03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MART1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Cenaze Töreni ve iııtikam öyküsü SUNGUÇAPAN NewYork 1951 doğumlu, Italyan-lrlandalı bir ailenin çocuğu Abel Ferrara. 8 mm ile amatörce başlayan sinema tutkusunu, sinema okulundan mezun oiuşunun ve BBC'de bir süre çalışmasının ardından, Jimmy Laine takma adıyla başrolünü de üstlendiği 1979 tarihli ilk filmi 'The Drfller KiDer-MatkaphKatil'le profesyonelliğe döken 'Bronı çocuğu' Ferrara, 'Angel of Veangeance - İntikam Metegi' (1981). 'FearCit>'(1984),t King ofNewVbrk'(1989),Bad Lieutenant- Haşjn PohV (1992), 'Snake Eyes'(1993), 'The Addiction' (1995) gibi, bağımsız çalıştığı ve kara film türüne kendine özgü bir soluk getiren filmleriyle bütün dünyada özel hayranlar edinmiş bir Bağımsız Sinema ustası. Son Venedik film festivalinde yanşan ve son ana kadar büyük ödül için favori gösterilen son filmi 'The Funeral - Cenaze Töreni', yine bu yönetmenin özgün üslubu ve 'kasvetii bir humor. bclirgjn bir hüzün ve nakış gibi işlenmiş karakter performanslanyla' bezediği, nefis bir 'gangster, suç, intikam' çeşitlemesi. 193O'lannNew York'unda, bir gangster ailesinin bir cenaze töreni için bir araya gelişıyle açılan 'The Funeral', ölünün başında toplanan aile bireylerini tek tek tanıtarak sürüyor. Kardeşler, kanlar, kocalar, sevgililer, yakmlar, ağır cenaze mateminin sindiği aile evine doluşurlar geleneğe uygun olarak. Geriye dönüşlerle, ilk kez t3 yaşında, babasmm emriyJe ijri rb .-r.':. ' -d .l.-.r.'r-, r.:d -:...... birini vurup öldürerek suç dünyasına adımını attığını öğrendiğimiz, feleğin çemberinden geçmış, yorgun bezgin aile reisi (Christopher Walken), bir yandan bir sinema çıkışında öldûrülmüş kûçük kardeşinin (Vıncent Spano) cenaze törenini düzenler. başsağhğı ziyaretine gelen eş. dost akrabalan agırlarken, öte yandan intikam hesapian yapmaktadır. Ağabeyleri gibi gangsterliği seçmeyip hep işçilerden yana tavır koyacak bir sendikacı olmuş küçük kardeşini öldürdüğû iddiasıyla ailenin yakalayıp biraz da okşayarak karşısına getirdiği adamı (Benkâo Dd Toro) vurup vurmamak konusunda kararsızdır aslında... Karanlık bir dünyayı, bu dünyanın müdavimi küçük bir 'baba'yı, kardeşlerini, kanlan ve çoluk çocuğuyla, bütün ailevi ve insani yanlanyla tasvir eden Abel Ferrara'nın 'Cenaze Töreni', suç, suçlu ve suç dünyasına ahşılmıştan farklı, gerçekçi ve hüzünlü bakışlar atan, görkemh bir 'gangster-/ aile' destanı. Mario Puzo romanlanndan ya da Martin Scorsese filmlerinden aşinası olduğumuz bir 'âkm'e ilişkin. ustaca anlatılmış, iyı oynanmış, bu etkileyici ve dokunaklı çağdaş 'kara film' örneğinde AnnabeDa Sdorra, Isabella Rosseflini, başanlı gangster kansı, ev kadını kompozisyonlan çizerken ortanca kardeş Chris Penn'le John Ventimiglia'nm parlak performanslan da hayli göz ahyor, Walken'la Gallo'nun yanı sıra. OncelikJe kara film tutkunlanna salık verilir 'The Funeral'. Itt.BUSUUMBASI 1 İŞTAHBUt FİIM FfSTİVAIİ B U G Ü N EMEK: Cennet Yolu 12.00-18.30), Fiorile (15.1 !1.30) . FİTAŞ 1: Noel'de Kar Yağa-J cak mı? (12.00-18.30), Cena-] ze Töreni (15.00-21.30) FİTAŞ 3: Roger ve (12.00-18.30), Söz (15.0 •30) FİTAŞ 5: Berlin AleksanJ derplatz-1 (10.00). BirEndüJ üs... / Altıncağ / EkmekJ >iz( 18.30), La Comedıe Fran-j ;aise, veya... (21.30) REKS: Unutulmaz Bir Ya (12.00-18.30), Haydutla (15.00). Yüzbaşı Cona (18.30). Çarpışma(21.30) Y A R I N EMEK: DevnmıÇocukla-l 1(12.00-18.30), Haydud ar(l 5.00-21.30) FİTAŞ 1: Unutulmaz Bid Yzz (12.00-18.30), Taşbebek (15.00-21.30) FİTAŞ 3: Carmen (12.00-1 18. 30), Elbise (15.00-21.30)1 FtTAŞ 5: Berlin Aleksan-[ ierplatz-2 (10.00), Bir EndüJ üs... ' Altıncağ ' EkmekJ ;iz( 18.30), La Comedie Fran-j çaise, veya... (21.30) CUMHUR CANBAZOĞLU Paoto (1931) ve Vıttorio (1929) Taviani kardeşlerin 1992'deyönettikleri 'Fiorile'nin festivaldeki üç gösteriminden ikisi bugün gerçekleşiyor. Taviani Kardeşler'in eski filmleri Allonsanfan (1973) ve San Lorenzo Gecesi'nden (1982) izler taşıyan Fiorile, dört bölümden oluşan bir çalışma. tlk bölümde Tavianiler, Benedetti ailesini. dede Massimo'yu ziyaret için Paris'ten Toscana'ya doğnı yola çıkartıyorlar. Bir mola sırasında ailenin en küçük iki bireyi çevredekilerden ailenin adının Benedetti (mübarekler) değil Maladetti (melunlar) olduğunu öğreniyorlar ve baba onlara bunun nedenini anlatıyor. 1700'lerde Napolyon'un ordulanyla Toscana'ya gelen Fransız teğmen Jean kasabanın güzel kızı, 'fîorik' lakaplı Elisabetta'yla karşılaşıyor ve ona âşık oluyor. Jean'la Elisabetta sevişirlerken kızın kardeşi Corrado, teğmenin katınnı ve ıçinde ordunun altınıntn bulunduğu Parayla saadet olmaz sandıgı çaiıyor. Ancak kısa sürede zengin olan Benedettilere o altınlar mutluluk yerine uğursuzluk getiriyor ve bir efsane haline dönüşen bu uğursuzluk bugüne dek uzanan diğer iki bölümde ailenin her kuşağına felaketten başka bir şey sunmuyor... Filmdeki Elisabetta'nın lakabı olduğu kadar Fransız devrimi takviminde mayıs ayına adını veren Fiorile'de TavianileT çok iyi oyuncular yardımıyla servetin sosyo- politik gücünü ortaya koyarken Baizac'm 'Her zenginliğin utamlacak bir yanı vardır' sözünden hareket ederek fona herkesin hoşuna gidecek bir takım ahlaksal mesajlar kpyuyorlar. Aşkla para, cömertlikle nekeslik gibi zıtlıklarla gelişen öyküde görüntüler, müzik, sahneler, kesımler, yüzler ve kostümler hoş ve dinlendirici. Altın ve güç üzerine söz söyJemek kolay, ancak Taviani 'lennki gibi işin içine şiirsel anlatımı katmak için hayli ustalık gerektiği anlaşılıyor her karede. Usturayla kesilen göz MURATÖZER Festivalin ilk günüyle birlikte Luis Bunu- elfilmlen de başlıyor. Yönetmenin ilk üç fil- mi "Un Chien Andalou - Bir Endûlüs Köpe- ğT, «L'Age d'Or - Alnn Çağr ve "Las Hnr- des - Ekmeksiz Toprak" izlenebilir bugün. Bu üç filmden kısaca söz etmeden önce, istersenız onlann yaratıcısının bu filmlere kadar olan döneminden söz edelim biraz... 1900'de doğan sinemada gerçeküstücülüğün babası Luis Bunuel, Cizvit papazlann yanın- da gördüğü eğitim sonunda dınsel açıdan "güçJü" olması beklenirken. tam tersi olur ve "inançsK" bin oluverir. Federico Garcia Lorca,Salvador DaKgibi sanatçılarla aynı ta- rafta yer alan Bunuel, 24 yaşındayken Mad- rid'den Paris'e gelir ve kısa zaman içinde o yıllann gözde akımı olan gerçeküstücülük saflanndaki yerini alır. Andre Breton'un ba- şını çektiği aİcımla kendini özdeşleştiren genç Bunuel, kendisi gibi bu akıma gönülden bağ- lı olan kadim dostu Salvador Dali'yle birlik- te ilk fılmini gerçekleştirir. Yıl 1928'dir ve "Kr Endülüs KöpeğT adı- nı taşıyan 17 dakikalık bu çalışma, içerdiği bugün bile "tahammülü ınr" sahnelerle (pi- yanonun üzerindeki ölü eşekler, usturayla gö- zü kesilen kadın vb.) büyük tartışmalaryara- tır. 1930'a gelindığinde sinemada gerçeküstü- cülüğün başyapıtı, bir tür manifesto olarak kabul edilen "Ahın Çağ"a gelir sıra. Gerçe- küstücü sanatçılann hemen kabullendikleri ve savunduklan yapıt, büyük tartışmalann ardından yasaklanır. Burjuva değerlerine acı- masızca saldıran film, bu özelliğinin yanı sı- ca.içerdiği şıırseljk^yfc^Ugi çeken bir çalış- madır. Resmi ola- rak 1981 'de "Ak- lanan" ve 63 daki- kalık bu bölümde başyapıt, sanıyo- ruz festivalin ve bu toplu gösterinin en Luis Bunuel ilgi çeken filmi olacak. Bu iki yapıtıyla dikkatleri üzerine çeken genç Luis Bunel, ülkesine dönerek 1932'de ünlü belgesel çalışması "Ekmeksiz Toprak"ı gerçekleştirir. Kuzey lspanya'nın yoksullu- ğunu gözler önüne seren 27 dakikalık yapıt, sanatçının ülkesine karşı duyduğu sorumlu- luğun da bir tür belgesidir adeta. Birbirinden önemi bu üç film. Luis BunueJ sinemasına gi- riş yapmak için kaçınlmayacak fırsatlar. Ay- nı zamanda festivale iyi başlamanırj da "garanüTi"ıyoIlan... 'Shine'nin kahramanı piyanist David Helfgott ABD turnesinde Orselenmiş bir ruhun mi • • • W A\M Kültür Servisi - Avustralyalı piyanist David Helfgott un yaşamöyküsünden esinlenerek yönetmen ScottHicks tara- fından beyazperdeye aktanlan, 7 dalda Oscar adayı 'Shine' sinemalanmızda ikinci haftasında. Sanatçının ortayaşlı- lığını canlandıran Geoflrey Rush, bu rolüyle En İyi Erkek Oyuncu Oscar'mı kazandı. Oscar töreninde piyanist Da- vid Helfgott da kısa bir parça seslendi- rerek izleyicilere sürpriz yaptı. Filmde sanatçının yetişme çağında- ki halini Noah Taylor, çocukluğunu Alex Rafakmicz. deliliğin ince çizgi- sinde gezinen yetişkin David'i ise Avustralyalı oyuncu GeofTrey Rush canlandınyor. Avusrralya'nın Melbourne şenrinde doğan ve çocuk yaşlarda olağanüstü bir yetenek sergileyerek müzik dehası ola- rak adlandınlan David Helfgott, ger- çekten de olağanüstü dirençli bir mü- zisyen. Baskıcı bir babanın (Armin Müller-Stahl) etkisinde geçirdiği zor çocukluk günlerinin ardından, 15 yıl boyunca psikiyatri tedavisi gören Helf- gott, 1984 yılında müzik dünyasına muhteşem bir dönüş yapmıştı. Helf- gott'un kariyerinin bugüne dek gelen çizgisi Avrupa tumeleri ve yok satan konserlerle örülü. Geçen günlerde Bos- ton'da başladığı turnesi ise hâlâ sürüyor. 58 günü ve 11 kenti kapsayan ABD tur- nesi boyunca Mendelssohn,Chopin, L- izst ve Beethoven'm eserlerini yorum- layacak 49 yaşındaki piyanist. Helfgort'un filme konu olan yaşa- möyküsü derin buhranlarla dolu. 14 ya- şındayken müzikal bir deha olarak par- layan sanatçı, eğitimine Amerika'da de- vam etmek isteyince, babası tarafından şiddetle reddedilmiş. 18 yaşmda evi terk ederek Londra'ya giden Helfgott, Lond- ra Kraliyet Müzik Akademisi'nde Ce- cfl Parkes(SirJohn GieJgud) ile çalışma olanağı bulmuş. Sürekli gerginlik yaşa- yan David, ailesinden uzak olmanın da etkisiyle depresyonlar geçirmeye başla- Piyanist David Hclfgott"un yaşamöykâsâ derin buhranlarla dolu. yınca Aviistralya'ya dönmek zorunda kalmış. En zorgünlerinde karşılaştığı ve yaşamının sonraki yıllannda eşi olacak Gillian (Lynn Redgrave) ile karşılaşan David'in gerçek basanya ulaşması Gil- lian'ın yardımlan sayesinde olmuş. Gil- lian, David'e üç yaşındaki bir çocuğa nasıl davranılırsa, öyle davTanıyor. Sa- dece eşi değil annesi gibi sanki. Gillian 13 yıldır bakımını üstlendiği kocasın- dan hiç yüksünmüyor. Eleştirmenler beğenmiyor Ancak ünlü piyanistin kariyeri hak- kında müzik otoriteleri pek de parlak sözler etmiyorlar. David Helfgort'un farklı yorumlarla değerlendirilmesi bu belirsizliğe katkıda bulunuyor. Kamu- oyunun Helfgott'a yönelik ilgisini sa- natçının geçirdiği rahatsızlıklara rağ- men hâlâ ayakta durabilmesine bağla- yan eleştirmenlere göre Helfgort'un herhangi başanlı bir piyanistten farkı yok. Hatta yeteneğini daha da geliştir- mesi gerekiyor. Sanatçının piyano öğ- _l Geoffrey Rush, bu rolle En İyi Erkek Oyuncu üscarı'nı aldı. rermeni Mikhail Soltnej profesyonel anlamdadeğerlendirildiğinde David'in piyano çalarken çok fazla hata yaptığı- nı söylüyor. "Ancak pi>-ano başınday- ken ruhunun çıkardığı sesleri duyabili- yorsunuz. David kesinlikle çok samimL Çok başanfa bir piyanist olduğu iddia cdemesem de insan olarak ona hayran- hk dujTiyorum''. Kimilerine göre de filmi izleyenler Helfgort'un konserleri- ne gittiklerinde mükemmel bir piya- nistle karşılaşmayacaklannı biliyorlar. Helfgort'un dinleyicilerinden biri "onunla müziği hissediyorum'' derken yaşamı, umudu ve aşkı yeniden keşfet- tiğini söylüyor. Royal AcademyofMu- sic profesörü ve müzik eleştirmeni Bryce Morrison'un görüşleri ise Helf- gort'un başanlı bir müzik adamı olma- dığı yönünde. Hatta, beyazperdeye yan- sıyan öyküsünde Helfgort'un bir dahi olarak sunulmasından rahatsız olduğu- nu belirtiyor. Times'ın müzik eleştir- meni Jesse Birnbaum ise " Helfgott, bir sürü nota çahyor, ama müzik yapmı- yor" görüşünde. Filmin yönetmeni Scott Hicks'e göre David Helfgott ve filmdeki karakter bir- birinden bağımsız ele alınmah. Hicks, Helfgott'u kişisel bir sorumluluğu ol- madığı halde başansızlığa mahkûm edilmiş biryetenek olarak görüyor. "Za- rar görmüş bir adam, ama bakryorsu- nuz ki ayakta durabilrvor. Aşkın ne o*- duğunu biliyor. insanlar hakkında ne derse desin onlarla yakınltk kurabili- yor". Filmde sanatçının yetişme çağın- daki halini Noah Taylor, çocukluğunu Alex Rafalovvicz, deliliğin ince çizgisin- de gezinen yetişkin David'i ise Avust- ralyalı oyuncu Georrrey Rush canlan- dınyor. AüPaymzoğlu Jfyatrosu yenist Kühür Servisi - Üç yıldır sürekli oynayacak salon bu- lamadığı için oyunlannı Is- tanbul'un çeşitli bölgele- rindeki salonlarda ve turne- lerde sahneleyen Ali Poy- razoğlu Tiyatrosu, Fındık- zade'de yeni yapılan bir ti- yatro bınasında yerleşik dü- zene geçti. Açılışı DünyaTiyatrolar Günü (27 Mart) akşamı, müzikli varyete 'Şaka Şa- ka' ile gerçekleşen Ali Poy- razoğlu Tiyatrosu'nun yeni salonunda, açıkoturumlar, tiyatro seminerleri ve film gösterilerinin yanı sıra 'Afi FoyrazogJu Tiyatro Oku- lu'nun da çahşmalan yer alacak. Yeni salonun açılı- şında, Müjdat Cezen, De- met Akbağ ve Savaş Dinçel gibi tiyatro sanatçılannm yanı sıra, Güler Sabancı, Semra Özal ve Aysel Gûrel gibi isimler de bulunuyor- du. 25. yılını kutlayan Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nun 'Şaka Şaka' adlı gösterisi- ni, tiyatronun Fındıkzade Oğuzhan Caddesi 19 nu- maradaki yeni binasında perşembe, cuma, cumarte- si günleri saat 21.00'de, pa- zar günüyse saat 15.30'da izleyebilirsiniz. Öteki et- kinliklerle ilgili bilgi için telefon numarası: (0212) 635 95 87. TİYATROCULAR TÜRK TİYATROSUNU TARTIŞTT Tiyatroya taze kan gerek KültürServisi-27 Mart Dünya Tiyatro- lar Günü'nde Istanbul yeni bir sahneye, Sahne Foks'a merhaba dedi. Sahnenin açı- lış gününde Ayla A^an, Macit Koper. Rut- kay Aziz,MahirGünşıray ve Kerıan Işık'ın katıldığı tiyatro üzerine bir panel düzen- lendi. Tiyatro eğitiminin, sorunlannın ve Türk tiyatrosunun eğilimlerinin tartışıldığı pa- nele çok sayıda izleyici katıldı. Panelin ko- nuşmacılanndan Ayla Algan, tiyatronun dilinden söz ederek Türk tiyatroculannın kendi dilleriyle değil, çeviri diliyle oyna- dıklannı; aynca Türk tiyatrosunun gele- neksel yapısına inilerek bugünün tiyatro- sunun oluşturulması gerektiğini söyledi. Şehir Tiyatrolan Genel Sanat Yönetmeni Kenan Işık ise Türk tiyatrosunda yerleşik tiyatro anlayışmın geliş- mediğini, çok katı dogma- lara sahip olan kurumlann radikal değişimlerle ken- di lerini yenilemeleri ge- rektiğini söyledi. Işık, Türk tiyatrosunun herhan- gi bir akımı takip edeme- diğini, bu yüzden de bu- günkü tiyatronun içleracı- sı olduğunu belirtti. Rut- kay Azi2 de Türkiye'nin yasamış olduğu sorunlann sanata fazla- sıyla yansıdığını belirterek uygarlığın öne- minden söz etti. Sahne Foks'un uygar bir düzeyi yakalamak amacıyla kurulduğunu söyleyen Aziz. Türkiye'nin buna ihtiyacı olduğunu sözlerine ekledi. MacitKoperise Türk tiyatrosunun ken- di içinde muhasebesini yapmasının zama- nının geldiğini, ancak böylelikle içinde bu- lunduğu kısırdöngüden kurtulabileceğini belirtti. Sahne Foks'un açılış gecesinde ay- nca Timur Selçuk'un katıldığı 'Tiyatro Şarkdan' başlıklı bir konser gerçekleştiril- di. Selçuk, konserde 'Rıunuz Goncagül', 'Ekonomi Tıkınnda', 'Küçük Adam Ne Oldu Sana', 'Oyun İçinde OjTin' gibi se- vilen şarkılannı öğrencilerinden oluşan koroyla seslendirdi. Uhısal ŞiiP Yamşması ANA(CumhurivetGüneyDleriBür Atilla Dorsay'ın objeküfinden Küitür Servisi - Sinema eleştirmeni, yazar Atilla Dorsay'm dünyadaki çeşitli sinema festivallerinde çektiği ünlü yönetmen poıtrelerinden oluşan fotoğraf sergisi, bugün saat 16.30'da açılıyor. Adam Kitabevi sergi salonunda açılan sergi "Atilla Dorsay'ın Objektifiyle Sinema Festivallerinden Portreler" adını taşıyor. 44 fotoğrafin yer aldığı sergi 15 nisana dek izlenebilir. Notaların kıyısmla yolcukık Kühür Servisi - Bas Münci Öz ve soprano Rina Altaras, piyanist Osman Bayman eşliğinde bugün düzenlenen şan resitalinin ilk bölümünde Barok ve Alman romantik liedler, ikinci bölümde ise kJasik ve romantik operalardan aryalar seslendirecekler. Konser. saat 19.00'da Şişli Terakki Vakfi Konser Salonu'nda gerçekleştiriliyor. Kadıköy'de liyatro Günleri sona eriyop KüJtür Servisi - Dünya Tiyatrolar Günü nedeniyle Kadıköy Belediyesi ile Tiyatro Oyunculan Derneği işbirliğiyle düzenlenen Kadıköy Tiyatro Günleri bugün son buluyor. Tiyatro Tı 'Ada' adlı oyunu saat 15.00'te. Dilek Türker-Tiyatrö "Kuvayı Milliye Kadınlan' adlı oyunu saat 20.30'da ücretsız olarak Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde sahneleyecek. • ( 1. ADANA (Cumhuriyet GüneyTlleri Bürosu) - Çalışmalannı 1989 yılından bu yana arahksız olarak sürdüren Adana Kültür-Sanat Derneğı' 1. Ulusal Şiir Yanşması' adı altında biretkinlik düzenledi. Seçici kurulunda Çetin Yiğenoğlu, Dağıstan Kılıçaslan, Ali Kotan, Bekir Coşkun, Mustafa Emre, lsmail Arslan ve Arslan Bayır'ın yer aldığı yanşmaya katılacak şairlerin yapıtlannı en geç 5 Mayıs 1997 tarihine kadar 1. Ulusal Şiir Yanşması PK. 245 Adana adresine göndermeleri gerekiyor. James Joyce Irish Pub açıldı Küitür Servisi - tstanbul'un ilk Irish Pub'ı olan James Joyce Irish Pub açıldı. Tarlabaşı Bulvan üzerinde Istanbul Sanat Merkezi'nin ikinci katında yer alan pubda lrlanda müziğinin yanı sıra trlanda kültürünü yansıtan el yapımj esyalar, fotoğraflar, yerel enstrümanlar yer ahyor. Pazar hariç her gün canlı müziğin olduğu pub, özellikle akustik müzik yapan topluluklara yer veriyor. James Joyce Irish Pub'da pazartesi geceleri akustik jam session, salı Suzie ve Fiona Gallagher ile trlanda dansı, carşamba Istanbul Blues Kumpanyası, perşembe Muzaffer Özdemir, cuma Çetin Cengiz-Ayşegül Betil ile tango, cumartesi ise Finnegans Wake'den lrlanda geleneksel müziği dinlenebilir (224 20 13). 'Eski zaman masaüapT Küitür Servisi - Ressam-psikolog Hacı Harmancı, özgün bir teknikle yaptiğı resimlerini Pimapen Kültürevi'nde sergiliyor. Harmancı, modern diye adlandınlabilecek resimlerinin yanı sıra, tuval üzerine ip, akrilik, mukavva kullanarak 'eski zaman masallan resimleri'nde özellikle toplumsa! bir içerik sunuyor. Sergi 2 nisana dek izlenebilir (268 33 58). Asm Bezirci Ödülü bu yıl verilmedi I Kültür Servisi - Asım Bezirci Eleştiri. lnceleme, Araştırma Ödülü Seçici Kurulu, 21 mart tarihinde toplanarak yanşmaya katılan yapıtlar üzerinde son değerlendirmeyi yaptı. Aydın Çubukçu. Muzaffer tlhan Erdost, Ragıp Gelencik, Ergin Koparan, Kemal Özer, Afşar Timuçin ve Muzaffer Uyguner'den oluşan kurul, katılanlar arasında, ödüle değer eser bulunamadiğından. ödül tutannm gelecek yıla aktanlmasına karar verildi. Asım Bezirci Eleştiri, lnceleme, Araştırma Ödülü için, bundan böyle yayımlanmamış olma koşulu aranmayacak. Burdup 12. Karikatür Yanşması • BURDUR(AA)- Burdur Müze Müdürlüğu'nce, 18- 24 mayıs tarihleri arasında kutlanacak 'Müzeler Haftası' etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen karikatür yanşmasının, bu yıl on ikincisi gerçekleştirilecek. Yanşmanın konusu, 'Eski Eser, Müze ve Insan Hişkileri' olarak belirlendi. Müze Müdürü Ali Ekinci, yanşmaya son katılma tarihinin 9 mayıs olduğunu belirterek şunlan söyledi: "Çizerler, yanşmaya istedikleri kadar eserle katılabilirler. Ancak, eserlerin hiçbir yerde yayımlanmamış olması gerekiyor. Yanşmanın amacı, müzeler, tarihi ve doğal SİT alanlan, anıt eserler, tarihi ve çevre bilinci ve eser kaçakçılığı konulannı sürekli gündemde tutmaktır." BUGUN • AKSANAT'ta saat 15.00 ve 19.30'da Can Yücel'in çevirisi ve Adnan Tönel'in yorumuyla 'Hamlet' sahneleniyor. (252 35 00) • ALMAN KÜLTÜR MERKEZİ etkinlikleri kapsamında Reiner Wemer Fassbinder'in 'Berlin Aleıander Meydanı' adlı filminin ilk yedi bölümü, saat 10.00'da Fitaş 5 sinemasında gösterilecek. (249 20 09) • AEKV'de saat 17.30'da Bilge Alkor'la söyleşi yer • ahyor (245 02 70) • İSKENDERİYE KÜTÜPHANESl'nde saat 18.00'de Güngör Gençay'ın konuşmacı olarak katıldığı 'Edebiyatta 40 kuşağı' başlıklı söyleşiye katılabilirsiniz. (245 16 17) • ELEŞTÎRİ idTABEVİ'nde saat 14.00'te Cevat Çapan ve Turgay Fişekçi'yle şiir üzerine söyleşi yer ahyor. (373 38 24} • KENT KLTLTURÜ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ'nde saat 17.30'da Uzakdoğu-1 'Kamboçya, Endonezya' başlıklı söyleşi yer alıyor. Konuşmacı, Görün Özşen. • İDİL KÜLTÜR MERKEZt'nde saat 17.00'de Ezginin Günlüğü konseri yer ahyor. Saat 14.00'teyse Ibrahim Karaca ve Metin İlkin kitaplannı imzahyor. (260 05 07)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle