06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SArFA CUMHURtYET 3 MART 1997 PAZARTESİ 8 DIŞ HABERLER Rusya Sivil itaatsizlik çağrısı • Muhalefet liderlerinden Sergey Baburin, Yeltsin'i 'devrim koşullan oluşturan bir ortam yaratmakla' suçladı. MOSKOVA (AFP) - Rusya muhalefet liderlerinden Ser- gey Baburin halkı. Devlet Başkanı Boris Yetein'e karşı bir sivil itaatsizlik kampanya- sı başlatmaya çağırdı. Muhalefetteki Rus Halkı Içın Birlik partısı lideri Ser- gey Baburin, önceki gün yap- tıfı konuşmada, rahatsızlıkla- n ve geçirdiği agır kalp ame- lıyatı nedeniyle uzun sûre gö- revinden uzak kalan Devlet Başkanı Yeltsin'i, ülkededev- rim koşullan oluşturan bir or- tam yaratmakla suçladı. Aynı zamanda Rusya parlamento- sunun alt kanadı olan Du- ma'nın da başkan yardımcılı- ğı görevini sürdüren Baburin, Rus halkına, "Yetain yöneti- mine karşı ûlke çapında pro- testogösterilerigerçekleştirin'" ve "Sivil itaatsizlik kampan- yası başlatin" çagnsı yaptı. Rusya'da gıderek hâkim ha- le gelen "devrimd" havadan, toplumsal koşullan sorumlu tutan Baburin, bu koşullann yaratıcısı olarak da Yeltsin'i gösterdi. Konuşmasında Yelt- sin'i ağır bir dille eleştiren Ba- burin, kendisini sıklıkla "gete- ccğin devlet başkanı" olarak niteleyen ve "vatanseverler'' tarafmdan desteklenen emek- li general Aleksander Le- bed'in de "siyasi imajryla Ugi- liriddikuşkulan" bulunduğu- nuifadeetti. Vlore'de ayaklanan Arnavutlar Tiran'a saldıracaklannı bildirince parlamento acilen toplandı Arnavuthık'taOHALDış Habeıier Servlsi - Önceki gün, hükümete karşı gösterilerin kanh bir ayaklanmaya dönüştüğü Vlore kentinde denehmı ellerinde tutmaya devam eden isyancılar, dûn Devlet Başkanı Sali Berişa yöneti- mine bir ültimatom vererek "talep- leri kabul edilmezse başkent Ti- ran'a saknracaklannT bıldırdiler. Ültimatomun ardından parlamento acilen toplanarak ülke çapında "olağanüstü hal" ilan etti. Parlamentonun karanyla, isyan hareketleriyle sarsılan ülkenin iç güvenlifi orduya devredildi. Ka- rarda, "Asayişin sağlanması için iik görev hattının polis olduğu, ancak, gerek görüldüğünde as- • Vlore'de göstericiler Devlet Başkanı Sali Berişa'nın konutunu yağmalayarak kundakladı. Parlamento acilen toplanarak ülke çapında olağanüstü hal ilan etti. Devlet Başkanı Berişa, gösterilere karşı yasalann "demirden elini" kullanma yemini etti. keri birlilüere müdahale emri verilebileceği" bildirildi. Olağanüstü hal oylamasına par- lamentonun 140 üyesinden 118'i katıldı ve karar, katılanlann oy- birliği ile alındı. k Demirden el kullanılacak' Amav utluk Devlet Başkanı Sa- li Berişa. ülkede başlayan isyan- dan eski komünistleri ve yabancı casuslan sorumlu tutarak, hükü- mete karşı yapılan ve şiddet içe- ren gösterilere karşı yasalann "demirden elini" kullanma ye- mini etti. Berişa, olağanüstü halin ilanın- dan sonra televizyonda yaptığı konuşmada, hafta sonunda güney- deki Vlora kentinde 9 kişinin öl- dügü ayaklanmadan eski komü- nistlerin ve yabancı istihbarat ser- vislerinin ajanlannın sorumlu ol- duğunu söyledi. Berişa, anayasal hukuk ve düzen ile ülkenin toprak bütünlüğü ve kurumlannın ihlal edildiğinı belirterek. "Kızıl terö- rist isyanı bastırmak için yasa- lar tarafından gösterilen bütün yollar kullanılacaktır; Arna- vutluk ve demokrasisine karşı gelenlere karşı tüm sertliğimiz- le cevap vereceğiz. Kısa bir sü- rc sonra bu devletin yasalarının tüm cezalarını ve demir elini Vlore'de önceki gün polisle çabs/uı göstericiler. ellerine geçirdikleri polis kalkanlanru daöfkevle parçaladılar. hükümetin istifası da isyancılann öfkesini dindirmeye yetmedL hissedecekler" dedi. Bu arada, Italya Dışişleri Bakanı Lamber- to Dini, Avrupa Birliği dönem başkanı Hollanda'dan, Arnavut- luk'taki durumu ele almak üzere, dışişleri bakanlan siyasi direktör- leriseviyesindebirtoplantı yapıl- masını istediğıni söyledi. Öte yandan, Arnavutluk'da is- yancılar, güneydeki Gjirokaster kentinde bir polis karakoluna sal- dırarak ateşe verdiler. Görgü ta- nıklannın verdikleri bilgiye göre, saldırı parlamentonun olağanüs- tü durum ilan etmesinden kısa bir süre sonra meydana geldi. 'Tiran'a saldınn/' Önceki gün 6'sı polis, 9 kişinin öldüğü kanh isyana sahne olan Vlore'den gönderilen ve dün tele- vizyonda okunan imzasız bildiri- de, "Yönetimin, halkın bankerlere kapbrdıklan paralan geri ödenve- yi kabul etmemesi halinde VTo- re'den Tiran'a silahk güclerin gön- derUeceğT belirtildi. "SilahlıGüç- ler Tiran'a Sakhracak" başlığı ta- şiyan bıldın nın aynı zamanda ye- cı muhalefet partisinin oluşturdu- ğu Demokrasi Forumu koalisyonu- na da gönderildiği kaydedildi. Vlo- rcli göstericilerin aynca, Beri- -a'dan, parlamentoyu feshetmesini \e bir daha seçimlere katılmama- sını talep ettikleri bildirildi. AFP'nin haberine göre, gösteri- ciler Devlet Başkanı Berişa'nm Vlore kentindekı konutunu yağma- ladıktan sonra ateşe verdiler Ama- vutluk resmi haber ajansı ATA'nın haberine göre, sayılan bini bulan saldırganlar, başkent Tiran'ın 300 kilometre güneyindeki Saranda'da Ulusal istihbarat Servisi'ne (SHİK) ait binalara ve bir mahke- me binasına saldırarak ateşe verdi- ler ve çok sayıda silah ele geçirdi- ler. Yeltsin günah keçisi arıyorRusya'da 1993 sonunda kabul edi- len anayasaya göre devlet başkanının sahıp olduğu son derece geniş yetkiler nedeniyle yönetim, "fıili başkanhk rejimi" olarak tanımlanıyor. Başkan Boris Yeltsin'in uzun süren sağlık sorunlan ile son dönemde yo- ğunlaşan ekonomık ve sosyal sıkıntı- lar, ülkede yavaş yavaş bir "rejım tar- tışmasrnm doğmasına yol açtı. Siya- sai yelpazenin çeşitli parçalanndan gelen öneriler, hükümetin ve özellikle de parlamentonun yetkilerinin arttınl- ması yolunda. Bazılan açıkça "baş- kanlıkrejimiyerineparlamenterrejime geçilmesi gerektığini" savunuyor. Re- jim tartışmalannın uç noktalanndan bi- ri, monarşiye dönülmesi konusunda odaklaşıyor. Ekonomik bunalım ve özellikle de aylardır milyonlarca işçi ve emekliye maaşlannın ödenmemesi, toplumsal huzuru tehlikeli biçimde bo- zuyor. işçı sendikalan ve muhalefet, 28 martta Rusya çapında genel grev ve gösteriler düzen- emeye hazırlanryor. Böyle bir ortamda kendini nispeten da- ha iyi hisseden Yelt- sin, siyasal etkınliği- ni arttırmaya başladı. Rusya liderinin ilk işi- nin, son aylarda ot- dukça azalan popülaritesinı arttırmak için hükümette bazı önemli bakanlan feda etmek olacağı kanısı yaygın. 6 martta pariamentoda bir konuşmaya- pacak olan Yeltsin'in, aynı gün ciddi kadro değişikliklerini açıklayacağı sa- nılıyor. Hatta kimileri, dört yılı aşkın sü- redir başbakanlık yapan Vıktor Çer- nomırdin'in bile koltuğunu kaybede- bileceğini öne sürüyor. Pek çok yo- rumcu Kremlin'in başdanışmanı ve sermaye çevrelerinin temsilcisi Ana- toliy Çubays'ın, resmi ya da fiili ola- rak konumunu daha da güçlendirece- ği görüşünde. Çubays'ın, liberalleşme reformunun miman sayılan eski Baş- bakan Yegor Gaydar1 ! hükümete ge- tırmesi olasılığı da üzerinde konuşulan konular arasında. RUSYA-UKRAYNA Ukrayna'nın Pakıstan'a 650 milyon dolarlık tank satışı anlaşması Kiev ile Moskova'nın ilişkilerini daha da ger- ginleştirmişe benziyor. 1996 Temmu- zu'nda imzalanmış olan anlaşma gere- ği, ilk parti T-80 UD tanklann 23 mart- ta Pakıstan'a teslim edilmesi gereki- yor. Kiev'in silah piyasasında hareket- lenmesi, bu alanda bir numara olma- ya oynayan Moskova'nın tepkisine yol açıyor. Aynca Rusya ile Hindistan ara- sındaki iyi ilişkiler nedeniyle Mosko- va'nın tank satışmdan daha da rahat- sız olduğu görüşü yaygın. Ukrayna'nın, Libya, Çin ve Endonezya ile asken ti- Pakistan'atank satışı tartışılıyorcaret girişimlerinden sonra Pakistan'a silah satması, ABD'nin detepkisini ka- zanmış durumda. Aynca başka ülkele- rin Hindistan ve Pakistan'la askeri iş- birliği, bölgenin bir başka devi olan Çin'i de huzursuz ediyor. Moskova söz konusu tanklann bazı parçalannı, Ki- ev'e venmeyerek anlaşmayı sabote et- me tehdidi savuruyor. Bazı kaynaklar ise Ukrayna'nın Pakistan'a silah satı- şının Rusya tarafından el altından des- teklendiğini, böylece Hindistan'ın tep- kisinin önüne geçildiğini ve tank satı- şından Kiev'in dışmda Moskova'nın da çıkan olduğunu iddia ediyor. Demirel 'iyi yürekli dede' Moskova'da yayımlanan Segodnya gazetesi, 1 mart tarihinde "Rusya'nın Dinlenme Merkezi islamileşmeyle Mü- cadele Ediyor" başlıklı haber analizin- de, Türkiye'de laikliğin korunması için askeri darbe yapılmasının zorunlu ola- bileceğini savundu. Hükümetin politi- kasının son zamanlarda "Islamileşme" doğruttusunda değiştiğini iddia eden gazete, "iyiyürekli Demirel dede" ola- rak nitelediği cumhurbaşkanının elin- deki yetkileri genişletmek istediğinin mutlak iktidar hırsına değil, darbeyi ön- leme arzusuna dayandığı görüşünü ifa- de etti. Segodnya, Türkiye'de darbe yapılması ihtimali üzerine şunlan yaz- dı: "Rusya'nın yanı başında yenı bir Cezayir ortaya çıkabilir. Cezayır'de Is- lamcılann başlıca kurbanlan yabancı ülke yurttaşlan olmuştu. Böyle bir ge- lişme, yeni tunzm sezonu arifesinde çok üzücü sonuçlara yol açabilir. Tür- kiye bugün 'Rusya'mn dinlenme mer- kezi' durumundadır. Islamcılarta 'Ba- tıcılar' arasındaki mücadele daha da keskinleşirse, Rusya tuhstlerinin bam- başka bir Türkiye bulmaları ihtimali görmezlikten gelınemez." KODAKLA ÜÜGULUMSEYENLER KAZANDI! Migros mağazalarından 19 Aralık 1996 - 30 Ocak 1997 tarihlerinde Kodak Film alanlar aşağıdaki armağanları kazandı. «EKO55 0UUUITV-155R KaMÇabcJUalya Uenm«îSm*rtan Musatj umû Hran PHUKMOTfM MB0TUHR2830 PMUPSTMkflUKİISSİ »S55 « S 4 l u o l4 Anme Karaman tzımr BJmt Tamo Bjyî» IsanM CeralSıaıt.«ı*ıa C4d«ıi ronvcu ttmrt Falmjtooç. teı» Gjkwı«**. Bjrtn •a* Esaı Mngaz uaaM IsınM Tamk. YSova Jada Gurtnç, ısBntU MenmdS«**ı*atj MuttıVınl.lanr Nm* MffM tntay k a u SMD(»Mn nununmii EPİUTÖRHP2t42 S < m n ç ı l S « w W Sı»ur umnm, tamr Burçe P Sût I O«k<<i E Sı»ur umnm, tam Burçe P Smûftm Oklmn.ıanı Vi Kû(ûk. BtMM mgi ttn» H a n Kû(ûk. inoDeımgin tt M Ceytnın tJtın M U B t l tU B t s ı U KutıUk» hıtalya Rmn ^akımı ıstjnbul S ŞŞ 9 ülku tJ5t»aan Hanısa MAKMESİHP4374 w ı Mp îaner iiıeç Anftara Amugv «jrra loanbm D** «iuna, »nk« Emre Cetep iznır Fan-aAsBn ısoMul Hi»-: ReyMn. Haay H-rrt CoUtc tSMOt Huyıû üarakr. E t w y » îttöo aniM Nmnr Dure«n Msn «malya SemnŞami |aıw Snvtimı lsonb»ı PMLVS su ısmcjsı HP4617 Amatan Kum «anod OOnSın ısOHt Ereun Kntay*. IstanM FtnıM Ugüne* ısanbui Ganıy Eıgtn. Iznar HmnZagm,Mm tşitoûloMsanbul K Togan U u s « l Ç . HıranSuvjn Enm Entobi v*ıw. Ercn udmHr. Sm EsmJMkn fcıaya Rpn B>0en, bmr fmfam Htmbui GvaEratoc tetancul Oöknm ¥*M GBn* B*n*. G * û 2 » ı MuOU , «an* MeHmfl Aam Uysaı Ankarı S j » S e ç e Saı» uçar ısonSu. ldlttKoçt Bişh KOOAK CAME0 EF MMuaroroâuF HAIUCSİ «Mnel UaK Bıçen, um »Ijanium Meraı. ho«ılw E Ş S ıı. H HnanEk»a.lıanbtıl A B İ T O K09«KFUHGC27 FOTOCMF MAKMESİ Minwt Işen IsIanDui Beyltsı Kövmen Bdu Ea Olturt. ısOnDl I ter Te |LBaılnını Aftfım AIVK. Ef^mjm Kattt N«»p<)»ıı. ltt»U< Koray Ctecior, kbmuns U Kmin&iBto ıstaM fcgur Ş»ı. Kocart SOma V*tnm ErMum Snm I j H H ' ŞÜ ZelmyıOzgen Sraanko K0OUtSTU17S FOT06RAF MAKMESİ A Oundar Qw 'ımr Mem KıUçasian ıstaıttui Ash Tutc Aniunı SatıDafi» Adana övnOm Antn Bati EMan. «ntan Canga Damak isaAul .. . m IstaAul Sunr Erol Sm. Aralyı - • • - • ı ISOMMI Z 5» Zfynep T H0DMG0UI13SFİUI A Cuncyt Ege!< ısonbul A Cuncyi Egelı «ünUjl IsDntul EmırT»ı <â»W Emre Ş»« S»mswı Engtn Tuncer l t a EranSdlf lnanTaıe.t .. EnutnılQ<«k.lMara F Guiun Nmen. Wanb« F«rTİEn«t A FS Fodot Vvtvnov, Uuğtı flpt ranr GıAyOıny ıjöobul Gulten Topçu Inret Gııra «W»iaö Ay*l | HaMeSevıniânta tznur H*ICw isuıtml HamfeD4o.umr A Mefe&çen İ2mr A Meîe Bıçsfi Izrmf A Heu 3<w İCTir AIMe UMee>ta Um> Alfcleftçtn Izm» AU«Bıçw Izrnır A M n a t a < Imt . Enwwn nm AkOM»ç. MPoUo U . h n A* Stmr varar, MmSvngiıı AraıSayan I A a n Hj rt, Hjmza Ercn. Isön «saO>0ıW HJW ScMh. tsanbul M j ^ Kösttpen. Uujtt Heman Keskn. ısanbul «tottçk I y Hüseyn H u a y « C n l ^ Ibana HMo Ibnhn Vripn. i D ö * IstmCul Eraınım ebhr.Mva ,.eİSij0^.BO««ı c D t ö * IzzetC^n Aniıara K U Lirjırnuj». omt «Coırle(».MüOlı nSMKMm Ant1«*Mstar>MI AyİBl Ojno. teOotKİ Sartnras Ta^n Akyıo. Isanbı;' Bıyrsn Wan EOn» Beou-Unal AMara BengBu P<xuo$u. Istanbul Benu Kdat lnwBeu Kdat. nw BtrnnAkscıy Mu0la Btga Kesıınr AMara EMgc Irimjlu. Istvtnl LMmCetB.tettll LsyBEnrt IsMbul M Al' va^mtn. AntHys M Eta- Aylun AMara M Enan Etaolny. Anaf» M EnlOın Banbci H FeyTa Berteı Isonbo! M Haan Tutan Mjna M Ktnıal Ottemır IsanHol MHöımouO ToutîOuoov Eskqetır Metıma Al Ör.un, Es«ısO'.» Melmnt Asun Uysâ Artiara Uaskı Sâon. ttni aV*Mz Isbnta nCmn Anajyı HÜ4»>Bır*jr.A«loıı NtabŞnsoy. R t u M NttVlAlNqtto.ılana KtfJcGûvtf, ISOnOul N l K c a I t t )N e l l l c s t n j Nıın>«lpİBW Anun NınvÇHnıat. Ginm NıralO _. ĞEniÂiuj(5na ı. Buntıui O * IsMr Ad Pmm ABDy. ısm mmîittasoy.9wsa S BrtinKİf ısan S Z M Kan SOnbıi İstanbul, Ankara ve izmir il smırlan içinde oturan kişiler, armağanlannı aşağıda yazılı olan yetkilı kişi ve adreslerden 13-28 Mart tarihlerinde (cumartesi-pazar hariç) saat 9.00 -12.00 arası teslim alabilirler. Diğer illerde oturanlann armağanları ise adreslerine teslim edilecektir. Kodak İstanbul Ofisi (Şahın Öztürk) Mahir İz Cad. No: 21 Altunizade 81190 İstanbul Kodak Ankara Ofisi (Taner Başer) 8. Cadde 77/5 Emek-Ankara Kodak izmir Ofisi (Suat Bozdemir) Şehit Nevres Bey Bulvarı 19/A Alsancak-lzmir Bu çekıliş. Mılli Pıyango Idaresi'mn 22 11 1996 tarlh ve B.02.1.MPI 0 1300 02/1715-8450sayılı ıznıyle 25 2 1997gunü.saat 11 00de Kodak Genel Mudurluğu rde MPI ve noter huzurunda yapılmıştır r |<L Kodak 1 1 1 TURNIKE SEMIH GUNVER Sabrın SınırıTatsızlıklarla dolu bir hafta geçirdik: Sinirleri altüst eden, sabnn tahammül sınırlanna dayandığı bir haf- ta. Ülkeyi isyan, hayret, endişe ve karamsarlığa sü- rükleyen olaylan anımsayalım. Dış ve iç olaylar. ABD'ye Türk usulü bir çıkarma yaptık. Orgeneral Çevik Bir, Devlet Bakanı Abdullah Gül, Milli Sa- vunma Bakanı Turhan Tayan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Onur Öymen. ayrı ayn Türkiye'yi Ame- rikalılara anlatmaya çalıştılar. Farklı yaklaşımlar, de- ğişik üsluplarla. Amerikalılar dinlediler, pek bir şey anlamadılar, bildiklerinı okudular. Her bir temsilci inandığını en iyi şekilde ızaha çalışıyordu. General Bir anayasanın, demokrasinin, laikliğin savunucu- luğunu yaptı. Gül, Refah anlamındaki laikliğin ABD'de yürürlükte olduğunu söyledi. Iran'ı idare etti, doğalgaz anlaşmasmın zaruri olduğunu açık- ladı. işe yaramadı. Tayan, firkateyn ve helikopter- lerin peşindeydi. Amerika hükümeti çare aramaya gayret edeceğini bildirdi. Fakat Kongre, Türkiye'ye karşı daha da şiddetlenmışti. Onur Öymen dene- yimti ve bilgili bir diplomat rolünü oynamaktayetin- di. ABD'ye aslında laiklik de, demokrasi de. Türki- ye'nin sadık dostluğu da vız geliyordu. Onlann der- di Iran'dı ve doğalgaz anlaşmasını rafa kaldırtmak için ellerinden geleni yapacaklardı. Bu arada, biz birbirimızi yemekle yetindık. Refahlılar ve nedense Hasan Celal Gûzel Bir'e cephe aldılar. Demirel, Genelkurmay Başkanı ve demokrasi cephesi Bir'i desteklediler. Tayan karamsar, Gül iyımser döndü- ler. Genelkurmay Başkanı Karadayı Israil'e gitti. Te- maslan başarılı geçtı. Tahran bu zıyarete hop kalk- tı, hop oturdu. Refah Partisi sesini çıkarmadı. Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi, Yunanlılara bek- lemedikleri bir sürprız hazırladı. Kıbnslı Türklerin Kıbns'la üyelik mü2akerelerine katılmalarını vazge- çilmez şart olarak ilerı sürdüler. Yunanlılar ve Kıb- nslı Rumlarfenasinirlendiler. Pangalos, NATO'nun genişletılmesini boykot edebiteceklen tehdidini sa- vurdu. Çiller'in başansızlıkla oynadığı kartı kullan- maya kalktı. Ankara ve Lefkoşa. memnun ve şaş- kın olaylan izlediler. Iran büyükelçisi ve İstanbul başkonsolosundan sonra Erzurum'daki Iran başkonsolosu da içişleri- mize karıştı; Orgeneral Bir'i eleştirdi ve istenmeyen diplomatlar kategorisıne kendisini kayıt ettirdi. Er- bakan Iran'ı kırmamaya, Amerikalılara yumuşak şekilde direnmeye ve doğalgaz anlaşmasını kurtar- maya çalışırken Sincan olaylan iki ülke arasında yeni bunalımlara yol açtı. Tahran Şam'a yaklaştı. Kuzey Iraklı Kürt liderler, Türkiye ile temasların- da inanç vermiyoriar, kaçak oynuyorlar. Bu arada Saddam, Refahlılara özel mesajlaryolluyor, destek istiyor ve Kuzey Irak'ta kontrolü ele alınca PKK'ye hayat hakkı tanımayacağını vaat ediyor. İç politika ise mutat partı kavgalannın, laiklik ko- nusundaki gızli ve açık mücadelenin, şeriat keli- mesi üzerinde yapay gramer ve yorum münakaşa- larının dışında, İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin iki grup halinde birbirlerıne saldırmalan bence en vahim, en tehlikeli olay oldu. DSP ve CHP'nin TBMM'deki ortak önergelerinin müzakeresı beklenılenden daha az etkili oldu. Yal- nız Bülent Ecevit, kürsüde düşündüklerini ve eleş- tirdiklerıni en açık ve sert üslupta yaptı. Kamuoyu- na ulaşılabildi. CHP'nin desteği daha mülayimdi. ANAP, hafiften yan çızdi. DYP, esasa değinmeden, şekıl bakımından konuştu, Refah'a böylece dola- yısıyla desteğini verdi. Refah, her zamanki pışkin- liği ile koalisyon hükümetinin başarılarını dile getir- dı. Muhalefet netıce alamadı. Iş artık bir başka ba- harakaldı. Herkes 28 şubattaki Milli Güvenlik Kurulu toplan- tıstnı merak ve ümitle bekliyor. Haftalık yazılarımı perşembe akşamı yazıyor. cuma sabahı Cumhuri- yet'e fakslıyorum. Bu nedenle, 28 şubat toplantısı- nın nasıl geçeceğini bilemiyorum. Tahminim, asker- lerin düşünce ve endişelerini aynntılan ile anlata- cakları, Demırel'in tarafsız rolünü devam ettirir inti- ba vereceği, devlet memurlannın işe kanşmaya- caklan, Erbakan'ın zekâsını ve deneyiminı, munis karakteri ve üslubu ile çalıştıracağı, havayı yumu- şatacağı ve hükümete yeni bir mehıl alacağıdır. Çil- ler durumu anlamıştır. Demokrasi ve laikliğin savu- nucusu olacaktır. Fakat Erbakan'ı da bırakmaya- caktır. Erbakan'ın gerekirse eteğinden çekmeye "evet", fakat Refah lideri ile iplerı koparmaya "ha- yır" diyecektır. Koalisyon devam ederse, belki ge- lecek sene başbakan olma şansı vardır. Etmez ise Çiller'in siyasi lideriik hayatı da sona erebilir. Erba- kan'ın başanlı olması ise her şeyden önce, partisi- nin hızaya girmeyı kendilenne yediremeyen üyele- rini kesin bir kontrol altına alabilmesine ve vaatle- rinde asgari bir samımiyete ulaşmasına bağlı gö- rünmektedir. Yoksa halkın sabrı, tahammül sınıria- nnı aşarak patlayabilir. Ufuklardatoplanan kara bu- lutlar dağılmaktan henüz uzaktır. Örgüte çeki düzen veriliyor CIA, cellatlanna kapıyı gösterdi VVASHINGTON (AFP) - Amerikan Haberalma Teşki- latı ClA'nın. ınsan haklannı ihlal ettiklerini töspit ettıği binden fazla muhbirinin gö- revine son verdigi ileri sürül- dü. ABD'de yayımlanan Was- hington Post gazetesi, CIA'nın özellikle Güney Amerika ülkelerinde görev- lendırdiği bini aşkın muhbı- rini, insan haklan ihlallerine kanştıklan gerekçesiyle iş- ten çıkardığını iddia etti. Washington Post'un habe- rinde, işten çıkanlan muhbir- lerin büyük bir bölümünün 80'H yıllarda ve 90'lann ba- şında Latin Amenka'da gö- rev yaptıklan. bazılannın da Ortadoğu ve Asya ülkelenn- de çalıştıklan ıfade edildi. Gazete haberinde, "temiz- liğm" 1994 yıhnda Latin Amerika'da CIA hesabına çalışan çok sayıdaki yaban- cının insan haklan ihlallen olaylanna kanştıklannı ka- nıtlayan bir raporun ortaya çıkmasıyla başladığını be- hrtti. ClA'nın eski bir yetkilisi gazeteye yaptığı açıklamada, söz konusu raporun CIA'nin El Salvador'daki bir muhbi- rinin. "bazı insan haklan ib- lalleri olaylanndan haberi ol- duğunu" bıldirmesinden sonra kaleme ahndığını ıfa- de etti. CIA'nin eski patronu John Deutch tarafından yürürlüğe konulan bir uygulamaya gö- re ajanlar, muhbirleri hak- kında yıllık değerlendirme raporlan sunmakla yükümlü kılmıyor ve ınsan haklan ih- lallerine kanşan kişileri ya da eski suçlulan işe alamı- yorlar. ABD Başkanı Bill Clin- ton'ın danışmanlanndan Ro- bert Nuccio,geçen günlerde CIAnın denetimden çıktığı- nı ve demokrasiyi tehdit eder hale geldığıni belirterek isti- faetmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle