Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetjmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yaym Yonetmenı: Orhan Erinç 9
Genel Yayın Koordinatoru Hikmet
Çetinkaya 9 Yazıişleri Müdürlerı
Tbrahioı Yıldız. Dinç Tajanç (Sommlu)
# Haber Merkezı Müdurü Hakan Kara
9 Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 9 Istıhbarat
Cengiz YıMırun 9 Kültür Handan Şenköken
• Spor Abdülkadir Yücelman • Makaleler
Sanıi Karaören 9 Düzeitme. Abduüah Yazıcı
# Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberlen. Mehmet Faraç
Ya>m Kurulu. ilhan Seiçuk (Başkan ı,
Orhan Erinç, Okta) Kurtböke.
HikmetÇetinka)a,ŞûkranSoner,
ErgunBakı,DinçTayaDç, tbnhim
Yüdız, Orhan Bursalı, Muslafa
Balbav Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısı: Mustafa Balbay 9 Haber Müdiını. Doğan
Akm Atatürk Bulvan No. 125. İtat4. Bakanlıklar-Ankara
Tel 4195020 C hat). Faks-419502"
7
• Izmır Temsılcısı
SerdarKızık,H.ZıyaBN 1352 S 23Tel 4411220. Faks
4419117• AdanaTemsılcısı:ÇetinYiğenoğlıı. lnönüCd.
U9S.No 1 Kat 1, Tel: 363 12 11. Faks: 363 12 15
Koordınator AhmetKonüsan #
Muhasebe Bülent Yener •
Idare Hüse>inGürer#Iş]etme
Önder Çelik • Bılgı-lşlem: Nail
lnal 9 Bügısayar Sıstem:
Mûrüvet Çiler
MEDYA C : • Yonetım Kurulu
Başkanı - Genel Mûdur Gnlbin
Erduran • Koordınatör Rch»'
Işıtman 9 Genel Mudûr Yardımcısı:
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-513S46O-61.Faks 5138463
YayımlayaD ve Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın \e Yayıncıhk A Ş
TurkocağıCad 39 4] CağaJoHu 34334 Ist PK 246 laanbu! Tel ıO/2lZ) 512 05 05 (20 hall Faks (0 212)513 85 95 29MART1997 imsak:4.18 Güneş: 5.46 Öğle: 12.16 İkindi: 15.45 Akşam: 18.32 Yatsı: 20.54
Hongkong'ta
sessiz protesto
• Dış Haberler Servisi -
Ingıltere'nin Hongkong'u
Çın'e devretmesine 100 gün
kala, Çın taraftarlannın
" 100 günden geriye sayım"
kutlamalannda, Çin
idaresıyle gelecek
kısıtlamalan hatırlatmak
isteyen protestocular da
meydanlardaydı. 7 bin Çin
lıükümeti yanlısının
Hongkong caddelerinden
geçişini izleyen demokrasi
yanlısı bır protestocu.
gelecek baskılar karşısında
sessiz kalmak zorunda
bırakılacaklannı halka
hatırlatmak için ağzını
bantla kapatmıştı.
Müzik teknolojisi
eğitimi
• İstanbul Haber Servisi -
Türkiye'ye getirilen ve 16
kişilık bir orkestranın
enstrümanlanndan çıkan
seslen yazacak ve okuyacak
yenı kayıt teknolojısine
ilişkın eğitim için Akademi
istanbul- Eğitım Sanat ve
Kültür Hizmetleri AŞ
tarafından bir seminer
programı hazırlandı. Midi
Müzik Kayıt Srüdyosu'nda
verilecek kurslann 5
nisanda başlatılacağı ve 72
saatlik bir süreyi
kapsayacağı bildirildi.
Nükleere ilgi
azalıyor
• ANKARA(ANKA)-
Tüm dünyada nükleer
enerjiye ılginin giderek
azaldığı belirlendi. 1986
yılındakı Çernobil
kazasından sonra. başta
ABD olmak üzere bırçok
ülkede nükleer sanrral
yapımına ılişkin projelenn
iptal edildiği bildirildi.
ABD'de son 30 yılda 123
nükleer sanrral projesinin
iptal edildığıni vurgulayan
yetkılıler, Kanada'da ise
1995 yıhnda hiçbir
reaktörün yapılmadığını
belirtiyorlar. Yetkililer,
aynca Küba'da 1992 yıhnda
planlanan bir santralın
yapımının da iptal edildiğini
kaydediyorlar.
Göz alerjisi
• SAMSUN(AA)-
Karadeniz Bölgesı'ndeki
yeşilliğin. bölge insanında
göz alerjisine neden
olduğu bildirildi.
Ondokuz Mayıs
Üniversıtesi Göz
Hastalıklan
Anabilim
Dalı
Başkanı
Smır düzeyde zekâya sahip 13-27 yaş arasındaki gençler için Alternatif Eğitim Sınıfı oluşturuldu
Oynayarak eğitiın göriiyorlar
FİGENATALAY
Henüz 11 yaşındayken seçeneksız kaldılar.
Özürlü sayılmıyorlardı. Ama "normal" de değil-
diler. Okullarda onlara yönelik ögretim program-
lan yoktu. Çaresiz eve hapsoldular. Sonra evden
çıktılar ve Alternatif Eğitim Smıfi'nda buluştu-
lar.
Türkuye'de ilk kez Aura Psikoterapi Merke-
zi'nde oluşturulan Alternatif Eğitim Sınıfi, bir
gereksinimden doğdu. Zihınsel düzeyleri sınırda
olan, bu yüzden ilkokuldan sonra öğrenime de-
vam edemeyen 13-27 yaşlan arasındaki gençler,
bu sınıfta "bilişsel ve sosyal geüşim programı",
"müzik öğretimi", "müzikleetkileşim çalışması",
"resim*\ "tiyatro'' ve "elişi" dersleri göıüyorlar.
Lokantada olsalardı...
Alternatif Eğitim Sınıfı'nı ziyaretimiz sırasın-
da öğrenciler bir lokantadaydılar. Daha doğrusu
oradaymış gibi yapıyorlardı. Yani garsona yemek
ısmarlıyor, gelen yemeklen ve içecekleri düzgün-
ce, ses çıkarmadan yiyor, sonra da hesap istiyor-
lardı.
Asıl mesleği psikolojik danışma uzmanlığı olan
garson Ali İhsan Kuran hesaplan ayn ayn getiri-
yor. yiyecek ve içeceklerin ücretlerini tek tek söy-
lüyor ve onlardan. yedıklerinin hesabını yaparak
para vermelenni istiyordu.
Okul yaşamlan boyunca hesap yapmasını öğ-
renmekte zorluk çeken. kâğıt üstünde öğrenseler
de bunu yaşama bir türlü uyarlayamayan gençler,
kimi zaman biraz uzun sürse de mantının. salata-
nın, kolanın ücretlenni kâğıtsız-kalemsiz toplu-
yor, sonra da garsona bu tutar kadar para veımiş
gibi yapıyorlardı, tabii bahşişi de ihmal etmeden.
Bu provadan sonra gerçekten lokantaya gidecek.
gerçek bir garsonla muhatap olacaklar.
Bu gençlerin en çok hoşlandıklan dersler resim
ve müzik. Resim yapmayı, müzik dmlemeyi ve
müzik aletleri çalmayı öğrenmeyı, şarkı söyle-
meyi çok seviyorlar. Kimı şiir de yazıyor.
Sınır düzeyde zihinsei sonın
Psikolog Doç. Dr. Nevin Eracar Başar, bu
gençleri ve Alternatif Eğitim Sınıfı'nı şöyle an- J
lattı:
"Sınır düzeyde zihinsei problemleri^
var. İlköğretimi belirli bir düzeyde al-
mışlar, ama ortaöğretimde bekJenen
başanyı sağlayamamışlar. Ne özür-t
lü ne de normal sınıfına
lar. Kendi kapasitelerine yöne-j
lik eğitim almadıkları için üre-1
time dönüştürülebilecek po-j
tansiyellerinin üstü örtülü.
.Normal denileniere yöne-/
lik beklentilerle örülü bir,
eğitim programından
geçtikleri için iki
misli baskı alün-,
dalar. Eve hap-
soldukları için
•Tiyatro öğretmeninin tüm
derslere katıldığmı anlatan
psikolog Başar, eğitim
programını anlatırken
"Her şeyi, tiyatro alamnın
sunduğu oyun ve egzersiz
olanaklanyla öğreniyorlar.
Zihinsei düzeylerine değil,
duygu düzeyine yönelik bir
program uyguluyoruz" diyor.
ailelerle olumsuz ilişkiler yaşanıyor. Bir sürü
okul denemişler, olmamış. Değersizlik duygu-
su var.
Biri, aile içinde büyüklere şiddet uygulama-
ya başlamış. Bir başkası son derece güçlü ol-
duğu halde düşmekten korktuğu için dışanya
çıkamıyormuş. 'Biz burada ne yapıyoruz' soru-
suna gelince; öncelikle çalışmalar dairesel oturma
düzeninde yapüıyor. Yüz yüze ilişkiler içinde, sa-
dece yüz değil beden dilleri de aJgılanıyor. Müzik
öğretimi dcrsinde belirli düzey de müzik bîlgileri
alıyorlar. Müzikle etkile-
şim çaJışmasında bir-
likte müzik üretili-
yor, müzik parça-
lan dinledikten
sonra bunla-
nnkendile-
rinde
uyan-
dırdı-
duygulan. çagnşûrdığı yaşantüan konuşuyoriar.
Tiyatro öğretmeni tüm derslere kanlıyor.
Her şeyi. tiyatro aJanının sunduğu oyun ve eg-
zersiz olanaklanyla öğreniyoriar. Zihinsei düzey-
lerine degiL duygu düzeyine yönelik bir program
uyguluyoruz. Onlann bilişsel mekanizmalannda
hasarvar,amaduvgusal mekanizmalan hasarb de-
ğil. Kendi ihtiyaçlanna yönelik şeyleri öğreniyor-
lar."
Alternatif Eğitim Sınıfı'nın eğitimcileri, ayda
en az bir kez bir araya geliyorlar. Programlar tar-
tışılıyor, öneriler ortaya atılıyor, çocuklarla ilgili
güçlükler ele alînıyor.
Ayda iki saatlik toplanü
Ailelerle de ayda bir kez iki saatlik bır toplan-
tı yapılıyor. Bu toplantıda önce aılelerdinleniyor,
tuttuklan gözlem defterleri üzerine konuşuluyor.
Sonra eğitimciler neler yaptıklannı anlatıyorlar.
. Psikolog Doç. Dr. Nevin Eracar Başar. "Ayda
bir yapılan bu toplantılara ev de yaşayan herkesin
gelmesini istiyoruz- Eğhimcileıie aileierin karşılaş-
ması çok önemli, çünkü çocukta buluşuluyor. lyi
yapıyoruz diye bir iddiamız yok.
Bir veli' Şunu da yapın' derse biz onu da konu-
şuruz. Çocuklann da bu toplantıya kablacaklan-
naveonlardan da fikirier geleceğine inanıyorum "
dedi.
Alternatif sınıfa gidiyor
'Hırçınlığı azaldı'
• Altematif Eğitim Sınıfı öğrencilerinden birinin annesi,
oğlunun daha önce hiç konuşmadığını, artık bu sorunun
ortadan kalktığını söyledi.
Alternatif Egitim Sınıfi
öğrencilerinden birinin annesi S.KL
oğlunun farklılığını, neler
yaşadıklannı ve okul serüvenlerini
anlattı: "Oğluniun problemlerini
ilkokulda fark ettik. Sınıfa adapte
otamadı. Öğretmeni yardıma
olmadı ve oğlum sınıfta dışlandı.
İyice içine kapandı. bana çok
bağımlı hale geldi. Bu arada
psikoloğa götürmeye başladık ve
bunun yarannı ya\aş ymaş görmeye
başladık. İlkokulun ikinci yüuıda
öğretmeni değişti ve oğlum
öğretmeninin çabasıyia özel ait sınıfa
gitmesine gerek kalmadan ilkokulu
bitirdi. Öğretmeni, sınıftaki diğer
çocuklara befli etmeden ona özei
program uyguladı \e oğlum sınıf
arkadaşlanndan farklı olduğunu hiç
hissetmeden mezun ttidu. İlkokuldan
sonra büyük bir çaresizlik içinde
okul aramaya başladık. Oğluma
uygun okul bulamadık. Sonunda
özüriülere meslek eğitimi veren bir
okula başladL Halcn bu okula devam
ediyor. 'Onun için ne yapabiliriz'
sorusuna ctvap bulmaya çahşıyonız.
Bu arayış sonucunda Alternatif
Eğitim Sınıfi'na başiayan oğlum, hiç
konuşmazken konuşmaya başladı.
Evde hırcmlığı azaklı."
'Bedenimle ilgilenmeye başladım'
"40 yaşında bir kadın artik büyük duygular peşindedir. V'ahşi tutkular da ölümcüi
aşklar da yaşanmış. öğreıiilmiştir. Bedenini kullanmayı öğrenmiş, ondan
utannıaktan vaı^eçmiştir, başkalannın düşüncelerine gülüp geçer ve sadakatie
özgürlüğün çelişmediğini anlamıştır. Sahiplenmek de sahiplenilmek de istemez."
40 vaşındaki kadınlar hakkındaki bu yorumlar. kadınlara ait
Sharon Stone bu konuda, "Artik utanmak ve başkalannın yargılanna göre yaşamak
tstemryorum, utanç özellikle aşk konusunda isteklerimizin önüne çckilen bir set"
diyor. Bu yaş kadınlanmn çoğu gibi cinsel kimliğini yeni bulduğuna inanan Stone,
"Hayaümın hiçbir döneminde kendi bedenimle bu kadar ilgjh' olmadım" diyoı:
Izmir 1 No'lu Koruma Kurulu 'cennet köyü' yapılaşmaya açtı
Şirince'yi hüzün kapladı
39 vaşındaki sinenui'
sanatçısı Sharon Stone,
4O'lı yaşlarda kadının
bedeniyle banşık
obnasının önemli olduğunu
söylüyor.
Prof. Dr.
Ihsan Öge, insan sağlığı
bakımından büyük yararlan
olan doğal yeşilliğin bölge
insanının gözlerini olumsuz
yönde etkilediğinı belirtt'.
ASUMAN
ABAOOĞLU
tZMİR-Ünlüyazar
' DidoSotiriyu'nun çocuk-
luğunun geçtiğı köy Şirince,
yapılaşmaya açılıyor. Eski Rum
evleri, ev yapımı şarabı ve doğal
'güzellikleriyie bölgenin önemli tu-
' ristik merkezlerinden bin olan Şirince Kö-
r
yü, bugüne degin çevTesindeki arazilerin bı-
rinci derece tanm alanı olması nedeniyle koru-
nabilmiş. Ancak "koruma alûna ahyoruz" aldat-
macasıyia Izmir 1 No"lu Koruma Kurulu'nun 3. De-
. rece Doğal SİT ılan ederek parselasyona ve yapılaş-
I maya açtığı Şirince'de, "stteler" yapmak üzere çok
sayıda kooperatif sırada bekliyor.
yeryüzünde cennet diye bir şey varsa, bizim
Kırkıca o cennetin bir parçası olsa gerek."
Dıdo Sotiriyıfnun. "Benden Selam Söyle Anadolu'ya"
romanındaki kahramaru Manoü. 1914 yılının Kırkıca'sı. bu-
günün Şiririce'sini böyle tanımlıyor.
Sotiriyu, 65 yıl sonra çocukluğunun geçtiği Şirince'yi
gezdiğınde, "Cennet gibi olan" köyünün hâlâ aynı güzel-
likte kalmasından duyduğu sevinci, "Buralan düşlüyordum.
Eskiden burada yaşayan insanlann aniattıklan gibi düşle-
diğim gibi yazmıştim. Ama göriiyorum ki her şey aym. Yaz-
düdanmın gerçekoiduğunu anladım Şirince'yigörünce. Ha-
•Dido Sotiriyu, bir kez daha Şirince'ye
gelmiş olsa eski Kırkıca Köyü'nü
tanıyamayacak. Şirince'nin eski Rum
sakinlerinin çocuklan, torunlan, bir dahaki
ziyaretlerinde dedelerinin aniattıklan
öykülerin, masallann büyüsünü boş yere
arayacaklar.
rika bir şey bu" sözleriyle dile getirmişti.
Yemyeşil bağlann, bahçelerin ortasına serpiştirilmiş be-
yaz badanalı evleri, kiliseleri, daracık sokaİdanyla Şirin-
ce, yeni yeni turizmle tanışıyordu. Ev yapımı şaraplan, ka-
pılannın önünde el işi satan kadmlan, gözleme yapan kü-
çük sevimli restoranlan ve küçük heykeller, boncuk kol-
yeler satan turistik eşya dükkânlan, sokaklan ve meydan-
lan dolduran kalabalık rurist gruplan ile Şirince'nin yüzü,
bir süredir artık "DidoSotiriyu'nun köyünden" oldukça fark-
lılaşmıştı.
Şirince'nin sakinleri. eskiden köylerindeki evlerinin ka-
pısını. penceresini söküp Selçuk'a. "ovaya göçerken",bu-
günlerde Şirince'nin değenni anlamaya başlamışlardı. Ba-
kımsızlıktan harabeye dönmüş eski Rum evleri, bugünler-
de "restore edip bar ya da restoran açmak" isteyenlere
"yûksekfiyatiarla" kiralanabiliyordu. Şirince'nin masumi-
yeti yavaş yavaş kayboluyordu.
Bu masumiyetin 70 yıldır bozuhnamasınm bir nedeni.
Şirince'nin, görkemli Efes kentinin gölgesinde kalmasının
yanı sıra. ulaşılması kolay olmayan bir kuytuda, tepelerin
ardında olmasıydı. Daha önemli bir başka neden de Şirin-
ce'nin çevresindeki tanm alanlannı koruyan "yapdaşma
yasagıydı".
Tanm alanlannın tanm dışı amaçlarla kullanılmasına
ilişkin yönetmelik gereği, Şirince'nin çevresindeki bölge-
de "20 dönüme bir bağ evi" yapılabiliyordu.
Rant peşinde koşanlann uzun süreli uğraşlan sonucun-
da, Şirince ve çevresi "güya korumaatana" alındı. Koope-
ratifler, sonunda istediklerini elde etmişti.
Şirince'nin tanm alanlan, Izmir 1 No'lu Koruma Kuru-
lu karanyla yaklaşık iki ay önce 3. Derece Doğal StT ilan
edildi. Böylece parselasyona, yani açıkçası "yapılaşmaya"
açıldı.
Izmir 1 No'lu Koruma Kurulu'nun verdiğı karara göre
Şirince'de "ön ve yan duvarlannı aynen korumak" koşu-
luyla eski Rum evlerinde istenilen her değişiklik yapılabi-
lecek. Yeni yapılacak evler de "Şirince'nin dokusuna uy-
gun olmalan" koşuluyla inşa edilebilecek. Daha kötüsü ise
Şirince' nin çevresindeki bağlar, bahçeler yeni yeni siteler-
le dolacak. Tıpkı Bodrum. Kuşadası, Marmaris gibi...
Dido Sotiriyu, bir kez daha Şirince'ye gelmiş olsa eski
Kırkıca Köyü'nü tanıyamayacak.
Şirince'nin eski Rum sakinlerinin çocuklan, torunla-
n, bir dahaki ziyaretlerinde dedelerinin aniattıklan öy-
külerin, masallann büyüsünü boş yere arayacaklar. Şirin-
ce'de, "Buyrun bir kahvemizi için" diyen Şirinceli kal-
mayacak.
D06Aİ.CAZ KALA
6ARİPIJKLB.R
e-posta : tan @ vol. com. tr
MESELA DEDIK ERDAL ATABEK
T Tep kazanan kaybedecek değil ya
-l~2 sevgili okurlar, bu sefer de 'kay-
beden kazanıyor'. Böylece de insanla-
ra hep kazanmayı öğütleyen, hayatla-
nnı bir şeyler kazanmak için cehenne-
me çe\ iren akıl vericilerin pek işe ya-
ramadıklan da ortaya çıkıyor. Bakı-
nız. neleri kaybedenler neleri kazanı-
yor?
Yolunu kaybedenler
üzütmesin...
ep aynı yoldan gide gele bir yo-
lubelliyorsunuz.BeIlediğinızyo-
lun başı belli, sonu belli. Sabah yola
çıkıyorsunuz, akşam aynı yoldan dö-
nüyorsunuz. Fakat bır gün bakıyorsu-
nuz ki o güzelim dosdoğru yolunuz
ortadan kaybolmuş. Hem üzülüyor
hem korkuyorsunuz. Ne yapacağınızı
bilemiyorsunuz, öyle evinızin önünde
kalakalıyorsunuz. fşte hayatınız bo-
yunca korktuğunuz başınıza geliyor.
yolsuz kahyorsunuz. İlk günler şas-
kınlıkla geçiyor, yolsuz kalmanın M-
kıntısını duyuyorsunuz. Ama sonraki
günlerde kendinizı topluyorsunuz, ar-
tık işinizin yolsuzlukla yürüyeceğini an-
Iıyorsunuz. Bir süre sonra bakıyorsu-
nuz ki meğerse 'yolsuzluk' çok iyi bir
şeymiş. Hayatını 'yobuzluk'la geçiren
muteber kişilerle tanışıyorsunuz, on-
lar da size her türlü 'yobuzluk'konu-
sunda yeni örnekler oluşruruyor. Ge-
liriniz artıyor. kazancınız bollaşıyor. pa-
ra öyle akıyor ki ne yapacağınızı bile-
mıvorsunuz. Ama Solsuzluk' size her
Kaybeden kazanıyor...
şeyi öğretiyor. Artıkyemeklerinizi lüks
yerlerde yiyor, süper arabalara bini-
yorsunuz. Bir zamanlar aynı yoldan
gelip giden kendinıze gülüyor, 'Neiyi
oldu da yoiumu kaybettim' diye sevi-
niyorsunuz. Anladınız değil mi?
Erkekliğini kaybedenler
üstelik sevinsin...
7_7"emen yerinizden hoplayıp 'Artik
İJ. bunadaseviniBrnn?'demeyinde
dinleyin. Hele bir düşünün bakalım, şu
'erkekfik' denen şeyden ne kazandınız?
'Erkeklik' yüzünden başınıza gelen
belalan bir düşünsenize. 'Sen erkek-
sin' dediler. kavgada öne sürdüler, ne
dayaklar yediniz de erkeklik belasma
gıİunız çıkmadı. Erkek olduğunuzu
göstermek için ne tıraşlaroldunuz, bı-
y ıldarbıraktıraz, sakallaruzattınız. Ha-
> atınız suratınızın kıllanyla oynamak-
la geçti. Canınız yandı, aman dıyeme-
diniz. içiniz kan ağladı. sesinizi çıka-
ramadınız. Çünkü siz erkektiniz. Ka-
dınlar için yapmadığınız fedakârlık
kalmadı. çekmediğiniz çıle kalmadı, ge-
ne de makbule geçmedi. Erkekliğiniz
hep başınıza kakıldı. Biraz afra tafra
yapayım dediniz, adınızı 'loro'yaçıkar-
dılar, sesiniz çıkmadı.
Erkeksiniz diye askere gittiniz, siz
işinizi kaybettiniz, bayan arkadaşlan-
nız terfi aldı. Erkekliktir. bir şeyler
yapmak lazım derken başınız ne bela-
lara girdi. unuttunuz mu? Canınıza
okudular da sonra 'Erkekliksende kal-
snı' dediler, siz de 'Kalsın bakalım'
dediniz. Erkeklik sizde ne çok kaldı,
biliyor musunuz? Şimdi oturup da bu
erkeküği kaybettim diye üzülecek mi-
sinız? Artık iftiraya uğrama tehlikesi
bıle kalmadı. Sevinmeniz lazım, ama
ne gezer. Erkek olduğunuz için bun-
dan vazgeçemezsiniz de yeni belalara
uğramaktan bile çekinmezsiniz. De-
mek ki siz iflah olmaz bir erkeksiniz.
Hayatta bir kere şans yüzünüze güle-
cektı, ama kıymetıni bilemediniz. Öy-
leyse, alın erkeklığinizi, tepe tepe kul-
landınn.
Seviyenizi kaybedin
ve kazanın...
n urada 'seviye' sözcüğü 'düzey'den
JD daha iyi anlatıyor konuyu. Çün-
kü seviyenizi kaybedince 'seviyesiz'
oluyorsunuz. Bu da adi, basit, değer-
siz oluyorsunuz anlamına geliyor. Vak-
ti zamanında bu sözcük, birisine haka-
ret etmek için kullanılırdı. Birine 'se-
viyesiz' derseniz, görgüsüz, basit, ale-
lade demiş olurdunuz da karşınızdaki
almır, size 'seviyeli' olduğunu kanıtla-
maya çalışırdı. Şimdi öyle mi ya? Şim-
di birine 'seviyesiz' demek. onun için
çok iyi bir şey oluyor. Çünkü, devir se-
vıyesizlerin devn. 'Seviyesiz' oldunuz
mu bütün kapılar size açılacak demek-
tir. Bir kere, seviyesiz olduğunuz öl-
çüde politikada kazanırsınız. Polıta-
kaya girerseniz yükselirsiniz. Iş haya-
tına atılırsanız başanmz garantidir. Te-
levizyonlara başvursanız kapışılırsı-
nız. Oyle seviyesiz programlar yapar-
sınız ki televizyonlar birbirinden kap-
mak için size ne vereceklerini şaşınr-
lar. Yeter ki siz iyice seviyesiz olun. Ola-
bildiğince adileşin, bayağılaşın, araya
küfur falan sıkıştınn. Siz böyle yaptık-
ça izleyenler kendinden geçer, sizin
meftununuz olurlar. 'SeviyeK' olursa-
nız yandığınızın resmidir. Size bakıp
dururlar, beğendiklerinı söylerler, ama
başlannı sallayıp 'Halktutmaz' derler
ki işiniz oracıkta biter. Aman ha, bizi
dinleyin, iyice seviyesiz olun. Seviyenizi
kaybedin, her yerde kazanın, bize de
duaedin.