Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 MAYIS 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Türk-lş, DlSK, TESK, TOBB ve TÎSK parlamentoyu yeni hükümet kurulması için göreve çağırdı
'REFAHYOL haflda kavgah'ANKAR\(CumhuriyetBürosu)-lşçi, işveren ve
esnaf kesimini temsil eden 5 büyük sivil toplum ör-
gütü; Türk-lş, Türkiye Devrimci lşçi Sendikalan
Konfederasyonu (DtSK), Türkiye Esnaf ve Sanat-
kâriar Konfederasyonu (TESK), Türkiye Odalar ve
Borsalar Birlıği (TOBB) ile Türkiye İşveren Sendi-
kalan Konfederasyonu (TtSK) bir deklarasyon ya-
yımlayarak "halkİa kavgah" olan REFAHYOL hü-
kümetinin gitmesini istediler. Parlamentoyu yeni
hükümet kurulması için görev e çağıran sivil girişim,
bu hükümetin varlığının demokrasi açısmdan zarar-
lı sonuçlar doğuracağı kaygısını dile getirdi.
Türk-tş Genel Merkezi'nde toplanan 5 sivil top-
lum örgütü adına hazırlanan deklarasyonu, Türk-lş
Genel Başkanı Bayram Vleral okudu. Deklarasyon-
da, ülkenin siyası istikrarsızlık ve iç kargaşaya doğ-
ru sürüklendiğine dikkat çekilerek "Atatürk'ünçiz-
diği çağdaş, laik cumhuriyet tehdit altındadır. Tfir-
kiye Cumhurrveti'nin temel nitelikleri yıpratümak-
ta. irticai hareketlerdesteklenmekte, ülkemiz bir ka-
ranlığın içine çekilmektedir. İrtica günümüz Türki-
yesi'nde demokrasi için büyük bir tehlike haline gel-
miştir" denildi. Sivil girişim, "Hükümet. devletin
anayasal kurumlanyta, işçisiy le, emeklisiyle, işvere-
niyk, esnafiyia, genciyle, kadınıyla, lasacası ülkenin
hâlkryia kavgahdır.
Bizkr. bu ülkenin üretenleri ve vergi verenleri ola-
rak,laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti"nin va-
tandaşlan olarak bu gidişe aruk bir son verilmesi için
bir araya gelmiş buJunuyoruz" açıklamasını yapn.
Deklarasyonda. cumhuriyetin 74 yıllık kazanımla-
nnın yok edilmek istendiğine dikkat çekilerek şu gö-
rüşeyerverildi:
"Türkhe Cumhumeti'nin kutsal bayrağunn ye-
rine yeşü bayrak çekenler,ulu önder Atatürk'ün ma-
nevi şahsiyetine,Türkiye Cumhuriyeti'nin varhğının
temel güvencesi olan ve anayasamızda güvence aln-
TÜSİAD
siyasi
istikrar
istedi
TRABZON/ADANA (Cumhuriyet) -
REFAHYOL hükömeti hakkmda verilen
gensorunun 6 oy fârkla reddedilmesi üze-
rine Türkiye Sanayici ve lşadamlan Der-
negi (TÜStAD) Yönetim Kurulu Başka-
nı Muharrem Kayhan, ekonomik isakra-
n sağlayacak, siyasi istikıann peşinde ol-
duklannı söyledi. Adana Tlcaret Odası
(ATO) Başkanı Fethi Kanuşn da, "ÜDse-
yiortaçağzJhniyetinegotürecekdüşÜDce-
ye geçit vermemek içm bu gidişe dıır de-
nilmeüdir" dedi.
Trabzon Sanayici ve lşadamlan Derne-
ği'nin (TSİAD) davetlisi olarak yönetim
kurulunun bazı üyeleri ile Trabzon'a ge-
lenTÜStADBaşkanı Muharrem Kayhan,
basın mensuplannın alternatif hükümet
arayışlan ile ilgili sorulannı yanıtladı.
Kayhan. "Biz hâlâ ekonomik istikran
saglayacaksiyasi istikraruıpeşinde>iz.Bu
ister mevcut hükümetobun,ister alterna-
tif hükümet otsun, fark etmez" dedi. Ge-
lecek hükümetin Türkiye'nin yapısal so-
runlanna çare bulaeağını beürten Kay-
han, şunlan söyledi: "Anayasada, Seçim
ve Siyasal Partiler Kanununda, sosyal
güvenHk sisteminde gerçekçi iyikştirme-
ler yapacak hükümet olmalıdır. Ancak
mevcut hökümetin devam eden siyasi is-
tikrarstziikta büyük payı var. Uzun za-
mandır da hükümet ecfiyortar. Bu istere
bugflne kadar eJ atmadılar. Bizim de her-
kes gibi hayal kınklığı içinde olmamız ya-
dırgamnamahdır." Muharrem Kayhan,
TÜStAD'ın ülke sonmlan ile ilgili rapo-
runun sürekli degişdrüdiği yolundaki ha-
berlerin anımsatılması üzerine şöyle de-
vam etti: "Rapor birçok kez baskı yapn.
Ama hiçbirinde bir harf bile değişmedi.
TÜSİAD'ın halen konulannda hepsi uz-
man ohnuş 400 üyesi var. Bunlaruı bepsi-
ıunayrakoııulardaay'nıdüşünmeanibek-
lemek safiyane bir tutum ohır. Herkesn
detıylar üstûnde farkh ffldrteri olabflir.
TÜStAD bu konularda çabşmalarm s
dürecektir. Füdr aynhldannı doğal karst-
lamaktazım.Zaten bunlardetay değiLay-
nnolardır. 400 ldşinin ber maddeye imza
atması mümkün değildir. Keşke öyle ofea
fa"
ATO Başkanı Fethi Kamışlı da yapüğı
yazılı açıklamada, hükümetin uyguladığı
ekonomik ve siyasi politikalann, asırlar-
ca kardeşçe yaşayan Türk ulusunu ina-
nanlar ve inanmayanlar şeklinde kamp-
laşmaya ittigini ileri sürdü.
Kamışu, şöylededi: "Türkiye ilerisigö-
rülmeyen karaabk bir boşluğa sürüklen-
mektedir. Ülkeyiortaçağzihniyetine götü-
recek düşüDceye geçit vermemek için bu
gk&şi de dur denümefidir. Adana Tfcaret
OdaaAtatürkUkeveinkılaplannabap,
demokratik, laik ve çağdaş bir Türkiye
Cumhuriyeti'nin yaşamaa için bugüne
kadar gösterdiği çabalara bundan sonra
da büyük kararhükJa devam edecekmf
na alınmış temel ve ortak değerlerimize saygısızhk
yapanlar cesaredendirilmektedir."
Deklarasyonda, daha önce yapılan ortak açıkla-
mayla mılletvekilleri uyanlmasına karşın sorunla-
nn artarak sürdüğüne dikkat çekilerek "Demokra-
side, sorunlann çözüm yeri parlamentodur. Rejimin
ürünü olan parlamento sorunlan çözemediği süre-
ce demokratik rejüni tehükeye atmaktadır" görüşü
kaydedildi. Deklarasyonda. parlamento "Atatürkfl-
ke ve inkılaplanna bağh, laik ve demokratik cumhu-
riyeti savunan güvenihr bir hükümetin kunılması"
-için göreve çağnlırken şöyle denildi:
*Like içinde gerginlikyaratan, kutsal dini duygu-
lannuzı siyasi çıkar matzemesi yaparak halkımızı
kamplara bölmeyi amaçlayan, kişisel ve partisel
çıkaıiar ön plana çıkararak ülkemizin hiçbir soru-
nuna çözüm getiremeyen bu hükümetin yerine, bir-
lik ve berabeıiiğimizi pekiştirecek, sorunlanmıa çö-
zecek bir çözüm hükümetinin işbaşına gelmesini is-
nyoruz. Bugünkü hükümetin varuğuun, halkumzm
demokratik paıiamenter düzene ve mevcut paria-
menterlerinüze olan güveninin yitmesi gibi demok-
rasimiz açısmdan son derece zararh bir sonuç doğu-
racağından endişe ediyonız. Halkımızuı arûk, bu
hükümete güveni kalmamışür"
TİSK Genel Başkanı RefikBaydur. RP'nin 'İe-
okratik bir parti" haline geldiğini, bu haliyle de-
mokratik bir ülkede iktidar olamayacağını söyledi.
Erken seçime gidilmesini isteyen Baydur, RP'nin
fazla oy alamayacagını öne sürdü. RP'nin kapatıl-
masını istemedıği imam-hatıp okullannı "irticanın
kaynagına'* örnek olarak gösteren Baydur, "lr-
ticanın kavnaklan kurutulmaudır" dedi.
Kuzey Irak
Atruş, TSK
denetimine
geçti
DtYARBAKIR / ANKA-
RA (Cumhuriyet) - PKK'-
nin, uzun yıllardan beri de-
netlediği Atruş Kampı'na
500 Türk askerinin yerleşti-
rildiği büdinldi. Türk Silah-
h Kuvvetleri (TSK) tarafın-
dan Kuzey Irak"ta düzenle-
nen operasyonda bugüne
kadar 1.146' PKKIinin öl-
dürüldüğü açıklandı. Genel-
kurmay tarafından yapılan
açıklamada. PKK'nin mer-
kez üs olarak kullandığı Zap
Vadisi'nin de TSK tarafın-
dan kontrol altına alındığı
belirtildi. AGtT Kuzey Irak
temsilcisi Davut Dağısta-
ni'nin de IKDP'li peşmer-
geler tarafından öldürüldü-
ğü öne sürüldü.
Genelkurmay'dan yapılan
açıklamada, operasyonun
planlandığı gibi sürdürüldü-
ğü bildirildi. PKK'nin mer-
kez üs olarak kullandığı Zap
Vadisi'nin, dün saat
15.00'te tamamen kontrol
altına alındığı vurgulanan
açıklamada, bölgede arama
tarama faaliyetlerinin sür-
dürüldüğü kaydedildi.
Kamplar denetim
alünda
Diyarbakır muhabirimiz
Enver Seviş'in haberine gö-
re, TSK'nin Kuzey Irak
operasyonunda Haftanin.
Pirbela, Şive, Sindi ve Si-
mel kamplannı denetim al-
tına alması üzerine geri çe-
kilmek zorunda kalan P-
KK'liler, Metina ve Gara
kamplanna yerleşmeye çalı-
şıyorlar.
Bu arada AGtT'in Kuzey
Irak temsilcisi Iraklı Kürt
Davut Dağıstani'nin de,
IKDP'li peşmergeler tara-
fından öldürüldüğü öne sü-
rüldü. Önceki akşam Duhok
kentindeki evinden IKDP'-
liler tarafindan alındığı öne
sürülen Dağıstani'nin bu
kentin yakınlannda cesedi-
nin bulunduğu iddia edildi.
500 asker var
Kürtlerin uzun yıllar kal-
dığı Atruş mülteci kampına
da, dün ağır silahlarla dona-
tılmış 500 Türk askeri yer-
leştirildiği öğrenildi. Kamp-
ta bulunan Türkiye kökenli
Kürtlerin Türkiye'ye dön-
meleri halinde her türlü ko-
laylığın sağlanacağı açık-
landı. Öte yandan IKDP
Radyosu, Erbil kentinde
300 PKK'linin kent merke-
zinde düzenlenen operas-
yonlar sırasında öldürüldü-
ğünü duyurdu. Ancak T-
SK'ye karşı ilk kez Sam-7
ve Katyuşa füzelerini kul-
landığını açıklayan PKK'li-
ler, MED TV'de bu iddiala-
n yalanladılar.
IHD Genel Başkanı Akın
BirdaJ, TSK'nin derhal Ku-
zey Irak'tan çekilmesi ge-
rektiği görüşünü savundu.
KDP liderlerinden Sami
Abdurrahman da Reuter
ajansına verdiği demeçte,
"Operasyondan sonra P-
KK'nin bizim denetimimiz-
deki topraklara dönnıesine
izin vermeyeceğiz''dedi.
'Hayvan
dostuma
dokunma!'
Hayvanseverlerin oluşrurduğu
yaklaşık 100 kişihk grup, İstan-
bul'daki Uçe beleîdiyelerinin sokak
hay>anlanna yönelik aldığı "seri
itiaP karannı İstanbul Büyükşe-
hir Belediy esi önünde protesto et-
ti. Hayvan Haklan Demeği, Haj
r
-
van Dostlan Derneği, Türkiye
Hay>anlan Koruma Derneği, İs-
tanbul V'eteriner Hekimler Odası,
Çevre Gazeteciieri Derneği (ÇE-
GAD) vesessanatetsıÖzdemirEr-
doğan'ın da aralannda bulundu-
ğu bir grup hayvansever, belediye-
lerin sokak ha\"vanlanna yönelik
aldığı seri itiaf karannj protesto et-
mek amacryla dün Fatih"teki Fatih
Suttan Mehnıet Anıü önünde top-
lanarak tstanbui Büyükşehir Bele-
diyesi'ne. daha sonra da Sağlık İş-
leri Müdürlüğü'ne y ürüdüler.
(Fotoğraf: İPEK YEZDANt)
Manisah gençler beraat etti
NECATİAYGIN
İZMTR- tzmir DGMde Manisalı
liseliler diye bilinen davada ağır
hapis cezalanna çarptınlanlar.
aynı suçlarla yargılandıklan
Manisa Ağır Ceza
mahkemesi'nde beraat ettiler.
Hukukçular, beraat karannın,
DGM'de verilen ağır cezalann
hukuksal dayanaktan yoksun
olduğunu gösterdiğini belirttiler.
DHKP-C örgütü üyesi olduklan
savıyla Manisa Emniyet
Müdürlüğü'nün düzenlediği
operasyonlarda gözaltına
alındıktan sonra Izmir DGM'de
ağır hapis cezalanna
çarptınlanlardan Faruk Deniz ve
AU Göktaş ile beraat eden 15
yaşındaki M.G., dün Manisa Ağır
Ceza Mahkemesi'nde yargılandı.
Savcı yargılamada, Deniz, Göktaş
ve M.G.'ye Izmir DGM'deki
davada olduğu gibi, bir kuaför
salonuna molotofkokteyli atma
suçlamasını yönlendirdi. Savcı,
sanıklann her bin için 12 yıla
kadar hapis cezası istedi.
Avukatlar Peün Erda ile Sema
Pektaş ıse aynı suçtan ıki ayn
yargılama yapmanm e\Tensel
hukuk ilkelerine uymadığını
vurgularken müvekkillerinin
suçsuz olduğunu söylediler.
Avukatlar, Göktaş ve Deniz'e
Izmir DGM'de verilen 12'şer yıl
6'şar ay hapis cezasının haksız
olduğunu belirttiler. Avukatlar. 15
yaşındaki M.G.'nin ise zaten
DGM'deki davada söz konusu
suçlamadan ötürü beraat ettiğini
anımsattılar. Mahkeme heyeti
karannda, dosya içinde sanıklann
mahkûmiyetlerine yeterli kanıt
olmadığuıı açıklayarak
beraatlerine karar verdi. Karan
doğru bulduklanru vurgulayan
Erda ve Pektaş, şu ortak
açıklamayı yaptılar:"Somut
kanıüar müvekkillerimizin bu
olayın faaiDeri olmadığını
göstermektedir. İzmir DGM'de
müvekkillerimizin üzerine aûlan
bu oiayla ilgili suçiamada bir
değeriendirme hatasına
düşüunüştür. Manisa Ağır Ceza
Mahkemesi'nin karanyla bu
değeriendirme hatası açıkça befli
olmuştur. İzmir DGM'nin karan
şu anda Yargıtay 'dadır. Burada
yapılan incetemelerde Manisa Ağır
Ceza Mahkemesi'nin verdiği
beraat karannın göz önüne
aunacaguia inanıyoruz."
SURİYE OPERASYONA KIZGIN
Türkiye'ye karşı
ittifak arayışı
Dış Habeıier Servisi -
Türkiye'nin K Irak operas-
yonuna karşı destek ara-
mak amacıyla Basra Kör-
fezi ülkeleri turuna çıkan
Suriye Devlet Başkan Yar-
dımcısı Abdülhalim Had-
dam "Yabana müdahaleye
maruz kalan kardeş Arap
ülkesi Irak için kaygüryız"
dedi.
Abu Dabi ziyareti stra-
sında Birleşik Arap Emir-
likleri Devlet Başkanı Şeyh
Zeyd Bin Sultan El Naha-
yan'la görüşen Haddam,
"Irak'm kuzeyinde Türk
operasyonu var. Bu, Arap
ülkesinin egemenliğinin ih-
lal edilmeskür" ifadesinı
kullandı.
Irak'ın BM Büyükelçi-
sı Nizar Hamdua bir Suri-
ye ticaret heyetinin Bağ-
dat'ta yaptıgı temaslar ve
Abdülhalim Haddam'ın
Türkiye'nin operasyonu
konusunda "kaygılannı"
dile getirmesiyle ilgili so-
rular üzerine "Arapgüven-
liğine karşı tehditler arffık-
ça Arap ülkeleri arasında
yakınlaşmanın da o kadar
arttığını ve dayanışmanın
güçlendiğini'
1
söyledi.
Bu arada Rusya Devlet
Başkanı Boris Yettsin. sürp-
riz bir zıyaretle Mosko-
va'ya gelen Suriye Dışiş-
leri Bakanı Faruk Şara ile
telefon görüşmesı yaptı.
Türkiye ise Suriye'nin,
operasyonu eleştırmesine
"Suriye'nin tepki göster-
mek yerine uluslararası
alanda teröre verdiği deste-
ği kesmesi daha isabeüi bir
hareket olur*" karşılığını
verdi. Dışişleri Bakanlığı
sözcüsü Büyükelçi Ömer
Akbei PKK terörünün bu-
günkü duruma gelmesinde
Suriye'nin de sorumluluğu
olduğunu belirtti.
ABD Dışışlen Bakanlı-
ğı Sözcüsü Nicholas
Burns, operasyona karşı
Iran, Irak ve Suriye'nin
bölgeye askeri yığınak
yaptıklan yönündeki ha-
berlere ilışkin sorulan ya-
nıtladı. Burns, "Bu haber-
leri doğrulayacak durum-
da değiliz. Bu ülkelerin
böyle bir işleri olmamah. T-
SK'nin operasyonu, bu ül-
kelerin askeri yığınak yap-
ması için bir gerekçe oluş-
turmamaktadırT
'dedi.
ACIMIZBUYUK
Gazetemiz yazarlanndan
MUSTAFA
EKMEKÇt'yiyitirdik.
O sevgi dolu yiğit kalem savaşçısının anısı önünde
saygıyla eğiliyoruz.
CUMHURİYET ÇALIŞAJNLARI
Not: Mustafa Ekmekçi için 23 Mayıs 1997 Cuma günü saat 10.30'da
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Merkezi'nde, saat 11.00'de Cumhuriyet
Ankara Bürosu önünde tören düzenlenecek, cenazesi Maltepe Camisi'nde
kılınacak öğle namazından sonra Cebeci Asri Mezarlığı'nda toprağa
verilecektir.
ARAYIŞ
TOKTAM1Ş ATEŞ
Çifte Standart
Sekiz yıllık kesintisiz ilköğretimi bahane ederek
geçenlerde Sultanahmet Meydanı'nda yapılan mi-
ting, artık bıkmış olduğum bir söylemi yeniden gün
ışığına çıkardı. Bizim "dinci" basın sürekli olarak,
kendi toplantılanna katılan insanlann yasalara uyma
konusundaki özeninden söz eder ve "polisle çatış-
madıklannı" övünerek açıklar. Insaf yahu...
Son mitingden sonra, dinci basından bir gazete-
de "Miting dediğin csuv-çerçeve indirmeli!" başlık-
lı bir yazı yayımladı. Şöyle bir değeriendirme vardı:
"...Buna rağmen agresif değiller. Ağızlanndan küfûr
çıkmıyor. 1 Mayıs vandallan gibi cam-çerçeve indir-
me derdinde değiller. 'Kahrolsun' ile başlayan slo-
gan atmak ise akıllannın ucundan bile geçmiyor. Is-
teseler de beceremezler 'militarist söylemi'. Sakallı
dede küfretmez kimseye, başörtülü babaanne ise,
futbol maçında darbe alan futbolcuya bile ağıt ya-
kacak hassasiyette."
Bir başka konu ama, sanki salt bu muhteremlerin
dedeleri sakallı, salt bunlann babaannelerinin başı
örtülü...
Bu yaşıma kadar Beyazıt Meydanı'nda sayısız sol
ve dinci gösteri izledim. Her ne kadar yukandaki ya-
zıyı kaleme alan muhterem, "Kahrolsun" sloganı at-
madıklannı ima ediyorsa da, "Laik devlet - Yıkılacak
elbet" sloganını çok duydum. Aynı biçimde, "Kah-
rolsun laik diktatörlük" sloganı da, dillerinden pek
düşmez. Ve hemen her gösteri sonrasında, tekbir
sesleri arasında polis barikatını aşartar ve Laleli'ye
doğru "zarif" (!) sloganlar eşliğinde yürürler.
Laik devletin, laik güvenlik görevliteri de (ki arala-
nnda yoğun bir biçimde imam-hatip meslek lisesi
mezunlan vardır), bu gençleri. omuzlannı "pıt pıtla-
yarak" ve müthiş bir şefkatle durdurmaya çalışır. Ve
çoğu kez de durduramaz...
Aynı şeyi kazara solcu öğrenciler yapmaya çalış-
tıklan zaman, kızılca kıyamet kopar. özellikle kız öğ-
rencilerin üzerine, inanılmaz bir vahşetle saldınrlar.
Televizyonlarda da defalarca yayımlandı. Hiç televiz-
yonlara da mı bakmaz bunlar?..
1 Mayıs vandallannın (!) bir kısmının savunulacak
bir durumu olmadığını düşünüyorum. Fakat o krtle-
leri çılgına çeviren şey, biraz da polisin tutumu ve top-
lum psikolojisinden habersiz olmalan değil mi?
1996 1 Mayısı'nda linç edilmek istenen polisitüy-
lerim ürpererek izlemiştim. Banka vitrinlerine saldı-
nlan onaylamak mümkün mü? Ama "cam" konusun-
da bu kadar duyariı olan insanlar, "can" konusunda
aynı duyariıltğı neden göstermezler acaba?
O sabah polis, üzerinin aranması sorunundan çı-
kan tartışma sonrasında üç göstericiyi tabanca ile
vurmasaydı, acaba bu tür olaylar çıkar mıydı? Ya da
en azından, olaylar buralara kadar tırmanır mıydı? Hiç
sanmıyorum.
Sol gruplaria güvenlik güçlen arasında sanki bir
kan davası var. Her iki tarafın da birbirine tahammü-
lü yok. Ama "sol gruplar", adı üzerinde, "taraf". Bu-
na karşılık güvenlik güçlerinin "tarafsız" davranma
sorumluluğu var. Eğer onlar da "taraf" olurlarsa is-
ter istemez çatışma çıkıyor ve aradaki düşmanlık
daha da ileri boyutlarda köruklenmiş oluyor.
Geçen günkü Sultanahmet mitinginden sonra ka-
labalık bir grup, tekbir ve sloganlaria Fatih'e kadar
yürüdü ve Fatih Camıi'nin avlusuna geldi. Polis bir-
kaç yerde bu yürüyüşü durdurmayı denediyse de ba-
şanlı olamadı. Eğer polisler bu grubun üzerine de sol-
cu öğrencilerin üzerine saldırdıklan gibi saldırsalar
acaba çevrede kınlmadık vitrin kalır mıydı?
Sol öğrencilerin yürüyüşleri "izinsizyürüyüş" oldu-
ğu için dağrtılıyormuş. Peki diğergrup yürüdüğü za-
man, bu yürüyüş izinli mi oluyor? Ya da, acaba tek-
bir getirildiği zaman otomatik izin mi çıkıyor?..
Yukanda değindiğim yazıda, Bakırköy'de bir ev-
de bomba yaparken yaralanan sol militanlardan da
söz ediliyor. Sanki dinciler hiç bomba imal etmiyor-
lar. Eğer üşenmezlerse dergilerine baksınlar. Molo-
tofkokteylinden tutun, tahrip bombasına kadar, her
türiü patlayıcının imal ve kullanımı hakkında bilgi ve-
ren yazılartefrika ediliyor. Ama bu "muhteremler" (!)
banşsevermiş... Hadi canım...
Başka arkadaşlar da üzerinde durdular. Zaten bu
ve bundan önceki fiyasko DYP mitingine Sultanah-
met Meydanı'nın tahsis edilmesi de, çifte standartın
bir başka göstergesi. Sol parti ya da sendikalara bir
miting yapmak istedikleri zaman, kuş uçmaz kervan
geçmez yerler gösteriliyor. Ama bu muhteremler mi-
ting yapmak istedikleri zaman, Sultanahmet Meyda-
nı. Sonra da bu bizim kimi idarecilerimiz, tarafsız bir
biçimde yasalan uyguiadıklannı iddia ediyoriar. Bu-
na kargalar bile güler...
"Idare"nin tarafsızlığını yitirmesi, düşünülebilecek
en büyük felaketlerin başlangıcının işaretidir. Zaten
iş bu noktaya geldi mi, idare hükümetin emrine gir-
miş demektir. Devletle hükümet birbirinin içine gir-
diği anda da, ne devlet kalır ortada ne de hükümet...
Kimileri ateşle oynuyor. "Bize bir şey olmaz" di-
yoriar. Ama fena aldanıyoriar. Idarenin tarafsızlığına,
yasalann üstünlüğüne ve adalete herkesin gereksi-
nimi vardır. Eğer bugün kendini kuvvetli gördüğü
için, bu tarafsızlığı zedelemekten fayda umanlar var-
sa, yann çok pişman olabilirier. Fakat iş işten geç-
miş olur.
Büyükelçi Ömer Akbel
'Türkiye, Asil Nadir'i
İngiltere'ye vermeyecek'
ANKARA / İSTAN-
BUL (Cumhuriyet) - Dı-
şişleri Bakanlığı, lngilte-
re'nin, Kıbnslı Türk işa-
damı Asil Nadir'in iadesi-
ni henüz resmen istemedi-
ğini belirterek konunun
diplomatik değil adli bir
konu olduğunu bildirdi.
Asil Nadir'in Türk yurtta-
şı olduğunu kaydeden ba-
kanlık, 'uluslararası hu-
kukun, kendi vatandaşını
bir başka ülkeye iadeyi ön-
görmediğini' açıkladı.
Dışişleri Bakanlığı Söz-
cüsü Büyükelçi Ömer Ak-
bel, dün düzenlediği basın
toplantısında konuyla ilgi-
li bir soru üzerine, "Na-
dir'in iadesi konusunda
bakanuğımıza intikal et-
miş bir diplomatik girişim
bulumnamaktadır" dedi.
Akbel, Nadir'in Türk
yurttaşı olduğunun dikka-
te alınması gerektiğini be-
lirterek, "tngilizyetkilileri
de konuyu adli ptatformda
görmektedirier. Ve bu
alanda girişimde buluna-
caklar" diye konuştu.
Nadir'in avukatı Ali Rı-
za Görgüa Ingiliz hükü-
metinin Asil Nadir'e
komplo kurduğunu öne
sürerek, Nadir'in lngilte-
re'nin iade talebine Bo-
ğaz'a bakarak.
u
Şu İngi-
lizler inanılmaz adam-
lar"dedi.
Görgün, Nadir'in Bey-
lerbeyi'nde kaldığı Bosp-
horus Pascha Oteli'nin
önünde bekleyen gazete-
cilerin sorusu üzerine yap-
tığı açıklamada, Ingiltere
hükümetinin, organlan
aracılığıyla müvekkiline
'komplo' kurduğunu ileri
sürdü.
Nadir'e kurulan komp-
lolann zaman geçtikçe
açığa çıktığinı belirten
Görgün, 1991 yılından bu
yana kendilerine yönelti-
len suçu merak ettıklerini
belirtti.