Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 NİSAN 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
Dinin
anayasadan
çıkarılışı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- 5 Nısan 1928'te
kabul edilen "Teşkilat-ı
Esasiye Kanunu'"nun. 14
nisanda yürürlüge gıren 2.
maddesindeki "'Türk
devletinin dini. dın-i
Islamdır" kaydı, 69 yıl
önce bugün anayasadan
çıkanldı. Aynı dönemde
İsmet İnönü ve 120
arkadaşının önerisi üzerine,
milletvekillennin. Meclis'e
gırerken ettikleri yeminden
"vallahi" sözcüğü
çıkanlarak "Namusum
üzerine söz venrim" ifadesi
kondu
Ecevit: Hasta
defiilim
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DSP Genel
Başkanı Bülent Ecevit,
sağltgının bozuk olduğu
haberlennı yalanlayarak
"Çok şükür sağlık
durumum yerindedir" dedi.
DSP lıden Ecevit. hasta
olduğu ve Kurban
Bayramı'nda gizlice
Londra'ya gideceğı
yolunda bır gazetede yer
alan haberle ilgılı yaptığı
yazılı açıklamada şunlan
kaydettı: "Bu tür haberler
bazı siyasal çevxelerin
temenni ve beddualanndan
kaynaklanmaktadır."
İşçi emeklilepi
toplantısı
• AN kAR \ (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye İşçi
Emeklılen Cemiyetı'nin
Başkanlar Kurulu, bugün
Ankara'da toplanacak. İşçi
Emeklileri Deraeği'nden
yapılan yazılı açıklamada,
Genel Başkan Ethem
Ezgü'nün açılış
konuşmasıyla başlayacak
olan Başkanlar Kurulu
toplantısında, işçi
emeklılen ve gündemdeki
konular degerlendırilecek.
Güneydoğu'da
çatışma
• DİYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Olağariüstü Hal Bölge
Vajilıgi'nden yapılan
açiKİamaya göre güvenlik
kuvvetleriyle PKK'liler
arasında çıkan çatışmalarda
Batman'ın Gercüş ilçesi
Kantar köyü kırsalında 13.
Bıngöl'ün Genç ilçesi Selvi
bucağı yakınlannda da 1
olmak üzere toplam 14
PKK'li öldürüldü.
Çatışmada bir güvenlik
görevlisi şehit oldu.
Berberoğlu'na
ziyaret
• ANKARA (AA) -
Federal Alman
Parlamentosu lnsan Haklan
\e Insancıl Yardim Alt
Komisyonu ile Azerbaycan
MilH Meclisi tnsan Haklan
Komisyonu üyeleri, TBMM
tnsan Haklan Komisyonu
Başkanı Demır
Berberoğlu'nu ziyaret etti.
Heyetin başkanlığını yapan
Irmgard Schwatzer,
anayasada yapılan
değişikliklerin reform
nıteliğmde ve cesaret verici
olduğunu söyledi.
'Menderes
yasasi'
• ANKARA (AA)-
Gümrük Yasası'nda,
kendıleri herhangi bir araç
kullanamayacak kadar
sakat olanlar ıçın yapılan
araçlann gümrük
vergisınden muaf
tutulmasına ilişkin
değişiklık yürürlüge girdi.
Resmi Gazete'nin dünkü
sayısında yayımlanarak
yürürlüge giren yenı
düzenlemeye göre. el ve
ayak fonksıyonlannı
tamamen yitirenler ıçin
yapılan ve sakat kışilerin
binip inmesiyle taşınmasını
kolaylaştıncı teknık
donatııma sahip olan
araçlar. gümrük vergisine
tabı olmadan yurtdışından
getirilebılecek.
Teletanıklık
geçersiz
• ANKAR\(ANKA)-
Yargıtay, boşanma
davalannda tele-tanıklığa
izin vermedi. Ikinci Hukuk
Dairesı, mektup yoluyla
Almanya'daki tanıklan
dinleyerek boşanma
davasını sonuçlandıran
mahkeme karannı bozdu.
Kararda. tele-tanıklığa
kesin zorlayıcı nedenler
olmadıkça
başvurulamayacağı
belirtildi.
HABERLER
S u s u r l u k A r a ş t ı r m a K o m i s y o n u
ANAP özel komisyon istediANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TB-
MM Susurluk Araştırma Komısyonu'nun
ANAP'lı üyeleri. Susurluk olayını derinle-
mesine incelemek için özel bir komisyon
kurulmasını önerdiler. Tansu ve Özer Uçu-
ran ÇUIer çiftının, RP'li Başkan Mehmet
Elkatnuş'ın çark etmesı nedeniyle komis-
yona çağnlmamasını protesto etmek ama-
cıyla son dönemdeki toplantılara katılma-
yan ANAP'lı üyeler Yaşar Topçu ve Metin
Oney, "altematif rapor" adı altında hazır-
ladıklan muhalefet şerhini tamamladılar.
ANAP'lılann yanı sıra DSP'li üye Sema
Pişldnsüt ile CHP'li üye Fikri Sağlar'ın da
komisyon raporuna koyduklan muhalefet
şerhlerini bugün tamamlayarak TBMM
Başkanlığı'na sunmalan bekleniyor.
ANAP'lı komisyon üyeleri Yaşar Topçu
• ANAP'lı komisyon üyeleri Yaşar Topçu ve Metin Öney, "altematif
rapor" adı altında hazırladıklan muhalefet şerhinde, Susurluk için
tutuklama yetkisi dışında geniş yetkilerle donatılmış bir özel komisyon
kurulması önerisini getirdiler. ANAP'ın yanı sıra DSP'li Sema
Pişkınsüt ile CHP'li Fikri Sağlar'ın da muhalefet şerhlerini bugün
tamamlayarak TBMM Başkanlığı'na sunmalan bekleniyor.
ve Metin öney, muhalefet şerhlerini bugün
düzenleyecekleri basın toplantısında açık-
layacaklar. Alınan bilgiye göre ANAPTılar
muhalefet şerhlerinde, Susurluk olayının
derinlemesine ıncelenmesi ıçin geniş yet-
kilerle donatılmış özel bir komisyon oluş-
turulması önerisini getirdiler. Muhalefet
şerhinde. sadece tutuklama yetkisinin ol-
mayacağı bu komisyonun, kamu görevlile-
ri ile milletvekillerinden kurulması ve
1993-1996 yıllanndaki devlet içindeki çe-
te örgütlenmesinin yeniden ıncelenmesi
gerektiği görüşü yer aldı.
Topçu ve Öney, Çiller'in siyasi sorumlu
olarak son 4 yıla damgasını vurduğuna dik-
kat çekerek DYP Genel Başkanı ve Başba-
kan Yardımcısı Tansu Çiller ile lstanbul
DGM'nin dokunulmazlığının kaldınlması
istemiyle hakkında fezleke hazırladığı es-
ki Içişleri Bakanı ve DYP Elazığ Milletve-
kili Mehmet Ağar hakkında Meclis soruş-
turması isteminde bulundular. ANAP'lıla-
nn muhalefet şerhinde, Susurluk kazasının
ardından, "Eşimin kanı yerde kalmadı" di-
yen kumarhaneler kralı olarak bilinen
Ömer Liitfü Topal'ın eski eşi Safîye Ben-
B'nin sözlerine dıkkat çekerek, Topal'ın öl-
dürülmesinde, Çiller'in eşi Özer Çiller'in
de parmağı olabileceği kuşkusuna yer ver-
dikleri bildirildi. Tansu ve Özer Çiller'in
komisyona bilgi vermemesinden duyduk-
lan rahatsızlığı 50 sayfalık muhalefet şerh-
lerine de yansıtan ANAP'lılar, Ağar ile
DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bu-
cak'ın, Başbakan Necmettin Erbakan tara-
fından yaklaşık 2 aydır beklettıği dokunul-
mazlık fezlekelerinin bir an önce Meclis'e
sevk edilmesi istemine de ver verdiler.
Başbakanlık talimat verdi
Istiklal Marşı'nda
kadın sesine yasak
HÜLYA KARABAĞLI
ANKARA - Başbakan
Necmettin Erbakan'ın.
kendisinın katıldığı devlet
törenlerinde kadın sesınin
yer almadığı Istiklal Mar-
şı'nın çalınması talimatı
verdiğı bildirildi. Karayol-
ları Genel Müdürlüğü'nde
önceki gün düzenlenen tö-
rende ilk kez uygulanan ta-
limatın, Kültür Bakanlığı
Gençlik Korosu'nun yöne-
ticılerine faksla iletıldiğı
öğrenildı. Koro yöneticile-
rinin ağlayarak salonu terk
ettikleri kaydedilırken Is-
tiklal Marşı kasetınin RP'lı-
ler tarafından özel olarak
hazırlandığı, seslendirme-
nin ise teknık hatalarla do-
lu olduğu belirtildi.
Kültür Bakanlığı'nda,
Başbakan Necmetin Erba-
kan'ın ulusal marş için ka-
dın sesine uyguladığı san-
sür tepkilere neden oldu.
Kültür Bakanlığı ve TRT
Çok Sesli Korolan'nın ku-
rucusu ve uzun süre yöne-
ticiliğinı yapan Prof. Hik-
metŞimşelc Cumhuriyet'e.
"Tönende kadın seslerini İs-
tiklal MarşTmızdan dışla-
mak üzere erkekler taraftn-
dan seslendirilen kasetin
dinlendiğini duyunca, önce
inanamadım. Adeta idra-
kim durmuş gibiydi. Son za-
manlarda yaşadığımız top-
lumsal depremlerin yanın-
da şeklen küçük gibi görii-
nebilecek ola>, gerçekte an-
lam olarak belîd de en bü-
yüklerinden biridir" değer-
lendirmesıni yaptı.
Ulusal marşın, bayrakla
bırlikte bağımsızlığın sim-
gesi oldugunu vurgulayan
Şimşek. "Bayrağa bakışta,
onu taşıyışta, sergilemekte,
nasıl ki erkek-kadın, büyük-
küçük aynmı olmazsa, ulu-
sal marşın söylenmcsi ve
dinlenmesinde de olamaz"
diye konuştu.
Şimşek, TRT'nın 4 kana-
lında her hafta yayımlanan
" Birlikte Söyteyelinı'' prog-
ramının başında, daima Is-
tiklal Marşı'nı yineleyerek,
bununla ilgili mesajlan yurt
geneline yaydığını. şiirin
kalan bölümlerinın de yeri
geldikçe verileceğine dik-
kat çekti.
"Eğer bu olay, bir yannş-
lık eseri değilse, analanmı-
ZL bacdanmra, ladanmıa,
kanlannuzı, yavuklumuzu
İstiklal Marşı'ndan yoksun
bırakmak isteyenlere. şiirin
4. kıt'asına sığınarak şöyie
sesieniyorum" dıyen Şim-
şek şunlan söyledi:
"Ben eskidcn beri, birlik-
teyaşadım, birlikte yaşanm.
Hangi çılgın bunazincir vu-
racakmış şaşarım. Kükre-
miş ses sellcri gibi bcntleri
çiğner aşanm. Kadın-erkek
hep birlikte İstiklal Marşı-
nuzla çağlanm."
k
Halk dans etmez'
Karayollan Genel Mü-
dürlüğü'nde Kültür Bakan-
lığı Gençlik Korosu'nun
susturulmasıyla gerçekleş-
tirilen talimatın, bakanlığın
düzenlediği törenlerde de
uygulandığı bildirildi.
Kahraman'ın katıldığı
törenlerde bakanlığa bağlı
korolara görev verilmediğı-
ne dikkat çekilirken, Kahra-
man'ın Devlet Opera Bale-
si Genel Müdürlüğü'nLn
(DOB) şu ana kadar sahne-
lediği 200'e yakın temsil ve
gösterısını de izlemediğı
öğrenildi.
Kültür Bakanı Ismail
Kahraman'ın "Halk dans
etmez" gerekçesıyle Devlet
Halk Danslan Toplulu-
ğu'nun ismini de "Devlet
Halk Oyunlan Topluluğu**
diye değiştırdiği kaydedil-
di.
CHP Genel Başkanı Deniz BaykaL, dün akşam İstanburda Pertevniyal Plarformu tarafından düzenlenen
u
Srvü
Toplum Örgütlerinin Demokrâsiye Katkılan" konulu toplanüya kaöldı. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
DSP ve RP'den CHP'ye katılım
lstanbul Haber Ser\ısi - CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal. DSP ve
RP'li beledıye rpeçjjs üyel,erinin.
partılenne katılma töreninde,
"Rejim bkanıkuğının aşıünası için
yurttaşlar da üzerine düşeni
yapmab" dedi. Baykal,
"Tıkanıkhgı aşmanın yolunu kimse
rejim dışında aramasın" uyansında
bulundu. CHP'nın dünkü grup
toplantısı, Alparslan Türkeş'in
cenaze töreni ve kar yağışı
nedeniyle gerçekleştirilemedi.
Baykal'ın odasmda yapılan
törende, lstanbul
Gazıosmanpaşa'dan DSP'li
belediye meclis üyesi Nurettin
Kaçar ile Bayrampaşa belediye
meclis üyesi DSP'li Murat
Albayrak ve Çankaya belediye
meclis üyesi RP'li
Mustafa Şirin CHP'ye katıldı.
Baykal. burada yaptığı konuşmada,
"Rejimde tıkanıklık \aşanıyor. Bu
durumda herkes sorumluluğunun
gereğini vapmab. Demokratik
rejimin işktilebilmesi için yurttaşlar
da üzerine düşeni yapmah.
Tıkanıklığı aşmanın yolunu kimse
rejim dışında aramamaltdır.
Demokratik rejim kendi içinde
çaresini bulmaktadır. bulacaktır.
CHP de bunun odağıdır" dedi.
DGM'den Yaşar Öz'e tutuldama
Öz, Metris Cezae\i'nde
lstanbul Haber Senisi - Susurluk
kazasından sonra ortaya atılan ıddi-
alarla ilgili yürütülen soruşturma kap-
samında hakkında çok sayıda suçlama
ve iki gjyabi tutuklama karan bulunan
YaşarÖzçıkanldığı lstanbul DGM ta-
rafından tutuklanarak Metris Ceza-
evı'ne konuldu.
Önceki gün tstanbul Emniyet Mü-
dürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'nü
arayan katliam sanığı Abdullah Çat-
h'nın eşi Meral Çatiı'nın dayısı Yaşar
Öz teslim olmuştu. Öz daha sonra ls-
tanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik
Şube Müdürlüğu'ne götürülmüştü.
Geceyi Asayiş Şubesi'nde geçiren
Öz dün sabah 10.30'da lstanbul
DGM'ye getirildi. Susurluk soruştur-
masını yürüten savcılar AhmetGürses
ile Aykut Cengiz Engjn'e saat 13.00'e
kadar ifade veren Öz tutuklanması is-
temı ile mahkemeye sevk edildi. ls-
tanbul 6 No'lu DGM'ye çıkanlan Öz
hakkındakı gıyabi tutuklarna karan \i-
cahiye çevrildi. Öz, eski Özel Harekât
Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahi-
n'le özel tımciler Ayhan Çarkın.Ercan
Ersoy. Oğuz Yorulmaz, Enver Ulu. Ti-
ya Bandırmalıoğlu, Mustafa Altınok
ve Ayhan Akça'nın da bulunduğu
Metris Cezaevi'ne konuldu.
Susurluk soruşrurması nedeniyle
Ali Fevzi Bir ile Sami Hoştan hakkın-
da gıyabi tutuklama karan bulunuyor.
1994 yılında Adana polisi tarafın-
dan yakalanan Metin Bozdoğan sahte
pasaportu Yaşar Öz'den aldığını söy-
lemişti. lstanbul Emniyet Müdürlüğü
Mali Şube Müdürlüğu'ne bağlı polis-
ler, bu nedenle 31 Ocak 1994 tarihın-
de Yaşar Öz'ün Ataköy'deki evine
operasyon düzenlemişti. Baskında 7
tabanca ile Yaşar Öz ve Tank Ümit
adına düzenlenmış sahte pasaport bu-
lunmuştu.
Emniyet Genel Müdürü Mehmet
Ağar'ın dönemin Emniyet Müdür Yar-
dımcısı Mestan Şener'i araması üze-
rine Öz serbestbırakılmıştı.Öz'üya-
kalayan ekıbin amiri LeventSevinç, 31
ocaktaelegeçirdiklen silahlan Anka-
ra Emniyet Müdürlüğü'ne bizzat el-
den teslim etmişti.
Susurluk sonışturmasını yürüten ls-
tanbul DGM Savcılığı da soruşturma
kapsamında 26 Aralık 1996tanhinde
bu silahlann durumunu emniyete sor-
du. Ancak emniyetin DGM'ye gön-
derdiği yanıtla, silahlann kaybolduğu
ortaya çıktı.
IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (« planet.com.tr
Evin balkonundan görünen
pencerelere bakılırsa koskoca
koruda iki kişiyiz komşu!..
Akşam saat 21 olunca bizim
evler gene ateşböceğine dön-
dü. Oysa şubat ayı boyunca
böyle değildi. Senin altındaki
kat, bitişiğindeki daire, yanıba-
şınızdaki dört katlı evin üç katın-
daki altı daire, benim apartma-
nın üst katlan karanlığa göz kır-
pıyordu.
Görünüşe bakılırsa ilk iki gün-
de bızim koruda "isyan eden"
ve "ısrar eden" bir sen varsın,
birdeben...
Peki ötekilere ne oldu dersin?
İsyan etmekten, ısrar etmek-
ten vaz mı geçtiler acaba? Bo-
yun mu eğdiler sence? "Bunlar
çok güçlü. Baksana bütün bir
şubat ayı boyunca karanlığa
ses verdik umursamadılar bile;
bildiklerini okumaya devam
ediyoriar. lyisi mi kesip sesimi,
yakıp ışığımı oturayım evimde"
mi dediler?
Onlan anladık komşu da sa-
na ne oluyor peki? Niye asık su-
ratın? Saklama, canın da sıkkın
senin.
- Çok değil, daha biray önce
milyonlarca ve milyonlarca ev
ateşböceklerine dönüşmüşken
yiğitliğe krem sürmeseler bile,
çetelehn elebaşılan, destekçile-
Korudaki Komşumla Sohbet
ri, siyasetteki uzantılan, ortakla-
n, hempalan, suç ortaklannın
uykulan kaçtıydt. Oysa şimdi..
der gibisin.
Deme!
Önce sevin. Tek başına değil-
sin. iki kişiyiz.
Ama bu umuda filan da sanl-
ma sakın. Tut kı iki kişiyiz ve iki
kişi kaldık.
Evlerimizin göz kırpan ışıkla-
n, gece karanlığmda uzaklardan
seçiliyor komşu. Yolunu yitirmiş,
yönünü şaşırmış, gücü tüken-
miş birileri uzaklardan gorürler
ışığımızı. Fırtınalı denizde çare-
siz kalmış denizcilere yol göste-
ren deniz fenerleri gibiyız biz. A-
man ara verme. Uzaklarda bir
yerde gözteriyle geceyi tarayan-
lar görecektir ışıklanmızı.
Biz işimize bakalım komşu.
Ayrıca madem canın o kadar
sıkkın, gel sana matrak bir yazı
okutayım. Herr karanlığa ses
verelim, hem gülelim.
Aşağıda bilgisayanmın belle-
ğine çok taze gelmiş bir 'e-ma-
H' mesajını, hiç değiştirmeden
ve yazım yanlışlannı fılan da dü-
zeltmeden aktaracağım. Önce
çöpe atıp geçeyim dedim, ama
sonra şu can sıkıcı günlerde bir-
likte güleriz diye düşündüm.
Mesajdaki yürekJer acısı Türk-
çeyle, düşük cümlelerle, yazım
kurallanndan habersiz "kültür
düzeyi" ile oyalanma.
Adamcağızın yazdıklannın
arasına ben bazı notlardüştüm.
Onlan parantez içine koydum.
Böylece benim notlarla adam-
cağızın yavelerini kolay ayırt
edersin.
E-mail mesajı "Sayın Engin"
diye başlıyor. Sonra da şöyle
sürüyor.
"Yazdığınız yazılan hemen
her gün okumaya çalışıyorum.
Bizleri Türkiye'nin aydınlığm
güçleri konusunda aydınlattığı-
nız için sonsuz teşekkürler. Zi-
ra eskiden Diplomaside bazı
konularda ne yapılacağına ka-
rar vermek için Rusya'dan ya-
yın yapan Bizim Radyo'nun o
konudaki görüşleri dinlenir ve
onun aksiyapılırmış. (Biridiplo-
masi konusunda bu fukara ile
dalga geçmiş, o da ciddi san-
mış... Ama sıkı dur. Asıl matrak
şimdi geliyor) Şimdi bizde sizin
ve sizin gibi diğer saygıdeğer
üstatlenn yazılannı okuyarak
kimlerin Türkiye'de üst değer-
de kimlerinda de altta oldugu-
nu öğreniyoruz. (Adamcağızın
kendi doğrulan yok. Kendi yar-
gısını üretebilmek için, başkala-
rının, ömeğin benim yazdıkla-
nmdan kerteriz alıyor, onlan ter-
sine çevirip kendi yargılannı üre-
tiyor. iyi mi?)
Lütfenyazılannıza ara verme-
yin. Bu arada artık Türkeş 'te öl-
düğüne göre sürekli aydınlık
için bir dakika karanlık eylemle-
rine ara verilebilir. Zira karanlı-
ğın en büyük prensi öldü. Artık
siz ve sizin gibi Türkiye'nin ye-
tişmis aydınlan üayram edebi-
lir. Hatta gelin 4 Nisan'ı bayram
ilan edin. Böylece karanlığın
güçlerine büyük bir darbe vur-
muş olursunuz.
Sayın Engin, tabii bütün bun-
ların hepsı kara mizah. (Kara ol-
duğuna kuşku yok da bunun
neresinin mizah oldugunu doğ-
rusu anlayamadım. Bir bak ba-
kalım komşu, bak bakalım, sen
mizahı bulabilecek misin?) Ge-
lin artık aklınızı başınıza alın ve
gerçekleri görün. Eğer siz 70
milyonun 50 milyonunu karan-
lıkta yaşıyor zannedersiniz, bu
köstebeklerin yerin altında ya-
şarken dışannın aydınlığıyla
gözlerinin kamaşmas ve körleş-
mesine benzer. Gelin yerin al-
tından çıkın ve gözlerinizi gü-
neşin altında görmeye alıştınn.
Yoksa bu gidişle yakında yerin
altında bile bannamayacaksı-
nız. Birdostane tavsiye..."
Hepsi bu kadar. Şimdi bu he-
sapca köstebek olan, ben ve
bencileyin düşünenler oluyor;
mesajı yollayansa karanlıkta
değil, gün ışığında dolanan bir
yiğit konumunda, değil mi?
Hah hah hah, sen öyle san
komşu
Adamcağız bu mesajı "so-
meone" diye imzalamış. E-ma-
il adresi de öyle: SomeoneİSo-
mewhere.org. Yani "Herhangi
biryerden herhangi biri". Üste-
lik herif takma adını bile ingiliz-
ce döktürmüş ki derin kültürü-
nü daha bir iyi anlayalım.
Gördün mü bizi köstebek ya-
pıp yerin dibine yollayan yiğidi.
Ne adını açıklayabılecek, ne ye-
rini belirtebilecek yüreği var. Ka-
ranlığa sinmiş habire üfürüyor...
Diyeceğim komşucuğum,
böylesi maskaralıklara gülüp
geçelim ve işimize bakalım. işi-
miz var; işimiz ciddi ve biz adı-
mızı, köyümüzü, yerimizi apaçık
ortaya koyup ışıklarını yakıp
söndürenleriz.
Yann akşam gene göz kırpış-
mak üzere şimdilik hoşça kal!
POLİTİKA GUINLÜGÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Ev İmamı...
Nurettin Öztürk. 1993-94 yılı Kayseri Imam-Hatip
Lisesi Mustafa Germirli Şubesı mezunu...
Nurettin'in Fethullahçılarla tanışması lise son sınıfta
oluyor. Gittıği bir evde, 'ev imamı' Hamdi Keskin'le
tanışıyor...
Sonra neler oluyor...
Nurettin, devlet paralı yurdundan çıkıp, Serhat Ders-
hanesı'nde bir yıl paralı öğrenci olarak kalıyor.
Nurettin Öztürk öyküsünü şöyle anlatıyor
"Yurt müdüryardımcısı, 'Rusya'daokurmusun?'d/-
ye istekte bulundu. Ben de kabul ettim. Başkırtis-
tan'dakı Serhat firmasının Genel Müdür Yardımcısı
Mehmet Emin Ataklı'y/a tanıştırdı. Işlemlerimi ta-
mamlayıp Ataklı'yla biriikte Başkırtistan'a gittim. Ser-
hat firmasının kiralamış olduğu evlerden birine yerieş-
tirildim. Kaldığımız evlerin kirası 80-90 dolar olması-
na rağmen biz beş arkadaş kalıyorduk ve kişı başına
40 dolar aylık veriyorduk. Bir yıl sonra Serhat fîrma-
sı yetkililennin uygun gördüğü basın-yayın bölümüne
kaydoldum. Okuldan eve geldiğım zaman hep sorgu-
ya çekıliyordum. Ev imamı, 'Nerde senin talebelerin?
Kaç kışıyi kafaladın? Sadece okumaya gelmedık, asıl
amacımızı unutuyor musun' diye soruyordu. Üniver-
sıtede de rahat bırakılmıyordum. Kot pantolon giy-
meyeceksın. Yüzde 90'ı bayan olan ünıversıtede kız-
larla konuşmayacaksm, müzikdınlemeyeceksin, sa-
çınıAmerikan tıraşı yaptırmayacaksın gibiyasaklar ge-
tirdiler.
Günde 7 kez namaz kılınacak. Haftada bir, Fethul-
lah Gülen'e ait 90'lık ses-vaaz kaseti dınlenecek ve
seyredilecek. Pazartesi ve perşembe günleri oruç tu-
tulacak. Günde 5 sayfa Kuranıkenm okunacak. Cev-
şen dedikleri dua bırgünde bitirilecek. Namazlardan
sonra toplu tesbihat yapılacak. Günde bir saat risale
okunacak. Aynca dığer kitaplardan okunacak. Tabii is-
tediğimiz kitabı okuyamayacağız. Bunlar her gün zo-
runlu yapılacak ve kâğıt üzerinde ev imamına teslim
edilecek. Radyo ve televizyon yasak. Haberier bile
spiker bayan olduğu için seyredılmeyecek.
Artık hıçbir şeye tahammül edemiyordum. 2. sınıfın
sonunda bırbaşka şehre veya Türkiye 'ye dönmek ka-
ranndaydım. Fakatgeçkalmıştım. Pasaportum onlar-
daydı. Benim adıma vize aldıklannı, 10 gün içinde
Türitiye 'ye geri göndenleceğımı öğrendım. Firma yet-
kilısı Usame Ekiz'/e görüştüm. 'Benı neden gönderi-
yorsunuz?' dedim. 'Sen kot pantolon giyiyorsun, kız-
larla konuşuyorsun, Amerikan tıraşı oluyorsun' dedi.
Daha doğrusu ben onlann ışıne yaramıyordum. Ora-
da kimseyi kafalayıp Nurcu (Fethullahçı) yapmıyor-
dum."
• • •
Eyüp Kayar'ın kendi deyişiyle "birgençliğin kınkse-
kiz yılı"na gelince...
Şimdi de Eyüp'ü dınliyoruz:
"Sana, Orta Âsya'ya, Tacikistan'a gönderme teklifi
yapıldı. FEM Çemberiitaş Şubesı, Tacikistan'a sevkı-
yat yapmakla göreviendırilmişti. Pasaport, vizeişlem-
lerimizi Çağ Eğitim Hizmetleri adına Kadir Tufan adın-
da birisibaşlattı. Başkırtistan'ın başkentı Ufa'ya gittik.
Fethullah Gülen cemaatınin örgütlenmesi aşağı
yukan Türkiye 'dekı gibıydi. Talebe evleri, yurtlar, ko-
fe/ter var. Serhat firmasıyla oraya götürülen üniversite
öğrencilerinın hepsi cemaatten. Bunlar yurtta, evler-
de veya kolejde belletmen olarak çalışıyoriar. Aynca
esnaf kollan da var. Orada bu işi Mirasfirmasıyapı-
yor. Bu firma, ticaretfirmasıve aynca Saray'ın orada-
ki dıstribütörü. Aynca Kaysen esnafından gelen (Kay-
seri Başkırdistan'a bakmakla yükümlü hımmet ıli) ak
paralan bir kez daha aklıyor. Kara paralan da aklaya-
rak birkısmını Ufa rehberi Harun Doğan ile Serhat fir-
masının Müdürü Usame Ekiz'e veriyor. Şimdilerde HH-
ton ve Çırağan Sarayı'nda yapılanlar da bunlann bir
benzeri.
Gittiğimız sene 450 dolar, bu sene ise 650 dolar
üniversite parası venyorduk firmaya. Daha sonra öğ-
rendik ki bu firma Serhat. Kalınan yurtlar devlet tara-
fından bedava olmasına rağmen, evlerin kirası da 60-
100 dolar olmasına rağmen herkesten 40 dolar para
toplanıyordu.
Biz orada okuyor gibi görünüyorduk ve aıleler böy-
le biliyordu. Ama bunun haricinde herşeyyaptınlıyor-
du. Yorgunsun; uyuman kısıtlı. Eve erken gelme tale-
be gelecek, eve geç kalma kesinlıkle kot pantolon
giyme, yürümene dikkat et, kızlarla konuşma.
Onlann isteğıyle matematik fakultesine kaydımıyap-
tırmıştım. Bölüm değiştırme ısteğımi, 'Ya böyle okur-
sun ya da Türkiye'ye dönersın' diye reddediyoriardı.
Pasaportum onlardaydı. Bır gün öğrendım ki Türid-
ye'ye dönmem için vize ışlemlerimi başlatmışlar. Pa-
saportumu istedim ama vermediler. Üniversite çıkışın-
da önümüzü kesip zorla taksiye bindirmeye çalışt-
lar, yumrukladılar. Fiili gücüm olmadığı ıçin pasapor-
tumu alamadım. Kanunsuz olarak mart ayında Tür-
kiye'ye döndüm."
• • •
İki gencm öyküsünü, kendi anlatımlanndan bölüm-
ler alarak aktardık sizlere...
Bu öyküden tüm ana ve babalar ders almalıdır...
Yoksul ailelerin çocuklan işte böyle kandınlıyor. Fet-
hullahçılann amaçlannın ne olduğu apaçık ortaya çı-
kıyor...
Görüldüğü gibi okullarda, hastanelerde ve toplu-
mun her kesiminde çok sıkı bir biçimde örgütlenmiş-
ler...
Gözden ırak kamplarda, Orta Asya Türk cumhuri-
yetlerinde olup bitenler, 'bölge imamlan'y\a bir siyasi
partı gibi örgütlenmeler, 'ılımlı lslam'\ savunanlan aca-
ba uyandırabılecek mi?
Hiç sanmıyoruz...
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet Cetinkaya (a Planet.com. TR
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
HİKMET ÇETİNKAYA
AŞIK KADINLAR SOKAĞI