Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 9 NİSAN 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KÜLTÜR 13
jHeykellerinin dökümünü cesetlerden çıkaran heykeltıraş Anthony Noel-Kelly, tartışma başlattı
Gerçelder iirkütüyor mu?..
AHU ANTMEN
Jngiliz heykeltıraş Ant-
hony Noel-Kefly, son sergi-
• sindekı yapıtlannı 'nereden
balduğo beürsiz' cesetler-
' den yararlanarak yaptığı
' için gözaitına alırurken Jn-
giliz basımndaateşli bir tar-
tışma başlattı. Eski bir ka-
sap olan Kelly, hakkındaki
suçlamalan reddetmiyor.
Hatta kısa bir süre önce ya-
yımlanan bir söyleşisinde,
' "Umanmpofclcbaşnnder-
degnTnez"deıruştı. Korktu-
, ğu başına geldi. Aralannda
büyûkannesininki de olmak
„ üzere bazı tıbbi kurumlar-
dan elde ettıği cesetleri par-
1
çalayarakheykelleriiçinal-
- çi kalıplar çıkarttığını itiraf
eden Kelly, şimdi ahlaki bir
tartışmanın odağında, hak-
kında verilecek karan bek-
liyor. Bu arada. sanat dün-
yasinm sansasyona aç işta-
hını iyice kabarttı ve tüm
dünyada adını duyurdu.
Prens Charles'ın kurdu-
ğu Mimarlık Enstitûsü'nde
ögretmenlik yapan
Kelly'nin olayı, Ingilte-
re'nin şu sıralar belki de en
popüler sanatçıst olan.
tarîklarda köpekbalıklann-
dan parçalanmış bir ineğin
iç organlanna dek türlü il-
ginç malzemelerle çalışan
Damien Hirst'ten bile çok
şaşkınlık yarattı. İngilte-
re'nin tabloid gazateleri, bu
tür sansasyonel sanat haber-
leri olduğu zaman ûstüne
atlıyorlar Yıllar önce Tate
Galerisi, Carl Andre'nin
l
^ugtolannı"(!) yüksek fi-
yata satın aldığında yine gü-
rültü kopmuştu. Tabii Kel-
ly'nin durumu biraz farkJı:
O. gûnümüzde hâlâ bir tabu
olan ölümle oynadı.
Sergisini gezen bir izleyi-
cinin, heykellerin birini bir
yakıruna benzetmesi üzeri-
ne ortaya çıkan olay, kimi
eleştirmenlerin işaret ettiği
gibi aslında o denli yadır-
ganacak bir durum değildi:
Bürûn mesele, Kelly'nin
modası geçmiş yöntemler-
le çahşmasıydı! The Sun-
day Times gazetesi, "Le-
onardo'yu ne çabuk unut-
tuk™ Ya da Mikelanj'L..
Genç hevkeltıraş, sanatını
yaparken Rönesans sanat-
çıiannın kullandığı yöntetn-
lerden yararlaıuyor, o ka-
dar" yorumunda bulunu-
yor. The Observer'da Jonat-
han Meades. Kelly'nin ya-
pıtlannı bazı bölümlerinde
bebek gövdelerinden çıka-
nlan dökümlenn de bulun-
duğu. Gaudi'nin Barselo-
na'daki ünlü Sagrada Fami-
lia'sı ilekarşılaştırarak, Kel-
ly'nin cesetleri ele geçir-
mek ıçin kimseyi öldürme-
miş olmasına dikkat çeki-
yor ve sanatçıya gösterilen
tepkiyi gûnümüzde insan-
lann ölümle yuz yüze gel-
mekten çekinmesıne bağlı-
yor.
Aslında Kelly'nin çalış-
ma biçimı ve heykelleri,
özellikle son yıllarda ölüm
temasına eğilen bazı başka
sanatçılann yapıtlanyla
karşılaştınldıfında çok ma-
sum kalıyor. Geçen yıl için-
de Tûrkiye'ye gelerek kon-
feranslar veren Amerikalı
fotoğraf sanatçısı Andres
Serrano'nun morglarda
çektiği fotoğraflar da tutu-
cu çevrelenn tepkisini çek-
mişti. Sanatçı, yaşlan, renk-
leri, ölûm nedenleri farklı
pek çok insanı o güne dek
belki hiçbir sanatçmın ce-
saret edemediği ölçüde çıp-
laklıkla yansıtıyor. Morg-
lardan çıkmayan bir diğer
fotografçı ise Rudolf Scha-
fer. Bu sanatçı, ölü yüzlerin
vesikalık fotoğraflannı çe-
kiyor. Ünlü video sanatçısı
Bül VTola. bir yapıtında an-
nesınin ölümünü kaydedi-
yor ve son soluğuna dek.
tüm gerçekliğiyle izleyiciye
sunuyor. Damien Hirst, sa-
nat galerilerine taşıdığı,
Turner ödülleri aldığı, doğ-
ranmış bir ineğin iç organ-
lannı sergileyerek çürüme-
ye, yok oluşa göndermeler-
de bulunuyor. Ömekler ço-
ğaltılabilir. Kimisi örtük,
kimisi izleyiciyi açıkça tah-
rik etmeye yönelik işler or-
taya koyan çağdaş sanatçı-
lar. gûnümüzde ölümün ne-
den hâlâ bir tabu olarak kal-
dığının başlıca sorgulayıcı-
lan sayılabilir. Kelly'nin
(fotoğraflardan gördüğü-
müz kadanyla) heykelleri-
nin ise, onlan nasıl yaptığı-
nın ötesinde çok da tahrik
edici bir tarafi yok.
İzleyiciyi şaşkınlığa uğ-
ratan bu tür yapıtlardaki şok
potansiyeli, sanatın, ger-
çekliğe aşın derecede yak-
laştığı, hatta iç içe geçtiği
noktada başlıyor. Ingilte-
re'de iki yıl önce gerçekleş-
tirilen "Inrihar Notian"
başlıklı sergi de basında ge-
niş yankı uyandımuştı. Ser-
gide, intihar eden insanla-
nn bıraktıkJan gerçek not-
lar yer alıyordu. Sanatçı bu
notlan kendisi yazmış olsa,
belki aynı tepkiye yol aç-
mayacaktı. Bir diğer ilginç
nokta da ölüm kadar, tüm
çıplaklığıyla yansıtıldığm-
da doğum görüntülerinin de
Avrupa Sinema Birliği Fonu Eurimages'm başkanı Gaetano Adinolfi:
ikînız kadar ağırlığınız artar
ZEYIS'EPSAYGI
Avrupa Sinema Birliği
Fonu (Eurimages), toplantı-
lan önceki gün son buldu.
Ortak yapımlar, dağıtım ve
sinema salonlanna destek
sorunlannın tartışıldığı son
toplantı tam 5 saat sürdü.
Eurimages'm 1989yılından
beri yönetim kurulu başkan-
lığını üstlenen GaetanoAdi-
nolfi'yle toplantı sonrasında
görüştük. Adinolfi, Türki-
ye'nin oldukça aşina oldu-
ğu bir isim. Eurimages baş-
kanlığından önce, 15 yıl bo-
yunca Avrupa Konseyi Ge-
nel Sekreter Yardımcılığı
görevini üstlenmiş. Türki-
ye'yi çok iyi tanıyor ve Av-
rupa'nm her alanda Tûrki-
ye'ye ihtiyaç duyduğunu
vurguluyor. Türkiye'nin,
Eurimages gibi bir Avrupa
kurumunda yer almasının ve
Avrupa için vazgeçilmez 24
üye ülkenin arasında bulun-
masının aynca önemli oldu-
ğunu düşünüyor.
- Toplantdan yeni çıkn-
nız. Hangi filmlere destek
verme karan ahndı?
-14 Fılm ve 4 belgesel,
toplam 18 projeye destek
verdik. 5 milyon dolarlık
toplam yardım söz konusu.
Bu kez Türk sinemacılar
için iyi bir toplantı oldu. 24
üye ülkemiz var ve 18 yapı-
mı destekleme karan aldık.
10 kadar ülke arasında 5
milyon dolar paylaşıldı.
Bunlardan ikisi Türk filmiy-
di. Canan Gerede'nin 'The
Spfit'ileReisÇeBk'in'Hoş-
çakalYann'adlı fılmJeriydi.
- Eurimages'ın bütçesi ne-
dirbuyd?
-Devletlerinaidatla-
n dışında, banka faız-
lerimiz var. Bu yıl
bütçemiz 27-28 mil-
yon dolar. Bence yeter-
lideğil.ama 80-85 filmi
desteklememizi sağlıyor.
Eğer her projeye daha
fazla para ayırabilseydik
elbette daha mutlu olur-
duk. Bizde bir söz vardır.
'Dünyanın en güzel ka-
dmı bfle neyi varsa an-
cak onu verebüir' dı\*.
Bizde de ne varsa onu
verebiliyoruz.
- Toplanoda Eurima-
ges'myaptsına döoükyeni-
ttk kararlan ahndı
nu?
- Her zaman yenilikler
oluyor. Avrupa filrn pa-
zannda yaşanan
gelişmeler doğ-
rultusunda yeni-
likler yapıyoruz. Prosedür
ve kurallanmız üzerine tar-
uşnkbukez. Örneğin; iki or-
taklı filmlere destek verebi-
lir miyiz?
- Türkrye bu ay Eurima-
ges üyeliğinde yedinci yılmı
doiduruyor. Türkrye adına
bu süreyi nasıl değeViendJri-
yorsunuz?
- Bizim için öncelikli he-
def, sinema etkinlikleri ara-
Bizde bir söz vardır,
Dünvanın en aüzel
kadını bile nevi
varsa ancak onu
verebilir' dîye..."
cılığıyla ülkelerin kültürel
zenginliğini birbiriyle bu-
luşturmak. Türkiye gerek
coğrafı ve politik konumu
gerekse toplumsal, siyasal
ve ekonomik alanda Avrupa
üzerinde iz bırakmış kültü-
rel yapısı nedeniyle önemli.
- Türkiye birikmiş tüm
borçlannı ödedi mi?
- Evet şimdilik hiçbir so-
run kalmadı. Umanm son-
suza dek böyle sürer.
- Fflmlerin projelendirfl-
me aşamasında Kültür Ba-
kanhğVnm vçrdtği destek siz-
ce yeterti mi?
- Hiçbir desteğin yeterli
olduğunu söyleyemeyiz,
çünkü Avrupa sinemasmın
ihtiyaçlan oldukça fazla.
Ancak elde ne varsa onunla
bir şeyler üretmeliyiz. Ola-
naklann artması, berabenn-
de yapılan işın daha kaliteli
olmasını getirir. Kültür Ba-
kanlığı'ntn katkısının yeter-
li olup olmadığı noktasına
gelince, eğer bu soru bana
ıtalya ya da Fransa için so-
rulsaydı yanıtım 'Hayır!'
olurdu. ancak Türkiye'nin
içınde bulunduğu durumu
gözardı edemeyiz. Bakanı-
nızı bu konuda cesaretlen-
dirdigime inamyomm. In-
şallah, umuyorum ki Allah
gerekeni yapar! Türkiye'nin
yıllık katkısındaki artış, Eu-
rimages'daki ağırlığının da
artması anlamına geliyor.
Bu da verilen desteğin ço-
ğalması ve Türk sineması-
nın daha da gelişmesi de-
mek. Ancak eklemek iste-
rim ki, sinemanın gelişmesi
için atılacak her adım bizi
mutlu eder. Bunun Eurima-
ges aracılığıyla olup olma-
ması çok önemli değil.
- Türk filmlerini iziryor
musunuz?
- Elbette pek çok Türk fil-
mi gördüm, en çok da Stras-
bourg'da. Çünkü Tûrkiye'ye
çok az gelebiliyorum. Zaten
gelsem de alt yazı olmadığı
için anlayamıyorum. Eşkı-
ya'yı gördüm örneğin, ls-
tanbul Kanatlanmın Altın-
da gibi bir sürü Türk filmi
gördüm. Türk filmlerini se-
verim.
- Eurimages'm geleceği
konusuDdanedûşünûyorsu-
nuz?
- Doğal olarak iyimserim.
1yi bir iş yapıyoruz ve üye
ülkeler de bu çalışmalann
değerini biliyor. Genel ola-
rak destek verilecek proje-
ler doğru seçimlerle belirle-
niyor. Eurimages için Altın
Palmiye, Oscar En tyi Ya-
bancı Film, Altn Aslan, Al-
tın Ayı gibi ödüller çok
önemlidir. Geçen altı yıl
içinde dört Eurimages filmi
Yabancı Film Oscar'mı ka-
zandı. Umuda Yolculuk, La
belle Epoque, Antonia'nın
Yazgısı ve bu yıl Kolya. Eğer
tek bir Oscar alsaydık, buna
şans ya datesadüf denebilir-
di. Ancak sürekli olarak ka-
zandığınızda artık iyi bir se-
çimle, iyi bir iş yapıldığını-
zı kanıtlanmış oluyorsunuz.
tepki abnası. Kısa bir süre
önce Istanbul'a gelen Ital-
yan fotografçı OlivieroTos-
cani'nin şırin bebek fotoğ-
raflan yerine, doğumu ger-
çekte olduğu gibi yansıtan
fotoğraftnm reklam panola-
nnda yer alması, dünyamn
hemen hemen tûm ülkele-
rinde yasaklanmış. Tosca-
ni, insanlann ölüm kadar
doğumdan da ürktüğünü
söylüyordu, tstanbul'da
verdiği konferansmda...
Anthony Noel-Kelly'nin
heykellerinde kimi izleyici-
leri gücendiren de bu olsa
gerek: Sanatçı, ölüme gön-
dermede bulunurken doğ-
rudan cesetlerden yararla-
myor. Seçim hakkı kalma-
mış insanlan, sanatına alet
ediyor. Oysa onun amacı,
"yaşam vesağbğm güzeOi-
gin gerekli koşnUan oldu-
ğu" varsayımına meydan
okumak. Atöh/esine taşıdı-
ğı kollan, ayaklan, elleri
yaldızla kaplayarak, organ-
lar kime aitse onu ölümsüz-
lüğe kavuşturduğuna ina-
nan Kelly, bu açıdan çağı-
mızda ölümsüzlük yerine
ölümlülüğü sorgulayan sa-
natçılardan aynlıyor. Ölüm
gerçeğine, görünürde çok
yaklaşmış gibi görünse de
^•l^n^ik^mak^n^yi aUayıp —
pulladığı içın'aslinda çağın
gerisinde kalıyor.
Çünkü bugün sanatçılar
ölümsüzlüğü değil, ölümü
sorguluyorlar. Savaşla, kat-
liamla, yükselen ırkçıhk
dalgalanyla. ekonomik
güçlüklerle, AIDS'le, stres-
le -çürûmeyle- örülü bir
dünyada, çağın ruhunu yan-
sıtıyorlar. İzleyiciyi allak
bullak etmekten çekinmi-
yorlar.
Türkiye'de son yıllarda
izlediğımız sergiler arasm-
da Hale Tenger'in Kadın
Eserleri Kütüphanesi'nde
sergilediği. Bosna'ya gör-
dermede bulunan "Nezih
Ölüm Gardiyanlan" ve
"Shroud"(Kefen), çoğu ya-
pıtında ölümü temel bir iz-
tek olarak kullanan Canan
Beykal'ın kısa bir süre önce
Atatürk Kültür Merke-
zi'nde gerçekleştirdiği, ço-
cuk ölûmlerini konu alan
"Bir Küçücük Aslancık
Varmış" ve "Ölüm Tuta-
naldan". Ibrahün Akbay-
rak'ın 1. Genç Etkinlik'te
yer alan çarpıcı enstalasyo-
nu gibi işler izleyiciye mey-
dan okuyan birkaç ömek.
Yeniden Kelly'ye döne-
cekolursak; Reuters'in ver-
diği habere göre sanatçı
şimdi hakkmda verilecek
karan bekJiyor. Kullandığı
kadavralan izinsiz elde etti-
ği ya da satın aldığı ortaya
çıkarsa, yalnızca kendisinin
değil ona sanat için bu ola-
nağı tanıyan tıbbi kurumlar
da yanacak. Kelly, kadav-
ralanm nereden ve nasıl
temin ettiğini hâlâ saklıyor.
Rembrandrm baskı kalıbı bulundu
• LONDRA (AA) - Cnlü
Hollandalı ressam
Rembrandt'ın yaptığı
bilinen, ancak dört
yüzyüdır bulunamayan
bakır levha üzerine
hazırlanmış kalıp York'ta
bir antıkacı dükkânında bir
başka tablonun arkasına
gizlenmiş olarak bulundu.
Ressamın 50 kopyada
kullandığı bilinen Abraham
Entertaining The Angels
adlı baskı kalıbı bakır
levha, 1669'dan bu yana bulunamıyordu. Bakır kalıbın
arkasında saklı bulunduğu tablonun sahibi ise
Rembrandt ile aynı dönemde yaşamış ressam Pieter
Gysels. Flaman ressamın tablolannı bakır üzerine
yaptığına dikkat çeken uzmanlar. Rembrandt'ın bakır
kalıbının bu kadar uzun süre fark edilememesinin bir
nedenini de bu durumun oluşturduğunu belirttiler
Vecihi omjoğiu'nun 30. sanat yılı
• Kültür Servisi - fstanbul Ünıversıtesı Devlet
Konservatuvan öğretim görevlilennden Vecihi
Ofluoğlu, 24 nisan perşembe günü saat 20.00'de
Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu'nda 30. sanat
yılını kutlayacağı bir 'Pantomim Gösterisi' sunacak.
Baie sanatçısı Dilvin Ofluoğlu'nun sunacağı gösteride
Melis Ağcaoğlu konuk oyuncu olarak yer alacak.
Sanatçıya kemanda Lale Yüzügüldü, pıyanoda Çiçek
Kanter, Serpil Günseli Toparlak. Sibel Mil,
viyolonselde Arzu Gök. obuada Pelın Çotal, vurma
sazda Müşfik Uzun, eşlik edecek. Gösteride Çetin
Akcan'm sözlerini yazdığı 30. yıl şarkısını Çiçek
Kanter, Belgin Anıl, Melek Yapar, Ali Güder, Özgür
Kayı ve Cenk Bıyık'tan oluşan bir koro Serpil G.
Toparlak'ın müziği ile sunacak.
Bezipd Inceleme Araştıpma ödülü
• Kültür Servisi - Bezirci
ailesi Asım Bezirci adına
bir ödül koydu. Ödül, Asım
Bezirci'nin yapıtlarının ve
çalışmalannın temelinde
yer alan sosyalist dünya
görüşü ve nesnel bilimsel
anlayışla eleştiri, inceleme,
araştırma dalında
çalışmalar yapacak olan
genç kuşaklan
özendiımek, sanata ve
edebiyata nesnel, bilimsel
olarak yaklaşan çalışmalan
desteklemek amacıyla verilecek. Yanşmaya katılmak
isteyen kişilerin bir edebiyatçı, edebiyat topluluğu ya da
edebiyatın çeşitli dönemlerini ve sorunlannı, akımlannı
kapsayan eleştiri, inceleme ve araştırma çalışmalannı
yayımlanabilir bir kitap oylumunda (çıft satır aralıklı
daktilo veyabilgisayarçıİcışOyada 1 Ocak 1997'den 1
Ocak 1998'e kadar yayımlanmış çalışmalannı I Ocak
1998 tarihine kadar 8 kopya olarak göndermeleri
gerekiyor. Kazanan yapıt 1997'den devrolan 50 milyon
TL ile birlikte bu kez toplam 100 milyon TL ile
ödüllendirilecek. iki yılda bir gerçekJeştirilmesi
planlanan ödülün seçici kurulu Aydın Çubukçu,
MuzaflFer tlhan Erdost, Ragıp Gelencik, Ergin Koparan.
Kemal Özer, Afşar Timuçin ve MuzafTer Uyguner'den
oluşuyor. (212-243 08 03)
'Aida' üç sezondur ideyiciyJe
buluşuyor
• Kültür Servisi - Istanbul De\ let Opera ve Balesi'nde
üç sezondur gösterimi başanyla süren 'Aida' operası 24
nisan perşembe günü saat 20.00'de bir kez kaha
izleyiciyle buluşacak. Romantik ltalyan operasıntn en
gözde bestecisi Giuseppe Verdi'nin başyapıtı olarak
kabul edilen Aida'nın metin yazan Antonio
Chistanzoni. Yekta Kara'nın sahneye koyduğu yapıtın
orkestrasını Orhan Şallıel yönetiyor. Dekor ve
kostümlerini Osman Şengezer'in hazırladığı, koro
şefliğini Gökçen Koray'ın üstlendiği operada
koreografı Erdal Uğurlu'ya, ışık düzeni de Ahmet
Defhe'ye ait. Aida'nın başrollerinde ise dönüşümlü
olarak Sema Tüzün, Erol Uras, Işın Güyer, Jaklin
Çarkçı, Zuhal Yunga, Mete Uğur, Ayhan Baran, Suat
Ankan, Kenan Dağaşan yer.alıyor.
Tajf-art projesine çağrı
• Kulrür Servisi - Kudüs'te yasayan Filistinli ve Israilli
kadınlann örgütü, bütün dünyaya tasanmcılannı ve
sanatçılannı, 1997Haziranrndagerçeldeştirilecek
"Kudüs'ü Paylaşmak: tki Başkent tki Devlet" başlıklı
fax-art projesine katılmaya çağnnyor. Projenin amacı,
Kudüs'te yaşayan herkesin hakkına saygı du^lan
banşçı bir gelecek için çözüm üretmek ve dünya
kamuoyunun dikkatini çekmek. Bu amaçla. Doğu ve
Ban Kudüs ile eski kentte, sanatçılan, performans
sanatçılannı. tasanmcılan, politikacılan ve din
adamlannı kapsayan birçok etkinlik planlanıyor.
Projeye katılmak isteyenler A-4 büyükJüğündeki bir
kâğıda yapacaklan bir işi 972-2-561 17 983 numarah
faksa gönderebilirler. Fax tasanmlannın üzerinde
'Sharing Jerusalem: Two Capitals. Two States'
başlığının bulunması gerekiyor. Proje için son faks
gönderme tarihi 31 Mayıs 1997.
Gerede ve Çelik'e destek
Kültür Servisi -14-16 nisan tarih-
len arasında Istanbul 'da gerçekleşen
48. Eurimages toplantılan, önceki
gün yaklaşık 5 saat süren bir karar
, toplantısıyla sona erdi. Avrupa'nın
dört yanından gelen Eurimages tem-
•, silcileri. başvuruda bulunan 22 pro-
_ je arasından 14'ü film, 4'ü belgesel
olmak üzere toplam 18 projeye des-
"• tek karan aldılar. Bunlar arasında
ana yapımcısı Türk olan 2 film ve or-
- takyapımcılan arasında Türkiye'nin
bulunduğu bir Alman filmi de yer
• alıyor.
Eunmages Yönetim Kurulu Baş-
kanı Gaetano Adinotfl ve Eurimages
Türkiye Temsilcisi Faruk Günaltay
tarafindan düzenlenen basın toplan-
tı sında, bu yıl destek verilecek ortak
fiJm ve belgesel projeleriyle bütçe-
leri açıklandı. Bu yıl Türkiye'den i-
ki film Eurimages desteği için baş-
vuruda bulunmuştu: Canan Gere-
de'nin yönetmenliğıni üstlendiği
"The Spfit" ve Reis Çeök'in yönete-
ceği "Hoşçakal Yann", Eurimages
Yönetim Kurulu Başkanı Gaetano
Adinotfl yaptığı açıklamada, her iki
filmin de destekleneceğini belirtti.
Alınan karara göre, bir Türk-Fran-
sız-lzlanda-Hollanda ortak yapımı
olan "TheSpnt" 1.7 milyon FF (yak-
laşık 340 bin dolar), Türk-Fransız-
Macar-Belçika filmi "Hoşçakal Ya-
nn"sa 1.6 milyon FF (yaklaşık 330
bin dolarlık) Eurimages desteği ala-
cak.
Eurimages gündeminde Alman-
ya'da yaşayan bir Türk yönetmeninin
Yıhnaz Arslan'ın filmi "Yara" da
var. Alman-Türk-lsviçre ortak yapı-
mı olan filme 0.7 milyon FF (yakla-
şık 140 bin dolar) destek sağlanacak.
Bu yıl Eurimages desteğiyle ortaya
çıkan bırçok ortak yapım izlenebile-
cek. Bunlar: "TaxT (Carlos Saura),
"Chacon Cherche Son Chat" (Ced-
ric Klapisch), "LeNouveau Monde"
(Alain Comeau), "Un Divan a New
York" (Chantal Akerman), "Le Co-
uvent" (Manunel de Oliviera) ve
"Les Vktimes" (Patrick Grandper-
ret).
Türkiye'nin tam yedi yıldır Euri-
mages'a üye olduğunu ve birikmiş
borçlannın tamamını bu yıl kapattı-
ğını belirten Adinolfi, Eurima-
ges'dan bu yıl alınan desteğin Türki-
ye'nin yıllık aidatını karşıladığını
söyleyerek "Neden Tûrkiye'ye daha
fazla destek verdiğimizi sorarsamz,
Eurimages'm iki ana fıedefi \ardır.
Ekonomik ve kültürel destek ekono-
mik alanda, Türkiye'de sağlam te-
meUere dayanan bir sinema endüst-
risi oluşturulursa bu, yeni iş sahalan
yaratarak işsizliği azaltmak ve az
miktardadaolsaekonominize katkt-
da bulunmak anlamına gelir. Kültü-
rel alandaysa. jeopolitik konumu ne-
deniyle önemli bir ülke Türkiye; Av-
nıpa'yla Osmanlı döneminden bu
yana etkilesûn içinde ohnuş bir kül-
tür. Bu nedenle bizim için önemli''
şeklinde konuştu.
Adinolfi, "Türk sinemasnı özel-
likle çok seviyor ve befeniyorum. A-
ma hiçbir şe\den bütünüyle mem-
nun ohınmamahdır. Çünkü Oerleme-
>i engefler" dedi.
Roland Topor öldü
Kültür Servisi-Polonya kökenli
Fransız grafıker, komedyen, roman-
cı, dramaturg, ressam ve senanst Ro-
land Topor(59). çarşamba günü Pa-
ns'te öldü.
Salepetrier Hastanesi'nde uzun
süredir komada olan Topor, aykın
tarzıyla sanatında gerçeküstücülüğü
ve saçmaliğı ön piana çıkarmıştı.
7 Ocak 1938'de Paris'te doğan To-
por, güzel sanatlar eğitiminden son-
ra, 1958 yılında Bizarre dergisinde
mizaha başladı. 1960'lı yıllann ba-
şında Arabal ve Jodoromki'yle 'Pa-
nik' hareketine öncülük etti. Daha
sonra, 1964-68 yıllan arasında, ça-
lışmalannı Hara-Kiri gazetesinde
sürdürdü. 1973yıhndayapımcıhğı-
nı Rene Latouı'nun üstlendiği 'Pla-
nete Sauvage/ Vahşi Gezegen' adlı
uzun metraj çizgi film çalışmasıyla
Cannes'da ödül kazandı.
Marcd Ayme ve Arabal'ın yapıt-
lannı resimleyen Topor'un 1964 yı-
lında yazdığı 'La locaterie Chimeri-
que' adlı romanı, 1978 yılında Ro-
man Polanski tarafindan 'Portraiten
pied de Suzaone- Suzanne'ın Ayak-
lannın Portresi' adıyla sinemaya
uyarlandı.
Topor'un yazm dünyasına kazan-
dırdığı yapıtlar arasında, 'Joko fete
sonannrvcrsaire/Joko doğum günü-
nü kutluyor' (1970), 'Cafe Panique
/ Cafe Panik", 'La plus belle paire de
seins du monde/ Dünyanuı en güzel
göğüsieri' gibi öykülen ve son ola-
rak yayımladığı 'Jachere Party' sa-
yılabilir.
Tiyatro alanında Jerome Savary
ve Le Magic Circus ıçın yazdığı ve
Jean Vlichel Ribes tarafindan sahne-
lenen 'Batailles-Meydan Savaşla-
n'(1983), hayvan kuklalan eşliğin-
de sahnelenen 'Markiz' ve 'Ubu Roi
/KralÜbü'(1992) sayılabilir.