05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
»NİSAN 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yasalara verilen numaralardaki atlama bir grup hukukçunun dikkatini çekince ortaya çıktı r r GENÇI tK v« SPOR Cew( Te*kilat « Ofrevten GENEL. Nflfuı Yanotı Kamıu CFNH KURMAY f r GOre* ve Y«kılen« Ari Ktnun CERZE Yuvuın n ı GfirRricrc Ya t Inecc'dc Su Bttfcımndan Z* Y * d n Hakkjodı Kanua. GİDEft Vcrıiaı (GİZLİ) GÖÇMENI.E* (Afgantstaadan Pakatan'i Sıfenan Tûrtt Soyfu GOÇM£NI-EftLEN*kfadfedert n M ^ K Çlftpkr. T « VcmeUik Ctaftrtilm*» thfcfandı Kanun GOZLÜKÇUUJlC Hafclrı <_,REY *e LOKAVT CTopiu H SOdefMOl, Urev ve t-ûkıvr K«ı HANE Aıfccn Tıp AkMkmnİ Ksnanu ü> ViRÜK O * ^ Tsnfe CenS H»kkradı Kınnn iGUftAH Hukuk devletinde gizlikanun: 2425• Gizli yasa Resmi Gazete'de yayımlanmadı, TBMM Tutanak Dergisi'nde yer almıyor, TBMM 4. Dönem Dergisi'nde ise yalnızca adı ve numarası belirtiliyor ve gizli olduğu vurgulanıyor. Ancak yasa bugün de yürürlükte. Gizli yasa 1934 yılmda 49 mil}on 500 bin liralık taahhüt harcaması yapılmasma ilişkin. Aynı yıl Türkiye Cumhuriyeti bütçesi ise 184 milyon 81 bin lira. AYDIN ENGİN Anayasasında bir hukuk devleti olduğu belirtilen Türkiye'de bir gizliyasavar. Yasanın numarası 2425. Numarası dışında yasanın bir de adı biliniyor "MD- H Müdafaa Vekâletince 49.500.000 lira Taahhüdat tcrası Hakkında Kanun". Bu iki aynntı dışında 2425 sayılı yasayla ilgili hiçbir bilgi yok. Yasa ay- nca Resmi Gazete'de de yayımlanmamış. Ancak halen yürürlükte. Bu konuda çok önemli bir aynn- tı daha var. 49 milyon 500 bin liralık bir harcama yetkisi veren yasanın çıktığı yıl Türkiye Cumhuri- yeti'nin bütçesi 184 milyon 81 bin liraydı. Bu du- rumda gizli olarak verilen harcama yetkisi 1934 bütçesinin yüzde 27'sini buluyor. Yasanın varlığmdan bir rastlantı ile haberdar olundu. Meclis'te kabul edılen her yasaya verilen numaralardaki bir atlama bir grup hukukçunun dik- katini çekti. 2424 sayılı yasayı 2426 sayılı yasa iz- liyordu. Türkiye Curnhuriyeti'nde yürürlükte olan yasalan içeren kitaplar ve fihristlerde 2425 sayılı bir yasa bulunmuyordu. Hukukçulann gizli yasaya ilişkin "iz sürme" ça- balan başlangıçta sonuçsuzkaldı. llkin yasanın nu- marasından yola çıkılarak kabul edildiği tarih sap- tanmaya çalışıldı. Bir önceki numara ile bir sonra- ki numarayı taşıyan yasalann kabul tarihlerinden 2425 sayılı yasanın 1934 yılı içerisinde çıkanlmış olduğu varsayıldı. Bu noktadan hareketle Resmi Gazete'nin 1934 yılı sayılan tarandı. Ancak sözko- nusu yasa Resmi Gazete'de yayımlanmamıştı. Oy- sa 4 Haziran 1928 tarihli Resmi Gazete'de yayıtn- lanan 1322 sayılı "Kanunlann ve Nizamnamelerin Suret-i Neşir ve tlaru ve Meriyet Tarihi Hakkında Kanun"un birinci maddesi açıkça "Kanunlann Resmi Gazete ile neşri mecburidir" diyordu. Yasa- nın bu açık hükmüne rağmen 2425 sayılı yasa Res- mi Gazete'de yayımlanmadı. Gizli celse zabıtian tarandı Daha sonraTBMM'nin gizli celse zabıtlan taran- dı. Gizlilik koşulu kalkmış bir döneme ilişkin TB- MM tutanaklannda da söz konusu yasanın izine rastlanmadı. Ardından Türkiye Büyük Millet Mec- lisi 4. Dönem Dergisi'nin fihristi elden geçirildi ve gizli yasa ile ilgili ilk somut ipucu bulundu. Fihrist- te yasanın numarası ve karşısında da adı yer alıyor: "Mflli Müdafaa Vekâletince 49.500.000 Lira Taah- hüdat lcrası Hakkında Kanun" TBMM 4. Dönem Dergısi Fihristi'nde bu bilgi- nin yanı sıra yasanın TBMM Tutanak Dergisi'nin 22. cildinde yer aldığı belirtiliyordu. Ancak Tuta- Ingitizlerin nefesüu kesenyartş tngfltere'de yapüan 150. Bfiyük Ulusal Engclli At Yanşlan AJntree'de gerçekkştiriklL 5 Nisan'da yapıbnası planlanan yanşlar, bomba ihban nedeniyle son anda ertelenerek pazar gününe alındı. tngiliz Başbakanı John Major ve eşi Norma'nın da izlediği vanşlarda birinciliŞi İom Dobbin'in jokeyliğini yapbğı Lord GyDene kazandı. (Fotoğraf: REUTERS) Bir tarikatla bağlantısı oldufiu ileri sürülen genç kız, annesinin başörtiisü takmamasına kızdığını söyledi Ayşegül psikiyatri kliniğine gönderildi KONYA/EREĞLİ (Cumhuriyet) - Başörtüsü takmadığı gerekçesiyle emekli öğretmen olan annesi Meryem Songül Özgüven'i bıçaklayarak öldüren Ereğli Atatürk Lisesi'nde lngilizce öğretmeni olarak görev yapan Ayşegül Ozgüven, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü'ne sevk edildi. Ayşegül özgüven'in annesini 30 yerinden bıçakladığı ve gözlerini oyduğu öğrenildi. Konya'nın Ereğli ilçesinde önceki gün yaşanan korkunç cinayetle ilgili soruşturmayı polis derinleştirerek sürdürüyor. Uzun süredir türban nedeniyle tartıştığı annesini cumartesi • Ayşegül Özgüven'in Ereğli Emniyet Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcılığı'nda verdiği ifadede, annesini türban takmadığı için "muzır" olarak nitelediği ve "Münafıklann katli vaciptir" dediği saptandı. • Ereğli polisi, bu ifadelerden yola çıkarak tarikatların etkin olduğu Ereğli'de, genç öğretmeni cinayete azmettiren olup olmadığını araştınyor. günü bıçaklayarak öldüren öğretmen Ayşegül Özgüven, önceki gün Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi. Özgüven'in psikiyatri servisinde bir süre müşahede altında tutularak akli dengesinin yerinde olup olmadığına ilişkin rapor hazırlanacağı öğrenildi. Cumhuriyet savcılığmın istemi üzerine Ereğli Devlet Hastanesi'nde Meryem Songül Özgüven'in cesedi üzerinde yapılan otopside 30 bıçak darbesi saptandı. Meryem Songül Özgüven'in gözlerinin oyulduğu, boğazınm ve kollannın dirseklerden kesilmeye çahşıldığı saptandı. Ayşegül Özgüven'in Ereğli Emniyet Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcılığı'nda verdiği ifadede, annesini türban takmadığı için "mıızır" olarak nitelediği ve "Münanklann katli vaciptir" dediği saptandı. Ereğli polisi, bu ifadelerden yola çıkarak tarikatlann etkin olduğu Ereğli'de, genç öğretmeni nak Dergisi'nde böyle bir yasa yok. TBMM 4. Dö- nem Dergisi fıhristi gönderme yaptığı Tutanak Der- gisi'nin 22. cildinin 9-12 sayfalannda kanunla ilgi- li olarak TBMM'de yapılan tartışmalann. 32-35 sayfalannda da oylamaya ilişkin tutanaklann yer al- dığı belirtiliyor. Ancak gönderme yapılan Tutanak Dergisi'nin bu sayfalannda bu bilgiler yer almıyor. Konuyla ilgili olarak danışılan TBMM Kütüphanesi yetkilileri, içtüzük hükümleri uyannca yasanın TBMM Baş- kanı'nın kasasında bulunması geTektiğini söyle- mekle yetindiler. Kanunla ilgili bir başka ve çok ilginç ipucuna da Başbakanhk'ça yayımlanan "Kanunlar Külliya- O"nın Türkiye Cumhuriyeti'nde yürürlükteki ka- nunlann alfabetik sırayla yer aldığı fihristinde rast- lanıyor. Fihristin G harfıni içeren 16. sayfasında "Gider Vergileri Kanunu"ndan sonra gelen kanu- nun adı olarak sadece Gizli sözcüğü kullanılmış. Numarasının 2425 olduğu belirtilmiş ve yürürlük- teki yasalann tümünü içermesi gereken "Kanunlar Kültiyatı''nın hangi cilt ve sayfalannda bulunduğu- na ilişkin bölümlerde birer çizgi (tire) ile yetinilmiş. Resmi Gazete'de yayım- lanmayan, adı ve numarası dışında hakkında hiçbir bil- gi bulunmayan gizli yasa konusunda görüşü sorulan hukukçular. anayasa profe- sörlerinden bazılan soruyu bir şaka olarak yorumladılar ve hukuksal açıdan böyle bir uygulamanın mümkün ol- madığını söylediler. "Ancak yasa var ve gtzfi" biçiminde- ki ısrarlanmız da. "Hayır, mümkün değiL Böyle bir şey olamaz" yanıtı ile karşılaştı. Yasa bugün de yürürlükte Içeriği hiçbir resmi belge- de yer almayan, hukukçula- nn, "Mümkün değü" diye- rek kabul etmedikleri, mil- letvekillerinin, bakanlann, yargıçlann bilmedıkleri 2425 sayılı yasa bugün de yürürlükte. Bilindiği gibi 1988 yıhnda TBMM'de ku- rulan bir komisyon, uygula- ma olanağı kalmamış ya da varlık nedeni ortadan kalk- mış eski yasalann yürürlük- ten kaldınlmasıyla ilgili ola- rak kapsamlı bir çalışma yaptı ve yüzlerce eski yasa yürürlükten kaldınldı. An- cak bu komisyonun listesin- dede2425 sayılı yasa yer al- mıyor. fstanbul Barosu'ndan bir grup avukatın çıkardığı ve yayın yaşamına bu ay başla- yan aylık hukuk dergisi Açık Sayfa'da aynntılı olarak ele alınan "gizfi yasa" konusun- da bir dizi soru sıralanıyor: Bir hukuk devletinde gizli kanun olur mu? Bu durum bugün ve hatta kanunun ka- bul edildiği tarihteki anaya- saya uygun mu? Bu kanu- nun içinde ne gibi kurallar var? Günümüzde devlet yet- kilenni kullanarak bazı kir- li işler yaptıklan açığa çıkan kişilerin, bu gibi iş ve ilişki- leri bu kanunla ya da bu ka- nuna dayanarak çıkanlmış olabilecek diğer gizli mev- zuata (ömeğin yönetmelik- lere) mı dayanıyor? Bu ka- nunu yargıçlar biliyor mu? Bilmiyorlarsa nasıl uygula- yacaklar ya da yargıçlann bu kanunu uygulayıp uygu- lamayacaklanna İcim karar veriyor? Bu örnek tek mi- dir? Yoksa bugünkü parla- mento da bunun gibi gizli kanunlar çıkarabilir mi ya da çıkarmış mıdır? Herkes için geçerli olan "Kanunu bil- memek mazeret sayümaz" ilkesi bu kanunda nasıl iş- leyecektir? cinayete azmettıren olup olmadığını araştınyor. Adı henüz saptanamayan bir tarikatla ilişki içinde olduğu belirtilen Ayşegül Özgüven'in, kentteki bazı yerel TVTerde vaaz veren bir cami imamından da etkilendiği, bu nedenle psikolojik durumunun bozulduğu öne sürüldü. Özgüven'in lngilizce derslerine girdiği Ereğli Atatürk Lisesi yöneticileri, genç öğretmenin derslere türban ve siyah paltoyla girmesi yüzünden sık sık bazı yöneticiler ve öğretmenlerle tartıştığını, tartışmalann olaylara yol açmaması için de 6 ay ücretsiz izne aynldığını bildirdiler. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KJŞLALI Demirel ve Türkeş... Süreklı değışen bir dünyada ınsanlar değişmeden kalabilirler mi? Bir bilge kişinin binlerce yıl öteden dediği gibi: "Ay- nı ırmakta iki kez ytkanılamaz." Tıpkı aynı pabucun iki kez giyilemeyeceği gibi. Su akryor, ırmak değişiyor... Her adımınızda biraz dahayıpranan ayakkabınız, biraz önceki ile aynı olmak- tan çıkıyor. Ve yaptığımız değerlendirmelerdeki yanhşlıklar, hep o kesintisiz değişimi unutmamızdan kaynaklanıyor. Ko- şullar değişiyor, koşullaria bırlıkte insanlar da; ama ön- yargılanmız aynı kalıyor. • • • Demirel de Türkeş de, 12 Eylül öncesinde en kız- dığım kışıler listesinın başındaydılar... Bana göre gü- nahlan çoktu. Meclis kondorlannda karşılaştığımızda başımı çevirirdim. Devietin izni ve hatta desteği ile kurulan "komando kamplan"... Yurtseverolduklanndan hiçbir zaman kuş- ku duymadığım çok sayıda gencin o kamplarda silah- lı eğitim görmesi... Gene yurtseveriiklerinden kuşku duymadığım solcu gençlerin onlara "yok edılmesi ge- reken düşmanlar" olarak gosterilmesi... Polisın gözlerı önünde basılan okullar, yurtlar... Ha- kan Yurdakuler benzeri, gür ağaçlar olmaianna izin ve- rilmeyen filizler, fıdanlar. Evlat acısı içinde yıllannı tüketen nice analar, baba- lar. Toplumun kahpe kurşunlariayrrjrdiği değerier... Bed- rettin Cömert'ler. Cavtt Ortıan Tûtengil'ler, Abdi Ipekçi'ler.. ve daha niceleri. 12 Eylül'e giden yolun taşlan, 196O'lı yıllann ortala- nnda döşenmeye başlanmıştı... • • • Giderek koşullar değışti. Dünyadaki komünızm çoktü... 12 Eylül yumruğu, Türkiye'de -Kemalistler dahil- solun hertürünü darma- dağın ettı. "Kızıl tehlike"ye karşı "yeş/7"den medet umuldu. Güneydoğu Anadolu'da etnik terör horrladı. Sonuç? Kızıl tehlikenin yerinı "yeşil tehlike" aldı. Ve ırkçı mil- liyetçi yaklaşımlarla, ulusal bütünlüğun korunamaya- cağı ortaya çıktı. "Fıkihehmıziktidarda, ama biz hapısteyiz" diyenTür- keş ve arkadaşları bir gerçeği daha anladılar: Demok- rasiye kendilennin de gereksinmesı olduğunu... De- mokrasinin "en az sakıncalı" rejim olduğunu... Laiklik, demokrasi, şiddetin çıkmaz yol oluşu ve Ata- türk ulusçuluğu... Irka ya da dıne değil, bin yılda oluş- muş bir kültür ortaklığına dayalı bir ulusçuluk. Etnik özellikleri yadsımadan, ulus kavramını bir "üstkimlik" olarak kabul eden bir ulusçuluk. Turancı çizginin çok ünlü yazan Nihal Atsız. yaşa- mının son yıllannda oğlu Yağmur Atsız a sık sık şu tümceyi yinelemişti: - Atatürk ü şimdı anlıyorum! O Atatürk, Atsız'lann yıllarca karşı çıktığı, savaştığı bir Atatürk'tü... KpşullarTürkeşve "dava arkadaşlan"nı, giderek ora- ya sürükJüyordu. "Dinci" eğılimlen ağır basanlar ise, on- lan terk ettiler. Büyük Birlık Partısı'nı kurdular. • • • Yıl 1968. Demokratik solculuğun sımge ısmı Willy Brandt, Batı Beriin'de belediye başkanı. Oğlu komünıstlenn bir gösterisinde tutuklanmış. Gazetecıler soruyorlar: - Siz sosyal demokratsınız, oğlunuz ise komünist... Nasıl açtklacstntz? • ~_ -- Gülümsüyor " • - 18'inde komünist olmayan, 30'unda iyi bir sosyal demokrat olamaz! Dünün DemireTİ ve Türkeş'i, Türkiye'nin bugünkü olumsuzluklannda önemli pay sahibı oldular... Ama bu- günün Demirel'i, laikliğe, demokrasiye, çağdaşlığa sa- hip çıkıyor. Geçen gunlerde bu dünyadan aynlan Tür- keş ise. Demirel'eyardımci olmayaçalışan bırçızgıdey- di. Önemli bir "denge" görevi görmeye başlamıştı. Yaş mı?.. Değişen koşullar mı? Galiba her ıkisi de! Ama asıl önemli olan nedenler değil, sonuçlardır... Elbette ki, "dün"ü unutmamalıyız ve -benzer acıla- nn yaşanmaması için- unuttuımamaya çalışmalryız... Ama "bugün"e de hep dünün gözlükleri ile bakmama- Iryız. Yani -duygulan aklın önüne geçirmemek için- "geç- mişın tutsağı" da olmamalıyız! Rapor AP'de kabul gördıi 'Avrupa'da yabancı düşmanlığı artıyor' STRASBOLRG (AA) - Avrupa Parlamentosu'nda Yeşıller Grubu lıden C\a- udia Roth tarafından hazır- lanan ve yabancı düşmanlı- ğının AB üyesi ülkelerde arttığına ilişkin tespit ve tavsiyelere yer verilen ra- por. Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu'nda kabul edildi. Raporda. ırkçılık ve ya- bancı düşmanlığının AB ül- kelerinde giderek arttığına dikkat çekilerek, üye ülke- lerde ırkçı propagandanın ifade özgürlüğü kapsamın- da değerlendirilmeyerek suç sayılması yolunda yasal düzenlemelerin yapılması ıstendı. AP'nın insan haklan ra- porunda, Avrupa'da yaşa- yan göçmen işçiler için ser- best dolaşım hakki verilme- si gerektiğı hatırlatılarak. ai- le birleşme hakkının da ge- ri alınamayacağına işaret edildi. Raporda. sağlık ko- şullan kötü olan yabancıla- nn sınirdışı edilmelerine son venlmesı gerektiği ha- tırlatılırken toplu sınırdışı edilmelerin Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'ne ters düştüğübildirildi. Karadeniz kökenli Ekşioğullan Türkiye'nin en büyük ailelerinden birisi 300 bin ııüfiıslu w küçiik' bir aile SERPtLGÜNDÜZ Derginb yazarlan da, çalışanlan da, muhabir kadrosu da Eksj soya- dını taşıyor. Üstelik satın alanlar da Ekşi. Aile arasında haberleşmek için dergi çıkarmak ancak Karade- nizlilerin akhna gelirdi herhalde. Kökeni Karadenizli Ekşioğullan Türkiye'nin en büyük ailelerinden birisi. Ölüleriyle birlikte 300 bin Ekşioğlu olduğunu söylüyorlar. Bü- yük çoğunluğu müteahhitlik yapı- yor. Kendi yaptıklan bir araştırma- ya göre Istanbul'da Kadıköy'ün yüzde 99'u Karadenizli ve bunlann yüzde 68'i Ekşioğlu... Kadıköy'de- ki binalann çoğunluğu da Ekşioğul- lan tarafindan yapılmış. Aile şimdi de "Ekşioğlu Vakfi Ay- hk Aile Dergisi" çıkanyor. 2 yılda 6 sayıya ulaşmış bu dergiden Clin- ton'a bile gönderiliyor. Derginin başyazısını da bir Ekşi yazıyor. Hürriyet gazetesi yazan Oktay Ek- şi. Yazısında, "Aile bağlanrnjzı aDe şovenizmine dönüştürmedik. Her şeyi karşılıklı insan sevgisi ve insana saygızeminine oturtruk. Bu rurumu- muzla toparlanma sürecine girmiş olanötekibüyük ailelerede örnek ol- duk" diyor. Derginin yazıişleri müdürü Ah- met Altan Ekşioğlu'nun saptamala- nna göre "10. baştan" dedelerini bi- liyorlar. Hacı tbrahim Ağa... Aile pek çok yere dağılmış. Ankara'da, Ordu'da, Kayseri'de yani Türki- ye'nin her tarafinda Ekşioğlu var. Sakarya'da aslı Ekşi olan bir Tatlı var. Ekşi'lere kızdığı için Tatlı so- yadını almış, ama sonradan o da so- yadmı Ekşi olarak değiştirmiş. Ailenin birbirini tanıması için Ekşi'ler oturup bir vakıf kurmuş- lar. Ekşioğlu Vakn'nm arnacı Ekşi- oğullan 'nın maddi güçlerini topar- layıp ihtiyacı olanlara vermek. Ek- şioğullan'nın birbirini tanımasını sağlamak. "Bunu yapmak için de bir dergi çıkarmak gerekiyordu" di- yor Ahmet Altan Ekşioğlu. Başlan- gıçta dergi sadece aile içi olaylan haber olarak vermiş. Şimdi fikir ve olay ağırhklı bir dergi olması planlanıyor. 10 bin ta- ne basüıyor. Yıllık abone usulü ça- lışıyorlar. Devlet dairelerine, parla- menterlere, yazarlara, valilere de gönderiyoTİar. Ahmet Altan Ekşioğlu, "Bizim amacımız Türkhe'deki büyük aile- lerin bö> levakıflar kurması" diyor. "Kendi aralannda diyaiog kurma- lannı isteyeceğiz. 10 tane aüe vakti kuruldu drveüm. Kendi aralannda bir federasyon biçimindeörgüüenip ülke sorunlannı da içeren birtakım düşünceler üretecekler ve çözmeye çahşacaklar. Diyelim Yunanistan, Yugoslavj'a ve Almama'da da böy- le aüeler olabüir. Onİaria bağtantı knrarak bu ktsırdongü içindeki gün- lük polrtikayı vürüten kişilere karşı bir örgüt kurabüiriz. Belki de bu başlangıcta yanhş görünebilir, ama Yunanistan'daki 10 büvük aile, Tür- kiye'deki 10 büyük aüe bizim bir düşmanbğrmızın olmadığını söyle- yebilmeli. Kendi hükümetierine baskı >apabilmeli. Düşmanlığıdost- luğa çevirebilmelL Uzun vadede a- maçbu." Ekşioğlu. insanlann kendi dü- şünceleri olabileceğini ve bunlann yönetimlere bildirilmesi gerektiği- nin altını çiziyor. Ekşioğlu Vakfı hastane. okul yap- mak gibi işlerin dışında öğrencile- re burs veriyor. Vakıf, Ekşi'lerin yönettiği birTV kanalı çalışması da yapıyor. Ekşioğlu Vakfi, hastane ve okul yapımlannın yanı sıra öğrencilere eğitim bursu veriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle