Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 MART 1997 CUMAFtTESl
12 BIR KONU BIR KONUK
DSP'den ihraç edilmesi istemiyle disiplin kuruluna verilen Bülent Tanla
• DSP İstanbul Milletvekili Bülent
Tanla, politikaya atılma ve milletvekili
olma sürecinde DSP'nin, toplumun istek
ve beklentilerine göre değişen, çağa ayak
uyduracak nitelikte bir parti olduğuna
inandığını, fakat zaman içinde sosyal ve
ekonomik yaşamdaki dinamizme ayak
uyduramadığını söyledi.
• İhraç edildikten sonra, gelecek
seçimlere kadar özgür bir milletvekili
olarak solun bütünleşmesi ve güçbirliği
yoluyla iktidara gelmesi için çaba
sarfedeceğini vurgulayan Tanla,
"Politikaya tamam mı devam mı?"
sorusuna şu yanıtı verdi: '"Ben bundan
sonraki seçimlere Türkiye'nin bu siyasi
parti kompozisyonu ve liderlerle
gireceğini sanmıyorum. O nedenle bu
soruyu, mevcut tablonun değişeceğine
inandığım için cevapsız bırakacağım."
tstanbul MiDetvekili Bülent Tanla, başka bir partiye transfer olmayı düşünmediğini, zira seçmenkrin parti değiştiren mflletvekillerine
'çıkar karşıhğı değiştirmıştir' gözüyie baküğııu bebrtiyor. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
vegenel başkanlar
MİVASE İLKNUR
- Sayın Tanla siz. politikaya atılnıadan önce
politikacılara materyal hazıriayan bir araştırma
şirketinin baştndaydınız. Bir ölçüde politikayla iç
içeydiniz. Aktif politika>a neden atılma gereği
duydunuz \e neden sol kulvan seçtiniz? Sizin solla
ilginiz daha önce pek bilinmiyordu.
Tanla- Politikaya gırme nedenim; gerçek ve
güvenılır bılgiyı, karar mekanizmasına. hem partiye
hem de parlarnentoya daha etkili bıçımde aktarma
arzubundan kaynaklanmaktadır. Neden sol parti
sorusuna ıse şöyle cevap \erebilirim: Bugün
Türkiye'nin en güvenılır partısı DSP'dır. Bilginın
güvenılırlikle ilgıli son derece yakın \e özdeş bir
ilışkısi vardır. Hem benim dünya görüşümü hem
yaşam bıçimımı hem ıdeolojimi hem de bilginın
gerektırdıği unsurlan taşıyan liderin Ecevit. partınin
de DSP olduğunu düşünerek burada politıka
yapmaya karar verdim.
- Sayın Ecevit'in söylemleri ve DSP'nin çizgisi
yeterince sol mu? DSP grubunda muhalifler.
partinin giderek sol ideolojkien u/aklaştığmı
söylüyor hem de siz en giivenilir partinin DSP
olduğunu söylüyorsunuz. Bu, çelişki değil mi?
DSP'nin nesi cazip geldi size?
Tanla-Bılivorsunuz, sıyasal partiler toplumlann
ıstek ve beklentılerine göre değişen çağa ayak
uydurmak zorundadırlar. Böyle bir sorumlulukla da
karşı karşış adırlar. Benım partiye girme ve
millehekılı olma siirecimde, DSP'nin bu türden
uygulamalara ve değişimlere ayak uyduracağını.
böyle bi
r
ıstek ve arzusunun olduğunu sanıyordum.
Fakat zaman içinde sosyal \e ekonomik yaşamdakı
dinamizme en azından ben ayak uydurulamadığını
gördüm. Dolayısıyla burada bir paradoksu ve
çelışkiyi de açıklamama ımkân \erdimz. Algılama
neyse gerçek odur. "Kendimizi anlatamıyoruz. halk
bizi anlamıyor" gibı bırtakım yanlış düşünceler
yerıne bunlann neden yanlış algılandığını ve
bunlann neden kabul edilemediğini araştırmak
gerek. Demek kı bir tutarsızlık söz konusu.
- Seçünler öncesinde başka bir sol partiden
mületveldlliği teklifi alsaydınız, yine de DSP'de ısrar
edermiydiniz?
Tanla- DSP dıye baktım. Fakat diğer sol parti de az
önce sıraladığım konulan kapsar nitelikte
görünseydi CHP'yi de düşünebilırdim. Fakat
bildiğiniz gibi ekim-kasım-aralık aylannda ibrenin
sol kesimde DSP'yı gösterdığı bılinıyordu.
Umutların daha ziyade DSP'de yoğunlaşacağını ve
orada toplanacağını görüyorduk. Zaten oy dağıhmı
da öyle tecellı ettı.
- Peki DSP'nin seçmen prnfili de sol mu acaba?
Başka bir -soru da DSP seçmeninin beklcntileriy le
DSP'nin verdikleri örtüşii>or mu?
Tanla- Hayırmaalesef. DSP'ye oy verenler
toplumdan umduğunu bulamamış ve dürüstlük
kavTamı çerçevesinde tercih yapan kesimlerden
oluşuyor. Profil meselesıne girdigıniz zaman çok
farklı sonuçlar çıkıyor. Toplumda sosyo-ekonomik
profıller dığer partılerle yaptığımız mukayeselerde
de çok anlamlı sonuçlar vermiyor. Tabii farklı
sonuçlar veriyor, ama anlamlı sonuçlar vermiyor.
Burada daha ziyade toplumdan umduğunu
bulamayanlann, arzu ettikleri yerde
bulunamayanlann, dın baskısının dışmda tepki
oylannın toplandığı partı olarak ıfade edebiliriz.
- Dürüstlüğü sadece ekonomik düriistlökle ölçmek
doğru mu? Siyasi dürüstlük ve güveniliriik de
aramak gerekmez mi?
Tanla- Kesin kesın. Çok önemli. ABD ve
tngiltere'de yapılan araştırmalarda da güveniliriik
sadece dürüstlük anlamını içermiyor. Güveniliriik
kavramının içinde zaten dürüstlük var. Fakat yeterli
değıl. Buradaki güvenılirlik, önündeki sorunlan
çözebilecek kadrolara sahıp parttler ıçın geçerli.
Güvenilir olmak. sadece ekonomik anlamda düriist
olmak ve yolsuzluklara kanşmamak anlamında
algılanmıyor. Türkiye'nın sorunlannı çözebilecek
kapasiteye, erdeme ve kadrolara sahip kişilerin
oluşturduğu bir siyasal parti olarak algılanıyor.
- DSP, pariamentoda gmp kurduğunda, o grubun
üyelerinin siyasi geçmişlerine ve kişitikkrine
bakıldığında partide çok şeyin değişeceği
umuluyordu. Pıılitika üretmede. parti içi demokrasi
bugünkü tablonun sorumlusudur.
- Ecevit Byle yönetmek istiyor olabilir de grubun
tavn niye böyle?
Tanla- Ancak yönetim biçimi derken bizim yönetim
şeması içinde bir yönetim kurulu, bir parti meclisi,
bir de grup var. Bu konulann tümü yönetim
kurulunda tartışılıyor. Yönetim kurulunda çıkan
kararlar grupta onaylanıyor.
- Nasıl onaylanıyor? Grup çarşamba günü
toplandığında yanlış bulduğunuz bu yönetim
biçimini ve alınan kararlan neden kimsc
eteştirmiyor? Ya da eleştirmeye cesaret edemiyor?
Tanla- Meseleye eleştiri olarak bakmamak lazım.
Gelen konuda alınan karann enıne boyuna
tartışılması lazım. Ama yönetim kurulunda alınan
karar gruba sunuluyor. Karar tartışmaya açılmıyor.
Farklılık burada. Dolayısıyla karar önce grupta
tartışılıp tekrar yönetim kurulunda ele ahnabilse
yönetim şekli daha uygun olur. Kolektif akıl
bireysel akıldan daima daha üstündür.
- Gruptaki arkadaşlarınızla hiç genel başkana ya da
genel sekretere gidip sorunlan görüşme yolunu
acaba gelecekte de politika yapacaklarını düşünerek
genel başkan ve parti yönetimiyle aralannın
bozulmasını mı göze alanuyor?
Tanla-Olabilir. Bu konuda aynntılı bir analize
dayanarak söyleyebıleceğım bir şey yok.
- Partinin genel sekreterinin ismini biliyor musunuz?
Ya da hiç tamştmız mı?
Tanla- Hayır. ismini bilmiyorum, tanışmadım da...
- Siz İstanbul milletvekilisiniz. İstanbul il başkanını
tanıyor musunuz?
Tanla- Hayır tanımıyorum. Adını da bilmiyorum.
- MYK veya PM üyelerini tanıyor musunuz?
Tanla- Çok azını tanıyorum. Yanı şunu öğrenmek
istiyorsanız söyleyeyim. benim partı örgütüyle çok
fazla bir ılişkim yok.
- Bu tanışmazlık sizin ilgisizliğınizden mi
kaynaklanryor? Yoksa parti yönetimi
milletvekillerinin bu tür bir ilişki kurmasını mı
istemiyor?
Tanla- Bu benden de kaynaklanabılir yönetimden
de... Tanışmak için bir ortam doğmadı. Bu tür
ilişkilerin çok belirleyici olduğu kanısında da
"Ben bu dönem parlamentodaki
milletvekillerinin profillerini ele
alan bir araştırma yaptım. Çıkan
sonuç; bu dönemde görev yapan
milletvekillerinin daha vasıflı, daha
nitelikli parlamenterlerden
oluştuğunu ortaya koyuyordu. Hem
de DSP'nin kadrosu en zengin ve en
nitelikli kadro olarak görünüyordu.
Bugünkü DSP'den, parlamentoya
geldiği günden bugüne kadar,
toplumun büyük beklentileri vardı.
Bu umutlann boşa çıkmasının
nedenini parti içindeki yönetim
biçimine bağlıyorum. Parti iyi
yönetilmiyor."
anlayışmda taşlann yerinden oynayacağı ve solun
büyük partisi olacağı sanıhyordu. Ama kısa süre
içinde umulanın tersi oldu ve DSP yine bildiğimiz
DSP olarak kalmaya devam etti. Milletvekillerini
böylesine pasifîze eden ne?
Tanla- Ben bu dönem parlamentodaki
milletvekillerinin profillerini ele alan bir araştırma
yaptım. Çıkan sonuç; bu dönemde görev yapan
milletvekillerinin daha vasıflı, daha nitelikli
parlamenterlerden oluştuğunu ortaya koyuyordu.
Hem de DSP'nin kadrosu en zengin ve en nitelikli
kadro olarak görünüyordu. Bugünkü DSP'den
parlamentoya geldiği günden bugüne kadar,
toplumun büyük beklentileri vardı. Bu umutlann
boşa çıkmasının nedenini parti içindeki yönetim
biçimine bağlıyorum. Parti iyi yönetilmiyor. Yoksa
DSP, çok değerli, çok vasıflı. iyi projeler
üretebılecek kadrolara sahıp bir parti
görünümünde. Fakat bu partidekı yönetim biçimi
denediniz mi? Yönetim biçimindeki yanlışlan parti
yönetimiyle tartışmayı düşünmediniz mi?
Tanla- Ben tam bu konuda olmamakla beraber
genel muhalefet stratejileri. seçmen davranışı ve
REFAHYOL'a karşı izlenecek polirikalarla ilgili,
basına kapalı bir grup toplantısmda uzun bir
konuşma yaptım. Bunu tartışmaya açtım. Fakat bu
da üslup ve zamanlama bakımından yanlış bulundu.
îçerik değil, üslup ve zamanlama tartışıldı.
- Hangi DSP millervekilini yakalasanız kapı
arkasında partide yönetim yanlışlığından. parti içi
demokrasinin işlemediğinden ve genel başkandan
yakuuyor. Ancak partisi içinde bu sorunlann
ortadan kalkması için de hiçbir girişimde
bulunmuvor. Engeller mi var?
Tanla- Onu bilemiyorum. Bence bu, o arkadaşlann
kişilikleriyle ve karekter yapılanyla ilgili bir
durum.
- Sesli düşünüyorum; gruptaki bu miDetveküieri
Bülent Tanla, kendîsine başka bir partiden herhangi bir teklif gelmediğini söyledi
'Yeni bir parti kurmak gereksiz'- Sohı bütünleştirmeye bireysel olarak gücünüz
yetecek mi?
Tanla- Bu olay bireysel bir olay değil. Burada sol
partilerin doğal müteffikkri olan ve sol kesimle iliş-
küeri kopmuş bulunan toplum kesimleriyle örgüt-
lü halk kesimleriyle yakın ilişki içinde iç içe olma-
sı gereken bir düzen içinde çalışmak söz konusu.
Sosyal demokratlann en doğal müttefikleri yine sol
partiler. siyasi platformlar, işçi sendikalan, meslek
örgütleri, sivil.toplum örgütleri. dernekler ve vakıf-
lardır. Bütün bu kesimlerin hepsini harekete geçi-
rerek mevcut siyasi yapılan da göz önüne alarakye-
ni bir bütünleşme ve güçbirliği modeline gitmeye
çalışacağız. Bu arada sözü edilen yeni bir parti dü-
şüncesini ben de yersiz ve zamansız buluyorum.
Böyle bir parti arayışı içinde olmak hem yanlış hem
gereksizdir. Zaten böyle bir şey söz konusu da de-
ğildir. Bu sadece bugünleT içinde kısa vadede me-
seleyi başka mecralara sürüklemek için akla gelmiş
veya ifade edilmiş bir konudur diye düşünüyorum.
- İhraç istemiyle disiplinc verildiğiniz günün ak-
şamında bir televizyon kanalında sizinle canlı yapı-
lan söy lcşiy i izledim. Konuşmanızda sanki parti ku-
racağmızı söylediniz gibi Hatta bir iki ay içinde ola-
cak diye zaman da belirttiniz.
Tanla- Evet böyle bir şey çıktı. Ben de bantlannı
aldım. Ama konuşmamın devammda "Bu bir parti
değüdir. bir siyasal harekettir, bu da birkaç ay için-
de mecrasma girer, sûreç içinde belirlenir, buraya
herkes anonim ve kotektif katkısını koyacaktır. Ama
bunu parti gibi görmek yanJışür" ifadesi de o ko-
nuşmada devam ediyor. O maksadı aşmış biryorum-
dur.
- Türk-İş bir süre önce siyasi parti kuracağmı ka-
muoyuna açıklamıştı. Parti kurma düşünceanden
vaz mı geçtiler?
Tanla- Türk-tş ya da diğer sendikalarla aramızda
bu tür bir konuşma geçmedi. Hiçbir zaman parti te-
lafruz edilmedi.
- Peki, soMa güçbirliğini ya da bütünleşmeyi sağ-
lamak için sendikalar ve diğer srvil toplum örgütle-
ri partikr üzerinde bir baskı grubu olabilecek güç-
temi?
Tanla-Evet, bence sendikalar ve sivil toplum ör-
gütleri yeterince baskı grubu olabilecek güçte ve
oluyorlar da. Çünkü demokrasinin sahibi onlar. De-
mokrasi onlar için var.
- Solda güçbirliği için CHP içinden sianle temas
kuran ya da destekleyen milletvekiieri var mı?
Tanla- Bu konuda CHP'den hiç kimseyle oturop
konuşmadık. Temas şu anda yok. Ancak birtakım
açıklamalardan onlann da böyle bir bütünleşmeyi
istediğini samyorum. Çünkü bu halkın isteği. Sola
gönül verenler bizim güçbirliği yapıp iktidara gel-
memizi istiyorlar. Buna karşı davranmak mümkün
değil. Herkes bunu istiyor. Bunun metodunu tartış-
maya açıp açmamanın eşiğindeyiz.
- CHP'den size davet gekü mi?
Tanla- Daha ben bağımsız değilim. DSP'nin bir
üyesiyim. Aynca davet de gelmedi. Türk kamuoyu
parti değıştiren milletvekillerine menfaat karşıhğı
değiştirmiştir gözüyie bakıyor. Parti değiştirmek
bana çok etik gelmiyor. Bu soruyu niye sorduğunu-
zu da anlamadım.
- Şundan dolayı sordum: Çünkü siz, başka parti-
ye transfer olmak için partinizden istifa etmiyorsu-
nuz. Siz partinizden atıhyorsunuz. TBMM'de ba-
§ımsız miletvekillerinin de kamuoyunasesini duyur-
ması çok zor. O nedenle ola ki başka bir partiye geç-
meyi düşünmüş olabilirsiniz.
İanla- Böyle bir şey söz konusu değil. Ne teklif
geldi ne de böyle bir şey düşündüm.
- Nasıl belirleyici oünaz. B6y1e bir parti olabilir mi? '
O partinin milletvekilleri \e örgütleri birbirlerinin
varuğuıdan habersiz. Parti örgütünde oiuşturulan
politikalar parlamentoya ve kamuoyuna nasıl
yansıyacak?
Tanla-Olmayacağı açık zaten. Olmadığı da açık.
Ama burada kabahat kimın derken ben de suçlu
olabilırim. Bu ışın yanlış olduğu ve böyle olmaması
gerektiğı açık. Kabahat kimde sorusunu yanıtlarken
olabildiğince adil olmaya çalışıyorum.
- Solun birieşmesi önündeki engel, Ecevit'in dedigi
gibi ideolojik farklılık mı? Bu ideolojik farklılık
sadece demokratik sol ve sosyal demokrat
tanınundan mı kay naklamyor? Vbksa bunlar yapay
nedenler mi? Sizin görüşünüz ne?
Tanla- Bir kere ben solun birieşmesi konusunu
bütünleşmesi diye anlıyorum. Solun birieşmesi
gerçekten zor olabilir. Zamanlaması şu anda
olmayabılır ve şu andakı mevcut partılenn mevcut
yapılan içinde mümkün de olmayabılır. Bunu
anlayışla ve doğalhkla karşılamak mümkündür.
Ama bugüne kadar geçmışte olan birtakım kişilerin
kışılerle olan ılışkılen. geçmişleri, bunu
reddetmelerini mümkün kılabilir. Fakat bütün
bunlar, bütünleşme ve güçbirliği yapmak veya
bırlikte davranabilmenin engelleri olamaz.
Dolayısıyla büieşme dediğimiz zaman ortaya çıkan
engelleri. mevcut birtakım problemleri, bütünleşme
ve güçbirliği şemsiyesi altında aşmak mümkündür.
Biz, parti olarak aynı görüşte olmadığımız, hatta
farkh görüşte ve CHP'den bize daha uzak partilerle
koalisyona hazır olduğumuzu ifade ediyoruz. Hatta
seçim işbirliği sözcükleri dahi zaman zaman
telaffuz ettik. Ama bu arada birbirine iki yakın
partinin, sizin ifadenizle halkın farkhlığı
algılayamadığı ve algılamak istemediği veya
birlikte olmasını arzuladığı CHP-DSP güçbirliğini
bile konuşamıyor. Bu iki partiyi güçbırliğinden
alıkoyacak davranışlar, halka ve halkm isteğine
karşı yapılan davranışlardır. Sosyal demokrat
seçmenler ve sosyal demokrasiye umudunu
bağlamış seçmenler. bu tür davramşlardan ve
açıklamalardan son derece rahatsız ve tepkilidirler.
- Bugün her iki sosyal demokrat partinin merkez
sağ partilerden pobtik söylerröerde ve
uy gulamalarda ciddi bir farkları var mı? Ya da
varsa farklarun yeterince ortaya koyabiliyorlar mı?
Tanla- Buna bir teorik bazda bir de seçmen bazında
bakmak lazım. Teorik bazda farklılıklan var. Ama
iktidara geldiklerinde yapacaklan ve vaat ettikleri
ile uygulamalan arasında bir farklılığın olmadığını
görüyoruz. Işte bugünlere gelmemizin en temel
nedeni de budur. Türkiye'yi sağ partiler bu hale
getirmıştir. Bızler böy le davrandığımız müddetçe,
sağ partilerin Türkiye"de cirit atması, at oynatması
ve Türkiye'yi bu hale getirmesi kaçınılmazdır.
Onlar yüzde 50'lerde, 60'larda anlaşırken, bizim iki
sol partinin yüzde 90'larda anlaşmalanna rağmen
birbirlenne düşman kardeşler gibı bakması
Türkiye'yi bu duruma getiriyor.
- Büyük bir olasılıkla DSP'den ihraç edileceksiniz.
Bundan sonra polhikaya devam edecek misiniz?
Edcekseniz nasıl ve nerede devam edeceksiniz?
Tanla- Gelecek «eçirrJ.Te kadar özgür bir
milletvekili olaak solun bütünleşmesi ve güçbirliği
yaparak 'ckrar İKtidara gelmesi için bütün çabamı
s
-1
'f c j - vç>im. Sola gönül veren halkın istekleri
doğınliısunda pırlamentoda siyasi etkinliklerde
bulunmaya çalışacağım. Ben bundan sonraki
seçimlere Türkiye'nm bu siyasi partı
kompozisyonu ve bu liderlerle gireceğini
sanmıyorum. Dolayısıyla bu soruyu mevcut
tablonun değişeceğine inandığım için cevapsız
bırakacaâım.
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Ecel Kapıya Dayanmış...
llhan Selçuk'un "Ecel" yazısını okudunuz:
Nefisti!
Ecel geldi cihane
Baş ağrısı bahane
Böyle derler, ama gene yetmez, başka deyimler
de vardır. Eceli gelen...
Nurettin Artam, Ulus'un köşe yazarıydı. Ikinci
sayfanın ortasında "Yankılar" başlığıylayazardı. Li-
seden hocamdı. Senli benliydik. Karpiç'in öğle ra-
kılarında, akşam masalanndayanınaoturabilirdim.
Yuvariak masaya oturmak, üstatların masasında
olmak ayrı bir ayncalık.
Birgün Ulus'taki odasına geldim, üstat yazmıyor,
desen çiziyordu. Böyle incelikleri vardı.
"Bu ne?" dedim, deseni gösterdi:
"Barem" dedi.
O yıllarda memurların maaşı için bir barem vardı.
"bBarem aşağı, barem yukan..." herkesin dilinde
dolanır, dururdu. Biz Barem'i yasa sanırdık, meğer
adammış. Hoca da onun resmini çiziyormuş.
O yıllarda memurlar maaşlannı barem'e göre alı-
yorlar, barem'e göre yükseliyorlar, her şeyin başın-
da barem geliyordu. Bu barem belkı şimdi de var-
dı.
Zam dediklerı, kaşıkla verip kepçeyle aldıkları
buydu. "Aylar geçiyor sen bana hâlâ geleceksin."
"Bu ne oluyor?"
"O da bümez tükenmez şarkı."
•
Hapishaneler konusu açıldı mı Tansu Çiller'i (fe-
na halde Leman gibi) fena halde sıkıştınyorlar. Ha-
pishane deyince her biri 3 bin haneli bir kasabaya
benzıyor. Dur deyince durmaz, git deyince gitmez.
Çarşısı var, pazan var, tüneli var, bir ucundan ka-
zınca öteki ucundan çıkarsın. Bakan filan da taktı-
ğı yok. 3 bin haneli bir kasabanın isyanı da kendi-
ne göre.
Hapishaneler dolar, sonra kolay kolay boşalmaz.
Cep telefonlan vardır, diledikleriyle konuşurlar. Her
şeyden haber alırlar.
Burada dikkatli durun!
Hapishane işkence demektir.
Tansu Çiller hapishaneleri gezerken açımlama
yapmışlar, işkencelerin türlerini saymışlar:
"Filistin askısı, çarmıha germe, manyetik telefo-
na bağlama, soğuksoyu sokma, tuzlu suda tutma,
copla dövme, cinsel organlara taciz, yakınlannın
yanında çıplak gezdirme, elektnk venrıe, boynuna
kum torbası asma, gözleri bağlı gezdirme, başına
su damlatma, uykusuz bırakma, tek ayak üstünde
durdurma, pis yerleri, koridor ve tuvalet temizlet-
me, yan belıne kadar soğuk suda tutma, elektnk
tutmanın türiü çeşitlerini tutma."
Çiller'e işkencenin çeşitlerini gösteriyorlar. Şeffaf
karakollar açıkta. Bundan böyle işkence yok, yalan
makinesi kullanılacak. Karakollarda işkence aletle-
rine rastlanmayacak, bulunursa büyük cezalar var.
Tansu Çiller'e bunlan göstermenin anlamı ne di-
ye soracak olursanız, anlamı şudur: Dışişleri Baka-
nı ve dışanyla en çok teması olan yetkili. j
- . Popçulara, kendini bikr>eauvbiri "SidikU" deyjn- j
ce kıyamet koptu. Sanatçıya sidikli denir miymiş? '
Bu Atatürkçülüğe karşı olmaktır. Atatürk, "Her şey
olursunuz, ama sanatçı olamazsınız" demedi mi?
Atatürkçülük...
Nerde?..
Bunlar nerde!..
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAl*
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ K.öy evi ya da
köy görünrüsü ve-
ren... Dervış sela-
mı. 2/ Smır nişa-
nı... Tarlayı süre- 3
rekdinlenmeye bı-
rakma. 3/ Kökle-
rinden safranı an-
dıran boyalı bir
madde çıkan lan,
yapraklan sivri
uçlu, çıçekleri san
renkte bir bitki. 4/ 8
Anayurdu Ameri- g
ka olup son yıllar-
da yurdumuzda da yetiştı-
rilmeye başlanmış bir cins
ceviz ağacı. 5/Bir şeyin te-
melini oluşturan... "Bir de
— şişesinde balık olsam"
(Orhan Veli). 6/ Kuzey 4
Amerika Kızılderililerinin
ınandıklan doğaüstü güç...
Müstahkem yer. 7/ Hay-
vanlara vurulan damga... 7
Büyük pılıç. 8/Mekke'nin
doğusunda, hacılann arife
günü toplandıklan tepe. 9/
iyi terbiye edilmemiş vahşi bınek hayvanı... Kuyruksoku-
mu kemiği.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
V Eskıden "günlük" türüne verilen ad. 2/Yapay reçine ver-
niği ve tutkalı üretiminde kullarulan billursu toz... Gerçek-
te yen olmayıp zıhinde tasarlanan. 3/ Ekmegi koymaya ya-
rayandörtgözlüsandık... Eski Mısır'dagüneştannsı.4/Ko-
yunlarda ve danalarda görülen tehlıkeli bir hastalık. 5/ Nâ-
am Hikmet'in bir oyunu... "Vurgun" anlamında argo söz-
cük. # Saplı tencere. 7/lneğinerkekyavTusu... Iskambil-
de koz. 8/Genellikle üstü kapalı pazar yen... Bir bilgiyi gös-
teren simgeler sistemi. 9/Akıl... Istavnt balığının küçüğü.
HASŞA ASLIYE HUKUK
HÂKJMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1996<88
Davacı Abdullah Klhya vekıh Av M Bülent Neci tarafin-
dan da\ alılar Murtaza Trabzon, Abdülkadır Trabzon. Mustafa
kızı 1976 D.'lu Afife Trabzon ve 1949 D "lu Afife Trabzon
aleyhıne açılan sebepsız zenginleşmeden dolayı alacak davası-
nm >apılan açık duruşması yukanda yazılı bulunan davalılar ad-
lanna çıkanlan tebhgatlar PTT manfetıyle yapılamayıp yapı-
lan adres araştıımalanndan da sonuç almamadığından davalı-
lara ılanen tebligat yapılmasına karar \erilmış olmakla.
Davalılar Afife Trabzon, Abdülkadir Trabzon, Murtaza Trab-
zon ve Afife Trabzon'un Hassa Adlıyesinde 6.5.1997 günü sa-
at 9.00'da yapılaeak olan duruşmadâ hazır bulunmalan, bu da-
va ıle ilgili olarak ibraz etmek istedıkleri delıllerini duruşma gü-
nüne kadar dosyaya göndenneleri, duruşmaya gelmedikleri
veya bir vekil tkrafindan temsil edilmedikleri takdirde yar-
gılamaya yokJuklannda devam edılecegi ve karar verileceği
hususu ılanen tebliğ olunuı.
Basm: 12122
Siliviri Basınkent 1 'de satılık yazlık.
TelO 556 69 35
Galatasaray Üniversitesi'nden almış olduğum
pasomu kaybettim. Hükümsüzdür.
MEHMET DENİZ AL TINTAŞLI
Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür.
NECDETAKÇAY