Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 NİSAN 1997 CUMARTESİ
HABERLER
Aktuna - Hükümet karşıO
söylemlerini sürdürüyor.
Aktuna:
RPdin
ü ü üsömürüsü
yapıyor
İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Sağhk Bakanı
Yıldınm Aktuna. RP'nin
dini duygulan istismar
ettiğini söyledi. MGK
toplantısınm üzerinden
yaklaşık 2 ay geçmesine
karşın kararlarla ilgili
"doyurucu" adım
atılmadığını behrten
Aktuna, bunun da en büyük
nedeninın RP olduğunu
söyledi.
Bayram tatilini lzmır'de
geçıren Aktuna, burada
yaptığı açıklamalarda yine
RP'ye yüklendi.
MGK'nın Türkiye için
önemli ve geleceğe yönelik
kararlar aldığmı, bu yüzden
kararlann mutlaka yaşama
geçirilmesı gerektiğini
belirten Aktuna, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Kararlann üzerinden 2 ay
geçti. Daha dinamik bir
uygulama içinde
olunabilirdi. Ben Sağhk
Bakanı olarak, \alilere
genelge gönderdim. MGK
kararlannın bldmle ilgili
olan, kamu kurum ve
kuruluşlannda kılık kıyafet
yönetmeliğjne uygun bir
şekilde giyinme konusunda,
valDeri uyardım. Valiler
tarafından genelgenin takip
edilroesini ve her ay
sonunda bana bilgi
verilmesini istedim."
MGK kararlannrn
uygulanmasına en önemli
görevin tçişleri, Adalet ve
Milli Eğitim bakanlanna
düştüğünü de dile getiren
Aktuna, 8 yıllık kesıntisiz
eğitimin kesinlikle
uygulanması görûşünü
yineledi.
'Arapça büyük yanhş'
Zorunlu eğitimin 8 yıla
çıkanlmasıyla imam-
hatiplerin orta kısmınm
kalktığını, bunun yerine
ilköğretımin son 3 yılına
Arapça ve Kuran derslerinin
seçmeli olarak
konulmasının gûndeme
getirildiğini anımsatan
Aktuna, şunlan söyledi:
"Ben buna da karşıyım.
Türidye'nin tüm Uköğretim
kurumlanna yaygın şekilde
Arapça ve Kuran dersleri
koymak, daha büyük yanlış
olur. Ama henüz netleşmiş
değiL Daha bir adım
atuabUmiş değiL Aynı
şekilde, İçişleri Bakanhğı'nı
ilgilendiren. toplumda, geoel
olarak kıyafet ile ilgili
anayasanın temel "ükeleriııe
aykın uygulamalar var.
Burada da henüz bir adım
atıldığını sanmıyorum.
Henüz yansıyan
bir şey yok. 28 şubattan
bugüne 2 ay geçti. Bu süre
içinde bu kadar adım
ablabildi. Ben, bu atılan
adımı doyurucu
bulmuyorum. Bunun
sebebiRP'den
kaynaklanıyor. RP, bu
kararlan uygulamakta çok
zorlanır. Bugüne kadar dini
istismar ede ede gelmiş,
şimdi bundan. hepsinden
vazgeçecek. Keşke vazgeçse,
Türkiye için daha hayırh
olur."
'Ağzımız yandı'
ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz'ın,
"hükümetûı sona
erdirilmesr yolundaki
çağnnın anımsatılmasma
üzerine Aktuna. "Bozduk
hükümeti, sonra ne olacak?
ANAP ile daha önce yapddı.
3 aydan fazla yaşatamadık.
DV P'lifcrin ağzı yandı. Ama
ben diyorum Id. altematifı
ile düşünerek, alternatifı
garanti ederek hareket
etmek gerekiyor. Bu
hükümette bir sıkıntı varsa,
ülkeye faydah olamayacak,
hatta zararh olacaksa,
bunun devamı
gerekmiy orsa, devam
etmez" diye konuştu.
Yurdatapan
4 gün
sorguUmacaktstanbulHaberSenisi-Almanya'ya yaptığı ge-
ziden dönerken Atatûrk Havalimam'nda gözaltı-
na alınan Banş Içın Bir Araya Grubu sözcüsü Şa-
nar Yurdatapan la itirafçı Murat tpek ve Murat
Denür'in sorgusu Istanbul Emniyet Müdürlüğû
TerÖrle Mücadele Şubesi'nde sürüyor. Terörle Mü-
cadele Şubesi. Yurdatapan'ın gözaltında tutulma-
sı için Istanbul DGM'den 4 gün süre aldı.
İçişleri Bakanı Meral Aksener, Yurdatapan'ın
gözaltına alınmasıyla ilgili olarak soruşturmanın
gızli olarak sürdürüldüğünü ve açıklamamn daha
sonra Emniyet Müdürlüğû tarafından yapılacağı-
nı bildirdi. Istanbul Emniyet Müdürii Ramazan Er
ise Yurdatapan'ın suçüstü yakalandığını söyledi.
Sanatçının kardeşi Onur Yurdatapan olayın
komplo olmasından endişe ettıklerini behrttı. Yur-
datapan. iki gün önce Almanya'dan dönerken Ata-
türk Havalimanı'nda gözaltına alınmıştı. Yurdata-
pan'ın üzennden Murat Ipek'le Murat Demir adı-
na düzenlenmiş iki sahte pasaport çıktığı öne sü-
rülmüştü. Murat tpek'in fotoğrafinm bulundugu
ilk pasaportun Mehmet Mesut Mermertaş adına,
Murat Demır'in fotoğrafinm bulundugu pasapor-
tun ise Hakan Pekkan adına düzenlendiği belirtil-
di. Yurdatapan'ın üzerinden aynca Köln ve Ham-
burg'a alınmış iki uçak bileti çıktığı da öne sürül-
dü. Yurtadapan'ın aynı saatlerde Kuzguncuk'ta
bulunan bürosuna polis tarafından yapılan bas-
kında da Demir ile Ipek'in yakalandığı belirtildi.
Saat 12.30'da Şanar Yurdatapan'ı büroya getiren
polis, Yurdatapan'ın kardeşi Onur Yurdatapan'ı
da büroya cağırdı. Büroda yapılan arama sonucım-
da Murat lpek ve Murat Demir'le yapılan röpor-
tajın yer aldığı 7 video kasede el konuldu. Onur
Yurdatapan, kardeşiyle ilgili polisten bilgi alama-
maktan yakındı. Onur Yurdatapan, kardeşi büro-
ya getirildiği sırada kendisiyle konuşmak istedi-
ğini, ancak polisın buna izin vermediğini belirtti.
Öte yandan BM tnsan Haklan Komisyonu'nun
Cenevre'de düzenlenen yıllık 6 haftalık oturumu-
nun son gününde, Yurdatapan'ın gözaltına ahnma-
sı kınandı.
Demirel, cuma
nama/ını
Beldibi
Okuham
Camii'nde
küdıktan sonra
bayranıı
geçirdiğj Clup
AldaTatfl
Köyü'nde
gazetecileri
kabul etti.
Demirel, bir
gazetecinin,
"MGK
toplantisına
Emniyet Genel
Müdürii
Kemal Çeük'in
kaülacağına
ilişkin
söylentüer
var" şeklindeki
sorusuna
«Dedikodu
dedinya,
cevabf
sorduğun
soruda"
yanıünı verdL
Demirel Antalya'da hutbe dinledi
BÜLENTECEVÎT
AiNTALYA - Bayram tatilini Antalya Kemer'de geçi-
ren Cumhurbaşkanı Süleyroan Demirel, Antalya Murat
Paşa Camisi'nde bayram namazını kıldı, vatandaşlarla
bayramlaştı. Antalya tl Müftüsü Osman Müderrisoğ-
lu'nun namaz öncçsi verdiği vaazda. devletin malının
"üntiyazlı kişiler" tarafından çarçur edildiğini belirte-
rek "Memkkette huzursuzluk had safhaya gelmiş" de-
di.
Demirel, bayram namazı için saat 06.30 sıralannda
Antalya Valisi HüsnüTuğJu, Büyükşehir Belediye Baş-
kaıu Hasan Subaşı, kayinbiraderi Aü Şener'ın çocukla-
n Mesutve Uğurcan ile birlikte Murat Paşa Camisi'ne
geldi. Demirel, camiye gelişinde kendisini izleyen ga-
zetecilerin ve vatandaşlann bayrammı kutladı.
Demirel cuma namazını Beldibi Okulyanı Cami-
si'nde kıldıktan sonra bayramı geçirdigi Clup Alda Ta-
til Köyü'nde gazetecileri kabul etti. Demirel, bir gaze-
tecinin, "MGK toplantisına Emniyet Genel Müdürii
Kemal Çelik'in katdacağuıa ilişkin sö\1entiler var" şek-
lindeki sorusuna "Dedikodu dedin ya, cevabı sorduğun
soruda" yanıtını verdi.
Demirel, Kurban Bayramı nedeniyle TRT INT tele-
vizyonundan yurtdışında yaşayan yurttaşlara seslendi.
Türkiye'yi "dünyanın en tuzhgelişen 10 ülkesinden bi-
ri" olarak niteleyen Demirel, devletin ve rejimin bütün
kunımlanyla görevinin başında olduğunu kaydetti.
PKK itirafçılığından Özel Tim İtirafçılığına
T~\ u söyleşi iki itirafçı, Murat
r £ Demir ile Murat lpek henüz
JLJ gözaltına alınmadan çok hsa
bir süre önce yapıldı.
iki Murat var, Murat Demir ve
Murat tpek. İki aydır ortalıktalardı.
Gazetelerde son derece çarpıcı
açıkiamalan yayımlamyor,
televizyonlarda boy gösteriyorlardı.
Kanştıkları olaylar, işledikleri ya da
işlendiğine tanık olduklan
cinayetleri aynntılanyia -
anlatıyorlardı. Anlattıklannm
herhangi bir bölümü doğruysa
hükümetler deyirecek, sorumlulan
on yıllarca demir parmakhklar
ardına çıkacak önemdeydi... Sayıp
döktükleri adlar bugün politikanın,
dev\et bürokrasisinin, polis
örgütünün en üst düzeylerindeler.
İki Murat, sorulanmıza verdikleri
yamtlarda, çok ciddi ve çok ağır
itiraflarda bulunuyor ve çok ağtr
suçlamalar yöneltiyorlar. Gözaltına
ahnmamalanna da en çok kendileri
şaşıyordu. Biryürekli savcınm çıkrp
kendilerini tutuklatmasım ^eyargıç
önüne çıkarmasını istiyorlardı. Ama
bu bir türlü gerçekleşmiyordu. iki
Murat bazen lüks bir otel lobisinde,
bazen bir evde medya ile konusuyor,
TBMM komisyonları önünde ifade
veriyorlar ve serbest dolaşıyorlardı.
tki Murat, Murat lpek ve Murat
Demir PKK'denkopup itirafçı
olmuşlar. Çok önemli görevlerde
polis ve askerlerle ve özellikle ünlü
özel timle çalışmışlar. Çok gençler ve
gencecik yaşlarmda kanştıkları
olaylar bir degil birkaç ömre
sığmayacak yoğunlukta ve savıda.
Şimdi ise PKK den koptuklan gibi.
'devlet 'ten de kopmuşlar ve deyim
uygunsa bir kez daha itirafçı
olmuflar. Bu kez de özel tim
itirafçısı...
Anlattıldarı olaylar bu röportajın
konusu degil. Burada onlar hakkında
söylenenlerin, iki Murat a ilişkin
değerlendirmelerin yanıtı aranıyor.
Yanıt öznel degerlendirmelerle degil,
iki Murat 'm ağzından aktanlıyor.
Hiç kath yapılmaksızın, cümle
bözvktnklanna, Tûrkçe hatalarmü ' ~
bile dokunulmaksızm.
AYDINENGtN
Murat Demir ve Murat îpek kendilerini anlatıyorlar
4
Sorunumuz para şöhret değiTSorular kendilerine yöneltildiğinde ir-
kıldikî. Sorunlarmı silahla çözmeye alış-
mış iki genç adamdılar ve kendi deyişleriy-
le ilk kez böyle sorularla karşılaşıyorlardı.
Ama gene de tüm sorulan eksiksiz yanıt-
ladılar.
-Sizkr,siz iki Murat,gazetelerde çıkmak
için,televizyona çıkmak için, meşhurolmak
için böyle ortalığa çıktınu. Hiç kansmadV
ğuuz, hiç iştemediğiniz işleri anlaöyor, pa-
lavralar atıyorsunuz._ Dogru mu buyargı?
Ne diyorsun Murat Demir?
Murat Demir - Benim meşhur olmaya
hiç ihtıyacım yok. Zaten beni tanıyan tanı-
mıştır. Güneydoğu halkının yüzde doksan
dokuzu beni tanımıştır. Artı, yani ben ga-
zeteye çıktım. Meşhur olmama gerek yok.
Gündem gazetesi, Yenı Ülke, MED TV ve
bu konularda beni basına manşet eden in-
sanlar olmuştur. Benim meşhur olmaya da
ıhtiyacım yok, ki bu olaylann meşhuriuk-
la alakası yoktur. Yani gayrimeşru yapılan
bir ışin şeyi yoktur...
- Şöhreti olmaz mı demek istiyorsun?.
Murat Demir-Değil mı? Şöhreti olmaz.
lnsanlar ne kadar gizli kalırsa gayrimeşru
işlerde o kadar daha üst seviyelere gelirler.
Ben bu kanıdayım. Bazı insanlar meşhur
olmak için konuştuğumuzu sanıyorlar. A-
ma bizim de bir vicdammız olduğunu his-
setmiyorlar. Ben kendi vıcdanımı rahatlat-
mak için... Ben burdakonuşuyorsam benim
ailem de tehlikededir ve kendi kellemi kol-
tuğuma alarak konuşuyorum. Meşhur ol-
maya da hiç merakım yoktur.
- PekL Murat tpek, sen ne diyorsun?
Murat lpek - Şimdi bak, gazetelerde
meşhur olmak, televizyonda meşhur olmak
bizim için bir sorun değil. Biz meşhur olup
170 yıl. 125 yıl içerlerde yatacak kadar da
geri zekâlı değiliz. Yani bir meşhur olma
uğruna... Istedigin kadarmeşhur ol. Ondan
sonra, gidip içeride yattıktan sonra, kimse
seni takmadıktan sonra, artık o televizyon-
da görünmenin, gazetede görünmenin bir
manası yok. Yani dışarlarda geçebilecek
insanlara meşhuriyet lazımdır. Ama bizim
gibi insanlar gidip de... Bak biz diyoruz ki
bunu bunu yaptık, bunu ettik, ki bunlardan
yargılanacağımızı, içerlere gireceğimizi
çok çok iyi hesaplayabilen insanlanz. Ve o
meşhuriyetin cezaevinde de bize pek bir
yarayacağını sanmıyorum.
Murat Demir - Bunabir ek olarak... Ben
90 yılında da televizyona çıktım. Beş haf-
ta benim programım yayımlandı.
- Ne olarak çıknn o zaman sen?
Murat Demir - İtirafçı olarak çıktım ve
beş hafta bütün Türkiye halkına konuştum
ben. Demek ki daha 90 yılından Türkıye
halkı beni tanıyor. Yani Türkiye geneli. Bir
de Doğu, Güneydoğu'da sorun. Yüzde dok-
san dokuzu tanıyor. E benim burda meşhur
olmaya ihtiyacım var mı? Bunu da ben si-
ze sorayım.
- Peki başka bir yargı var sizle ilgilL. Bu
ikiMuratitirafçı oidular. De\1et bunlan kul-
landı. Çok az paralar verdL Şimdi parasız
kakhlar. Bunlar ceplerini doldurmak için,
meşhur olmak için degil de köşeyi dönmek
için konuşuyorlar. İşteAczmendilerin Fadi-
mesi konusuyor. iki milyar aktı deniyor. Bu
Muraüar da avanta almak için medyaya gi-
diyorlar. Herhalde anlatuklartiçin para ahp
kösey i dönmüşlerdir-
Murat Demir - Bu bir ay. belki kırk gün
ıçerismde birçok medya kuruluşu ile ko-
nuştum. tlkbaşta Aktüel'le konuştum. Ak-
tüel'le konuştuğum zaman sadece cebim-
den giden, yani kendi masrafim yüz milyo-
nu aştı. O bir hafta ıçerisinde yani. Onlar-
dan daherhangi bir paratalep etmedim. Ve
etmem yani. Yani kendimi parayla satacak
bir insan değilim. tkinci konuşmam ah'ye
oldu. AdliyeKondorlan. Sorun, eğerbana
bir tek sigara bile almışlarsa ben gene Tür-
kiye halkına özeleştirimi verebilirim yani.
Operasyon
33 PKK'li
öldürüldü
DİY ARBAKTR (Cumhuri-
yet)- Siirt, Şımak, Bitlis, Bat-
man ve Bingöl'de sürdürülen
operasyonlarda 33 terörist öl-
dürüldü. 6 terörist güvenlik
güçlerine teslim oldu. Diyar-
bakır'da silahlı saldmya uğra-
yan 2 kardeş ağır yaralandı.
Olağanüstü Hal Bölge Vali-
liği'nden yapılan açıklamaya
göre, operasyonlarda, Siirt'in
Eruh ilcesinde 15,Şırnak'ta8,
Bitlis'te 4, Bingöl'de 4 ve Bat-
man'da da 2 olmak üzere. top-
lam 33 terörist öldürüldü.
Diyarbakır'da Faik Burçak
(25) ile kardeşi YdmazBarçak
(21), kimliği belirlenemeyen
kışi veya kişilerin silahlı saldı-
nsına uğradı. Ağn- yaralanan
Burçak kardeşler, teda\'i altı-
na alındı. SaldınnınHizbullah-
çılartn kullandığı Takarof mar-
ka silahla gerçekleştirilmesi
dikkat çekerken, olayla ilgili
soruşturma sürdürülüyor.
Okmeydanı eylemde
"Sürekli Aydınhk tçinBir Dakika Karanlık"
kampanyasının ikinci bölümü "İsyan ediyo-
rum, ısrar ediyorum" slogamyla sürüyor. Ok-
meydanıhalkı, önceki gece Okmeydanı Halk
Mecfisi öncülüğünde saat 21.00'de Şark Kah-
vesi önünde temiz yönetim protestosu yapü.
Davul-zurna eşliğinde halay çeken yurttaş-
lar, arduıdan "Susma, sustukça sıra sana ge-
lecek", "Çeteler Meclis'te, öğrenciler hapis-
te","Ankâra, çetelerisaklama"' sloganlanyla
semtlerini sokak sokak gezerek çeteleri pro-
testo etti. (BERTAN AGANOĞLU)
Radikal'e konuştum ha keza aynısı. Nur-
seli İdiz Hanım'a konuştum, gene aynısı.
Ben şimdiye kadar hiç kimseden para al-
madım. Para da almaya niyetim yoktur ya-
ni.
-Murat tpek?
Murat İpek - Valla abi bizim kimsenin
parasına ihtiyacımız yok. Zaten bu devlet...
Şöyle diyeyim yani, zaten orda garibamn
sırtından geçiniyorduk. Herkesin cebinde-
kini alabiTiyorduk. Belimızde silahımız...
Aldığımız insanlan sayahm o zaman. Mil-
letvekillerinden aldık. Onlann cebinden
paralannı aldık yedik. Milyarlarca para. Bi-
zim eğlendiğimiz, yediğimiz, içtiğimiz.
gezdiğimiz yerleri gösterirsek belki bu laf-
lan söyleyenlerden bazılan oraya gireme-
yecek sınıftan olan insanlardır. Bizim kim-
senin parasına ihtiyacımız yok. Kısacası
bu...
-MuratDemir'leMurat İpekpek sağlam
akdlı değilkr. PKK ile ipkri kopardılar,
PKK açısından kendi ipkerini çekmiş oidu-
lar. Şimdi de çetelerle, devletle, OHAlüe-
kiözeltimlerte,JÎTEM'lefüan ipleri kopar-
dılar. Yani kendi ipterini bir de bu taraftan
çektiler. Yani hem ordan. hem burdan bu
adamlar canlı hedef haline gektiler. Dolay>
sıyla bunlar sağlam akıllı değil. Mesela psi-
kopat bunlar—
Murat Demir - Şimdi şöyle bir gerçek
var. Bana... Aydın denilmez, ama liseye ka-
dar da okumuş bir insanım. Sorabilirsiniz.
Nasıl bir beyin yapısına sahip oldugumu
benim hocalanmdan sorun. Ben dönemin-
de okul bırincisi olmuş bir adamım.
-Hangiokulda?
Murat Demir - Van Mehmet Âkif Ersoy
Lisesi'nde okudum. Kâzım Karabekir Or-
taokulundan mezun oldum... Ve bütün not-
lanm hep pekiyi denilecek, yani dokuz
on... Sonra PKK ıçerisinde ben hep eğitim
birincisi olmuşum. Demek ki benim çalı-
şan birbeynim var. Artı bu çete denen grup
ıçerisinde bu kadar yükselebiliyorsam ge-
ne benim calışan bir beynim vardır. Hani
beni geri diye niteleyenleri ben geri zekâlı
diye nitelerim. Başka hiçbir şey değil.
Murat tpek - Ben de şöyle söyleyeyim,
biz geri zekâlı olsaydık örgüt bizi bir düze-
ye getirmezdi. Bu bir. Hepimizin cebinde
bugün örgütün üst düzey kimlikleri vaT ve
bunlan alabilmiş çok az kimse vardır. Bu
da demek ki kafa yapımız sağlam. Orgüt
içine girdikten sonra yine aynı şekilde, bel-
li otonteler beş altı yıl kuHandıklarına gö-
re gene bizim kafa yapımız sağlam. Şimdi
bizim burda şu andakorktuğumuz şu... Bak
abi, biz korktuk. Gerçeğini söylüyorum.
Bugün AbduDah Çatlı gibi büyük iş yap-
mış insan harcanıyorsa... Öyle ya Mehmet
Ağar iş yaptırdı, tanımıyor. MlT'i iş yap-
tırdı. tanımıyor. Askeriyesi iş yaptırdı, ta-
nımıyor. Beni haydi haydi tanımaz yani.
SÜRECEK
CUMARTESİ
YAZDLARI ^
ATAOL BEHRAMOĞLU
Karışık Bir Bayram Yansı
iki yıldıraksatmaksızın yazdığım "Cumartesi Ya-
nlan"u\ tasariarken kimı kez zorlandığım olur. Güç-
lük konu bulmaktan çok konular içinden yazılma-
sı en gerekli olanı seçmekle, en çok hangisini yaz-
mayı istediğime karar vermekle ilgilidir. Sonuçta
konulardan biri ağır basar ve gerisi artık sadece
dil, kompozisyon, kurgu güçlükieriyle ilgilidir... Bu
kez öyle olmadı. Dosyamda, zihnimde yazılabile-
cek birden çok konu olduğu halde canım hiçbi-
rindeyoğunlaşmak istemiyor. Belki de bu yazıda,
en iyisi, aklıma ilk gelen konulara şöyle bir deği-
nip geçmek...
• • •
Köşe yazannın konu sıkıntısı çe.kmesi pek ola-
sı değil. Gazeteler, TV'ler, radyolar, Türkiye'den
ve dünyadan çoğu da iç karartıcı haberierle yük-
lü. insanın bu kadar "information"agerçekten ge-
reksinimi var mı? Bu kadar gazete, bu kadar "gör-
sel ve işitsel medya" aracı gerçekten gerekli mi?
Yoksa kapitalist sistem her alanda olduğu gibi bu
alanda da önce yapay gereksinımler yaratıp son-
ra bu yapay gereksinimleri karşılamak için mi üret-
mekte? Gittikçe daha az şiir, daha az roman oku-
yan, sanata yaşamında gittikçe daha az yer veren
günümüz insanı giderek bir "information" bağım-
lısı oldu. Özbenliğinden gittikçe uzaklaşıyor, de-
rinliksizleşıyor, sıra insanı, sürü insanı oluyor. Sığ-
laşan, sürüleşen bu insan yığınlannın güdülmele-
ri ise pek kolay. işte başlı başına bir yazı konusu...
• • *
"Sürû insanı" deyince aklıma koyun sürüleri,
koyun deyince de kopyalanan o sevimli koyuncuk
geldi... Koyunun kopyalanmasından sonra insa-
nın da kopyalanma olasılığı bir heyecan yarattı.
Doğrusu ben böyle bir olasılık görmediğim gibi he-
yecan da duymadım. Çünkü her bir insanın (ruh-
sal ve fıziksel) biricikliği, sadece genlerle değil,
tekrar edilmesi olanaksız yaşam süreçleriyle, sa-
yısız çeşıtlilikte ve benzersizlikte yaşam aynntıla-
nyla ilgili... İnsanın kopyalanma olasılığından he-
yecana kapılanlar, bilinçattlannda belki de günü-
müz insanının kopyalanan o koyuncuktan farktı ol-
madığını düşünmekteler... Fakat o zaman da böy-
le bir yaratık kopyalanmaya değer mi? İşte başlı
başına bir yazı konusu daha...
• • •
Jüpiter gezegeninde yaşam belirtileri, tek hüc-
reli canlıların oluşmasını sağlayacak koşullar gö-
rüldü... Bundan heyecan duyduğumu gizleye-
mem. Fakat aynı anda da şöyle düşündüm: Her-
halde Tanrı dünya insanlığından artık sıkıldı ve bir
başka gezegende varoluşu yeniden başlatmaya
karar verdi... Eğer Tann'nın böyle bir karan varsa,
bunda haksız sayılabilir mi? Sadece gazete yazı-
sı için değil, bilim-kurgu öyküsü için geliştirilme-
ye açık pek güzel bir konu daha...
• • •
Söz Tanrı'dan açılmışken yeryüzünde kendüe-
rini onun temsilisi olarak görenleri anımsamamak
mümkün mü? Bu yıl, ülkemiz Türkiye bâkımından
"Cumhuhyet tarihinin en yoğun şekilde temsii
edildiği hac" yaşanmaktaymış... "Cumhuriyeti-
miz"\n bundan ne gibi bir kazancı olduğu belli de-
ğil. Belli olan ise cumhuriyetin parasıyla kiralanan
uçaklar, süper lüks otellerde kalınarak bilmem ka-
çıncı kez "ifa edilen" hac görevleri ve bir süredir
gözlerimizi rahatsız eden Romayurttaşı kılıklı yaş-
lı ve çirkin erkek görüntüleri... Bizi her nedense
böyle bir görüntüsünden mahrum eden bayan
başbakan yardımcımız (inşallah gelecek hac dö-
neminde bayan içişleri bakanımızla birlikte bize bu
olanağı sunariar) bu yılın hacı adaylanndan Türki-
ye için dua etmelerini istemiş... Çok haklılar... Bir-
kaç gün önceyayımlanan bir DPT istatistiğine gö-
re, Türkiye'de 32 milyon kişi (nüfusumuzun yan-
sı) yoksulluk sınınnda... Bu insanların (aylık değil)
yıllık gelirieri yoksulluk sının olarak kabul edilen (64
milyon TL karşılığı) 500 dolann altında... Aynı is-
tatistiğe göre köylerinden göç ettirilerek Diyarba-
kır'a yerleştirilen 500 bin kişi fıilen aç. 1 milyon 250
bin kişinin yaşadığı bu kentimizde pek çok insa-
nın (aylık değil) yıllık geliri 19 milyon TL'nın altın-
da.... Günümüz koşullannda bu insanlann sorun-
lannın çözümü için gerçekten de "dua"dan baş-
ka bir çare görünmüyor... Fakat şöyle bir sorun da
var: Acaba Tann, yüzde 99.9'u Müslüman olan
halkımızın yüzde kim bilir kaçı büyük olasılıkla
maddi olanaksızlık nedeniyle hac görevini yerine
getiremezken, devlet parasıyla tutulmuş uçaklar-
da sülalece seyahat ederek, süper lüks otellerde
kalarak bu görevi bilmem kaçıncı kez yerine ge-
tirmekle böbürlenenlerin sadece cumhuriyet tari-
himizde değil, belki bütün insaniık tarihinde "teş-
hirciliğin", din sömürücülüğünün en bayağısını, en
çirkinini, en mide bulandıncısını yapanlann duala-
nnı kabul edecek mi?
• • •
Tolstoy'un öykülerinden birinde bir adam var-
dır. Uzaktan ne yaptığı anlaşılmamaktadır. Yakla-
şıldığında birtaşın üstünde bir bıçak bilemekte ol-
duğu görülür... Tolstoy'un kehaneti 1905 ve 1917
devrimlerinde gerçekleşti... Gençliğinde.Tann'nın
yarattığı en güzel yaratıklardan biri olan Brigitte
Bardot da bir kehanette bulunmuş: Diyor ki, Müs-
lümanların kurban bayramında koyun kafası ke-
sen bıçaklan yann insan kafalan dakesebilir... Ce-
zayir'de yaşananlar düşünüldüğünde Bardot'nun
sözleri kehanet sayılmamalı... Türkiye için sorul-
ması gereken soru ise şudur: Bir yandan yoksul-
luğun bunalttığı, bir yandan din sömürücülerinin
inanılmaz bir arsızlık ve cüretle kışkırttığı "yoksul-
luk sınınndaki" kitleler, gerçekten de kaybedecek
bir şeyleri kalmadığını anladıklarında bu ülkede
acaba neler olup brter? En başta da din sömürü-
cülerinin kendileri, kitlelerin öfkesine, nefretine he-
def olmaktan kurtulabilir mi?
•••
Bu haftaki yazımın kanşık bir bayram yazısı ola-
cağını başlıkta belirtmiştim. Okurtanmı hayal kınk-
lığına uğratmadığımı umar, yaşadığımız dünyada
ve ülkede mutlu olunabilecek ölçüde mutlu bay-
ram geçirmelerini dilerim.
DtKKAT! Yeryüzünde, TEMEL
EĞÎTlM'i hâlâ 5 yıl olan yedi geri kalmış
ülkeden biri de TÜRKÎYE! ÖpÜNSÜZ -
KOŞULSUZ zorunlu 8 yıllık TEMEL
EĞlTİM'e geçerek bu ayıptan
kurtulmalıyız!
ÇYDD