04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22IAYIS 1997 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 19 Istaiul Edırv Çaraole Koca-i Izrrr Marıa Aydr Denz Zong.dak B B B B A A A A A 25 34 28 27 32 34 34 31 21 Sınop Samsun Trabzon Giresun Ankara Konya Esktşehır Sıvas B B B A B B B B 21 23 24 22 27 27 28 24 Antalya 28 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Sıırt Hakkârı Van A A B B B B B Y 3Ü 29 29 32 26 27 21 19 19 Yurdun doğu kesımle- n parçalı bulutlu, Dog_ Anadolu'nun doğusu yer yer sağanak ve gok gurultulu sağanak yağışlı, ötekı yerier az bulutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcaklığında onemlı bır değışıkhk olmayacak Ruzgâr guney ve batı yonler- den hafıf. ara sıra orta kuvvette esecek. Londra Paris Roma Berlin Amsterdam Madrıd Sofya Brüksel Y Y PB Y Y PB Y Y 1b 18 26 19 19 24 23 15 Atina Y 29 Budapeşte Y 15 Münıh Mılano Oslo Helsinki Stockholm Belgrad Vıyana Bonn Y K B Y Y Y Y 28 8 8 9 24 22 16 Y 17 • Moskova Taşkent <•—-^ •Tahran " Kaiıre» Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahıre Y PB Y Y Y PB Y A 1/ 32 23 28 24 24 23 30 Şam A 32 Parçalı bulutlu Sıslı Bulutlu L Çok bukjtll; ı Yağmurtu Kariı Sulukar Gök gürultülü G I I N C E L CÜNEYTARCAYÜREK I Bıştarafı 1. Sayfada Ekneğini taştan çıkaranlann, yaşamboyu yanın- dayd Hatane sözcüğünü sevmez, "sayrıevi" derdi. Böyiesöylemeyenleri -örneğin benı- tatlı sert azar- lardı Ekmekçi. Sanevinegötürdüğümüz ilkgündü. Odasınayer- leşirien son yazısını, son yazıyı tamamlayacak ya- zılaruonuşuyordu... Çoju zaman yaptığım gibi "Gel, kelini seveyim" dedın. "Sev" dedi. Uzattı başını. Okşadım, okşadım. Kadırdı başını, baktı yüzüme. Bınaç gün önce büronun koridorundaki son ko- nuşrramızı, daha öncelerı Basın Sitesi'nden Kızı- lay'a nerken söylediklerıni anımsatır gibi... Baktı yüzüme: '"Brti!.. Bittim!.." Savn odasında bakışları ile yinelediği bu iki söz- cük iH hançer darbesi gibi yüreğime indi. Kapının önünde duruyordum. Birkaç metre uzak- ta. Biröpücükgönderdim, "Öpüyorum seni" dedim. Öye duruyordu, suskun: "Sen de beni öpsene" dedın. "öpüyorum" dedi. Dudaklan kıptrdadı, öpücük gönderiyordu. Eknekçi, ışte öyle, yatağının kenanna oturmuş, bakıyor bana... Befeğimdecanlı kalan son fotoğrafı Mustafa'nın. Sesi geliyor arkamdan: "Hadi, gidin. Yazı zamanı." Evet. Yazı zamanı. Mustafa morgda, bizler yazı makinesinin başında. Bilcliği gibi: Konu, sorun çokkk. Sonuç yok! Sancı dediğin Gerici hükümetten kurtulma gereğini savunanla- nn, ant içip günlerdir tafra satanlann hazin akıbeti. Gensoruya ret oyu verdiler Mustafa. Söyleştiğimiz gıbı siyaset ve sıyasetçi yozlaşıyor, çirkinleşiyor giderek. ince ve duyarlı bir noktada ülke. Laik, demokrat, sosyal hukuk devletini temelinden yıkmaya çalışan- larla karşı çıkanlar... Bir arada. Bu ikilik ve beraberiiği ne kadar yadsırsak yadsı- yalım; bir gerçek hem de önümüzde, yanı başımız- da, içimizde. Gericiliğin, şeriat çığlıklarının bugün sokağa dö- külmesine, kadrolaşıp devleti ele geçirme girişim- lerine yol veren kimler? Siyasetçisi, bürokratı?.. Evet, kimler? Işte örnek. iki ayrı cumhuriyet başsavcısı. İki ay- n görev anlayışını simgeleyen Yargıtay başsavcıla- n. "' ' Takkeli, "RPiktidara kanlı mı gelecekkansızmı" diyor. Eski Başsavcı Haluk Yardımcı da ses yok! Şevki Yılmaz adında bıri, hacdan Rize'ye kadar her fırsatta her sokak başında şeriat tellalı. Hasan Hüseyin Ceylan şeriat borazanı. - Eski başsavcıda tık yok! Yeni Başsavcı, Vural Savaş ise gerçek anlarruy- la Atatürk devrimlerinin ve laik cumhuriyetin başsav- cısı. Yeni başsavcı, eski başsavcının dosyalarda çü- rümeye bıraktığı bilgilerie belgelerı yeni olgularla yoğurarak; RP'yi kapatma istemiyle Anayasa Mah- kemesi'ne başvuruyor. Yüksek mahkeme, RP'yi kapatırsa, Anayasa uya- rınca 5 yıl süreyle takkeliler; hiçbir partıye gireme- yecek, yeni bır parti kuramayacak, aday olamaya- caklar. İki haber... RP'ye hem de bir iktidar partisine hu- kuksal yoldan kapatma istemi. Sıyasete düşen bomba. Öteki bomba, yüreğimizi parçalayan ölüm habe- ri! Başkalarını bilmem ama: Seni hiç unutmayaca- ğım dostum, kardeşim, arkadaşım Ekmekçi! Hiçliğe talim ettiğimiz bu dünyada. Ne çare, "Ölüm Allah'ın emri, aynlıkolmasaydı." ANKARA NOTLAR1 MUSTAFA EKMEKÇİ I Baştarafı 12. Sayfada raflar var. Enniyet Genel Müdürlüğü'nün bu ko- nuda bir geneigesi vardı; genelge kimi kamu ku- ruluşlarına yDİIanmıştı; bayan personelin 657 sa- yılı Devlet Pe-sonel Yasası'na göre, baş açık biçim- de fotograf /apıştıracakları, aksi halde, bunların geri yollanacağı yolunda bir genelgeydi bu. Gece yarısı baskrıyla, göreve getirilen Kemal Çelik, bakalım bu genelgeye sahip çıkacak mı? Kemal Çelik, bugtne değin, böyle "başörtü/ü" fotoğraf çektirenlerir başvurularını geri çevirmedi! BakanlıkUilginçolaylargözleniyordu. 28.4.1997 günü ünifornalı bir yargıç albayın, bakanlık kori- doriainda iç türbanlı bayanla dolaştığı görüldü. Bayailann ıalnız gözleri görünüyordu. Heıtıalde, yargıç ya dcsavcı adayıydılar! Söılü müakatın "yüzyüze görüşmenin" amacı neyd yönetnelığe göre? Yönetmelik, "Mülakatın amacı, yargç ya da savcı adayının konulan kav- ramayetentği, tutum, davranışlan, konuşma özel- liklen fizik 'apısı gibi saptamalaria ilgilidir" de- mekieydı. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nde, iki daki- kada "mülaatla" yargıç, savcı seçimi nasıl olabi- lir? V^ksa, tazır listeler var da, onlar mı onaylatıl- mak steniyır? Dahaönceleri, "Ankara Notlan"ntia yazrrıştırn.^P'li Hasan Hüseyin Ceylan ın Yeni- mahulle Reahçılan ile işbirliği yaparak düzenledi- ği teıgâhladanbiri daha mı oynanmak isteniyor? BaşcrtüsüzDir aday, bir Refahlı'ya, yardımcı olma- sı i ç h başvırmuştu. Şu yanıtı mı aldı: • - tnanr-ıatıplilere öncelik tanıyoruz. Öncelik onlaanl YEEIII sıny sonuçlan açıklandıktan sonra, kaza- tıarrayanlan büyük bir bölümü itiraz etti sınav sormçlanru 300 kişinin itirazı kabul edildi. Böyle- ce, rOOO kıı kazanmış sayıldı, yazılıları. 4500 ki- ş i d e i darıajirbölüğünün itirazlan inceleniyormuş. bir curcuna! 6 RP iç savaşa sürüklüyor' • Baştarafı 1. Sayfada dincL bölücü, mezhepçi, faşist ve ko- miinist partilerin tahrip etmesini ön- lemek için elimden geleni vapaea- ğun" dedi. Kapatma davasına ılişkın iddıana- mede sayılan çok sayıda olayın Sa- vaş'tan önceki Başsavcı Haluk Yar- dımcı döneminde gerçekleşmış ol- masına dikkat çekilırken. "eski baş- savcınıngöreviihmalettiğryolunda- ki savlar kulislerde öne sürüldü. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş. kapatma davası için ha- zırladıkları iddianameyi Anayasa Mahkemesi'ne vermeden önce dün saat 10.00'da basın toplantısı düzen- ledı. Başsavcılıkça bugüne kadar toplanan belgelenn. "RP'nin, anaya- saya göre değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek olan "laıklik ilkesi'ne a>kın eylemlerin odağı haline gekfi- ğini ve giderek ülkevi bir iç savaş or- tamına sürüklediğini açıklıkla gös- terdiğini. bu nedenle temelli kapatıl- ması için Anayasa Mahkemesi'ne davaaçtıklanm" anlatan Savaş, şun- ları söyledi: 'Yargıya gûvenin' "Ülkemiz din yüzünden kavgaya giren değiL tüm lslam ülkeleri içinde İslanı dininin en güzel vaşandığı ül- ke olmaya devam edecektir. Gazete sahiplerinden ricam. sizlere dagıttı- ğımız iddianamev i gazetelerinin ekinde va>ımla>arak. RP'ye o>' ve- ren tertemiz vatandaşlanmızın bu partinin iç yüzünü öğrenmelerini sağlamalandır. Görev yaptığım süre- ce ana>asal düzcnimizi, ne kadar ge- niş tabanlı olursa olsun dineL bölü- cü, mezhepci. faşist ve komünist par- tiierin tahrip etmesini önlemek için elimden geleni yapacağımdan emin olabilirsiniz. Yargıya güvenin. Devle- timizi ve rejimimizi kommaya bu- gün olduğu gibi bir cumhurbaşkam- mız. hukukçulanmız, askerlerimiz. polisimiz ve her şeyden önemlisi la- ikliğin önemini kavramış \aiandas- lanmız oldukça, politikacılanmız- dan bir kısmı gaflet, dalalet ve hıya- n«t içinde olsa bile, büyük Ata- türk'ün kurduğu Türkiye Cumhuri- yeti, dünya durdukça yaşavacakür. Allah'tan. böyle kutsal bir davaya hizmet edenlere yardımcı olmasmı diliyoruın."' Vural Savas/ın imzasıyladün açı- lan kapatma davasının 18 sayfalık iddianamesınde. kapatma isteminin gerekçelen aynntılı olarak sıralandı. Iddianamede, RP'nin bazı eylemle- rinın Sıyasi Partiler Ya&ası'nın parti kapatılmasına gerekçe sayılan pek çok hükmünü ihlal etmekle birlikte, anayasanın 23 Temmuz 1995'te de- ğiştirilen 69. maddesının 6. fıkrası- na dikkat çekilds. Söz konusu deği- şiklığin. "Birsiyasipartirün68.mad- denin 4. fıkrası hükümlerine aykın evlemlerinden ötürii temelli kapatıl- masına, ancak onun bu nite- likteki fıillerin işlendiği odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesi" nce tespitediİme- si halinde karar verilir" şek- linde olduğu kaydedildi. Iddianamede, anayasanın 69. maddesinin yollama yap- tığı 68. maddesinin 4. fikrası- nın ise "Siyasi partilerin tü- zük ve programlan ile eylem- leri. devletin bağımsızhğına, ülkesi ve mükti ite bölünmez bütünlüğüne. insan haklan- na, eşitlik ve hukuk devleti il- kek'rine. millet egemenliğine. demokratik ve laik cumhuri- yet ilkelerine a> kın olamaz; sı- nıf \e> a zümre diktatörlüğünü veja herhangi bir tür dikta- törlüğü savunmayı ve yerleş- tirmeyi amaçlayamaz. suç iş- lenmesiniteşvikedemez" hük- müne yer verdiği belırtıldi. Eylemler anlaüldı Iddianamede daha sonra. söz konusu maddeler esas alı- narak, RP'nin kapatılmasına dayanak oluşturan RP Genel Başkanı Başbakan Necmettin Erbakan. Genel Başkan Yar- dımcısı Ahmet Tekdal. Rize Milletvekili Şevki Yılmaz, Ankara Milletvekıli Hasan Hüseyin Ceylan. Şanlıurfa Miliervekıli İbrahim Halil Çelik. RP'li beledıye başkan- lan BeldrYıldızve ŞükrüKa- ratepe'nin laiklik karşıtı söz- leri ve eylemleri anlatıldı. Iddianamede, kapatmaya dayanak oluşturan gerekçeler, özetle şöyle sıralandı: Oy için türbanlı taşkırtma: Okullarda öğrencilerin dınsel kurallann emrettığı bıçımde takılan başörtüsü ile bulun- malannm laıklik ilkesine ay- kın olduğu kesınleşmiş yük- sek mahkeme karanyla bel- gelenmesine karşın. Genel Başkan Necmettin Erbakan dahil. RP'nin tüm yönetıcile- ri( kendilerıne oy getirdıği inancıyla hemen her konuş- malannda okullarda \e hatta devlet daırelennde başörtüsü ile öğrenim görme ve çalış- mamn anayasal bir hak oldu- ğunu ısrarla iddia t(erek hal- kı kışkırtmışlar, eylemler düzenle- mişler, hatta Genel Başkan Erbakan, -iktidarolduklannda rektöıierin ba- şörtüsüne selam duracağını" bir se- çim konuşmasında ileri sürebilmiş- tir. Erbakan'ın laik düzene karşı söz- leri: tddıanamede. 23 Mart 1993 gü- nü TBV1M Başkanı HüsamettinCin- doruk'un başkanlığında siyasi parti liderlerinin anayasa değişikliği ko- nusunda yaptıklan 3. toplantıda, Er- bakan'ın yaptığı şu konuşması anım- satıldı: "Benim inandığım şekilde sen yaşayacaksın tahakkümünün or- tadan kâlkmasını istiyoruz. Çok hu- kuklu bir sistem olmak \atandas, genel prensiplerin içerisinde kendi is- tediği hukuku kendisi seçmelL Bu bi- zim tarihimizde de olagelmiştir. Bi- zim tarihimizde çeşitli mezhepler ol- muştur. Herkes kendi mezhebine gö- re bir hukuk içinde > aşamıstır. Ve de herkes huzur içinde > aşamıstır. Niçin ben başkasının kalıbına göre yaşa- maya mecbur olayım? Hukuku seç- me hakkı. inanç hürriyetinin aynl- maz bir parçasıdır." Kanlı mı kansız mı: Erbakan'ın, laik devlet düzenini eylemli olarak ortadan kaldıracak eylemlerde bu- lunduğu belirtilen iddianamede, RP liderinin günlerce tartışma konusu olan "kanlı iktidar'' tehdidi de dava gerekçelen arasında sayıldı. Köşk'te iftar yemeği Erbakan'm, 19. yasama dönemin- de RP Meclis grubundaki "Şimdi ikinci bir önemli nokta. RP iktidara gelecek, adil düzen kurulacak. Sorun ne? Geçiş dönemi yumuşak mı ola- cak, sert mi olacak. kansız mı ola- cak? Bu kelimeleri kullanmak bile istemiyorum, ama bunlann teroriz- mi karşısında herkes gerçegi açıkça görsün diye bu kelimeleri kullanmak mecburij'eti duyuyorum. Türki- ye'nin şu anda bir şc>e karar verme- si lazun. RP adil düzen getirecek. Bu kesin şart Sorun ne? Geçiş dönemi vumuşak mı olacak, sert mi olacak? Tatlı mı olacak, kanlı mı olacak? 60 milyon buna karar verecek" sözleri- ne yer verifen ıddianamede, RP lide- rinin, cihat çağnsı içeren Sıvas'ın Çermik ilçesindekı konuşmasına da dikkat çekıldi. Tarikatçılara Başbakanlık'ta ye- mek: Iddianamede. Erbakan'ın, la- ikliğe aykın söz ve davranışlanyla tanınan bazı tarikat liderlenne, dev- rim yasalanna aykın kıyafetleriyle geldiklen Başbakanlık Konutu'nda yemek verdiği anımsahlırken. "Bu çeşit kişilerin devlet katında itibar gördüklerini vee> lemlerinin hoş kar- şdandığını kanıtlamaya çalışmışür" denildi. RP üyesi olup laiklik ilkesi- ne aykın söz ve eylemleri saptanan bırçok kışınin bulunduğu bıldırilen ıddianamede, bunlardan önemü gö- rev ler yüklenmiş olanlann konuşma- lannın, değerlendirmeye sunulduğu belirrildi. Şevki Yılmaz'ın savaş planı: Iddi- anamede, RP Rize Milleuekıli Şe\- ki Yılmaz'ın belediye başkanı seçıl- meden önce yaptığı bir konuşmada. özetle. "SizJeri ahirette dünyada seç- tiğiniz liderlerle çağıracağız. Bugün Kuran'ın kaçta kaçı bu ülkede u>gu- lanıyor? Hesap ettiniz mi? Ben hesap ettim. Yüzde 39'u ancak bu ülkede uvgulanabiliyor. Erbakan ve arka- daşlan parti görüntüsü alünda bu ül- keye getirmek isti> or. Bunu savcı an- ladL Savcı kadar biz anlasak mesele- vi halledeceğiz. BLrim görevimiz ko- nuşmak degİL asker olarakordu içe- risinde harpteki planı uygulamak- ür"dediği yazıldı. Bant çözümü incelenecek Ceylan'ın yeni rejim istemi: RP Ankara Milletvekili Hasan Hüseyin Ceylan'ın, 14 Mart 1993 tarihiıide Kırıkkale'de yaptığı konuşmada, "Bu vatan bi/imdir. Rejim bizim de- ğüdir. Rejim ve Kemalizm başkala- nnuıdır" şekUndeki sözteri aııımsa- tılan iddianamede, bu konuşmanın bant çözümünü inceleyen Prof. Dr. Bahri Oztürk'ün raporundaki dü- şüncekr de aktanldı. tddianamede, Ceylan'ın bir tetevizyon programın- da, "AskerkalkmışdiyorId; PKK'li olmanıza müsaade ederiz, ama şeri- atçı olmanıza asla." Bu kafayla çöze- mezsiniz. Çözüm isterseniz. şeriatçı- lıknr" şeklindeki sözleri anımsatıkİL Hak nizamı ve 10 Kasım konuş- ması: RP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Tekdal'ın 24 Kasım 1996'da Kanal D'de yayımlanan bir konuş- masında, "Türkiyettehak nizamı te- sis etmek isteyen siyasi kadronun adı RP'dir" dedıği belirtilen ıddianame- de, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Şükrü Karatepe'nin de, 10 Kasım 1996 günü yaptığı Atatürk karşıtı konuşmaya da yer verildi. Çelik'in kanb İHL tehdidi: RP Şanlıurfa Milletvekili tbrahim Halil Çelik'in, 8 Mart 1997 günü Meclis kulisinde dile getirdiği, "RP iktida- rında imam-hatipleri kapatmaya kalkarsmtz kan dökülür.Cezayir"den beter olur. Ben de kan dökülmesini istiyorum. Kan dökülür, fıstık gibi olur" şeklindeki sözleri de dava ge- rekçelen arasında sayıldı. Sincan'da şeriat enjeksiyonu: İddi- anamede, RP'lı eski Sincan Beledi- ye Başkanı Bekir Yıldız'ın, Sin- can'da düzenledıği Kudüs Gece- sfnde söylediği, "Aydınlara şeriat enjekteedecegiz"' sözleri de anımsa- tıldı. Savaş. bu konuşmalan yapan- lar hakkında RP tarafindan hiçbir di- siplin ışlemı yapılmamış olmasmın, konuşmalann RP yönetimlerince de benimsendığinın ve hatta teşv ık edil- dığinın en açık kanıtı olduğunu ıd- dianamede vurguladı. Dinci eğitim tehdidi: İddianame- de, bugünkü din eğitiminin laik ve demokratik düşünebilen vatandaş yetıştinlmesınin önünde en önemli engel olduğunun en gelişmiş demok- ratik ülkelerde bile kavTandığı ve bu konuda anayasa ve yasalara hüküm konulduğu belırtıldi. Laik ve dini eğitim konusunda ABD Federal Yüksek Mahkemesi'nın kararlanna atıftabulunulan ıddianamede, İsviç- re Anayasası'nda "kimsenin din derslerine kaülnıava zoıianamayaca- ğımn'" vurgulandığı, Almanya Ana- yasası'nda da "Dindersidevletinde- netimine halel gelmeyecekşekilde ya- pıimalıdır" hükmü bulunduğu bıldi- rildi. İddianamede. Tevhid-ı Tedrisat (öğretımın birleştırilmesı) Yasasf nın ana>asanın 174. maddesine göre anayasa hükmü haline geldiğine dik- kat çekilerek yasanın ihlalinin ana- yasayı çiğnemek anlamına da gele- ceği kaydedildi. Sonuç; kışkırttıklan kuşkusuz: Bulgulara dikkat çekildikten sonra. ıddianamenin "sonuç ve istem" bö- lümünde şöyle denildi: O halde: 1- Gereğınden fazla ila- hiyat fakültesi açılması, 2- lmam- hatiplik gibi din görev ı görecek me- murlann yetişmesinı sağlayacak adedı geçecek şekilde, başka bir an- latımca milyonlarca çocuğumuzu dı- nı eğıtıme tabi kılacak şekilde imam- hatip okullan açılması, açıkça ana- yasaya ve laiklik ilkesine aykındır. Hal böyleyken, politıkacılanmız ih- tıyacın kat ve kat üstünde imam-ha- tıp okulu açarak böylece milyonlar- ca çocuğumuzun dini eğitimden geç- mesini sağlayarak, Türkiye Cumhu- nyetı'nın "anayasaya uygunşekilde yönetilen devlet" olup olmadığını tartışmalı hale getirmişlerdır. 'Tamamen kapablmalı' Bu durumda. MGK'nın, görev i geregı "ihtivaç fazlası imam-hatip okullannın kapatılmasını veya bun- dan böyle imam-hatip okullan açıl- mamasuu" hükümetımıze tavsıye v e bunu ısrarla takip etme hakkı doğ- muşken; RP'nin mütemadiyen yeni / imam-hatip okullan açılması gerek- tığinin propagandasih'i" yapması. MGK'nın aldığı 8 yıllık kesintısız eğitim yapılmasını hükümete tavsı- ye etme karannın imam-hatip okul- lanndan bir tanesinin bile kapatıl- ması sonucunu doğurmayacağı. öğ- rencilenn bu okullarda 4 y ıl dini eği- tim görmelerini engellemediği hal- de bu tavsiye karannın hayata geç- memesi için düzenledıği eylemler v e tüm yöneticılerinin bu konuda halkı kışkırtıcı konuşmalar yapmalannın laiklik ilkesineaykın evlemleroldu- gundan kuşku duyulmamahdır. Bu nedenle. RP'nin temelli kapatılma- sına karar venlmesi, anayasamızın 69. maddesinin 6. fıkrası yollama- sıyla. 68. maddesinin 4. fıkrası gere- ğince talep olunur. \J DOGLJLLJ Cad«tesl HER ÇARŞAMBA, BÜTÜN BİR HAFTAI • • G U N D E M ^lUSTAFA BALBAY B Baştarafı 1. Sayfada Banklardan birinin üzerine uzanmış mekik hare- keti yapıyor. Ayaklarını iki genç kıztutuyor. Elleri en- sesinde, nefesini tutup, başını kaldırıp güçlükle diz- lerine doğru götürüyor. Geri dönerken kahkahayı patlatıyor... Nefesi tut, kahkahayı koyuver... Nefesi tut, kahkahayı koyuver... Onu tanıyan herkesin, "Nasıl anımsarsın" soru- suna vereceği yanıtlardan birı "kahkahası" olur... Gülmenin yakışmayacağı kimseyoktur. Iri diri gü- lüşler için "ağız dolusu" deriz... Ama kimileri yüz do- lumu güler... Mustafa Ekmekçi ise gülüşüne bedenini de ka- tardı. Kahkahayı patlatırken ayaklarından birini ha- fıf kaldırır, belini fırtınalı bir ağaç gövdesi gibi ağır ağır dalgalandırırdı... Ekmekçi'nin okurlanyla bağı, balık ağını tuzsuz bırakır. Anadolu kentlerinden birine etkinlik için gi- deceğim zaman, ilk tepkisi şu olurdu: "Haaa, o ilin falanca mahallesinde bir Cumhuri- yet okuru var. Bak telefonunu vereyim, işine ya- rar..." Ekmekçi için "okurlu-yazar" tanımı uygun dü- şer... Arada bir kızardı. Ama kızgınlığıyta gülüşü arasın- daki sınır, ince bir çizgiden öte değildi. Bır konuyu ele aldı mı, ayağa düşürmezdi. Yazı konusuna salt gazeteci olarak bakmazdı. Onunla ilgili gelişmeleri sonuna kadar izlediği gibi, bazen "müdahaleci" de olur, gerekli makama. kişiye gö- revini anımsatmadan duramazdı... Gece yarısında bir kişi mi gözaltına alındı? Ek- mekçi'nin dört görevi vardı: - Gazeteye haberi vermek. Gerektiğinde yazdır- mak. - Yakınlarını ziyaret edip 'gereken her şeyin ya- pıldığını' söylemek. - Nerede gözaltına alınmışsa, gerekçesi neym'ış, onu araştırıp tanıdığı avukata bildırmek. - Emniyet müdürü, olmadı bakan üst düzey yö- neticileri arayıp işlemi hızlandırmak. Yann olmadı... Son yıllarda sağlığı ile yapmak istedikleri çelişir hale gelmişti. 30 güne 40 günlük "eylem progra- mı" sığdırmasına, kalbi izin verse ciğerteri vermiyor- du. Ama yine de son güne dek, okuria yüz yüze ol- ma inadını bırakmadı. 29 nisan günü konuşuyoruz: - Yann Izmir'e gideceğim. Üç etkinlik var. Izmir uçağı için sabah altıda yola çıkmalıyım... Ne yazık ki "yann" olmadı... Ertesi gün Mustafa * Agabey'i hastarvoye kaldırdık... • Geçen aylarda birdost sofrasındayız. Sağlığı pek iyi olmamasına karşın yine de katılmak istedi. Sof- ranın ortasında, "Bana biraz izin verin" dedi; "yan odada biraz uyuyayım. Yanm saat sonra gelirim". Yarım saat sonra gülegeldi seslendi: "Kusura bakmayın. Azrail'iyolladım da..." Bu kez olmadı... Günlük telefonlu ya da yüz yüze ilişkilerimizde ya- zıya ne zaman başlamış olursam olayım, ilk soru- su şu olurdu: - Yazı daha bitmedi mi? Son görüşmemizdeki diyaloğumuz da yine "ya- zı" üzerineydi. Cüneyt Ağabey'le beraber 30 nisan sabahı hastaneye gittik. Daha üç beş söz etmeden seslendi: - Hadi siz gıdin gidin, daha yazı yazacaksınız... Oysa saat sabahın onuydu... Evet Mustafa Ağabey, daha yazı yazacağız... Si- zinle son dönemde en çok üzerinde durduğumuz konu, "Hakaret etmeden nasıl ağır yazı yazılır?" üzerineydi. Bazı denemeleri siz de beğenmiştiniz... Denemelere devam edeceğiz... Güle güle Mustafa Ağabey... Sevdiğinız her şey sizinle olsun... Kahkahaları bize bırakın... BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/Türkülerdeyi- nelenen dızelere verilen ad. 2/ Kürkü değerlı bir yaban kedı- si... "ABD Mer- 4 kezi Haberalma 5 Örgütü". 3/ Olumsuzluk be- 6 lirten bir önek... Pelinle kokulan- dınlmış sert bir içki. 4/ Düşma- nınkafaderisinı, savaş ganimeti olarak ke- sıp alma eylemi. 5/ İnce dantel... Eski Mısır'da güneş tannsı... L'ğraş. 6/ 3 Maldivler'in başkenti.. 4 Kırmızı renkte bir süs ta- şı. II Alyuvar. 8/ "Aşk söyletir en güzel turkü- len' buluta girdiğı gecelerde" (Cahit Sıtkı Tarancı).... Asma kütü- ğü. 9/Duvar resmı... Havvaii'de karşılama ya da uğurlama anısı olarak verilen çiçekten yapılmış kolye. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Süzülmüş et ya da tavuk su- yu. 2/ Uzun el değneğı, dayanacak sopa... Fayda. 3/ Bir bağlaç... Divan edebi>atında hicri yılbaşını kutlamak ama- cıyla devlet büyüklerine sunulan kaside. 4/Haberci... Bir gıda maddesi. 5/Çıngene çocuğu... Satrançta özel birha- reket. 6/ Kayak sporundaki yanşma dallanndan biri. 7/ "'Bakın çantasında — nesi var/ Bir çift kundurayla bir de fesi var" (Türkü)... Temel niteliğinde olan. 8/ "Biz kim- seye — tutmayız/ Kamu âlem birdir bize" (Yunus Em- re)... Altın ve gümüş eritilen kalıbın içine konmuş çerçe- ve. 9/Vücut ısısı... At yavrusu... KARACAN Umutlannızı Fidan Dikerek Yeşertin ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle