan'ı sayılan Kum kentine varmak için otomo-
bil ya da uçak kullanamazsınız; 'zaman tüneli'ne
girmeniz gerekir.
Iran'da egemenlik, Avrupa'nın ortaçağıtıda ol-
duğu gibi din adamlarının denetiminde!.. Muham-
med Hatemi'nin liberalliği de Şii camisinin avlu-
sunda volta atabilir.
Avrupa'da reform, tannbilim (teoloji) ve Hıristi-
yan yaşamı üzerinde düşünülmesine yol açtı;
Iran'da, Hatemi'nin seçilmesine ağırlık koyan ka-
dınlann yaşamına ilişkin bir açılış sağlanacak mı;
yoksa kadın kara çarsafta mı yaşayacak sonsu-
zadek?..
Olur mu öyle şey canım...
Akla aykın düzenler Batı'da yıkılmış, Doğu'dada
ister istemez yıkılacak...
Iran'daki seçim birgösterge!.. Karanlığın alaca-
karanlığa dönüşümünde bir adım!..
*JL
Şimdi
70 ekran
Telefunken
alanlara
37 ekran
BEDAVA!
Çok uygun taksitlerle
BOSCH Yetkili Satıcılarmda,
Telefunken 70 Supersonıc TXST
Telefunken 37 Supersonic
T&EFUNKEN 70 SUPERSONIC TXST (Teleterttı-Stereo!
TELEV1ZYONUAB
TELEFUNKEN 37 SUPERSONIC
TELE
C
JNKEN 37 SUPERSONIC TX ıTeletertlı)
TELEFUNKEN 51 MASTER
TELEFUNKEN 51 MASTER TX :Te>elextlıı
TELEFUNKEN 51 SUPERSONIC
TELEFLNKEN 51 SUPERSCNIC TX •Tele-eıctiıl
TELEFUNKEN 5S MASTER TX (Tetet8Xtlı)
TELEFUNKEN 55 SUPERSONIC TX Jeleteflll;
TELEFUNKEN 55 SOPERSONtC TXST (TetettüS-StHBO)
MUZIK SETLERI
RKC 2105 MINİ 3 CO
RKC 3205 MıNI 1 CC
RKC 3210 MİNİ1CO
RK 1100 MINİ RADV O KASETÇALAR
Peşin ftyatı
106730000
Ps^mByıtı
46.300.000
4S 82C 000
54.330.000
58 03C 000
61770.000
66 « 0 COC
66.870 000
73 770 000
76.230 000
53.310.000
43 350 000
41.760.000
5 810 000
1. SEÇENEK
1 pe^n » 4 taksll
24130.000
Toplam
120.650.000
1. SEÇENEK
1 p«fin * 4 takslt
9260.000
9 '64 OOC
10.988.000
11 606 OOC'
12.354.000
13 296 000
13.374.000
14 754 000
15.246.000
10.662.000
B 672 000
8.3S2.0OO
1 1S2 0O0
Toptom
49.300.000
48 820 D00
54.930.000
58 030 000
61.770.000
66 480 000
66.870.000
73 770 000
76.230.000
53.310.000
43 36C 000
41.760.000
5 810 000
HEMEN T E S L I M
2. SEÇENEK
1 pcştn • 8 taksit
15.810.000
HEMEN
Toplam
142.290.000
T E S L I M
2. SEÇENEK
1 p«fki • S laksi!
6130.000
6 460 000
7270.000
"680 0O0
S.170.000
8 790 000
8.850.000
9 760 OOC
10.080.000
7.050.000
5 74C 0C0
5.530.000
770 000
Toptam
S5.T70.000
58 14C0C0
65.430.0O0
69 12C 000
73.530.000
79-10SO0
' 79.650.000
87 840 000
90.720.000
63.450.000
5" B60 300
49.770000
6 930 000
3. SEÇENEK
1 peşın » l2b>HH Toplam
12.460.000 161.980.000
3. SEÇENEK
1 pesin * 12 uksıt Toplam
4 870.008
5 130 oo:
5.780.000
6 10: ooo
6.490.000
5 990 000
7.030.000
7 760 000
8.010-000
5.610 000
i 560 OOC
4.390.000
620 OOC
63.310.000
66 69C 000
75.140.000
79 3C0 COC
84.370.000
90 873 000
91.390.000
•CO 883 000
104.130.000
72.930.000
59 280 000 I
57.070.000
8 060 000
4. SEÇENEK
1 p«şln • 16 taksft Toplam
10.620.000 180540.000
4. SEÇENEK
1 peşln *14takslt Toplam
4.550.000
4 300 000
5.400.000
5 713 000
6.070.000
6 540 000
6.570.000
7 250 000
7.490.000
5240.000
4 260 000
4.110-000
580 000
68^250.000
72 000 300
81000.000
85 650 000
91.050.000
98 100 000
98.550.000
108 750 000
112.350.000
78.600.000
63 900 000
«1-66&M0
8 . 7 0 0 0 0 0
Dıııjıg Herkez!
Ayrıntılı bflgt \çin
û c r e t s ı z t e l e f o n l a f ı m ı z
0 8 0 0 2 1 1 4 0 2 4
0 1 0 0 2 1 1 4 0 2 5
0100 211 4029
Dığer tetefonuTiuz
(0-212) 274 »5 «0
Ürünlerimiz Bosch Yetkili Satıcılarında teslim edilecekiir. Fıyattara KDV dahıldır KDv ve diğer vergılerde bır değışıkhk
olursa fıyatlara yansıtıtacaktır Kampanyamız 21 Haziran 1997 tanhınde sona erecektır 8u kampanya BSG Grunberg Ev
Aletlerı Tıcaret A Ş (Cemal Sahır Sokak 26/28 Mecıdıyeköy-lstanbul) tarafından düzenlenmştır Fıyatlanrr z Turk ^ırası dır
Sanay ve Tıcaret Bakanlığı nca 25 5 1994 tarıh ve 21940 sayılı Resmı Gazete de ılan edilen teblığe uygundur Kanpanyada
perakende satış f yatından peşınat düşuldukten sonra 70 ekran TV'de 1 seçenekte %5.4+KDV 2 seçenekte %7+KDV
3 seçenekte %7 3+KDV 4 seçenekte %7 3+KDV dığer tr
unlerde 1 seçenekte peşın fıyaiına taksıt'e, 2 seçenekte
%4+KDV, 3 seçenekte %5 1+KDV 4 seçenekie %5,7+KDV oranında ayiık basıt faız uygulanmıştır.
Ürünlerlmlz stok miktarlanyia sınırlıdır.