06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 MART 1997 PAZARTESİ HABERLER ÇAJES'in bzelleştipmesine hayr' • ÇATALAĞZI (Curohuriyet) - Zonguldak'ın Çatalağzı beldesinde Tes-İş Sendikası'nca düzenlenen mitingde, Çatalağzı Termik SantTalı'n\n(ÇATES) özelleştirirmek istenmesi protesto edildi. Mitingde konuşan Türk-lş Genel Eğitim Sekreteri Salih Kılıç, "Santrallan özelleştirmek yanlıştır. Hükümet, bu gırişiminden vazgeçmelidir" dedi. DSP'li Mümtaz Soysal da hükümetin. bütçe açıklannı kapatmak ıçın santrallan özelleştirmek ıstediğinı öne sürerek, "ÇATES'i yeniden yapmak 450 milyon dolara mal olur. Bu haliyle ise ülke ekonomisine yılda 43 milyon dolar kazandınyor" diye konuştu. Demirere kutlama • İstanbul Haber Servisi - Mustafa Kemal Derneği Genel Başkanı Kamran Baran. MGK'nin son toplantısının ardından yayımlanan bildın dolayısıyla Cumhurbaşkanı Süleyman Demirere kutlama mesajı gönderdı. Demirel'e gönderilen mesajda, "Türk milletinin, cumhunyetimizin bölünmez bütünlüğünün ve Atatürk ilkelerinden oluşan laik. demokratik ve sosyal bir hukuk devleti niteliklerinin ebediyen korunacağına olan inancımızı yeniden güçlendirmiştir" sözlerine yer verildi. KajageMin bugün geliyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kazakistan Başbakanı Akejan Kajageldin, Başbakan Necmettin Erbakan'ın resmi davetlisi olarak bugün Ankara'ya gelıyor. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile de bir araya gelmesi öngörülen Kajageldin'in ziyaretı sırasında özellikle Kazak petrolünün dünya pazarlanna taşınması, işletilmesi ve çıkanlması konusunda Türkiye ile yapılabilecek işbirliği olanaklannın ele alınması bekleniyor. üırizmciye kredi müjdesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Turizm Bakanı Bahattin Yücel. Eximbank'ın, turizm hizmetini teşvik etmek amacıyla, A grubu seyahat acentelerine de kredi kullandıracağını, böylece diğer mal ihracı yapan kuruluşlar gibi seyahat acentelennin de ihracatçı sayılacağını bildirdi. Buna göre. üst limiti 500 bin dolar karşılığı Türk Lırası olarak belirlenen kredi. 180 gün vadeli olacak ve krediye yüzde 67 faiz uygulanacak. Kredi uygulama esaslan konusunda aynntılı bilgi, Tunzm Bakanlığı tşletmeler Genel Müdürlüğü Teşvik Daire Başkanlığı'ndan alınabilecek. 'Sivil dayanışma şarr • ERZURUM (AA) - Türk- İş Genel Sekreteri Şemsi Denizer. darbe söylentilerini eleştirerek, "Bunlan bir tarafa bırakahm. Ülkede sivil dayanışma şart olmuşfur'" dedi. Türkiye'de sosyal hukuk sisteminin oturmamasından dolayı rejimin tehdit altında bulunduğunu öne süren Denizer, "Türkiye'de eğer bir darbe olacakia onu biz, yani sivil toplum örgütleri yapar. Rejimin varhğı tehlikeye düşünce asker devreye girer, sivil toplum örgütleri de bunu destekler"' dedi. Bu tanklan farklı • GAZİANTEP(AA)- DYP Kayseri Milletvekili Ayvaz Gökdemir, "Sincan'dan geçen tanklar, 29 Ekim merasiminde geçen tanklardan farklıdır" dedi. Gökdemir. Türkiye'nin sıkıntılı bir dönemde olduğunu ifade ederek, "Ancak, Türkiye yeni devlet olmuyor, demokrasiye yeni geçmiyor. Türkiye, laik ve sosyal hukuk devletidir" diye konuştu. Şeriatçı eğitim dorııkta MGK'nin uyansma kadar gelinen süreçte köktendinci eğitim cumhuriyet rekoruna doğru koştu EMİNE KAPLAN ANKARA- Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) uyansına kadar gelinen süreçte, birçoğu denetim dışmdaki Kuran kurslan ve şeriatçı bazı vakıflar tarafından yönlen- dirilen köktendinci eğitimdeki öğrenci sa- yısı büyük bir hızla arttı. 511 bin 502 öğ- rencinin öğrenim gördüğü imam-hatip li- selerinin sayısı, son yıllardaki hızlt artışla 609'a ulaştı. Yaklaşık 2 milyon öğrencinin devam ettiğibelirtilen 8 bin 500 Kuran kur- suna seçmeli sosyal ve fen bilimleri ders- leri konularak zorunlu eğitim için zemin hazırlandı. 8 yıllık zorunlu eğitim, kökten- dincilerin imam-hatip ortaokullan ve K.u- ran kurslan konusunda baskı yapmalan ne- deniyle yaşama geçirilemedi. • Resmi Kuran kursu sayısı 3 bin 600 şubesiyle birlikte 8 bin 500'e ulaşırken bu kurslarda öğrenim gören öğrenci sayısının 2 milyona ulaştığı belirtiliyor. Kuran kurslannın zorunlu eğitim kapsamına alınması için köktendinci çevrelerce büyük baskı kurulurken bu kurslara sosyal ve fen.bilimleri dersleri konularak zorunlu eğitim için zemin hazırlandı. Ülke genelindeki cami sayısı ise okullara fark atarak 70 bine çıktı. Tarikatlann siyaset üzerindeki ağirlığı- nm da etkisiyle tırmanan "dinsel eğMm", MGK'nin yaklaşık 9 saat süren toplantısı- nın ardından hükümete verilen bildiride ön- lem alınması gereken rejim karşıtı gelişme- lerden biri olarak sayıldı. Hükümetler, se- çim kaygısı nedeniyle imam-hatip lisesi sa- yısını hızla arttınrken çok progTamh lise (ÇPL) bünyesinde imam-hatip açılması ve Anadolu imam-hatip lisesi açılmasına hız verdi. ÇPL bünyesindeki imam-hatip lise- si sayısı son 5 yılda 6'dan 36'ya çıkarken 55 olan Anadolu imam-hatip lisesi sayısı son 2 yıl içinde yaklaşık yüzde 100 artış oranıyla 107'ye ulaştı. Bu artışlarla imam- hatip lisesi sayısı, 36'sı ÇPL. 2'si süper. 107'si Anadolu ve 464'ü de düz imam-ha- tip lisesi olmak üzere 609'a çıktı. Eski DEP'lilere destek HADEP milktvekilleri, avukatlar ve hükümlü partililerin yakınlan, 2 Mart 1994'ie Meclis'ten gözaltına alınan eski DEP miHetvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Setim Sadak ile eski Değişim ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı tbrahim Aksoy'un tutuklu bulunduklan Ankara Merkez Kapau Cezaevi önünde "2 mart sivil darbesi^nin iiçüncü yıldönümünü andılar. Toplumdan demokrasi ve banş yanusı seslerin yükseldiğîni belirten HADEP Genel Başkan Yardımcısı Sedat Yurtdaş, halkın özgürlük taleplerinin, tüm tutuklu \e hükümlüleri etkileyen sonuçlar ortaya kayacağuu söytedi. (Fotoğraf: A A) İmam-hatip liselerinde öğTenım gören öğrenci sayısı, 318bin 775'i ortaokul, 192 bin 727'si de lise olmak üzere 511 bin 502'ye ulaşırken imam ve hatip olamaya- cak kız öğrenci sayısı da 120 bini aştı. Mes- leki ve teknik liselerdeki toplam öğrenci sa- yısının yaklaşık yüzde 20'sini imam-hatip- İiler oluştururken, bu okullann ortaokul bölümlerindeyse bu oran yüzde 87'ye ulaş- tı. İmam-hatip liseleri, okul binası ve öğ- renci sayısı açısından endüstri meslek lise- si dışındaki diğer meslek liselerini geride bıraktı. Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, 2 yıllık başbakanlığı dönemine 130 imam- hatip lisesini sığdırarak bu alanda rekorkı- rarken başbakanlara göre dağıhm şöyle: Adnan Menderes 19 (1951 -1959), Ismet tnönü 7 (1962-1963). Süleyman Demirel 46 (1965-1971). Bülent Ece- vit 29 (1974-1975). Süley- man Demirel 233 (1975- 1978). Bülent Ecevit 4 (1978-1980), Süleyman De- mirel 36 (1979-1980), Tur- gutÖzal 9 (1984-1989), Me- sutYumaz 23 (1990-1992), Süleyman Demirel 12 (1992-1994), Tansu ÇUler 130(1994-1995). Öğretlm Birllği Yasasının 73. yıldöniimü... Kadınlar çiçeklerle Taksim'de İstanbul Haber Servisi - Halıfeli- ğin kaldınlmasının ve başta Öğre- tim Birliği Yasası |Te\hid-i Tedrisat Yasası) olmak üzere kimı "devrim yasalarTnın kabulünün 73. yıldö- niimükutlanıyor. 45 dernek ve siya- si partilerin kadın komisyonlann- dan oluşan "İstanbul Kadın Kuru- luşlan BirüğT laik hukuk devletini ve çağdaş eğitimi desteklemek ama- cıyla bugün Taksim'deki Atatürk Anıtı'na çiçek bırakacak. Böylece kadınlar, 15 şubatta An- kara'da düzenlenen "Şeıiata Hayu-" yürüyüşünün ardından ıkinci büyük eylemlerini gerçekleştirecekler. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derne- ği'nin Öğretim Birliği Yasası'nın yıldönümü nedeniyle düzenlediği kutlama programı saat 14.00'te Ata- türk Kültür Merkezi'nde başlaya- cak. 73 yıl önce bugün TBMM'de ka- bul edilen "Şer'iye ve Evkaf Vekâ- leti'nin kaldınlması", "Ögretimin birieştirilmesT ve "Haüfeuğin kal- dınünasT yasalan, biryandan cum- hunyetın laik niteliğini apaçık bir şekılde ortaya koyarken diğer yan- dan da daha sonra çıkanlan "Türk Medeni Kanunu", "Tûrk harfleri- • 45 dernek ve siyasi partilerin kadın komisyonlanndan oluşan "İstanbul Kadın Kuruluşlan Birliği" laik hukuk devletini ve çağdaş eğitimi desteklemek amacıyla bugün Taksim'deki Atatürk Anıtı'na çiçek bırakacak. • Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği de (ÇYDD) saat 14.00'ten itibaren Atatürk Kültür Merkezi'nde üç bölümlü bir panel düzenleyecek. nin kabulü" gibi bir dizi "devrim yasası''nın da temel yapısını oluş- turdu. Türkiye'nin çağdaşlaştml- ması yolunda önemli bir adım ola- rak değerlendirilen bu üç yasadan 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Yasa- sı'yla ikili öğretim kaldınlarak eği- tim ve öğretim işleri Milli Eğitim Bakanlığı'nın denetimine verildi. Yasanuı asıl amacı, insanlann Tan- n buyruğuna göre yönetileceklerini öngören "medrese" sistemini devre- den çıkanp laik anlayışı yerleştir- mek ve pozitif bilimi kılavuz edin- mekti. Yasanın yürürlüğe girmesiy- le birlikte medreseler kapatılıp ilko- kullarda Kuran, ortaokul ve liseler- de din, Arapça, Farsça dersleri kal- dınldı. Yabancı ve azınlık okullan- na da Türkçe dersler kondu. Yme 3 Mart 1924'te kabul edilen 429 sayılı yasayla Şer'iye ve Evkaf Vekâleti kaldınlarak şeriat ve med- rese eğitimine hizmet eden vakıflar da Milli Eğitim Bakanlığı'na bağ- landı. Diğer bir yasa da 431 sayılı Hali- feliğin Kaldınlması Yasası'ydı. Os- manlı hanedanının yurtdışına çıka- nlmasına da karar verilen yasayla din ve devlet işlerinin tamamıyla birbirinden aynlması amaçlandı. Halifeliğe son verilmesiyle Osman- lı sisteminden kalan ve genç cum- huriyetin egemenlik anlayışma ters düşen son kurum da tasfıye edilmiş oldu. Kadınlar Taksim'de İstanbul Kadın Kuruluşlan Birli- ği bugün saat 12.30'da çiçekleriyle birlikte Taksim'deki Atatürk Anı- tı'nın önünde buluşacaklar. "Dev- rim yasalan"nın kabul edilişini kut- lamak ve laik cumhuriyete sahip çıkmak amacıyla düzenlenen "çi- çekli evtem"e 45 kadın kuruluşu ve siyasi partilerin kadın komisyonla- n katılacak. Yaklaşık 25 bin üyesi bulunan örgütlerin gerçekleştire- cekleri eylemin Ankara'da 15 şubat- ta düzenlenen ve ses getiren "kadın yürüyûşû'' gibi renkli geçmesi bek- leniyor. Öte yandan Çağdaş Yaşamı Des- tekleme Demeği de (ÇYDD), saat 14.00'ten itibaren Atatürk Kültür Merkezi'nde üç bölümlü bir panel düzenleyecek. "Cumhuriyetimizin Laiklik Mühürieri" başlıklı birinci bölüme konuşmacı olarak Anayasa Mahkemesi Başkanı YektaGüngör Özdenkatıhrken "3 Mart 1924'ün Getirdflderi" adlı ikınci bölüme ise Cumhurbaşkanı Danışmanı Prof.Dr. Bozkurt Güvenç, TBMM Başkanlığı Kültür Danışmanı Prof.Dr. Ahmet Mumcu. Basın Konseyi Başkanı gazeteci Oktay Ekşive gazeteci-yazar MeriçVeBde- doğlukatılacak. Panelin iiçüncü bö- lümünde de müzik dinletisi gerçek- leştirilecek. Imam-hatiplere harp okulu yolu girişimi Milli Eğitim Bakanlığı, sı- nıf geçme sistemine göre okul türleri arasındaki geçiş- leri yeniden düzenleyerek, i- mam-hatip lisesi kökenli öğ- rencilere harp okullanna gi- riş olanağı getirmek istedi. Buna ilişkin yönerge, askeri kanattan gelen tepkiler üze- rinegeriçekildi. 8 yıllık zorunlu eğitim. i- mam-hatip ortaokullan ve Kuran kurslannın konumu nedeniyle yaşama geçirile- medi. Milli Eğitim Bakanlığı, 15. Milli Eğitim Şûrası'nın i- mam-hatip ortaokullannın ılköğretime devredilmcsi koşumyla zorunlu eğitimi n 8 yıla •çıkanlması yönünde- ki tavsiye karanna, şûra ka- rarlannın uygulanmasına ilişkin icra plamnda yer ver- medi. Kuran kurslanna ortaokul istemi Milli Eğitim Bakanlı- ğı'nın denetiminden çıkan- lan Kuran kurslannın sayısı, Diyanet İşleri Başkanlı- ğı'nın verilerine göre, 3 bin 600'ü şube olmak üzere 8 bin 500'e ulaşırken, öğrenci sayısının 2 milyona yaklaştı- ğı belirtiliyor. Bu kurslara. 1995 yılında Türkçe, mate- matik, bilgisayar ve fen bil- gisi gibi dersler konularak zorunlu eğitim için zemin hazırlandı. Devlet okullannda öde- nek yetersizliği sonucu ek derslik yapılamaması nede- niyle 80-100 kışilik sınıflar- da ders yapılırken, cami sa- yısı okul sayısını geçti. Ülke genelinde 68 bin 690 okul bulunurken, cami sayı- sı 69 bin 523'e ulaştı. Milli Eğitim Bakanlığı, ödenek yetersizliği nedeniy- le yıllardır sınıf mevcutlan- nı 40'a indiremedi. Sınıf mevcutlannın ilk aşamada 50'ye düşürülmesi için 30 bin ek derslik ve 23 trilyon li- ra, 40'a indirilmesi için de 45 bin ek derslik ve 50 tril- yon lıra gerekiyor. SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) uzun toplantısının ar- dından Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, Italya Başbaka- nı Prodi'yi ve ABD Dışişleri Bakanı Albright'ı arayarak en- dişe etmemelerini söylemiş. Tansu Çiller'in, toplantının he- men ardından yaptığı bu tele- fon görüşmesini acaba gece- yansı hangi gazeteci nasıl ha- ber aldı? Belli ki Tansu Hanım, top- lantıdan çıkar çıkmaz telefon ettiğini birilerine anında duyu- ruvenmiş. Neden böyle bir te- lefon ettiğini ise sahte gülü- cüklerle kameralara açıklayı- verdi: "Okumadınız mı gayet iyi. Avrupa Birliği..." Böylece uzun MGK toplantısının ken- dince özetinı de yapmış oldu. MGK karariarında, Susurluk konusunun hiç ele alınmadığı sizi rahatsız etmedi mi? Beni çok ettı. Çünkü geçen MGK toplantısından bu yana çok 'Batı'ya Acil Telefon' önemli gelişmeler ortaya çıktı. Jandarmaya bağlı olduğu an- laşılan "Yeşil" kod adlı katil, şimdi nerede? Ne iş yapıyor? Ona bu kanunsuz eylemleri yapması için kimler emir ver- di? Toplantıyakatılan komutan- lar ve bakanlar, bu işi çözme- si gereken yerdeki sorumlular. Jandarma Genel Komuta- nı'yla, Içişleri Bakanı bu dokuz saat içinde bir yemek mola- sında bu sorunu kplayca çö- zümleyebilirlerdi. Örneğin Ib- rahim Şahin hâlâ neden ya- kalanamıyor? Bizim bilmedi- ğimiz bir yerden desteği mi var? Milli Güvenlik Kurulu, bu konuda Başbakan Necmettin Erbakan'dan hesap sorabilir- di. Tansu Çiller, MGK toplantı- sından sonra zafer kazanmış komutan edasıyla, "Tamam Batılıya" diye övünüyordu. Ya- ni, siyasi Islamın, Batı'ya yöne- lişi engellemesi mümkün de- ğilmiş. Tam bir yuttunmaca. Şimdiye kadar RP mi iktidar- daydı ki? Türkiye, yıllardır Is- lamcı olmayan partiler tarafın- dan yönetiliyor, ama Batı'ya kendini kabul ettiremiyor. Ne- den? Çünkü Türkiye, sürekli tnsan haklannın ihlal edildiği bir ülke. Faili meçhul cinayetler, yargı- sız infazlar, işkenceler, sıradan ve doğal kabul ediliyor. Susur- luk'la ortaya çıkan manzara korkunç. Kirlilik inanılmaz bo- yutlarda. Hakkındaki iddialar ayyuka çıkmış kişiler, hâlâ so- rumlu yerierde oturuyorlar. Özel Timci Ayhan Çarkın, "Ibrahim Şahin hakkında faz- la konuşmayın, yeni cinayetler işlenebilir" diyor. Ayhan Çar- kın, 100'den fazla yargısız in- faz olayına kanştığını kendisi açıklamıştı. Ömer Lütfü To- pal cinayetinin sanığı ve Ibra- him Şahin'in adamı. "Fazla üzerimize gelmeyin, yeni cina- yetlere imza atanz" demeye getiriyor. Ülke güvenliğini "çete" çok ağır şekilde tehdit ediyor, bu işin sorumlulan ise ellerini kol- larını sallayarak dolaşıyorlar. Milli Güvenlik Kurulu'nun böy- lesine önemli bir güvenlik ko- nusunu neden ele almadığı tartışılmıyor. Erbakan, bu ko- nuda neden yavaş hareket ediyor, neden ışık söndürme eylemine engel olmak istiyor? MGK'de hükümete esas bunlar sorulmahydı. Tansu Çil- ler'in, Italyan Başbakanı'na ve ABD Dışişleri Bakanı'na ettiği telefon, Türkiye'yi kurtarmaya yeter mi? MGK, hâlâ düşünce- ye yönelik Terörle Mücadele Yasası'nı takipten söz ediyor. Ama "çefe"leri hiç gündemine bile almıyor. Unutmayalım ki Türkiye, si- yasi Islamcı iktidarın eşiğine, askeri darbelerin yarattığı bas- kı ortamı yüzünden geldi. Düşünce özgüriüğü önün- deki yasak duruyor. Örgütlenme özgüriüğü önündeki yasak duruyor. Kürt sorunu, hâlâ şiddetle çözülmeye çalışılıyor. Faili meçhullerin, yargısız in- fazlann hesabı sorulmuyor. Gençlerimiz, inanılmaz ge- rekçelerie hapislerde süründü- rülüyor. Tansu Çiller ise Batı'ya acil telefonlar ediyor. Bütün bunlar da MGK gün- deminde yer almıyor. Siz siyasi Islamı nasıl önler- siniz ki? BÎZBÎZE ERDAL ATABEK Köpleşme... Toplumda bir 'körteşme' olgusu yaşanıyor. Içine sürüklendiğimiz 'psikolojik kamplaşma', insanlann birbirini anlama ısteklerini engellıyor ve hiç kimse kendi dışındaki görüşleri anlamak istemiyor, anla- mak bir yana işitmek bile istemiyor. Bu durum, gi- derek gruplar oluşturan insanlann 'kendi içlerine kapanma', 'grup kolonileri kurma', 'birbirine ya- bancılaşma', 'birbirine düşmanlaşma' biçiminde gelişmelere yol açmaktadır. 'Körleşme', Nobel ödüllü ünlü yazar Elias Ca- netti'nin bir romanıdır. Bu romanda 'insanın kör- leşmesi' ustalıkla işlenmektedir. Körieşen insanın yalnız 'kendi baktığı şeyleri görmesi', onun dışında kalanlara karşı tam bir 'kör/esme'si anlatılmakta- dır. 'Körleşme', beyin işlevlerini sınırlandıran, beyin çalışmalarını 'şartlı reheks' kuralınagöre biçimlen- diren bir 'şartlandırma' ile gerçekleşmektedir. Bu oluşumda 'şartlandınlan insan' artık kendi uyaran- lan ile hareket eder. Yalnız kendi uyaranlanna açık- tır, onun dışında kalan uyaranlara hiçbir tepki ver- mez, onlara karşı 'körfeşmiştir.' 'Körleşme'rim yol açtığı ruhsal davranış gelişimi- ne bakıldığı zaman: 1. Kendi uyaranları dışındaki uyaranlan görme- me, 2. Görmediği şeylere karşı yabancılaşma, 3. Yabancılaştığı şeylere karşı düşmanlaşma, 4. Düşmanlaştığı şeylere karşı şiddet kullanma eğilimi, sistematiğinı görürüz. Böylece, toplumda 'körleşme' giderek 'kamp- laşma'ya, kamplaşma da 'düşman/aşma'ya dö- nüşmektedir. Bu durumun toplum için yarattığı tehlikeler de sü- rece uygun olarak büyümektedir. Daha önce ya- şandığını belirttiğimiz 'psikolojikparçalanma' sür- düğü için 'sosyal parçalanma' aşamasına geçil- miştir. 'Sosyal parçalanma', kendisi gibi olan, kendisi gibi yaşayan kişilerte birlikte yaşama isteği olarak 'koloni oluşumlan'na yol açmıştır. Bu aşamadan sonra gelecek olan, 'siyasal parçalanma'dır ve ül- kemiz böyle bir parçalanmanın eşiğine gelmiştir. 'Siyasal parçalanma', iç çatışmaya sürüklenmek demektir ve bu noktada hiç kimse 'bu durum be- ni ilgilendirmez' diyemez. Çünkü böyle bir durum, istesin istemesin, herkesi ilgilendirir. Bu parçalanmanın ilk temel noktası 'eğitimin par- çalanması' olmuştur. Eğitim birliğinin parçalanma- sı, laik milli eğitimin dışında 'Kuran kurslan' ile baş- layıp 'imam-hatip okullan' ile devam eden 'inanç eğitimi', bugüne gelişin ilk istasyonu olmuştur. Bu eğıtimle amaçlanan da, insanlara dinlerini öğret- mek değil, 'inanç eğitimi'' almış insanlarlatoplumu 'şeriat devtet/'ne ulaştırmak olmuştur. Buraya ge- lişin sorumluluğu da Demokrat Parti'den başlaya- rak bütün sağ partilerdedir. Bugünün cumhurbaş- kanını da içine alan bu sorumluluğu doğru sapta- mak gerekiyor. 12 Eylül yöneticileri de bu sorum- luluğun içindedir. Parçalanmanın ikinci temel noktası, 'özü, laikli- ği redde dayanan inanç eğitimi' almış kişilerin ka- mu yöneticiliği noktalanna getirilmesidir. özellikle milli eğitim, sağlık, güvenlik ve kamu yönetimi yet- kilerine sahip görevlere bu kişiler seçilerek doldu- rulmuştur. Bu noktada korunabilen tek kurum, Türk Silahlı Kuvvetleri'dir. Bugün Refah Partisi'nin Türk Silahh Kuvvetleri ile zıtlaşmaya girmesinin nedeni budur, girebilmesinin nedeni de budur. Parçalanmanın üçüncü noktası, Türkiye aydın kamuoyunun demokrasi özleminin şaşırtılması ol- muştur. Demokrat aydın kamuoyu, Islamcı görüş- lerin kendini özgürce ifade edebilmesini demokra- sinin bir kuralı saymış ve savunmuştur. Ancak bu kendini ifade edişin sadece kimlik arayışı değil, toplumu şeriat düzenine götürmek olduğunu za- manında algılayamamıştır. Bunlan şimdi görmek- te ve biraz şaşırarak, 'neden böyle olduğunu' an- lamaya çalışmaktadır. Parçalanmanın dördüncü noktası, şeriat yandaş- lannın militan davranışlannın aynı militanlık içinde karşılık görmemesidir. Toplumun laik kesimi, şeri- at yandaşlarının militan, saldırgan, bağnaz tutum- larını anlayışla, konuşup tartışma istemiyle, sabır- la karşılamış, bütün bunlann 'buralara varmayaca- ğını' ummuştur. Bu tutum da şeriat yandaşlannın şiddet eksenindeki sözlerini, davranışlannı, hare- ketlerinı cesaretlendirmiştir. Bugün gelinen 'siyasal parçalanma' noktasına bu aşamalaria gelinmiştir. Artık ya bu 'körleşme', göz- lerin açılmasıyla sonuçlanacak ya da 'iç çatış- ma 'nın herkes için kötü olacak sonuçlanyla duru- mun gerçeğı anîaşılacaktır. Bizaklın yanındayız, Atatürk'ün yolundayız, gü- cümüzün bilincindeyiz. Hiç kimseye de 'körieşmiş nokta'öan bakmıyoruz. Ama böyle bakanlann oyunlanna da, dalaverelerine de, uyutmalanna da aldanacak, kanacak değiliz. Elimizi uzatıyoruz ve bekliyoruz. CHP muhalefet bildirgesi 'Meydan tasfiyecilere bırakılmayacak' İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- tzmir CHP'de par- ti içi muhalefet tarafından düzenlenen. genel merkez politikalannın sorgulandığı toplantının ardından açıkla- nan sonuç bildirgesinde, tas- fıyenin de meydanı tasfiye- cilere bırakmanm da çözüm olmadığı belirrildi. Demokrasiyi bütün ku- rum ve kurallanyla ülkeye hâkim kılmak isteyenlerin önce bu düşüncelerinı kendi kurumlannda gerçekleştır- mesi ve yaşama geçirmesı gereğine dikkat çekilen bil- dirgede şu görüşlere yer ve- rildi: "Türkhe'de laik-demok- ratik düzenin korunması ve geüstirilmcsi için halkgüçle- rinin solun biıiiğini sa\un- duğu bu dönemde, partimiz- de disiplin adı alûnda tasfiye- lerin yaşanması düşündürü- cüdür. Parti içi disiplin adı amnda insanlan tek sesli. tek şefli söylemlere uygun dav- ranmava zorlamak demok- rat vesolcu olmakla ne dere 1 ce bağdaşır? Hem sosyal de- mokraüann birliktetiğinden söz edeceksin hem de parti- mizinİzmir'deivmesini yük- seften Izmir İl Başkanı Os- man Özgüven' iveyönetimi 1 ni tasfîye edeceksin. Tasfıye çözüm değikiir. Tasfîyecilere meydanı bırakmak da çö- züm değikiir. Çözüm, sosyal demokrasinin zengin çeşitü- liğinde birleşmek, halk güç- leriyle ittifak yapmaktan korkmamaktır. İzmir'den bir ses yüksel- mektedir. Bu güç bikşkesi bugün İzmir'de doğmuştur. Ülkede yankısını bulacak, toplanülar devam edecektir. Bu bileşke: parti içi denıok- rasiyi sağlamak. geüştinnek, tasfnetiliğe dur demek için kitielerle dalga dalga ay ağa kalkacaknr. Buna ülkemizin ve partimizin her zaman oJ- duğundan daha fazla ihtiya- cıvarT
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle