Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 MAYIS 1997 CUMARTESİ
12 DIZIYAZI
12 Mart -12 Eylül ve 28 Şııbat... Siyaset Bilimi Açısından Darbelerin Anatomisi
Sürekli aydınlık istemleri
TA. uı
üm sivil örgütler
anayasamızdaki cumhuriyet
ilkelerini savunurken, siyasal
iktidar devletin temel
ilkelerine muhalefet ediyor.
Daha doğru bir anlatımla;
siyasal iktidar karşı devrimci
cephede, siyasal iktidara
karşı olan örgütler devletin
felsefesi yanmda yer
alıyorlar.
Dr. ALEV COŞKL'N
•2-
Işte tüm bu nedenlerle. 'Sürekli Aydınlık İçin Bir
Dakika Karanlık' hareketi tüm ülkede
umulmadık bir katılım sağlıyor. Türk toplumsal
hayatında görülmemiş boyutlarda her partiden.
her kesımden, her vaştan oluşan genış bir kitle
tepkisine dönüşüyor.
Susurluk olayı. başta basın ve televizyon
tarafından duyarlılıkJa ele alınıyor. Meclis'te
yolsuzluk dosyalannın siyaset uğruna
kapatılması. sessiz halk çoğunluğunda "iğrenç
davranışlar" olarak kabul edilıyor. Meclis'te oy
aritmetiğı ile aklananlar, kamuoyu vicdanında
yargılanıyor. hatta mahkûm oluyor.
Bugünkü oluşum. bundan öncekilere
benzemıyor. İktidar partilennın dayatmalanna.
sav saklamalanna karşın. Atatürk ilkelerine ve
düşüncesine aykın hareket ve girişimlere karşı
çok cıddi sıvil demokratik örgütler yelpazesi
oluşmuş bulunuyor. (Atatürkçü Düşünce
Dernekleri. Çağdaş Yaşamı Destekleme
Dernekleri. Kadın Kuruluşlan. vs. vs.)
Siyasal iktidar devlet felsefesine
karşı
Tüm bu sivil örgütler anayasamızdaki
cumhuriyet ilkelerini savunurken, siyasal iktidar
devletin temel ilkelerine muhalefet ediyor. Daha
doğru bir anlatımla: siyasal iktidar karşı
devnmci cephede, siyasal iktidara karşı olan
örgütler devletin felsefesi yanında yer alıyorlar.
Özünde. devlete \arlik veren cumhunyet
ilkelerine. devletin var olma felsefesine karşı
olan bir siyasal ıktidarla karşı karşıyayız. Aynı
felsefenin paylaşımı söz konusu... Laik devleti
oluşturan ana ilkelerin korunması ve kollanması
için temel eğitimden geçmiş askerlerle. sivil
örgütler arasında anayasada yer alan cumhuriyet
ilkelennın korunması ve yaşatılması konusunda
siyasal yaşamımızın hiçbirdöneminde bu derece
paralellik. bu derece iç içelık oluşmadı.
Iktidarlannı sürdürmek isteyenler bu toplumsal
gerçeği göremiyorlar mı? Algılama yetenekleri
bu derecede köreldi mi?
Bu arada yapılan kamuoyu yoklamalan da
Silahlı Kuvvetler'in saygınlığmın en yüksek
noktada oldugunu gösteriyor.
Yıllardır birbirine karşıt olan iki büyük işçi
sendikasının başkanlan bir araya geliyor;
'Sürekli Aydınlık için Bir Dakika Karanlık' hareketi tüm ülkede umulmadık bir katılım sağlıyor. Türk toplumsal haya-
tında görülmemiş boyutlarda her partiden, her kesimden. her yastan oluşan genis bir kitle tepkisine dönüşüyor.
bunlara tüm esnaf derneklerinı kucaklayan
Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu
Başkanı katılıyor. Liderlere ve parlamentoya
çıkış yollan öneriyorlar. Genel ilkeler olarak
söylemleri, basın bildirileri MGK'nin
kararlanyla paralellik gösteriyor. Işçi, esnaf ve
işveren örgütleri ilk kez birleşmiş, aynı notadan
aynı şarkıyı söylemekteler. Toplumlann.
toplumsal ve siyasal tarihlerinde böyle
birleşmeler, böyle uzlaşmalar kolay kolay
gerçekleşmez.
Bütün bu oluşumlar demokrasinin. demokratik
bir yaşam bıçıminin ürünleridir. Demokrasılerde
siyasal iktidarlar. değişen toplumsal talepleri göz
ardı edemezler. Her vesileyle. demokrasiyı
agızlanndan düşürmeyen iktidar sözcülerine bu
önemli demokrasi kurahnı anımsatmak isteriz.
Dış Koşullar
Dış kaynaklar da MGK kararlannı olumlu
karşılıyorlar. tran ve Cezayir'deki gelişmeler
köktendincı dayatmalann Batı dünyasını tedirgın
ettiği bıliniyor. Hatta. Almanya'da bir yargı
organı tran'ı terörist devlet olarak ılan ediyor
Çünkü laiklığin uygulanmadığı bir yerde
demokrasi de olamaz Dış siyasal ortamı
yansıtan. özellikle ciddi gazeteler (Washington
Post, Le Monde. The Nevv York Times, Time)
Türkiye'deki oluşumlara geniş yer veriyorlar,
ama hiçbirisi MGK'nin asker kanadını tenkit
etmiyor. Hatta, öz olarak. içerik olarak ileriye
sürülen istemlerin demokrasi felsefesine
uygunluk taşıdığını belirten nitelikte yazılar
yayımlanıyor.
Tüm bu iç ve dış oluşumlar göriilmüyor mu?
Siyasal parti liderlennin gözleri bağlı mı?
Söz konusu önlemler paketi için oluşan dış
konjonktür ve içteki kamuoyu destegi -
göriilmüyor mu?
Başbakanlık ıhtirası ile yanıp tutuşan hoca,
TBMM'ye verdıği tüm yolsuzluk önergelerini
unutuyor. Susurluk olayı ile ilgili savcılıkça
kendisine gönderilen fezlekeyi iki aydır
çekmecesinde saklıyor. Meclis'e göndetmiyor.
hukuka aykın davranıyor. Yardımcısı ise
malvarlığını garantiye almak ve yargı önünde
hesap verir duruma düşmemek için her türlü
tavizleri vermeye hazır ve amade... DYP'nin
Meclis Grubu ise inanılmaz bir atalet ve
aymazlık içınde...
Siyasiler. "Uyan verildi mi" sorusunu soruyor?
Ben ise bunlara gülüyorum Uyan, 28 Şubat
1997'de gerçekleştı Bunun zamani da belli.
Ordu politika ilışkılen bağlamında 28 Şubat
1997 uyansı, siyaset bılimıne "sürekli uyan"
adıyla geçecektir.
Öyleyse çözüm nedir?
1- Hükümet bu kararlan sav saklamadan hemen
uygulamaya başlamalı. yapamıyorsa
çekilmelidir.
2- Bu kararlann can alıcı noktası 8 yıllık
kesintisiz eğitimdir. Millı Eğitim Bakanı Sayın
Sağbmbu konüda^ok net ve ıvedı tavır almak
zorundadır.
3- Parlamentoda görev yapan siyası parti
liderleri eğer demokrasiyi istiyorlarsa.
milletvekilleri demokrasinin yaşamasını
istiyorlarsa. ülkenin içinde ve dışanda oluşan bu
gelişmeleri göz ardı etmemelıdirler. Cıddi
girişimler yapılmazsa. demokrasinin kesıntıye
uğramasının sorumluluğunu tanh önünde
taşıyacaklannı unutmamalıdırlar.
4- Askerleri. yapmamalan gereken işi yapmaya
zorlamayalım. Sivıller olarak. özellikle
parlamento üyeleri olarak sorumluluk
duvgusunu ön plana çıkaralım.
Bİttİ
SÎT kararlannı engelleyen Koruma Genel Müdürü için Devlet Denetleme Kurulu'na başvuruldu.
ÂLtan Akat 4
de^iete' şîkâyet edfldiHaber Merkezi - DYP-CHP koalisyo-
nu döneminde eski Kültür Bakanı Fikri
Sağlar tarafından görevden alındıktan
sonra 1996 yılı başlannda yargı karany-
la yenıden Koruma Genel Müdürlüğü
yapmaya başlayan Altan Akat için. bu
kez "İzmir Çevre Avukatlan" hem Kül-
tür Bakanlığf na, hem de Cumhurbaş-
kanlığı'na başvurarak yenıden "görev-
den uzaklaşonlmasını" istediler.
Altan Akat'ın genel müdürlük görevi-
ne döndüğünden bu yana "Türkiye'nin
kültür ve doğal değerlerine onanlması
olanaksız zararlar veren tutum ve davra-
nışlar içerisinde olduğu" yönündeki sav-
lannı belgelenyle rapor eden avukatlar,
Cumhurbaşkanlığı'na yaptıklan başvu-
ruda. anayasanın 108. maddesı gereğın-
ce " Devlet Denetleme Kurulu'nun hare-
kete geçirilmesini" talep ettıler. Izmirlı
avukatlar adına RıfatBozkurt tarafından
Kültür Bakanlığı'na yapılan başvuruda
ise Altan Akat'ın Koruma Genel Mü-
dürlüğü'nde kalması halinde ülkenin
onanlması olanaksız zararlara uğraya-
cağı belirtilerek görevinden alınmasıy-
la birlikte gehrlennın ve "mal varhğının
da araştınlması" isteniyor...
1970"lı vıllann sonlan ve 1980lerin
• Kültür Bakanlığı Koruma Genel Müdürü Altan Akat'ın tarihi ve doğayı tahrip eden tutum ve davranışlan
yüzünden Türkiye'nin onanlmaz zararlar görmeye başladığmı belirten İzmir Çevre Avukatlan. bakanlığın
yanı sıra Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e de başvurarak De\let Denetleme Kurulu'nun ivedi olarak
harekete geçirilmesini istediler...
başlanndaki "Bursa Müzesi Müdürlü-
ğü"' sırasında da 12 adet çok değerlı bik-
kenin kaybolması olayıyla adı ılk kez ka-
muoyundaki tartışmalarayansıyan Altan
Akat'ın. daha sonra Istanbul Ârkeoloji
Müzesi'ne tayın edıldiğı. ancak burada
da sakıncalı aörülerek dönemin Kültür
Bakanı Cihat Baban tarafından İzmir
Müzesi'ne göndenldiğı belirtıliyor.
Izmır'de kaldığı yıllarda ise sikke ko-
leksıyonuna olan u
aşın ilgisi" nedenıy le
kuşku toplayan ve dönemin tzmır Valı-
si HüseyinOğütcen'ın isteğıv le bu göre-
vmden de uzaklaştınlan Altan Akat'ın,
yıne İzmir'de eşini boşayarak aynı sikke
koleksiyonuna bakan bayan memurla
evlenmesinin de o yıllarda çeşitli değer-
lendirmelere neden olduğu söylenıvor.
tzmır'den sonrayeniden tstanbul'a ve
bu kez Hisarlar'a müdür olarak atanan
Altan Akat. dönemin Kültür ve Turizm
Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu'nun da
kaygılan nedeniyle önce Bohı'ya tayin
ediliyor. sonra dâ TBMM'ye bağlı Mil-
lı Saraylar'da görev venlmesinin ardın-
dan 1988 yılı Nisan ayında eskı Kültür
ve Turizm Bakanı TınazTitiz tarafından
"Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdü-
rü" yapıhyor. 1989'daisebukezîN'amık
Kemal Zeybek'in Kültür Bakanı olma-
sıy la "Kültür ve Tabiat Varhklannı Ko-
ruma Genel Müdürü" oluyor...
KahramaıTın sağ kolu
1992 yılında "usulsüz bir para nakli"
yaptığı gerekçesıyle bu dönemin Kültür
Bakanı Fikri Sağlartarafından görevden
alınan Altan Akat. Danıştay 5. Daire-
si'nın yürütmeyı durdurma karan üzen-
ne yeniden döndüğü Koruma Genel Mü-
dürlüğü görev inde ANAYOL ve RE-
FAHYOLhükümetlerinin her iki Kültür
Bakanı'yla da "uyumlu" bir çalışma
içınde oldu.
Istanbul'da MimarlarOdası'nın Yıldız
Sarayf ndaki mekânlarının polis gücüy-
le boşaltılarak "gece yansi işgal edilme-
si" olav mda da "operasyonu bizzat İs-
tanbul'dayöneten" Altan Akat'ın. özel-
likle RP'liKültür Bakanı İsmail Kahra-
man'laolan birlikteliği. REFAHYOL'un
kültür ve imar politikalanna tepkı du-
yan cevrelerde "dikkat çekici" bulun-
muştu. Altan Akat'ın. geçen bir yıl içe-
risinde özellikle "SİT alanlannın daral-
blması" ve "korumacı uzmanlann Ko-
ruma Kurullarf ndan uzaklaşbnlması"
gıbi uygulamalarda genel müdür ve yük-
sek kurul üyesi olarak "etkin rol aldığı"
yönündeki değerlendirmeleri "belgelere
bağlayarak" dosya haline getiren Iz-
mir'dekı çevrecı avukatlar. 4 Mart
1997'de Kültür Bakanlığı'na. 21 Mart
1997'de de Cumhurbaşkanlığı'na baş-
vıırdular.
Istanbul'daki bazı Refah Partıli il yö-
netıcılerinın de Altan Akat'ın •'kamu-
oyundatepki toplayan tutumlannj" RP'li
Kültür Bakanı İsmail Kahraman'a şikâ-
yet ettiklen. ancak Kahraman'ın "Bizim
işimize yanyor" diyerek bu istekleri ge-
ri çev ırdiği söylenen Koruma Genel Mü-
dürü için. De\1et Denetleme Kurulu'nca
ıncelenmesı yönünde özetle şu sav lar ıle-
rı sürülüyor:
1-Altan Akat'ın yönlendırmesi sonu-
cunda. Koruma Yüksek Kurulu tarihsel
ve doğal değerlenn tahnbıne yol açan
çok sayıda "ilke kararlan" aldı. Danış-
tay'ın bu kararlan durdurmasına rağmen
yeni ilke kararlanyla aynı tutumda ısrar
edilıyor.
2- Altan Akat, genel müdürlük yetki-
sinı kullanarak. korumadan yana alınan
kurul kararlarını "işlemekoydurmuyor"
ve tanhsel-doğal değerlere duvarlılıkla-
rından ödün vermeyen kurul üyelenni
değiştırtiyor ve işlevsiz bırakıvor.
3- StT kararlarına rant hesaplan yü-
zünden karşı çıkan beledive başkanlan-
na ve polıtikacılara "sözler" veriyor ve
onlann koruma karşıtı tutumlannı des-
tekliyor...
Bütün bu nedenlerle Altan Akat'ın
"yetki ve görevlerini ülkenin genel çıkar-
lannın aleyhine" kullandığı açıklanan
başvuruların altında Av. Rıfat Boz-
kurt'un yanı sıra Av. No\an Özkan. Av.
Omer Erlat Av Semih Ozay. Av. Arif Ali
Cangı v e Av. l'ğur Kalekoğlu'nun da im-
zalan bulunuvor.
Demiryol-İş Genel Başkanı, toplusözleşme sürecinde hükümetin isteği doğrultusunda ilk imzayı atmıştı
Türk-lş yönetimi Toçoğhı'nu görevden aldı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-lş yöne-
timi, Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) Mensupla-
n Eğitim ve Dinknme Tesislen Başkanlığı sırasın-
da
t
">
r
üz kızarbcı suçtan" kesınleşmış cezası bulu-
nan Demiryol-Iş Genel Başkanı, SSK Yönetım Ku-
rulu üyesi Enver Toçoğlu'nu Genel Mali Sekreter-
lık görevinden aldı. Enver Toçoğlu ise "iğrenç"
olarak nıtelendirdiği karann hukuki dayanaktan
yoksun oldugunu ileri sürdü.
Genel Başkan Bavram Meral. Genel Sekreter
Şemsi Denizer. Genel Eğitim Sekreteri SaKh Kılıç
ve Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Sabri Özdeş
• Toçoğlu'nun SSK Mensuplan Eğitim ve Dinlenme Tesısleri Başkanlığı sırasında "yüz
kızartıcı suçtan" kesinleşmiş cezası bulunuyordu. Türk-lş Yönetim Kurulu'nca yapılan
açıklamada. "'Bu suçtan mahkûm olan biryönetıcı sonradan affa uğramış olsa bile
konfederasyonun zorunlu organlannda yöneticilik görevi yürütemez" denildi.
imzasıyla dün yayımlanan Türk-lş Yönetim Kuru-
lu karanyla. toplusözleşme sürecinde hükümetin is-
teği doğrultusunda sözleşme imzalayan ve olağa-
nüstü genel kurul isteyen Toçoğlu. SSK Genel Ku-
rulu öncesınde genel mali sekreterlık görevinden
alındı.Cezakarannın 10 Eylül 1996tanhınde Yar-
gıtay karanyla kesinleştıği belırtilen kararda. şöy-
le denıldi • "Sendikalar Yasası'nın 5^ 9. ve 56/2. mad-
desi. yüz kızartıcı suçtan mahkûmiyeti sendika ku-
ruculuğu ve > önericiliğineengel bir neden olarak ka-
bul etmekte \e bu suçtan hüküm giyen vöneticinin
göre\inin kendiliğinden sona ereceğini hükme bağ-
lamaktadır. 2821 sayılı >asa, bu tür bir suçun sendi-
kal nedenlerle va da sendika veva konfederasvona
karşı işlenmiş olması şartını aramaktadır."
Türk-İş Yönetim Kurulu. Toçoğlu'nun görevden
alındığına ılişkin karann. Ankara Valilıği. Çalışma
ve Sosyal Güvenlık Bakanlığı ile SSK Genel Mü-
dürlüğü'nenoteraracılığıylatebliğedilmesıne, De-
mıryol-İş Sendikası' na bildirilmesine, Toçoğlu'nun
dava açması ıçın gereklı sürenin geçmesinden son-
ra en çok oy almış olan yedek üyenin genel mali
sekreterlik görevıne davet edılmesıne karar verdi.
Demiryol-lş Sendikası. olağanüstü toplanarak
haksız suçlamalar yapıldığını belirttı ve karan ta-
nımadıklarını bildırdi.
POLİTİKA VE OTESİ
MEHMED KEIVIAL
Başta Söz Varthr...
Her şeyin bir gündemı var: Siyasetın de... Yalnız
siyasetin gündemi son günlefde ikiye aynlıyor. Biri-
ne doğal gündem diyoruz, ötekine sun'i gündem...
Bu gündemlere "yapay" diyenlenmiz de oluyor. Gün-
demler arasında sun'i, yapay dıye bocalayanlar da
var.
Gelelim sun'iye.
Kökeninde sun yatar.
Sun, oyun demektir.
Şu iki dizeyi okuyalım:
Zehi bariki lü'bet hane-i sun'unda halkeyler
Hezaran dilber-i mevzun, hezaran duhter-i hasna
Hane-i sun için tiyatro dersek yanılır mıyız? Sun
nasıl oyun demekse lub da oyun oluyor. Lubiyat
lub'un çogulu.
Bu dünya bir tiyatrodur; her geçen bakar geçer.
Bu dünya için bir pencere dense ne olur? Pencere-
den bakar geçerier.
Eski yazariar birbirinin ardından konuşur. Bal gibi
dedikodu ederier. Sofradan Ahmet Haşim erken
kalkar.
Süleyman Nazrf'e soraıiar:
"Şairı nasıl buluyorsunuz?"
"Ç67 saatlerini biliyorvm da, göl saatlerini hatıria-
mıyorum."
Falih Rrfkı Atay, yıllarca parti gazetesinde yazdı.
Yazma diyen olmadı. Rusya'ya gidip dönünce Bol-
şeyik diyenler oldu.
Öyle günler olurmuş ki yazıdan bıkarmış.
"Her gün başyazı yazanın gözü çıksın" dermiş.
Bunu sade Falih Rrfkı söylemez öteki yazarlar da
söylenmiş.
Başyazı yorucu bir iş. Hergün yazmayla olmaz. Ya-
zılmadığı günler yazıya bir şeyler katmak gerekir.
Şöyle yazanlar da var. Vakit öldürür. Bir Hint şıiri-
dir:
Köpek var taş yok
Taş var köpek yok.
Taş var köpek var
Ama kralın köpek
Sıkıysan at taşı.
Gün geldi, Falih Rrfkı Ismet Paşa'nın buyruğuyla
Ulus'tan aynldı. Halk Partisi 1950 seçimlerini yitirdi.
Falih Rıfkı'yı Ankara'dan milletvekili çıkaramadı. Baş-
kentten milletvekili çıkaramayan seçimi hiç kazan-
maz. Ulus'tan aynldıktan sonra muhalefete geçti.
Özel bir gazete çıkardı.
Yahya Kemal'e sorarlar,
"Üstat bu rejim tutar mı?"
"Hele bir Falih Rıfkı muhalefete geçsin."
Falih Rrfkı "Dünya" adında bir gazete çıkararak
muhalefete geçer. Ne kadar veryansın ederse etsin,
muhalefet çizgisini tutturamaz.
"Ben okuduğunu anlayanlar için yazıyorum"
Gazete satış sağlayamaz. Geldiğı gibi gider. De-
mek okuyan ve anlayan azmış.
Sözcüklerden korkan okur olur mu? Bizde söz-
cüklerden korkarlar. Peygamberler arasında dasöz-
den korkan var. Yazının pazarı Babıâli'dir. Gazeteler
Babıâli'de tutunabitirse okunur. Yoksa boşluktaka-
| | r
• - . - - - - - - , - < •
Onun için yazarlar:
"Başlangıçta söz vardır" derler.
Söz başta yoksa sonda hiç yoktur.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6
SOLDAıN
SAĞA:
1/ Islam felse-
fesinde, gerçe-
ğe akıl yoluyla
değıl sezgi yo-
luyla vanlabi-
leceğinı savu- 4
nan akım. II
ABD halkın-
dan olan kım- 6
se... Karışık -,
renkli. 3/Argo-
daesrar... lri ve 8
tombul kucak
çocugu. 4/ Hı- 9
ristıyanlann en büyük
bayramı... Tropikal böl-
gelerde yetışen ve yum-
rulan besin olarak kul-
lanılan bıtkilere verilen
ad. 5/ Etı yenen bir cins
mürekkepbalığı. 6/Tan-
ntanımaz... Istek. aızu. 5
II Pearl Buck'ın. Çmli 6
bir aılevı konu alan ro-
manı... Herhangi bir
kuv v et alanından geçtı-
ğı varsavılan güç çızgı- 9
len.8/ABD'nınbireyaleti..
larda oluşan kireç tortusu.
\TJKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Antık dönemlerde Ege Bölgesf nin bir bölümüne ve-
rilen ad... Kat kat cakıl ve kumdan oluşmuş yer kıvnmı.
2/ Franz Kafka'nın bir romanı.. Bağ budamaya va da
ağaç kesmeye yarayan bir tür eğn bıçak. 3/ Radon ele-
mentının sımgesı... Düzenlı olarakekım yapılanarazı. 4/
Bir pamuk cmsı... Mert. kalender ve babacan kımse. 5/
Uygun, tıpatıp gelen... Lütesjıım elementının sımgesi...
llkel bir silah. 6/Kazak başkanlanna verilen ad. 7/Çam
ağacının çığnenıp emılen ıç kabuğu. 8/ Jüpiter geze-
genınin bir uydusu... Karakter. 9/ Bir çalgıyı doğru ses
vermesi için ayarlama... Rütbesız asker.
„
Bırnota.9/Çenealtı... Kap-
Derneğimiz kurucu üyelerinden
Zara Kelhasan köyünden
HÜSEYİN YILDIRIM'ın eşi
ASİYE
YILDIRIM
vefat etmiştir.
Cenazesi 17 Mayıs 1996 Cumartesi
günü (bugün) öğlen namazını
müteakiben Tarabya Ömürtepe
Camii'nden kaldınlacaktır.
Kendisine rahmet, kederli ailesine ve
tüm sevenlerine sabır ve başsağlığı
dileriz.
ZARA ve YÖRE KÖY DERNEKLERİ
ADINA
ŞİNASt YALÇIN
. Genel Başkan