Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 NİSAN 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
îstanbul Barok Haftası'nda bu akşam 'Avrupa Eğleniyor' operasının prömiyeri gerçekleşecek
Bu çağm gözüyle
6
Barok'GÜL ERÇETBS
lstani>ul Barok Haftası kapsamında bu
akşam 300 yıllık bir oyunun, "L'Europe
Galante"nın (Avrupa Eğleniyor) prömi-
yeri gerçekleşecek. Dört giriş ve epilog-
dan otu4an opera. 1697 tarihinde Pransız
sarayınm ünlü bestecısi Andre Campra
tarafından bestelenmiş. ve bu tarihten iti-
baren 15 yıl aralıksızoynarruştı. A. Camp-
ra'nın ö>teki operalan günümüzde pekçok
barok topluluk tarafindan sahnelenmesi-
ne karşın 'Avrupa Eğleniyor'un tam bir
kaydı ya da sahne performansı bulunmu-
yor. Venüs ve Eris'in tartışmalan ûzenne
kurulan operayı îstanbul Barok'un kuru-
cusu Leyia Pınar Briiksel Kralıyet Kütüp-
hanesi'nden çıkartarak 300 yıl sonra Türk
Salonlan'na taşıyor.
. Venüs ve Eris, Venüs'ün oğlu aşk tan-
nsı Eros'un dûnya üzerindeki etkisi üze-
rine tartışırlar. Eris, Eros'u Avrupa'dan
kovduğujıu ileri sûrer. Bunun ûzerine yer-
yüzüne inerek Fransa. Ispanya, Italya ve
Osmanlı topraklannı gezerler ve aşkın bü-
tün görkemi ve ihtirasıyla yaşamaya de-
vam ettiği görürler. 17. yüzyılda yazılan
bu operada A\Tupa devletleriyle birlikte
Osmanlı sarayının da ziyaret edilmesi te-
sadüf değil aslında. Bu döneme kadar Os-
manlı sultanlannı erişılmez bir güç olarak
gören Avrupalılar, Osmanlı'nın savaşala-
nındakı yenilgilerinin başlamasıyla ken-
dilerini bu ülkeye denk görmeye başlıyor.
Böylelikle Osmanlı saraylan Avrupa'nın
sanat yapıtlanna konu oluyor.
Yurtdı şında yaşayan org ve klavsen sa-
natçısı Leyla Pınar gençlerle birlikte bir
şeyler üretmekten çok memnun. Üç yıldır
V.enüs ve Eris'in
tartışmalan üzerine
kurulan operayı, îstanbul
Barok'un kurucusu
Leyla Pınar Briiksel
Kraliyet Kütüphanesi'nden
çıkartarak 300 yıl
sonra Türk salonlanna
taşıyor. Sanat
müzik yönetmenliğini
Leyla Pınar'ın üstlendiği
opera, bu akşam
saat 20.00'de Yıldız
Saray Tiyatrosu'nda
izlenebilir.
Fotoğraf: KADER TUĞLA
düzenledikleri îstanbul Barok Haftası ile
gençlik için yazılmış yapıtlarla yine genç-
lerle buluşmayı amaclayan sanatçı, bu tür
etkinliklerin gençlerin yetişmesi ve onla-
ra gelecek için ulaşılacak noktalar belir-
lemesi bakımından önemini vurguluyor.
Barok, gençlerin büyük projelere hazır-
lanması bakımından uygun bir müzik, Pı-
nar'a göre. Kulakta kalan kısa, on beşer
dakikalık müzikler sanatçılan sahne disip-
linine alıştırarak daha uzun projelere ha-
zırlıyor.
Bach, Verdi, Haendel gıbı sanatçıiann
yanı sıra Tanburi CemiL Cemal Reşit Rey,
Dhan l'smanbaş gibi Türk sanatçılannı
da yorumlayan Pınar, piyano eğitimini ge-
liştirmeyi düşünürken çeşitlı yapıtlan bu
aletle çalamadığını fark edip klavsen ça-
lışmaya başlamış. Klavsenin kanuna ve
Türk seslerine yakınlığı da elbette sanat-
çının Türk müziğiyle de yakından ilgilen-
mesine yol açmış. Her zaman müzikte ye-
nilikten yana olan sanatçı Türk ve Batı
müziklerini çalabildiği için Türk müziği-
ne yenilikler katma yolunu açmış kendi-
sine. Bizım klasik müziğımizin hiç bir za-
man 'bu çağın gözüyle' değerlendirilme-
diği görüşünde: "17. yüzyıun geleneksel
sanatçılan ortak bir çizgide Ueriemiş. Av-
rupa, Amerika ya da Türk mûziği dhe
ayırmaya gerek yok. Barok hepsinin için-
de vaıf 'Barok
1
sözcüğü Leyla Pınar'a ye-
niliğı, deneyi. kalıplaşmış şeylere rahat-
sız etmeden yenilik eklemeyi çağnştın-
yor. Bu nedenle de fanteziyi geliştiren bu
müziği çağımıza aktarmak istiyor. Sanat-
çının müzik anlayışı 17. yüzyılda yazılmış
yapıtlan olduğu gibi bu çağda düıletmek
değil, bugünkü Barok'u da gündeme ge-
tirmek. Pınar, Barok aracılığı ile dün ve
bugün arasında köprü kurmayı amaçlıyor.
Müziğın yaşanan zamanla bağlantısı-
nın korunması gerektiğinı savunan sanat-
çı, Barok'u klasik tiyatro anlayışıyla izle-
mek isteyen izleyicileri de şaşırtıyor. "Bu
çağın da Barok'a katacağı çokşey var" di-
yen sanatçı, bir cadı sahnesini video ya da
barkovizyon aracılığıyla aktanlacak alev-
lerle zenginleştirmek gerekriğini savunu-
yor. Sanatçılardan hâlâ fotoğraf anlayışı-
nın beklendiğini söyleyen Pınar, Türk sa-
natında bu nedenle stil anlayışmın oluş-
mamasından yakmıyor.
tstanbul Barok, yurtiçinde gerek iş dün-
yasında gerek kültürden sonımlu çevre-
lerden gerekli ilgiyi görmüyoı. Ancak ya-
bancılar Türkiye'de de Barok'la ilgilenil-
diğini öğrenince ilgi ve desteklerini esir-
gemiyor. Topluluk, tstanbul Barok kapsa-
mındaki programdan sonra 24 nisan tari-
hinde de Avrupa'nın en önemli Barok top-
luluklanyla birlikte 24 nisanda 'Brüksd
Sabloa Barok FestivaH'ne katılarak 'Av-
rupa Eğteniyor'u Avrupalılarla paylaşa-
cak. Sanat müzik yönetmenliğini Leyla
Pınar'ın üstlendiği operanın solistleri
Çağnnr Gürsan, Şebnem Tunçay, Evren
Ekşi. Efe Kışlah, Patrik Lange ve Kenan
Dağaşan. Mimar Sinan Üniversitesi öğ-
rencilerinin katkılanyla gerçekleşecek et-
kinliğin Oda Orkestrası Grup Şefleri de
Jonathan Talbot Semantha Montgomery
ve Tormod Dalen. Avrupa Eğleniyor saat
20.00'de Yıldız Saray Tiyatrosu'nda izle-
nebilir.
Buyıl8.'si
verflecek ödüller
28 nisanda törenle
sahiplerini
bulacak. trfan
Tözüm'ün
'Mum Kokulu
Kadınlar'ı 'En İyi
Uzun Metrajb
Üçüncü Film'
seçildi. Halil Ergün
de bu fılmdeki
rolüyle En tyi
Erkek Oyuncu
ödûlüne değer
görüldü.
Anbıırmı O
sahipleri açıklandıKiiltür Servisi - 1990 yılından bu yana
şair-sinemacı Orhon Murat Anbumu anı-
sına. şair ve sinemacı Hüseyin Alemdar'ın
çabalanyla verilmekte olan geleneksel An-
burnu Ödülleri'nin sekizincisinin sonuçla-
n belirlendi.
Salih Bolat. Abdülkadir Budak. Şükrü
Erbaş, Ahmet Erhan ve Turgay Rşekçi'den
oluşan jün, 'Şiir Kitabı' dalında Bejan Ma-
tur'un 'Rüzgâr Dolu Konaklar' adlı kita-
bını 'En tyi Şiir Kitabı' seçti. Hüseyin
Alemdar. Ali Askcr Barut, Gühekin Emre,
Enver Ercan ve Yelda Karataş'tan oluşan
jüri 'Yayımlanmamış Şiir Kitabı
1
dalında
Halil tbrahimÖzcanın 'KınkZar'adlı ki-
tabını ödüle değer buldu.
Serap Aksoy, Imit Elçi, Küçük lsken-
der, Meral Oğuz ve Cemal Şan'dan oluşan
seçici kurul, 'Uzun Metrajh Fihn' dalında
'Ydmaz Güney Jüri Özel Ödülü'nü 'Ta-
butta Rövaşata' fîlminin yönetmeni Der-
viş Zaim'e verdi.
'Cahide Sonku Jüri Özel ÖdühV 'Sen de
Gitme'nin kadın oyuncusu Olrvia Bo-
namy'ye. 'Aliye Rona Jüri Özel Ödülü"
'HoUywood Kaçaklan'ndaki rolüyle Su-
zan Akay'a, 'FerdaFerdağ Jüri Özel Ödü-
lü' 'Mum Kokulu Kaduılar'dakı oyuncu-
luğuyla Ceren Erginsoy"a verildi. 'En lyi
Uzun Metrajh Film' Tunç Başaran'm yö-
nettiğı 'Sen de Gitme'nin olurken Derviş
Zaim' in 'Tabutta Rövaşata'sı 'En lyi Uzun
Metrajb tkinci Film', Irfan Tözüm'ün
'Mum Kokulu Kadınlar'ı 'En Ivi Uzun
Metrajb Üçüncü Film' seçildi. Tunç Başa-
ran 'En İyi Yönetmen', Halil Ergün 'En tyi
Erkek Oyuncu
7
, Mazlum Çimen ise 'En
tvi FTlm Mûziği' (lşıklar Sönmesin) dalta-
nnda ödüle değer görüldü.
Necmettin Çobanoğtu, Özcan Karabu-
lııt, İbrahim Karaoğhı. Macit Koper, Zeld
Ökten'den oluşan uzun metrajlı film öykü-
sü jünsi, 'En tyi Çekümenuş Film Öykü-
sü' dalında Mustafa Kemal Kara'nın 'SH
la', Vlldan Ertürk'ün 'ÇeUşld' ve Münire
Armstrongun 'Kalamış'ta Bir Yaz' adlı
yapıtlannı ödüllendirdi.
Tank Akan, Orhan Oğuz, Şerif Sezer,
Alin Taşcıyan, Atıf Yılmaz'dan oluşan kısa
metraj film jürisi ise 'En tyi Kısa Metraj-
lı Fihn' dalında Şebnem Ozpeta-Tülay Ağ-
ca ikilisinin 'City Guide' ve Mustafa U-
nal'ın 'Nereye' adlı fılmlerine ödül verdi.
Fotoğraf dalında ise Merih Akoğul, Nev-
zat Çakır, Orhan Cem Çetin, Sadık Demi-
röz ve Bennu Gerede'nin yer aldığı jüri,
Özer Kanburoğlu'nun 'Sepetçinin Çocuk-
lan' adlı fotoğrafinı 'En t>i FotoğraT ola-
rak belirledi.
Orhon Murat Anburnu Ödülleri, 26 ni-
san cumartesi günü 17.00-19.00 saatleri
arasında Sinema Eserleri Meslek Birli-
ği'nde (SESAM) düzenlenecek törenle
sahiplerine verilecek.
Yönetmen Sergey Bodrov, Oscar adaylığını önemsemiyor
'Seyirdye ulaşmak, ödül
almaktan daha önemlVKiiltür Servisi - Hareketli
günler yaşayan festival kap-
samındaki basın toplanhlan-
na katılan Rus yönetmen
Sergey Bodrov. festivalde
gösterilen ödüllü filmi 'Kaf-
kas Mahkûmu'nun Rus- Çe*
çe^savaşmdakı taraflarda^ı
ofuniru^epkıler almasını çok
sevindinci olarak değerlen-
dirdi.
Bodrov. "Taraf tutmayan
insanal bir film yapnıak Ls-
tedim. Film Rusya'da çok
olumlu karşılandı. Sadece
Ruslar değil. Rusya'da yaşa-
yan Müslüman halk da filmi
sevdL FOm, Çeçen halkma da
video kasede ulaştı" dedi.
Filminde başrolü oğlu Ser-
gey Bodrov Jr.'a veren ünlü
yönetmen, oğluyla çalışma-
nın riskli olduğunu. ancak o-
nun da bu rolü fazlasıyla is-
tediğini belirtti. Bodrov'un
oğlu ise babasıyla birlikte
çalışma deneyimi ve oyun-
culuk üzerine "Yemin ettim,
bir daha asla babamla fihn
yapmayacağun. Aktörlüğü
bir meslek olarak düşünmü-
yorum'" diyerek sinemaya
yönetmen olarak devam et-
mek istedigini söyledi. Ser-
gey Bodrov ise filmin Os-
car"a aday gösterilmesini
memnuniyetle karşıladığını,
ancak filmin çok sayıda se-
yirciye ulaşmasının ödül al-
masından daha önemli oldu-
ğuna değindi. Bodrov. "Ffl-
mi Ldeyen Boris Yeltsin o ka-
dar etkilenmiş ki Çeçen-Rus
savaşı konusunda çözüme
yönelik adımlar atmaya ka-
rar vermiş. Bu haber doğru
mn?" şeklindeki bir soruya
Festivafin jüri başkanı Sergey Bodrov, oğlu Sergey Bodrov Jr. ile birlikte.
"Yan yanya doğru. Yeltsin
özelbir gösterimde izlemiş. ve
pek beğenmemişti. Daha
sonra yeniden i/Jcmek istedi.
Belki fikrini değiştirmiş ola-
bilir. ,\ma filmin politik ola-
rak bir etki yaratacağına
inanmrvorum" yanıtını ver-
di.
Film yapmak çok zor
Festıvale. 'Bir Kaybolu-
şunGüncesi' adlı ilk filmiy-
le katılan FilistinH genç yö-
netmen Elia Suleiman ise Fi-
listin sinemasının birendüst-
ri olmadığını, yönetmenle-
rin para buldukça film yap-
tığını belirtti. Filmının bir ts-
rail-Filistin ortak yapımı
olarak gösterilse de aslen Fi-
listin damgası taşıdığını söy-
leyen Suleiman, iki ülke ara-
sında sanatsal anlamda bir
yakınlaşma olacaksa, bunun
politik görüşlerden taviz ve-
rilmesiyle gerçekleşebilece-
ğine inanıyor. Filmi yapar-
ken Israil'den para aldığıhı
ve bu parayı tsTa.il devletine
ödediği vergiler sayesinde
hak ettiğini düşünen yönet-
men, lsrail topraklannda ya-
şayan bir Filistinli olarak
ekonomik ve kültürel baskı
altında yaşamaktan yakını-
yor.
'KaHaklar' fîlminin Ma-
car yönetmeni Ildiko Szabo
da Macaristan'da bugün film
yapmanın çok zor olduğunu
anlarrı. Komünizm döne-
minde ideolojik yasaklama-
nın, yerini, günümüzde vah-
şi kapitalizme bıraktığını be-
lirten Szabo, yaşadığı ikile-
mi "Eski sistemi tanıyorduk.
Kimin ak kimin kara okluğu
belliydi. Şimdrvse herkesin
bir mobil telefonu, arabası,
son moda 0> silcri var. Kimin
iyi kimin kötü olduğunu bi-
lemiyonız" diye anlattı. Çek
yönetmen hnn Fila da, Sov-
yetler Birliği'nin dağılma-
sından sonra yaşanan değişi-
min Çek yönetmenler üze-
rinde etkili olduğunu, pek-
çok yönetmenin başka ülke-
lere göç ettiğini belirtti. Ivan
Fila, kendisinin de Almanya
ve ttalya'da yaşadığını söy-
leyerek Çek Cumhuriye-
ti'nde bir yabancı olarak gö-
riildüğünü ekledi.
Sinemacılar işsiz
Festivale Özbektstan'dan
'Her Yer Karla Kapbydı' ad-
lı filmiyle katılan kadın yö-
netmen Kamara Kamalova
ise Özbekistan'da pekçok si-
nemacının işsiz kaldiğını be-
lirtti. Kamalova, geçen yıl
ünlü yönetmen Antonioni ile
birlikte Orta Asya'da
'Uçurtma' adlı filmi çeke-
cekti. Özbek hükümetinin
maddi desteğini geri çekme-
si, 'L'çurüna'nın gerçekleş-
tirilmesine engel oldu.
Eski kasap, yeni
heykeltıraşm
başı dertte!Kültür Servisi - Ingıliz
heykeltıraş Anthony Noel -
Kefly, ceset çaldığı ve giz-
lıce ölü gömdüğü gerekçe-
siyle tutuklandı ve daha
sonra kefaletle serbest bıra-
kıldı. Olay, Anthony - No-
el Kelly 'nin son heykel ser-
gisini gezen bir kadının.
sergilenen heykeller ara-
sında ölmüş bir arkadaşı-
nın >üzünü tanımasıyla or-
taya çıktı.
Prens Charles'ın beş yıl
önce kurduğu Mimarlık
Enstitüsü'nde heykel öğ-
retmenliği yapan Anthony-
Noel Kelly, kesip biçtiği
kadavralardan, heykel leri
için alçı dökümler çıkan-
yor. Ölülenn beden, kafa ve
ayaklannın alçı kalıbını çı-
kartıp bu kalıplan cam el-
yafıyla doldurup gümüş ve
altın yaldızla .
boyuyor. Bir
polis sözcü-
sü. basında
sanatçının ça-
lışma yönte-
mi üzerine çı-
kan yazılann
ardından Ma-
jestelerinin
Anatomi Mü-
fettişi olarak
adlandınlan
özel bir hükü-
met yetkilisi-
nin 41 yaşın-
daki sanatçıyı
A ngiliz
heykeltıraş
Anthony Noel -
Kelly, ceset çaldığı
. ve gizlice ölü
gömdüğü
gerekçesiyle
tutuklandı ve daha
sonra kefaletle
serbest bırakıldı.
mışti.
Eski kasap. yeni heykel-
tıraş Noel-Kelly. ocak ayın-
da, Londra'da her yıl ger-
çekleştirilen Çağdaş Sanat
Fuan'nda yaşlı bir adamın
kadavrasından kalıp çıka-
nlarak yapılmış gümüş
kaplamalı omuz ve başı, bir
başka adamın altın kapla-
malı yüzünü sergilemışti.
Kelly, bir söyleşisinde
yaşam ve sağlığın, güzelli-
ğın gerekli koşullan oldu-
ğu varsayımına meydan
okumak istedigini. ölü ın-
sanlann organlannı yaldız-
la kaplayarak onlan ölüm-
süzlüğe kavuşrurduğunu
öne sürmüştü. "Bu heykei-
leri yapmak beni rahatsu
etmiyor. Kimseye zarar ver-
mek istemiyorum" diyen
sanatçı, belki de başına ge-
^ ^ _ lecekleri ön-
ceden sezmiş-
ti:"Benölüm-
de bir güzeüik
bulabiliyo-
rum, ama so-
nuçtaçürüyen
vücutlardan
söz ediyoruz
burada.Onla-
ra bakınca,
onlarla çalı-
şmca, sonuçta
sonumuz bu
işte diye dü-
şünmeden de
edemivor in-
izlemeye başladığını söy-
ledi. Daha sonra da son ser-
giyi gezmeye gelen bir ka-
dın, sergilenen büstlerden
birinin ölmüş yaşlı erkek
arkadaşına ait olduğunu
fark ederek polisi aradı.
Bunun üzerine, Londra'da-
ki Galler Prensi Mimarlık
Enstitüsü'nde çalışan hey-
keltıraş "hırsızhk ve izinsiz
ölü gömme" suçlanndan
tutuklandı. tngilizpolısör-
gütü Scotland Yard sözcü-
sü, sanatçıya aıt iki evde
bazı ceset parçalan bulun-
duğunu belirtti.
Heykeltıraşlığa başla-
madan önce kasaplık yapan
ve bir süre bir mezbahada
çalışan Anthony-Noel Kel-
ly, kadavralan tıp okulla-
nndan aldığını ve daha
sonra attığını belirtmişti.
Kadavralan ele geçirmenin
'çok zor' olduğunu söyle-
yen sanatçı, "UsteKk biri
beni ihbar ettiği için polis
de peşime düştü. Atölyem-
de birkaç 'parça' vanh, on-
lan hemen vok ettim'' de-
san. Sergide > aptığım hey-
kcllerden birindeki yaşlı
adamıtanıyacak birisi çıka-
cak mı acaba diye merak
edivorum şimdi."
41 yaşındaki Anthony
Noel- Kelly. daha önceki
çalışmalannda da tıp dün-
yasından esinlenmiş. Kan-
ser araştırmaları yapan
doktorlar için desenler yap-
mış, aynca çeşitlı ameliyat-
lara gözlemci olarak gir-
miş. Ancak, lngiltere'de,
Noel-Kelly'nin yaptığı gi-
bi kadavralardan çeşitli or-
ganlar kesilerek atölyeye
taşıması ölmüş kişiye say-
gısızlık sayıldığı için aslın-
da kurallara aykırı. Sanatı
için ölmüş insanlara saygı-
sızlık ettiği gerekçesiyle
Ingiliz Cenaze Işleri Ens-
tütüsü'nün tepkisini alan
Anthony Noel-Kelly, say-
gısızlık etmek ıstemediğı
konusunda ısrar ederken
kadavralan hangi tıp okul-
lanndan aldığını açıklama-
yı da şiddetle reddediyor-
du.
'Kayıtsız' toplum kurbanı
MURAT OZER
"Yerinde bir seçim" olarak
festivalin açılış gecesinde
göstenlen Amerikan bağımsız
sıneraasının usta işi
ömeklerinden "Oyun Evine Hoş
Gddiniz" (Welcome to the
Dollhouse) şaşırtıcı, vurucu,
zaman zaman şok edici bir
yapım. Ortaokulda öğrenim
gören Dawn VVîener,
alabıldığine çirkin (güzelleşmek
için de herhangi bir çaba
harcamayan), çevresi ve ailesi
tarafindan sürekli olarak
aşağılanan, ikiyüzlü, ağzı bozuk.
haince planlar yapmaktan geri
durmayan bir kızdır. Ergenlik
çagında olduğu için de "seks
yaşamr hakkında planlar yapar
durur: okulun "firlama"
çocuklanndan birinin "tecavüz
tehdWeri"nı heyecanla karşılar,
ağabeyinin kurduğu rock
grubunun yakışıklı gitaristine
âşık olur, olanaksız bir aşktır bu.
Yaşam Davvn Wiener için
zorluklarla doludur,
ancak o bu zorluklardan adeta
"kejif ahna" yolunu seçmıştir,
üzerlerine yeni zorluklar ekleme
"Oyun Evine Hoş Geldiniz"
pahasına...
Amerikan bağımsız
sinemasının en iyi ürünlerinin
yanştığı ve gösterildiği, ünlü
filmi "Butch Cassidy und the
Sundance Kid-Sonsuz
Ölüm*den (1969) esinlenenen,
usta aktör Robert Redford'un
kurduğu Sundance Film
Festival i'nde "Jfiri Büyük
Ödülü''nü kazanan Todd
Solondz filmi "Oyun Evine Hoş
Geldiniz", içerdiği kara mizah
dozu çok iyi ayarlanmış etkili
bir "kopuş" filmi.
Filmi varoluşçu sinema içinde
de değeriendirmek mümkün.
Boşveımişliğin başrolü oynadığı
yapunın başansında küçük
oyuncu Heather Matarazzo'nun
payı ise gözden kaçmayacak
kadar büyük. Davvn VViener
tipine müthiş bir inandıncılık
katan küçük oyuncu, filmin
hiçbir arunda sarkmayan
temponun da "garantisi" adeta.
Aynntılann çok iyi yansıtıldığı
filmde, bir "toplum kurbanı"
konumunda gösterilmesi
beklenen ve karşılığmda da
toplumdan "intikam" alması
istenen baş kahraman, zaman
zaman "intikam naralan" atsa
da filmin bütününe
baktığımızda kendi içindeki
"kötü meyve"yi sunmayı
yeğliyor. Amerikan
bağımsızlannın "küskün"
yönetmenlerinden Todd
Solondz'un "beklenmedik"
biçimde büyük başan (hem
sanatsal, hem ticari) kazanan
filmi "Oyun Evine Hoş
Gektiniz". şimdiden
klasikleşmiş, kaçınlmaması
gereken bir başyapıt
(87 dakika).
1S.«UKUi
İSTMB81
rlUH FESTİVMİ
B U C Ü N
EMEK: Oyun Evine
l Hoş Geldiniz (12.00-
18.30), Olanaklar Çağı
1(15.00-21.30)
FİTAŞ1: Durgun
I Sular Derin Akar
(12.00-18.30),
Özgürlüğün Hayaleti
(15.00-21.30)
FİTAŞ3:Bütün
Kapılar Kapalıydı
(12.00), Kieslovski
Belgeselleri3(15.OO-
21.30). ZıkkımınKökü
|(18.3O)
FİTAŞ5: IrmaVep
1(12.00), Manny&Lo
(15.00-21.30), Andy
Warhol'u Vurdum
|(18.30)
REKS: Kıyamet
|Kuşağı( 12.00), Vaat
(15.00), Fiorile
(18.30), Nazarin
(21.30)
Ulusal Yanşma
filmleri tanıtıldıKültür Servisi- 16.
Uluslararası Îstanbul Film
Festivali'nin 'Ulusal
Yanşma' bölümünde yer
alan Türk yönetmenler,
önceki gün düzenlenen basın
toplantısında kendilerini ve
filmlerini tanıttılar. Basın
toplantısına az sayıda
yönetmenin katılması dikkat
çekiciydi. Bugüne dek çeşitli
festivallerde toplam 18 ödül
alan 'Sen de Gitme'nin
yönetmeni Tunç Başaran,
genellikle edebiyat
uyarlamalan üzerine
çalıştığını ve eserle kendisi
arasındaki ilişkiyi
beyazperdeye aktarmayı
yeğlediğinı belirtti. Başaran,
Ayla Kutlu'nun 'Sen de
Gitme Triyandafilis' adlı
öyküsünden aktardığı filmin
başrol oyuncusu Olrvia
Bonamy'nin başansma da
değindi. Filmlerinde
genellikle ınsan sevgisi
üzerine yoğunlaştığını
belirten Tunç Başaran, 'Sen
de Gihne'de de bu temayı
ışledığini söyledi.
Kürt sorunu ve aşiret olgusu
üzerinde duran 'Dırejan'
fîlminin yönetmeni Şahin
Gök ise 'Dırejan'ı
"Kürtçülük yapmayan bir
Kürtrdmi" olarak
değerlendirdi. Güneydoğu
bölgesinde yaşanan terör
sorununa değinen 'lşıklar
Sönmesm'in yönetmeni Reis
Çefik de "Savaşm ve
politi'kanın yöntemleri
>üzünden her zaman van
yana yaşamış iki halkın, nasıl
ayn cephelere bölündüğünü
anlatmak istedûn. tnsanlar
Kürt sorununu sinema
yoluyla da görmek
istiyorlar" dedi. Son filmi
'Akrebin Yokulugu' ile
festivalin Ulusal Yanşma
bölümünde yer alan Omer
Kavur. fihnini 'arayış'
teması üzerine kurguladığıru
belirtti. Kavur, heT
yönetmenin kendine özgü
bir temadan yola çıktığını
behrterek bu temaya çeşitli
filmlerde başvurmanın çok
doğru bir yol olduğunu
söyledi.
Festivale Hollyvyood Foreign
Press Association'dan plaket
• Kültür Servisi -16. Uluslararası Îstanbul Film
Festivali. dünyanın önde gelen festivallerine
katılarak. ABD'nin ünlü 'Golden Globe-Altm Küre'
yanşması için filmler öneren Hollyvvood Foreign
Press Association'dan plaket aldı. 20 kişilik bir
heyetle Istanbul'da bulunan Hollyvvood Foreign Press
Association temsılcileri plaketi. festival
yöneticisi Hülya Uçansu'ya sundular. tstanbul Film
Festivali, dünyada bu plaketi alan 7. festival oldu.
BUGÜN
• AKSANAT'ta saat 15.00 ve 19.30'da Adnan
Tönel'in yorumu ve Can Yücel çevirisiyle 'Hamlet'
izlenebilir.
• İFSAK yeni binasının açılışını lzzet Keribar'ın
'Nil İzlenimleri* başlıkh saydam gösterisi,
'Austrian Super Circuit 96' karma fotoğraf
sergisi ve Ruhi Su Vakfı 'Dostlar Korosu'
konseriyle kutluyor.
• FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ etkinlikleri
kapsamında, 1Ü Psikolojik Danışmanlık
Merkezi'nde Dr. Bernard Penot'nun katılacağı
'Tedavi Kurumunda Ergenlere Psikanalitik
Çalışma' yer alıyor.
• YAPI SANATEVt'nde saat 15.00'te tutuklu
yakmlannın katılacağı 'Anaların Dili Her Yerde
Aym' başlıkh panel yer alıyor.
• ELEŞTtRİ KTTABEVİ'nde saat 14.00'te Fikret
Hakan yeni kitabı 'Hamalın Uşakları' üzerine
okurlanyla söyleşecek.