Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 NİSAN 997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
ALLECRO EVtN tLYASOĞLU
Festivaüıı 25.ydgörkemilstanbul Müzik Festivali yinni beşinci
yılıru şanl] şöhretli etkinliklerle kutluyor.
Yetkililer bi konudaki aynntılı bastn açık-
lamasını bıgün yapacaklar. Bugüne dek
dış basındad duyurulardan ve Avrupa Fes-
tivaller Birkğikitapçığından öğrendiğimi-
ze göre klasik müzık dalında dünyanın en
ünlüleri lsunbul'datoplanıyor. diyebiliriz.
Wolfgang Savvallisch yönetiminde, keman-
cı Frank Ptter Zimroennan solistliğinde-
ki Concertgebouu, Orkestrası'nın iki din-
letisi; Leonard Slatkin yönetimindekı BBC
Senfoni Ortestrası'nın üç dinletısi; Came-
rata Academica Salzburg'un Peter Schre-
ier yönetiminde iki dinletisi; Kremlin Oda
Orkestrası"mn Misha Rachlevsky yöneti-
minde ve flütçûmûz Gülsen Tatu solistli-
ğindeki dinletisi; Rkardo Mutti yöneti-
mindeki La Scala Filarmonısı; ünlü ke-
mancı Gidon Kremer'ın PiazzoUa'ya ada-
dığı ve geçen yıl tüm Avrupa'da büyük il-
gi toplayan "Le Grand Tango" adlı toplu-
luğu; barok müziğintn ustalan Gabrieli
toplulugu, piyanonun ünlü ikilisi Labeque
kardeşler; Ylaıim Vfengerov'un keman re-
sitali; Ravi Şankar'ın sıtar resitali; Chris-
topher Parkening'm gitar resitali; James
Campbeü'ın klarneti ile kaüldığı Allegri
Yayh Çalgılar Kuvarteti; Kibutz Çağdaş
Dans Toplulugu.
Bu arada bıze an bir senfoni orkestrast
bir de oda orkestrası yer almakta. lstanbul
Devlet Senfoni Orkestrası, ev sahibi olarak
açılışı yapıyor. Şef, yıl içinde kalp krizi ge-
çirip Istanbul'a gelemeyen Gustav Ktıhn.
Solistler ise üç hanım kemancımız Suna
Kan, Ayla Erduran \ e Bahar Biricik. Bo-
rusan Oda Orkestrasrnı da James Gahvay
yönetecek hem de flütü ile solistliğinı ya-
parak.
Kudsi Erguner'in imzası ile Schu-
bertten ŞevkiBey'e başhğını taşıyan bir et-
kinlikte iki sanatçı arasında nasıl bir ortak
payda bulunmuş, bilemedim. Schubert'in
(1797-1828) bu yıl ikiyüzüncü doğum yıl-
dönümü kutlanıyor. Şevki Bey (1860-
1891) ile tek ortak yönü her iki sanatçının
da otuz bir yaşında ölmüş olmalan herhal-
de. Festivalin yirmi beşinci yılında iki pi-
yanistimiz, Ann Karamürsel ve GüUin
Onay da bırer resıtal veriyorlar. Bu yıl Sa-
raydan Kız Kaçırma yerine değişik bir ba-
rok operası sunuluyor: "Orfeo". Oynayan
sanatçılar ise bestecınin, Bertoni'nin ken-
ti Venedik'ten: Solisti Veneti. 15 haziran-8
temmuz arasında yer alacak festivalde, her
zaman olduğu gibi, genç solistlere ve ge-
leneksel müziğe de yer verilmiş.
Geçen haftalardan
Istanbul'da gündemi yakalamak bazen
1) Gustav Kuhn, 2)Ravi Shankar, 3) Marielie -Katia Labeque, 4) James Gahvay, 5) Ricardo Mutti
zorlaşıyor. Bir de araya Ankara Festivali gi-
bi lstanbul dışı etkinlikler girince sütunla-
nmız, sayfalanmız, her şeyi anlatmaya ye-
tersız kalıyor. Geçen haftalardan kısaca bir
özet yapalım ve unutamadığımız müzik
olaylanna değinelim. FaalSay'ın 18 mart
günü lstanbul Menkul Kıymetler Borsası
Salonu'nda verdiği resitalden Bach'ın
Fransız süiti unutulmayacak bir yonımdu.
Neden Fazıl'ı dış basmdakı eleştirmenler
Gtenn Gould ile karşılaştınyormuş şimdi
daha iyi anladım. Yalnız Glenn Gould pi-
yanoda klavsen renklerini gözetiyordu. Fa-
zıl ise benzer bir tuşe kontrolü içinde, ama
çalgısının piyano olduğunu bir an bile
unutturmuyor.
lstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın
21 mart tarihindeki konuklan piyanıst Ver-
da Erman ve Çırili şef En Shao idi. Cbo-
pia'ın 1 numaralr^tya^o^köriÇertfl&üİMfc
yıhn en güzel dinletilerinden birini ızle-
dik. Gerek Verda Erman'ın billur gibi tu-
şesi. dozundaki romantizmi, gerekse şef
Shao'nun titiz yönetimı övgüye değerdi.
27 mart tarihinde şef Howard Griffitns yö-
netimindeki Milli Reasürans Oda Orkest-
rası'nm konserini dinledik. Vmüdi'nin üç
keman konçertosunda ülkemizin en parlak
üç genç kemancısını, Cihat Aşkın, Hakan
Şensoy ve Özcan Ulucan'ı, bir arada dinle-
mc fırsatını bulduk. Benjamin Britten'in
'Simple Syropony'si ise bu topluluğun ar-
tık iyıce profesyonelleştiğını kanıtlıyordu.
Piyanistimiz Gülsin Onay yine maraton-
da. Son ay içindebeş ayn konçerto ile dün-
yanın ayn köşelerinde konserler verdi. Sin-
gapur'da Çaykovski konçertoyu, Şark Si-
gorta'nın düzenlediği gençlık haftasında
Mozart re minörkonçertoyu; Andrew Wat-
kinson'un yönetimindeki City of Lortdon
Sff'lfc'^bK'Âfcâ'î taft&Snffouıaılefct^bttKeÂıfcarâıîl taft&art
mi bemol majör*ve la majör konçertolan
seslendirdi. La majör konçertonun prova-
sını izleyebildim. Gerek topluluğun gerek-
se piyanistimizin Mozart'a uygun, yumu-
şak ve abartısız yorumu dikkat çekiciydi.
Gûndemde bağlama vardı
Geçen hafta sonu Adana'dan yapılan
TRT konser yayınında Timur Selçuk yöne-
timindeki Çukurova Devlet Senfoni Or-
kestrası, Tımur Selçuk ve babası Münir
Nurettin Selçuk'un yapıtlannı seslendirdi.
Timur'un yapıtlanndan birinde solist, ün-
lü bağlama ustamız YavuzTop'u dinledik.
Ferit Alnar'ın kanun konçertosu biçemin-
de yerel bir çalgı senfonik yapı içinde kul-
lanılmış. Rahat dinlenen, dinleyiciyi yor-
madan değişik tınılan birleştiren bir çalış-
ma. tkinci yanda Erol Uras'ın söyledıği
Münir Nurettin şarkılannı da Tımur Selçuk
bByûKogkestıaeşlığineuyarlanııştı. Münir
Nurettin için 'Türk müziğine smokin gjy-
dirdi' denir. Oğlu ise bir adım daha ileri gö-
türüp bu smokini uluslararası bir giysi ha-
line getirmiş. Aslında armonize edılmeye
açık, tampere sisteme yakın şarkılar. Erol
Uras'm söylediği 'RmdkrinOtümü' uzun
zaman akıllarda kalacak.
Bağlamanın gündeme geldiği bir baş-
ka senfoni orkestrası konseri de Istanbul'da
Cemal Reşit Rey Salonu'nda gerçekleştı.
Bu kez bir başka saz ustamıza, Arif Sağ'a
Erdal Erzincan ile Erol Parlak da bağla-
malan ile katıldılar. Arif Sağ'ın üç bağla-
ma için yazdığı bu çalışmayı Cengiz Oz-
demir orkestraya uyarlamış. Bağlamanın
güzel tınısını orkestranın hafıf bir armo-
nizasyonu ile birleştirmiş. Neden konçer-
tino denmiş, bilemedik. Aslında tam bir
konçerto formundaydı. Bu kadar zengin
malzeme daha katmanlı, daha derin işle-
nebilirdi. Betin Güneş yönetimindeki Ce-
mal Reşit Rey Orkestrası sonra da Gü-
neş'in 'Madein Turkey' başlıklı kısa bir
senfonik yapıtını çaldı. Günümüzde her-
hangi bir çağdaş besteciden dinleyebilece-
ğimiz tekniİderi içeren ve Türk motifleri-
nin de yer yer kolaj halinde serpiştirildiği
ilginç bir çahşma. Konser, genç orkestra-
ya göre oldukça iddialı bir yapıtla, Çay-
kovski'nın Romeo ve Jüliyet uverrürü ile
sona erdi. Betin Güneş'in açık ve net öl-
çüleri ve yaylı çalgılann başansı övgüye
değerdi.
Onuncu Yıl Marşı üstûne
Çinuçen Tannkonır Medya dergisınin
11. sayısında Idil Biret'in kötü bir piyanist
olduğunu, 7 ekim günkü Cemal Reşit
Rey'i anma töreninde Onuncu Yıl Mar-
şı'nı hatalı çaldığını yazdı. Acaba, o gece-
İd programda bu yorumla ilgili yeterince
açıklama yapılmamış mıydı, yoksa Çinu-
çen Bey program kitapçığını mı okuma-
mıştı! Cemal Reşit Rey'in Onuncu Yıl
Marşı'nı Aydın Karlıbel'ın iki piyanoya
uyarladığı, değişik bir versiyondan dinle-
dik. Sanatçı, hocasının orijinal marşını (ki,
hep teksesli olarak söylemeye alıştığımız
marş) geniş ve büyük akorlarla armonik
açıdan zengmleştirmişti. ldil Biret ile iki
kez prova yapmışlar ve bu şekliyle bir ye-
nilik sunmanın kıvancını yaşamışlardı.
Aydın Kartabel o geceki yorum için şunla-
n söylüyor. "tdfl Hanım,marşaanlamhbcr
yonım getirdL Ve hepimize marşlann ağır
tempoda çalınması gerektiğini öğretti. An-
ton Rubınstein'in birsözü \ardır: 'Siz pi-
yanoyu bir tek çalgı mı sanıyorsunuz, oy-
sa o doksan dokuz tane çalgıdır', der. Işte
tdil Hamm karşımda. ildnci piyanoda ç»-
larken ben bu zengûüiği duydum."
Bukez seksenbin dinleyiciyleAHMETSAY
ANKARA -Açılış konserinın et-
kileri ve yankılan öylesine geniş ol-
du ki Ankara Müzik Festivali'nde
yer alan öteki etkinlikleri değerlen-
dirmeye yönelemedim. Doğrusunu
istersenız "açılış konseri". yarattığı
derin iz bakımından tek başına bir
"festival" değerindeydi. Peki geriye
kalan onlarca etkinliğin önemini
"es" mi geçelim? Hayır, ama ben de
hâlâ "açılış''ın etkisindeyim ve bir-
kaç noktav ı vurgulamak istiyorum:
Bu göTkemli konserin organizasyo-
nundakı bazı aksamalar, festivali
düzenleyen And Vakfı'ndan kay-
naklanmış değildir. And Vakfi, se-
kiz bin değil, seksen bin kişinin iz-
leyeceği bir konseri kolayca düzen-
leyecek güçtedir. Adım gibi biliyo-
rum ki "aksama" yoktur, "aksat-
ma" vardır. Eğer organizasyon dı-
şmda kalan "aksaba" öğeler olma-
saydı, "ulaşun" sorunu büyümeye-
cekti. 2^orluklarla karşılaşıldı da ne
oldu? On bini aşkın insan, otobüs-
ler ve otomobillerle gidebildiğı ye-
re kadar gitti, ondan ötesini tarla ve
meralardan koşarak tamamladı. Bu
anlamh kitlesel buluşma. müzikte
Atatürk'ün başlattığı atılımlann
günümûzdeki boyutlannı ömekle-
diği kadar, sivil toplum kuruluşla-
nnın müzikal yaklaşımını da sergi-
lemiştir: Sivil toplum kuruluşlan
dinleyicinin katılım coşkusunu
alevlendirmiş, ılk kıvılcım ise An-
kara Cumok platformundan gel-
miştir.
Festivalin ilk yansı
Merak edilmesin, 14. Uluslarara-
sı Ankara Müzik Festivali'nde bu
yıl "çifte açılış" yaşanacak: And
Vakfı, araya giren uzun tatili göz
önünde bulundurarak yerinde bir
kararla festivalin 'ildnci yarTsını
30 nisan günü başlatıyor. Polonya
Radyo Senfoni Orkestrası'nın eşli-
ğinde Brahms'm 1. Piyano Konçer-
tosu'nun solisti tdil Biret! Ertesi
gün ldil Biret bu kez Brahms'ın 2.
Piyano Konçertosu'nda Ankarah-
lan büyüleyecek. Ikinci açılış işte
böyle "katmerli'' olacak.
Şimdi dönelım festivalin 30 mart
ile 15 nisan arasındaki ilk vansı-
Festivalin ikinci yansı tdil Biret'in konseriyle başlayacak.
na... Bu bölümde sunulan on dokuz
etkinliğin on ikisinde Türk sanatçı-
lar yer aldığı için festivalin ibresi
"uluslararası yabancr lardan "ulus-
lararası Türk
n
lere kaymış görünü-
yor. Önceki yıllarda ibrenın böyle-
si durumlanna en başta ben mız-
mızlanırdım. Oysa bu yıl hoşgörü-
yorum. Çünkü başkentte yapılan
"uluslararası" bir festivalin ilk des-
tekçisi olması gereken Büyükşehir
Belediyesi, Kültür Bakanlığı ve
Başbakanlık Tanıtma Fonu. ortalar-
da yok. Ne demeli?.. Mdih Gök-
çek. Ismail Kahraman ve Necmet-
tin Erbakan'dan festıvale destek mi
beklemeli?.. Kültür Bakanımız hiç
olmazsa festivalin açılışına şeref
verdiler. 30 nisandaki "ikinci açı-
hş"a Belediye Başkanımız ile Baş-
bakanımızı da bekliyoruz.Festiva-
lin ilk yansında yer alan Türk sanat-
çılann seçiminde doğru, geleceğe
dönük, yarabcı kararlar verilmiş ol-
duğunu söyleyebilirim: En başta,
"Birleşmiş" korolar ve orkestralar
düşüncesi, festivalin ürettiği "ör-
nek" bir katkıdır. Bu örnek, yeni
konser sezonunun açılışında (eylül
ayında) yeniden yaşama geçirilebi-
lir ve hıpodromda seksen bin dinle-
yicinin kauhmıyla gerçekleşebilir.
Baharda. festivalin 15. yılındaki
açılışta yine görkemli başka bir ya-
pıtla yinelenebilir.
Şimdi doğru belirlendiğine inan-
dığım öteki Türk sanatçılannın kat-
kılannı belirteyim: Şef ErtuğKork-
mazyönetimindeki "Gordion''oda
orkestrası, Ankara Konvervatuva-
n'ndakı genç öğretim üyelerinden
ve lisansüstü öğrenim yapan yete-
neklerden oluşmuş değerli bir "yay-
Orkestralarıınızı aldıyorumÖNDER KÜTAHYALI
İZMİR - 20'nci yüzyılda birçok devlet
kuruldu. Bunlann hiçbirinde. bizdekine ben-
zeyen devrimler yapılarak halb yaşanan çağ
ilebütünleştirme yolundaköklü adımlar atü-
madı. Yine bu devletlerin hiçbirinde, o ülke-
nin kültÜT yaşamı açısından büyük önem ta-
şıyan müzik kunımlan açılmadı.
Genç Türkiye Cumhuriyeti'nde bir yıl
içinde "Darüleüıan'' (daha sonra "tstanbul
Beledrve Konservatuv'an'' ve bugünün "ts-
tanbul Ünh'ersitesi De\'letKonsenatuvan"),
"RKaseticumhur Musiki Hejeti" (günümü-
zün "Cumhurbaşkanlıgı Senfoni Orkestra-
s") ve "Musiki Muallim Mektebi" (sonra-
ki yıllarda "Ankara Devlet Konservatuvan"
ve "Gazi Eğhim Enstitüsü Müzik Bölümü")
çalışmaya başladı. Bunlar, günümüz Türki-
yesi'ndeki dört opera-bale kurumunun, dört
senfoni orkestrasının, iki çoksesli koronun ve
egitim fakültelerimizdekı müzik bölümleri-
nin temelidir. Son ayraç içindeki kurumlan-
rruz, günümüzde "HÜ Devlet Konservatu-
van" ve "Gari Üniversitesi Egitim Fakültesi
Muzik 8010010" adlarmı almıştır.
Konservatuvarlanmızın, sanat kurumla-
nnuzın ve çocuklanmızı eğiten müzik öğret-
menlerimizin onurlu bir geçmişi var. Halkı-
mız, onlann hizmetini sevgiyle karşılıyor;
ancak güzel sanatlann ülke kalkınmasmda-
ki önemini bilmeyen bir anlayış, 1994'ten
başlayarak bu kurumlann gelişmesi için ge-
reklı olan kadrolan vermez oldu. Ardından,
evrensel sanatı tümden yadsıyan daha olum-
suz bir anlayış geldi. tşte bu noktada, geçen
haftaki yazıma dönmek istiyorum.
Atatürk'ün müzık devrimine inanmadı-
ğını yazılannda açıkça belirten, konuşmala-
nnda da Osmanlı beyzadeliğine öykünen bir
müzikçi seçildı ya da özendirildi \e o kişı,
büyük bir pervasızlıkla senfoni orkestralan-
mızı değerlendirmeye kalkıştı. Kendisine
göre bunlar, Avrupa'nın 15. derece köy or-
kestralannın bile altındadır. Böyle bir iftira-
nın. kadro tıkanıklığıyla ve ödeneklerin kı-
sılmasıyla bütünleştiğı kesindır.
Sanat kurumlannın değerlendirilmesinde
"15. suuf" diye bir ölçüt yoktur; ama olsa
bile senfoni orkestralanmızı o nitelikten
anndıran yazarlar arasındabulunmanın onu-
runu taşıyorum.
Bahtsız yazar, Medya dergisınde çıkan ve
Orkestra dergısinın 279. sayısında Sayın
Hikmet Şimşektarafindan eleştirilen yazısın-
da hızını kesemiyor, artık dünya bü>Tİkleri
arasına girmiş bulunan değerli sanatçı tdfl
Biret'e de saldınyor ve onu, Cumhuriyetin
Onuncu Yıl Marşı'nı çalamamakla, aynca
nota bilmemekle suçluyor. Güçlübir deha ve
akıl sahibi olan Biret. aydınlık bir gelecek
için insanlığa ışık tutan bir sanatçıdır. Orkest-
ralanmıza gelince: Kuramsal şeyler söyle-
mek gerekli değil, işte canlı bir örnek.
İ2DSO, geçen haftaki dinletisınde her za-
manki gibi pınl pınldı, gerçek bir Avrupa ok-
restrasıydı. Elhamra'da telaşlı bir ha^ için-
de verilen ve orkestrayı Alexandru Samo-
fle'nin yönettiği dinletiye Angeüca May, Dvo-
rak'ın Si Minör Viyolonsel Konçertosu'yla
katıldı.
Angelica May ilginç bir sanatçı. Beş ya-
şındakemana ve piyanoya başladı. Stuttgart
Müzik Yüksekokulu'nda piyano eğitimini
başanyla tamamlamışti ki kemana duyduğu
özlemi viyolonsel öğrenerek giderdi. Bu dal-
da yaptığı eğitimin ilk yıllannda ünlü Pablo
Casals'ın dikkatini çekti. onun özel öğrenci-
sı oldu. Pablo Casals Yanşmasf nda 'Grand
Pru' alan sanatçı uluslararası solocu olarak
kariyerine başladı. Dünyanın hemen hemen
bütün ülkelerinde dinleti verdi. May, viyo-
lonsel dağannın bütün yapıtlannı çalabil-
mektedir, oda müziği alanındaki etkinlikle-
ri de yoğundur. 1984'te Viyana Müzik ve
Sahne Sanatlan Yüksekokulu'ndan ordinar-
yüs profesör olarak çağn aldı. Günümüzde
vermekte olduğu solo ve oda müziği kursla-
n büyük ilgi görmektedır.
May, kusursuz bir Dvorak yorumu sergi-
ledi. Özellikle yay tekniğindeki kolaylık ve
rahatlıkla dikkati çekti. Teknik yönden ağır-
lıklı olan kesimlerde heyecan vericiydı, duy-
gusal yerlerde ise çalgısına güzel şarkılar
söyletti. Böylece bu tanınmış konçertoyu,
sanki yeni bir yapıtmış gibi keyifle dinledik.
İZDSO ile yaptığı önceki seslendirmeler-
den büyük tat aldığımız Alexandnı Samoile,
konçertoya başanyla eşlik etti; orkestradan
canlı ünılar çıkardı; gerekli yerlerde de sen-
foni güzelliğine ulaştı; ama ikinci yandayo-
rumladığı L. Van Beethoven'in Op. 21 Do
Majör Birinci Senfonisi'nde beklenmedik
şeyleT yaptı. Tempolan iyice abarttı. "An-
dante" akışlı ikinci bölümü, "con moto"
(devinimli. hızlı) yönergesinden yola çıka-
rak senfoninin menuettosu durumuna soktu.
Menuettoyu ise CADegroMotto") olağanüs-
tü hızlı aldı. Vivace çalınması gereken son
bölümde de istenen hızın iyice ötesindeydi.
Bilindiği gibi yukandaki terimler göreceli-
dir, metronom sayısı verilmedikçe kişiden
kişıye değişebilir. Asıl olan müziğin kendi-
sidir. Samoile, tempolan abarttığnıdan mü-
zikteki anlatım güzelliğinin yitirilmesine y-
ol açtı. Ne diyelim, bu da onun Beethoven
anlayışı ohnalı.
Genç müzikçilerimiz, aşın hızdan fazla
etkilenmiyorlar, ama çalıştıİdan orkestrala-
ra atılan kara iftiralardan olumsuz yönde et-
kilenmeli, düşünce üretimi üzerinde iyice
yoğunlaşmalıdırlar. Yapmalan gereken sa-
\Tinma. halka daha yoğun ve daha nitelikli
sanat hızmetleri götürmektir.
hUr" orkestrasıdır. Genç kemancı-
mız TuncayYıhnaz,resitaliyle ulus-
lararası kariyerinde basamaklan
hızla tırmandığını göstermiştir. "C-
itv of London Sinfonia" gibi nite-
likli bir oda orkestrası eşliğinde pi-
yanist Gülsin Onay'ı yine beğeniy-
İe dinledik.
Festival kapsamma alınan C-
SO'nun konserinde Brahms'ın
"tkîB Konçertosu"nda viyolonsel-
cimiz Doğan CangaL çağımızın ün-
lükemancılanndan Pikavzen'le be-
raber çok parlaktı; bu konserde
Brahms'uı 1. Senfonisi'nde kon-
zertmeister CengizOzkök, "soloke-
man"da başanlıydı. Belçika Kralı-
yet Armoni Orkestrası'nın solisti
olarak dinledığimiz genç piyanisti-
miz Muhiddin Dürrüoğlu, sadece
kariyerini sürdürdüğü Belçika'da
değil, beş kıtada başanlar kazana-
bileceğini kanıtladı. "Jazz Trio"da
piyanist Aydın Esen'in Amerikalı
cazcılarla yaptığı müzik, festivale
katkıdır.
Yeteneğiyle övündüğümüz Em-
re Şen'in piyano resitalinı. Erol Er-
düîç'uı eşlik ettiği Zeliha Berksoy
şanresitalini ve Bılkent Senfonı'nin
eşlığmdeki kemancı Maria Kuznet-
sova'yı Ankaralılar coşkuyla izle-
yeceklerdir.
Festivalin ilk yansında yer alan
"uluslararası yabancT topluluklar
ise şöyle: Israil'den gelen "Hanoch
Rosen Mim Tryatrosu"nu izleye-
medim. Bu topluluğun sahnelediği
ilk yapıtın başlığı "Insanın Kökeni
Maymundan Gdü"" idi. Milyonlar-
ca yıl öncesine gitmeye gerek yok,
bizde böylesi çok var: Televizyonu
açınca elimle koymuş gibi buluyo-
rum. "BeiçikaKralr>'etBalesi''ni bu
akşam izlemek istiyorum.
Bu topluluk. dünyanın en iyile-
rinden ve tabiı ki başdansçı Ayçem
Sunal'ı okurlanma anlatacağım.
Kazakistanlı üç kız kardeş Beko-
va'lann "piyanolu trio"su Avru-
pa'da övgüler aldı. Bizdeki "Kazak
CTkek" lafına bakıp da bu hanımkız-
lan "sakın kaçu-mayın"! Don Ka-
zaklan Korosu'nu 12 ve 13 nisan-
da izleyebilirsiniz; biliniz ki bu
"Kazak"lar, bizde lafi edilen ger-
çek "Kazakerkek"lerden olup kük-
reyeceklerdir.
Pragh "Üflemeffler Beşüa", oda
müziğinde Orta Avrupa'nın üst dü-
zey kültürünü sergileyecek... Az
kalsm unutuyordum, bütün bu et-
kinliklere Sayın Ismail Kahraman'ı
bekliyoruz. O gelince festival iyice
şenleniyor.
Biilent Evcil 4. Kobe yarışmasında
• Kültür Senisi - Halen çalışmalannı Viyana'da
sürdüren flüt sanatçımız Bülent Evcil, ağustos 1997'de
yapılacak 4. Uluslararası Kobe Yanşması'na girmeye
hak kazandı. Dünyaca ünlü jüri üyeleri arasında
flütçümüz Gülşen Tatu da yer alıyor. Tatu, ilk Kobe
yanşmasmm birincisi olmuştu. Kobe Yanşması. Münih
Yanşması ve Paris- Jean Pierre Rampal Yanşması ile
flüt dalında, dünyanın en önemli yanşmalanndan biri
olarak biliniyor. Bülent Evcil, MSÜ Devlet
Konservatuvan, Brüksel Krallık Konservatuvan ve
Heidelberg-Mannheim Devlet Yüksek Müzik Okulu
flüt bölümlenni bitirmiş. Evcil, solistlik çalışmalannm
yanı sıra Viyana'da kurulan yeni bir oda orkestrasının
da birinci flütçülüğünü üstlenmiş. Aynı orkestrada bir
de Türk piyanist Sabri Tuluğ Tırpan yer alıyor.
Tülin Demipay'ın doğa ve kadın'
imgeleri
• KüHür
Servisi- Tülin
Demiray'ın
resim sergisi
Türkiye Iş
Bankası
Parmakkapı
Sanat
Galerisi'nde
30 nisan
tarihine kadar
sergileniyor.
Demiray'ın doğa ve kadın ımgelerinden yola çıkarak
oluşturduğu tablolarda arka planlan, dikkatli bakılınca
ortaya çıkan ilginç detaylar içeriyor.1970 yılında Devlet
Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resım Bölümü Bedri
Rahmi Eyüboğlu Atölyesi'nden mezun olan sanatçı,
Adnan Çoker'den desen, Sabn Berkel'den gravür dersi
aldı. 1986 yılında da Avusturya'nm Salzburg kentindeki
Uluslararası Yaz Okulu'nda Prof. Werner Otte ile
litografı çalıştı. 1989 yılında Tekel'ın düzenlediği bir
yanşmada ikincilik ödülü kazanan sanatçının çeşitli
koleksiyonlarda yapıtlan bulunuyor.
^âzrnı Hikmettn Tıyatrosu"
yayımlandı
• Kültür Servisi - Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat
Vakfı tarafmdan geçen yıl düzenlenen ve Nâzım'm
tiyatrosunu konu alan yuvarlak masa toplantısı
metinleri kitaplaştınldı. İki gün süren toplantıya
Yılmaz Onay,Ayşegül Yüksel, Zühtü Bayar, Refik
Erduran, Özdemir Nutku, Kenan Işık, Zehra lpşiroğlu,
Ergin Orbey ve Ali Taygun bildirileri ile katılmışlardı.
"Nâzım Hikmet'in tiyatrosu, şiirinin gölgesinde
kalınmaksızm, bu tür önyargılann etkisinden
sıynlınarak. tiyatro sanatının özgül duyarlıhğıyla
kavTanmalıdır" diyen katılımcılar, Nâzırrfı,
tiyatrosunun taşıdığı güncellikleriyle, insansal ve
ileriye dönük tazeliğiyle Türk tiyatro sanatını dünyaya
taşımada dayanabileceğimiz oyun yazarlanmızın en
önde gelenleri arasında anmıştı.
Öğpethn üyelermin resimleri
BMW shovvroom'lapında
• Kültür Servisi - Borusan Oto, Mimar Sinan
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resım Bölümü
öğretım üyelerinm yapıtlannı nisan ayından itibaren
*showroom'lannda sergileyecek. Sanata ve sanatçıya
her alanda destek vermek amacıyla bir misyon
üstlenen Borusan Oto, Avcılar'dakı BMW merkezinde,
Salıpazan Showropmu,'nda ve mayıs ayından
Bursa'daki 'showTOom'unda sanatçılan ve
sanatseverlen ağırlayacak. Borusan Oto, Mimar Sinan
Üniversitesi işbirliği ile Güzel Sanatlar Fakültesi
öğTetim üyelerinin resim, fotoğraf, heykel, geleneksel
Türk el sanatlan ve seramik sergilerini, yıl içinde her
ay 3'er haftalık sergiler halinde sergileyecek. Sergiye,
Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Resim Bölümü öğretim üyelerinden, Murat Mete
Ağyar 'Rüstem Paşa Camii', Özdemir Altan
'Soyağacı', Sedat Balkır 'Anamorfik", Mahmut
Bozkurt 'Ariadne ve Dionysos', Tanju Demirci
'Kompozisyon', A.Umut Deniz 'Kömür Işçileri',
Serap Eyrenci 'Uzak-Yakın H', Kemal tskender
'Adsız', Asım lşler 'Altın Balık", Özer Kabaş
'Ahtabotçu', Tolga Karahasan 'Öğretim Yöntemlen-6',
Mehmet Mahir 'Prelude', Zekâi Ormancı
'Komposizyon', Kadir Reisli 'Lolipop ve Kelebekler',
Nuri Temizsoylu "Natur lnterpretation', Fevzi Tüfekçi
'Adsız' başlıklı yapıtlanyla katıhyorlar.
Hayat, Gül Kokulu Bir Sağanak Yine'
• Kültür Senisi- Yılmaz Odabaşfnın 1981 ve 1996
yıllan arasında altı şıır kitabına dağılmış şiirlerinden
derlediği "Hayat, Gül Kokulu Bir Sağanak Yine"
başlıklı kitabı Doruk Yayınlan'ndan çıktı. Kitap,
"Siste Kalabahklar". "Yurtsuz Şiirler", "Talan
lklimi", "AyTiı Göğün Ezgisi", "Her Ömür Kendi
Gençliğinden Vurulur" ve Tehennem Bileti" adlı
kitaplanndan yaptığı ve "Temmuz Dergisi 1986 Şiır
Yanşması"nda birincilik, TAYAD 1989 Şiir
Yanşmasf nda ikincilik, 1990 Cahit Sıtkı Tarancı Şıir
Odülü ve Petrol-lş Sendikası 1992 Şiir Yanşması'nda
ikincilik ödülleri almış şiir seçmelerinden oluşuyor.
Kitapta aynca değişik müzik gruplan ve müzisyenler
tarafından yorumlanan yedi şiir de yer alıyor.
Jackson'ın biletteri kapış kapış
• KOPENHAG(AA)-
Ünlü pop sanatçısı
Michael Jackson'ın
Danimarka'nın başkenti
Kopenhag'daki Parken
Stad>oımu'nda 14
ağustosta vereceği
konserin 48 bin bileti 1
saat 32 dakikada satıldı.
Jackson'ın hayranlan
konser bileti satın
alabilmek için soğuk
havaya karşın geceyı
gişelerin önünde geçirdi.
Rekor sürede tükenen
biletler 12-17 milyon
Türk Lirası değerinde
satıldı.
BUGÜN
• CRR'de saat 19.30'da Stradivaria Barok Topluluğu
konseri izlenebilir. (232 98 30)
• tDOB'de saat 20.00'de P. 1. Çaykovski'nin 'Kuğu
Gölü' adlı yapıtı yer alıyor
• AKSANAT'ta saat 12.30 ve 17.30'da W. VVenders'in
yönetmenliğini yaptığı 'The StateOf Tlüngs' adlı film
izlenebilir. (252 35 00)
• ANADOLU AYDINLANMA VAKFI'nda saat
20.30'da Nurettin Selsil'in katıldığı 'BUgisayar ve
İnsan' konulu seminer izlenebilir. (463 23 90)
• ELEŞTİRİ KİTABEYİ VE KÜLTÜR
MERKEZt'nde saat 18.30'da Aziz Nesin video
gösterisi izlenebilir. (373 38 24)
• EYLÜL MÜZİKKULÜBÜ'nde saat 21 30da
Sevingül Bahadır konseri izlenebilir. (257 11 09)
• tSTANBUL ÜNtVERStTESİ Öğrenci Kültür
Merkezi'nde saat 16.00'da AlperÇeker'in yönettiği
Irfan Çiftçi, tdris Özyol ve Osman Hakan'ın katıldığı
'Günümüzün Şiiri ve Ortamı' başlıklı açıkoturum yer
alıyor. (512 84 48)