Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN 1997 CUMARTESİ
HABERLER
Yılmaz
'Din
madrabazın
eline
bırakılmaz'
AHMETŞEFİK
TRABZON / RİZE -
ANAP Genel Başkar.ı Mesut
Ydmaz. darbe söylentilennin
"demokrasiyi içine sindere-
meyen RP'den kaynaklandı-
ğuu" söyledı. Yılmaz, ımam-
hatip lıselerinin kapatılması-
nın "dini madrabazlann eli-
ne bırakmak anlamına gele-
ceğini. kapatmak verine bu
okuDardaki eğitim kalitesinin
artnnlması g«rektiğinr sa-
vundu ANAP lıden, parti ör-
gütlenne seçimuyansmdada
bulundu.
ANAP Genel Başkanı Me-
sut Yılmaz. önceki gece AK
Talip Özdenür, Eyüp Aşık,
Ali Kemal Başaran, İbrahim
Cebi, Şadan Tu/cu, Avni Ka-
baoğlu ve Abmet Kabü'le
bırlikte geldiği Trabzon'da
örgüt yönetıcileriyle görüştü.
Yılmaz, belediye başkanlan
ve örgütlerle yaptığı toplan-
tıda muhtemel bir seçime ha-
zırlıklı olunmasını istedi.
Parti içinde birliğın sağlan-
masının şart olduğunu vur-
gulayan Yılmaz. özellikle
MHP'lilerle daha yakın iliş-
ki ve ışbirliğine gidilmesıni
de istedi.
ANAP lideri Yılmaz, ga-
zetecilerin çeşıtlı sorulannı
yanıtlarken RP'nin senetlen-
nin karşılıksızçıktığını. veri-
len sözlerin hiçbırinin ger-
çekleşmediğinı anlattı. Yıl-
maz, "Bize ne kadar tenkit
getirmişlerse hepsini daha
fa/Jasıvla pişkinlikle verine
getirdim'" diye konuştu.
8 yıllık temel eğitim tartış-
malanna değinen Yılmaz. ı-
mam-hatip liselennin kapa-
tılması gibi bir durumun söz
konusu olamayacağını söyle-
dı. "İmam-hatip liseleri ka-
patılırsa İslam dini madra-
bazlaraAli Kalkancflaraka-
hr" diyen Yılmaz, şöyle de-
vametti:
"İHL'lerde kalite arttınl-
malıdır. Siyasilerden beklen-
nıesi gertken şey, hakiki din
adamlannın vetişmesine ola-
oak sağlavacak ortamı yarat-
malandır. Türkhe'de İHL
tarüşması olmasının nedeni
RP'dir. Erbakaıu tHL'yi ken-
di partisine militan yetiştiren
okul olarak açıklamıştı.
İHL'leri kavga konusu yapU."
Mesut Yılmaz. bugün Tür-
kiye'de demokrasinın tehli-
kede olup olmadığının tartı-
şıldığını. vatandaşın Bakan-
lar Kurulu yerine MGK ka-
rarlannı merak eder hale gel-
diğini kaydettı. Bu durumdan
ANAP'ın \ebali olmadığını,
kendi dönemlerinde böyle bir
tartışmanın yapılmadığını
belirten Yılmaz. "Bu söylen-
tinin sebebi. KP'nin demok-
rasiyi içine sindirememesidir.
Biz de demokrasinın değeri-
ni yeterince bilmhoruz, çün-
kii demokrasi bizetepeden in-
di. Türkiye'de demokrasi sa-
vaşarak kazanılmadı. \ öneti-
ciler karar verdUer" dedi.
Daha sonra Rize'ye gelen
Mesut Yılmaz. ANAP'lı Rı-
ze Belediyesı ile Beledıye-lş
Sendikası arasında imzala-
nan toplu iş sözleşmesinın
ımza törenine katıldı. Cuma
namazını Rıze'de kılan Yıl-
maz, Artvın'ın Arhavi ılçe-
sinde de halka hitap ettı.
uras
'Susurluk
bize
emanet'
CEMİLCİGERİM
MEHMET ÖZDEMİR
SAMSUN/ÜNYE/FATSA-
Özgürlük ve Dayanışma Par-
tisi (ÖDP) Genel Başkanı L-
fuk Uras, "Kendi yolsu/Jukla-
nnı örten REFAHYOL, şim-
di de çetelerin yolsuzluklannı
örtıneyeçalışıv'or'" dedı. Uras,
Emniyet Genel Müdürlü-
ğü'ndeki ikı başlıhğı. "•çetefa-
atiyetieriniıı birparçasıolarak
düşündüklerinr söyledi.
Partisinin Ünye ve Fatsa il-
çe örgütlerinin açılışlannı
yapmak ıçin beraberinde çok
savıda sanatçı ile birhkte
Samsun'a gelen ÖDP Genel
Başkanı Uras, Samsun ıl ör-
gütünde bir basın toplantısı
yaptı. Konuşmasında genel-
likle Susurluk üzerinde duran
Uras. "Susurlukbizeemanet-
tir" dedı.
Emniyet Genel Müdürlü-
ğü'ndeki ikı başlıhk
konusuna da değinen Uras,
"•Bunun doğrudan çete
faaliyetlerinin bir parçası ol-
duğunu düşünüyoruz" dedi.
Doğu ve G.Doğu Kalkınma Projesi'nde, umut büyük ölçüde idealist personele bağlandı
Erbakan'm hayal paketiDÜRPANE KOCAOĞLU
ANKARA - Hazırlanan projelere muha-
lefet partilerinden destek isteyen Başbakan
Necmettin Erbakan'm paketine göre 2005
yılına kadar bölgeye 32 milyar dolar (yak-
İaşık 4 katrilyon 200 trilyon Türk Uirası)
yatınm yapılması hedeflendi. Muhalefet
ve konuyla ilgili uzmanlann da "tamamen
hayaT olarak nitelediğı projelere göre yüz-
de 25 düzeyinde seyreden bölgedekı ışsiz-
lik oranı yüzde 5'in altına düşürülecek.
Türkiye ortalamasının yûzde 42'si düze-
yinde olan kişi başına milli gelir oranı yûz-
de 65 'lere çıkanlarak 3 bin 500 dolar yapı-
lacak. Erbakan'ın projesine göre ulusal bü-
tünlüğün korunmasında Dıyanet İşleri Baş-
kanlıgı ve ilahiyat fakültelerinden yararla-
nılacak. Muhalefet partilerinin uzmanlan,
"Ortava konan hedefler ve sunulan rakam-
lan hiçbir ekonomistin anlaması mümkün
değü" değerlendirmesinı yaptılar.
Doğu ve Güneydoğu Kalkınma Proje-
si'nde, umudun büyük ölçüde idealist per-
• Kamu görevlileri şefkat gösterecek. • Güneydoğu'ya doğalgaz
götürülecek. • Sanayici ve üretici desteklenecek. • 5 yıl vergi
alınmayacak. • Bölgeye gönderilecek personel eğkilecek.
• İşsizlik oranı yüzde 25'ten 5'in altına indirilecek. • Bölgedekı
kişi başma milli gelir 3500 dolara çıkanlacak.
sonele bağlandığı ortaya çıktı. Projede, böl-
gede özel bir kamu personel rejimi uygu-
lanacağı belirtildi. Buna göre bölgeye ata-
nacak personel idealist, bilgili ve tecrübe-
li kişilerden şeçilecek. Bölgede görev ala-
cak personele, bölgenin ihtiyaçlan doğrul-
tusunda ve bölge halkına hizmet verecek
şekilde ön eğitim verilecek. Bölgedekı gö-
revlilerin halkı devletten soğutacak tutum
ve davraruşlardan kaçınmalan ve bölge hal-
kına yaklaşmalannda şefkat unsurunu ön
plana almalan sağlanacak. Bölge illeri,
problemli yönetici ve memurlann atanma
yeri olmaktan çıkanlacak.
Bölgesel kalkınma projesınde, Kürt kim-
liği ve Kürtçe dilinden söz edilmesinden
özenle kaçınılırken, 1997-1998 eğitim ve
öğretim yılından itibaren bölgedeki bütün
ögrencilere eğitim olanağı sağlanacağı bil-
dirildi. Buna göre yatılı meslek lisesi uy-
gulamasına geçilecek. Bu bölge öğrencile-
nne meslek okullanna girişte Milli Eğitim
Bakanhğı ile diğer bakanlık okullannda
kontenjan aynlacak. Bölge illerinin öğret-
men ihtiyacı özendirici bir kura yöntemi ile
giderilecek.
Köye dönüş
K.alkınma projesınde köye dönüşün hız-
la sağlanacağı belirtildi. Projeye göre Do-
ğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde is-
tihdama yönelık 50 çeşıt projeye 13 trilyon
lira tahsis edilmesı suretıyle binlerce kişi-
ye iş olanağı sağlanacak. Sanayi, hayvan-
Demirel yargı karan uygulanmadan emniyet kararnamesini onaylamayacak
Yüksel'in kanınuımesihazırAN'KARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Hükümetin hazırladığı
Emniyet Genel Müdürlüğü
kararnamesının. Alaaddin
Yüksel"in bu görevde kalmasını
öngören yargı karan
uygulanmadan Cumhurbaşkanı
tarafından onaylanmayacağı
belirtildi.
Içişleri Bakanı Meral
Akşener'in gece yansı
operasyonuyla Emniyet Genel
Müdürlüğü görev inden aldığı
Alaaddin Yüksel'in Merkez
Valiliğf ne atanmasını öngören
kararnamenin hazır
olduğu bildirildi.
Kararnamede. Içişleri
Bakanı Akşener'in
yasadışı işlemle
makamına oturttuğu
Kemal Çelik'ı de asaleten
Emniyet Genel
Müdürlüğü'ne atamayı
planladığı öğrenildi. Yargı
karao yenne getirilerek
Yüksel'ın göreve iade
edıijnceye kadar
Süle> man Demirel' in,
Akşener'in kararnamesini
ımzalamayacağına kesin
gözüyle bakıldığma işaret
edildi.
Başbakan Necmettin
Erbakan ıse bunalım
sürecinde skandalın
dışında kalmaya çalıştı.
Cumhurbaşkanı
Demirel'in emniyet
operasyonunun yasadışı
olduğuna işaret eden
mektubunu Içişleri
Bakanı'na ileten
Başbakan Erbakan.
Cumhurbaşkanf na yanıt
olarak Akşener'den aldığı
"Bakan'ın 657 sayık yasa
uyannca geçici
görevlendirme yapmaya
vetkisi bulunduğunu"
savunan yazıyı gönderdi.
Erbakan'm bu mektubuna,
Ankara 5. Idare
Mahkemesi'nin
"yürüriiiğün
durdurulması" karannın
ardından yanıt veren
Demirel. yargı karannın
uygulanmasını istedi.
Yurdagül, önergesinde şunlan
kaydetti:
- Sayın Kemal Çelik'in bir gece
yansı darbesiyle ve yasalara da
aykm davranılarak Emniyet
Genel Müdürlüğü'ne
getinlmesini gerektiren işlemin,
Sayın Çiller'le ne tür bir ilişkisi
vardır.
- TBMM'de 19. dönemde
kurulan Sayın Çiller'in
malvarlığını araştıran
komısyonda, Içişlen
Bakanlığı'nı temsilen. müfettiş
Savın Kemal Çelik'in uzman
olarak 2 ay görev yaptığı,
görevinin sonunda
başmüfettişliğe terfi ettirildiği
ve çok kısa bir süre sonra da
Hakkâri Valiliği ile
ödüllendirilmiş olması, Sayın
Çelik'in komisyondaki 2 ayhk
görevinde iddia edildiği gibi,
Sayın Çiller'in lehine
katkılannın bir sonucu mudur?
- Gece yansı yapılan bir
operasyonla, yasalar da
çiğnenerek, hepimizin sizin ve
benim de canımtzı, malımızı ve
güvenliğimizi emanet ettiğimiz.
yasalann koruyucusu ve
uygulayıcısı olan Emniyet Genel
Müdürü'nün kanunsuzca
görevinden el çektirilmesi ve
yerine yine kanunsuzca bir
dığennin getirilmesi bir hukuk
devleti olan Türkiye
Cumhuriyeti'nin Başbakanı
olarak sizi rahatsız etmiyor mu?
Bunu nasıl izah ediyorsunuz?
- Yasalar çiğnenerek yapılan
uygulamalann bir gün o yasalan
ıhlal edenlere de gerekli
olduğunu hiç düşünmüyor
musunuz?
Erbakan, Cindoruk'a teknik bir dosya sundu. Cindoruk bunu inceledikten sonra açıklama yapacak. (AA)
Liderler turunu tamamlayan RP lideri son olarak Cindoruk'la görüştü
'2000'e kadariktidanhıyız
ErbakarTa Çelik sorusu
DSP'den ıhraç edilen
Kocaeli Milletvekili Bekir
Yurdagül, Başbakan
Necmettin Erbakan'ın
yanıtlaması istemiyle
TBMM Başkanlığı'na
verdıği soru önergesinde,
dün gazetelerde yer alan
"ÇiUer'den Çelik'e
malvariığı diyed"
haberinin doğru olup
olmadığını sordu.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Necmettin Erbakan,
REFAHYOL'un 2000 yılının kasım
ayına kadar işbaşında olacağını
savunarak "Ülkenin her sorununa
sahip çıkan, başanlı bir hükümet
var. 9 aydan beri büyük başanlar
eJde edildi" dedi.
Başbakan Necmettin Erbakan, dün
Demokrat Türkiye Partisi lideri
Hüsamettin Cindoruk ile görüşerek
liderler turunu tamamladı.
Cindoruk, kendilerine teknik bir
dosya sunulduğunu. bunu
inceledikten sonra açıklama
yapacaklannı bildirdı. Erbakan da
görüşmenin "son derece samimi,
dostane, verimli" geçtiğini söyledi.
Ziyaretlerinin Kurban Bayramrnı
kutlama, siyasi havayı yumuşatma,
Doğu ve Güneydoğu kalkınma
hamlesi ve yerel yönetimlerin
yetkilerini arttırma amacını
taşıdığını bildiren Erbakan. "örnek
bir pariamento çabşması"
yaptıklannı savundu. Erbakan.
Doğu ve Güneydoğu kalkınma
hamlesi için elbirliği ile çalışmanın
gereğine dikkat çekerken, partilenn
katkılanyla programlannın
"mükemmeUeşece§ni"bildirdi.
Erbakan. daha sonra sorulan
yanıtladı.
Erbakan. bir gazetecinin ANAP
lideri Mesut Yılmaz' ın geniş tabanlı
hükümet çağnsına ilişkin sorusunu
yanıtlarken, kimsenin yapay
gündemler yaratmamasını isteyerek
Türkiye'de istikrar var, demokrasi
var, hükümet var" dedi. 9 aydan
beri başanlı çalışmalar yapan
koalisyonun 2000 yılı kasım ayına
kadar göreve devam edeceğini
savunan Erbakan, muhalefet
partilerine düşünce açısından
katkıda bulunmalan ve alternatif
yaratmalan çağnsında bulundu.
Başbakan Erbakan başka bir soruyu
yanıtlarken de hükümetin memur
maaşlanna yapılan artıştan,
yatınmlara kadar pek çok alanda
dünya rekoru düzeyinde
uygulamalar gerçekleştirdiğini
iddia etti.
cılıkteşvikedilip, kamuyatınmlan hızlan-
dınlacak, yap-işlet-devTet modeline işler-
lik kazandınlacak.
Bölgede şölen düzenlenecek
Projede, kültürel etkınliklerden de söz
edildi. Buna göre, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerindeki illen merkez alan
"Büyük Türkiye Şöteni"düzenlenecek. Bu
şölen çerçevesinde, çeşitli sergiler, film ve
halkoyunlan gösterileri, tiyatro temsilleri,
çeşitli konserler, seminer, sempozyoun, pa-
nel ve konferanslar düzenlenecek. Aılenin
önemıni vurgulayan, aile bireylerinin hep-
sine mesaj verir nitelikte televizyon füm-
leri ve radyo programlan yayımlanacak.
Yoksul ailelere yardımlar yapılacak. Baş-
bakan Erbakan'ın hayal projesinde, bölge-
deki nüfusun yaklaşık yiîzde 60" ını oluştu-
ran gençlerin ruh ve beden sağlığını geliş-
tirmek amacıyla açık spor alanlan yapımı-
na hız verileceği de belirtildi.
REFAHYOL'un bölge kalkınma proje-
sinde terörün önlenmesi ile ilgili yapılacak
faaliyetler anlatıldı. Terörü
destekleyen dış etkilerden
kurtanlacağı belirtilirken.
Iran ve Suriye'nin teröre
verdiği destek gündeme ge-
tirilmedı. Bunun yerine,
komşu ülkelerle iyi ilişkile-
rin geliştirileceği kaydedıl-
di. Bu ülkelerle ekonomik
işbirliğinin arttınlacağı ve
sınır ticaretinin geliştirilece-
ği vurgulanan projeye göre
terörle mücadele edilirke'n
vatandaşlık haklannın koru-
nacağı ve hak arama yolla-
nndaki tıkanıklıklann gide-
rileceği vurgulandı. Projeye
göre hükümet. lnsan Hakla-
n Yüksek Kurulu ve lnsan
Haklan Müsteşarlığı kura-
cak.
Projede, ulusal bütünlü-
ğün sağlanması için Milli
Eğitim ve Kültür Bakanlık-
lan ile Diyanet İşleri Baş-
kanlığı ve ilahiyat fakültele-
rinin el birliğiyle düzenleye-
cekleri aydınlatma faalıyet-
lerinin duyunılması için
medya olanaklannın azami
ölçüde kullanılacağı vurgu-
landı.
RP Genel Başkanı ve Baş-
bakan Erbakan'ın, "hayalle-
ri" olarak nitelendirilen pa-
kettealımnası gereken diğer
bazı önlemler de şöyle sira-
landı:
0 Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgeslerinde ya-
pılacak yatınmlara uygula-
nan bütçe tahditleri kaldın-
larak icraatlara hız verile-
cek. Öncelikle yanm kalmış
yatınmlann tamamlanması-
na ağırlık verilecek.
# Çalışan tesislerin kapa-
site kullanım oranlan arttın-
lacak.
# 1997 yılı içinde 67 ye-
ni projeye başlanıp tamam-
lanacak, daha önce başlayan
356 proje tamamlanacak,
125 yeni proje de ileriki yıl-
larda tamamlanmak üzere
başlatılacak.
# Özel sektörün bölgede
yatınm yapması özendirile-
cek.
% Bu çerçevede bölge il-
lerinde havaalanlan hızla ta-
mamlanacak. Organize sa-
nayi bölgeleri ve sanayi site-
leri tamamlanacak. Emniyet
ve ekonomi ile ilgili yollar
hızla tamamlanacak. Bölge
doğalgaz şebekesinin inşa-
sına hemen başlanacak.
Elektrik santrallan inşaatla-
n başlatılacak. Bölgede tesis
kuracaklara ücretsiz Hazine
arazisi verilecek. Bölgedeki
tesislerden 5 yıl vergi alın-
mayacak. Uygun koşullarda
vergi sağlanacak. Sulama ve
sanayi için yüzde 50 indi-
rimli elektrik verilecek.
% Tanm ve hay^ancılık
desteklenecek. Bu çerçeve-
de, hayvancıhğın teşviki için
uygun koşullarda kredi ola-
nağı sağlanacak. Su ürünle-
ri tesisleri kurdurulacak.
SIFIRNOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected]
AFYON - Afyon Adliyesi'nin
daracık salonu, ne müdahil
avukatlanna yetiyor ne de ga-
zetecilere. Bunun böyle olaca-
ğı belliydi. Mahkeme heyeti,
geçen duruşmadan hemen
sonra verdiği ara karanyla
spor salonu yerine bu küçük
salonu tercih etmişti. Böyle bir
kargaşa yaşanacağını bile bile
böyle yapmışlardı.
Metin Göktepe davası, faili
meçhuller cehennemine dön-
müş Türkiye için bir çıkış yolu
olabilirdi.
Çünkü ilk kez polis kendi
içindeki katilleri saptamış ve
yargıya sevk etmişti. Medya-
nın yürüttüğü olağanüstü çaba
Göktepe'nin katillerinin isim
isim ortaya çıkmasının baş ne-
deni olmuştu.
Polis, kendi içindeki suçlula-
n saptadığına göre, artık yargı
Cinayet Sanıkları Yine Yok
harekete geçebilirdi. Cinayet
sanığı polislerin polisteki ifa-
deleri her şeyi aydınlatıyor ve
yargıya büyük kolaylık sağlı-
yordu. Polis ve devlet, belki de
medyanın baskısıyla bu sonu-
ca ulaşmıştı, ama sonunda u-
laşmıştı.
Bu aşamadan itibaren savcı-
lık harekete geçebilir, sanık po-
lisleri tutuklayabilir ve adil bir
yargılama için ön şartları hazır-
layabilirdi. Ne yazık ki bu ol-
madı. Savcılık, bu yönde adım
atmasa bile, duruşmalar baş-
ladıktan sonra mahkeme he-
yeti duruma el koyabilirdi. Dos-
yada yeterince bilgi ve belge
bulunuyordu. Yapılması gere-
ken biraz cesaret göstermek
ve adalet için kollan sıvamaktı
Iki duruşmadır Afyon'a geliyo-
rum. Bu mahkeme neden bu-
rada toplanıyor, izahı mümkün
değil. Adam öldürmekten yar-
gılanan ve suçlarını itiraf eden
polisler neden duruşmaya ge-
tirilmiyor, açıklaması mümkün
değil. Bunu yapmak yargıçla-
rın görevi. Onları mahkemeye
getirmek iradesi hâkimlerin
elinde.
Peki onlar bunu yapıyorlar
mı? Heyhat, onlar, bir gazete-
ciyi görevini yaparken öldür-
müş polislerin ifadesini almak
gayretini bile göstermiyorlar.
Yargının bu tür cinayetlerin
önünün alınmasında bir rol oy-
nayabileceğini bile düşünmü-
yorlar. Onlar, devletin kendile-
rine sanki bu cinayetlerin üze-
rine yürümeyin diye emir ver-
diği gibi bir davranış içine giri-
yorlar.
Gazeteciler Cemiyeti Başka-
nı Nail Güreli, "Su duruşma
ve bu dava bir çıkış yoiu olabi-
lirdi, heyhat!" diyerek tepkisi-
ni dile getiriyordu. Gerçekten
yargı için de bir çıkış yolu ola-
bilir, bir örnek haline gelebilir-
di.
Dünkü duruşmanın yapıldığı
-ne duruşmasıysa- o daracık
salon, adalet isteyen insanlann
yüreğine karabasan gibi baskı
yapıyordu. Adalet umudu, bir
kez daha dar salonun güven
vermez havası içinde uçup gi-
diyordu.
Bu tür bir yönetme ve yargı-
lama anlayışı Türkiye'nin gele-
ceğini karartıyor. Salonun dı-
şında toplanan kalabalık "Me-
tinler burada, katiller nerede?"
diye bağınyordu.
Gerçekten katiller nerede?
Adalet nerede?
Bu ülkenin geleceği nerede?
•••
Not Yann Ankara'da "Çete-
lere Karşı Demokrasi İçin" mi-
ting ve yürüyüş yapılıyor. ÖDP,
HADEP, DBP, DİSK, KEŞK,
TMMOB, TTB, TDB, TÜR-
MOB, İHD, ÇGD, Mülkiyeliler
Birliği, PirSultan Abdal Derne-
ği, Hacı Bektaş Veli Kültür ve
Tanıtma Derneği'nin birlikte ör-
gütlediği miting, yeniden
Susurluk dosyası açmak için
mücadeleyi gündeme getire-
cek.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
"Başbuğ"un Ölümü
MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş (asıl
adıyla Hüseyin Feyzullah) 80 yaşında yaşama
gözlerini yumdu. Bakanlar Kurulu'nun (er ya da
geç, fakat herhalde tartışılacak) bir karanyla 'tah-
sis edilen' arazıde, Anıtkabır'i görecek konumda-
ki bir 'anıtmezar'da, katılımın büyük olduğu birtö-
renle toprağa verildi. Yandaşlan için o "Başbuğ
Türkeş"İ[. Bu unvanı kendisi mi istemişti, yoksa
yandaşlarının buluşu muydu? Her iki durumda da
bundan hoşnutluk duyduğunda kuşku yok. "Baş-
buğ" sözünün ansiklopedideki karşılığı şöyle: "Es-
kiden Türklerde ordulan yöneten hükümdara, baş-
komutana karşılık verilen unvan." Her askeri okul
öğrencisinin, gelecekte kendisini başkomutan ola-
rak hayal etmesi anlaşılır bir şeydir. Fakat albay
emeklisi Alparslan Türkeş'in ordular yöneten bir
hükümdar ya da herhangi bir askeri zafer kazan-
mış bir kumandan olmadığı biliniyor. Öyleyse bu
unvan neden? Cenaze töreninde konuşan oğlu
(MHP Genel Başkan Yardtmcısı) Tuğrul Türkeş,
babasını Atatürk, Alparslan, Fatih ve Kanuni'yle
aynı yücelikte gördüğünü açıkladı. Bir evtadm, ölü-
münün acısı henüz çok taze baba için yüceltici
sözlersöylemesiyadırganmayabilir. Fakat "Başbuğ
Türkeş" gerçekten de bu kişiliklerie eşdeğerde bir
kimse miydi? Bu sorunun yanıtını soğukkanlılıkla
araştıralım.
•••
Alparslan Türkeş'in teğmenken Dil veTarih Coğ-
rafya Fakültesi'ni basan ırkçı-Turancı grup arasın-
da yer aldığını Mehmed Kemal'm yazısından öğ-
rendim. Daha sonra (bu kez yüzbaşı rütbesiyle) ırk-
çı-Turancı suçlamasıylayargılandığını, bir yıl kadar
tutuklu kaldığını biliyoruz. Dil veTarih Coğrafya Fa-
kültesi'nde o dönemde bir araya gelen Niyazi Ber-
kes, Muzaffer Şerif Başoğlu, Pertev Naili Bora-
tav, Behice Boran gibi genç öğretim görevRleri-
nin, seçkin bilim ınsanlannın nasıl baskılara uğra-
tıldığı, hemen hepsinin yurtdışına göçmek, çalış-
malarını yabancı ülke ünıversitelerinde sürdürmek
zorunda kaldıkları da bilinmektedir. 194O'lı yıllann
ırkçı-turancı genç subayı, sonraki yıllarda, hiç de-
ğilse 1980 sonrasında, Niyazi Berkes gibi Osman-
Iı-Türkıye siyasal-kültürel tarihinın en önemli araş-
tırmacılanndan birinin ya da Pertev Naili Boratav
gibi Türk folklorunun en büyük bilimcisinin çalışma-
larını incelemek gereğini acaba duymuş mudur?
Türkiye'de 1930'lu yıllar ve 194O'lı yıllann başlann-
dafilizlenen ilerici, aydınlanmacı hareketlerin 4O'lı
yıllann ortalarından başlayarak nasıl ezildiği, düşü-
nürlerin, bilim insanlannın, yazarlann, sanatçılann
nasıl yok edildikleri ya da susmaya zorlandıklan
çok iyi bilinmektedir. O yıtlann ırkçı-Turancılannın
mı, yoksa Milli Eğitim Bakanhğı Klasikleri'ni, Köy
Enstitülerini yaratanların, çağdaş edebiyat ve kül-
türümüzün yüz akı ürünlerini veren kimselerin mi
gerçek yurtseverler olduğunu herkesin iyi düşün-
mesi gerekir. „ , .
.if. !<>/•„ • -i •w"ww ," .. , ,, , ,-.
40'lı yıllann ilerici, aydınlanmacı hareketleri veki-
şileri ezilip susturulurken Alparslan Türkeş'in Harp
Akademisi'ni bitirerek (1948) kurmay olmaya hak
kazandığını yaşamöyküsünden öğreniyoruz. Aynı
yıl Cansas-Amerikan Harp Okulu'nda kısa bir staj
döneminden sonra Çankın'da "kontrgerilla" öğ-
retmeni olarak görevlendirilen kurmay yüzbaşı Tür-
keş, 1955-58 yıllannda VVashington'daki NATODa-
imi Komitesi'nde görevini sürdürüyor. 27 Mayıs
1960'ta askeri darbenin bildirisini radyodan oku-
yan kurmay albay Türkeş, kısa bir süre Başbakan-
lık Müsteşarlığı'ndan sonra "747er" diye bilinen
grubun içinde yer aldığı için emekli edilerek (Türki-
ye'nin Hindistan Büyükelçiliği'nde bir görevle) ül-
keden uzaklaştınlıyor. Asıl yükseliş ve "başöuğ'luk
ise 1963'te ülkeye dönüşünden sonradır.
•*•
Türkiye'de demokratik-sosyalist hareketin Türki-
ye Işçi Partisi öncülüğünde yükselişe geçmesiyle
Alparslan Türkeş'in (adı sonradan MHP olacak)
CKMP içinde yükselişe geçmesinin eşzamanlılığı
rastlantı mıdır? 196O'lı ve 70'li yıllardaki sayısız si-
yasi cinayette MHP'nin yan örgütlerı olarak kuru-
lan ve etkinlikte bulunan ülkü ocaklannın -günü-
müzdeki "çete "lere kadar uzanan- rollerı ise kim-
senin "meçA)u/ü"değildir. Demokratik-sosyalist ha-
reket, yasalardaki baskıcı hükümlerin yanı sıra sö-
zünü ettiğimiz yasadışı kışkırtma ve saldınlarla kar-
şılaşmasa da kendi iç sorunlan nedeniyle ya da
başka toplumsal nedenlerte yine gelişemeyecek ve
ülke bir kargaşa ortamına yine sürüklenecek miy-
di? Bu bambaşka bir tartışma konusudur. Fakat
demokratik-sosyalist hareketin yükselişinin gittik-
çe şiddetlenen bir aşırı sol-aşın sağ çatışmasına dö-
nüştürülmesinde MHP ve yandaş güçlerinin uygu-
ladıkları "stratej/"nin başarısı yadsınamaz... 40'lı
yıllann genç ırkçı-Turancısı Türkeş'in, 60'lı-70'li yıl-
lardaki bu "strafe//"nin uygulayıcısı, görünürdeki en
etkili "önder"\ olarak "başbuğ" unvanını gerçekten
hak etmiş olduğu herhalde söylenebilir...
• • •
1980 faşist darbesinin bile yargılamak zorunlu-
luğunu duyduğu Alparslan Türkeş sonraki yıllarda
değişti mi? Bu sorunun yanıtını Türkeş'in kişiliğin-
den çok, son yıllann Türkiye ve dünyasındaki de-
ğişimlerde aramak gerekir. SSCB'nin dağıldtğı,
"Türkî" cumhuriyetlerin bağımsız devletlere dö-
nüştüğü bir zamanda, kendi sınırlan içindeki top-
lumsal sorunlarla boğuşan bir Türkiye'de ırkçı-Tu-
rancı bir ideolojinin inandırıcıhk gücü, kitleleri etki-
leme şansı ne olabilir? Öte yandan Türkiye içinde-
ki etnik-toplumsal sorunları daha da azdıracak,
ekonomik sorunlann bunalttığı ve din istismarcıla-
nnın kamplara ayırdığı kitleleri, geleceğinden umut-
suz gençlik gruplannı birbirine kırdıracak (başka
bir deyişle, bütün ülkeyi iç savaş ortamına, daha
güçlü bir olasılıkla da askeri darbeye sürükleyecek)
bir şiddet üslubunu tırmandırmayı kim göze alabi-
lir? Bu soruların ve özellikle sonuncusunun yanıtı-
nı da herkesten çok, Türkeş'in cenaze töreninde
gözlemlediğimiz, çoğunluğu genç, patlamaya ha-
zır, zihinleri ve duygulan karışık bir kitle üzerinden
politika yapmaya heveslenenlerin çok iyi düşüme-
si gerekiyor.
DİKKAT! Yeryüzünde, TEMEL EĞİTİM'i
hâlâ 5 yıl olan yedi geri kalmış ülkeden biri
de TÜRKİYE! ÖDÜNSÜZ - KOŞULSUZ
zorunlu 8 yıllık TEMEL EĞİTİM'e geçerek
bu ayıptan kurtulmahyız!
ÇYDD