Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 MART 1997 PAZARTESİ
HABERLER
ÇAJES'in
bzelleştipmesine
hayr'
• ÇATALAĞZI
(Curohuriyet) -
Zonguldak'ın Çatalağzı
beldesinde Tes-İş
Sendikası'nca düzenlenen
mitingde, Çatalağzı Termik
SantTalı'n\n(ÇATES)
özelleştirirmek istenmesi
protesto edildi. Mitingde
konuşan Türk-lş Genel
Eğitim Sekreteri Salih
Kılıç, "Santrallan
özelleştirmek yanlıştır.
Hükümet, bu gırişiminden
vazgeçmelidir" dedi.
DSP'li Mümtaz Soysal da
hükümetin. bütçe açıklannı
kapatmak ıçın santrallan
özelleştirmek ıstediğinı öne
sürerek, "ÇATES'i yeniden
yapmak 450 milyon dolara
mal olur. Bu haliyle ise ülke
ekonomisine yılda 43
milyon dolar kazandınyor"
diye konuştu.
Demirere
kutlama
• İstanbul Haber Servisi -
Mustafa Kemal Derneği
Genel Başkanı Kamran
Baran. MGK'nin son
toplantısının ardından
yayımlanan bildın
dolayısıyla Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirere
kutlama mesajı gönderdı.
Demirel'e gönderilen
mesajda, "Türk milletinin,
cumhunyetimizin
bölünmez bütünlüğünün ve
Atatürk ilkelerinden oluşan
laik. demokratik ve sosyal
bir hukuk devleti
niteliklerinin ebediyen
korunacağına olan
inancımızı yeniden
güçlendirmiştir" sözlerine
yer verildi.
KajageMin
bugün geliyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kazakistan
Başbakanı Akejan
Kajageldin, Başbakan
Necmettin Erbakan'ın resmi
davetlisi olarak bugün
Ankara'ya gelıyor.
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel ile de bir araya
gelmesi öngörülen
Kajageldin'in ziyaretı
sırasında özellikle Kazak
petrolünün dünya
pazarlanna taşınması,
işletilmesi ve çıkanlması
konusunda Türkiye ile
yapılabilecek işbirliği
olanaklannın ele alınması
bekleniyor.
üırizmciye kredi
müjdesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Turizm Bakanı
Bahattin Yücel.
Eximbank'ın, turizm
hizmetini teşvik etmek
amacıyla, A grubu seyahat
acentelerine de kredi
kullandıracağını, böylece
diğer mal ihracı yapan
kuruluşlar gibi seyahat
acentelennin de ihracatçı
sayılacağını bildirdi. Buna
göre. üst limiti 500 bin dolar
karşılığı Türk Lırası olarak
belirlenen kredi. 180 gün
vadeli olacak ve krediye
yüzde 67 faiz uygulanacak.
Kredi uygulama esaslan
konusunda aynntılı bilgi,
Tunzm Bakanlığı tşletmeler
Genel Müdürlüğü Teşvik
Daire Başkanlığı'ndan
alınabilecek.
'Sivil dayanışma
şarr
• ERZURUM (AA) - Türk-
İş Genel Sekreteri Şemsi
Denizer. darbe söylentilerini
eleştirerek, "Bunlan bir
tarafa bırakahm. Ülkede
sivil dayanışma şart
olmuşfur'" dedi. Türkiye'de
sosyal hukuk sisteminin
oturmamasından dolayı
rejimin tehdit altında
bulunduğunu öne süren
Denizer, "Türkiye'de eğer
bir darbe olacakia onu biz,
yani sivil toplum örgütleri
yapar. Rejimin varhğı
tehlikeye düşünce asker
devreye girer, sivil toplum
örgütleri de bunu destekler"'
dedi.
Bu tanklan farklı
• GAZİANTEP(AA)-
DYP Kayseri Milletvekili
Ayvaz Gökdemir,
"Sincan'dan geçen tanklar,
29 Ekim merasiminde
geçen tanklardan farklıdır"
dedi. Gökdemir.
Türkiye'nin sıkıntılı bir
dönemde olduğunu ifade
ederek, "Ancak, Türkiye
yeni devlet olmuyor,
demokrasiye yeni geçmiyor.
Türkiye, laik ve sosyal
hukuk devletidir" diye
konuştu.
Şeriatçı
eğitim dorııkta
MGK'nin uyansma kadar gelinen
süreçte köktendinci eğitim
cumhuriyet rekoruna doğru koştu
EMİNE KAPLAN
ANKARA- Milli Güvenlik Kurulu'nun
(MGK) uyansına kadar gelinen süreçte,
birçoğu denetim dışmdaki Kuran kurslan
ve şeriatçı bazı vakıflar tarafından yönlen-
dirilen köktendinci eğitimdeki öğrenci sa-
yısı büyük bir hızla arttı. 511 bin 502 öğ-
rencinin öğrenim gördüğü imam-hatip li-
selerinin sayısı, son yıllardaki hızlt artışla
609'a ulaştı. Yaklaşık 2 milyon öğrencinin
devam ettiğibelirtilen 8 bin 500 Kuran kur-
suna seçmeli sosyal ve fen bilimleri ders-
leri konularak zorunlu eğitim için zemin
hazırlandı. 8 yıllık zorunlu eğitim, kökten-
dincilerin imam-hatip ortaokullan ve K.u-
ran kurslan konusunda baskı yapmalan ne-
deniyle yaşama geçirilemedi.
• Resmi Kuran kursu sayısı 3 bin 600 şubesiyle birlikte 8 bin 500'e
ulaşırken bu kurslarda öğrenim gören öğrenci sayısının 2 milyona
ulaştığı belirtiliyor. Kuran kurslannın zorunlu eğitim kapsamına
alınması için köktendinci çevrelerce büyük baskı kurulurken bu
kurslara sosyal ve fen.bilimleri dersleri konularak zorunlu eğitim
için zemin hazırlandı. Ülke genelindeki cami sayısı ise okullara fark
atarak 70 bine çıktı.
Tarikatlann siyaset üzerindeki ağirlığı-
nm da etkisiyle tırmanan "dinsel eğMm",
MGK'nin yaklaşık 9 saat süren toplantısı-
nın ardından hükümete verilen bildiride ön-
lem alınması gereken rejim karşıtı gelişme-
lerden biri olarak sayıldı. Hükümetler, se-
çim kaygısı nedeniyle imam-hatip lisesi sa-
yısını hızla arttınrken çok progTamh lise
(ÇPL) bünyesinde imam-hatip açılması ve
Anadolu imam-hatip lisesi açılmasına hız
verdi. ÇPL bünyesindeki imam-hatip lise-
si sayısı son 5 yılda 6'dan 36'ya çıkarken
55 olan Anadolu imam-hatip lisesi sayısı
son 2 yıl içinde yaklaşık yüzde 100 artış
oranıyla 107'ye ulaştı. Bu artışlarla imam-
hatip lisesi sayısı, 36'sı ÇPL. 2'si süper.
107'si Anadolu ve 464'ü de düz imam-ha-
tip lisesi olmak üzere 609'a çıktı.
Eski
DEP'lilere
destek
HADEP milktvekilleri,
avukatlar ve hükümlü
partililerin yakınlan, 2
Mart 1994'ie Meclis'ten
gözaltına alınan eski DEP
miHetvekilleri Leyla
Zana, Hatip Dicle, Orhan
Doğan ve Setim Sadak ile
eski Değişim ve
Demokrasi Partisi Genel
Başkanı tbrahim
Aksoy'un tutuklu
bulunduklan Ankara
Merkez Kapau Cezaevi
önünde "2 mart sivil
darbesi^nin iiçüncü
yıldönümünü andılar.
Toplumdan demokrasi ve
banş yanusı seslerin
yükseldiğîni belirten
HADEP Genel Başkan
Yardımcısı Sedat
Yurtdaş, halkın özgürlük
taleplerinin, tüm tutuklu
\e hükümlüleri etkileyen
sonuçlar ortaya
kayacağuu söytedi.
(Fotoğraf: A A)
İmam-hatip liselerinde öğTenım gören
öğrenci sayısı, 318bin 775'i ortaokul, 192
bin 727'si de lise olmak üzere 511 bin
502'ye ulaşırken imam ve hatip olamaya-
cak kız öğrenci sayısı da 120 bini aştı. Mes-
leki ve teknik liselerdeki toplam öğrenci sa-
yısının yaklaşık yüzde 20'sini imam-hatip-
İiler oluştururken, bu okullann ortaokul
bölümlerindeyse bu oran yüzde 87'ye ulaş-
tı. İmam-hatip liseleri, okul binası ve öğ-
renci sayısı açısından endüstri meslek lise-
si dışındaki diğer meslek liselerini geride
bıraktı. Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller,
2 yıllık başbakanlığı dönemine 130 imam-
hatip lisesini sığdırarak bu alanda rekorkı-
rarken başbakanlara göre dağıhm şöyle:
Adnan Menderes 19 (1951 -1959), Ismet
tnönü 7 (1962-1963). Süleyman Demirel
46 (1965-1971). Bülent Ece-
vit 29 (1974-1975). Süley-
man Demirel 233 (1975-
1978). Bülent Ecevit 4
(1978-1980), Süleyman De-
mirel 36 (1979-1980), Tur-
gutÖzal 9 (1984-1989), Me-
sutYumaz 23 (1990-1992),
Süleyman Demirel 12
(1992-1994), Tansu ÇUler
130(1994-1995).
Öğretlm Birllği Yasasının 73. yıldöniimü...
Kadınlar çiçeklerle Taksim'de
İstanbul Haber Servisi - Halıfeli-
ğin kaldınlmasının ve başta Öğre-
tim Birliği Yasası |Te\hid-i Tedrisat
Yasası) olmak üzere kimı "devrim
yasalarTnın kabulünün 73. yıldö-
niimükutlanıyor. 45 dernek ve siya-
si partilerin kadın komisyonlann-
dan oluşan "İstanbul Kadın Kuru-
luşlan BirüğT laik hukuk devletini
ve çağdaş eğitimi desteklemek ama-
cıyla bugün Taksim'deki Atatürk
Anıtı'na çiçek bırakacak.
Böylece kadınlar, 15 şubatta An-
kara'da düzenlenen "Şeıiata Hayu-"
yürüyüşünün ardından ıkinci büyük
eylemlerini gerçekleştirecekler.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derne-
ği'nin Öğretim Birliği Yasası'nın
yıldönümü nedeniyle düzenlediği
kutlama programı saat 14.00'te Ata-
türk Kültür Merkezi'nde başlaya-
cak.
73 yıl önce bugün TBMM'de ka-
bul edilen "Şer'iye ve Evkaf Vekâ-
leti'nin kaldınlması", "Ögretimin
birieştirilmesT ve "Haüfeuğin kal-
dınünasT yasalan, biryandan cum-
hunyetın laik niteliğini apaçık bir
şekılde ortaya koyarken diğer yan-
dan da daha sonra çıkanlan "Türk
Medeni Kanunu", "Tûrk harfleri-
• 45 dernek ve siyasi partilerin kadın komisyonlanndan
oluşan "İstanbul Kadın Kuruluşlan Birliği" laik hukuk
devletini ve çağdaş eğitimi desteklemek amacıyla bugün
Taksim'deki Atatürk Anıtı'na çiçek bırakacak.
• Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği de (ÇYDD) saat
14.00'ten itibaren Atatürk Kültür Merkezi'nde üç
bölümlü bir panel düzenleyecek.
nin kabulü" gibi bir dizi "devrim
yasası''nın da temel yapısını oluş-
turdu. Türkiye'nin çağdaşlaştml-
ması yolunda önemli bir adım ola-
rak değerlendirilen bu üç yasadan
430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Yasa-
sı'yla ikili öğretim kaldınlarak eği-
tim ve öğretim işleri Milli Eğitim
Bakanlığı'nın denetimine verildi.
Yasanuı asıl amacı, insanlann Tan-
n buyruğuna göre yönetileceklerini
öngören "medrese" sistemini devre-
den çıkanp laik anlayışı yerleştir-
mek ve pozitif bilimi kılavuz edin-
mekti. Yasanın yürürlüğe girmesiy-
le birlikte medreseler kapatılıp ilko-
kullarda Kuran, ortaokul ve liseler-
de din, Arapça, Farsça dersleri kal-
dınldı. Yabancı ve azınlık okullan-
na da Türkçe dersler kondu.
Yme 3 Mart 1924'te kabul edilen
429 sayılı yasayla Şer'iye ve Evkaf
Vekâleti kaldınlarak şeriat ve med-
rese eğitimine hizmet eden vakıflar
da Milli Eğitim Bakanlığı'na bağ-
landı.
Diğer bir yasa da 431 sayılı Hali-
feliğin Kaldınlması Yasası'ydı. Os-
manlı hanedanının yurtdışına çıka-
nlmasına da karar verilen yasayla
din ve devlet işlerinin tamamıyla
birbirinden aynlması amaçlandı.
Halifeliğe son verilmesiyle Osman-
lı sisteminden kalan ve genç cum-
huriyetin egemenlik anlayışma ters
düşen son kurum da tasfıye edilmiş
oldu.
Kadınlar Taksim'de
İstanbul Kadın Kuruluşlan Birli-
ği bugün saat 12.30'da çiçekleriyle
birlikte Taksim'deki Atatürk Anı-
tı'nın önünde buluşacaklar. "Dev-
rim yasalan"nın kabul edilişini kut-
lamak ve laik cumhuriyete sahip
çıkmak amacıyla düzenlenen "çi-
çekli evtem"e 45 kadın kuruluşu ve
siyasi partilerin kadın komisyonla-
n katılacak. Yaklaşık 25 bin üyesi
bulunan örgütlerin gerçekleştire-
cekleri eylemin Ankara'da 15 şubat-
ta düzenlenen ve ses getiren "kadın
yürüyûşû'' gibi renkli geçmesi bek-
leniyor.
Öte yandan Çağdaş Yaşamı Des-
tekleme Demeği de (ÇYDD), saat
14.00'ten itibaren Atatürk Kültür
Merkezi'nde üç bölümlü bir panel
düzenleyecek. "Cumhuriyetimizin
Laiklik Mühürieri" başlıklı birinci
bölüme konuşmacı olarak Anayasa
Mahkemesi Başkanı YektaGüngör
Özdenkatıhrken "3 Mart 1924'ün
Getirdflderi" adlı ikınci bölüme ise
Cumhurbaşkanı Danışmanı
Prof.Dr. Bozkurt Güvenç, TBMM
Başkanlığı Kültür Danışmanı
Prof.Dr. Ahmet Mumcu. Basın
Konseyi Başkanı gazeteci Oktay
Ekşive gazeteci-yazar MeriçVeBde-
doğlukatılacak. Panelin iiçüncü bö-
lümünde de müzik dinletisi gerçek-
leştirilecek.
Imam-hatiplere harp
okulu yolu girişimi
Milli Eğitim Bakanlığı, sı-
nıf geçme sistemine göre
okul türleri arasındaki geçiş-
leri yeniden düzenleyerek, i-
mam-hatip lisesi kökenli öğ-
rencilere harp okullanna gi-
riş olanağı getirmek istedi.
Buna ilişkin yönerge, askeri
kanattan gelen tepkiler üze-
rinegeriçekildi.
8 yıllık zorunlu eğitim. i-
mam-hatip ortaokullan ve
Kuran kurslannın konumu
nedeniyle yaşama geçirile-
medi.
Milli Eğitim Bakanlığı,
15. Milli Eğitim Şûrası'nın i-
mam-hatip ortaokullannın
ılköğretime devredilmcsi
koşumyla zorunlu eğitimi n
8 yıla •çıkanlması yönünde-
ki tavsiye karanna, şûra ka-
rarlannın uygulanmasına
ilişkin icra plamnda yer ver-
medi.
Kuran kurslanna
ortaokul istemi
Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'nın denetiminden çıkan-
lan Kuran kurslannın sayısı,
Diyanet İşleri Başkanlı-
ğı'nın verilerine göre, 3 bin
600'ü şube olmak üzere 8
bin 500'e ulaşırken, öğrenci
sayısının 2 milyona yaklaştı-
ğı belirtiliyor. Bu kurslara.
1995 yılında Türkçe, mate-
matik, bilgisayar ve fen bil-
gisi gibi dersler konularak
zorunlu eğitim için zemin
hazırlandı.
Devlet okullannda öde-
nek yetersizliği sonucu ek
derslik yapılamaması nede-
niyle 80-100 kışilik sınıflar-
da ders yapılırken, cami sa-
yısı okul sayısını geçti.
Ülke genelinde 68 bin 690
okul bulunurken, cami sayı-
sı 69 bin 523'e ulaştı.
Milli Eğitim Bakanlığı,
ödenek yetersizliği nedeniy-
le yıllardır sınıf mevcutlan-
nı 40'a indiremedi. Sınıf
mevcutlannın ilk aşamada
50'ye düşürülmesi için 30
bin ek derslik ve 23 trilyon li-
ra, 40'a indirilmesi için de
45 bin ek derslik ve 50 tril-
yon lıra gerekiyor.
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected]
Milli Güvenlik Kurulu'nun
(MGK) uzun toplantısının ar-
dından Başbakan Yardımcısı
Tansu Çiller, Italya Başbaka-
nı Prodi'yi ve ABD Dışişleri
Bakanı Albright'ı arayarak en-
dişe etmemelerini söylemiş.
Tansu Çiller'in, toplantının he-
men ardından yaptığı bu tele-
fon görüşmesini acaba gece-
yansı hangi gazeteci nasıl ha-
ber aldı?
Belli ki Tansu Hanım, top-
lantıdan çıkar çıkmaz telefon
ettiğini birilerine anında duyu-
ruvenmiş. Neden böyle bir te-
lefon ettiğini ise sahte gülü-
cüklerle kameralara açıklayı-
verdi: "Okumadınız mı gayet
iyi. Avrupa Birliği..." Böylece
uzun MGK toplantısının ken-
dince özetinı de yapmış oldu.
MGK karariarında, Susurluk
konusunun hiç ele alınmadığı
sizi rahatsız etmedi mi? Beni
çok ettı. Çünkü geçen MGK
toplantısından bu yana çok
'Batı'ya Acil Telefon'
önemli gelişmeler ortaya çıktı.
Jandarmaya bağlı olduğu an-
laşılan "Yeşil" kod adlı katil,
şimdi nerede? Ne iş yapıyor?
Ona bu kanunsuz eylemleri
yapması için kimler emir ver-
di?
Toplantıyakatılan komutan-
lar ve bakanlar, bu işi çözme-
si gereken yerdeki sorumlular.
Jandarma Genel Komuta-
nı'yla, Içişleri Bakanı bu dokuz
saat içinde bir yemek mola-
sında bu sorunu kplayca çö-
zümleyebilirlerdi. Örneğin Ib-
rahim Şahin hâlâ neden ya-
kalanamıyor? Bizim bilmedi-
ğimiz bir yerden desteği mi
var? Milli Güvenlik Kurulu, bu
konuda Başbakan Necmettin
Erbakan'dan hesap sorabilir-
di.
Tansu Çiller, MGK toplantı-
sından sonra zafer kazanmış
komutan edasıyla, "Tamam
Batılıya" diye övünüyordu. Ya-
ni, siyasi Islamın, Batı'ya yöne-
lişi engellemesi mümkün de-
ğilmiş. Tam bir yuttunmaca.
Şimdiye kadar RP mi iktidar-
daydı ki? Türkiye, yıllardır Is-
lamcı olmayan partiler tarafın-
dan yönetiliyor, ama Batı'ya
kendini kabul ettiremiyor. Ne-
den?
Çünkü Türkiye, sürekli tnsan
haklannın ihlal edildiği bir ülke.
Faili meçhul cinayetler, yargı-
sız infazlar, işkenceler, sıradan
ve doğal kabul ediliyor. Susur-
luk'la ortaya çıkan manzara
korkunç. Kirlilik inanılmaz bo-
yutlarda. Hakkındaki iddialar
ayyuka çıkmış kişiler, hâlâ so-
rumlu yerierde oturuyorlar.
Özel Timci Ayhan Çarkın,
"Ibrahim Şahin hakkında faz-
la konuşmayın, yeni cinayetler
işlenebilir" diyor. Ayhan Çar-
kın, 100'den fazla yargısız in-
faz olayına kanştığını kendisi
açıklamıştı. Ömer Lütfü To-
pal cinayetinin sanığı ve Ibra-
him Şahin'in adamı. "Fazla
üzerimize gelmeyin, yeni cina-
yetlere imza atanz" demeye
getiriyor.
Ülke güvenliğini "çete" çok
ağır şekilde tehdit ediyor, bu
işin sorumlulan ise ellerini kol-
larını sallayarak dolaşıyorlar.
Milli Güvenlik Kurulu'nun böy-
lesine önemli bir güvenlik ko-
nusunu neden ele almadığı
tartışılmıyor. Erbakan, bu ko-
nuda neden yavaş hareket
ediyor, neden ışık söndürme
eylemine engel olmak istiyor?
MGK'de hükümete esas
bunlar sorulmahydı. Tansu Çil-
ler'in, Italyan Başbakanı'na ve
ABD Dışişleri Bakanı'na ettiği
telefon, Türkiye'yi kurtarmaya
yeter mi? MGK, hâlâ düşünce-
ye yönelik Terörle Mücadele
Yasası'nı takipten söz ediyor.
Ama "çefe"leri hiç gündemine
bile almıyor.
Unutmayalım ki Türkiye, si-
yasi Islamcı iktidarın eşiğine,
askeri darbelerin yarattığı bas-
kı ortamı yüzünden geldi.
Düşünce özgüriüğü önün-
deki yasak duruyor.
Örgütlenme özgüriüğü
önündeki yasak duruyor.
Kürt sorunu, hâlâ şiddetle
çözülmeye çalışılıyor.
Faili meçhullerin, yargısız in-
fazlann hesabı sorulmuyor.
Gençlerimiz, inanılmaz ge-
rekçelerie hapislerde süründü-
rülüyor.
Tansu Çiller ise Batı'ya acil
telefonlar ediyor.
Bütün bunlar da MGK gün-
deminde yer almıyor.
Siz siyasi Islamı nasıl önler-
siniz ki?
BÎZBÎZE
ERDAL ATABEK
Köpleşme...
Toplumda bir 'körteşme' olgusu yaşanıyor. Içine
sürüklendiğimiz 'psikolojik kamplaşma', insanlann
birbirini anlama ısteklerini engellıyor ve hiç kimse
kendi dışındaki görüşleri anlamak istemiyor, anla-
mak bir yana işitmek bile istemiyor. Bu durum, gi-
derek gruplar oluşturan insanlann 'kendi içlerine
kapanma', 'grup kolonileri kurma', 'birbirine ya-
bancılaşma', 'birbirine düşmanlaşma' biçiminde
gelişmelere yol açmaktadır.
'Körleşme', Nobel ödüllü ünlü yazar Elias Ca-
netti'nin bir romanıdır. Bu romanda 'insanın kör-
leşmesi' ustalıkla işlenmektedir. Körieşen insanın
yalnız 'kendi baktığı şeyleri görmesi', onun dışında
kalanlara karşı tam bir 'kör/esme'si anlatılmakta-
dır.
'Körleşme', beyin işlevlerini sınırlandıran, beyin
çalışmalarını 'şartlı reheks' kuralınagöre biçimlen-
diren bir 'şartlandırma' ile gerçekleşmektedir. Bu
oluşumda 'şartlandınlan insan' artık kendi uyaran-
lan ile hareket eder. Yalnız kendi uyaranlanna açık-
tır, onun dışında kalan uyaranlara hiçbir tepki ver-
mez, onlara karşı 'körfeşmiştir.'
'Körleşme'rim yol açtığı ruhsal davranış gelişimi-
ne bakıldığı zaman:
1. Kendi uyaranları dışındaki uyaranlan görme-
me,
2. Görmediği şeylere karşı yabancılaşma,
3. Yabancılaştığı şeylere karşı düşmanlaşma,
4. Düşmanlaştığı şeylere karşı şiddet kullanma
eğilimi, sistematiğinı görürüz.
Böylece, toplumda 'körleşme' giderek 'kamp-
laşma'ya, kamplaşma da 'düşman/aşma'ya dö-
nüşmektedir.
Bu durumun toplum için yarattığı tehlikeler de sü-
rece uygun olarak büyümektedir. Daha önce ya-
şandığını belirttiğimiz 'psikolojikparçalanma' sür-
düğü için 'sosyal parçalanma' aşamasına geçil-
miştir.
'Sosyal parçalanma', kendisi gibi olan, kendisi
gibi yaşayan kişilerte birlikte yaşama isteği olarak
'koloni oluşumlan'na yol açmıştır. Bu aşamadan
sonra gelecek olan, 'siyasal parçalanma'dır ve ül-
kemiz böyle bir parçalanmanın eşiğine gelmiştir.
'Siyasal parçalanma', iç çatışmaya sürüklenmek
demektir ve bu noktada hiç kimse 'bu durum be-
ni ilgilendirmez' diyemez. Çünkü böyle bir durum,
istesin istemesin, herkesi ilgilendirir.
Bu parçalanmanın ilk temel noktası 'eğitimin par-
çalanması' olmuştur. Eğitim birliğinin parçalanma-
sı, laik milli eğitimin dışında 'Kuran kurslan' ile baş-
layıp 'imam-hatip okullan' ile devam eden 'inanç
eğitimi', bugüne gelişin ilk istasyonu olmuştur. Bu
eğıtimle amaçlanan da, insanlara dinlerini öğret-
mek değil, 'inanç eğitimi'' almış insanlarlatoplumu
'şeriat devtet/'ne ulaştırmak olmuştur. Buraya ge-
lişin sorumluluğu da Demokrat Parti'den başlaya-
rak bütün sağ partilerdedir. Bugünün cumhurbaş-
kanını da içine alan bu sorumluluğu doğru sapta-
mak gerekiyor. 12 Eylül yöneticileri de bu sorum-
luluğun içindedir.
Parçalanmanın ikinci temel noktası, 'özü, laikli-
ği redde dayanan inanç eğitimi' almış kişilerin ka-
mu yöneticiliği noktalanna getirilmesidir. özellikle
milli eğitim, sağlık, güvenlik ve kamu yönetimi yet-
kilerine sahip görevlere bu kişiler seçilerek doldu-
rulmuştur. Bu noktada korunabilen tek kurum, Türk
Silahlı Kuvvetleri'dir. Bugün Refah Partisi'nin Türk
Silahh Kuvvetleri ile zıtlaşmaya girmesinin nedeni
budur, girebilmesinin nedeni de budur.
Parçalanmanın üçüncü noktası, Türkiye aydın
kamuoyunun demokrasi özleminin şaşırtılması ol-
muştur. Demokrat aydın kamuoyu, Islamcı görüş-
lerin kendini özgürce ifade edebilmesini demokra-
sinin bir kuralı saymış ve savunmuştur. Ancak bu
kendini ifade edişin sadece kimlik arayışı değil,
toplumu şeriat düzenine götürmek olduğunu za-
manında algılayamamıştır. Bunlan şimdi görmek-
te ve biraz şaşırarak, 'neden böyle olduğunu' an-
lamaya çalışmaktadır.
Parçalanmanın dördüncü noktası, şeriat yandaş-
lannın militan davranışlannın aynı militanlık içinde
karşılık görmemesidir. Toplumun laik kesimi, şeri-
at yandaşlarının militan, saldırgan, bağnaz tutum-
larını anlayışla, konuşup tartışma istemiyle, sabır-
la karşılamış, bütün bunlann 'buralara varmayaca-
ğını' ummuştur. Bu tutum da şeriat yandaşlannın
şiddet eksenindeki sözlerini, davranışlannı, hare-
ketlerinı cesaretlendirmiştir.
Bugün gelinen 'siyasal parçalanma' noktasına bu
aşamalaria gelinmiştir. Artık ya bu 'körleşme', göz-
lerin açılmasıyla sonuçlanacak ya da 'iç çatış-
ma 'nın herkes için kötü olacak sonuçlanyla duru-
mun gerçeğı anîaşılacaktır.
Bizaklın yanındayız, Atatürk'ün yolundayız, gü-
cümüzün bilincindeyiz. Hiç kimseye de 'körieşmiş
nokta'öan bakmıyoruz. Ama böyle bakanlann
oyunlanna da, dalaverelerine de, uyutmalanna da
aldanacak, kanacak değiliz.
Elimizi uzatıyoruz ve bekliyoruz.
CHP muhalefet bildirgesi
'Meydan tasfiyecilere
bırakılmayacak'
İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)- tzmir CHP'de par-
ti içi muhalefet tarafından
düzenlenen. genel merkez
politikalannın sorgulandığı
toplantının ardından açıkla-
nan sonuç bildirgesinde, tas-
fıyenin de meydanı tasfiye-
cilere bırakmanm da çözüm
olmadığı belirrildi.
Demokrasiyi bütün ku-
rum ve kurallanyla ülkeye
hâkim kılmak isteyenlerin
önce bu düşüncelerinı kendi
kurumlannda gerçekleştır-
mesi ve yaşama geçirmesı
gereğine dikkat çekilen bil-
dirgede şu görüşlere yer ve-
rildi:
"Türkhe'de laik-demok-
ratik düzenin korunması ve
geüstirilmcsi için halkgüçle-
rinin solun biıiiğini sa\un-
duğu bu dönemde, partimiz-
de disiplin adı alûnda tasfiye-
lerin yaşanması düşündürü-
cüdür. Parti içi disiplin adı
amnda insanlan tek sesli. tek
şefli söylemlere uygun dav-
ranmava zorlamak demok-
rat vesolcu olmakla ne dere
1
ce bağdaşır? Hem sosyal de-
mokraüann birliktetiğinden
söz edeceksin hem de parti-
mizinİzmir'deivmesini yük-
seften Izmir İl Başkanı Os-
man Özgüven' iveyönetimi
1
ni tasfîye edeceksin. Tasfıye
çözüm değikiir. Tasfîyecilere
meydanı bırakmak da çö-
züm değikiir. Çözüm, sosyal
demokrasinin zengin çeşitü-
liğinde birleşmek, halk güç-
leriyle ittifak yapmaktan
korkmamaktır.
İzmir'den bir ses yüksel-
mektedir. Bu güç bikşkesi
bugün İzmir'de doğmuştur.
Ülkede yankısını bulacak,
toplanülar devam edecektir.
Bu bileşke: parti içi denıok-
rasiyi sağlamak. geüştinnek,
tasfnetiliğe dur demek için
kitielerle dalga dalga ay ağa
kalkacaknr. Buna ülkemizin
ve partimizin her zaman oJ-
duğundan daha fazla ihtiya-
cıvarT