Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 NİSAN 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
71 yaşında kanserden ölen Allen Ginsberg, şiirleriyle, görüşleriyle bir kuşağı etkilemişti
Esrarlı bir bas kaklın ozanrKültür Servisi - Amerika'nın ünlü Be-
at kuşağı şaırlennden Alten Ginsberg, ka-
raciğer kanserinden öldü. Şiirleriyle ol-
duğu kadar yaşam tarzı ve politik görüş-
lenyle genç kuşağı etkilemiş olan şair, 71
yaşındaydı...
"Ginsberg. Küçük adı, Allen. Dogu-
tnu, New Jersey, 1926. Güney Amerika,
Avrupa ve Asya içlerinde sayısız yolcu-
luklar. Ve 1956'daHowl. Sonra Kaddish,
Empty Mirror ve Reality Sandwiches.
Uyuşturucularla başı hoş. 'Esrarotunun
siyasal bir araç olduğuna inanıyorum,'
Toplumsal konulardaki baş kaldıncı tu-
lumuyla olsun. kişisel ahlak anlayışı yü-
zünden olsun, yargı organlarıyla sık sık
başı derde girmiş, cezaevlerindeyaşamış
bir ozan. Boynu dik."
1 %8 yıhnda Ferit Edgü, "Ginsberg &
Ferlinghetti Amerika" kitabını (Orhan
Dunı-Ferit Edgü çevirisi) Ada Yayınla-
n 'ndan yayımladığında AJlen Ginsberg' in
özgeçmişi böyle özetleniyordu. Edgü, ki-
tapta yer alan önsözünde; ozanlardan
uzaklaştığı, şiire, artık giderek genel ola-
rak sanata başka gözle baktığı, "sanatm
öMüğünü" düşündüğü anda, bir gün Be-
at Generation'ın ozanlanyla karşılaştığı-
nı behrtiyor:
"Bu soruları, buyıkımı, bu kuralsızlı-
ğı en somut biçimi içinde onlann şiirle-
rinde gördüm. Birparıltı, birpatlama ol-
du benim ıçin bu. Onlann şiiri, ölen şi-
irin küllerinden doğmuyordu. Bu şiir, in-
san mezbahasının, toplum çöplüğünün,
bıreyin labırentlennin içinden çüap geli-
yordu. Vietnam 'ıyla, Domuzlar Körfezi
çıkarmasıyla, zenci-beyaz ayrımıyla bü-
yükyollan, hızlı yaşamı, eşsevicilikleri,
marihuanaları, mapuslan, Uzakdoğu 'ya
siğınmaları. Tıbetleri, Katmandulan,
Zenleri, Budalan, yapay cennetleri, ger-
çek cinnetleriyle geliyordu bu şiir.
Bir çığlık, bir uluma, bir baş kaldır-
ma...
Ve bütün bunlann yansıdığı, degiştir-
diği bir dilyapısı içinde. Zira, bugün 'za-
vallı insan nesrinin ölçüsünü ve cümle
yapısınıyenidenyaratmak' gerekiyordu.
(Ginsberg)
Şiir, insan gerçeğinin dile gelmesi ise
hazır kalıplarla ve sloganlarla yaratıla-
mazdı. Bunu, sanatlar, siyasal propagan-
dayı birbirine karıştıranlar nasıl olsa
gözlerini kırpmadan yapıyorlardı. Beat
Generation 'ın ikiozamm, 'Bugün şiirne
yapabilir' sorusuna somut ve geçerli bir
karşılık olarak sunuyorum"
1990 yılının hazıran ayında, yakın dos-
tu müzısyen PhiBp Glass ıle ABD Anka-
ra Büyükelçısi Morton Abramowitz ve
eşinin özel konufu olarak Türkiye'ye ge-
len Allen Ginsberg'le bir söyleşi yapan
Sezer Duru, gazetemizde yayımlanan ya-
zısında, Ginsberg'in şiirde sürdürdüğu ge-
leneğin Wah Whjtman dan geldiğini vur-
guluyordu: "Yani özgürlükçü, ABD'deki
yaygın vanşi kapitalistfelsefeye karşı ko-
yan, eleştiren, çöküşünü anlatan, savaş-
lara karşı çıkan, biçim açısından da uzun
mısralar kullanan. dûzyazıyı andıran, a-
ma aynı zamanda son derece lirik olan bir
gelenektir bu.
'Ginsberg trajik, dinamik ve lirik bir
'eat Generation
ozanlanndan Allen
Ginsberg, Bob Dylan'a
göre trajik, dinamik, lirik
bir dâhiydi. Olağanüstü
bir sihirbaz, belki de
Walt Whitman'dan bu
yana ABD'nin şiirsel
sesini etkileyen en büyük
ozanıydı. 1960'lardaki
'karşıt-kültür'ün
sözcüsü olan Ginsberg,
dostu Kerouac anısına
«bir okul kurarak
sanatçılan bir araya
getirmişti. 'Yaşamının
yapitı'nı
tamamlayamadan ölen
Ginsberg, 'Antika
oldumsa oldum. Ama
Antika olmak hoşuma
gidiyor' demişti.
AmerikaAmerika her şeyimi verdim sana, şimdi bir hiçim
17 Ocak 1956 ve iki dolar yirmi-yedi sent. ,,
Kendi kafam bile bir destek degil bana.
lnsanlarla savaşı ne zaman sona erdireceğiz Amerika?
Al şu atom bombasını da kıçına sok.
Kafam bozuk, Amerika, bir de sen üstüme varma,
Kafam yerine gelene dek şiir miir de yazmayacağım. „
Söyle bana Amerika ne zaman melekleşeceksin sen?
Ne zaman anadan doğma olacaksın?
Ne zaman bakacaksm mezarlıktan Amerika?
Ne zaman milyonlarca troçkistine yakışır olacaksın?
Amerika, kitaplıklann niçin gözyaşı ile dolu?
Amerika, Hindistan'a yumurtalannı ne zaman yollayacaksm?
Amerika bu senin kılı kırk yarmalanndan bıktım artık.
Ne zaman süpermarket'e gidip, şu güzel gözlerim için gerekenleri
alabileceğim?
Amerika, her şeyin bir yana, eksiksiz olan bir sen varsın
bir de ben, öbür dünya değil.
Şu makinalanna da dayanasım kalmadı Amerika, bil.
Bende bir ermiş olmak isteğini sen uyandırdın.
Bu tartışmayı çözmek için bir başka yol olmah. •
Burroughs şimdi Tanca'da, sanmıyorum ki geri dönsön
korkunç bir şey olurdu bu.
Sen de korkunç musun Amerika yoksa bir oyun mu bu?
Saplantımdan döneceğimi sanıyorsan aldanıyorsun.
Öyle üstüme varma Amerika. ne yaptığımı biliyorum ben...
dâhidir. Olağanüstü bir sihirbazdır ve
belki de HTıitman'dunbuyana ABD'nin.
şiirsel sesini etkileyen en büyük ozandir'
diyor Bob Dylan onun için.
'Gördüm bizim kuşağın en büyük be-
yinierinin çılgınlıkla yıküdığuu, isterik,
çıplak, açhktan geberdiğini...' (Ulu-
ma 'dan)
Howl (Uluma) adlı destan şiiri önce
I956'da Ingiltere'de basıldı. Amerika
gümrügü kitabı ABD'ye sokmadı.
1957'de mahkemeye verildi, müstehcen
olduğu savıyla. Çince dahil 22 dile çev-
rilen bu kitap A BD 'nin gerçekyüzünü or-
taya koyup katı eleştiriler getiriyor. FB1
bile Ginsberg 'i sahncalı kişiler listesine
aldı. IkıyılöncesınekadoKbuJis&dekive"
rini korudu. t965 'te Çekpolisi onu sınır
dışı etti Çekoslovakya 'dan. Hapse girdi.
Bugün bile bazı şiirlerinin ABD 'de rad-
yolarda, TV 'lerdeyayımlanması yasak...
Orta boylu, gri sakallı, saçlanmn ya-
nsı dökülmüş, gözlüklü; ama tam bir cin
görünümünde Allen Ginsberg Çokaçık-
sözlü. ne homoseksüel oluşunu ne de es-
rar içtiğini saklıyor. 'Yasai içkileri iç-
mem, Ne alkol kuUanmm ne sigara. Al-
kol vesigara kullananlar ölüp gidiyor. A-
ma ben hâlâ ayaktayım. Antika oldumsa
da. Ama antika olmak hoşuma gidiyor'
diyor. Şu anda en beğendiğı Amerikalı
»•şâir Gtegory; Corso. 'DelUKr, ama çok
büySktûr' diyor. Eski tngiliz şairi mili-
am Blake 'ede hayran."
Beat kuşağının en önemli şairlerinden
Allen Ginsberg (71) geçen cumartesi gü-
nü karaciğer kanseri nedeniyle hayata
gözlerini yumdu. Sanatçı u
H w F ve
"Kaddish" gibı yapıtlanyla bu kuşağa
yabancılaşmış, bohem bir ses kazandır-
mıştı.
Şairin öfkeli, kızgın şiirleri Beat kuşa-
ğının ruhunu temsil ederken kendilerin-
den önceki kuşağın yarattığı değerleri yı-
karak şiin "esaret zuıdri" olarak nitelen-
dirdikleri kuralTardan kurtardı. 1960'lar-
da ABD'yi kasıp kavuran, ozanlar kuşa-
ğı; Jack KeroaacGregory Corso, UTDjanı
Burroughs ve Lawrence Fertinghetti gibi
sıradışı, aykın entelektüellerden oluşan
"Beat Generation" (Beat kuşağı: Dövül-
müş. ezilmiş kuşak), serbest şiirden ve de-
neysel tiyatrolarda şiir okumaktan zevk
alıyor. bu anlayışlanyla tutucu sanatçı
çevrelerini kızdınyorlardı. Kuşağın sanat
anlayışı sürrealizm, dadaizm, caz, Asya
felsefesi ve sannlara yol açan ilaç kulla-
nımıyla biçimlenmişti.
Ginsberg 1983*te gerçekleşen bir söy-
leşide Beat kuşağını şöyle tanımlıyordu:
"Bizi şiirde ve düzyazHİa kurallan yikma
istegi. sanatta acıkkğa duyduğumuz iigi ve
yazıda doğaçlamaya verdiğûniz önem bir
arava getirnuşti. Sanaünuzda sezginin ya-
nında biünce açuış da vanü."
Ginsberg birbaşka söyleşisinde ise Be-
at kuşagının sanata büyük katkılan oldu-
ğunu söyledikten sonra başansızlıklanna
da değiniyor her şeyi bir yere yerleştir-
meye çalışırken birçok kavramı yanlış ku-
tulara yeıieştirdiklerini söylüyordu.
Allen Ginsberg'in cinsellik konusunu
işleyen şiirleri tepki toplarken Norman
Podhoretzgibi şairlerBeat kuşağını tutar-
lı, uyumlu ve mantıklı bir şiir tarzını kü-
çümsedikleri için eleştiriyordu.
Ginsberg kırkın üzerinde şiir kitabı ya-
yımladı. En önemli yapıtlan arasında mi-
zahi yönü ön plana çıkan "Amerika" ve
zihinsel özürlü Rus göçmenı annesi için
yazdığı ağıt "Kaddish" bulunuyor. Sanat-
çının "Fall ofAmerica" adlı kitabı 1972'de
Ulusal Kitap Ödülü'nü kazanmış. Gins-
berg de Amerikan Akademısi 'ne ve Sanat
Kurumu'na seçilmişti.
1%0'larda "karşıt- kültür"ün sözcüsü
olan Allen Ginsbeıg üniversite kampusla-
nnda düzenlenen şiir toplantılannın hiç-
birini kaçtrmıyor, Vietnam savaşını eleş-
tiriyor, eşcinsellerin haklannı savunuyor,
Amerikalılara Budizmi öğretmeye çalışı-
yor, Budist bir dergiye yazdığı yazılar ara-
ohğıyla pek çok Budist metnin Ameri-
ka'da yayılmasını sağlıyordu. Ginsberg
aynca, "soğuk savaş" döneminde Sovyet
şair Ye\r
geni Yevtuşenko ve Çek tiyatrocu
ve politikacı Vactav Hmet'i ziyaret ederek
dostça ilişkiler sergilemişti.
Sanatçı son yıllannda Colorado'da ya-
kın dostu Jack Kerouac anısına bir okul
kurarak sanatçılan bir araya toplamıştı.
Son dönemlerinde yeni şiirleriyle ve fo-
toğrafçılıkla ilgilenen ve "hayatuun kita-
bı"nı tamamlamaya çalışan Ginsberg'm
önümüzdeki yıl bu okulda Willianı Blake
Öizerjıjetdersyermesi bekleniyordu. Allen
Ginsberg'in kendisi grbi şair olan babasi
LouisGinsbergde 1%8 yıhnda karaciğer
kanserinden ölmüştü
YAPITLAR1:
Empty Mirror (Boş Ayna), Green Au-
tomobile (Yeşil Araba), Howl (Uluma),
Reality Sandwich.es (Gerçeklik Sandviç-
leri), Kaddish, Planet News (Gezegen
Haberleri), King ofMay (Mayıs Kralıj,
The Fall of America (Amerika 'nın Düşü-
şü), Mind Breaths: Poems (Zihnin Solu-
ğu: Şiirier), Amerika, Plutonium Ode..
Altın Lale Jürisi'nin tanıtıldığı toplantıda Rus yönetmen Bodrov, film yapmak için mafyadan maddi yardım alındığını söyledi
^Rusya'dafilmyapmak delilik...'Kühür Servisi - 16. Uluslararası
Istanbu! Film Festivali'nin Ulusla-
rarası Yanşma Filmleri, ünlü Çek
yönetmen JiriMenael başkanlığın-
daki Altın Lale Jürisı tarafindan E-
mek Sineması'nda izlenmeye baş-
landı. Altın Lale jürisi de dün dü-
zenlenen basın toplantısıyla tanı-
tıldı. Jüri. bu yılki festival progra-
mında birer filmi gösterilen yönet-
men üyeleri Fridrik Thor Fridriks-
son, Peter del Monte, Serge> Bod-
rov ıle \mli Sa\ar, Özay Fecht, Ele-
ni Karaindru, Joan Dupont ve jüri
başkanı Jiri Menzel'den oluşuyor.
Altın Lale jürisinin başkanı,
196O'lı yıllann sonunda Avrupa si-
nemasında yeni bir yol açan Çek
'Yeni Dalgası'nın önde gelen isim-
lerinden Jiri Menzel öncelikle Çek
sinemasının son dönemini değer-
lendirdı. Menzel 1969-89 yıllan
arasında Rus baskısı ve sansüriinün
Çek sineması üzerindeki etkilerini
değerlendirirken mizahibiryakla-
şımla bu baskının o dönemde bü-
tün Çek yönetmenlerin yaratıcılığı-
nı geliştirdiğini belirtti: "Eskiden
birşejiersöyiemekistiyordııkama,
bunu söyleyebilınek için kendi dili-
mtd>'aratmakzorunda kabyorduk
Bugün her şeyin söyiendiği bir or-
tamda sinemanın ne işe > aradığmı
tarnşnonız. Rus baskısı dönemin-
de iki tarafı karalarla suuıianmış
bir vatakta akan su gibiydik. Sınır-
lar >üzünden hızh akıyorduk. Şim-
di kara parçalan kalkb. Durağan
bir denizedönüşmetehükesivle kar-
şı karşnayız." Menzel bu yıl Festi-
val'in "UstalaraSaygı''böİümünde
altı filmiyle yer alıyor.
Mafya, Rus sinemasıyla
para aklıyor
Rus sinemasının son on yılda çı-
kardığı en başanlı yönetmen sayı-
lan Sergey Bodrov, festivalde gös-
terılecek olan Lev Tolstoy uyarla-
masi "Kafkas Mahkûmu" ile bu
yıl En tyi Yabancı Film dalındaOs-
car adayı olmuştu. Sergey Bodrov,
iri Menzel, 1969-89
yıllan arasında Rus
baskısının Çek
yönetmenlerin yaratıcılığını
geliştirdiğini belirtirken,
Sergey Bodrov, Rusya'da
film yapmak için maddi
kaynağın mafyadan
sağlandığını söyledi. Peter
del Monte, yeni Kültür
Bakanı Veltroni'nin ttalyan
sinemasına olumlu etkisine
değindi. Izlandalı
yönetmen Fridrik Thor
Fridriksson, Canan
Gerede'nin çekeceği filmin
yapımcılığını üstlenmiş.
Eleştirmen Joan Dupont,
sinema eleştirmenliğinin
arük sonunıın geldiğini
vurguladı. Özay Fecht,
sanatınm başına eklenen
'Türk' sıfatından kurtularak
sadece sanatçı olarak
tanınmak istiyor.
Rus sinemasını değerlendirirken,
Rusya'da film yapmak için tam an-
lamıyla deli olmak gerektiğini,
Rusya büyük bir ülke olduğu için
de yeterince delinin bulunduğunu
söyledi.
Rusya'da fihn endüstrisi için ge-
rekli paranın bir kısmının mafya-
dan sağlandığını, mafyanın bu yol-
lapara akladıgını kabul eden yönet-
men, mafyanm bunun karşıhğmda
sanatçılardan bırtakım taleplerinin
olduğunu, ancak kendisinin hiç
mafyayla film çekmediği için bu
taleplerin neler olduğunu bilmedi-
ğini söyledi. Onlü yönetmenin
fılmlerini üç yıl önce ders verdiği
ve bugün çok ünlü bir işadamı olan
eski ögrencisi fınanse ediyoT.
Festivale geçen yıl Montreal'de
ödül kazanan "Yol Arkadaşı" adlı
filmiyle katılan Peter del Monte,
Jiri Menzel başkanlığındakijüri Fridrik Thor Fridriksson, Peter del Monte, Sergey Bodrov ile Vecdi
Sayar, Öza> Fecht, Eleni Karaindru ve Joan Dupont'tan oluşuyor. (Fotoğraf: KADER TUĞLA)
son dönemde Italya'da hükümetin
kültür politikasında bir değişiklik
olduğunu belirtti. Yeni Kültür Ba-
kanı Veltroni'nin eskiden sinema
eleştirmeni olduğuna değinen yö-
netmen, bu durumun İtalyan sine-
masına olumlu etkilerinin olduğu-
nu ve genç yönetmenlerin kültür
bakanlanna güvendiğini söyledi.
Jürinin müzisyen üyesi FJeni Ka-
raindrou daha çok TheoAngelopo-
ulos'un filmlerine yaptığı müzik-
lerle tanınıyor. Sanatçı, Angelopo-
ulos'la gerçekleştirdiği çalışmada
işin başından sonuna fılmin içine
girdiğini belirterek, sanatçılarla iç
içe olduğu çalışmalan kişisel calış-
malanna yeğlediğini söyledi.
1975'ten beri 18 film, 13 oyun ve
10 TV dizisinin müziğine imza
atan sanatçmın önemli çalışmalan
arasında 'Kitaraya Yokuluk', 'An-
a\ "Puslu Manzaralar', 'Leyleğin
Geciken Adımı' ve 'l lts'in Bakışı'
yer alıyor.
İzlandah anne ve Türk
baba maç >apmıyor
Döğa üzerine çektiğı filmlerle
tanınan İzlandah yönetmen Frid-
rikThorFridriksson doğayı her za-
man her yerde bulabileceğimizi,
kendi doğamızı yaratma konusun-
da özgür olduğumuzu düşünüyor.
Sanatçı film çekme sürecini anla-
tırken bir filme başlamadan önce
mutlaka beyninde bır ağn duydu-
ğunu ve bu ağndan kurtulmak için
film çekmeye başladığmı söyledi.
Ödüllerle, törenlerle fazla ilgilen-
meyen yönetmen için 'DoğanınÇo-
cuklan' fılminin Oscar'a aday gös-
terilmesi de hiçbir şey ifade etme-
miş. Canan Gerede'nin çekeceği,
İzlandah biranne ile Türk baba ara-
sında çaresiz kalan iki kız çocuğu-
nun Türk medyasını da uzun süre
meşgul eden öyküsünü konu alan
filmin yapımcılığını üstlenen Frid-
riksson, bu konuya oldukça nesnel
bir bakış açısıyla yaklaşarak konu-
nun aslında üzücü bir aşk hikâyesi
olduğunu düşünüyor. Ünlü yönet-
men toplantıda pek çok Türk'ün
annenin tarafindaolduğunun belir-
ühnesi üzerine bu konunun bir fut-
bol maçına dönüştürülmemesi ge-
rektiğini söyledi.
Sinema deştirmenliği,
iştevini yitirdi
1991 yıhndan bu yana The Inter-
national Herald Tribune gazetesin-
de fihn eleştirmeni olarak çalışan
Joan Dupont, sinema eleştirmenli-
ğinin artık sonunun geldiğini, işle-
vini yitirdiğini ve hiçbir güvenihr-
liginin kalmadığını düşünüyor.
Dupont toplantıda gazetelerin
arak eleştirmenleri filmin konusu
ve oyunculan üzerine yazmaya zor-
ladığını, filmleri yorumlayan ve
çözümleyen yazılann artık tarihe
kanştığını belirterek ekledi:
"Eleştirmenler artık yaznannda
kendi üsluplannı ve bakış açüannı
sergilemekten başka bir şeyyapmı-
yor"
Tevfik Başer'ın "40 Metrekare
Almanya" filminin göçmen kadını
Turna olarak tanıdığımız Ozay
Fecht Almanya'da bir Türk sanat-
çısı olmanm olumlu ve olumsuz
yönlerini değerlendirirken Ahnan
meslektaşlanna oranla çok daha
fazla filmde rol alabildiğini, ancak
bilinenbaşörtülü Türk kadını tiple-
mesinin dışma çıkabilmek için çok
mücadele verdiğini belirtti.
Aynı zamanda caz sanatçısı olan
Fecht'in en önemli kaygısı sanatı-
nın başına eklenen "Türk" sıfatın-
dan kurtularak sadece sanatçı ola-
rak tanınmak olmuş.
Film FestivaU işlevsd ve
başanlı
1982'de tstanbul Festıvali çerçe-
vesi'ndeki ilk fihn haftasını düzen-
leyengazetemiz yazarlanndan fihn
eleştirmeni \%cdi Sayar, 1983-94
arasında Uluslararası tstanbul Fihn
Festivali'nde program danışmanı
olarak görev yaptı.
Üç yıldır TRT2 de "lld Fihn Bir-
den" programını hazırlayıp sunan
Sayar, bir süredir Türkiye'nın Pa-
ris Kültür Ataşesi olarak görev ya-
pıyor.
Aynca TURSAK Başkan Yar-
dımcısı ve Uluslararası Sanat
Olimpiyatlan Konseyi Yürütme
Kurulu üyesi olan Sayar, festivalin
bugün ulaştığı noktayı değerlendi-
rirken nitelikli filmleri seyirciyle
buluşturma açısından oldukça ış-
levsel ve başanlı bir festival oldu-
ğunu belirtti.
Betika KraNyet Batesfnde bir Türk
• Kultûr Servisi -Türk dansçısı Ayşem Sunal'ın
başbalerin olarak görev yaptığı dünyaca ünlü
Belçika Kraliyet BaJesi, 8 ve 9 nisan tarihJerinde
Ankaralı sanatseverlerin karşısına çıkacak.
Belçika Kraliyet Balesi, 'Barok Bernstein ile
Buluşuyor' adlı progrâmla Sevda-Cenap
And Müzik Vakfı tarafindan düzenlenen '14.
Uluslararası Ankara Müzik Festivaii' etkinlikleri
kapsammda sanatseverlerle buluşacak.
1969 yıhnda Jeanne Brabants tarafindan kurulan
Belçika Kraliyet Balesi, 1976 yıhnda Kraliyet
unvanı ile ödüllendirildi. 1987 yıhnda sanat
yönetmeni olarak göreve baslayan
Robert Denvers ile birlikte balenin artistik profili
kısa bir süre içinde genç, dinamik ve çağdaş bir
görünüm kazandı. Sık sık yurtdışı turnelerine davet
edilen Belçika Kraliyet
Balesi, Çin'den Güney Amerika ülkelerine kadar pek
çok ülkede temsil verdi. Halen uluslararası
üne sahip Christopher D'Amboise, Danny
Rossell, Maricio Wainrot gibi ünlü koreograflarla
çalışan topluluk, repertuvanndaki değişik yapıtlan
yorumlarken gösterdiği başan ve teknik ustalıkla
hayranhk uyandırdı.
Pazartesi M yaşmda
• Kültür Servisi - Feministlerin çıkardığı patronsuz ve
erkeksiz dergi 'Pazartesi' ikincı yılını doldurdu.
Politikacılardan pop yıldızlanna. rockçılardan aile
içinde tecavüze uğrayanlara. aldatanlardan
aldahlanlara dek her türlü kesimden sesin
duyurulduğu Pazartesi dergisi son sayısında sayfalannı
politik Islam ve şeriat, cinsel tacız, orgazm, feminizm
ve sinema günlerinde kadın yönetmenler gibi konulara
açıyor.
• Kfiltür Servisi - Varlık dergisi ve yayınevınin
kurucusu Yaşar Nabi Nayır adına düzenlenen gençlik
ödüllerine katıhm süresi 1 mayısta bitiyor.
30 yaş ve altındakilerin katılabilecekleri ödül için şiir
dalında 10, öykü dalında 5 öykünün 6 nüsha olarak
fotoğraf, özgeçmiş ve adresle birlikte
"Varlık Dergisi, Piyerloti Cad. Ayberk Apt. No: 7/9
Çemberlitaş, Istanbul" adresine elden veya postayla
ulaştınlması gerekiyor. Seçici kurul şiirde
Enver Ercan, Kemal Özer, Sennur Sezer, Hilmi Yavuz,
Hulkı Aktunç; öyküde Leyla Erbil, Tank Dursun K,
Orhan Duru, Adnan Özyalçmer ve Sulhi Dölek'ten
oluşuyor.
Jacques Prevert anılıyor
• Kültür Servisi-
Ünlü Fransız şair,
senaryocu ve diyalpg
yazan Jacques
Prevert, Fransız
Kültür Merkezi'nin
28 nisan - 2 mayıs
tanhleri arasında
düzenleyeceği bir dizi
etkinlikle anılacak.
Anma etkinlikleri
kapsamında 28
nisanda Prevert'in
Ara Güler tarafindan
çekilmiş fotoğraflan
sergilenecek. Pierre
Prevert'in 'L'affaire est dans le sac' adlı filmi
gösterilecek; MSÜ'de Picasso, Fernand Leger. Calder,
Matisse, Marx Ernst, Miro gibi ressam dostlannın
yorumlanyla Prevert'in hayatı anlatılacak ve sanatçı,
pek çok yazı. fotoğraf ile tanıtılacak. Etkinlikler
kapsamında Cora Vaucaire, Prevert'in şarkılannı
yorumlayacak. Aynca sanatçmın üç filmi de Fransız
Kültür Merkezi Sinema Salonu'nda gösterilecek.
3. Karadeniz liyatro Festivaii
• SAMSUN (AA)- Ondokuz Mayıs Üniversitesi
tarafindan düzenlenen \e bu yıl üçüncüsü
gerçekleştirilen 'Karadeniz Tiyatro Festivaii' başladı.
Festivale 13 topluluk birer oyunla, ev sahibi
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tiyatro Topluluğu ise üç
oyunla katıhyor. Eğitim Fakültesi Konferans
Salonu'nda 13 nisan tarihine kadar sürecek olan
festivale katılan ekipler ve sergileyecekleri
oyunlann adlan şöyle: Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Tiyatro Topluluğu (Resimli Osmanlı Tarihi, Şair
Evlenmesi, Ah Şu Gençlik), Giresun Belediyesi
Şehir Tîyatrosu (Ali Ayşeyi Seviyor), Hacettepe
Üniversitesi Drama Topluluğu (Ayı), Istanbul '
Üniversitesi tktisat Sahnesi (Cephede Piknik),
Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu (Aşkımızın
Gemisi Fındıkkabuğu), Gaziosmanpaşa Üniversitesi
Tiyatro Topluluğu (Paydos). Samsun Büyükşehir
Belediyesi Oda Tiyatrosu (Duvarlann Ötesi), Uludağ
Üniversitesi Oyunculan (4 Mevsim), Balıkesir
Üniversitesi Tiyatro Topluluğu (Yüz Yüze), Zonguldak
Karaelmas Üniversitesi Tiyatro Topluluğu (Ayla
Öğretmen), KTÜ Tiyatro topluluğu (Kadınlık Bizde
Kalsın), Anadolu Üniversitesi Tiyatro Topluluğu
(Kozalar), Dokuz Eylül Üniversitesi Iktisat Oyunculan
(Ecinniler).
Metisten bir bilimkupgu daha
• Kültür Servisi - Metis Yayınevi, dünya
edebiyatındaki bilimkurgu türünün en iyi ömeklerini
Türk okuruna sunmak amacıyla bu türdeki
dizisine yeni bir kitap daha ekledi.
Alexei Panshin'in 'Ergenlik Ayini' adlı kitabı
Metis Yayınevi'nden piyasaya çıktı.
Uzay gemisinde yaşayan kolonilerin günlük yaşamını
konu alan kitapta, böyle bir ortamda çocukluktan genç
kızlığa geçmeye çalışan kahramanın karşılaştığı
sorunlar anlatılırken okuyucuya da uzay gemisinde
günlük hayatın nasıl olabileceği konusunda fikir
veriliyor.
Fevziye Mektepleri Vakfı'nda
karma resim sergisi
• Kültür Servisi- Fevziye Mektepleri Vakfı Özel Işık
Okullan, 7-30 nisan tanhleri arasında karma resim
SCTgısi düzenliyor. Sergide; Adnan Vanca, Avni Arbaş,
Aydm Ayan, Gencay Kasapçı, Habip Aydoğdu. Jale
Yılmabaşar, Julide, Komet, Mevlut Akyıldız, Mustafa
Pilevneli. Naile Akıncı, Reha Yalnızcık, Ruzin Gerçin,
Salih Acar, Sıtkı Olçar, Utku Varlık, Burhan Uygur,
Cihat Burak, Ibrahim Safı, Nejad Devrim ve Orhan
Peker'in resimleri yer alıyor.