23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 NİSAN 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Kombassan, Petlas'm 1.2 trilyon liralık borcunu devlete yıkmaya çalışıyor Ozelleştirmede borç 'satışı' • Kombassan'ın satın aldığı Petlas'm yaklaşık 900 milyar liralık vergi ve ticari borçlannm yansını ödemeyi kabul ettiği, 700 milyar liralık kıdem ve ihbar tazminatlannı da devletin üstlenmesini istediği bildirildi. ESRA YENER ANKARA- Petlas'ı bilançosundaki tüm borç ve alacaklannı 7 yılda ödenmek üzere 35.8 milyon dolara alan RP'ye yakınhğıyla tanınan Kombassan Holding'in, sözleşmenin imzalanması •sırasında, borçlann bir bölümünü üstlenmemek için direndiği öğrenıldi. "Kombassan"ın Petlas'ın yaklaşık 900 milyar liralık yergi ve ticari borçlannın yansını ödemeyi kabul ettiği, 700 milyar liralık kıdem ve ihbar tazminatlannı da devletin üstlenmesini istediği bildirildi. Başbakan Necmettin Erbakan'ın da, borçlann bir bölümünün devlet tarafindan üstlenilmesi istemine ters bakmadığı. Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun (ÖYK.) satış karanna aykın olmayacak bir yöntem bulunmasını istediği kaydedıldi. Petlas, ÖYK'nin 20 martta yayımlanan karanyla 3.6 milyon dolan peşin, geri kalanı 7 yıl taksitle ödenmek üzere 35.8 milyon dolara Başbakan Erbakan ÖYK'ye aykın olmayacak bir yöntemle olursa borcu kabul edecek. Kombassan Holding'e satıldı. Holding, şirketin bilançosundaki tüm borç ve alacaklan üstlenirken. kurumda çalışan 1400 personelden yalnızca 700'ünü istihdam etme garantisı verdi. Borca itiraz Satış karannın ardından, Kombassan Holding'ın sözleşmeyı kurumun borçlannın yüksek olduğu gerekçesiyle imzalamadığı öğrenildi. Teklif verirken, kurumun tüm borç ve alacaklannı aynntılı olarakbilen Kombassan'ın. satış karannın çıkmasınm hemen ardından, Petlas'm işçiye olan 700 milyar liralık kıdem ve ihbar tazminatlannın devlet tarafindan üstlenilmesıni istediği bildinldi. Tutar yüksek bulundu Kıdem ve ihbar tazminatlannı yüklenmeyen Kombassan'ın, Petlas'm 854 milyar liralık vergi, 41 milyar liralık da ticari borçlannın çok yüksek olduğunu söyleyerek ancak yansını kabul edeceğini kaydettiğı öğrenildi. Ara formfll arayışı Kombassan'ın isteminin Başbakan Necmettin Erbakan tarafindan da sıcak karşılandığı, ancak ÖYK karannda yeT alan, "tûm borç-alacaklann üstlenilmesi" hükmüne ters düşmeyecek bir formül bulunması gerektiğini belirttığı bildinldi. Kombassan Baskanı 'Sermayenin dini olmaz' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Islamikurallaragö- re çalıştığmı açıklayan Kom- bassan'ın Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram, gruplanna bağlı 40 şirket bu- lunduğunu, 20 bin kişiyi istih- dam ettiklerini belirtirken, "Sermayenin tslamisi, gayri tslamisi olmaz" dedi. Bayram, dün Cumhuri- yet'te Sermaye Piyasası Ku- rulu'nun raporlanna dayanı- larak yayımlanan Kombassan Holding'in 25 bin kayıt dışı ortağı olduğu, çoğunluğu Av- rupa'da yaşayan bu Türk yvırt- taşlannın şirkete 1 yılda 7.7 trilyon lira aktardığı yönünde- kı haberler konusunda açıkla- mayaptı. Faizsız çalışan Kombas- san'a gelen sermayenin Islami olmadığını savunan Yönetim Kurulu Oyesi Haşim Bayram. "Sermayenin lslamisi, gayri tslamisi olmaz. Ağacın ile- ricisi, gericisi olmayacağı gi- bi, sermayenin de olmaz" de- di. Kombassan'ın Uzakdoğu ül- kelenyle fiili bir ilişkisi olma- dığını, şu ana kadar ithalat da yapılmadığını belirten Bay- ram. RP ile hiçbir bağlantıla- n olmadığını savundu. Bayram, Türkiye'ye hizmet vermek,üretimiarthrmak için çalıştıklannı, rant sistemine yenilmediklerini belirttiği açık- lamasını. "Ülkemizi ve in- sanlarımızı seviyoruz" diye bitirdı. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞUKRAN SONER Şu kaderin cilvesine bakın: 1960 ihtilali'nin, milliyetçiliği ırkçıhk olarak yorumlamayı ken- dine şiar edinmiş albayı Türkeş, ihtilal lideri olarak uzun bir ömür içinde yapamadığı olum- lu propagandayı, öliimü ile sağltyor. Türkeş'in ölümü, yaşam öyküsü, anılan bahane, tam da aksi söylenerek ırkçılık temeli üzerine oturtul- muş, çeteleri de kollayan bir milliyetçilik pro- pagandasıdır gidiyor. Görüntüde aklanan, saygıyla anılan Tür- keş. Sonuç olarak aklanan ve topluma be- nimsetilen, kendilerine "milliyetçi" diyen ha- reket ve eylemleri. Anılar, Albay Türkeş ve arkadaşlannın, 1960 Ihtilali'nde hangi taktiklerle yönetim dışında bı- rakıldıklannı, darbeler arkasındaki klasik ayak oyunlannı anlatryor. Tabii ki sonuçlan üzerin- de hiç durmuyor. Türkeş ve arkadaşları ihtilal yönetimini ellerinde tutabilselerdi, acaba 27 Ma- yıs, Türkiye'de gerçekten demokratik bir ana- yasa ve yasalarla, demokrasiye, sola açılımı getirebilir miydi? Yine anılarda en çok vurgulanan olaylardan biri; 12 Eylül'de, ideolojisi ve düşüncelerinin iktidarda, kendisinin ise cezaevinde olduğu idi. 12 Mart'ta da 1960"ta Türkeş'le karşı kar- şıya gelmiş Madanoğlu Paşa aynı cezaevi yolundan geçmemış miydi? Ama 12 Mart ve 12 Eylül'ün ortak karakte- ri, Türkiye'de solun üzerinden silindir gibi ezip geçmesidir. 12 Mart'ta ve 12 Eylül'de Tür- keş'in ülkücü gençleri, ancak ışledikleri cina- yetlerin hesabını vermek üzere, o da örgüt su- çu ile değil, genellikle bireysel suçtan yargı- landılar. Solun ise silahla, terörle ilgisi olma- yan en demokratik, kitlesel, yasal eylemleri- nin tümünün hesabı, hayali gizli örgüt suçla- malan ile soruldu. 12 Eylül öncesinin tek tek öldürülmüş ay- dınlan da dahil, faili meçhul cinayetlerin hiç- bırinin katili bulunmaz, hesabı sorulmazken, yasal örgütlenme içindeki on binlerce solcu in- san cezaevlerinden, ağır işkencelerden gcçi- rildiler. Tabii ki ihtilal yasalannın genel kuralı ola- rak rakip görülenlerin yolu kesilirken, özünde ülkücülere, milliyetçilere yönelik bir hesap sor- ma -tıpkı şeriatçılara yönelik olduğu üzere- yaşanmadı. Dahası, ikisi de solun ve Kürtçü- lüğün panzehiri olarak görüldüklerinden sorun yaratmamaları, düzenle çelişkiye düşmeme- leri, fazla ileri gitmemeleri koşulu ile düşünce bazında beslenmeleri için her şey yapıldı. 12 Mart ve 12 Eylül sonrası süreçler, milli- yetçiler ve şeriatçıların düşünce düzeyinde kollandıkları, devlet içinde yerleşmelerine izin verildiği yıllar olarak tarihe yazılmıştır. Önce Sıra Milliyetçilikte Özal'ın "dört eğiliminde", sonra da DYP'nin aynı çizgıde var olması çabasında, bugün mer- kez sağ partiler de liberal düşünen bir avuç in- san yanında, çoğunluğu ya ırkçılığı, şeriatçılı- ğı militanlığa varacak bir sempatizanlık düze- yinde savunan ya da Türk-lslam sentezi adı altında ikisine birden hayran olmaya