Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
»NİSAN 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yasalara verilen numaralardaki atlama bir grup hukukçunun dikkatini çekince ortaya çıktı
r
r
GENÇI tK v« SPOR Cew( Te*kilat « Ofrevten
GENEL. Nflfuı Yanotı Kamıu
CFNH KURMAY f r GOre* ve Y«kılen« Ari Ktnun
CERZE Yuvuın
n ı GfirRricrc Ya
t Inecc'dc Su Bttfcımndan Z*
Y * d n Hakkjodı Kanua.
GİDEft Vcrıiaı
(GİZLİ)
GÖÇMENI.E* (Afgantstaadan Pakatan'i Sıfenan Tûrtt Soyfu
GOÇM£NI-EftLEN*kfadfedert n M ^ K Çlftpkr. T
« VcmeUik Ctaftrtilm*» thfcfandı Kanun
GOZLÜKÇUUJlC Hafclrı
<_,REY *e LOKAVT CTopiu H SOdefMOl, Urev ve t-ûkıvr K«ı
HANE Aıfccn Tıp AkMkmnİ Ksnanu
ü> ViRÜK O * ^ Tsnfe CenS H»kkradı Kınnn
iGUftAH
Hukuk devletinde
gizlikanun: 2425• Gizli yasa Resmi Gazete'de yayımlanmadı, TBMM Tutanak Dergisi'nde yer
almıyor, TBMM 4. Dönem Dergisi'nde ise yalnızca adı ve numarası belirtiliyor
ve gizli olduğu vurgulanıyor. Ancak yasa bugün de yürürlükte. Gizli yasa 1934
yılmda 49 mil}on 500 bin liralık taahhüt harcaması yapılmasma ilişkin. Aynı yıl
Türkiye Cumhuriyeti bütçesi ise 184 milyon 81 bin lira.
AYDIN ENGİN
Anayasasında bir hukuk devleti olduğu belirtilen
Türkiye'de bir gizliyasavar. Yasanın numarası 2425.
Numarası dışında yasanın bir de adı biliniyor "MD-
H Müdafaa Vekâletince 49.500.000 lira Taahhüdat
tcrası Hakkında Kanun". Bu iki aynntı dışında
2425 sayılı yasayla ilgili hiçbir bilgi yok. Yasa ay-
nca Resmi Gazete'de de yayımlanmamış. Ancak
halen yürürlükte. Bu konuda çok önemli bir aynn-
tı daha var. 49 milyon 500 bin liralık bir harcama
yetkisi veren yasanın çıktığı yıl Türkiye Cumhuri-
yeti'nin bütçesi 184 milyon 81 bin liraydı. Bu du-
rumda gizli olarak verilen harcama yetkisi 1934
bütçesinin yüzde 27'sini buluyor.
Yasanın varlığmdan bir rastlantı ile haberdar
olundu. Meclis'te kabul edılen her yasaya verilen
numaralardaki bir atlama bir grup hukukçunun dik-
katini çekti. 2424 sayılı yasayı 2426 sayılı yasa iz-
liyordu. Türkiye Curnhuriyeti'nde yürürlükte olan
yasalan içeren kitaplar ve fihristlerde 2425 sayılı
bir yasa bulunmuyordu.
Hukukçulann gizli yasaya ilişkin "iz sürme" ça-
balan başlangıçta sonuçsuzkaldı. llkin yasanın nu-
marasından yola çıkılarak kabul edildiği tarih sap-
tanmaya çalışıldı. Bir önceki numara ile bir sonra-
ki numarayı taşıyan yasalann kabul tarihlerinden
2425 sayılı yasanın 1934 yılı içerisinde çıkanlmış
olduğu varsayıldı. Bu noktadan hareketle Resmi
Gazete'nin 1934 yılı sayılan tarandı. Ancak sözko-
nusu yasa Resmi Gazete'de yayımlanmamıştı. Oy-
sa 4 Haziran 1928 tarihli Resmi Gazete'de yayıtn-
lanan 1322 sayılı "Kanunlann ve Nizamnamelerin
Suret-i Neşir ve tlaru ve Meriyet Tarihi Hakkında
Kanun"un birinci maddesi açıkça "Kanunlann
Resmi Gazete ile neşri mecburidir" diyordu. Yasa-
nın bu açık hükmüne rağmen 2425 sayılı yasa Res-
mi Gazete'de yayımlanmadı.
Gizli celse zabıtian tarandı
Daha sonraTBMM'nin gizli celse zabıtlan taran-
dı. Gizlilik koşulu kalkmış bir döneme ilişkin TB-
MM tutanaklannda da söz konusu yasanın izine
rastlanmadı. Ardından Türkiye Büyük Millet Mec-
lisi 4. Dönem Dergisi'nin fihristi elden geçirildi ve
gizli yasa ile ilgili ilk somut ipucu bulundu. Fihrist-
te yasanın numarası ve karşısında da adı yer alıyor:
"Mflli Müdafaa Vekâletince 49.500.000 Lira Taah-
hüdat lcrası Hakkında Kanun"
TBMM 4. Dönem Dergısi Fihristi'nde bu bilgi-
nin yanı sıra yasanın TBMM Tutanak Dergisi'nin
22. cildinde yer aldığı belirtiliyordu. Ancak Tuta-
Ingitizlerin nefesüu kesenyartş
tngfltere'de yapüan 150.
Bfiyük Ulusal Engclli At
Yanşlan AJntree'de
gerçekkştiriklL 5
Nisan'da yapıbnası
planlanan yanşlar,
bomba ihban nedeniyle
son anda ertelenerek
pazar gününe alındı.
tngiliz Başbakanı John
Major ve eşi Norma'nın
da izlediği vanşlarda
birinciliŞi İom Dobbin'in
jokeyliğini yapbğı Lord
GyDene kazandı.
(Fotoğraf: REUTERS)
Bir tarikatla bağlantısı oldufiu ileri sürülen genç kız, annesinin başörtiisü takmamasına kızdığını söyledi
Ayşegül psikiyatri kliniğine gönderildi
KONYA/EREĞLİ
(Cumhuriyet) - Başörtüsü
takmadığı gerekçesiyle
emekli öğretmen olan
annesi Meryem Songül
Özgüven'i bıçaklayarak
öldüren Ereğli Atatürk
Lisesi'nde lngilizce
öğretmeni olarak görev
yapan Ayşegül Ozgüven,
Çukurova Üniversitesi Tıp
Fakültesi Psikiyatri
Bölümü'ne sevk edildi. Ayşegül
özgüven'in annesini 30
yerinden bıçakladığı ve gözlerini
oyduğu öğrenildi.
Konya'nın Ereğli ilçesinde
önceki gün yaşanan korkunç
cinayetle ilgili soruşturmayı
polis derinleştirerek sürdürüyor.
Uzun süredir türban nedeniyle
tartıştığı annesini cumartesi
• Ayşegül Özgüven'in Ereğli Emniyet
Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcılığı'nda verdiği
ifadede, annesini türban takmadığı için "muzır"
olarak nitelediği ve "Münafıklann katli
vaciptir" dediği saptandı.
• Ereğli polisi, bu ifadelerden yola çıkarak
tarikatların etkin olduğu Ereğli'de, genç
öğretmeni cinayete azmettiren olup olmadığını
araştınyor.
günü bıçaklayarak öldüren
öğretmen Ayşegül Özgüven,
önceki gün Çukurova
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi'ne sevk edildi.
Özgüven'in psikiyatri servisinde
bir süre müşahede altında
tutularak akli dengesinin yerinde
olup olmadığına ilişkin rapor
hazırlanacağı öğrenildi.
Cumhuriyet savcılığmın istemi
üzerine Ereğli Devlet
Hastanesi'nde Meryem Songül
Özgüven'in cesedi üzerinde
yapılan otopside 30 bıçak
darbesi saptandı. Meryem
Songül Özgüven'in gözlerinin
oyulduğu, boğazınm ve
kollannın dirseklerden
kesilmeye çahşıldığı saptandı.
Ayşegül Özgüven'in Ereğli
Emniyet Müdürlüğü ve
Cumhuriyet Savcılığı'nda
verdiği ifadede, annesini türban
takmadığı için "mıızır" olarak
nitelediği ve "Münanklann katli
vaciptir" dediği saptandı.
Ereğli polisi, bu ifadelerden yola
çıkarak tarikatlann etkin olduğu
Ereğli'de, genç öğretmeni
nak Dergisi'nde böyle bir yasa yok. TBMM 4. Dö-
nem Dergisi fıhristi gönderme yaptığı Tutanak Der-
gisi'nin 22. cildinin 9-12 sayfalannda kanunla ilgi-
li olarak TBMM'de yapılan tartışmalann. 32-35
sayfalannda da oylamaya ilişkin tutanaklann yer al-
dığı belirtiliyor.
Ancak gönderme yapılan Tutanak Dergisi'nin bu
sayfalannda bu bilgiler yer almıyor. Konuyla ilgili
olarak danışılan TBMM Kütüphanesi yetkilileri,
içtüzük hükümleri uyannca yasanın TBMM Baş-
kanı'nın kasasında bulunması geTektiğini söyle-
mekle yetindiler.
Kanunla ilgili bir başka ve çok ilginç ipucuna da
Başbakanhk'ça yayımlanan "Kanunlar Külliya-
O"nın Türkiye Cumhuriyeti'nde yürürlükteki ka-
nunlann alfabetik sırayla yer aldığı fihristinde rast-
lanıyor. Fihristin G harfıni içeren 16. sayfasında
"Gider Vergileri Kanunu"ndan sonra gelen kanu-
nun adı olarak sadece Gizli sözcüğü kullanılmış.
Numarasının 2425 olduğu belirtilmiş ve yürürlük-
teki yasalann tümünü içermesi gereken "Kanunlar
Kültiyatı''nın hangi cilt ve sayfalannda bulunduğu-
na ilişkin bölümlerde birer
çizgi (tire) ile yetinilmiş.
Resmi Gazete'de yayım-
lanmayan, adı ve numarası
dışında hakkında hiçbir bil-
gi bulunmayan gizli yasa
konusunda görüşü sorulan
hukukçular. anayasa profe-
sörlerinden bazılan soruyu
bir şaka olarak yorumladılar
ve hukuksal açıdan böyle bir
uygulamanın mümkün ol-
madığını söylediler. "Ancak
yasa var ve gtzfi" biçiminde-
ki ısrarlanmız da. "Hayır,
mümkün değiL Böyle bir şey
olamaz" yanıtı ile karşılaştı.
Yasa bugün de
yürürlükte
Içeriği hiçbir resmi belge-
de yer almayan, hukukçula-
nn, "Mümkün değü" diye-
rek kabul etmedikleri, mil-
letvekillerinin, bakanlann,
yargıçlann bilmedıkleri
2425 sayılı yasa bugün de
yürürlükte. Bilindiği gibi
1988 yıhnda TBMM'de ku-
rulan bir komisyon, uygula-
ma olanağı kalmamış ya da
varlık nedeni ortadan kalk-
mış eski yasalann yürürlük-
ten kaldınlmasıyla ilgili ola-
rak kapsamlı bir çalışma
yaptı ve yüzlerce eski yasa
yürürlükten kaldınldı. An-
cak bu komisyonun listesin-
dede2425 sayılı yasa yer al-
mıyor.
fstanbul Barosu'ndan bir
grup avukatın çıkardığı ve
yayın yaşamına bu ay başla-
yan aylık hukuk dergisi Açık
Sayfa'da aynntılı olarak ele
alınan "gizfi yasa" konusun-
da bir dizi soru sıralanıyor:
Bir hukuk devletinde gizli
kanun olur mu? Bu durum
bugün ve hatta kanunun ka-
bul edildiği tarihteki anaya-
saya uygun mu? Bu kanu-
nun içinde ne gibi kurallar
var? Günümüzde devlet yet-
kilenni kullanarak bazı kir-
li işler yaptıklan açığa çıkan
kişilerin, bu gibi iş ve ilişki-
leri bu kanunla ya da bu ka-
nuna dayanarak çıkanlmış
olabilecek diğer gizli mev-
zuata (ömeğin yönetmelik-
lere) mı dayanıyor? Bu ka-
nunu yargıçlar biliyor mu?
Bilmiyorlarsa nasıl uygula-
yacaklar ya da yargıçlann
bu kanunu uygulayıp uygu-
lamayacaklanna İcim karar
veriyor? Bu örnek tek mi-
dir? Yoksa bugünkü parla-
mento da bunun gibi gizli
kanunlar çıkarabilir mi ya da
çıkarmış mıdır? Herkes için
geçerli olan "Kanunu bil-
memek mazeret sayümaz"
ilkesi bu kanunda nasıl iş-
leyecektir?
cinayete azmettıren olup
olmadığını araştınyor.
Adı henüz saptanamayan
bir tarikatla ilişki içinde
olduğu belirtilen Ayşegül
Özgüven'in, kentteki bazı
yerel TVTerde vaaz
veren bir cami
imamından da
etkilendiği, bu nedenle
psikolojik durumunun
bozulduğu öne sürüldü.
Özgüven'in lngilizce derslerine
girdiği Ereğli Atatürk Lisesi
yöneticileri, genç öğretmenin
derslere türban ve siyah paltoyla
girmesi yüzünden sık sık bazı
yöneticiler ve öğretmenlerle
tartıştığını, tartışmalann olaylara
yol açmaması için de 6 ay
ücretsiz izne aynldığını
bildirdiler.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KJŞLALI
Demirel ve Türkeş...
Süreklı değışen bir dünyada ınsanlar değişmeden
kalabilirler mi?
Bir bilge kişinin binlerce yıl öteden dediği gibi: "Ay-
nı ırmakta iki kez ytkanılamaz." Tıpkı aynı pabucun iki
kez giyilemeyeceği gibi.
Su akryor, ırmak değişiyor... Her adımınızda biraz
dahayıpranan ayakkabınız, biraz önceki ile aynı olmak-
tan çıkıyor.
Ve yaptığımız değerlendirmelerdeki yanhşlıklar, hep
o kesintisiz değişimi unutmamızdan kaynaklanıyor. Ko-
şullar değişiyor, koşullaria bırlıkte insanlar da; ama ön-
yargılanmız aynı kalıyor.
• • •
Demirel de Türkeş de, 12 Eylül öncesinde en kız-
dığım kışıler listesinın başındaydılar... Bana göre gü-
nahlan çoktu. Meclis kondorlannda karşılaştığımızda
başımı çevirirdim.
Devietin izni ve hatta desteği ile kurulan "komando
kamplan"... Yurtseverolduklanndan hiçbir zaman kuş-
ku duymadığım çok sayıda gencin o kamplarda silah-
lı eğitim görmesi... Gene yurtseveriiklerinden kuşku
duymadığım solcu gençlerin onlara "yok edılmesi ge-
reken düşmanlar" olarak gosterilmesi...
Polisın gözlerı önünde basılan okullar, yurtlar... Ha-
kan Yurdakuler benzeri, gür ağaçlar olmaianna izin ve-
rilmeyen filizler, fıdanlar.
Evlat acısı içinde yıllannı tüketen nice analar, baba-
lar.
Toplumun kahpe kurşunlariayrrjrdiği değerier... Bed-
rettin Cömert'ler. Cavtt Ortıan Tûtengil'ler, Abdi
Ipekçi'ler.. ve daha niceleri.
12 Eylül'e giden yolun taşlan, 196O'lı yıllann ortala-
nnda döşenmeye başlanmıştı...
• • •
Giderek koşullar değışti.
Dünyadaki komünızm çoktü... 12 Eylül yumruğu,
Türkiye'de -Kemalistler dahil- solun hertürünü darma-
dağın ettı. "Kızıl tehlike"ye karşı "yeş/7"den medet
umuldu.
Güneydoğu Anadolu'da etnik terör horrladı.
Sonuç?
Kızıl tehlikenin yerinı "yeşil tehlike" aldı. Ve ırkçı mil-
liyetçi yaklaşımlarla, ulusal bütünlüğun korunamaya-
cağı ortaya çıktı.
"Fıkihehmıziktidarda, ama biz hapısteyiz" diyenTür-
keş ve arkadaşları bir gerçeği daha anladılar: Demok-
rasiye kendilennin de gereksinmesı olduğunu... De-
mokrasinin "en az sakıncalı" rejim olduğunu...
Laiklik, demokrasi, şiddetin çıkmaz yol oluşu ve Ata-
türk ulusçuluğu... Irka ya da dıne değil, bin yılda oluş-
muş bir kültür ortaklığına dayalı bir ulusçuluk. Etnik
özellikleri yadsımadan, ulus kavramını bir "üstkimlik"
olarak kabul eden bir ulusçuluk.
Turancı çizginin çok ünlü yazan Nihal Atsız. yaşa-
mının son yıllannda oğlu Yağmur Atsız a sık sık şu
tümceyi yinelemişti:
- Atatürk ü şimdı anlıyorum!
O Atatürk, Atsız'lann yıllarca karşı çıktığı, savaştığı
bir Atatürk'tü...
KpşullarTürkeşve "dava arkadaşlan"nı, giderek ora-
ya sürükJüyordu. "Dinci" eğılimlen ağır basanlar ise, on-
lan terk ettiler. Büyük Birlık Partısı'nı kurdular.
• • •
Yıl 1968.
Demokratik solculuğun sımge ısmı Willy Brandt,
Batı Beriin'de belediye başkanı. Oğlu komünıstlenn bir
gösterisinde tutuklanmış. Gazetecıler soruyorlar:
- Siz sosyal demokratsınız, oğlunuz ise komünist...
Nasıl açtklacstntz? • ~_ --
Gülümsüyor " •
- 18'inde komünist olmayan, 30'unda iyi bir sosyal
demokrat olamaz!
Dünün DemireTİ ve Türkeş'i, Türkiye'nin bugünkü
olumsuzluklannda önemli pay sahibı oldular... Ama bu-
günün Demirel'i, laikliğe, demokrasiye, çağdaşlığa sa-
hip çıkıyor. Geçen gunlerde bu dünyadan aynlan Tür-
keş ise. Demirel'eyardımci olmayaçalışan bırçızgıdey-
di. Önemli bir "denge" görevi görmeye başlamıştı.
Yaş mı?.. Değişen koşullar mı?
Galiba her ıkisi de!
Ama asıl önemli olan nedenler değil, sonuçlardır...
Elbette ki, "dün"ü unutmamalıyız ve -benzer acıla-
nn yaşanmaması için- unuttuımamaya çalışmalryız...
Ama "bugün"e de hep dünün gözlükleri ile bakmama-
Iryız.
Yani -duygulan aklın önüne geçirmemek için- "geç-
mişın tutsağı" da olmamalıyız!
Rapor AP'de kabul gördıi
'Avrupa'da yabancı
düşmanlığı artıyor'
STRASBOLRG (AA) -
Avrupa Parlamentosu'nda
Yeşıller Grubu lıden C\a-
udia Roth tarafından hazır-
lanan ve yabancı düşmanlı-
ğının AB üyesi ülkelerde
arttığına ilişkin tespit ve
tavsiyelere yer verilen ra-
por. Avrupa Parlamentosu
Genel Kurulu'nda kabul
edildi.
Raporda. ırkçılık ve ya-
bancı düşmanlığının AB ül-
kelerinde giderek arttığına
dikkat çekilerek, üye ülke-
lerde ırkçı propagandanın
ifade özgürlüğü kapsamın-
da değerlendirilmeyerek
suç sayılması yolunda yasal
düzenlemelerin yapılması
ıstendı.
AP'nın insan haklan ra-
porunda, Avrupa'da yaşa-
yan göçmen işçiler için ser-
best dolaşım hakki verilme-
si gerektiğı hatırlatılarak. ai-
le birleşme hakkının da ge-
ri alınamayacağına işaret
edildi. Raporda. sağlık ko-
şullan kötü olan yabancıla-
nn sınirdışı edilmelerine
son venlmesı gerektiği ha-
tırlatılırken toplu sınırdışı
edilmelerin Avrupa İnsan
Haklan Sözleşmesi'ne ters
düştüğübildirildi.
Karadeniz kökenli Ekşioğullan Türkiye'nin en büyük ailelerinden birisi
300 bin ııüfiıslu
w
küçiik' bir aile
SERPtLGÜNDÜZ
Derginb yazarlan da, çalışanlan
da, muhabir kadrosu da Eksj soya-
dını taşıyor. Üstelik satın alanlar da
Ekşi. Aile arasında haberleşmek
için dergi çıkarmak ancak Karade-
nizlilerin akhna gelirdi herhalde.
Kökeni Karadenizli Ekşioğullan
Türkiye'nin en büyük ailelerinden
birisi. Ölüleriyle birlikte 300 bin
Ekşioğlu olduğunu söylüyorlar. Bü-
yük çoğunluğu müteahhitlik yapı-
yor. Kendi yaptıklan bir araştırma-
ya göre Istanbul'da Kadıköy'ün
yüzde 99'u Karadenizli ve bunlann
yüzde 68'i Ekşioğlu... Kadıköy'de-
ki binalann çoğunluğu da Ekşioğul-
lan tarafindan yapılmış.
Aile şimdi de "Ekşioğlu Vakfi Ay-
hk Aile Dergisi" çıkanyor. 2 yılda 6
sayıya ulaşmış bu dergiden Clin-
ton'a bile gönderiliyor. Derginin
başyazısını da bir Ekşi yazıyor.
Hürriyet gazetesi yazan Oktay Ek-
şi. Yazısında, "Aile bağlanrnjzı aDe
şovenizmine dönüştürmedik. Her
şeyi karşılıklı insan sevgisi ve insana
saygızeminine oturtruk. Bu rurumu-
muzla toparlanma sürecine girmiş
olanötekibüyük ailelerede örnek ol-
duk" diyor.
Derginin yazıişleri müdürü Ah-
met Altan Ekşioğlu'nun saptamala-
nna göre "10. baştan" dedelerini bi-
liyorlar. Hacı tbrahim Ağa... Aile
pek çok yere dağılmış. Ankara'da,
Ordu'da, Kayseri'de yani Türki-
ye'nin her tarafinda Ekşioğlu var.
Sakarya'da aslı Ekşi olan bir Tatlı
var. Ekşi'lere kızdığı için Tatlı so-
yadını almış, ama sonradan o da so-
yadmı Ekşi olarak değiştirmiş.
Ailenin birbirini tanıması için
Ekşi'ler oturup bir vakıf kurmuş-
lar. Ekşioğlu Vakn'nm arnacı Ekşi-
oğullan 'nın maddi güçlerini topar-
layıp ihtiyacı olanlara vermek. Ek-
şioğullan'nın birbirini tanımasını
sağlamak. "Bunu yapmak için de
bir dergi çıkarmak gerekiyordu" di-
yor Ahmet Altan Ekşioğlu. Başlan-
gıçta dergi sadece aile içi olaylan
haber olarak vermiş.
Şimdi fikir ve olay ağırhklı bir
dergi olması planlanıyor. 10 bin ta-
ne basüıyor. Yıllık abone usulü ça-
lışıyorlar. Devlet dairelerine, parla-
menterlere, yazarlara, valilere de
gönderiyoTİar.
Ahmet Altan Ekşioğlu, "Bizim
amacımız Türkhe'deki büyük aile-
lerin bö> levakıflar kurması" diyor.
"Kendi aralannda diyaiog kurma-
lannı isteyeceğiz. 10 tane aüe vakti
kuruldu drveüm. Kendi aralannda
bir federasyon biçimindeörgüüenip
ülke sorunlannı da içeren birtakım
düşünceler üretecekler ve çözmeye
çahşacaklar. Diyelim Yunanistan,
Yugoslavj'a ve Almama'da da böy-
le aüeler olabüir. Onİaria bağtantı
knrarak bu ktsırdongü içindeki gün-
lük polrtikayı vürüten kişilere karşı
bir örgüt kurabüiriz. Belki de bu
başlangıcta yanhş görünebilir, ama
Yunanistan'daki 10 büvük aile, Tür-
kiye'deki 10 büyük aüe bizim bir
düşmanbğrmızın olmadığını söyle-
yebilmeli. Kendi hükümetierine
baskı >apabilmeli. Düşmanlığıdost-
luğa çevirebilmelL Uzun vadede a-
maçbu."
Ekşioğlu. insanlann kendi dü-
şünceleri olabileceğini ve bunlann
yönetimlere bildirilmesi gerektiği-
nin altını çiziyor.
Ekşioğlu Vakfı hastane. okul yap-
mak gibi işlerin dışında öğrencile-
re burs veriyor. Vakıf, Ekşi'lerin
yönettiği birTV kanalı çalışması da
yapıyor. Ekşioğlu Vakfi, hastane ve okul yapımlannın yanı sıra öğrencilere eğitim bursu veriyor.