Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 MAYIS 1997 CUMARTESİ
HABERLER
DSP'lilerin üçte ikisi, CHP'lilerin dörtte üçüne yakın bir kesimi güç birliğinden yana
Seçmen solda güç birliği istiyor
BULENT TANLA *
Türkiye son 14 yıldır sağ
politikalar ve sağ partilerin
politikacılan tarafından yö-
netildı. Iktidarda isimleri yol-
suzluklara kanştı. çetelerle iç
içe olduklan anlaşıldı. muha-
lefette ıse beceriksızlıkleri
görüldü. Ülkenin hiçbir so-
rununa çözüm getirmediler,
sorunlan erteleyerek Türki-
ye'yi REFAHYOL hüküme-
tine teslim ettıler. Işte şimdi
hazın olan. acı olan durum
Refah Partisi'nden kurtul-
mak için bütün Türkiye, Tür-
kiye'} ı bu hale sokan merkez
sağ partılerden, onun millet-
vekillerinden. krizm baş ak-
töderinden çözüm bekle-
mektedir.
Siyasi ıstikrarsızlığın ve si-
yasaİ tıkanıklığın aşilabilme-
si amacıyla solun güçbirlığı
üzerine TBMM'de grubu olan
seçmen kitlesı üzennde yap-
tığım bir çalışma önemli so-
nuçlar göstermektedir.
Sol seçmen, liderlerinin çe-
kişme. inatlaşma ve kavgala-
nnı izlemek istememekte. ül-
kenin esenlıği, çağdaşlığı ve
geleceği için güç birliği iste-
mektedır. DSP seçmenının
üçte ikısıne. CHP seçmeninm
dörtte üçüne yakın bir kesimi
güç birliğinden yana görüş
bildirirken merkez sağ seç-
menin üçte bırinin. Refah'a
oy verenlerin de sekizde bıri-
nin bu görüşten yana olması
da önemlidir
EngeL, bölünmüşlûk
Bu. merkez solun güç birliğinden ya-
na olanlara çabalannda büyük moral ve-
ren bir sonuçtur. Uzman ve siyasi kimli-
ğiyle bu yönde çalışan bir sosyal demok-
rat aydın. "Rüzgâr biraz daha biriik için
estikçe destek daha da büyüyecek" yoru-
munu yapmaktadır.
Araştırma sonuçlanna göre, Türk siya-
setınde merkez solun önündekj engeller
büyük ölçüde solda bölünmüşlükten kay-
naklanıyor. Öteki engeller olarak sıray-
Ia, sol parti liderlerinin ülke sorunlanna
çözüm üretememesi, seçmenlere güven
vermemesi, sol partilerin politikalanmn
yetersiz olması. sosyal demokratlann ye-
rel yönetimlerde ve koalisyon hükürne-
tinde başansı'z olması ıle sosyaf derrîbk-
rat sıyasetçilerin yolsuzluklara isimleri-
nın kanşmış olması sayılıyor. Bu engel-
ler. seçmenlenn üçte bıriyle beşte birine
uzanan oranlarda merkez solun önünde-
ki sorunlar olarak sıralanıyor. Sonuçlar
DSP ve CHP'deki ideoloj'ik farklılığın
seçmenler tarafından kabul edilmediği-
ni ve gerçekçi bulunmadığını göstermek-
tedir.
Solda bölünmüşlüğün nedenleri üze-
rine görüş bildiren merkez sol seçmen.
DSP liden Bülent Ecoit'in uzlaşmaz tu-
tumu ve CHP lıderi Deniz BaykaTın gü-
ven vermeyen davranışlan üzennde
odaklaşıyor. Merkez sol seçmenin çok
büyük bir çoğunluğu (yüzde 90) solda
bölünmüşlüğün v e solun ülke sorunlan-
na çözüm üretememesinin sorumlulan
olarak DSP ve CHP liderlerini görmek-
tedir.
Güç birliğının biçimi ve uygulama
şekli sol seçmenin fazla ilgısini çekme-
mektedır. Sol seçmen Ecevıt'in mi, Bav-
kal'ın mı haklı olduğu ile ilgilenmemek-
tedır. Ancak. solun birlık içinde mücade-
le etmesinı. ortak ıradesini görmek ıste-
mektedir. Merkez sol seçmenin beşte
üçü, merkez sağ seçmenin yanva yakın
bir bölümü, Refahlı seçmenin bile üçte
binnden fazlası bu soruya "DSP ile CHP
güç birliği yapmalT cevabını vermekte-
dir. Merkez sol panilerin güç birliğini
gerçekleştirmelen halinde seçmen dav-
ranışlan merkez solu ıktidara getirebile-
cek bir potansiyel taşıyor. Bu durumda
sol, iktidar yolunu kendine açmak isti-
yorsa, liderlerinden kurtularak birliği bü-
tünlüğu sağlamalı ve yeni bir umut. he-
yecan ve programla halkın karşısına çık-
malıdır. tlginç olan nokta üç merkez sağ
seçmeninden birinin, yedi Refahlı seç-
menden birinin böyle bıroluşumun ikti-
dara taşınmasında pay sahibi olacağını
Türkiye'de Yaşanan Siyasi Tıkanıklığın Aşılmasında
"Merkez Sol'un Güç birliği" Konusundaki Düşünceler
Merkez Sol
DSP CHP
Merkez Sağ
(ANAP+DYP) RP
%
Evet, güçbirlığı şarttır
Hayır, güçbirlığı gereklı değıldır
Fıkrı Yok / Bılmıyor
60.4
29.8
9.8
71.6
18.5
9.9
28.0
51.3
20.7
12.4
65.3
22.3
"Siyasal islamın Demokratik Yollardan
Onfenmesine" llişkin Düşünceler
Merkez sol
DSP
%
CHP
%
Solun güçbirlığı yapması
Genış tabanlı bir mutabakat hukümeti
ANAP-DYP güçbirlığı yapması
DYP - MHP'nin güçbirlığı yapması
ANAP - MHP'nin guçbırliği yapması
Hıçbırı /Önlenemez
56.0
26.8
9.8
3.4
2.8
1.2
59.5
20.1
13.1
2.9
2.2
2.2
"Merkez Sol Partilerin Güç birliğini Gerçekleştirmelen
Halinde Oy Vemne Davranışlan"
(Sol'un güçbiriiğinin DSP ve CHP'nin birleşmesinden oluşan biryapıdan
olması gerektiğini belirtenlere sunulmuştur)
Merkez Sol Merkez Sağ
DSP CHP (ANAP+DYP) RP
646
28.3
7.1
74.8
16.6
8.6
29.1
56.0
14.9
13.5
62.8
23.7
Evet, oy verınm
Hayır, oy vermem
Kararsız / Bilmıyor
"Siyasal İslamın gelışmesinı önlemek için Solun güçbirliği yapması gerektiğini
belirtenlere sunulmuştur"
Türk Siyasetindeki Merkez Sol'un
Önündeki
Soldakı bolunmuşluk
Sol partılerın lıderiennın ulke sorunlarına
çozüm üretememesi, seçmenlere guven
vermemesi
Sol partilerin programlarının/politikalarının
yetersiz olması
Sosyal demokratlanrfyerel yönetimlerde ve
koalisyon hükumetınde başarısız olması
Sosyal demokrat sıyasetçilerin yolsuzluklara
ısımlerının kanşmış olması
Dıne karşı olan tutumlar/Dınsızlık
Solda kavga oluşu/Göruş aynlığı
Sol Partilerin Turkıye'ye faydalı olmaması
Sol'u anlatamamaları/kendılerini
yenıleyememelerı
Toplumla kaynaşmamalan/Halk tabakasına
inememelen
Dığer
Hepsı
Özel bir neden bulunmuyor
Fıkrı yok/Bılmıyor
Engeller
Merkez Sol
DSP
47.4
35.7
25.8
25.8
19.7
0.9
0.6
0.3
0.6
-
0.9
-
-
2.2
CHP
50.2
35.1
27 2
27.8
13.4
0.6
-
-
0.3
1.0
1.3
0.3
-
2.9
Merkez Sağ
(ANAP+DYP)
35.6
41.2
36.1
30.1
21.9
0.7
0.9
0.2
07
-
0.4
0.5
0.2
3.9
RP
23.2
45.5
31 2
31.5
29.9
2.5
1 0
-
1.3
03
1.0
1.6
-
8.3
ifade etmesıdir. Bu durumda güç birliği
\ apacak merkez solun 1995 genel seçım-
len baz olarak alındığında gelecek bir
seçimde yüzde 32-41 oranında oy alaca-
ğı hesaplanmaktadır.
Kamuoyu. sol partilerle ilgili değer-
lendirmesınde açık ve net olarak şu me-
sajı vermektedir: Siyasi krizin aşılma-
sında merkez solun güç birliği kaçınıl-
mazdır. Bu bakımdan liderlere büyük gö-
rev ve sorumluluk düşmektedir. Sayın
Ecevit ve Sayın Baykal el ele verebilse-
ler ve bunu kamuoyuna açıklayabilseler
Türkıve'de birdenbire her şey değişecek-
tır. Mılyonlarca ınsan şeriat isteklerine
karşı, laık. demokratik cumhuriyet ilke-
lerini savunmak uzere bir araya gelerek
solun güç birliği yapmalannı bekle-
mektedir. Solun bu parçalı halı halk-
ta bezginlik, umutsuzluk, karamsar-
lık,çözümsüzlükyaratıyor. Demok-
ratik, laik hukuk düzenine yönelik
şeriat ısteklılenne ve radıkal Islam-
cılara karşı tepki göstermek isteyen
milyonlarca insan bu bölünmüşlük-
ten dolayı oluşamayan siyasi adres
nedeniyle demokratik tepkilerıni
gösterememenin sıkıntısını çek-
mektedir. Merkez sol seçmenler
Türkiye'nin sorunlannın çözümü-
nü merkez solun güç birliği ve bü-
tünleşmesinde görmektedirler.
* tstanbul Millehekili
"Sol'un Güç birliği Yapması/Birlikte Hareket Etmesi
için Gereken Yapı ile İlgili Düşünceler"
Merkez Sol
DSP CHP
Merkez Sağ
(ANAP+DYP) RP
DSPveCHP bırleşmelıdır 61.1 58.0 47.5 34.5
DSP ve CHP bırleşmeden bırlikte hareket
etmelı/Güçbırlığı yapmalıdır 15.9 18.8 31.3 31.0
Ne yapıda olursa olsun farketmez,
guçbırliği ıçınde olmalıdıriar 18.1 21.0 18.8' 20.7
Fıkrı yok / Bılmıyor 4.9 2.2 2.5 13.8
'Sol'daki Bölünmüşlüğün Sebepleri'
İlgili Düşünceler
ile
Merkez sol
DSP
%
CHP
%
DSP lıderi Bülent Ecevit'ın uzlaşmaz tutumu 31.0 67.1
CHP lideri Denız Baykal'ın guven vermeyen davranışlan 60.7 24.8
Ikı lıderın anlaşamaması/bırbırierıne guvenmemesı 3.3 2.4
Türkiye'nin gerçeklerine uygun program üretememeleri 0.8 1.1
Farklı programları olan ikı partı olması 0.5 0.3
CHP'nin yenıliklere ayak uyduramaması 0.5
Tabana yayılmış polıtıka Izlememelen " 0.3 1.1
Diğer 0.5 0.5
Hepsı 0.8' ' 0.5
Fıkri yok / Bilmiyor 1.6 2.2
lmLrtir Cumhurbaşkanı Süleyman DemireL işadamıveyurttaşla-
n n k e n d i ierini güncel tartışmalara göre değü, Türkiye ge-
misini rotasında tutan ana eksene göre ayarlaması gerektiğini belirtti. DemireL, "Türkiye'nin demokrat, laik bir hukuk devleti oldu-
ğu nu ve öyle kalacağını" vurguladı. Cumhurbaşkanı Demirel dün İstanbul'da Göriim Şirketler Topluluğu'nca Çatalca'da yaptınlan
konfeksiyon entegre tesislerini hizmete açtı. Cumhurbaşkanı Demirel yeni binasının açdış törenlerine kaîıldığı ATV'de canlı >a-
yında konuştu. Ali Kırca'nın güncel gelişmelerle ilgili sorulanıu yanıtlay an Demirel, "Her şey hukukçerçevesindeolur. Hukuk-
suzluğa itibar etmeyin"" dedi. Silahlı Kuvvetler'in siyasetin içine çekilmemesi gerektiğı y önündeki sözlerini tekrarlayan Demi-
reL Atatürk'e karşı vefasızlık edenleri tasvip etmediğini > urguladı. Demirel. "Türk milleti kadirşinas bir millettir. Atatürk, Türk
haikınj teba olmaktan çıkararak millet haJine getirmiş. Atatürk'e vefasızlık vapan kimseyi tasvip etmiyorum. Milleti nıillet ya-
pan ortak değerlerdir. Bunlara yönelik tehditiere karşı hep birlikte göğüs gereceğiz" diye konuştu.
Dokunulmazlık
Fezlekeler
komisyon
gündeminde
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- DYP'li TBMM
Anayasa ve Adalet
Karma Komisyonu
Başkanı Ahmet İyimaya.
büyük bölümü RP
milletvekillerini
kapsayan, aralannda
Bajbakan Necmettin
Erbakan'ın dosyasının da
bulunduğu 62
dokunulmazlık
fezlekesini. salı günü
görüşmek üzere
komisyon gündemine
aldı. Komisyon, en son
ulaşan DYP Elazığ
Milletvekili Mehmet
Agar ve Şanlıurfa
Milletvekili Sedat Edip
Bucak hakkındakı 63.
fezlekeyle ilgili de alt
komisyon oluşturacak.
Fezlekelerin büyük
bölümünün Başbakan
Erbakan. Rize
Milletvekili Şevld
Yümaz. Ankara
Milletvekili Hasan
Hüseyin Ceylan'ın da
aralannda bulunduğu,
laik rejim aleyhinde
girişimlerde bulunan RP
milletvekjlleri hakkında
olması, Çiller"in,
hükümet ortağına karşı
gözdağı olarak
değerlendırildi.
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Ülkemizin önde gelen işa-
damlanndan birisiyle ne olacak
bu memleketin hali üzerine
sohbet ettik. işadamı dostum
çok kaygılıydı. Türkiye'nin uçu-
rumun kenarında olduğunu
düşünüyordu. Batılı önde ge-
len bir ekonomi uzmanının
sözlerinden örnek vererek şun-
lan aktarıyordu. "Martin
Hardy bana, siz uçurumun ke-
nanndasınız, farkındadeğilmi-
siniz, diye soruyordu."
Yıllardır ciddi hiçbir yatırım
yapıtmayan ve üretime yönelik
birhamle içine giremeyen Tür-
kiye'nin bir dönemecin eşiğine
geldiği anlaşılıyor. işsızlik gide-
rek tehlikeli boyutlara ulaşıyor.
Işsizliğin artması ve alt kesim-
lerin sisteme karşı tepkisinin
yükselmesi, sol bir muhalefetin
olmadığı koşullarda siyasi Isla-
ma malzeme hazırlıyor. Işa-
damları büyük toplumsal pat-
îşadamlannm Kaygıları, Flash-TV..
lamalann sınınnda dolaştığımı-
zın kaygısı içindeler.
REFAHYOL hükümetinin
variığı, iç ilişkilen gerdıği gibi
uluslararası ilişkilen de zorlaş-
tınyor. Yeni taahhütler için ulus-
lararası kredi desteği alan yer-
li firmalar, şaşkın durumdalar.
iç politik gerilim ve belirsizlik
nedeniyle uluslararası kredi ku-
ruluşlan paralan bloke edıyor-
lar ve bu yüzden ışler iyice tı-
kanmış durumda.
İşadamı dostum, en çok
Tansu Çiller'e kızıyor. Onun
aşırı hırsının, her geçen gün
Refah'ı güçlendırdiğini söylü-
yor. Demirel'ın ortaya attığı
hemen seçimin de bir çözüm
olmadığını vurgulayan işada-
mı; "Demirel statükoyu koru-
mak uğruna, büyük bir felake-
te çanak tutuyor. Yeni seçim
Refah'; güçlendirmekten baş-
ka sonuç doğurmaz" dıyerek
tepkilerini dile getiriyor. Seçhn
kanunlarını değiştirmeden ya-
pılacak seçimin bugünkünden
daha da kötü bir tablo çıkara-
cağına inanıyor.
•••
Iş dünyası, REFAHYOL hü-
kümeti konusunda çok derin
kaygılar içinde. Bir an önce bu
hükümetin gitmesini istiyor.
Onlan en çok rahatsız eden ko-
nulardan birisi de, askerierin si-
yasi arenaya çekilerek aşındı-
rılması, bu noktada da Tansu
Çiller'in asıl sorumlu olduğuna
inanıyorlar.
Işadamlan kaygılı. askerler
tepkili. emekçiler öfke içinde,
bürokrasi direnıyorve REFAH-
YOL buna rağmen ayak diri-
yor. Erbakan-Çiller ıkilisi, tari-
himizin en sorumsuz çifti ola-
rak ip cambazlığı yapıyorlar ve
ne olursa olsun iktidarda kal-
maya çalışıyorlar. Bu ınat, ha-
vayı iyice ağırlaştırıyor.
•••
REFAHYOL hukümeti, de-
mokrasi ve kanun hâkimiyeti
nutukları atarken, hukukun en
temel ilkelerine de uymuyor.
Flash TV'yi basıp zorla kablo-
lu yayınını kesen hükümet.
şimdi bu uygulamayı mahke-
me karanna rağmen durdur-
muyor. Flash TV'nin istanbul
bürosunu 2 mayısta 50 kişilik
bir eşkıya gnjbu bastı. Bir gün
sonra hükümet bu TV kanalının
kablolu yayınını ve verici çıkı-
şını kesti.
Bunun üzerine Flash TVyet-
kilileri Ankara Birinci Idare
Mahkemesi'ne başvurdu.
Mahkeme, kablolu TV yayınla-
nnın kesilmesı karanna ilişkin
yürütmeyi durdurma karan ver-
di. Ardından Bursa ikinci idare
Mahkemesi de verici yayınının
kesilmesine ilişkin yürütmenin
durdurulmasını istedi.
Her iki karar da hükümet ta-
rafından hâlâ uygulanmıyor.
Hükümet mahkeme kararlannı
uygulamaz mı? Uygulamazsa
ne olur? Eğer bir ülkede mah-
keme kararlan uygulanmıyor-
sa, oradazorbalık hâkimdirso-
nucuna varılır. Türkiye, bir çe-
te devleti mi ki hükümet ken-
dısinı mahkeme kararlarıyla
bağlı saymıyor. Böyle bir şey
olabilir mi?
Flash TV'yle ilgili uygulama
hemen durdurulmalı. Kanun-
kitap tanımayan bu hükümet
artık iyice abes bir noktaya var-
mış durumda. Flash TV normal
yayınına geçmeden. hiçbir ba-
sın-yayın kuruluşu kendisini
özgür hissedemez. Yann hü-
kümetin emriyle iki memur ge-
lıp gazeteleri de kapatma-
ya kalkabilir. Iş çığnndan çık-
tı. Özer Çiller Beyefendi'yi
kimse eleştirip, haklarında
saptadıkları yolsuzluklan ka-
muoyuna açıklamayacak mı?
Bütün meslektaşlanmaçağ-
nda bulunuyorum, Flash TV'ye
uygulanan baskılar bu ülkede
tam anlamıyla bir hanedan he-
gemonyası olduğunu gösteri-
yor. Bu hegemonyaya son ver-
mek amacıyla Flash TV'deki
arkadaşlara destek vermeliyiz.
Unutmayalım, bugün onlara
yann bize...
CUMARTESİ
ATAOL BEHRAMOĞLU
Cehaletin Meydan
Okuyuşu
Uygarlık tarıhiyle ilgili kitaplarda, insan uygarlı-
ğının ilk tanıklannın MÖ 30.000-10.000 yıllanndan
kalma buzul çağı resimleri olduğu belirtilir.
Insanın ınsan oluşunun ve ondan da öte, evre-
nin oluşumunun başlangıçları ıse binlerce, mil-
yonlarca yüzyıl, belki sayılarla ölçülemeyecek ka-
dar uzak bir geçmiştedir.
Tektannlı dinlerin ortaya çıkışı, ınsanın düşünen
bir varlık olarak evrıminde sadece bir dönerndır ve
bu dönemin daha önceki dönemlere göre ileri bir
aşama olup olmadığı tartışmaya çok açıktır.
Nitekım. Batı rönesansı, eski Yunan düşünürie-
rine yeniden bir dönüşle Hıristiyan dünya görüşü-
nün aşılması demektir.
Batı ancak böylece özgür düşüncenin, bu de-
mektir ki bilimin ve tekniğin tüm alanlarında geliş-
menin önündeki engelleri kaldırmış, bugünkü dü-
zeyine ulaşabılmiştır.
Bunlar uygartık tarihinin en sıradan bilgileridir ve
Batı ülkelerinin çocuklanna ilkokul çağında öğre-
tilmeye başlanmaktadır.
Ülkemızde ise bu bılgilerin hiçbiri cehalet için
değer taşımamaktadır.
Cehalete göre ınsanlık tarihi, bir evrimin tarihi
değildir.
Ozgür düşüncenin (düşüncenin özgürteşmesi-
nin) tarihi hiç değildir.
Insanlar bugünkü akıllan ve fiziksel özellikleriy-
le, tarihi belirsız bir zamanda, bir erkek ve btr ka-
dından (Adem ve Havva'dan) türemiştir.
Insana gerekli tüm bilgiler ise kutsal bir kitabın
içinde bulunmaktadır.
Batı bilimınin ve tekniğinın tüm buluşlanndan ya-
rarlanmakta bir sakınca görmeyen cehalet, utan-
mazlık ve ikiyüzlülükle Batı kültürünü küçümse-
mekte, hor görmektedir.
Islam rönesansının kaynağında da yer alan ve
aslında "tek tann" fikrinın de yaratıcısı eskı Yunan
düşüncesi, cehalete göre safsatadan başka bir
şey değildir.
Cehalete gore Batı uygarlık ve kültürünün, sa-
natının, edebiyatının tüm değerleri bir hiçtir.
Cehalet, Türkiye'de uygarlaşma ve düşüncenin
özgürleşmesı süreçlerıni de aynı anlayışla değer-
lendırmektedir.
Imparatorluğun son birkaç yüzyılının ve Türki-
ye Cumhunyeti'nin tanhı, cehalete göre "gâvuriaş-
manın' tarihıdır.
"Milli ve manevı" değerler sloganını kalkan ola-
rak kullanan cehalet, ulusalcı değil cemaatçi ve
ümmetçidir. ulusal bağımsızlığın düşmanıdır. Ulu-
sun yücelmesmin temel koşulu olan bağımsızlık
ruhuna ve özgür düşünceye düşmandır.
Insanlığın bütün kültürdeğerlerinin toplamı de-
mek olan "maneviyat"\a da hiçbir ılgisi yoktur...
Örgür aklın nıce ıçsel aalar pahasına, varoluşu
sorgulayıp araştırmasından başka bir şey ofama-
yacak "manevıyat", cehafetin dilinde bir riya ve
kulluk ruhunun anlatımı oimaktadır...
Cehalet sadece düşünmekle (daha doğrusu dü-
şünmemekle) yetınmemekte, meydan okumak-
tadır.
Kendısı gibi düşünmeyenlen (bu demektir ki dü-
şünenlerı, özgür düşünceyi insan olmanın temel
koşulu sayanları) ölümle tehdıt etmekte ve öldür-
mektedir de...
Cehalet, meydan okumaktan da öte, diktatör-
lük arayışındadır.
Silahları bilgisizlik, demagoji, yalan, tehdit, iki-
yüzlü ve iç bulandırıcı bir halk dalkavukluğudur.
Uygarlığın, bilimin, kültürün. çağdaş bir insan,
çağdaş bir ulus olmanın kazanımlarına ve gerek-
lerine meydan okuyan cehaletin başan kazanma-
sı, Türkiye'nin çağdaşlık sahnesınden sonsuzca
silinmesı demektir.
Yapılması gereken, aklın ve özgür düşüncenin
örgütlenmesiyie, etkin eylemlerle, cehaletin mey-
dan okuyuşuna meydan okuyuşla karşılık vermek-
tir...
Öyleyse, biryandan eğitım kurumlannda bilimin,
uygarlığın gereklerı ödün vermeksızın yerıne ge-
tirilirken, bir yandan da özgür düşüncenin kitlesel
güce dönüştürülmesi bugünlerin somut görevidir.
Erbakan^ın sakallı
korumalarma dava
EVİN GÖKTAŞ
ANKARA - Başbakan
Necmettin Erbakan' ın ya-
kın korumalığını gönüllü
olarak yapan sakallı ~Sa-
karyalılar Grubu" ıle res-
mı Başbakanlık Koruma
Müdürlüğü görev lileri ara-
sındaki kav gaya savcıhk el
koydu. Gezilerde Erba-
kan'ın "aptes grubu'" ola-
rak da çalışan görev lılerin.
"görevli memura darp ve
hakaret" suçundan 6 ay-
dan 1 yılakadarhapisiste-
miyle yargılanacaklan bil-
dirildi.
Başsavcılıkta ifade ve-
ren Başbakanlık resmı ko-
rumalan. kavga çıkaran
sakallı korumalar hakkın-
da korktuklan için şikâyet-
çiolmadıklannı belirttiler
Başsavcılıkta geçen gün-
lerde ifade veren Hayri De-
miralav, Mehmet Meydan.
Hasan Şirin, Mehmet Va-
vnz, Akif Odabaşoğlu.
Mehmet Akif Kenar ve
Hasan Hüseyin Arıkan. el-
lerinde darp edıldiklenne
daır doktor raporu olması -
na karşın, sakallı koruma-
lardan şikâyetçi olmadık-
lannı söyledıler. Olay sıra-
sında bacağı kınlan polıs
memurlanndan Hasan Hü-
seyin Arıkan. 15 günlük
doktor raporuna karşın.
"Beni sürgün ederler" di-
yerek şikâyetinden vaz-
geçtiğinı ve kimseden da-
\acı olmadığını bildirdi.
Haklarında dava açıla-
cak olan Erbakan'ın sakal-
lı korumalanndan Önder
Kaman ve Mehmet
Genç/ın, olayın meydana
geldiği 5 Nisan 1997 gy-
nünden bu yana resmi ko-
rumalara "Şikâyetinizden
vazgeçmezsenizsizi sürgün
ettiririz" diye baskı yap-
tıklan ileri sürüldü. Sakal-
lı korumalann, başsavcılı-
ğın davetiye çıkarmasına
karşın adliveye ifade ver-
meye gıtmedikleri bildiril-
di. Başsavcılığın, ifade
vermek istemeyen sakallı
korumalann polis zoruyla
getirilmelen için Emniyet
Genel VIüdürlüğü'ne gele-
cek günlerde yazı yazaca-
ğı belirtıldı.
Erbakan'ın sakallı koru-
malan ıle resmi korumala-
n arasında uzun süre de-
vam eden gerginlık, MHP.
Genel Başkanı Alparslaıi
Türkeş'in ölüm günündei
yeni bir kav gaya neden ol-i
muştu. Sakaryahlar Gru-J
bu'ndan bir gönüllü koru-;
manın, taziye ziyareti sıra-
sında Türkeş için "Baç
k...k öldü, kalanlar uluyor"
dediği ve bunun üzerine
bir Başbakanlık korumasH
nın. "Ölenin arkasından
konuşuhnaz. Terbiyesizlik
etme" diye çıkıştığı ileri
sürülmüştü.