27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 NİSAN 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 71 yaşında kanserden ölen Allen Ginsberg, şiirleriyle, görüşleriyle bir kuşağı etkilemişti Esrarlı bir bas kaklın ozanrKültür Servisi - Amerika'nın ünlü Be- at kuşağı şaırlennden Alten Ginsberg, ka- raciğer kanserinden öldü. Şiirleriyle ol- duğu kadar yaşam tarzı ve politik görüş- lenyle genç kuşağı etkilemiş olan şair, 71 yaşındaydı... "Ginsberg. Küçük adı, Allen. Dogu- tnu, New Jersey, 1926. Güney Amerika, Avrupa ve Asya içlerinde sayısız yolcu- luklar. Ve 1956'daHowl. Sonra Kaddish, Empty Mirror ve Reality Sandwiches. Uyuşturucularla başı hoş. 'Esrarotunun siyasal bir araç olduğuna inanıyorum,' Toplumsal konulardaki baş kaldıncı tu- lumuyla olsun. kişisel ahlak anlayışı yü- zünden olsun, yargı organlarıyla sık sık başı derde girmiş, cezaevlerindeyaşamış bir ozan. Boynu dik." 1 %8 yıhnda Ferit Edgü, "Ginsberg & Ferlinghetti Amerika" kitabını (Orhan Dunı-Ferit Edgü çevirisi) Ada Yayınla- n 'ndan yayımladığında AJlen Ginsberg' in özgeçmişi böyle özetleniyordu. Edgü, ki- tapta yer alan önsözünde; ozanlardan uzaklaştığı, şiire, artık giderek genel ola- rak sanata başka gözle baktığı, "sanatm öMüğünü" düşündüğü anda, bir gün Be- at Generation'ın ozanlanyla karşılaştığı- nı behrtiyor: "Bu soruları, buyıkımı, bu kuralsızlı- ğı en somut biçimi içinde onlann şiirle- rinde gördüm. Birparıltı, birpatlama ol- du benim ıçin bu. Onlann şiiri, ölen şi- irin küllerinden doğmuyordu. Bu şiir, in- san mezbahasının, toplum çöplüğünün, bıreyin labırentlennin içinden çüap geli- yordu. Vietnam 'ıyla, Domuzlar Körfezi çıkarmasıyla, zenci-beyaz ayrımıyla bü- yükyollan, hızlı yaşamı, eşsevicilikleri, marihuanaları, mapuslan, Uzakdoğu 'ya siğınmaları. Tıbetleri, Katmandulan, Zenleri, Budalan, yapay cennetleri, ger- çek cinnetleriyle geliyordu bu şiir. Bir çığlık, bir uluma, bir baş kaldır- ma... Ve bütün bunlann yansıdığı, degiştir- diği bir dilyapısı içinde. Zira, bugün 'za- vallı insan nesrinin ölçüsünü ve cümle yapısınıyenidenyaratmak' gerekiyordu. (Ginsberg) Şiir, insan gerçeğinin dile gelmesi ise hazır kalıplarla ve sloganlarla yaratıla- mazdı. Bunu, sanatlar, siyasal propagan- dayı birbirine karıştıranlar nasıl olsa gözlerini kırpmadan yapıyorlardı. Beat Generation 'ın ikiozamm, 'Bugün şiirne yapabilir' sorusuna somut ve geçerli bir karşılık olarak sunuyorum" 1990 yılının hazıran ayında, yakın dos- tu müzısyen PhiBp Glass ıle ABD Anka- ra Büyükelçısi Morton Abramowitz ve eşinin özel konufu olarak Türkiye'ye ge- len Allen Ginsberg'le bir söyleşi yapan Sezer Duru, gazetemizde yayımlanan ya- zısında, Ginsberg'in şiirde sürdürdüğu ge- leneğin Wah Whjtman dan geldiğini vur- guluyordu: "Yani özgürlükçü, ABD'deki yaygın vanşi kapitalistfelsefeye karşı ko- yan, eleştiren, çöküşünü anlatan, savaş- lara karşı çıkan, biçim açısından da uzun mısralar kullanan. dûzyazıyı andıran, a- ma aynı zamanda son derece lirik olan bir gelenektir bu. 'Ginsberg trajik, dinamik ve lirik bir 'eat Generation ozanlanndan Allen Ginsberg, Bob Dylan'a göre trajik, dinamik, lirik bir dâhiydi. Olağanüstü bir sihirbaz, belki de Walt Whitman'dan bu yana ABD'nin şiirsel sesini etkileyen en büyük ozanıydı. 1960'lardaki 'karşıt-kültür'ün sözcüsü olan Ginsberg, dostu Kerouac anısına «bir okul kurarak sanatçılan bir araya getirmişti. 'Yaşamının yapitı'nı tamamlayamadan ölen Ginsberg, 'Antika oldumsa oldum. Ama Antika olmak hoşuma gidiyor' demişti. AmerikaAmerika her şeyimi verdim sana, şimdi bir hiçim 17 Ocak 1956 ve iki dolar yirmi-yedi sent. ,, Kendi kafam bile bir destek degil bana. lnsanlarla savaşı ne zaman sona erdireceğiz Amerika? Al şu atom bombasını da kıçına sok. Kafam bozuk, Amerika, bir de sen üstüme varma, Kafam yerine gelene dek şiir miir de yazmayacağım. „ Söyle bana Amerika ne zaman melekleşeceksin sen? Ne zaman anadan doğma olacaksın? Ne zaman bakacaksm mezarlıktan Amerika? Ne zaman milyonlarca troçkistine yakışır olacaksın? Amerika, kitaplıklann niçin gözyaşı ile dolu? Amerika, Hindistan'a yumurtalannı ne zaman yollayacaksm? Amerika bu senin kılı kırk yarmalanndan bıktım artık. Ne zaman süpermarket'e gidip, şu güzel gözlerim için gerekenleri alabileceğim? Amerika, her şeyin bir yana, eksiksiz olan bir sen varsın bir de ben, öbür dünya değil. Şu makinalanna da dayanasım kalmadı Amerika, bil. Bende bir ermiş olmak isteğini sen uyandırdın. Bu tartışmayı çözmek için bir başka yol olmah. • Burroughs şimdi Tanca'da, sanmıyorum ki geri dönsön korkunç bir şey olurdu bu. Sen de korkunç musun Amerika yoksa bir oyun mu bu? Saplantımdan döneceğimi sanıyorsan aldanıyorsun. Öyle üstüme varma Amerika. ne yaptığımı biliyorum ben... dâhidir. Olağanüstü bir sihirbazdır ve belki de HTıitman'dunbuyana ABD'nin. şiirsel sesini etkileyen en büyük ozandir' diyor Bob Dylan onun için. 'Gördüm bizim kuşağın en büyük be- yinierinin çılgınlıkla yıküdığuu, isterik, çıplak, açhktan geberdiğini...' (Ulu- ma 'dan) Howl (Uluma) adlı destan şiiri önce I956'da Ingiltere'de basıldı. Amerika gümrügü kitabı ABD'ye sokmadı. 1957'de mahkemeye verildi, müstehcen olduğu savıyla. Çince dahil 22 dile çev- rilen bu kitap A BD 'nin gerçekyüzünü or- taya koyup katı eleştiriler getiriyor. FB1 bile Ginsberg 'i sahncalı kişiler listesine aldı. IkıyılöncesınekadoKbuJis&dekive" rini korudu. t965 'te Çekpolisi onu sınır dışı etti Çekoslovakya 'dan. Hapse girdi. Bugün bile bazı şiirlerinin ABD 'de rad- yolarda, TV 'lerdeyayımlanması yasak... Orta boylu, gri sakallı, saçlanmn ya- nsı dökülmüş, gözlüklü; ama tam bir cin görünümünde Allen Ginsberg Çokaçık- sözlü. ne homoseksüel oluşunu ne de es- rar içtiğini saklıyor. 'Yasai içkileri iç- mem, Ne alkol kuUanmm ne sigara. Al- kol vesigara kullananlar ölüp gidiyor. A- ma ben hâlâ ayaktayım. Antika oldumsa da. Ama antika olmak hoşuma gidiyor' diyor. Şu anda en beğendiğı Amerikalı »•şâir Gtegory; Corso. 'DelUKr, ama çok büySktûr' diyor. Eski tngiliz şairi mili- am Blake 'ede hayran." Beat kuşağının en önemli şairlerinden Allen Ginsberg (71) geçen cumartesi gü- nü karaciğer kanseri nedeniyle hayata gözlerini yumdu. Sanatçı u H w F ve "Kaddish" gibı yapıtlanyla bu kuşağa yabancılaşmış, bohem bir ses kazandır- mıştı. Şairin öfkeli, kızgın şiirleri Beat kuşa- ğının ruhunu temsil ederken kendilerin- den önceki kuşağın yarattığı değerleri yı- karak şiin "esaret zuıdri" olarak nitelen- dirdikleri kuralTardan kurtardı. 1960'lar- da ABD'yi kasıp kavuran, ozanlar kuşa- ğı; Jack KeroaacGregory Corso, UTDjanı Burroughs ve Lawrence Fertinghetti gibi sıradışı, aykın entelektüellerden oluşan "Beat Generation" (Beat kuşağı: Dövül- müş. ezilmiş kuşak), serbest şiirden ve de- neysel tiyatrolarda şiir okumaktan zevk alıyor. bu anlayışlanyla tutucu sanatçı çevrelerini kızdınyorlardı. Kuşağın sanat anlayışı sürrealizm, dadaizm, caz, Asya felsefesi ve sannlara yol açan ilaç kulla- nımıyla biçimlenmişti. Ginsberg 1983*te gerçekleşen bir söy- leşide Beat kuşağını şöyle tanımlıyordu: "Bizi şiirde ve düzyazHİa kurallan yikma istegi. sanatta acıkkğa duyduğumuz iigi ve yazıda doğaçlamaya verdiğûniz önem bir arava getirnuşti. Sanaünuzda sezginin ya- nında biünce açuış da vanü." Ginsberg birbaşka söyleşisinde ise Be- at kuşagının sanata büyük katkılan oldu- ğunu söyledikten sonra başansızlıklanna da değiniyor her şeyi bir yere yerleştir- meye çalışırken birçok kavramı yanlış ku- tulara yeıieştirdiklerini söylüyordu. Allen Ginsberg'in cinsellik konusunu işleyen şiirleri tepki toplarken Norman Podhoretzgibi şairlerBeat kuşağını tutar- lı, uyumlu ve mantıklı bir şiir tarzını kü- çümsedikleri için eleştiriyordu. Ginsberg kırkın üzerinde şiir kitabı ya- yımladı. En önemli yapıtlan arasında mi- zahi yönü ön plana çıkan "Amerika" ve zihinsel özürlü Rus göçmenı annesi için yazdığı ağıt "Kaddish" bulunuyor. Sanat- çının "Fall ofAmerica" adlı kitabı 1972'de Ulusal Kitap Ödülü'nü kazanmış. Gins- berg de Amerikan Akademısi 'ne ve Sanat Kurumu'na seçilmişti. 1%0'larda "karşıt- kültür"ün sözcüsü olan Allen Ginsbeıg üniversite kampusla- nnda düzenlenen şiir toplantılannın hiç- birini kaçtrmıyor, Vietnam savaşını eleş- tiriyor, eşcinsellerin haklannı savunuyor, Amerikalılara Budizmi öğretmeye çalışı- yor, Budist bir dergiye yazdığı yazılar ara- ohğıyla pek çok Budist metnin Ameri- ka'da yayılmasını sağlıyordu. Ginsberg aynca, "soğuk savaş" döneminde Sovyet şair Ye\r geni Yevtuşenko ve Çek tiyatrocu ve politikacı Vactav Hmet'i ziyaret ederek dostça ilişkiler sergilemişti. Sanatçı son yıllannda Colorado'da ya- kın dostu Jack Kerouac anısına bir okul kurarak sanatçılan bir araya toplamıştı. Son dönemlerinde yeni şiirleriyle ve fo- toğrafçılıkla ilgilenen ve "hayatuun kita- bı"nı tamamlamaya çalışan Ginsberg'm önümüzdeki yıl bu okulda Willianı Blake Öizerjıjetdersyermesi bekleniyordu. Allen Ginsberg'in kendisi grbi şair olan babasi LouisGinsbergde 1%8 yıhnda karaciğer kanserinden ölmüştü YAPITLAR1: Empty Mirror (Boş Ayna), Green Au- tomobile (Yeşil Araba), Howl (Uluma), Reality Sandwich.es (Gerçeklik Sandviç- leri), Kaddish, Planet News (Gezegen Haberleri), King ofMay (Mayıs Kralıj, The Fall of America (Amerika 'nın Düşü- şü), Mind Breaths: Poems (Zihnin Solu- ğu: Şiirier), Amerika, Plutonium Ode.. Altın Lale Jürisi'nin tanıtıldığı toplantıda Rus yönetmen Bodrov, film yapmak için mafyadan maddi yardım alındığını söyledi ^Rusya'dafilmyapmak delilik...'Kühür Servisi - 16. Uluslararası Istanbu! Film Festivali'nin Ulusla- rarası Yanşma Filmleri, ünlü Çek yönetmen JiriMenael başkanlığın- daki Altın Lale Jürisı tarafindan E- mek Sineması'nda izlenmeye baş- landı. Altın Lale jürisi de dün dü- zenlenen basın toplantısıyla tanı- tıldı. Jüri. bu yılki festival progra- mında birer filmi gösterilen yönet- men üyeleri Fridrik Thor Fridriks- son, Peter del Monte, Serge> Bod- rov ıle \mli Sa\ar, Özay Fecht, Ele- ni Karaindru, Joan Dupont ve jüri başkanı Jiri Menzel'den oluşuyor. Altın Lale jürisinin başkanı, 196O'lı yıllann sonunda Avrupa si- nemasında yeni bir yol açan Çek 'Yeni Dalgası'nın önde gelen isim- lerinden Jiri Menzel öncelikle Çek sinemasının son dönemini değer- lendirdı. Menzel 1969-89 yıllan arasında Rus baskısı ve sansüriinün Çek sineması üzerindeki etkilerini değerlendirirken mizahibiryakla- şımla bu baskının o dönemde bü- tün Çek yönetmenlerin yaratıcılığı- nı geliştirdiğini belirtti: "Eskiden birşejiersöyiemekistiyordııkama, bunu söyleyebilınek için kendi dili- mtd>'aratmakzorunda kabyorduk Bugün her şeyin söyiendiği bir or- tamda sinemanın ne işe > aradığmı tarnşnonız. Rus baskısı dönemin- de iki tarafı karalarla suuıianmış bir vatakta akan su gibiydik. Sınır- lar >üzünden hızh akıyorduk. Şim- di kara parçalan kalkb. Durağan bir denizedönüşmetehükesivle kar- şı karşnayız." Menzel bu yıl Festi- val'in "UstalaraSaygı''böİümünde altı filmiyle yer alıyor. Mafya, Rus sinemasıyla para aklıyor Rus sinemasının son on yılda çı- kardığı en başanlı yönetmen sayı- lan Sergey Bodrov, festivalde gös- terılecek olan Lev Tolstoy uyarla- masi "Kafkas Mahkûmu" ile bu yıl En tyi Yabancı Film dalındaOs- car adayı olmuştu. Sergey Bodrov, iri Menzel, 1969-89 yıllan arasında Rus baskısının Çek yönetmenlerin yaratıcılığını geliştirdiğini belirtirken, Sergey Bodrov, Rusya'da film yapmak için maddi kaynağın mafyadan sağlandığını söyledi. Peter del Monte, yeni Kültür Bakanı Veltroni'nin ttalyan sinemasına olumlu etkisine değindi. Izlandalı yönetmen Fridrik Thor Fridriksson, Canan Gerede'nin çekeceği filmin yapımcılığını üstlenmiş. Eleştirmen Joan Dupont, sinema eleştirmenliğinin arük sonunıın geldiğini vurguladı. Özay Fecht, sanatınm başına eklenen 'Türk' sıfatından kurtularak sadece sanatçı olarak tanınmak istiyor. Rus sinemasını değerlendirirken, Rusya'da film yapmak için tam an- lamıyla deli olmak gerektiğini, Rusya büyük bir ülke olduğu için de yeterince delinin bulunduğunu söyledi. Rusya'da fihn endüstrisi için ge- rekli paranın bir kısmının mafya- dan sağlandığını, mafyanın bu yol- lapara akladıgını kabul eden yönet- men, mafyanm bunun karşıhğmda sanatçılardan bırtakım taleplerinin olduğunu, ancak kendisinin hiç mafyayla film çekmediği için bu taleplerin neler olduğunu bilmedi- ğini söyledi. Onlü yönetmenin fılmlerini üç yıl önce ders verdiği ve bugün çok ünlü bir işadamı olan eski ögrencisi fınanse ediyoT. Festivale geçen yıl Montreal'de ödül kazanan "Yol Arkadaşı" adlı filmiyle katılan Peter del Monte, Jiri Menzel başkanlığındakijüri Fridrik Thor Fridriksson, Peter del Monte, Sergey Bodrov ile Vecdi Sayar, Öza> Fecht, Eleni Karaindru ve Joan Dupont'tan oluşuyor. (Fotoğraf: KADER TUĞLA) son dönemde Italya'da hükümetin kültür politikasında bir değişiklik olduğunu belirtti. Yeni Kültür Ba- kanı Veltroni'nin eskiden sinema eleştirmeni olduğuna değinen yö- netmen, bu durumun İtalyan sine- masına olumlu etkilerinin olduğu- nu ve genç yönetmenlerin kültür bakanlanna güvendiğini söyledi. Jürinin müzisyen üyesi FJeni Ka- raindrou daha çok TheoAngelopo- ulos'un filmlerine yaptığı müzik- lerle tanınıyor. Sanatçı, Angelopo- ulos'la gerçekleştirdiği çalışmada işin başından sonuna fılmin içine girdiğini belirterek, sanatçılarla iç içe olduğu çalışmalan kişisel calış- malanna yeğlediğini söyledi. 1975'ten beri 18 film, 13 oyun ve 10 TV dizisinin müziğine imza atan sanatçmın önemli çalışmalan arasında 'Kitaraya Yokuluk', 'An- a\ "Puslu Manzaralar', 'Leyleğin Geciken Adımı' ve 'l lts'in Bakışı' yer alıyor. İzlandah anne ve Türk baba maç >apmıyor Döğa üzerine çektiğı filmlerle tanınan İzlandah yönetmen Frid- rikThorFridriksson doğayı her za- man her yerde bulabileceğimizi, kendi doğamızı yaratma konusun- da özgür olduğumuzu düşünüyor. Sanatçı film çekme sürecini anla- tırken bir filme başlamadan önce mutlaka beyninde bır ağn duydu- ğunu ve bu ağndan kurtulmak için film çekmeye başladığmı söyledi. Ödüllerle, törenlerle fazla ilgilen- meyen yönetmen için 'DoğanınÇo- cuklan' fılminin Oscar'a aday gös- terilmesi de hiçbir şey ifade etme- miş. Canan Gerede'nin çekeceği, İzlandah biranne ile Türk baba ara- sında çaresiz kalan iki kız çocuğu- nun Türk medyasını da uzun süre meşgul eden öyküsünü konu alan filmin yapımcılığını üstlenen Frid- riksson, bu konuya oldukça nesnel bir bakış açısıyla yaklaşarak konu- nun aslında üzücü bir aşk hikâyesi olduğunu düşünüyor. Ünlü yönet- men toplantıda pek çok Türk'ün annenin tarafindaolduğunun belir- ühnesi üzerine bu konunun bir fut- bol maçına dönüştürülmemesi ge- rektiğini söyledi. Sinema deştirmenliği, iştevini yitirdi 1991 yıhndan bu yana The Inter- national Herald Tribune gazetesin- de fihn eleştirmeni olarak çalışan Joan Dupont, sinema eleştirmenli- ğinin artık sonunun geldiğini, işle- vini yitirdiğini ve hiçbir güvenihr- liginin kalmadığını düşünüyor. Dupont toplantıda gazetelerin arak eleştirmenleri filmin konusu ve oyunculan üzerine yazmaya zor- ladığını, filmleri yorumlayan ve çözümleyen yazılann artık tarihe kanştığını belirterek ekledi: "Eleştirmenler artık yaznannda kendi üsluplannı ve bakış açüannı sergilemekten başka bir şeyyapmı- yor" Tevfik Başer'ın "40 Metrekare Almanya" filminin göçmen kadını Turna olarak tanıdığımız Ozay Fecht Almanya'da bir Türk sanat- çısı olmanm olumlu ve olumsuz yönlerini değerlendirirken Ahnan meslektaşlanna oranla çok daha fazla filmde rol alabildiğini, ancak bilinenbaşörtülü Türk kadını tiple- mesinin dışma çıkabilmek için çok mücadele verdiğini belirtti. Aynı zamanda caz sanatçısı olan Fecht'in en önemli kaygısı sanatı- nın başına eklenen "Türk" sıfatın- dan kurtularak sadece sanatçı ola- rak tanınmak olmuş. Film FestivaU işlevsd ve başanlı 1982'de tstanbul Festıvali çerçe- vesi'ndeki ilk fihn haftasını düzen- leyengazetemiz yazarlanndan fihn eleştirmeni \%cdi Sayar, 1983-94 arasında Uluslararası tstanbul Fihn Festivali'nde program danışmanı olarak görev yaptı. Üç yıldır TRT2 de "lld Fihn Bir- den" programını hazırlayıp sunan Sayar, bir süredir Türkiye'nın Pa- ris Kültür Ataşesi olarak görev ya- pıyor. Aynca TURSAK Başkan Yar- dımcısı ve Uluslararası Sanat Olimpiyatlan Konseyi Yürütme Kurulu üyesi olan Sayar, festivalin bugün ulaştığı noktayı değerlendi- rirken nitelikli filmleri seyirciyle buluşturma açısından oldukça ış- levsel ve başanlı bir festival oldu- ğunu belirtti. Betika KraNyet Batesfnde bir Türk • Kultûr Servisi -Türk dansçısı Ayşem Sunal'ın başbalerin olarak görev yaptığı dünyaca ünlü Belçika Kraliyet BaJesi, 8 ve 9 nisan tarihJerinde Ankaralı sanatseverlerin karşısına çıkacak. Belçika Kraliyet Balesi, 'Barok Bernstein ile Buluşuyor' adlı progrâmla Sevda-Cenap And Müzik Vakfı tarafindan düzenlenen '14. Uluslararası Ankara Müzik Festivaii' etkinlikleri kapsammda sanatseverlerle buluşacak. 1969 yıhnda Jeanne Brabants tarafindan kurulan Belçika Kraliyet Balesi, 1976 yıhnda Kraliyet unvanı ile ödüllendirildi. 1987 yıhnda sanat yönetmeni olarak göreve baslayan Robert Denvers ile birlikte balenin artistik profili kısa bir süre içinde genç, dinamik ve çağdaş bir görünüm kazandı. Sık sık yurtdışı turnelerine davet edilen Belçika Kraliyet Balesi, Çin'den Güney Amerika ülkelerine kadar pek çok ülkede temsil verdi. Halen uluslararası üne sahip Christopher D'Amboise, Danny Rossell, Maricio Wainrot gibi ünlü koreograflarla çalışan topluluk, repertuvanndaki değişik yapıtlan yorumlarken gösterdiği başan ve teknik ustalıkla hayranhk uyandırdı. Pazartesi M yaşmda • Kültür Servisi - Feministlerin çıkardığı patronsuz ve erkeksiz dergi 'Pazartesi' ikincı yılını doldurdu. Politikacılardan pop yıldızlanna. rockçılardan aile içinde tecavüze uğrayanlara. aldatanlardan aldahlanlara dek her türlü kesimden sesin duyurulduğu Pazartesi dergisi son sayısında sayfalannı politik Islam ve şeriat, cinsel tacız, orgazm, feminizm ve sinema günlerinde kadın yönetmenler gibi konulara açıyor. • Kfiltür Servisi - Varlık dergisi ve yayınevınin kurucusu Yaşar Nabi Nayır adına düzenlenen gençlik ödüllerine katıhm süresi 1 mayısta bitiyor. 30 yaş ve altındakilerin katılabilecekleri ödül için şiir dalında 10, öykü dalında 5 öykünün 6 nüsha olarak fotoğraf, özgeçmiş ve adresle birlikte "Varlık Dergisi, Piyerloti Cad. Ayberk Apt. No: 7/9 Çemberlitaş, Istanbul" adresine elden veya postayla ulaştınlması gerekiyor. Seçici kurul şiirde Enver Ercan, Kemal Özer, Sennur Sezer, Hilmi Yavuz, Hulkı Aktunç; öyküde Leyla Erbil, Tank Dursun K, Orhan Duru, Adnan Özyalçmer ve Sulhi Dölek'ten oluşuyor. Jacques Prevert anılıyor • Kültür Servisi- Ünlü Fransız şair, senaryocu ve diyalpg yazan Jacques Prevert, Fransız Kültür Merkezi'nin 28 nisan - 2 mayıs tanhleri arasında düzenleyeceği bir dizi etkinlikle anılacak. Anma etkinlikleri kapsamında 28 nisanda Prevert'in Ara Güler tarafindan çekilmiş fotoğraflan sergilenecek. Pierre Prevert'in 'L'affaire est dans le sac' adlı filmi gösterilecek; MSÜ'de Picasso, Fernand Leger. Calder, Matisse, Marx Ernst, Miro gibi ressam dostlannın yorumlanyla Prevert'in hayatı anlatılacak ve sanatçı, pek çok yazı. fotoğraf ile tanıtılacak. Etkinlikler kapsamında Cora Vaucaire, Prevert'in şarkılannı yorumlayacak. Aynca sanatçmın üç filmi de Fransız Kültür Merkezi Sinema Salonu'nda gösterilecek. 3. Karadeniz liyatro Festivaii • SAMSUN (AA)- Ondokuz Mayıs Üniversitesi tarafindan düzenlenen \e bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen 'Karadeniz Tiyatro Festivaii' başladı. Festivale 13 topluluk birer oyunla, ev sahibi Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tiyatro Topluluğu ise üç oyunla katıhyor. Eğitim Fakültesi Konferans Salonu'nda 13 nisan tarihine kadar sürecek olan festivale katılan ekipler ve sergileyecekleri oyunlann adlan şöyle: Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tiyatro Topluluğu (Resimli Osmanlı Tarihi, Şair Evlenmesi, Ah Şu Gençlik), Giresun Belediyesi Şehir Tîyatrosu (Ali Ayşeyi Seviyor), Hacettepe Üniversitesi Drama Topluluğu (Ayı), Istanbul ' Üniversitesi tktisat Sahnesi (Cephede Piknik), Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu (Aşkımızın Gemisi Fındıkkabuğu), Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tiyatro Topluluğu (Paydos). Samsun Büyükşehir Belediyesi Oda Tiyatrosu (Duvarlann Ötesi), Uludağ Üniversitesi Oyunculan (4 Mevsim), Balıkesir Üniversitesi Tiyatro Topluluğu (Yüz Yüze), Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tiyatro Topluluğu (Ayla Öğretmen), KTÜ Tiyatro topluluğu (Kadınlık Bizde Kalsın), Anadolu Üniversitesi Tiyatro Topluluğu (Kozalar), Dokuz Eylül Üniversitesi Iktisat Oyunculan (Ecinniler). Metisten bir bilimkupgu daha • Kültür Servisi - Metis Yayınevi, dünya edebiyatındaki bilimkurgu türünün en iyi ömeklerini Türk okuruna sunmak amacıyla bu türdeki dizisine yeni bir kitap daha ekledi. Alexei Panshin'in 'Ergenlik Ayini' adlı kitabı Metis Yayınevi'nden piyasaya çıktı. Uzay gemisinde yaşayan kolonilerin günlük yaşamını konu alan kitapta, böyle bir ortamda çocukluktan genç kızlığa geçmeye çalışan kahramanın karşılaştığı sorunlar anlatılırken okuyucuya da uzay gemisinde günlük hayatın nasıl olabileceği konusunda fikir veriliyor. Fevziye Mektepleri Vakfı'nda karma resim sergisi • Kültür Servisi- Fevziye Mektepleri Vakfı Özel Işık Okullan, 7-30 nisan tanhleri arasında karma resim SCTgısi düzenliyor. Sergide; Adnan Vanca, Avni Arbaş, Aydm Ayan, Gencay Kasapçı, Habip Aydoğdu. Jale Yılmabaşar, Julide, Komet, Mevlut Akyıldız, Mustafa Pilevneli. Naile Akıncı, Reha Yalnızcık, Ruzin Gerçin, Salih Acar, Sıtkı Olçar, Utku Varlık, Burhan Uygur, Cihat Burak, Ibrahim Safı, Nejad Devrim ve Orhan Peker'in resimleri yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle