23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYTA CUMHURİYET 12 NİSAN 1997 CUMARTESİ HABERLERIN DEVAMI JMJRKJYI Istanbul Edime Çanakkale Kocaeli Izmir Manisa Aydın Denizii Y Y Y B Y Y Y B 15 20 17 16 16 17 18 12 Sınop PB 12 Adana PB 17 Samsun PB 11 Mersin PB 18 Trabzon PB 13 Diyarbakır A Giresun PB 12 Şanlıurfa Ankara PB 7 Mardın Konya PB 7 Siirt Eskişehir PB 8 Hakkâri Sıvas PB 4 Van Zonguldak PB 11 Antalya PB 15 Kars Londra Yurdun batı kesim- leri çok bulutlu, Marmara'nın batısı ile kıyı Ege yağmur- lu diğer yerler az Paris bulutlu ve açık ge- Roma çecek. Ruzgâr gü- ney ve batı yönler- den hafrf ara sıraor- _ ta kuvvette esecek. Madrid Hava sıcaklığı bü- tun yurtta 2-7 dere- ce artacak. AVRUPA B 15 Atina B 14 PB 14 Milano B 21 B 16 Oslo Bertin B 7 Helsinki B 7 Amsterdam B 12 Stockholm B 8 B 20 Belgrad B 10 Sofya Brüksel B 9 Viyana B 12 Bonn PB 12 Budapeşte Y 10 Münih 10 Kaınre' ASYA Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire K Y Y Y A Y A B b 12 12 18 12 13 10 20 Şam B 16 bulutlu i Sisli Bulutlu k Çok bulutlu ı Yağmurkj Karlı . Gok gürültülü G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada lardan kurtulmadıkça ülkemizin başta rejim kaygı- lanndan annması giderek olanaksızlaşıyor. "Kurtuluş" sağlanmadıkça ya da sağlanamazsa demokratik gelişmenin nerede stop edeceğini he- saplamak zor değil. Müdahale niteliği ister tam, is- ter yarı, ister ılımlı olsun. rejimin bir kez daha oksi- jen çadırına alınmasına neden olanlarsa, işte, her gün TV ekranlannda ya da sütunlarda görünen tak- keli kafalarta eşarplı başlar. Etkin ve demokratik çevreler aylardır uyarıyor, günlerdir madde madde sıraladıkları önlemlerin gerçekleşmesini bekliyoıiar. Oysa, iktidar hırsıyla gözü koltuktan başka bir şey görmeyen Şaibe Hanım, kim olduklannı söy- lemeden, darbe isteyenleri vatan ihaneti ile suçlu- yor ve basında tepki görüyor. Oysa, olaylann başsorumlusunun doğrudan ken- disi ve siyaseti olduğu söylenmelı, yazılmalıydı. Bizler geçmiş yıllarda müdahalenin konuşulur ha- legeldiği günlerde iktidar sahiplerinin "TSK'mizden böyle bir dayranış gelmeyeceğini" söylediklerine tanık olduk. Örnek mi? Bugün TSK-hükümet ilişki- lerinin yumuşatılması gereğini hemen her demecın- de vurgulayan Aydın Menderes'in babası Adnan Menderes. 27 mayıstan önce, böyle konuşuyor- du. DYP GİK toplantısından sızan kimi bilgilere gö- re; Şaibe Hanım, REFAHYOL'un kalması için savaş verirken "(a) bu nükümetin seçeneğiyok (b) Biz hü- kümette kalarak Refah'ı 'kontrol' altında tutuyo- ruz" gibi iki gerekçeye sarılıyor. REFAHYOL düştükten sonra en kötü, ama de- mokratik her olasılığın bu hükümete seçenek ola- cağını görmezlikten geliyor. Testi! Pentagon'un son raporunda "Türkiye'de cumhu- riyetin ilanından bu yana 'laiklik alanında verilen en büyük tavizin' Islamcı birpartinin iktidara gelişi o/- du<Ju"yazılıyor. Maskesini indirerek şeriatçı yüzünü hemen her olayda gösteren Islamcı Refah'ı iktidara taşıyan, iktidarda kalması içın Takkeli yi de aşan kimi ça- balar gösteren.. "gidişat" ortada iken, hâlâ hükü- meti ayakta tutmaya direnenin Şaibe Hanım oldu- ğunu, elbette bu raporu yazanlar bizim kadar bili- yor. Şaibe'nin iktidan kendi kişisel yararları için kul- landığı kanrtlanma yolunda. Son sava göre malvar- lığı komisyonunda Şaibe ile Özer'e uzman olarak hizmet verenin adı Emniyet Genel Müdürtüğü'ne "vekâleten atanan" Kemal Çelik! Mısır gazetesıne Atatürk'e ve laik cumhuriyete karşı "RP ideallerini" açıklayan Takkeli ile ilgili gü- riiltü yatışmadan, Alman Anayasasını Koruma Or- gütü Almanya'da para toplamaktan eleman yetiş- tirmeye kadar RP'ye hizmet veren Milli Görüş Teş- kilatı'nı bir raporla suçluyor. Takkeli'nin kardeşi Mehmet Sabri Erbakan, MGT'nin genel sekrete- ri. Istıhbarat ışlevi de olan Alman Anayasası'nı Ko- ruma Örgütü, "MGT'nin hükümetteki RP kanadı ile 'sıkı işbirliği içinde' olduğunu" açıklıyor, Bütün bunları Şaibe biliyor, dinliyor, pek okumaz ya, diyelim ki okuyor, ama ilgilenmiyor. Tabii siyasal hava, son gün Şaibe'nin sindiğini, DYP'de muhalefetin önemli bir aşamadan geçtiği- ni irdeliyor. Oysa tersine; Şaibe ile Özer, Erez'le Aktuna'nın arkasında kaç milletvekili olduğunu saptamaya ça- lışıyor. Rakama göre eylem planı hazırlayacaklar. Aslında ana kural basit Şaibe ile savaşıma gire- bilmek için ihracı ya da istrfayı göze almak, yürekli olmak gerekiyor. Lafla Şaibe'yi hizaya getirmek için ne ülkenin yüksek yararlannı ne rejimle ilgili tehlikeleri sırala- mak yeterii ve önleyici değil. Yıldınm Aktuna direncini "Ben susayım, o sus- sun, kim konuşacak?" diye özetliyor. Zaten sorun da bu: Yüreği sıkan kimler konuşacak? Bir partide ya da hükümette bugünküne benzer gelişmeleri Cumhurbaşkanı Demirel tek cümleyle özetlerdi: "Çatlayan testi su tutmaz!" Göreceğiz. Halk müziği sanatçısı Çamlıdağ öldü İstanbul Haber Servisi - Türk halk müziği sanatçısı Nurettin Çamlıdağ (74), kalp yetmezliğinden tedavi gördüğü Haydarpaşa Gö- ğüs Cerrahi Merkezi'nde vefat etti. 'Ezo gelin benim olsaydT. 'Lingo Bngo şişe- ler' ve 'Kınalı keklik' gibi 200'ün ûzerinde beste ve derlemesi olan Nurettin Çamlıdağ, Ankara Radyo- su'nda ve daha sonra İstan- bul TRT merkezinde halk türküleri sanatçısı olarak tanındı. TRT'den emekli olan ve 'Bir emir geldi de asker yürüdıi', 'Oy bahçe- nize ben giremedim gazel- den'. 'Bahçede mişmiş, sa- ranp yere düşmüş' gibi herkesin dilinden düşme- yen uzun hava. bozlak ve türkülerle deTİemelerinbü- yük ustası olan Çamlıdağ, Türk halk müziğinde ade- ta bir ekol yaratmıştı. Nurettin Çamhdağ'ın cenazesi, 14 nisan pazarte- si günü Erenköy Camii'n- de kılınacak öğle namazını müteakip Karacaahmet Mezarlığı'da toprağa veri- lecek. HADEP davasında tahliye yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) davasının dünkü duruşmasmda sanıkla- nn tahliye talepleri reddedildi. HADEP Genel Başkanı MuratBozlak savunmasında HADEP" in yasal birparti ol- duğunu söyledi. Ankara 1 No'lu DGM'de dün görülen da- vanın dunışmasına, tutuklu sanıklardan 14'ü ile avukatla- n, izleyicileT ve yabancı gözlemciler katıldı. Duruşmada savunma yapan Murat Bozlak, partisinin PKK'nin siyasi uzantısı olarak gösterildiğini belirterek, su- çun failinin HADEP'in tüzelkişiliği olduğunu, kendileri- nin de HADEP yöneticileri olduklan gerekçesiyle yargı- landıklannı bildirdi. Diğer saruklar Bozlak'ın savunması- na katıldıklannı açıklarken sanık avukatlanndan Selim Okçuoğlu, müvekkilleri için tahliye talebinde bulundu. Tahliye istemleri reddedilerek duruşma ertelendi. Refalı yargı kıskacnıda EVtS GÖKTAŞ ANKARA - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı; RP'li Hasan Hûseyin Ceytan,NecatiÇelik, ŞevkiYılmaz ve Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Ka- ratepe"nin laiklikkarşıtı çıkışlan ne- deniyle RP hakkında kapatma dava- sı açılması içın Ankara Devlet Gü- venlik Mahkemesi (DGM) Savcılı- ğYnca yapılan ve geçmiş dönemde bekletilen başvunıyu işleme koydu. Başsavcılık, rejim karşıtı çıkış yapan partililer hakkında dava açılması için cumhuriyet savcıhklanna yazı gön- derdi. Başbakan Necmettin Erba- kan'ın, Kuveyt'te yayımlanan El-An- baa gazetesindeki röportajı nedeniy- le de soruşturma başlatan başsavcılı- ğın, röportajı yapan muhabirin ifa- desinin alınması ve varsa söyleşiye ilişkin ses bantlannın birer ömeğinin gönderilmesi için Kahire Savcılı- ğı'na yazı gönderirken RP yöneti- mındeki Adalet Bakanlığrnı de\Te dışı bıraktığı öğrenildı. Kahire"den gelecek yanıta göre RP hakkında kapatma davası açıp açma- maya karar verecek olan başsavcılı- ğın, Şevket Kazan'm engelleme ola- sıhğını dikkate alarak Adalet Bakan- lığı kanalını kullanmadan, talimat ya- zısını doğrudan Dışişleri Bakanlı- ğı'na gönderdiğı belirlendi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vuml Savaş imzasıyla 5 Mart 1997 günü Dışişleri Bakanlığı'na gönderi- len yazıda şöyle dendi: "Refah PartisiGenel Başkanı Nec- mettin Erbakan'ın Kuvevt'te yayım- lanan El Anbaa gazetesinin 31 Araük 1993 tarihli $a>ısında yer alan, gaze- tenin Kahire muhabiri ile yaptığı rö- portajla ilgili olarak 2820 saydı Siya- si Partiler Yasası açıandan değerlen- dirilmek üzere, Mtsır Arap Cumhu- riyeti Kahire yetkili savcıtağına hita- ben dûzenlenen istinabe evrakjmi2 birlikte gönderflmişrir. 7 Kasun 1990 günüResmiGazete"nin miikerrer sa- yısında yayTmlanarak yürürlüğe gi- ren 'Türkiye Cumhuriyeti ve Mısır Arap Cumhuriyeti Arasmda Cezai Konulann Adli Yardımlaşma ve Suç- lulann tadesi Sözleşmesi'nin 14-2. maddesi uyannca işin ived&iği nede- niyle istinabe evrakının diplomatik kanaldan gönderilmesi uygun görül- miiştür. Bu itibaria talimat yazısının ekleriy le birlikte Mısır Arap Cumhu- ri>eti Kahireyetkili savcıhğına ulaştt- nlmasıve ahnacakgerekli karşıhk ya- zısının cumhuriyet başsavcıhğumza ulaştınlmasını arz ederim." Bilirkişi incetemesi Yargıtay Başsavcılığı, Erbakan'ın 13 Aralık 1993 günü El-Anbaa gaze- tesinde Arapça yayımlanan demeci- nin çevirisi ile ilgili bilirkişi incele- mesi yaptırdı. tnceleme sonucunda, bazı lcûçük hatalann dışmda, Türkçe çevirinin eksik yapıldığı belirlendi. Aynı bilirkişilerin, Kahire Savcılı- ğı'na Arapçaya çevrilerek gönderi- len talimat yazısını da inceledikleri öğrenildi. Mısır'dan gelecek yanıta göre RP hakkında Anayasa Mahkemesi'ne kapatmadavası açıp açmamaya karar verecek olan Yargıtay Başsavcılı- ğı'nın bu girişimini sonuçsuz bırak- mak için bazı RP'lilerin Kuveyt'teki yakınlannı aradıklan sa%r unuldu. RP'lilerin Kuveyt üzerinden ilişki kurmaya çalıştıklan soruşturma ko- nusu röportajı yapan gazeteci AB tK- va'nın haberi yalanlamasını istedik- leri öne sürüldü. Demeç, kapatma nedeni Başbakan Erbakan'ın, El-An- baa'da yayımlanan ve Ankara DGM Savcısı Talat Şalk tarafindan sonış- turma konusuedilen, ancakdaha son- ra takipsizlik karan verilen röportaj- la ilgili olarak savcılığa tekzip ya da yalanlama göndermediği öğrenildi. Yapılan yayına göre Erbakan, El- Anbaa'mn sorulannaözetle şuyanıt- lan verdi: - Türkiye'nin lslami çehresi geri ahnmaya başladı. 1926yılındahila- fetin devrilmesi ile birlikte Islamiyet bir dönem darbe yedi. Özellikle yeni lider Mustafa Kemal Atatürk'ün Is- lam dinine ve âlimlenne karşı başlat- tığı acımasız savaştan sonra birçok insan katledıldi. Ancak yıllar sonra îslamiyet, aksine daha kuvvetli bir şekilde geri eelmeye başladı. - Atatürk, Tslam halifeliğini kaldır- dıktan sonra günümüze dek uygula- nan katı bir laiklik düzeni kurdu. Ca- milerde namaz kılınmasını ve ezan okunmasıru yasakladı. Yasaklamak- la kalmayıp birçok camiyi ahıra çe- 'Wm Görüş Refah'la ba^antdı' ESSEN (Cumhuriyet) - Almanya'daki Anayasayı Koruma Orgütü'nün 1996 raporunda, Islamcı Türk ör- gütlerinin, Almanya'daki faaliyetlerini giderek yay- gınlaştırdıklanna dikkat çekildi. Raporagöre, bu grup- lar içinde en önetnlisi olan Milli Görüş Teşkilatı, Tür- kiye'de lslami bir devlet kurmaya ve Almanya'daki Türkler arasmda köktenci bir lslami anlayışı yaygm- laştırmaya çalışıyor. Milli Görüş Teşkilatı'nm doğru- dan Başbakan Necmettin Erbakan'ın lslami Refah Par- tisi tarafindan desteklendiği belirtilen raporda, partiy- le teşkilat arasındaki parasal ilişkiler tartışılıyor. Anayasayı Koruma Örgütü raporunda 1994 yı- lında yasaklanan PKK dışmda ilk kez Milli Görüş Teşkilatı'ndan duyulan rahatsızlık dile getirildi. Baş- bakan Necmettin Erbakan'ın yeğeni Mehmet Sabri Erbakan'ın genel sekreterliğini yaptığı Milli Görüş Teşkilatı'nm Almanya'da 500 derneği ve 26 bin 500 üyesi bulımduğu belirtilen raporda, kuruluş "aşmdin- d " olarak nitelendi. Raporda Milli Görüş Teşkilab ile ilgili olarak şu bilgileT yer aldı: "Örgütün Bergkamen'de kız Kuran kursu öğrenci- leri için yanh bir yurdu, Köln'de bir îslam akademisi bulunuyor. Teşkilatın fınansmanı Refah çevrelerinden ve büyük olasıhkla îslam ülkelerinden sağlanıyor. Ancak resmi kayıtlarda bu fınansmanın bağış, ya- yınlar ve değişik ürünlerin sanşlanndan sağlandığı be- lirtiliyor. Gayrimenkullerin sahibi olarak "Avrupa Cami Ya- pımı w Destekleme Derneği'' görünüyor. Milli Görûş Almanya'da 1976 yılında AlmanyaTürk Birliği adı al- tında kuruldu. isim değişikliği 1985 yılında gerçekleş- tı. Cemakttm Kapianbaşkanlığmda, daha radikal olan tslam Birliği Federasycmu ise Milli Görüş Teşkilatı'n- dan aynldı " Örgütün, Milli Görüş ile ilgili açıklamasını değcrV lendiren Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof.Dr.Faruk Şen, Almanya'da izlenen örgütler ara- smda yeralan Milli Görüş'ün ilk kez kamuoyu önüne büyük ölçüde öne çıkanldığmı belirterek "Federal tçiş- teri Bakaıu Kanther, Anayasayı Koruma Örgütü'nün izlemelerine göre, Milli Görüş Teşkilad'nın PKK gibi tehlikeli örgütler arasında yeraldığuıı ve Milli Gö- rüş'ün, Türkiye'de laik devlet düzenini yıkarak lslami bir devlet kunnak istediğiııi öne sflrdü" dedi. Örgütün 26 bin 500 üyesi olduğundan yola çıkan Kanther'in Milli Görüş üye sayısında abartıh bir rakam verdiğini vurgulayan Şen. örgütün, Milli Görüş'ünbundan son- ra Almanya'da rahat hareket edemeyeceği sınyalini verdiğini kaydetti. Olaym, Milli Görüş'ün yanı svra Islamın da bir bü- tün olarak Almanya'da korkulacak bir boyuta ulaştığı kanısını içermesi açısmdan Türkler açısmdan olumsuz olduğuna dikkat çeken Şen, "Böylece yabuzca dini mançlarmıyermegetircn.fundamentalist örgütlere üye olmayan Türlderin de korkulacak insanlar olarak gö- rülmeyebaşlanması tehKkesiortay-açıkmtşoJuyor" de- di. Âvukatlara türban yasağı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Danıştay ldari Da- \alar Genel Kurulu, türbanh kadın avukatlann duruş- malara girmelerini engelleyen Türkiye Barolar Birliği (TBB) genelgesini ortadan kaldıran Adalet Bakanlığı işlemi hakkında "yürürlüğun durdurulmasr karanna yapılan itirazı reddetti. Danıştay, kadın avukatlann türbanlı olarak duruş- malara girmelerine izin veren Adalet Bakanlığı'nın iş- lemini yerinde bulmadı. RP'li Adalet Bakanı Şevket Kazan. TBB'nın avukatlann kıyafetlerine ilişkin 23 Kasım 1994'teyayımladığı genelgenin teşkilata duyu- rulmasını içeren bakanlık yazısıyla 19 Kasım 1996'da gerçekleştirilen işlemi yürürlükten kaldırmıştı. TBB'nin başvurusunu görüşen Danıştay 8. Dairesi, iş- lemin yürürlüğünün durdurulmasını kararlaştırdı. Adalet Bakanlığı, 8. dairenin yürürlüğun durdurul- ması karanna itiraz etti. Dosyayı görüşen Danıştay tda- ri Davalar Genel Kurulu, Adalet Bakanhğı'nın itirazı- nı oybirlığiyle reddederek yürürlüğün durdurulması karannı onadı. Genel kurul kararlan kesin olduğu için söz konusu işlemin uygulanma olanagı kalmazken, Da- nıştay 8. Dairesi. açılan iptal davasını daha sonra esas- tan görüşecek. Adalet Bakanhğı'nın genelgesi, türban- lı avukatlan duruşmalara kabul edip etmeme yetkisini yargıca, adliye binası içinde icra daireleri, yazıişleri müdürlükleri ve kalemlere; giriş çıkış yetkisini de cum- huriyet başsavcılan, adalet komisyonu başkanlan ile yargıç ve savcılara bırakıyordu. Turhan Tayan 'Biz bu filmi daha önce de gördük' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Savunma Ba- kanı Turhan Tayan, ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl- maz'ın, "memleketi uçuru- ma gidişten kurtarmak için geniş tabanh uzlaşma hükü- meti kurulmasr önerisinı inandmcı bulmadı. Tayan, "Geçen sene bu zamanlar bu filmi seyrettik. Kısazamanda ne kadar iyi niyetii olduğunu gördük" dedi. Sorunlann sistem içinde tedavi edileceğim söyleyen Tayan, "Kimse gerginük ya- ratmamao, kurumlan birbi- rine düşürmemelidirve meş- ruiyetten aynlmamabdır'' sözleriyle de hükümet ortağı RP'ye göndermede bulundu. virdi, birçoğunu da müze yaptı. Bu- nunla da kalmayan Mustafa Kemal Atatürk. peçe örtmeyi yasaklayan bir kanun çıkardı. Bunun sonucu olarak düşünce ve ahlak bozuldu, yeni bir karanhk dönem başladı. - Birçok lslami yasayı iptal eden Atatürk, birçok Îslam âlimini öldürt- tü. En tehlikeli icraatından bin de Arap harflerinin yerine Latin harfle- rini getirmesidir. Bu uygulama sonu- cundabütün Türk milleti bir anda ca- hil oldu. Arap harfleri ile yazılan tüm edebi ve kültürel eserler yok edildi. - Atatürk, Türk milletinin dengele- rini bozdu. Laik düzenden önce bü- yük ve ağır silahlar donanımına sa- hip olan Türkiye'de, Atatürk ınkılap- lanndan sonra ve bugüne kadar üre- tim durdu. Açık saçık rezaletlerden tutun da müstehcen müziğe verdiği destekten dolayı, genç kuşaklar Ba- tı'nın etkisinde kaldı. Hatta Avrupa ülkelerine teknolojik eğitim için gi- den Türk öğrencileri, hiçbir bilimi öğrenmeden Türk yüzlü Avrupahlar olarak döndüler. - Peş peşe devam eden laik hükü- metlerin uygulamalan sonucunda, Türkiye'nin dış borçlan arttı. Türk ekonomisi genel birdurgunluk safha- sma girdi. Sonuç olarak laiklik Türk milletine sadece fakirliği, hayat stan- dardı düşüklüğünü, sağhk ve eğitım hizmetlerindeki geri kalmışlığı getır- di. - Elhamdülillah yeni yeni zaferler kazandık. Fikirlerimizi geniş bir kit- leye yaymak için, özellikle eğitim ve yayın alanlanna büyük önem ver- mekteyiz. Bu amaçla 3 binden fazla Kuran kursu, 200'den fazla imam-ha- tip lisesi ve halen 24 bin öğrenciye eğitim veren 4 adet yüksek okul aç- mış bulunuyoruz. tslam dininin te- meli olan ahlak dersi eğitimi vermek üzere 5 bin adet öğretmen yetiştirdik. Savcıhklara RP v^zısı Bu arada, RP Propaganda Başkan Yardımcısı Hasan Hüseyin Ceylan, Çalışma Bakanı Necati Çelik, Rize Milletvekili Şevki Yılmaz ve Kayse- n Belediye Başkanı Şükrü Karate- pe'nin, laiklik karşıtı konuşmalan ne- deniyle Ankara DGM Savcısı Nuh Mete YükseTin RP"nin kapatılması için yaptığı başvurunun Yargıtay Başsavcıhgı'nca işleme konulduğu öğrenildi. Bu kişiler hakkında dava açılması için ilgili cumhuriyet savcı- lıklanna birer yazı gönderen başsav- cılığın. adı geçen RP'lilerin yargıla- nıp mahkûm ohnalan halinde parti- den ihracını da isteyeceği bildirildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Nuh Mete Yüksel'in başvurusunun ardından, 7 Mart 1997 günü TBMM BaşkanhğYna bir yazı yazarak, partiler hakkında "yasadışı eylemkrin odağı olmalarT durumun- da anayasa çerçevesinde kapatma da- vası açılabilmesi için Siyasi Partiler Yasası'nda değişiklikyapılmasıra da önermişti. MaKariığı incelemesi Anayasa Mahkemesi, gelir-gider yönünden RP'nin mali denetimini sürdürürken, Yargıtay Başsavcüı- ğı'nın, partinin genel merkez ve dı- ğer binalannın kimlere ait olduğu- nun belirlenmesi için yüksek mahke- meye başvuruda bulunduğu öğrenil- di. Parti binalannın özel kişilere ait olduğu ve bu binalann bedellerinin çok altında kiralarla partiye tahsis edildiği, bu durumun Siyasi Partiler Yasası'na aykın olduğu savunuldu. Parti binalannın özel kişilere ait gös- terilerek gerçek bedellennin altında kiralandığının tespit edilmesı halin- de, varlıklannın Hazine'ye devrinin gündeme gelebileceği de Öne sürül- dü. İZMİR'DE YURTTAŞLAR PROTESTO EITİ Çiller 'aydınlık' eylemine yakalandı MERİHAK tZMİR- DYP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, Izmir gezisi sırasında 'SürekM Aydınhk İçin 1 Dakika Karanhk' eylemine yakalanınca yurttaşlar tarafindan slogan ve ıslıklarla protesto edildi. Başbakan Yardımcısı Çiller dün tzmir'de kalabalık bir yurttaş grubu tarafindan karşılandı. Çiller'in yoğun programı, Pınarbaşı'ndaki ralli pistinin açılışıyla başladı. Burada kendisine hediye edilen montu giyen ve ralli aracına binen Çiller, daha sonra Karşıyaka'da bir dizi açılış ve temel atma törenine katıldı. Karşıyaka'daki törenlerde, söz ve bestesi Yusuf Nalkesen'e ait olan 'Tansu, Ata'nın has tozı, Türkiye'nin ay yıidıa' parçası Çiller'e armağan edildi. DYP'liler seçim döneminde izlenen taktiği tekrarlayarak Çiller'in Izmir gezisi sırasında para yağdırdılar. Çiller'in, bir süre önce kızını evlendiren tzmir Milletvekili Turan Annç'ı evinde ziyareti sürprizle sonlandı. Ziyaretin son anlannın saat 21.00'e rastlaması, Çiller'in bir süre daha Annç'm evinde kalmasma neden oldu. 'Sürekli Aydınhk İçin 1 Dakika Karanhk' eylemine katılan sitedeki yurttaşlann tencere, düdük ve alkışlarla "Temiz toplum istiyoruz", "Çeteter hesap verecek" sloganlan yüzünden çıkışı ertelendi. 1 dakikalık eylemin 5 dakikadan fazla sürmesi dikkat çekti. Eylemin bitmesinin hemen ardından Çiller'in kapıda görünmesiyle yurttaşlar yeniden aynı sloganlan atmaya başladı. Bazı yurttaşlann kendisini ıshklaması Çiller'i ve beraberindekileri kızdırdı. Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, açılışlarda yaptığı konuşmalarda ise DYP'nin laikliğin ve Atatürk ilkelerinin teminatı olduğunu ısrarla vurgulayarak 8 yıllık temel eğitime iktidarlan döneminde mutlaka geçeceklerini söyledi. Üniversite 433 öğrenci okuldan uzaklaştınldı tstanbul Haber Servisi - Yüksek Öğretim Kuru- mu'nu (YÖK) protesto et- mek için 6 Kasım 1996'da Beyazıt Meydanı'nda göste- ri yaptıktan sonra dövülerek gözaltma alınan 433 öğren- ci şimdi de okuldan uzaklaş- tınldılar. İHD'de dün basın açıkla- ması yapan Özgürlüğe Yü- rüyüş dergisi çalışanlan, "Asıl suçu daha mahkeme öğrencilerisuçlu olarak nite- lemediğj halde yargı maka- mıgibida\Tanan Maden Fa- kühesi Dekanüğı işlemiştir" dediler. Açıklamadabu ola- ym polis-idare işbirliğini gösteren en iyi örnek oldu- ğu dile getirildi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada di. Geçen yaz, ANAYOL'un ardından DRYP hükü- metinin iktidara gelmesiyle, RP kanadı yağdı gür- iedi: "Anlaşmalan iptal edeceğiz..." RP, Genelkurmay'la konuştuktan sonra "iptal"\ iptal etti: "Anlaşmalarla iftihar edeceğiz..." Ardından karşılıklı gidiş-gelişler. Genetkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Isra- il'de "en üst düzeyde" ağırlandı. Son olarak Israil Dışişleri Bakanı David Levi haf- ta içinde Türkiye'deydi. Levi'nin ziyaretinin ardın- dan şu tanımlamayı yapabiliriz: "Türkiye-lsrail ilişkilerini taçlandıran lider Erba- kan oldu." Bu onur Hoca'ya yeter. Hoca, diplomasiye yepyeni biryöntem daha kat- tı. Bu türgörüşmeterde, basınaaçık yön, "sıcakmış" gibi olur. El sıkışılır. TV kameralarına, foto muhabir- lerine gülücüklü pozlar verilir. Içerde kim ne söyle- yecekse söyler. Çıkışta da hiçbir gelişme olmamış- sa, "Yapıcı birgörüşme oldu" denir. Çok az da ol- sa ilerleme kaydedilmişse, "Büyük mesafe alındı. Olağanüstü bir görüşme oldu" denir... Ne demişler: "İnsanlar ülkelerinin yaranna yalan söyleyebilir. Buna diplomasi denir." Hoca ise öyle yapmadı. Basının önünde fırçala- dığı Levi'yi, kapalı kapılar ardında pohpohladı. Biz normal karşıladık ama Levi alışmakta zorlan- dı, şaşırdı. Bu şaşkınlıkla Anıtkabir'de düştü... Hoca mübarek... Basın önünde gemli tay, kapa- lı kapılar ardında demli çay... Üstelik ballı... Görüş- mede Erbakan çayına şeker yerine bal koyunca Levi'ninki de ballandırıldı. Erbakan döneminde, Türkiye-lsrail ilişkilerinin ekonomi yönü de tamamlandı. Böylece "stratejik diyalog anlaşmasının" tüm halkalan tamamlanmış oldu. Burada önemli bir unsur da iki tarafın, ilişki- leri Ortadoğu'daki öteki gelişmelerden bağımsız sürdürme karan alması... Levi onuruna Israil Büyükelçisi'nin konutunda ve- rilen kokteylde Türkiye-lsrail Iş Konseyi Başkanı Moris Reyna ile ayaküstü sohbet ettik. Ortamın tam güven vennediğini, bunun da iş dünyasını ür- küttüğünü söyledi. Ancak anlaşmalardan umutlu ol- duğunu vurguladı. Iran - Avrupa— Türkiye-lsrail arasındaki "ballı" ilişkilerin tadı ko- nuşulurken Almanya'dan beklenmedik bir haber geldi... 1992 yılında dört Iranlı Kürt lider Almgnya'da^ dürülmüştü. Bu olayla ilgili Berlin Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nde süren dava önceki gün sonuçlan- dı. İki Lübnanlı, 5 ve 11 yıl hapis cezasına çarptınl- dı. Karann ardından Almanya, Tahran Büyükelçisi'ni geri çağırdı. Iran'ın da Bonn'daki dört diplomatını çekmesi istendi. Bunu Avrupa Birliği ülkeleri izledi. Tümü büyükelçilerini çekiyor. Karan yorumlamak erken. Konu çok sıcak, he- nüz tutulacak gibi değil. Ancak Iran'ın dünyaya açı- lan penceresinin Almanya olduğu düşünülürse, Iran'ın gizli servis ajanlarının bile yıllarca Alman uz- manlarca eğitildiği hesaba katılırsa... Bu adımın ardında "başka hesaplann" olabilece- ği kolayca anlaşılacaktır. Son dönemde Avrupa'nın en çok tartıştığı konu Şu: . , ,. "NATO nasıl genişleyecek? " Bağımsızlığını koparan NATO'ya girmek istryor. NATO'nun varlık nedeni, karşısında bir "düşma- nın" olmasıydı. Şimdi, "en büyük düşman" Rusya bile NATO'ya girmek istediğine göre yeni düşman- lar gerekiyor. Bu durum en çok Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgeyi bağlıyor. Sağolsun komşularımız, NA- TO'nun istediği "düşman" potansiyeline çok uzak değil. Israil konusu, dış ilişkileri iç politikaya malzeme yapmanın ne kadar zarariı olduğunu gösterdi. Di- leriz, Iran konusu da dış ilişkilere ulusçu değil, üm- metçi bakmanın zarannı gösterir... 4 Mıınıcu9 yu mafya öldürtmüş olabilir' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Uğur Mumcu Cinayetini Araştır- ma Komisyonu üyelerinin ziyaret ettiği Milli tstihba- rat Teşkilatı (MİT), yazan- mızın mafya tarafindan da öldürülmüş olabileceği de- ğerlendirmesinde bulundu. Bugüne kadar başta Anka- ra DGM ve emniyet yetki- lileri olmak üzeTe, resmi açıklamalarda Mumcu ci- nayetinin dış bağlantılı ol- duğunun dile getirilmesine karşın MtT yetkililerinin yaptığı degerlendirme dik- kat çekti. Mumcu Komisyonu Baş- kanı Ersönmez Yarbay. üyeler Tevfik Diker, Refik Aras ve Ahmet Piriştina, dün MlT'i ziyaret ettiler. MtT Müsteşan Sonmez Köksal ve uzmanlan dinle- yen komisyon üyeleri, bu- rada yaklaşık 4 saat kaldı. Alınan bilgiye göre, MtT henüz Mumcu dosyasmı kapatmadı. MİT'in Mumcu cinayetiyle ilgili çahşmala- n devam ediyor. Uzmanlar, Mumcu'yu öldüren bomba- nın, otomobilin hareketiyle patlamış olma olasıhğı ya- nında, uzaktan kumandayla da patlatılmış olabileceğıni belirttiler. Mîlli Istıhbarat Teşkilatı uzmanlannın "Mumcu su- ikastının mafya ile ilgili ol-; ma ihtimali, "yok' deneme-' yecek kadar önemli ihti- mal" değerlendirmesinde bulunduklan kaydedildi. • TBMM'nin hac tatiline girmesi, Kurban ve 23 Ni- san bayramları dolayısıyla çalışmalarma bir süre ara verecek olan Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Ko- misyonu, bundan sonraki ilk toplantısını 24 nisanda yapacak. Erbakan, Akşener ve Kazan'la görüştû • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Necmettin Erbakan, tçişleri Bakanı Meral Akşener ve ' Adalet Bakanı Şevket Kazan ile görüştü. Başbakanhk merkez binasına saat 20.10'da gelen tçişleri Bakanı Akşener, Erbakan'la yaklaşık 40 dakika görüştü. Akşener geldiği sırada Adalet Bakanı Şevket Kazan da Başbakanlık'ta bulunuyordu. Bakan Akşener görüşme sonrası açıklama yapmadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle