Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 MART1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Cenaze Töreni ve iııtikam öyküsü
SUNGUÇAPAN
NewYork 1951 doğumlu,
Italyan-lrlandalı bir ailenin
çocuğu Abel Ferrara. 8 mm ile
amatörce başlayan sinema
tutkusunu, sinema okulundan
mezun oiuşunun ve BBC'de bir
süre çalışmasının ardından,
Jimmy Laine takma adıyla
başrolünü de üstlendiği 1979
tarihli ilk filmi 'The Drfller
KiDer-MatkaphKatil'le
profesyonelliğe döken 'Bronı
çocuğu' Ferrara, 'Angel of
Veangeance - İntikam Metegi'
(1981). 'FearCit>'(1984),t
King
ofNewVbrk'(1989),Bad
Lieutenant- Haşjn PohV (1992),
'Snake Eyes'(1993), 'The
Addiction' (1995) gibi, bağımsız
çalıştığı ve kara film türüne
kendine özgü bir soluk getiren
filmleriyle bütün dünyada özel
hayranlar edinmiş bir Bağımsız
Sinema ustası.
Son Venedik film festivalinde
yanşan ve son ana kadar büyük
ödül için favori gösterilen son
filmi 'The Funeral - Cenaze
Töreni', yine bu yönetmenin
özgün üslubu ve 'kasvetii bir
humor. bclirgjn bir hüzün ve
nakış gibi işlenmiş karakter
performanslanyla' bezediği,
nefis bir 'gangster, suç, intikam'
çeşitlemesi. 193O'lannNew
York'unda, bir gangster ailesinin
bir cenaze töreni için bir araya
gelişıyle açılan 'The Funeral',
ölünün başında toplanan aile
bireylerini tek tek tanıtarak
sürüyor. Kardeşler, kanlar,
kocalar, sevgililer, yakmlar, ağır
cenaze mateminin sindiği aile
evine doluşurlar geleneğe uygun
olarak. Geriye dönüşlerle, ilk kez
t3 yaşında, babasmm emriyJe
ijri rb .-r.':. ' -d .l.-.r.'r-, r.:d -:......
birini vurup öldürerek suç
dünyasına adımını attığını
öğrendiğimiz, feleğin
çemberinden geçmış, yorgun
bezgin aile reisi (Christopher
Walken), bir yandan bir sinema
çıkışında öldûrülmüş kûçük
kardeşinin (Vıncent Spano)
cenaze törenini düzenler.
başsağhğı ziyaretine gelen eş.
dost akrabalan agırlarken, öte
yandan intikam hesapian
yapmaktadır.
Ağabeyleri gibi gangsterliği
seçmeyip hep işçilerden yana
tavır koyacak bir sendikacı olmuş
küçük kardeşini öldürdüğû
iddiasıyla ailenin yakalayıp biraz
da okşayarak karşısına getirdiği
adamı (Benkâo Dd Toro) vurup
vurmamak konusunda kararsızdır
aslında... Karanlık bir dünyayı,
bu dünyanın müdavimi küçük bir
'baba'yı, kardeşlerini, kanlan ve
çoluk çocuğuyla, bütün ailevi ve
insani yanlanyla tasvir eden Abel
Ferrara'nın 'Cenaze Töreni',
suç, suçlu ve suç dünyasına
ahşılmıştan farklı, gerçekçi ve
hüzünlü bakışlar atan, görkemh
bir 'gangster-/ aile' destanı.
Mario Puzo romanlanndan ya da
Martin Scorsese filmlerinden
aşinası olduğumuz bir 'âkm'e
ilişkin. ustaca anlatılmış, iyı
oynanmış, bu etkileyici ve
dokunaklı çağdaş 'kara film'
örneğinde AnnabeDa Sdorra,
Isabella Rosseflini, başanlı
gangster kansı, ev kadını
kompozisyonlan çizerken
ortanca kardeş Chris Penn'le
John Ventimiglia'nm parlak
performanslan da hayli göz
ahyor, Walken'la Gallo'nun yanı
sıra. OncelikJe kara film
tutkunlanna salık verilir 'The
Funeral'.
Itt.BUSUUMBASI
1 İŞTAHBUt
FİIM FfSTİVAIİ
B U G Ü N
EMEK: Cennet Yolu
12.00-18.30), Fiorile (15.1
!1.30) .
FİTAŞ 1: Noel'de Kar Yağa-J
cak mı? (12.00-18.30), Cena-]
ze Töreni (15.00-21.30)
FİTAŞ 3: Roger ve
(12.00-18.30), Söz (15.0
•30)
FİTAŞ 5: Berlin AleksanJ
derplatz-1 (10.00). BirEndüJ
üs... / Altıncağ / EkmekJ
>iz( 18.30), La Comedıe Fran-j
;aise, veya... (21.30)
REKS: Unutulmaz Bir Ya
(12.00-18.30), Haydutla
(15.00). Yüzbaşı Cona
(18.30). Çarpışma(21.30)
Y A R I N
EMEK: DevnmıÇocukla-l
1(12.00-18.30), Haydud
ar(l 5.00-21.30)
FİTAŞ 1: Unutulmaz Bid
Yzz (12.00-18.30), Taşbebek
(15.00-21.30)
FİTAŞ 3: Carmen (12.00-1
18. 30), Elbise (15.00-21.30)1
FtTAŞ 5: Berlin Aleksan-[
ierplatz-2 (10.00), Bir EndüJ
üs... ' Altıncağ ' EkmekJ
;iz( 18.30), La Comedie Fran-j
çaise, veya... (21.30)
CUMHUR CANBAZOĞLU
Paoto (1931) ve Vıttorio (1929) Taviani
kardeşlerin 1992'deyönettikleri 'Fiorile'nin
festivaldeki üç gösteriminden ikisi
bugün gerçekleşiyor. Taviani Kardeşler'in
eski filmleri Allonsanfan (1973) ve San
Lorenzo Gecesi'nden (1982) izler taşıyan
Fiorile, dört bölümden oluşan bir çalışma.
tlk bölümde Tavianiler, Benedetti ailesini.
dede Massimo'yu ziyaret için Paris'ten
Toscana'ya doğnı yola çıkartıyorlar. Bir
mola sırasında ailenin en küçük iki bireyi
çevredekilerden ailenin adının Benedetti
(mübarekler) değil Maladetti (melunlar)
olduğunu öğreniyorlar ve baba onlara
bunun nedenini anlatıyor. 1700'lerde
Napolyon'un ordulanyla Toscana'ya gelen
Fransız teğmen Jean kasabanın güzel kızı,
'fîorik' lakaplı Elisabetta'yla karşılaşıyor
ve ona âşık oluyor.
Jean'la Elisabetta sevişirlerken kızın
kardeşi Corrado, teğmenin katınnı ve
ıçinde ordunun altınıntn bulunduğu
Parayla
saadet
olmaz
sandıgı çaiıyor.
Ancak kısa sürede zengin olan
Benedettilere o altınlar mutluluk yerine
uğursuzluk getiriyor ve bir efsane haline
dönüşen bu uğursuzluk bugüne dek uzanan
diğer iki bölümde ailenin her kuşağına
felaketten başka bir şey sunmuyor...
Filmdeki Elisabetta'nın lakabı olduğu
kadar Fransız devrimi takviminde mayıs
ayına adını veren Fiorile'de TavianileT çok
iyi oyuncular yardımıyla servetin sosyo-
politik gücünü ortaya koyarken Baizac'm
'Her zenginliğin utamlacak bir yanı vardır'
sözünden hareket ederek fona herkesin
hoşuna gidecek bir takım ahlaksal
mesajlar kpyuyorlar.
Aşkla para, cömertlikle nekeslik gibi
zıtlıklarla gelişen öyküde görüntüler,
müzik, sahneler, kesımler, yüzler ve
kostümler hoş ve dinlendirici.
Altın ve güç üzerine söz söyJemek kolay,
ancak Taviani 'lennki gibi işin içine şiirsel
anlatımı katmak için hayli ustalık gerektiği
anlaşılıyor her karede.
Usturayla kesilen göz
MURATÖZER
Festivalin ilk günüyle birlikte Luis Bunu-
elfilmlen de başlıyor. Yönetmenin ilk üç fil-
mi "Un Chien Andalou - Bir Endûlüs Köpe-
ğT, «L'Age d'Or - Alnn Çağr
ve "Las Hnr-
des - Ekmeksiz Toprak" izlenebilir bugün.
Bu üç filmden kısaca söz etmeden önce,
istersenız onlann yaratıcısının bu filmlere
kadar olan döneminden söz edelim biraz...
1900'de doğan sinemada gerçeküstücülüğün
babası Luis Bunuel, Cizvit papazlann yanın-
da gördüğü eğitim sonunda dınsel açıdan
"güçJü" olması beklenirken. tam tersi olur
ve "inançsK" bin oluverir. Federico Garcia
Lorca,Salvador DaKgibi sanatçılarla aynı ta-
rafta yer alan Bunuel, 24 yaşındayken Mad-
rid'den Paris'e gelir ve kısa zaman içinde o
yıllann gözde akımı olan gerçeküstücülük
saflanndaki yerini alır. Andre Breton'un ba-
şını çektiği aİcımla kendini özdeşleştiren genç
Bunuel, kendisi gibi bu akıma gönülden bağ-
lı olan kadim dostu Salvador Dali'yle birlik-
te ilk fılmini gerçekleştirir.
Yıl 1928'dir ve "Kr Endülüs KöpeğT adı-
nı taşıyan 17 dakikalık bu çalışma, içerdiği
bugün bile "tahammülü ınr" sahnelerle (pi-
yanonun üzerindeki ölü eşekler, usturayla gö-
zü kesilen kadın vb.) büyük tartışmalaryara-
tır.
1930'a gelindığinde sinemada gerçeküstü-
cülüğün başyapıtı, bir tür manifesto olarak
kabul edilen "Ahın Çağ"a gelir sıra. Gerçe-
küstücü sanatçılann hemen kabullendikleri
ve savunduklan yapıt, büyük tartışmalann
ardından yasaklanır. Burjuva değerlerine acı-
masızca saldıran film, bu özelliğinin yanı sı-
ca.içerdiği şıırseljk^yfc^Ugi çeken bir çalış-
madır. Resmi ola-
rak 1981 'de "Ak-
lanan" ve 63 daki-
kalık bu bölümde
başyapıt, sanıyo-
ruz festivalin ve bu
toplu gösterinin en Luis Bunuel
ilgi çeken filmi olacak.
Bu iki yapıtıyla dikkatleri üzerine çeken
genç Luis Bunel, ülkesine dönerek 1932'de
ünlü belgesel çalışması "Ekmeksiz Toprak"ı
gerçekleştirir. Kuzey lspanya'nın yoksullu-
ğunu gözler önüne seren 27 dakikalık yapıt,
sanatçının ülkesine karşı duyduğu sorumlu-
luğun da bir tür belgesidir adeta. Birbirinden
önemi bu üç film. Luis BunueJ sinemasına gi-
riş yapmak için kaçınlmayacak fırsatlar. Ay-
nı zamanda festivale iyi başlamanırj da
"garanüTi"ıyoIlan...
'Shine'nin kahramanı piyanist David Helfgott ABD turnesinde
Orselenmiş bir ruhun mi
• • • W
A\M
Kültür Servisi - Avustralyalı piyanist
David Helfgott un yaşamöyküsünden
esinlenerek yönetmen ScottHicks tara-
fından beyazperdeye aktanlan, 7 dalda
Oscar adayı 'Shine' sinemalanmızda
ikinci haftasında. Sanatçının ortayaşlı-
lığını canlandıran Geoflrey Rush, bu
rolüyle En İyi Erkek Oyuncu Oscar'mı
kazandı. Oscar töreninde piyanist Da-
vid Helfgott da kısa bir parça seslendi-
rerek izleyicilere sürpriz yaptı.
Filmde sanatçının yetişme çağında-
ki halini Noah Taylor, çocukluğunu
Alex Rafakmicz. deliliğin ince çizgi-
sinde gezinen yetişkin David'i ise
Avustralyalı oyuncu GeofTrey Rush
canlandınyor.
Avusrralya'nın Melbourne şenrinde
doğan ve çocuk yaşlarda olağanüstü bir
yetenek sergileyerek müzik dehası ola-
rak adlandınlan David Helfgott, ger-
çekten de olağanüstü dirençli bir mü-
zisyen. Baskıcı bir babanın (Armin
Müller-Stahl) etkisinde geçirdiği zor
çocukluk günlerinin ardından, 15 yıl
boyunca psikiyatri tedavisi gören Helf-
gott, 1984 yılında müzik dünyasına
muhteşem bir dönüş yapmıştı. Helf-
gott'un kariyerinin bugüne dek gelen
çizgisi Avrupa tumeleri ve yok satan
konserlerle örülü. Geçen günlerde Bos-
ton'da başladığı turnesi ise hâlâ sürüyor.
58 günü ve 11 kenti kapsayan ABD tur-
nesi boyunca Mendelssohn,Chopin, L-
izst ve Beethoven'm eserlerini yorum-
layacak 49 yaşındaki piyanist.
Helfgort'un filme konu olan yaşa-
möyküsü derin buhranlarla dolu. 14 ya-
şındayken müzikal bir deha olarak par-
layan sanatçı, eğitimine Amerika'da de-
vam etmek isteyince, babası tarafından
şiddetle reddedilmiş. 18 yaşmda evi terk
ederek Londra'ya giden Helfgott, Lond-
ra Kraliyet Müzik Akademisi'nde Ce-
cfl Parkes(SirJohn GieJgud) ile çalışma
olanağı bulmuş. Sürekli gerginlik yaşa-
yan David, ailesinden uzak olmanın da
etkisiyle depresyonlar geçirmeye başla-
Piyanist David Hclfgott"un yaşamöykâsâ derin buhranlarla dolu.
yınca Aviistralya'ya dönmek zorunda
kalmış. En zorgünlerinde karşılaştığı ve
yaşamının sonraki yıllannda eşi olacak
Gillian (Lynn Redgrave) ile karşılaşan
David'in gerçek basanya ulaşması Gil-
lian'ın yardımlan sayesinde olmuş. Gil-
lian, David'e üç yaşındaki bir çocuğa
nasıl davranılırsa, öyle davTanıyor. Sa-
dece eşi değil annesi gibi sanki. Gillian
13 yıldır bakımını üstlendiği kocasın-
dan hiç yüksünmüyor.
Eleştirmenler beğenmiyor
Ancak ünlü piyanistin kariyeri hak-
kında müzik otoriteleri pek de parlak
sözler etmiyorlar. David Helfgort'un
farklı yorumlarla değerlendirilmesi bu
belirsizliğe katkıda bulunuyor. Kamu-
oyunun Helfgott'a yönelik ilgisini sa-
natçının geçirdiği rahatsızlıklara rağ-
men hâlâ ayakta durabilmesine bağla-
yan eleştirmenlere göre Helfgort'un
herhangi başanlı bir piyanistten farkı
yok. Hatta yeteneğini daha da geliştir-
mesi gerekiyor. Sanatçının piyano öğ-
_l
Geoffrey Rush, bu rolle En İyi Erkek Oyuncu üscarı'nı aldı.
rermeni Mikhail Soltnej profesyonel
anlamdadeğerlendirildiğinde David'in
piyano çalarken çok fazla hata yaptığı-
nı söylüyor. "Ancak pi>-ano başınday-
ken ruhunun çıkardığı sesleri duyabili-
yorsunuz. David kesinlikle çok samimL
Çok başanfa bir piyanist olduğu iddia
cdemesem de insan olarak ona hayran-
hk dujTiyorum''. Kimilerine göre de
filmi izleyenler Helfgort'un konserleri-
ne gittiklerinde mükemmel bir piya-
nistle karşılaşmayacaklannı biliyorlar.
Helfgort'un dinleyicilerinden biri
"onunla müziği hissediyorum'' derken
yaşamı, umudu ve aşkı yeniden keşfet-
tiğini söylüyor. Royal AcademyofMu-
sic profesörü ve müzik eleştirmeni
Bryce Morrison'un görüşleri ise Helf-
gort'un başanlı bir müzik adamı olma-
dığı yönünde. Hatta, beyazperdeye yan-
sıyan öyküsünde Helfgort'un bir dahi
olarak sunulmasından rahatsız olduğu-
nu belirtiyor. Times'ın müzik eleştir-
meni Jesse Birnbaum ise " Helfgott, bir
sürü nota çahyor, ama müzik yapmı-
yor" görüşünde.
Filmin yönetmeni Scott Hicks'e göre
David Helfgott ve filmdeki karakter bir-
birinden bağımsız ele alınmah. Hicks,
Helfgott'u kişisel bir sorumluluğu ol-
madığı halde başansızlığa mahkûm
edilmiş biryetenek olarak görüyor. "Za-
rar görmüş bir adam, ama bakryorsu-
nuz ki ayakta durabilrvor. Aşkın ne o*-
duğunu biliyor. insanlar hakkında ne
derse desin onlarla yakınltk kurabili-
yor". Filmde sanatçının yetişme çağın-
daki halini Noah Taylor, çocukluğunu
Alex Rafalovvicz, deliliğin ince çizgisin-
de gezinen yetişkin David'i ise Avust-
ralyalı oyuncu Georrrey Rush canlan-
dınyor.
AüPaymzoğlu Jfyatrosu
yenist
Kühür Servisi - Üç yıldır
sürekli oynayacak salon bu-
lamadığı için oyunlannı Is-
tanbul'un çeşitli bölgele-
rindeki salonlarda ve turne-
lerde sahneleyen Ali Poy-
razoğlu Tiyatrosu, Fındık-
zade'de yeni yapılan bir ti-
yatro bınasında yerleşik dü-
zene geçti.
Açılışı DünyaTiyatrolar
Günü (27 Mart) akşamı,
müzikli varyete 'Şaka Şa-
ka' ile gerçekleşen Ali Poy-
razoğlu Tiyatrosu'nun yeni
salonunda, açıkoturumlar,
tiyatro seminerleri ve film
gösterilerinin yanı sıra 'Afi
FoyrazogJu Tiyatro Oku-
lu'nun da çahşmalan yer
alacak. Yeni salonun açılı-
şında, Müjdat Cezen, De-
met Akbağ ve Savaş Dinçel
gibi tiyatro sanatçılannm
yanı sıra, Güler Sabancı,
Semra Özal ve Aysel Gûrel
gibi isimler de bulunuyor-
du.
25. yılını kutlayan Ali
Poyrazoğlu Tiyatrosu'nun
'Şaka Şaka' adlı gösterisi-
ni, tiyatronun Fındıkzade
Oğuzhan Caddesi 19 nu-
maradaki yeni binasında
perşembe, cuma, cumarte-
si günleri saat 21.00'de, pa-
zar günüyse saat 15.30'da
izleyebilirsiniz. Öteki et-
kinliklerle ilgili bilgi için
telefon numarası: (0212)
635 95 87.
TİYATROCULAR TÜRK TİYATROSUNU TARTIŞTT
Tiyatroya taze kan gerek
KültürServisi-27 Mart Dünya Tiyatro-
lar Günü'nde Istanbul yeni bir sahneye,
Sahne Foks'a merhaba dedi. Sahnenin açı-
lış gününde Ayla A^an, Macit Koper. Rut-
kay Aziz,MahirGünşıray ve Kerıan Işık'ın
katıldığı tiyatro üzerine bir panel düzen-
lendi.
Tiyatro eğitiminin, sorunlannın ve Türk
tiyatrosunun eğilimlerinin tartışıldığı pa-
nele çok sayıda izleyici katıldı. Panelin ko-
nuşmacılanndan Ayla Algan, tiyatronun
dilinden söz ederek Türk tiyatroculannın
kendi dilleriyle değil, çeviri diliyle oyna-
dıklannı; aynca Türk tiyatrosunun gele-
neksel yapısına inilerek bugünün tiyatro-
sunun oluşturulması gerektiğini söyledi.
Şehir Tiyatrolan Genel Sanat Yönetmeni
Kenan Işık ise Türk tiyatrosunda yerleşik
tiyatro anlayışmın geliş-
mediğini, çok katı dogma-
lara sahip olan kurumlann
radikal değişimlerle ken-
di lerini yenilemeleri ge-
rektiğini söyledi. Işık,
Türk tiyatrosunun herhan-
gi bir akımı takip edeme-
diğini, bu yüzden de bu-
günkü tiyatronun içleracı-
sı olduğunu belirtti. Rut-
kay Azi2 de Türkiye'nin
yasamış olduğu sorunlann sanata fazla-
sıyla yansıdığını belirterek uygarlığın öne-
minden söz etti. Sahne Foks'un uygar bir
düzeyi yakalamak amacıyla kurulduğunu
söyleyen Aziz. Türkiye'nin buna ihtiyacı
olduğunu sözlerine ekledi.
MacitKoperise Türk tiyatrosunun ken-
di içinde muhasebesini yapmasının zama-
nının geldiğini, ancak böylelikle içinde bu-
lunduğu kısırdöngüden kurtulabileceğini
belirtti. Sahne Foks'un açılış gecesinde ay-
nca Timur Selçuk'un katıldığı 'Tiyatro
Şarkdan' başlıklı bir konser gerçekleştiril-
di. Selçuk, konserde 'Rıunuz Goncagül',
'Ekonomi Tıkınnda', 'Küçük Adam Ne
Oldu Sana', 'Oyun İçinde OjTin' gibi se-
vilen şarkılannı öğrencilerinden oluşan
koroyla seslendirdi.
Uhısal ŞiiP Yamşması
ANA(CumhurivetGüneyDleriBür
Atilla Dorsay'ın objeküfinden
Küitür Servisi - Sinema eleştirmeni, yazar Atilla
Dorsay'm dünyadaki çeşitli sinema festivallerinde
çektiği ünlü yönetmen poıtrelerinden oluşan fotoğraf
sergisi, bugün saat 16.30'da açılıyor. Adam Kitabevi
sergi salonunda açılan sergi "Atilla Dorsay'ın
Objektifiyle Sinema Festivallerinden Portreler" adını
taşıyor. 44 fotoğrafin yer aldığı sergi 15 nisana dek
izlenebilir.
Notaların kıyısmla yolcukık
Kühür Servisi - Bas Münci Öz ve soprano Rina
Altaras, piyanist Osman Bayman eşliğinde bugün
düzenlenen şan resitalinin ilk bölümünde Barok ve
Alman romantik liedler, ikinci bölümde ise kJasik ve
romantik operalardan aryalar seslendirecekler. Konser.
saat 19.00'da Şişli Terakki Vakfi Konser Salonu'nda
gerçekleştiriliyor.
Kadıköy'de liyatro Günleri sona
eriyop
KüJtür Servisi - Dünya Tiyatrolar Günü nedeniyle
Kadıköy Belediyesi ile Tiyatro Oyunculan Derneği
işbirliğiyle düzenlenen Kadıköy Tiyatro Günleri bugün
son buluyor. Tiyatro Tı 'Ada' adlı oyunu saat 15.00'te.
Dilek Türker-Tiyatrö "Kuvayı Milliye Kadınlan' adlı
oyunu saat 20.30'da ücretsız olarak Kadıköy Halk
Eğitim Merkezi'nde sahneleyecek. • (
1.
ADANA (Cumhuriyet GüneyTlleri Bürosu) -
Çalışmalannı 1989 yılından bu yana arahksız olarak
sürdüren Adana Kültür-Sanat Derneğı' 1. Ulusal Şiir
Yanşması' adı altında biretkinlik düzenledi. Seçici
kurulunda Çetin Yiğenoğlu, Dağıstan Kılıçaslan, Ali
Kotan, Bekir Coşkun, Mustafa Emre, lsmail Arslan ve
Arslan Bayır'ın yer aldığı yanşmaya katılacak şairlerin
yapıtlannı en geç 5 Mayıs 1997 tarihine kadar 1.
Ulusal Şiir Yanşması PK. 245 Adana adresine
göndermeleri gerekiyor.
James Joyce Irish Pub açıldı
Küitür Servisi - tstanbul'un ilk Irish Pub'ı olan James
Joyce Irish Pub açıldı. Tarlabaşı Bulvan üzerinde
Istanbul Sanat Merkezi'nin ikinci katında yer alan
pubda lrlanda müziğinin yanı sıra trlanda kültürünü
yansıtan el yapımj esyalar, fotoğraflar, yerel
enstrümanlar yer ahyor. Pazar hariç her gün canlı
müziğin olduğu pub, özellikle akustik müzik yapan
topluluklara yer veriyor. James Joyce Irish Pub'da
pazartesi geceleri akustik jam session, salı Suzie ve
Fiona Gallagher ile trlanda dansı, carşamba Istanbul
Blues Kumpanyası, perşembe Muzaffer Özdemir,
cuma Çetin Cengiz-Ayşegül Betil ile tango, cumartesi
ise Finnegans Wake'den lrlanda geleneksel müziği
dinlenebilir (224 20 13).
'Eski zaman masaüapT
Küitür Servisi -
Ressam-psikolog Hacı
Harmancı, özgün bir
teknikle yaptiğı
resimlerini Pimapen
Kültürevi'nde
sergiliyor. Harmancı,
modern diye
adlandınlabilecek
resimlerinin yanı sıra,
tuval üzerine ip,
akrilik, mukavva
kullanarak 'eski zaman
masallan resimleri'nde
özellikle toplumsa! bir
içerik sunuyor. Sergi 2
nisana dek izlenebilir
(268 33 58).
Asm Bezirci Ödülü bu yıl verilmedi
I Kültür Servisi - Asım Bezirci Eleştiri. lnceleme,
Araştırma Ödülü Seçici Kurulu, 21 mart tarihinde
toplanarak yanşmaya katılan yapıtlar üzerinde son
değerlendirmeyi yaptı. Aydın Çubukçu. Muzaffer tlhan
Erdost, Ragıp Gelencik, Ergin Koparan, Kemal Özer,
Afşar Timuçin ve Muzaffer Uyguner'den oluşan kurul,
katılanlar arasında, ödüle değer eser
bulunamadiğından. ödül tutannm gelecek yıla
aktanlmasına karar verildi. Asım Bezirci Eleştiri,
lnceleme, Araştırma Ödülü için, bundan böyle
yayımlanmamış olma koşulu aranmayacak.
Burdup 12. Karikatür Yanşması
• BURDUR(AA)- Burdur Müze Müdürlüğu'nce, 18-
24 mayıs tarihleri arasında kutlanacak 'Müzeler
Haftası' etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen karikatür
yanşmasının, bu yıl on ikincisi gerçekleştirilecek.
Yanşmanın konusu, 'Eski Eser, Müze ve Insan
Hişkileri' olarak belirlendi. Müze Müdürü Ali Ekinci,
yanşmaya son katılma tarihinin 9 mayıs
olduğunu belirterek şunlan söyledi:
"Çizerler, yanşmaya istedikleri kadar eserle
katılabilirler. Ancak, eserlerin hiçbir yerde
yayımlanmamış olması gerekiyor. Yanşmanın amacı,
müzeler, tarihi ve doğal SİT alanlan, anıt eserler, tarihi
ve çevre bilinci ve eser kaçakçılığı konulannı sürekli
gündemde tutmaktır."
BUGUN
• AKSANAT'ta saat 15.00 ve 19.30'da Can Yücel'in
çevirisi ve Adnan Tönel'in yorumuyla 'Hamlet'
sahneleniyor. (252 35 00)
• ALMAN KÜLTÜR MERKEZİ etkinlikleri
kapsamında Reiner Wemer Fassbinder'in 'Berlin
Aleıander Meydanı' adlı filminin ilk yedi bölümü,
saat 10.00'da Fitaş 5 sinemasında gösterilecek. (249 20
09)
• AEKV'de saat 17.30'da Bilge Alkor'la söyleşi yer •
ahyor (245 02 70)
• İSKENDERİYE KÜTÜPHANESl'nde saat
18.00'de Güngör Gençay'ın konuşmacı olarak katıldığı
'Edebiyatta 40 kuşağı' başlıklı söyleşiye
katılabilirsiniz. (245 16 17)
• ELEŞTÎRİ idTABEVİ'nde saat 14.00'te Cevat
Çapan ve Turgay Fişekçi'yle şiir üzerine söyleşi yer
ahyor. (373 38 24}
• KENT KLTLTURÜ ARAŞTIRMALARI
MERKEZİ'nde saat 17.30'da Uzakdoğu-1
'Kamboçya, Endonezya' başlıklı söyleşi yer alıyor.
Konuşmacı, Görün Özşen.
• İDİL KÜLTÜR MERKEZt'nde saat 17.00'de
Ezginin Günlüğü konseri yer ahyor. Saat 14.00'teyse
Ibrahim Karaca ve Metin İlkin kitaplannı imzahyor.
(260 05 07)