06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 MART 1997 PAZARTESİ OIAYLAR VEGORUSLER Öğretim Birliği Yasası Delinince... ERTUĞRUL KAZANCI Eğitimci / Hukukçu M eelis'in Öğretim Birliği Yasası'nıka- bul edişinin 73. yıl- dönümü bugün. l Mart 1924 tarihınde TBMM kürsüsün- den seslenen Reisicumhur Gazi Musta- fa Kemal Paşaşöyle diyordu: "Ulusunge- nel düşiincesinde saptanan terbiye ve öğ- rvtimirı birleştiriltnesi ilkesinin kesintisiz uygulanması gereğini gözlemliyonız. Bu yoldagecikmenin zararlan veyinebuyol- daki çabanın ciddi ve Jerin ürünleri, seri karanıuzda görünmeye neden olmahdır." "Tevhid-i tedrisat" (Öğretim Birliği) Yasası kuşkusuz, kuruluşu henüz bir yı- h bile bulmamış Türkiye Cumhuriye- ti'nin en devrimei atılımlanndandır. Söz konusu yasa, aynı zamanda Halifeliğin kaldınlmasına denk düşen bır süreçte TBMM'nin çıkardığı çağcıl bireğitimin başiangıç ve gelişimıni de içerir. 73 yıl önce bugün. 3 Mart 1924 günü yasalaşan metinde; "Türkiye'deki tüm bilimsel ku- nımlar ve öğretim, Milli Eğitim Bakanb- ğı'na bağddır" hükmüne yer \eriliyor ve suaynntılara giriliyordu: "Dinsel hukuk hükürnlerini uygulama(Şeriye) ve Yakıf- lar Bakanbjp veyaözelvakıflar tarafindan yönetilen medreseve okullanntümii. Mil- liEğitim Bakanlığı'nadevredilmiştir.Ter- biye ve genel öğretim ile uğraşmış olup şimdiye kadar diğer bakanlıklara bagh okullar. bütçeleri ve eğitim kurullanyla biriikte aynı esasa bağlanmıştu'. Milli Eği- tim Bakanlığı'nca, yüksek diyanet uz- manlan yetiştirmekveya bir İlahiyat Fa- kültesi kurmak ve imamet-hitabet gibi dinselhizmetlerinyerinegetirihnesigöre- viyie yükümlü memurlar yetişmesi için de ayn okullar açılaeaktır." Bilindiği gibi Osmanlı İmparatoriu- ğu'nun en önemli sosval ve kültürel, ay- nı zamanda da eğitsel dönemeçkrinden birisini "Tanzinıat ve Islahat fermanla- nyla" biriikte oluşan yenilikler sergiler. 1839 ile 1856 yınan'. Osmanh Devle- ti'nde Batıhlaşmanın kurumsal olarak kabulünün kılometre taşlan sayılır. Ama. gerek eğitim ve gerekse hukuk alanında uluslararası ileri ölçütlere yönelinırken. öte yandan da eskiye bağh geleneklere dokiınulmamıştır. Böylece de medrese eğitimi yanında üniversiteler yan yana ama ayn dûnyalarda öğretim vaparlar- ken, dinsel hukuk mahkemelerinin bu- lunduğu bir ortamda; ceza, ticaret ve hu- kuk mahkemeleri birer Batı yargısal sis- temi şekhyle çahşmalannı sürdürmüş- lerdir. Askeri eğitımde bile •'alayh" tip- lemesinin berisinde "mektepli" görün- tüsü de bir olgu durumuyla beraberce gö- türülmüştür. Kısacası, ıleri ve bilimselliği esas tu- tan yöntemlerin yanı sıra çağdışı kurum- lar ve kuruluşlar aynen kalmıştır. Top- lum; tutucu eğitim ve kültür yapısının karşısmda yer almava başlayan yenilik- çi gelişmelerin zıtlaşan karmaşasını ken- di sosyal bünyesinde alabildiğine yaşa- mıştır. "Öğretim BirliğT Yasası. öğretimi bü- yük ölçüde "safsatalaria" dolu bir işle- yişten kurtararak. bilimden yana tavırko- yan bir devlet anlayışının elinde biçim- lendirmek amacını gütmüştür. Türkiye Cumhuriyeti"nin Atatürk ve İnönü ön- derliğindeki deviet ve hiikümet yaklaşı- mı. öğretim birliğini uygulama yönünde son derece kararlı bir uğraş vermiştir. Uy- gulama. öylesıne bir boyutta tutulmuştur ki Türkiye'de bulunan ve "Lozan Antlaş- masT hükümlerine göre Türkiye'nin de- netim yapacağı belirlenen yabancı ve azınlık okullan da dış tepkilere hiç bakıl- madan yasanm ödünsûz irdeleme ve in- celeme ilkelerine bağımlı kılınmıştır. Bu okullardakı haç. tasvir, dinsel heykeller kaldınlarak ulusal eğitim düzeni yerleş- tirilmiş. uymayanlar ise kapatılmıştır. Öğretimin birleştirilmesi, her alanda- ki olumlu etkilerini kı»a sürede vermek- te gecikmemiştir. Eğitimin, çağın gerek- leriyle uyuşan bir taban üzerinde bilim- sel ve çağcıl bır kimlik kazarvması Tür- kiye'yi; geri kalmışhğın, karanhğın ve çelişkilerin bocalamasından uzaklaştır- mıştır "Kemalist Avdınlanma Devrimi". okuma-yazmadan tutunuz da üst düzeye kadar seferberhğe ulaşan eğitim ve öğ- retim yuvalan sisteminin parlak örnek- lerini sergilemiştir. K.ız ve erkek öğren- cilerin kardeşçesine aynı okul ve sınıflar- da okuduğu, halkın yediden yetmişe doğ- ru kendisini yetiştirmeye çahştığı. mes- leksel ve teknik eğitimi içeren becerile- rin u fen esaslanna göre" kazanıldığı, il- köğretimden başlay ıp orta ve yüksek de- receli okullann üniversitelerle biriikte yurdun her tarafında yaygınlaştınldığı coşkulu bir dönem başîamıştır. "Köy Enstitüleri" modelı de "Öğretim Birli- Bu kampanyada 'Istikbal' var!Bugünlerde Istikbarde muduluk rüzgârları esiyor. Kanepeden oturma grubuna, koltuk takımından yatağa, ev tekstilinden bebek odasına... Herkes dilediği ürünleri şimdi alıyor, özel kampanya koşullanyla düşlediği geleceği bugünden kuruyor. İŞTE İ S T İ K B A L ' İ N MUTHİŞ MUTLULUK FORMULU: Her şey peşin fıyatına tam 5 taksitle! tsterseniz, ödemeleri 1+3 taksitli satış fiyatı üzerinden 1 + 7 taksitle ya da 1+6 taksitli satış fiyatı üzerinden 1 + 10 taksitle de yapabilirsiniz. c Üstelik peşin Ödemelerde özel indirim de var. Hemen en vakın tstikbal Yetkili Satıcısına uğrayın, mutluluğu yarınlara ertelemeyin. , '^kv--, , :'«: •• • " ' ' : V : ; ; ; • • " • ' ' • ' ği" yasasının getirdiği "ülke halkının özetliklerineuyan*' bir eğitim anlayışının sonucunda ortaja çıkmıştır. "Öğretim Birliği"' Yasası'nın temel hü- kümleri, uzun süreli bır zaman dilminde genel ilkelerini sapmadan korumuştur. Deviet bu konuda alabildiğine tutarlı ve duyarlı olmuştur. Yalnızcaaskeri ve sağ- lık eğitim okullan. önce Milli Eğitim Ba- kanlıgf nadevredilmışken sonralan baş- ka merci ve bakanlıklara aktanlmış, bun- da da bir sakınca görülmemiştir. Atatürk ve İnönü dönemleriden sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin w devletçi" po- litikalannda genel bir değişim gözlen- mıştir. a LiberaT eğilim, eğitimde "özel okullar" sürecine doğru bir gidişatı oluş- tururken, oy hesabına dönük ödün veri- ei tutumlann getirdiği, gericilığe ve bu- na bağlı kurumlara ilişkin engin hoşgö- rü, "Öğretimi Birleştirme" yasasının özünü nitelik olarak bozmuştur. Birta- kım düzenlemelerle yükseköğretımi bi- le paralı okul şekline getiren uygulama- lanntoplumsal sonuçlan öylesine yaşan- mıştır ki bu düzeydeki eğitimi özel kesi- min elinden çekıp almak zorunluluğu dogmu^tur. Ama bugün durum odur ki 1996-2000 yıllannı kapsayan "Yedinci Beş V ıllık Kalkınma Planı". öğTetim alanında tam bir özelleştirme sistemi öngör- mektedir. Plan. "özel kesi- min eğitime yatırım yapma- sını teşvik ctmek özel okul- lardaki öğrencilerin harca- malanna vergi iadesi tanı- mak. muanyet burs ve ben- zeri yoUardan sübvanse sağ- lamak,yükseköğretim düze- vindeki vakıf ümversiteleri- ain bütçelerini kısmen kar- şılamakla biriikte, bu uygu- lamava ilk \e orta kademe- deki özel okullan da \arar- landırma açısından eklemek ve böylece de özel kesimin kapasitesini genişletmek- ten" söz etmektedir. A>nca yıne aynı plan. "mesleki ve teknik eğitime katılım için özel kesime: teşvik. temenni ve yasal değişiklikler"' öner- mektedir. Sonuç: "Öğretim Biriiği'' Yasası. eğitim ve ögretimde deviet tekelini sağlamış ve bunda da isabet etmi^tir. Gü- nümüzde ise bılinen olum- suz müdahaleler sonucu > a- sa, kavram yitirimıne uğra- tılrruştır. Şimdı ise yine "Beş Yıllık Kalkınma Planı" yo- luyla; "kaynak yaratma ve harcama konusunda hare- ketserbestnğinin getirilmesi ve sistemde rekabetin gelişti- rilerek etkinBğin arttınlma- sı" gerekçesiyle önerilen şu- dur: "Ünhersite-sanajiiüj- kilerini en üst düzeye çıkar- mak için ve vakıflar dışında da özel üniversiteler >a da yüksekokullar kurulmasına olanak verilmesi amacıyla 2547 savılıyasada değişikÛk- ler yapumalıdır. Anayasanın 130. maddesi de özel üniver- site kurulmasına uygun şe- kilde düzenk'nmelidir." Buna göre; ük ve orta öğ- retimde "Öğretim Biriiği" yasasını özelleştirme. çağdı- şı vakıflara izın. yabancı okullardan denetimi çekerek "hoş görünme" şekline bü- rundürerv liberal yönetsel sistem, son olarak da yük- seköğretimi raydan çıkar- mak üzeredir. İLAN T.C. KARABÜK- VTNİCE ASLYYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Sayı: 1996-145 Hâkim: Mehmet An 30741 K.âtip:ZaferÖztekin Davacı Hasan Sarı tarafı ndan daval11ar Zeynep San v e Musta- fa San'mn gaip olduk- lanndan bahisle gaip- liğine karar \ erilmesi istenilmiş olmakla ve mahkememizce yapı- lan tiim araştırmalara rağmen bu şahıslann adreslerine rastlanıl- mamış olmakla; Karabük ili. Yenice ilçesi, tsmetpaşa Ma- hallesi'nde nüfiısa ka- yıtlı Hasan ve Hatice oğlu 1314 d.lu Musta- fa San ile kardeşi 1317 d.lu Zeynep Sarfnın gaipliğine karar verile- ceğinden bu şahısları tanıyanlann, bilenlerin mahkememize müra- caat ederek adreslenni büdirmeleri; Kendisi sağ ise en kısa zamanda mahke- memize müracaat et- meleri. adreslerinin bildirilmemesi veya müracaat etmemeleri halinde haklannda ga- iplik karan verileceği ılanen tebliğ olunur. 14.2.1997 Basın; 7484 CUMHURİYETTEN OKURLARA ORHAN ERİNÇ Günümüzün% Ham Sofu'ları Milli Güvenlik Kurulu'nun 9 saat süren toplan- tısı sonunda yapılan açıklama, özellikle Refah Partisı'nin din devleti özlemini neredeyse cezbe içindeymişcesine yinelemesinin doğal sonucu- dur. Ashnda gerek kurulun bildirisınde, gerekse hür kümete iletilen 20 maddelik 'öncelikle dikkate alınması gereken' karartarda sayılanların çoğu günümüzün sorunlan değildir. Sağcı iktidarların, Milliyetçi Cepheler'in uygulamalan sonunda olu- şan ve giderek kontrolden çıkan şeriat özlemle- riniyaşamageçirmeçabalan, DYP'nındesteği ile Refah Partisi tarafindan kaba ve nezaketten uzak bir tutumla hızlandınlmıştır. Itiraf etmek gerekir ki önceki sağcı iktidarlar, di- ni siyasete alet etme ve sömürme konulannda ki- mi zaman Atatürkçülüğü, kimi zaman demokra- tik çoksesliliği kullanmış, seçmenleri uyutmanın ince bir sanat olduğu gerçeğini göz ardı etmemiş- lerdi. Refah Partisi ise iktidara gelişinden bu yana, in- sanları küçümseyen, doğrulan yalnızca kendisi- nin bildiğı gibi bir yanlış ve demokrasiyi yok sa- yan bir tutumla sanki ülkeyi bir çıkmaza sürükle- me niyetindeymişcesine laik cumhuriyetin tüm değerlerine saldırıya geçmişti. Refah Partisi'nin televizyonlarda izlediğimiz ki- mi sözcülerine, eskiden mahallelerdeki esnafın arasında rastlanırdı. Besleme kızların saçlarına, yaşı bıraz büyük çocukların pantolonlanna karı- şıp öğüt vermekle kendilerini tatmin ederierdi. Halk arasında bu tür kişılere genellilkle 'harn so- fu' denirdi. Şimdi benzer ham sofulardan geçil- mez oldu. Kendi yönettikleri belediyelerin ya da bakanlıklann ilgi alanına girenleri terbiye etmeye girişerek eski ham sof ulann görevlerini de üstlen- diler. Sonunda MGK'nin ünlü toplantısı gündeme geldi. Toplantı sonrasında yapılan açıklamayla il- gili değerlendirmeler, gerçekleri ne Refah ne de DYP yöneticilerinin algılamış olduğunu gösteriyor. Sonu benzemesin 12 Mart Muhtırası'ndada böy- le olmuş ve sonunda "Muhtıranın TBMM'nin çay- cısına verildiği" bile şaka yollu ilerı sürülmüştü. Hükümet partileri açıklamayı başka adreslere postalamaya çalışıp üstlerine almıyorlar, ama MGK kararları için aynı vurdumduymazlığı yine- lemelerı olası değil. Çünkü anayasanın 118'inci maddesi "MGKkarariannın BakanlarKurulu'nca öncelikle dikkate alınacağmı" vurguluyor. Gerek açıklamada, gerekse kararlarda kullanı- lan kimi ibareler, Sayın Demirelin bir süredir kul- lanageldiği üsluba çok yakın görünüyor. Bu da karariarın uygulamaya konulması için Cumhur- ..başkant'aın anayasadan kaynaklanan yetkilerini kullanmayakarark otduğunun bir göstergesi sa- yılmalıdır. Bugün laikcumhuriyete giden yolun çok önem- li iki dönemecinin 73'üncü yıldönümü. 3 Mart 1924'te hem hilafet kaldırılmış hem de Öğretim Biriiği Yasası TBMM'de kabul edilmişti. 73 yıl sonra Türkiye hem şeriat yönetimini hem de hiç bir denetlemeye tutulmadan yaptınlan dinci eği- timi engellemeye çalışıyor. İşin üzücü tarafı en- gelleme girişimlerinın "Anayasaya sadakatten ay- nlmayacağına dair namus ve şerefleri üzerine yemin edenlere" karşı yürütülecek olması. Demokrasının bir yana atılıp şeriat yönetimine geçilmesi çabalanna karşı başlatılan protestolar- dan biryenisi, bugün saat 12.30'daTaksim Mey- danı Atatürk Anıtı çevresinde yapılıyor. istanbul Kadın Kuruluşlan Birliği tarafindan düzenlenen etkinliğe katılanlar, laik hukuk devletini ve çağdaş eğitimi desteklemek için Atatürk Anıtı'na çiçek koyacaklar. Nereden başlayıp nereye geldik... DSP Bilecik Milletvekili Şerif Çim ile Çanakka- le Milletvekili Hikmet Aydın'ın partilerinden isti- fa ederek DYP'ye geçmelerini ve Meclis kulisle- rinde dilegetirilen iddiaları Türey Köse haberleş- tirdi. TBMM Uğur Mumcu Araştırma Komisyonu'na ifade veren istihbarat astsubayı Hüseyin Oğuz'un Mumcu suikastını Alaattin Çakıcı, Kor- kut Eken ile Cem Ersever'in planladığı ve "Şiş- ko Tekin" diye tanınan Tekin Coşkuner'in de gerçekleştirdiği yönündeki ifadeleri Dürdane Ko- caoğlu iletti. • Türkiye'nin, iran ile yaptığı teröre karşı işbirliği- nin sonuç vermediği, iki ülke arasındakı gerginli- ğin RP'nin iktidara gelmesine karşın, iranlı diplo- matların şeriat yanlısı konuşmalan, faaliyetleri ve PKK nedeniyle eskiye oranla artış gösterdiğini Serkan Demirtaş aktardı. • Türk-lsrail ekonomik ilişkileriyle ilgili son geliş- meleri, Israilli işadamlarının görüşlerini ve Türk işadamlannın istemlerini Merih Ak duyurdu. istanbul'da bir deprem olması durumunda ya- şanabilecek trajediyi, bilim adamlarının alınması gereken önlemlerle ilgili önerilerini Celal Yılmaz haberleştirdi. • [ Türkiye'de 4 yıldır turist vizesiyle yaşayan Bul- garistan'dan gelen 200 bin soydaşın 1 nisana dek sınırdışı edilmesine yöneliktepkileri ve hükü- görüşlerini Yusuf Ziya Ay haberleştirdi. irticai faaliyetleri nedeniyle orduyla ilişkisi ke- silen Hava Hâkim Albay Faruk Kalaç'ın, Avrupâ insan Hakları Mahkemesi'ne başvurusuyla, Yük- sek Askeri Şûra kararlarının ilk kez insan haklan ihlali konusu olduğunu içeren haberi Ali Er yaz- dı. • Önümüzdeki pazartesiye kadargönlünüzce bir hafta geçirmeniz dileği ve saygılanmızla.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle