Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 NİSAN 1997 ÇARŞAMBA>
12 BÎR KONU BİR KONUK
KKTC Başbakan
Yardımcısı ve
Turizm Bakanı
Serdar Denktaş,
Türkiye ile 23
yıldır birlikte
yürütülen
ekonomik siyaseti
kesinlikle yanlış
buluyor
AB
Türldye'siz gbmeyizLE YLA TAVŞANOĞLU
KKTC Başbakan Yardımcısı ve Turizm Bakanı
Serdar Denktaş on gündür Ankara ve Istanbul'da
hükümet ve ış çevreleriyle temaslar yaptı.
Ağırlıklı olarak KKTC'nin turizmini geliştirme,
Türkiye den Kuzey Kjbns'a yatınmlan
canlandırma ve Kıbns Türk Havayollan'nın cıddı
sorun yaratan durumunu temaslannda ele alan
Denktaş. Cumhuriyet'e de özel bır demeç \erdi.
Denktaş. "Artık Türkiye'yle birlikte oturup ne
yapmamız gerektiğine birlikte karar vermeüyiz"
dedi. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın
küçük oğiu olan Serdar Denktaş'1a göriişmemiz
sorulu yanıtlı şöyle geliştı:
- On gündür Ankara ve Istanbul'da temaslar
yaptınız. O arada Moskova'ya girtiniz. Kimlerle
görüştünüz? Ne amaçh temaslar yaptınız?
DENKTAŞ- Ankara'da ocak ayında. KKTC'vle
Türkiye arasında imzalanan 250 milyon dolarlık
protoİcolün tıkanıklıklannı aşmaya çalıştım.
Ağıılıklı olarak Kıbns Türk Havayollan'nın
durumunu ele aldım. Ulaştırma Bakanı'yla
Kıbns'a ulaşım sorununu çözmek ıçın ne gıbı
önlemler ahnacağını göriiştüm Özelleştirmeden
sorumlu Devlet Bakanı Uftık Söylemezle de yine
Kıbns Türk Havayollan ve Kıbns'ta esnaf ve
tanm sektörünün Türkiye koşullanna göre
kredilendınme konusunu ele aldık.
Sonra Moskova'ya üç-dört günlük bır ziyaret
yaptım. Rus parlamentosu üyeleriyle görüştüm.
KKTC'ye gelmeye çok istekliler. lzin
alabilirlerse gelecekler.
Istanbul'da iş çevrelerine, Kıbns'ta Rum tarafiyla
ekonomik eşitliği sağlamanın hem KKTC hem de
Türkiye açısından öneminin ne olduğunu
anlatmaya çalıştım. Sanıyorum söylediklerimın
mantıklı olduğu ilgili taraflarca da kabul ediliyor.
Pek çok alanda Türkiye tarafindan desteklenen
KKTC gibi 150 bin nüfuslu bir ülke kişi başına
ulusal ge'lıri 23 yılda 500 dolardan 2 bın 500
dolara çıkarabilmişse buna karşılık Rum tarafi bu
geliri 2 bin dolardan 14 bin dolara çıkarmışsa bu
sadece bizim degil, Türkiye'nin de sorunu olmalı.
Dolayısıyla şimdi hep birlikte Kıbns'ın siyasi
tarafiyla birlikte ekonomik eşitliği de sağlamamız
lazım.
- Kıbns Türk Havayollan'nın sorununu
Ankara'da ele aldığınızj söylediniz. Büdiğimi/
kadan> la KKTC devletinin yüzde 50 hisseye
sahip olduğu Kıbns Türk Havayollan'nm
kontrolü şu anda tümüvle Ümit Utku adlı
işadamının elinde bulunuyor.-
DENKTAŞ - Sadece o değıl, Ümıt Utku
çıbanbaşı. Benim sorunum kişıyle değil, oradaki
yönetimle. Bu kişi beş yıldır şirket yönetimınde.
Şirket tamamıyla iflasa sürüklenmek üzere. Kötü
yönetiliyor. Bir sürii şaibe altında. Tabii bu
şaibeler elbette kı hükümetlere de yansıyor.
Hepsınden önemlisi de KKTC'de ekonomik
kalkınma için çabaladığımız bir sırada turizmi
geliştirmeyı hedefliyoruz. Türkiye"den.
KKTC'den yatmmcılan yatınma çağmyoruz.
Ama ulaşımı birtürlü halledemiyoruz.
Ulaşım politikası konusunda hiçbir söz hakkımız
yok.
- Neden?
DENKTAŞ - Çünkü şirkette bir beyefendi önce
Kıbns Türk Havayollan'nın K.İT olmadığını. özel
şirket olduğunu iddia ederek, "Ben bunu
istediğim gjbi yönetirinT diyor
1975"te Kıbns Türk Havayollan kurulduğu
zaman biz teknik açıdan bu işi daha iyi
öğrenehm, diye Türkiye'den bu konuda yardım
almıştık. Şimdı de, "Aradan geçen 23 yılda biz
artık bu işi öğrendik Onun için de milli
havayolumu geri istiyorum" dıyorum. Sanıyorum
Türkiye bu ısteğimızın haklı olduğunu kabul
etmek durumunda.
Tunzmı kalkındırmak ıstiyorsak ulaşıma
tamami} la hâkım olmamız gerek. Aksı halde,
sorumlu olduğum turizmi kalkındırmamız
mümkün değil.
Kıbns Türk Havayollan"nda 23 yıl içınde biz de,
Türkiye de hata yapmış olabilır. Şimdi, "Gelin
birlikte doğru bir şe> yapalım" diyoruz. Eğer
Ümit Utku ısımlı arkadaş çok değerliyse
Türkive'deki bir sürü KlT'ten bırinde onu
değerlendirsinler. Ama artık o arkadaşla bızim
birlikte çalışmamız mümkün değıl. Biz milli
ha\ayolumuzu kendimız yönetıriz
- Sizin Turizm Bakanı olarak KKTC'de kumar
turizmini gefiştirme, daha çok kumarhane açma
politikanız çok eleştirildi. Kumarhane açmanın
KKTC'ye kontrol edüemeyecek bir kara para
akışına yol açacağı söylendi. Nitekim öldürülen
Ömer Lütfü Topal'ın da KKTC'de kumarhanekri
vardı. Siz bu eleştirilere ne dijeceksiniz?
DENKTAŞ - Bu eleştinlere hiç katılmıyorum. Bir
kere Kıbns'ta o kadar çok kumarhaneyi ben
açtırmadım. Benim yönetimde etkili olduğum
günden 1997 başına kadar bir tek kumarhane
açıldı. 1997 için ise üç kumarhane için daha izın
verildı. KKTC'de kumarhane sayısı ise 24.
Türksye'deki kumarhane sektörünü bütün
olumsuzluklanyla KKTC'ye götüriirsek zaten iş
bıter. Bugün KKTC Bakanlar Kurulu'na
sunulmak üzere yeni yasal önlemler alımyor.
Bızim istedığımiz şu:
Bölgede kumar tunzmi çok yaygın değılse
KKTC bu açıdan bir başka ilgı merkezi halıne
gelebilir. Ben artık mevcut tesıslere kumarhane
ızni vermıyorum. Kumarhane açmak isteyenler
en az 250 yataklı bir tesis yapmak zorundalar.
Bunlann planlamasını da yapıyoruz.
Bu vesileyle yatak sayımız artacak. Yatak sayımız
15-20 bıne çıkarsa çok daha büyük tur
operatörlen KKTC'yle ilgılenebılecekler. Bugün
büyük tur operatörlen KKTC'ye ılgi göstermiyor.
- Hangi ülkelerle bağlanb yaptınız?
DENKTAŞ - Türkiye. tsrail. Rusya'da müthiş bir
potansiyel var. Tıcaret ıçın de gelmek istiyorlar.
Bu bakımdan KKTC'de hızla serbest tıcaret
bölgeleri kurmanız gerekiyor. İkincisi de kumar
oynamak için KKTC'ye gelmek isteyen çok fazla
sayıda Rus turist var.
Burada yine Kıbns Türk Havayollan'na
döneceğim. Be>-altı aydır uğraşmama rağmen
ben Kıbns Türk Havayollan'nın ne prograrmnı ne
de fiyatlannı Rus tur operatörlerine verebıldim.
AB üyeliği bize olumlu
geliyor. Ama iş can
güvenliğini düşünmeye
gelince değişiyor.
İkincisi, bize yıllardır
destek veren f ürkiye'ye
sırtımızı dönüp tek
başımıza AB üyeliğine
girmemizi bizden hiç
kimse bekleyemez.
Ekonomik eşitliği
sağladığımız takdirde iki
devletli bir AB üyeliği,
dengeleri sağlama,
Türkiye'yle özel statülü
ilişkilerimiz ve AB
içindeki konumumuz
açısından çok avantajlı
olabilir. Bu, Rum tarafi
açısından da avantajlı
olur. AB üyeleri olaya
daha dikkatli bakarlarsa
Kıbrıs'ta çözümün hangi
noktada yattığını
bulacaklardır.
ıan havayolunun yönetıminden beş aydır
ıstiyorum. vermıyorlar. O zaman turizmi nasıl
kalkındıracağız?
Nevse ki Türk Havayollan 1 nisandan ıtibaren
yeniden KKTC seferlerine başladı. Oysa bizim
havayolunun politikasını yönlendirebilsek
Rusya'dan haftada üç-dört direkt sefer
kaldırabilinz.
Almanya \e îngiltere'den de epeyce turist
bekJiyoruz. Gelecek \ıl İtalyanlann da
başlayacağını tahmin edıyorum.
- Bu yıl ne kadar turist bekliyorsunuz?
DENKTAŞ-Geçen yılın rakamı 175 bindi. Biz
bunu ikiye katlamayı hedefliyoruz. Ulaşım
sorununu biraz çözebildiğimiz takdirde bu iş
olacak.
- KKTC'nin Rum tarafiyla birtikte AB üyeliği
sürecine girebilme şansı ne ölçüde?
DENKTAŞ - Bır süre önce AB üyesi ülkeler,
görüşme süreci başladığmda Türk tarafinın da
dinlenmesi gerektiğinı ortaya koydular. Rum
tarafinın AB'ye tek yanlı alınması, AB sınırlan
içine sorunlu bir bölgeyi ithal etme anlamına
gelecek. O nedenle de AB. Kıbns sorununun
mutlak surette çözülmesini istiyor.
Kıbns'ta biri tanınan. binsi tanınmayan iki devlet
var. Kıbns'ta gerçekten kalıcı bır çözüm
isteniyorsa ve Israil'de olduğu gibi anlaşma
imzalandığının ertesi günü yeniden savaşmamız
istenmiyorsa ada gerçeklerini kabul ederek bır
çözüm üretılmesi durumu var.
Bence önce Kıbns'ta iki taraf arasındaki
ekonomik farklılıklan giderici önlemler almak
lazım. Bunu biz Türkiye'yle birlikte yapabiliriz
ya da AB ambargolan kaldırarak yapabüir.
Üyelik görüşmeleri sürecınde de Türk tarafi ayn
ve eşıt düzeyde taraf olarak katılmalıdır. Yeter ki
bizı taraf olarak kabul eden AB o görüşme
sürecinde eşıtlığimizi sağlayabilsin. Bu, bizim
söylememızle olmuyor. Onlar sağlayacaklar.
Böyle bir görüşme sürecini başlatırsak çözümü
de birlikte ele alarak işleri yürütebiliriz. Çözüm
olmadan bu süreci başlatmanın tehlikelennin de
bilincindeyım. Ama bu iş Türkiye'yle birlikte
olmalı. Bize. Türkiye'nin daha çok uzun yıllar
girmernLrğ.eTektiği telkiri edilebiiir. ABuyelıgı
bize olumlu geliyor. Ama ış can güvenliğini
düşünmeye gelince değişiyor. İkincisi. bize
yıllardır destek veren Türkiye'ye sırtımızı dönüp
tek başımıza AB üyeliğine girmemizi bizden hiç
kımse bekleyemez.
Ekonomik eşitliği sağladığımız takdirde ıkı
devletli bir AB üyeliği. dengeleri sağlama.
Türkiye'yle özel statülü ilişkilerimiz ve AB
içmdeki konumumuz açısından çok avantajlı
olabilir. Bu, Rum tarafi açısından da avantajlı
olur. AB üyeleri olaya daha dikkatli bakarlarsa
Kıbns'ta çözümün hangi noktada yattığını
bulacaklardır.
- Ankara') la Lefkoşa ocakta 250 milyon dolarlık
protokolü imzaladılar, ama protokolün gerekleri
hâlâ yerine getirilmedi. .Ankara, kaynak ounadığı
için bu paranın ödenemediğini söylüyor...
DENKTAŞ- Kaynak bulunur. Rakamlara
bakılınca Türk toplumunun ıhtiyaç duyduğu
kaynaklann öyle çok büyük rakamlara
ulaşmadığı görülür. Belkı, protokole göre Kıbns
Türk tarafi kendine düşeni yaptı mı. sorusunun
yanıtı beklenıyor olabilir.
Çoğu zaman siyasi ıradenin nıyetıne rağmen
bürokratik engeller çıkabiliyor. Bunun dışmda
başka nedenler olabileceğini bilmıyorum ve
düşünmek de istemiyorum.
- Füzeler krizi sırasında Cumhurbaşkanı Denktaş,
Ankara'ya kızgın olduğunu ifade etmişti. Siz
Türkiye'nin Kıbns politikasını nasıl
görüyorsunuz?
DENKTAŞ - Türkiye, Kıbns'ı kendi çıkarlanyla
birlikte düşünmek durumunda. Biz sadece
KKTC'nın çıkarlannı düşünüyoruz ve sıklıkla da
"Türkiye şu konuda farklı davranmahydı"
dedığimız olmuştur. Türkiye'nin kendi durumu
ve büyüklüğünden kayuaklanan sorunlan ve
çıkarlan var.
Bu ikisini dengeleyebilmesi lazım. Sanıyorum
zaman zaman bu denge kaçıyor. Zaman zaman
karar almakta gecikiyoruz ve bir tren kaçıyor.
Sonradan olaylan düzeltmek zor oluyor. Son 23
yıldır birlikte götürdüğümüz ekonomik siyaset
kesinlikle yanlış. Bunu bılmeliyiz. Doğru olsaydı
bugün çok daha iyi bir noktada olacaktık. Dış
politikada ise çok mesafe kat edilmıştir Ama
artık tek başımıza yapacak yerde. hep birlikte
oturup "Ne demeliyiz?" konusunu konuşmanm
zamanı geldı.
ÖRÜŞI ÜMİT ZİLELİ
Çocukluktan gençliğe adım attığım,
diğer bir deyişle düşünmeyi öğrendiğim
zamandan ben. her türlü olumsuzluğa
karşın, sık sık ve de büyük bir keyıfle
şöyle derdim: "Türkiye'de doğmuş ol-
maktan. bu ülkede v aşamaktan, Türkol-
maktanonurduyuyorum." Halbuki 70'li
80'li yıllann acımasız çarklılan arasın-
da yitip giden gençliğe mensuptum.
Ölümlerden, işkencelerden, hapishane-
lerden geçen. her lafına, her hareketine
kuşkuyla bakılan, itilip kakılan, hor gö-
riilen ama baş eğmeyen o gençliğe!.. Ul-
kü zıfıri bır karanlıktan geçiyordu. Pro-
fesörler, gazeteciler, öğretmenler, savcı-
lar, ögrenciler. Türkiye'nin yannlannı
yaratacak aydınlar kalleşçe yok ediliyor-
du. Yok edilmeyenler ise bastınlıyor, sin-
diriliyor, un ufak ediliyordu. Kafası ça-
lışan, düşünebilen herkes o görünmez
cenderenin arasında ezıliyordu. Nefret
etmek, düşman olmak. terk etmek için
binlerce neden vardı. Ama aynı zaman-
da umut vardı. özveri vardı. içımızde
özenle sakladığımız vannlara ulaşı: a
hırsı vardı. Ve en önemlisi "namus" var-
dı!..
• • •
Artık o inanılmaz keyif aldığım cüm-
leyi kullanmıyorum. Kullanamıyorum!..
Artık sık sık adam gibi adam herkese so-
ruyorum; "Böyle bir ülkedeyaşamaktan
utanç duynıuyor musunuz?!.."
Birtaraftadini ınançlan. insanaklının
alamayacağı denli rezılcesine sıyasete
aletedenler... Kendinden olmayanı "kâ-
fir" ilan edip, ikridardan "kanlı mi yok-
Utanıyorum!
sa kansız mı" gıdeceği hesabını yapan-
lar.. Her fırsatta çağdaşlığa, özgürlüğe.
demokraisye karşı olduklannı haykıran-
lar... Butürdenkonuşmalaryaparkenas-
lında insan onuruna,ınsan haysiyetine
düşman olduklannı itiraf edenler...
Dığer tarafta devlet içinde yuvalanmış
eli kanlı çeteler. Bunlann işlediğı cina-
yetler. yargısız infazlar.. Uyuşturucu
işinden elde edilen milyanlarca dolar...
Artık DGM BaşsavcılığVnın Mecils'e
gönderdiği fezlekede bile açık açık an-
latılan siyaset ve aşiret bağlantılan As-
lında herİcesin bildiğı. ancak birtürlü ula-
şılamayan asıl çetebaşlan...
• • •
Yeni dünya düzeni. yükselen değerler
adı altında. yolsuzluğun, namussuzlu-
ğun, hırsızhğın neredeyse olağan kabul
edildiği bir düzen. Bu soygun diLzenine,
her türlü ödünü vererek ele geçirdiklen
gazete köşelerinde ya da televizyon ek-
ranlannda omuz veren, methiyetler ya-
zan, adına gazeteci demeye utandığım
birtakım soysuzlar!..
Bu ığrenç düzen herkesin gözü önün-
de büyük bir pışkinlik ve cesaretle sür-
dürülürken, her türlü değer ayaklar altın-
da çığnenirken, hâlâ kısır çekişmelerle.
inanılmaz bir aymazlıkla ülkenin uçuru-
ma sürüklenmesmı seyreden muhalefet
partileri.
Ve, bu düzenin yarahcılannı hâlâ ba-
şımızda tutan, onlara bu düzeni sürdür-
me fırsatını oylanyla sağlayan. "Her u-
lus müstahak olduğu biçimde yönetüir"
deyişıni haklı çıkartan. aslında üstünüde-
ki ölü toprağını atsa, sadece bakmayıp.
görmeyi denese mucizeler yaratabilece-
ğini çok kez ispatlamış olan halkımız!..
Şimdi bu yazıyı okuyan herkese soru-
yonım: "Siz böyle bir ülkede yaşamak-
tan utanç duymuyor musunuz?!.." Yanı-
tınız "evet" ise atın üzerinizdeki o ölü
toprağını, vakit çok geç.
Içim burkularak yazdığım bu yazıya
son noktayı koyarken televizyondan ge-
çen altyazıya gözüm ilişti: "Alparslan
Türkeşöldü._
r
Türkeş, benim kuşağımın
dehşetle hatırladığı 70'li yıllara damga-
sını vuran isimdi. Çathlar'ın. Kırcılar'ın.
"Başbuğu" idi. Tanh onu hak ettiğı ye-
re oturtacaktır... Tann günahlannı affet-
sin!..
POLİTİKA VE OTESt
MEHMED KEMAL
Başbuğ'un Ardmdan
Alparslan Türkeş'in siyaset sahnesine çıkışını,
çoğu kişi 27 Mayıs'ta radyo konuşmasıyla başlar
sanır. Oysa Türkeş, siyaset sahnesine Dil-Tarih'te
öğrenci hareketleriyle girmiştir. Ankara Hukuk Fa-
kültesi'nde bir öğrenci hareketi başlamış; buna Tür-
keş de teğmen (teğmen) olarak katılmıştır. Ögren-
ciler Dil-Tarih'i basmışlar, sonra Ulus alanına kadar
bir yürüyüşe geçmişlerdir. Polis öğrencilere karış-
mamıştır.
Biz bu olayı gazeteci olarak izlemişizdir.
Mahkemede Sabahattin Ali - Atsız davası gö-
rülürken sokakta da yürüyüşe geçilmiştir. Türkeş'in
ırkçı-Turancı akımın içinde yer alışı böyle başlamış-
tır.
Geleceğin cesur, atak, korkusuz lideri bu hareke-
tin içinden çıkmıştır. Turancılar davasını da hükümet
böyle başlatmıştır. Bir solcular, Turancılar davası
başlamış ikisi de mahkemeye verilmiştir.
Sansaryan Hanı'ndaki tabutluklar, tırnaklann çe-
kilmesi gibi olaylar böyledir. Rrfat llgaz, Türkeş'le
Sansaryan Hanı'nda böyle karşılaşmıştır. Tabutluk-
lar, tırnak çekmeler efsanesi buradadır.
Turancılık, aslında bir Enver Paşa olayıdır. Za-
manla Atsız'a ve daha sonra da Türkeş'e mal ol-
muştur. Türkeş, 27 Mayıs'tan sonra partisini kurup
siyasete atılmak isteyince Turancılıktan yararian-
mış, Milliyetçi Hareket Partisi'nin başına geçince bu
nüvenin (çekirdeğin) üstüne basmıştır. Hindistan
sürgününden döndükten sonra MHP'yi basamak
yapmıştır. Artık Turancılık sağının değişmez lideri Al-
parslan Türkeş olmuştur.
Her askeri harekette, her darbede Türkeş'in ya-
kasına yapışılmıştır. 27 Mayıs askeri hareketinden
sonraki darbelerde yakasına yapışılan Türkeş ol-
muştur. Üç tutuklamanm üçünde de içeri atılan Tür-
keş'tir. Darbelerin korkulan albayıdır. Her ihtilal kı-
mıldamasında akla gelen odur.
12 Eylül hareketinde herkes yakalanmış, ancak
Türkeş bulunamamıştır. Radyodaki her anonsta
Türkeş'in arandığı bildırilmıştir. 12 Eylül'ün acıma-
sız lideri Kenan Evren için de tehlikeli adam Tür-
keş'tir. Bu hatırlatıldığında, "Ben ne yaptım?" diye
sızlanmıştır. Ama her karmaşanın altından büyük bir
beceriyle sıynlıp çıkmasını bilmiştir.
Bütün darbelerin korkusuz albayı olmuştur. Ne-
dense her darbede albaylıktan sıyrılıp çıkamamış-
tır. Fikirdokusunu Türkçülük, Turancılık, ırkçılık, mil-
liyetçilik, mukaddesatçılık, Türk-lslam sentezı, şe-
riatçılık doldurmuştur. Sağda Islamcılık - Türkçülük
adına ne varsa hepsine sahip çıkmıştır. Bunlar çe-
lişen akımlar da olsa "Malımdır" diye sepetine dol-
durmuştur.
Aynı nesilden olduğumuz için Albay'ın her eyle-
mini izlemek olanağını bulmuşumdur. Albay 80 ya-
şındaydı. ben 77 yaşındaydım. Gazeteci olarak sa-
yısız görüşmelerimiz olmuştur. Bunlar hep özel de-
ğil, resmi görüşmeler olmuştur. Gazeteci Emel Ak-
tuğ'un aracılığıyla oğlu Tuğrul'la uzun süren konuş-
malanmız olmuştur. Doğrusu pek hazzetmişimdir.
Bunlar yeni görüşmeler değil, eskidir. 8-10 yıl var ki
Ankara'ya gitmişliğim yoktur. Kendisine ve kederii
ailesine başsağlığı dilerim. - .
PartisiTürkeş'ten boşalan yeri nasıl^dolûİMraaîik-
tır? Siyasetin büyük kârgaşası işleyecektir. Baş kav-
gası olacaktır. Baba yaşlandığında içten içe bu kav-
ga vardı. Bölünmeler olmuştu.
Darbelerin Albayı artık yok, yeri doldurulabilecek
mi? Sağda bir boşluk duyulacaktır.
BULMACA SEDAT YAŞAYAM
1 2 3 4 5SOLDAN SAĞA:
1/ Bir konu ya da
sorunu ele alma ve
onlan değerlendır-
me biçimı. 2/ Bir
göz rengi... Suka- 3
bağından yapılmış
ya da ağaçtan oyul-
muş maşrapa. 3/
Hollanda'nın pla-
kaışaretL.Çokyı-
yen.obur. 4/Keres- j
tesı ve reçınesı çok
begenilen, çam tü- 8
rüne yakm bır or- n
man ağacı... Bır
müzık türü. 5/ Havva'nın
Batı dillenndekı adı... Ka-
dastro hantalannda parsel-
ler topluluğu. 6/ Bır içki...
Hangi şey. 7/Datça Yanma- 3
dası'ndaki ünİü antik 4
kent... Bır nota. 8/ Bir gıda
maddesi... Pamuk ıpliğını
sarmayayarayanelçıknğı- "
nınadı.9/Etkinlık.
YUK4RIDAN AŞAĞIYA:
1/ Kent dışında, başta eğı-
tun olmak üzere özel amaç-
lar içm kurulan yerleşme bırimlen; kampus. 2/ Hile, düzen...
Bır kımsenin emek vermeden sağladığı kazanç. 3/ Sepet ve
hasır örmeye yarayan bır çeşıt ınce saz. 4/ Adlan sıfat yap-
makta kullanılan bır yapım ekı... Faize temel oluşturacak
mıktar ile günlerin çarpımı sonucunda bulunan rakam. 5/ts-
kambilde bir kâğıt... Italya'da bır kent. 6/ "Gelse o — mec-
lıse naz ü tegafül eylese" (Şarkı)... Islamlık öncesi Türk
edebiyatında atasözüne venlen ad. 7/Fınnda ekmek, börek,
çörek çevırmeye yarayan bır tür kürek... Bir nota. 8/Güney
Amenka'da yaşayan ve Patagonya tavşanı da denilen hay-
van... Seçkin. 9/Tican değer taşıvan yaprak tütünlerin düşük
kaliteli olanı... Tanntanımaz.
USKÜDAR KADASTRO
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 195/7
Davacılar: Bılge Demiral vs. vekılli: Av. Gaye Pekyal-
çın Davalılar: Mihnban Mihrişah Osmanoğlu mirasçıla-
n: 1- Hatıce Nacıye Dürrüşah, 2- Orhan Selman Sadet-
tın. 3- Perihan Salman Sadettin, 4- Aydm Sadettin. 5-
Hürrem Abdülaziz. 6- Neslıhan Osmanoğlu, 7- Hittakul-
lah Necla Ibrahim (Osmanoğlu), 8- Gülhan Selman Sa-
dettin. 9- Kaya Sadettin, 10- Hanzade Selim Osmanoğ-
lu, 11- Süleyman Sadettin, 12- Mehmet Osmansay, 13-
Ahmet Sevdet ve dığer davahlar-Hazıne vs. Dava: Tapu
iptalı ve tescil Davacılar vekili tarafindan davalı Mihri-
ban Mihrişalı Osmanoğlu mirasçılan ile Hazine ve diğer
davalılar aleyhine Ümraniye Kısıklı, Inkilap Mahalle-
si'nde bulunan ve tespitten önce 15 ada. 19 parsel no.lu
taşınmaz hakkında mahkememıze açılan tapu ıptali ve
tescil davasının yapılan açık yargılamasında; davalı Mih-
riban Mihrişah Osmanoğlu mırasçılannın adlanna çıka-
nlan tebligatlann adreslerinde buİunmamalan nedeniy-
le kendılenne duruşma günü tebliğ edılemedığinden ga-
zete ılanı ile tebliğ yapılamasına karar verilmıştir. Dava-
lı Mihriban Mihrişah Osmanoğlu mirasçılan olan ve yu-
kanda ısımleri yazılı bulunan şahıslann duruşmanın atı-
lı bulunduğu 5.5.1997 günü saat 09.30'da olan duruşma-
mıza bızzat gelmelen, gelmedıklen takdirde kendilenni
bir vekille temsil etmelen, aksı takdırde duruşmanın gı-
yaplannda yürütüleceği 7201 sayılı T.K. ılgıli maddele-
ri gereğince, tebligat yenne kaim olmak üzere ılanen teb-
liğ olunur. 19.03.1997 Basın: 14378