çalışan yapıda kadrolardan oluşmaktadır. Bu süreçler içinde Türkeş ve Erbakan, hem kendi partilerinde ideolojilerinin öncülüğünü ya- parak hem de ANAR DYP aracılığında devle- te sızma politikalannı atbaşı yürütmüşlerdir. Ta- bii ki devlet kapılannın her iki ideolojiye ciddi boyutlarda açılması asıl 12 Mart ve 12 Eylül uygulamalan, amaçlan sayesinde gerçekleş- miştir. Bu arada MHP ve ülkücü gençlik kendi aç- madannı yaşamıştır. Ülkücü kadrolardan önem- li bir grup devlete, başta polis memuru olmak uzere her alanda ve meslekte yerleşip kadro- laşırken, yurtiçi ye yurtdışında illegaliteye düş- müş, ağırtıklı tetikçi kadrolar için mafyaya, si- lah ve uyuşturucu kaçakçılığına bulaşmak gi- bi sonuçlar çıkmıştır. Kimileri de Susurtuk'un sergilediği üzere hem devlet gizli görevlisi hem de mafya için- de olmak, çeteleri oluşturmak türünden roller oynamışlardır. Bu arada önemli bir tabanını ANAP ve DYP'ye kaydıran MHP, asıl Türk-ls- lam sentezinde gelişmeyi şeriata kaptırınca Türkeş dönüş yapmak zorunda kalmıştır. Için- den BBP kopması yanında, Kürtçülük karşı- sında yükselen Türkçülükten yararlanıp yeni- den toparianmaya çalışmıştır. Şimdilerde ise şeriatın iktidar içine kadar uza- narak, rejimi tehdit eden bir güç haline gelme- si önemli birstrateji değişikliğini gündeme ge- tirmiş bulunuyor. Şeriatın, rejimi, düzeni değiş- tirecek kadar iktidar olma gücüne ulaşması kar- şısında, Türkeş'in simgesi olduğu milliyetçilik kimilerince bir çare oiarak görülüyor. Erbakan'ın ve Refah'ın, Arap kültür ve Is- lamiyet anlayışınt, rejimini Türkiye'ye yerleş- tirme çabalarına karşı, aynı zamanda Kürtçü- lüğe de karşı kullanılacak Türkçülük panzehir gibi görülüyor. Bütün demokrasilerde geçerli olan tek öl- çü, gerçek merkez sağ ve solu ve onlardan son- rasına açılan, sınıflar ve ekonomik görüşler üzerine oturmuş siyasal partileri geliştirme, yani demokrasiyi yaşatacak ve geliştirecek çabalar atlanıyor. En az 12 Mart ve 12 Eylül'de olduğu kadar, insan haklan, demokrasi, çağdaş hukuk dev- leti için çok tehlikeli bir yanlış gidişe daha sapılmak isteniyor. Bu oyunu bozmak hepimiz için giderek daha yaşamsal bir hal alıyor. ÇIFTÇI DOSTU / SADULLAH USUMI Tütün Üreticisi Hac Kurbamaşbakan Necmettin Erba- kan 25. kez hacı olmak üze- reöncekigün Suudi Arabis- - tan'a gitti. Hem de "24 kişi- lik hanedant" ile birlikte... Ama arka- sında milyonlarca çiftçiyi göz yaşları içinde bırakarak... Egeli yüz binlerce tütün üreticisi henüz ürün bedelleri- ni alamadı. Hemen hepsi bayramı beş parasız geçirecekler. Hiçbiri çoluk ço- cuğuna bir tek kuruşluk bayram he- diyesi alamayacak... Yol parası olma- dığı için birçoklan başka il ve ilçeler- deki akrabalanna bayramlaşmak için gidemeyecek... Köy ve kasaba kah- velennde belki de bir fıncan kahve veya bir bardak çay içemeyecek!.. Tekel, aldığı 42 milyon 500 bin ki- lo tütünü üretıciden hem teslim aldı hem de karşılığında 20 trilyon liraya yaklaşan ödemelerinı bitirdi. Ancak ihracatçı tüccar, bu yıl da gerek üre- ticiye gerekse hükümete verdiği sö- zü yerine getirmedi. Üreticilerden sa- tın aldığı 83 milyon 500 bin kilo tütü- nün bedelinı hâlâ ödemedi. Devlet Bakanı Nafiz Kurt piyasa açılmadan önce de sonra da yaptığı açıklama- larda tüccarın tütün paralarını Kur- ban Bayramı'ndan önce ödeyeceği- ni söylemişti. Hatta "Paralannızama- n/nda ödemeyen tüccan yakarım!" demişti. Tüccardatütünü almadan ön- ce üreticiye bayrama kadar paraların ödeneceğitemınatını vermışti... Ama ne yazık ki yapılan hesaplamalara gö- re 40trityon lirayı bulan ödemeleıin an- cak 10 trilyon lırasını ödedi. 30 trilyon liranın ödemesi ise bayramdan son- raya kaldı. Bu duruma göre üreticile- nn yansından fazlası parasını almamış gldu. Ödemeler meçhul Işın daha da acı yanı, tüccann tü- tün paralarını ne zaman ödeyeceği de bellı değıl. Hiç kimse bir tanh ver- miyor. Ureticıler her gün tüccar kapılarını aşındırıyorlar, amayetkili kişilerle ko- nuşma imkânı bulamıyorlar. Hatta ka- saba ve köylerden açtıkları telefonla- rayanıt alamıyorlar. Uretıcilerın belirt- tiklerine göre, bazı ihracatçılartelefon- larının fışlerinı çekmişler!.. Tüccar paralan ödemedıği için üre- ticiler belge alamıyor. Belge olmayın- ca daTekel'den kilo başına verılecek 25 bin lira primi de alamıyorlar. Böy- lece üreticiler tüccar yüzünden Te- kel'den alacaklan milyonlarca prim- den de mahrum kalıyorlar. Işin garibi, üretici tüccan icraya ve- ya mahkemeye de veremiyor. Zira tüccar anlaşmayı yaptığı anda tütü- nün "nüfuskâğıdı" sayılan "koçan"\a- rı üreticinin elinden alıyor. Ayrıca tü- tün bedellerinin ödendiğıne dair bir de belge imzalatıyor. Böylece üreticinin bir daha yapabileceği bir şey kaimı- yor. Bu tür yasadışı işlemlerin yapıl- dığını hem devlet, hem hükümet yet- kilileri biliyor. Ama bakanlar da dahil olmak üzere hiç kimse tüccara söz ge- çıremiyor. Tüccar da bildığini oku- makta devam ediyor. Tanma degerii hizmetler veren Ma- nisa Ziraat Ödası'nın yaptığı hesap- lara göre, faizsiz çalışan bir üretici bir kilo tütünü 476 bin 89 liraya mal edi- yor. Faizlı kredı kullanmak zorunda kalan üreticinin malryeti ise 591 bin 644 lirayı buluyor... Halbuki Egetütününe bu yıl 475 bin lira fiyat ve 25 bin lira da prim verildı. Ancak Tekel'in alım- larında prım hariç ortalama fıyat 450 Çiller de üreticinin hedefi oldu. bin lirada, tüccarın ortalama fiyatı da 460 bin lirada kaldı. Eğer bu duruma göre hesap edersek ortalama fıyatı tutturabilen talıhli bir üretici bile kilo başına en azından 100 bin lira zarar etmış olacak. Hele tütününü 400 bin liranın altında satabilen üreticilerin ki- lo başına zararı ise 200 bin lirayı ge- çecek... Tüccara söz geçmiyor Tekel bu yıl datütün alımlannda hü- kümetin çizdıği sınırları zorlayarak üreticiyikorumayaçalıştı. llkdefaran- dıman açıklayarak üreticinin tütünü- nü tüccara daha yüksek fiyatla sat- masını sağladı... Genel müdüoınden eksperlerine kadar hepsi canla baş- la çalıştı. Hele eksperlerin gösterdiği gayret anlatmakla bitmez... Üretici- lerin balyalan büyük bir süratle tes- lim alındı. Gene bütün imkânlar kul- lanılarak tütün bedelleri kısa süre için- de ödenmeye başlandı. Ama tüccar, her yıl olduğu gibi bu yıl da Tekel'in tam tersi bir uygulama yaptı. Mayıs ayına yaklaştığımız hal- de, tütün balyalarının yansından faz- lası hâlâ üreticinin deposunda ve so- rumluluğunda... Ayrıca ellerinde pa- ra olduğu halde, tütün bedellerinin dörtte birini bile ödemedi... Ne yazık kı hükümet üreticilerin büyük zararlarına yol açan uygula- malarına rağmen tüccara karşı ses- sız kalıyor. Yüz binlerce tütün üretici- si ve ziraat odası başkanları hüküme- tın bu tutumunu şıddetle eleştıriyor- lar... Her vesile ile "Çiftçtmiz daha te- ri kurumadan hakkını alıyor" diyen Erbakan ve Çiller'e ise ateş püskü- Bakan Kurt piyasa açılmadan önce de sonra da yaptığı açıklamalarda tücca- rın tütün paralarını Kurban Bayra- mı'ndao önce ödeyeceğini söylemişti. rüyortar. Aynca Erbakan'ın tütün pa- ralannın ödenmesini sağlamadan hac- cagitmesi üreticileri çileden çıkardı... Ziraat odası başkanlarının görüş- lerı: Menderes (Mahmut Doğan): "Bayram geldı. Ancak tüccar tütün paralannı hâlâ ödemedi. Yaptıklan ödemeler devede kulak bile değil. Üs- telik bu kadarcık ödemeleri de köyler- de kendi adamlanna yapıyorlar. Bay- ram geldiği halde, çarşı pazarda alış- veriş yapan bir tek tütün üreticisi gö- remezsiniz. Tütünlerimizi alan fırma- lara ulaşamıyoruz. Yazıhanelerine git- tiğimizde bulamıyoruz. Telefonlara çık- mıyorlar. Hatta bazı fîrmalar telefon- larının fışlerini çekmişler... Üreticiler bankalara olan borçlannı zamanında kapatamadığı için cezalı faizler öde- mek zorunda kaldığı halde, tüccar elinde tuttuğu paralaria faiz kazanma- ya devam ediyor. Hükümeti göreve davet ediyoruz." Saruhanlı (Mustafa Ulusöz): "Te- kel ödemelerini bitırdı. Ancak tüccar geciktiriyor. Bu nedenle üretici peri- şan. Bayramaparasızgtriyor. Yeniürün ekebilmek için cebınde beş kuruş ma- zot parası yok. Üretici bu yıl da tüc- cann oyununa geldi. Devlet Bakanı Nafiz Kurt, 'Borcunu zamanında ode- meyen tüccan yakahm!' demişti. Şim- di üreticiler, sayın bakanı bu sözünü yerine getirmeye davet ediyor." Muğla (Suat Oyman): "Tüccar daha tütün paralannın büyük bir kıs- mını ödemedi. Bu yüzden bankalara borçlannı kapatamayan üreticiler, yük- sek faiz yükü altında eziliyortar. Ban- kalar aynca zamanında ödenmeyen borçlariçin cezalı uygulama da yapa- cakmış. Üretici çok kötü durumda..." Acıpayam (Hasan Yılmaz): "Ne yazık ki tüccar üreticilerin tütün para- lannı ödemiyor. llgili bakanlara başvu- ruyoruz. Ama hiçbir sonuç alamıyo- ruz. Üretici Kurban Bayramı'nda kur- banını alamıyor. Bayramlık alışverişi- niyapamıyor. Parasızlıktan kıvranıyor." Kale (Ali Pişirici): "Tüccar aldığı tütünlere karşılık paralann yüzde be- şini bile ödemedi. Parayı aldım dıye üreticinın elinden ibranameyi alıyor, ama ödeme yapmıyor. Üreticiler perişan, şaşkın... Tüccarköylerdeken- dini savunan adamlanna sus payı olarakparalannı veriyor, ama üreticiye beş kuruş yok..." • i ı : :_. ONENTAŞ GIDA SAN. A.Ş.- - YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISINA DAVET Şırkeümizın Olağan Genel Kurul Toplantısı 6 Mayıs 1997 Salı günü saat 10:00'da Izmır Yolu 4. km. Çanakkale Merkez adresindeki Fabrika binasında yapılacaktır. ! 996 v ılına ait Bilanço. Gelır Tablosu ile Faaliyet Raporu ve Denetim Kunılu Raponı. toplantı tanhınden 15 gün önce Izmır Yolu 4. km, Çanakkale adresındeki Fabnka binasında ve Valikonağı Cad. YKB Vakıf Bınası No. 173 Nişantaşı adresındeki İstanbul Buro'muzda ortaklanmızın incelemesine hazır bulundurulacaktır. Nama yazılı hısse senedi sahibi hissedarlanmız toplantı günü ve yerinde hazirun cetvelini imzalayarak ginş kartlanm almak suretıyle ioplantıya katılabıhrler Ortaklanmızdan hamiline \azih hısse senedi sahibi olanlar hisse senederini toplantı gününden en geç bir hafta önce Şirket Merkezine veya İstanbul Burosu'na teslim ederek gıriş kartlannı alabılecekleri gibi. herhangı bir banka veya aracı kuruma da te\dı etmek suretıvle bu kurumlardan alacaklan belge> ı ıbraz ederek gınş kartı aiabileceklerdir Toplanuya bizzat ıştırak etmeyecek ortaklanmız Sermaye Piyasası Kunılu'nun Sen: IV No: 8 Tebliği hukümlen çerçevesinde hısse senetlennın bir banka veya aracı kurumda saklandığını gosteren makbuz ve aşağıda örneği bulunan \ekâletname formu ile \ıne yukanda belirtılen sürelerde gıriş kartı almak suretıyle vekillen ile de kendılenni temsıl ettırebilirler. Ancak bu durumda vekâletname formundaki irazanın notere ona> lattınlması ya da noterden onaylı imza sirkülerinın \ ekâletname fonnuna eklenmesı gerekmektedır. Gıriş kartı almayanlann toplantıya katılmalanna kanunen ımkân bulunmamaktadır. Sa> ın hıssedarlannuzın bvlgilenne arz olunur. GÜNDEM: 1 Açılış ve Başkanlık Divanı seçimi. Genel Kurul toplantı tutanağım Genel Kurul adına imzalamak üzere Başkanlık Divaıu'na yetki verilmesi, 2 1996 yılı faaliyet hesaplan hakkında Yönetim Kurulu ve Denetçi Raporlan ile Bağımsız Dış Denetleme Şirketi Rapor Özetı'nin okunması, müzakeresı ve onaylanması. 3. 1996 yılı Bilanço ve Gelir Tablosu'nun onaylanması, 4. Yonetim Kurulu üyelerinın ıbrası, 5. Denetçııun ıbrası, 6. Yönetim Kurulu'nun 1996 jıh kazancının dağıtılması hakkındaki tekliflerinin karara bağlanması, 7. Görev süresı sona eren Yönetim Kurulu üyelenmn yerine seçilecek üye adedi ve görev sürelerinin tespiti ile seçimlerinin yapılma&ı, 8. Görev süresi sona eren denetçinin yerine yenı denetçi seçimi. 9. Yönetim ve Denetım Kurulu uyelerine \erilecek ücretlenn tespiti. 10. Yönetim Kurulu üyelenne TTK"nın 334 ve 335. maddelerine göre gereklı ıznin venlmesı. 1 l.Ybneüm Kurulu'nun 19.03.1997 tanh ve 1997/10 sayılı karan ile onaylanan Denetim Sözleşmesi'nin müzakeresi ve onaylanması, 12. Dılekler ve kapanış. « VEKÂLETNAME Dardanel Önentaş Gıda San. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanbğı'na Dardanel Önentaş Gıda San. A.Ş 'nin 6 Mayıs 1997 Salı günü saat 10:00'da Izmir Yolu 4 km. Çanakkale adresinde yapılacak Olağan Genel Kurul Toplantısında aşağıda belırttığim görüşler doğrultusunda beni temsile, oy \ermeye, teklifte bulunmava ve gerekli belgeleri imzalamaya yetkili olmak uzere vekıl uyın edijorum. A Temsil Yetkısının Kapsamı a. Vekıl tüm gündem maddelen için kendi görüşü doğrultusunda oy kullanmaya yetkıhdir. b. Vekil aşağıdakı talimatlar doğrultusunda gündem maddeleri için oy kullanmaya vetkilidir. Talimatlar. (Özel talimatlar yazılıdır.) c. Vekil şirket y önetimimn önerileri doğrultusunda o\ kullanmava yetkilidir. d Toplantıda ortaya çıkabılecek dığer konularda vekil aşağıdaki talimatlar doğrultusunda o\ kullanmaya yetkilidir (Talimat yoksa, vekil oyunu serbestçe kullanır.) Talimatlar: (Özel talimatlar yazılıdır.) B Ortağın Sahip Olduğu Hisse Senedinın a Tertıp \e serisı: b. Numarası: c Adet-Nomınal değeri: d. Oyda ımtiyazı olup olmadığı: : e. Hamiline-Nama yazıh olduğu: Ortağın Adı-Soyadı veya Unvanı: İmzası: Adresı: Not: (A) bölümünde, (a), (b) veya (c) olarak belirtilen şıklardan birisi seçilir. (b) ve (c) şıkkı için açıklama yapılır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle