08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN 1997 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Birilerinin Düzeyiyle "Demokrasi" Prof. Dr. FERHAN YÜREKLİİTÜ Mimarhk Fakültesi % nsanlığın iki önemli değerinden Kulübü" olmakla suçiuyoruz. I bın olan demokrasi. insanı bu kav- ramdan, bu siyasa teriminden so- ğutacakbiçimde kötüye kullanılı- yor(*). Birdemokrasi düşününûz ki halkının nüfusu 25 milyondan 65 milyona çıksm ve yöneticileri hâlâ de- ğı^mesın ya da ancak u kopya"lannı üre- tebilsin. Birdemokrasi düşününüz ki sü- resiz (ezeli ve ebedi) liderleri olsun ve otuz küsur yıl sonra bugün bu liderler. Dr. Frankensteın'ın durumuna düşmenin sı- tantısını yaşasınlar. "İmam-hatip" mes- lek lisesi (!) mezunlanna tüm kapılan açarak egitim birliği yasasma en etkili darbeyi vurup, harp okullanna gireme- melerini de "fevkalade sakıncalı" bul- sunlar, bugün de "laikliğin bekçisi ola- rak*' görev sürdüriiyor olsunlar... Yaptıklannın sonucunu kestırmedeki düzeyi ile sosyal devlet adamlığı düze- yini, imamlık eğitimini ortaokuldan baş- latan düzenlemeyi yaparak kanıtladıktan sonra, bugün konuşursam yaptığımı ha- tırlatırlar di\e düşünerek sus pus olsun- lar... Bir başka süresiz liderimiz de, yapmak istediklerinın, başkalan tarafından "de- mokrasi" adına çoktan ve el altından ya- pılmış oldugunu bilerek iktidar olmanın sıkıntısını yaşıyor. Çünkü ona aniden bunlan temizlemek görevınin düşmesi sürprizi ile karşılaşmış durumda. Yeni fakat *kopyar> liderlerimiz de doğal ola- rak aynı biçimde davranıyor. Dolayısıy- la "İslam Ulkeleri Konferan$rnda en üst düzeyde-temsil edıliyor, İslam Kulü- bü'nün etkin üyesi olmakta sakınca gör- müvor, Avrupa Birliği'ni ise "Hıristiyan Devletin düzeninin anayasada "yazıh oian" oldugunu unutanlar. namus yemin- lerine aykın davranışlan "oy"kaygısı ile yapıyor, yasalan uygulamıyorlar. Ana- yasa Mahkemesi Başkanı'nın uyanlan- na aldırmıyorlar. Yasasız demokrasi ya- ratıyorlar. Ancak bunlann oy getirdiğini nereden biliyorlar? KesinlikJe halkı tanı- mıyor, kesinlikle tarih (ve coğrafya) bıl- miyor, dolayısıyla kesinlikle ileriyi göre- miyorlar. Sağcısı ile solcusu ile bir ikisi dışında tüm parti liderlerinin. bir tarikat liderine, sayısız danışma ziyaretleri ile cumhurbaşkanı muamelesi yaptıklan, demokrasiye bakınız. Anayasayı bir ke- re delmekle bir şey olmaz diyeni cumhur- başkanı yapan, yetmedi deyip adına anıt mezar diken demokrasi, yasalan değiş- tirme gücünü, halkı karşısına almak so- runu nedeniyle bulamayınca, kendileri- nin ve zümrelerinin çıkarlan ıçin yasala- n uygularruyor, yasalan uygulama çağ- nsı yapanlan da demokrasi dışına çık- makla suçluyor. Yasalan uygulamama- nın demokratik. yasalara uyma çağnla- nnın demokrasi karşıtlığı olduğu demok- rasiye bakınız. Demokrasiye bakınız ki, demokrasinin ürünü olan siyasal partile- rin gelir kaynaklannı düzenleyen yasa uygulanmıyor. Şaibeli kaynakJara daya- nan demokrasi... Demokrasiye bakınız ki ülke zaranna olduğu açıkça bilınen bir "seçim ekonomisi" kavramı gelıştıriyor. Trafik yasasını bile oy kaybı olur diye yıl- larca çıkaramayan, uygulamasını oy kay- bı olur diye savsaklatan demokrasiye ba- kınız. Trafik düzeninin sağlanmasının toplumda düzen yani yasalara uyma alış- kanlığının başlangıcı olabileceğini göre- meyen -ya da çok iyi gören- demokrat- lara bakınız Oy kaybı olur diye vergı toplamayan, ikıde bir vergı affı çıkararak vergısini verenleri de yasa dışına iten de- mokrasiye bakınız. Vergi kaçırmaya ha- pis cezası öneremeyen. Al Capone'un mafyalıktan değil, vergi kaçırmaktan tu- tuklanabıldiğini bilmeyen -ya da çok iyı bilen- liderlerin demokrasisıne bakınız!.. Demokrasiyi katleden, odunu ada> göstersem seçersiniz diyen, eski başba- kanının adına üniversite kuran demokra- siye bakınız. Demokrasi için ön koşulun eğitım oldugunu göremeyen, çocukJan- nı okutmanın önemini kavTayamayan de- mokraske bakınız. Siz hiç duydunuz mu seçim propagandasında okullarda sınıf mevcutlannı 24'e ındireceğini vaat eden olumlu \aatlerde bulunan bir demokrat. Siz hiç duydunuz mu okula gidemeyen köylü çocuklan için bölge okullannı ge- liştırme projesı olan bir demokrat. Siz hiç duydunuz mu ulaşım sorunu nede- niyle okula gidemeyen köy çocugu sayı- sını bilen ve onlan okullara taşımak için söz veren bir demokrat? Fakat siz ailesi- ni uçaklar, helikopterler, Mercedesler'le her hafta tatıle taşıyan sözümona demok- ratlar görüyorsunuz. Yıne siz "Köy Ens- titüleri"nı -ki dünya çapında özgün bir eğıtim modeliydi- kapatan birdemokra- si yaşadınız, imamlan lise müdürü yapan bir demokrasi yaşıyorsunuz. Siz "aydın- lıktan korkan bir demokrasi". okuma- yazma bılmedıği bile ıleri sürülebilen "bakan"lan olan bir demokrasinin eğı- time bakışını ızlıyorsunuz. Düzen ve öz- gürlüğün garantisinin eğitimli halk oldu- gunu bilmeyen -ya da çok iyi bilen- de- mokrasiye bakınız. Yasadışı birden faz- la eşli vekilleri olan demokraside egitim, doğal olarak nsk kabul edilebılir. Eğiti- mi. risk gören demokrasiye bakınız!.. Ehliyetsız araba kullanırken kaza ya- pan "başbakan oğluna" ceza veremeyen demokrasiye bakınız. Tarihinde hata yap- tığı için istifa edebilen kişi bulunmayan demokrasiye bakınız. Halk denetimi ye- nne kolluk kuvvetleri ile sürdürülen de- mokrasiye bakınız. Para cezası tehdıdi ile oy verdirilen -yani ancak tehditle ya- sallaşabilen- demokrasiye bakınız. Kar- gaşa isteyen uluslararası kapitalizmın. yelpazenin sağında, ortasında, solunda- ki temsilcilerinin yönettiğı tutsak demok- rasi; halkını neyin tehdıt ettığinı bilme- yen -ya da çok iyi bilen- demokrasi. Hal- kı yoksul ve eğıtimsiz bırakıp. istedıği yönde kullanmaya çalışan çırkin demok- rasi. Eleştirdiği dönemın kurduğu ve ko- ruduklannı satarak gününü kurtaran, çe- lişkilı demokrasi... Oylamalannın, yasa önerisi ya da soruşturma komisyonu ay- nmı olmadan tümüyle. partılerin oy ora- nına göre sonuçlanacağı önceden bilinen demokrasi. Yani dikte eden. sonra da cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ü demokrat oimamakla suçlavan demok- rasi!- Gülünç demokrasi.. Onun Türk kadınına dünya kadınlanndan önce sağ- ladığı demokratik haklan geri alıp. nüfu- sun yansını yaşam dışı bırakmaya eğı- limli, yanm demokrasi... (Caranlığı se- ven, yasalan sevmeyen demokrasinin ya- ratıcılan, ülkenin her açıdan güvenliği emanet edilen ve kendı içınde yasalannı titizlikle uygulayan, içine nüfuz edip ken- dinıze benzetemediğiniz tek kurumunun, yasalann uygulanması isteğini: onun ço- cuklanrrnzın geleceğinı güvenceye alma isteğini, onun ülkenin çıkarlan doğrultu- sunda dış politika oluşturma isteğini sırf gücünü silahtan alıyor sanarak, yadırga- manız size yakışıyor. Aslmda o gücün halkın güveni oldugunu bilmeyen var mı? O Güney Amerika ordusu değil ki.. onun kariyerinde uluslararası (enternas- yonal) kapitalizmi, yeryüzünde ılk kez yenme. sayısız kez gericiliği bastırma ve ülkeyi demokrasiye döndürme onuru var. Anayasa Mahkemesi Başkanı uyardı- ğmda boş veren, ordu uyannca silkinen demokrasi... Bağnaz ve çıkarcılar ortak- lığmın, çocuklanmızm da çağdaş dün- yanın oluşumuna katkı yapacağı aydın- lık geleceği karartmaya ya da geciktirme- ye güçlen yetmeyecek. Çünkü karanhk seven sözde demokratlann en büyük ek- sikliği ideal yoksunluğudur. Idealistgüç- lerin "demokrasiyi kemiren demokrasi'' komedinizı sona erdirmesinden nasıl da korktunuz. Elli yıldıryaptığınızaltoyma işlemini durdurmak zorunda kalacağını- zı anlayınca nasıl da kıvınyorsunuz. Dansöz demokrasi. Halk, devrimin değil sizin arkanızda ise, uvgulamadığınız devrim yasalannı isteğiniz yönünde değiştirin. Halkın ne- yın arkasında oldugunu bildiğiniz için yasalan değiştirmek gücünü bulamaym- ca kendi çıkarlannız için onlan uygula- maktan vazgeçerseniz, "yasalannı, yö- netenlerinin gazabından, ordusunun ko- rumakzorunda kaküğT. -demokrasi ra- yına kısa aralarla demokrasi dışı denen güçlerce oturtulan" özgün bir demokra- si ortaya çıkar. llginç demokrasi... (*) Bızce kötüye kullanılan değerli öbür kavram da "bilim". Onun başına gelenleri de bir başka yazıda anlatmak gerekiyor. ARADABİR RECEP BtLGİNER Yiiz Yıllık Fotoğraf Tevfik Fikret, yüz yıl önce çekmiş bu fotoğra- fı. Onun uzak görüşlülüğünden mi, yoksa ülkemi- zin, kısırdöngüden bir türiü çıkamayışından mı kaynaklanıyor bu acıklı durum? Cumhuriyete gelinceye kadar, taht değişir, ama, mılletin bahtı değişmezmiş. Cumhuriyet, ümmet olmaktan millet olmaya geçiş sürecinin başlangı- cıdır. Yani, padişahın sadık kulu olmaktan kurtu- lup halkın, kendi kendisinin efendi olmasıdır. Cumhuriyet'ten sonra, çok partili demokrasinin dalga dalga yükselen heyecanıyla, egemenliğin kayıtsız şartsız ulusta olduğu gerçeğinde, ileriye yönelmişiz. Demokrasi, özgür seçim, ulusa) egemenlik, hepsi güzel çağdaş bir düzen. Ne var ki, çogun- luk rejtmi adı alttnda, demokrasimiz paımak he- sabına dayandırılmış. Yani, Tevfik Fikret'in "Dok- san Beşe Doğru" şiirinde söylediği gibi durum: Öfke, gerçekle, yurtseverliğıni ezip geçiyor. Çün- kü Fikret'in, yüz yıl öncesi Sultan A. Hamit döne- mi ile, yüz yıl sönrasına, hiç eskimeyen bir gön- derme yapıyor. O büyük şair T.Fikret, yüz yıl geri- lerden günümüze sesleniyor sanki: Bir uğursuz devir başladı, çiğnendi yine ye- minler Çiğnendi yazık, milletin güvendiği umudu Kanun diye en temiz alınlar yere sürüldü Kanun diye, kanun diye kanun tepelendi. Fikret, bu feryadın arkasından, bütün ağlama- lar, ınlemeler boşuna, diye yakınıyor. Acaba, bo- şuna mı? Sokaklarda, geceler gündüzler boyun- ca, bu bağırmalar, bu protestolar da mı boşa gi- decek? O zaman, millet olarak vah bize! Hayır boşa gitmeyecek. Aydınlık için son günlerin bu ba- ğırışları, tek sesli musikimiz gibi, solo değil ulusal bir koro. Ulusal vicdanın sesi! Fasafiso değil, ger- çek bir haykırış! Fikret, S/s şiirinde "Sarmış afakını bir dûd-ı mu- annit" diyor. Evet, günümüze uyarlarsak, ülkenin ufuklarını inatçı bir bulutun sardığını düşünebili- riz. Dahası, kimi günümüz politikacıiarını, şu dize- lerle gözümüzün önüne getirebıliriz: Zerrelerinde, hep o pisliklerin zerreleri dal- galanır. Içinde temiz bir nesne asla bulamazsın! Son günler, hatta son aylar ve son yıllar, sade- ce gazetelere, hatta, Meclis kürsüsüne yansıyan, hırsızlık, vurgun, suiistimal, rüşvet olaylannı dü- şündükçe, Tevfik Fikret'in "Hân-ı Yağma" şiirin- deki şu dizeleri mırıldanmaktan kendimi alamıyo- rum. Yağma sofrası, hep yağmalanmıyor ülke- mizde: Bu sofracık efendiler yiyip yutmaya hazır... Yiyin efendiler yiyin bu hân-ı iştiha sizin Ooyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yi- yin. Aslında Fikret söylemese de, o doymak bilme- yen açgözlüler, yemeye devam ediyor. Belki de koca şair bunu bildiği için "Gidin ey kan yiyen kar- galar" diye bağırıyor. Fikret, erdemden ve doğruluktan yana. onun için de, ulusa yöneliyor. Ulusun vicdanına sesle- niyor, aydınlara,' cesaret sahipleri ordunun anlı şanlı efradına sanki günümüzde baskı düzenin- den, kötülüklerden, kırlilikten kurtulmak için kim- lere bel bağlıyorsak, yüz yıl önce de T.Fikret aynı düşüncede. Diyor ki: Güzel düşün, iyi hisset, yanılma aldanma, Ne varsa doğrudadır, doğruluk şaşar san- ma! Fikret iyi niyetlı, insanın erdemine inanmış. Ama. günümüzün ikiyüzlüleri, erdemsizleri ne varsa doğruda değil, ne varsa eğndedir diye alkış top- luyor. Herhalde şair, böyleleri için söylemiştir, "Kopsun, seni alkışlayan eller" dizesini. Ama, o, umudunu yitirmeden devam eder: Ya siz ey ordumuzun şanlı efradı Ve siz ey güzel vatanın seçkin evladı Siz ey aslan yürekli insanlar Sonunda sizin, ne varsa sizin, sizin. Yani topluca ulusun! Umudumuz, Fikret'in şu dizesindeki gerçeğe dayanıyor zaten: Ey hak yaşa, ey sevgili millet yaşa varol! Kurtuluş Savaşı'nın ilk günlerinde ne demişti Mustafa Kemal: Vatanı milletin azmi kurtaracak- tır. Yani, bilıncı, demokrasi bağlılığı, kendi kade- rine sahip çıkması. TARTIŞMA Oğretmen kadrosu bu durumda iken... M GK'de alınan en önemli kararlardan bin de öğrenim bırliğinın sağlanması için 8 yıllık egitim sistemine geçmeydi. Bazı demokrat kuruluşlar ve örgütleri bir güvence aldı. - tmam-hatiplerin orta kısmı kalkacak, Kuran kurslanna da olanak tanınmayacak, diye. Gerçek anlamda sekiz yıllık eğitım sıstemı bırçok güçlükleri çözebilir ve ülkenin gereksinim duyduğu çağdaş insan yetiştırilmesınde altyapı oluşturulabılır. Ne ki bir şey göz ardı ediliyor. Haben okuyahm: "V'elikr 'takunyalı müdür'ün peşini bırakmıyor." Bu haber Cumhuriyet gazetesinin 18 Man 1997 tarihli sayısının üçüncü sayfasında verildi. Sürdürelim okumayı: "İstanbul Şişli 19 Mayıs llköğretim Okulu'nun Atarürkçü ve çağdaş görüjleriyie taıunan 4 öğretmeninin görev yeıierinin değiştirilmesini sağlayan Müdür Yunus Demir'e tepki gösteren öğrenci velileri. öğretmenlerin görevlerine dönmeleri için Istanbul Valiligi'ne dilekçe verdiler." İşte acı bir gerçek: Bir okul müdürü, çağdaş. demokrat, Atatürkçü dört öğretmeni ders yılı ortasında 'sürgün' ettiriyor. 8 yıllık bir ilköğretım okulu bu. Böyle bir anlayışla yönetilen bir okulun 8 yıla çıkanlması kjme ne ögretmen gerekli her şeyden önce!.. 8 yıla çıkanlmasın isteğinde değiliz. Hatta 11 yıla çıkanlması çok daha çağdaş olur. Ne ki yönetici ve oğretmen kadrolan, çağdışı bir sistemin elemanı gibi çalışırsa, çağdaşlık ne kazanacak. bu gerçeğı de göriip önlemı bu yolda derinleştirmek gerek. Haberde başka aynntılar da var: " Yunus Demir hakkmda 9.5 miKar liralık bir yolsuzluk kktiaşt var. A>nca keodn okuJ servislerinden . ^ komisyon alıyor. Zaten kendisi Oruç Gazi İlkokulu'ndan gelirken servisçileri ve kantinciyi beraberinde getirdL Özel olarak din dersi veriyor. Kajıt sırasmda velilerden makbuzsuz 20'şer milyon aldu.." Suçlamalar sürüp gidiyor, hepsini yazmaya gerek de yok. Yalnız bir teki önemli: "Aptes atdıktan sonra ayaklaruu kız öğrencilere kurularjyor." Saadettin Malkoç k IW»^ « ^ MM V/ /\V_ Radyo ve Televîzyon yayınlarında haberiniz Magazin, Haber, Rö Yabancı Film ve Di Televizyon Cekiml eri, deki îşmeler, sayfası... ergi... sayfa) Yıllık Abone Bedeli Yazışma Adresi 1.200.000.-TL CKDV dahil) TRT RADYO TELEVİZYON DERGİSİ TRT Sitesi, A Blok Kat.4 • OR-AN / ANKARA Tel: (0.312)490 10 74-490 11 19»Fax: (0.312)490 93 03 PENCERE Rahim Atar, Toprak Yutar.••• Osmanlı'da padişahın kardeşlerini boğdurması yasaya dayanırdı; daha başka deyişle yasaldı. Fatih Kanunnamesi der ki: "Herkimesneye evladımdan saltanat müyesser ola (nasip ola) karmdaşların (kardeşlerin) nizam-ı âlem için katletmek vaciptir." 'Nizam-ı âlem' dünya düzeni demektir; bugün de 'Yeni Dünya Düzeni' yok mu!.. Osmanlı devletinde padişahın kardeşlerini boğ- durması yasaldı; ama, kız kardeşlertahtageçeme- yeceklerı için paçayı kurtanyortardı. Yasa, kimı zaman cinayeti bile meşrulaştırabilir; bu nedenle insanlık 'kanun devleti'nden 'hukuk devleti'ne geçmek zorunda kaldı. • Ikinci Abdülhamit demiş ki: ••-• "Ftahım atar, toprak yutar." • Büyük laf!.. Sultan, Mithat Paşa davasına tanık bulmak için ötekine berikine ışkence yaptırır, 'bizzat' izlermiş. Padişah Abdülaziz'ın mabeyincisi Fahri Bey iş- kenceye dayanamayıp yere yığılınca, Abdülhamit omuz silkmiş: "Adam sen de!.." demiş, "Rahim atar, toprak yutar!.." Işkence, hem Avrupa'da hem Osmanlı'da dev- let göreneğinden sayılırdı; ancak, Batı'da iyi kötü bu işin önüne geçildi; bizde sürüyor. • Tarihimizde Mithat Paşa'nın yargılanması ünlü- dür. Abdülhamit, Osmanh'nın başına ilk kez ana- yasa belasını saran bu ünlü devlet adamının hesa- bını görmek istiyordu. Yıldız Köşkü bahçesinde Malta Karakolu yanına birkaç yüz kişilik bir çadır kurduruldu. Mahkeme salonu çadırdı. Yargılama sözde açıktı ve çadıra giriş kartlann- da şöyle yazılıydı: "Malta Karakolhanesi'ndeki mahkemenin seyir ve temaşasının mezuniyetini havi duhuliye bileti- dir." Tıyatro ya da sırk bileti gibi!.. Istanbul'da yabancı elçiler, Mithat Paşa'yı kurtar- mak için çaba göstermişler. Aradan kaç yıl geçti?.. Bugün Türkiye'nin Avrupa karşısındaki durumun- da bir değişiklik var mı?.. Hükümetler gelip gidiyor, seçim üstüne seçim yapılıyor, tellaklar değişıyor, hamamın kubbesinde işkence feryatları yankılanıyor. • Halet Efendi, Ikinci Mahmırt döneminin en il- ginç kişilerinden bıri!.. Rüşveti ve haracı alışkanlı- ğa dönüştürmüş bu zalime ilişkin çok öykü anlatı- lır. Efendi sonunda Konya'ya sürülüp idam edilmiş, ama tüm yaşamında çok can yakmış, çoğu kişiyi tahtalı köye yollamış... O yıllarda Ortaköy'de halk arasında bir kargaşa çıkmış; çoğu kişi yaralanmış; Vükela Meclisi (Ba- kanlar Kurulu) toplanmış; önlem alınacak... • Halet Efendi demış^t* . r. ı '-• 'Afeme ibrçtolsurtdiye Ortaköy'de lv KSnr-buKıhan raTıudnefber asılsın!.. Vükeladan bıri: -. ~ \ i * - Aman efendimiz, o benim berberimdir. " ' • • Halet Efendi: - Ille de o berberşart değil ya!.. Onun yanında- ki asılsa da olur. Geçen yüzyıl başında yaşanmış bu olay!.. O sı- rada Fransız Devrimi gerçekleşiyor, Avrupa'ya 'Ay- dınlanma Çağı'run ışıkları yansıyor. Türkiye'de bugün yaşadıklarımızı, gelecek yüz- yılın kuşakları ibret ve dehşetle birbirlerine anlata- caklar; 20'nci yüzyıldan 21 'inci yüzyıla bırakacağı- mız mirasta nice çarpıcı öykü var. Sizlerle bir bahara daha merhaba! Hotel FİESTA "Sizlerle en iyisi" ^ Çahş Plajı - FETHİYE Kurban Bayramı'nda Bir kişi / bir gece » yanm pansiyon: 2.250.000 TL. Tel: 0.532 243 70 53 / Tel-Faks: 0.252 613 28 71 intnvoKRi Sesimizi yükseltelim, birlikte olalım... 13 NİSAN PAZAR Ankara KIZILAY'DA Ozgurijk ve Dayanışma Partıs! (ODP) Halkın Demokrası Partsı (HADEP). Demokras- ve Bans Partısı (DBP) Devnrrct işçı Sendıkalar Konfederasyonu (D1SK). Karru Ernekcıien Sendıkalan KonieCerasyo^u (KESK) , Turfc Mimar Vuhenaıs Oaaıan Bır'ığı (TMMOB). Turv "abıpler 3ıHığı (TTB), Tbrk Dışhektmfen 3ırtığ (TDB), Turk Eczac ar 3 'iğ' (TEB) "u'Kıye Serfcest Muhasebec Malı S^uşavırlerve Yenrnlı Mal Muşavırler Cdaarı Bırlığı (TURMOB), Halkevien (nsar -ta-,ıarî Derneğı (IHD) Çaçcaş Gazeîec !er Derneğı (ÇGD) Mülktyeiıle' Bırfığı, Pı r Suüan AtxJal Kuitur Demeğı Hacı Bektaşı Vel Kultur ve Tanrttm Derrıeğı HartMş Hava-lş Petrol-lş Se^e 1 Başkan Bavra-n Yı dınm, Turk Vetenner Hekirnlen Bırft- a Oç'encı Aıielen ve Yak-nla'i Derneğı Istanbul-Ankara-izmır Unıversıtelen Off* rencı Koordinasyonu Nazıiı H«kme: Vakfı 68 Itler VaMı, S O S Çevre GonulhJ- e' Platkr-nu Demokratık Mucadele Platformu Tuncelı Ku'tur ve Oayanışma Oer- negı Sıvaslılar Dayarışma Demeğı Dıvnğı Kul'ur Derneğı PEN Yazarla r Derrvegı, Vasnrra Gorevnlen Derreğ Eaeb ya*:ı ar Derneğı Turtuye Yazartar Sendıkası, t3A3 SEN He'smkı Yurttasia'Derneğı Ksr Ka^rculer Derreğ K A F» (Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması) Hizmet Sistemi Bilgi Hattı: 212 - 257 06 46
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle