23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
.29 MART 1997 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Istanbul Edime Çanakkale Kocaelı izmır Manısa Aydın Denızli PB PB PB PB A A A A 14 16 14 12 16 15 18 14 Sinop PB 9 Adana 16 Zonguldak PB 9 Antalya Samsun Trabzon Giresun Ankara Konya Eskışehır , Sıvas PB Y PB PB PB PB PB 10 9 10 6 6 6 2 Mersın 14 Diyarbakır Y Siirt Hakkâri Vün 15 Kars K 0 Doğu Karadeniz ıle Güneydoğu Anado- lu'nun doğusu karla kanşık yağmurlu, Doğu Anadolu'nun doğusu kar yağışlı. dığer yerler az bulırt- lu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı bıraz artacak. Rüzgâr ku- zey ve batı yönler- den hafif. ara sıra or- ta kuvvette esecek. Londra Paris Roma Berlin Amsterdam Madrid Sofya Brüksel PB B B Y Y PB B -< 10 12 20 10 9 22 16 9 Budapeşte Y 14 Münih Atina Müano Oslo Helsinkı Stockholm Belgrad Vıyana Bonn b Y B K K PB Y Y 20 20 0 -2 0 18 14 12 Y 10 Moskova K Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflıs Kahıre B Y Y Y Y Y Y 20 8 14 14 10 10 21 Şam 15 Açık Pa'çalı butuiiu i &sl, Bulutlu ı Yağmurfu Kart Stılükar . Gok gufultulu G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştaraft 1. Sayfada "Allah bir" dediğine inanmayanlar, Şaibe'den art arda gelen açıklamalan ozenle izliyorlar. Var- dıkiarı sonuç: Şaibe Hanım, görünürde kesintisiz 8 yıla şapka çıkarıyor; ancak, ayrıntıya girmıyor, uy- gulamanın nasıl olacağına asla değinmiyor. Eğıtime takkeli havası vermeye çaba gösteren Bakan Sağlam Mehmet de benzeri yörüngede. Kamuoyunu uyutmaya yönelen manevralar yapı- yor. "Kesintisiz kavramı uygulanacak mı" sorusu- nu hayret dolu bakışlaria "Elbette, elbette" dıye yanıtlıyor. - Oysa. Şaibe ile Mehmet'in, kesintisiz temel eğı- time geçileceğini irdeleyen sözlerinin altından "ça- panoğlu çıkması" olasılığı giderek yoğunlaşıyor. Evet, takkelilerin ızini süren Şaibe ıle Mehmet, "kesintisiz 8yıla" görünürde onay vermesine ve- riyorlar. Amma velakın, yaygın söylentılere göre, bugün ayrı bir statüde olan Kuran kurslarını "fe- meleğitimle bütünleştirecek planı" MGK'den ge- çirmeyi öngörüyorlar. Bu öngörüş gerçekleşırse Kuran kursu öğren- cileri günde bir iki saat normal dersler görecek, an- cak çoğu zamanlarında "Arapça Kuran okuyarak eğitilecekler". Bugün yüz bın Kuran kursu öğrencısi varsa, .Mehmet'le Şaibe sayesinde sayıları mılyonlara ;yükselecek. * Temel eğitimin MGK'den geçen biçimiyle uygu- lanmamasını sağlayacak bu denli uğraşlann ne- deni çok basit: Şaibe Hanım yeni formüllerle RP'nin Türkiye'ye kök salmasından kaygı duymayı aklına bıle getir- miyor. Tek derdı, tek sorunu REFAHYOL'un çök- memesi, Temmuz 98'de Başbakanlık koltuğuna kapağı atması! Uzlaşmaya gel Takkeli; elbette Şaibe'nin iktıdar hastalığını her pürüzlü konuda koz olarak kullanıyor. Seçimlik Ku- ran ve Arapça derslerini bütün okullara yayma gi- rışimi ile yetinmiyor artık. Şaibe ile Mehmet'i kul- lanarak Kuran kurslarını "temel egitimin bir par- çası"na dönüştürmeyi düşlüyor. Sonraları daha ne gibi ödünler isteyecek, elbet- te bugünden kestirmek olanaksız. Ülkeyi karanlık kafanın ellerine teslim etmeye yardımcı olacağı kuşkusuz böylesi girişimleri kimi yazarlar çizerler, "uzlaşmacı bir tutum" diye nite- leyip destekliyorlar. "Temel eğitim kesintisiz olu- yorama" diye başlıyorlar söze ve "Mehmet'inpla- n/n/n "olası ana çizgilerini açıklıyorlar: "Ama.. imam-hatip ile meslek ve Anadolu lise- ''le"rtfıin" l Özblliğini bfûŞtüran dersler 'seçimlik ders' haline getıriliyor." Böylece, imam-hatipler, yan kurumları, Kuran • kurslarıyla "yaygınlaşıyor". Oysa sorun meslek ya da Anadolu liselerindeki yabancı dil dersleri değil. Sorun doğrudan daha da yaygınlaşacak imam- hatiplerin aldığı siyasal nitelik. RP'ye gerici bir dev- let kurulmasında hizmet verecek "mücahit yetiş- tirmeyi" engellemek! Planın ayrıntıları, destek veren yazarlara bakılır- sa Mehmet Bey'in hazırtattığı ve övünerek söz et- •tiği dosyalarda bulunuyor. Okulları siyasetten arındırmaya çabaladığımız sırada, eğitim alanlarına din kisvesi altında RP'yi yerleştirmeye dönük planlar, ne yazık ki, bir koltuk ' uğruna sahneye sürülüyor. "Krizin rejim bunalımına dönüşmemesi"ne ça- -re arayan ya da çözüm adı altında yeni planları destekleyenler, başta Şaibe Hanım ile Takkeli'nin hükümetten çekip gitmesinden -nedense- hiç söz etmiyor, tek satır yazmıyorlar. Yoksa yazdırmıyorlar mı? Walesa'dan laildilv dersi .HAYRİYE MENGÜÇ Sosyalıst sistemin ilk ba- ğımsız sendıkasını kuran. Po- lonya'nın çok partili hayata .geçmesinde ciddi katkılan ,olan eski Polonya Cumhuri- ^yetı Devlet Başkanı Lech VValesa, Geleceğin Dünyası -Stratejik Araştırmalar Vak- • fi'nın düzenlediği toplantı 'için geldiği Türkıye'de siya- silere mesaj verdi. Devletin yapı olarak laik olması gerektiğini belirten VValesa. "Bir devletin kanat- lan ahında çeşitii mezhep ve dinlerdabiür, amadevlet hiç- bir mezhebin tarafını tuta- maz. Devletin laik olmaması •farklıhklan kışkırtır. Bu da çatışma demcktir. Devlet, ka- natlan altındaki dinlcre ve mezbeplere karşı nötr olma- hdır" diye konuştu. Komünizmi deviren Po- lonya hareketinin başmda bu- lunan Walesa, dünyada yeni güç merkezlerinin oluştuğu- nu belirterek Türkiye'nin bu güç merkezlerinden biri olan Avrupa Birliği'nde (AB) yer almasının kaçınılmaz ve şart olduğunu ifade etti. VValesa. bu konuda şunlan söyledi: "Avrupa istekli olsun veya olmasın, dünyanın içinde bu- lunduğu süreç bunu gerekti- riyor. Tek bir kıta oluşturma- lıyız, başka bir seçeneğuniz yok. Ekonomik. ekolojik ve çeşitii konularda bir biriik oiuşturuyoruz. Kalkmmamız ve gelişmemiz aynı olmalı. Böyleolmadığı takdirde hept- miz mağdur oluyoruz. Kü- çük politikacılar, küçük ÇH karlar ve parti oyunlanyia or- tahğı kanştimorlar. Oysa ha- yatimız yapıcı olmalı. Siyasi hayaön fonksiyonlan engel- lennıemeli. Şu ana kadar si- yasetçiler yardım etmek yeri- ne bizi engellediler. Ben bunu herkese söylü\orum. Bu ne- denle bazılan beni sevmiyor." Saader ileri ahnacak • Baştarafı 1. Sayfada ti'nde başlıyor. Saatler gece .01 OO'de bir saat ileri alına- v cak. Yaz saati uygulaması 26 Ekim 1997 Pazar günü- ne kadar sürecek. Enerji veTabii Kaynaklar Bakanlığı yetkilileri, bu uy- gulamadan tahmini 480 mil- yon kilovatsaat tasamıf bek- lediklerıni ve bu tasarrufun cari fiyatlarla parasal değe- rinın 3.7 trilyon Iirayı bula- cağını söylediler. 30 Mart ile 26 Ekim 1996 tarihleri arasındaki yaz saati uygula- masında, parasal değeri 3 tnlyon lırayı bulan 440 mil- yon kilovatsaat enerji tasar- rufu sağlanmıştı. DYP'den Erbakaıra restANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) "yapünm" uyanlı kararla- nna karşı Başbakan Necmettin Er- bakan'ın gerginliği tırmandırma- sıyla hükümette başlayan bunalım restleşmeye dönüştü. Koalisyonun dağılma sürecine girdiği görüşünü dile getiren bakanlann sayısı artar- ken kabınenin DYP kanadından Başbakan Erbakan'a karşı "Hodri meydan" sesleri yükseldi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalun Erez. katildı- ğı bir toplantıda. "Hodri meydan, gelsinler uygulatnıasınlar" diyerek kürsüye vururken DYP Genel Baş- kan Yardımcısı Hasan EkincL ko- alisyon ortağinı "anlamsız hareket etmekle" suçlayarak "MGKkarar- lan bakanlan bağlar, bal gibide bağ- lar" dedi. DYP içinde Genel Başkan, Baş- bakan Yardımcısı Tansu Çiller'e karşın koalisyona muhalif hareket başlatan mılletvekilleri "REFAH- YOL karşra" çemberi genişletirken partı yöneticileri de Başbakan Erba- kan'a meydan okudular. DYP'de ağtrlığı olan isimlerden Genel Baş- kan Yardımcısı Necmettin Cevhe- ri"nin ardından, Aydın Milletvekili Nahit Menteşe de hükümetten çe- kilme istemini içeren açıklamalarda bulundu. DYP'nin MGK kararlan konusunda "basiretli" bir tutum iz- lemesi gerektiğini kaydeden Mente- şe, "Erbakan, rejimin selametini dfi- şünmeli" diye konuştu. Başbakan Erbakan'ın gerilimi tırmandıran açıklamalannın temehnde grubun- daki rahatsızlığın yattığına işaret e- den Menteşe. kararların uygulan- masını Erbakan'ın "ahlakivecibesi'' diye nitelendirdi. RP ortaklı hükü- metle "işin zor olduğunu" vurgula- yan Menteşe, Çiller'in. kararların uygulanması konusunda Erbakan'ı ikna etmeye çalıştığına dikkat çek- tı. 'Muhalif kanat hareketli' RP ile iktidarortaklığına karşı o!- duklannı çeşitii zeminlerde dile ge- tiren DYP'li muhalifler, hükümetin bozulması için sayısal çoğunlukla- nnı arttırmaya çalışıyorlar. "DYP içinde kalarak mücadele" strateji- sını benimseyen muhalifler, durum degerlendirmesı yaptıklan yemekl- toplantılann sayısını arttırdılar. Mu- halif kanattan Ankara Milletvekili Ünal Erkan. hükümetin bitmesin- den yana oiduğunu kaydederek "15 kişiyi buiursak hükümeti bozanzr dedi. Hükümetin düşürülmesi için ge- rekli sayının kendisinin istifasıyla tamamlanması durumunda hiç çe- kinmeden gerekeni yapacağını kay- deden Erkan, "Bir şey söylersin dümdüz gidersen. Ben de hükümet- le ilgili söyledim. Dümdüz gidiyo- nım" dedi. Tek başına istifa etme- sinin kamuoyu nezdinde de bir an- lam taşımayacağını savunan Erkan, "Bakanlığun döneminde istifamı verdim, bundan dolayı da pişman değilim. Ancak. bir günlük kahra- manlıktır. Buna gerek yok. Partide kalıp mücadete etmek en dogrusu" diye konuştu. Er?urum Milletveki- li Zeki Ertugay da MGK'den ciddi kararlarçıktığını dile gerirerek şun- lan söyledi: "Bunun adına ister muhtıra, ister uyarı. isterseniz yap- tınm deyin. bunlar önemli kararlar- dır. Bunlan sıradanmış gibi göstere- mezsiniz, küçümseyemezsiniz." Hükümetin devamının giderek zorlaştığına dikkat çeken Ertugay, "Bu sorun bitse başka pürüz çıkar. Sürekli pürüz çıkacağı anlaşıkb" de- di. 'Hodri meydan' Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez, TOBB"nin Çankın 'da gerçek- leştirdiği Orta Anadolu bölge top- lantısında. Başbakan Erbakan'ın al- tında imzası bulunan MGK kararla- nna sahip çıkması gerektiğini söy- leyerek "Konuşulacak bir şey varsa bunun MGK'de konuşulması gere- kirdi. Türkiye'nin gündemini bu ka- dar meşguJ etmeve haklan yoktur" dedi. Erez, "D\T olarak \İGK ka- rarlannın uygulanması konusunda hükümeti bozma pahasuıa kesin ka- rarlıyız. Uygulatmayacak olanlar varsa da hodri meydan,gelsinler uy- gulatmasınlar" diyerek kürsüye vurdu. Sıyasette sadece milletin ve- kili olduğunu, liderlerin tabiyeti al- tına girmedığini söyleyen Erez, Başbakan Erbakan'ın doğrudan ve- ya kurmaylan aracılıgıyla MGK ka- rarlanna karşı çıkışını kastederek şunlan söyledi: "Açıkhkla bir keredaha ifade edi- yorum: DYP bu hükümetin ortağı olduğu sürece MGK kararlan ay- nen uygulanacaktır. Bunu uygulat- mayacak olanlar da varsa hodri meydan, gelsin uygulatmasınlar. Bunlar neden uygulanacaktır? MGK'den çıktığı için değil. Bizim Refah'la koalis>r on protokolünün bi- rinci maddesi, cumhurryetin temel il- keleri Atatürk ilke ve inkılaplann- dan taviz verilmeyeceğini kapsıyor. Bundan dolayı u\gulanacaktır. MGK kararlannın uygulanması ko- nusunda kimsenin bir endişesi olma- sın." DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekincı de dün düzenlediği basın toplantısında, hükümet ortağı RP'yı yurttaşlan strese sokmakla suçladı. MGK'nın anayasal bir ku- ruluş olduğunu, buradan çıkan ka- rarlann durup dururken alınmadığı- nı kaydeden Ekincı, "Laik cumhu- riyet ve demokratik rejimin altuun ovulduguna dair bulgu ve belgeler bulunduğu için imza altına alındı. Bu kararlar hükümeti de. bakanlan da bağlar. Henı de bal gibi bağlar" dedi. Oğretmene büyük destek • Baştarafı 1. Sayfada derslere türbanla girmelerini engellediği gerekçesiyle o- kul müdürü Mustafa Güven tarafından tartaklanan Emel Bilici olayına Içişleri Bakan- lığı da el koydu. Içişleri Ba- kanı Meral Akşener dün Kır- şehir Valiliğ1'n?faks Çeker* olayın aynntılannı istedi. Tartaklandıktan sonra 46 hap içerek intihara teşebbüs eden ve ölümden dönen Emel Bi- lici. dün Kırşehir Cumhun- yet Sa\ cılığı'na giderek okul müdüründen şikâyetçi oldu. 15 günlük rapor alan Bili- cı'nin evi ziyaretçi akınına uğradı. Evi çiçek bahçesine dönen genç oğretmene des- tek vermek için emekli öğ- retmenler ve demokratik kit- le örgütlerince dün okul önünde gerçekleştirilmek is- tenen protesto gösterisi ve si- yah çelenk eylemine valilik- çe izin verilmedi. Bu arada CHP Genel Sek- reter Yardımcısı Eşref Erdem tarafından görevlendirilen CHP Çorum Milletvekili AK Haydar Şahin ve CHP Parti Meclisi üyesi Coşknn Gö- kalp düH |fcıiehlfe%eTelfk" incelemelerde bulundular. Parti binasında toplanan ka- labalık bir grupla birlikte ba- sm toplantısı düzenle>en Şa- hin ve Gökalp, Emel Bili- ci'ye yapılan şeriatçı saldın- nın 8 yıllık temel eğitim tar- tışmalannm olduğu birdöne- me rastlamasının tesadüf ol- madığını söylediler. Şahin ve Gökalp, daha sonra Kırşehir Valısi Selahattin Başar'ı zi- yaret ederek, duyduklan ra- hatsızlığı dile getirdıler ve okul müdürünün görevden alınmasını, türbanlı öğret- menlerle ilgili yasalann gere- ğinin yapılmasını istediler. Banş Partisi MYK üyesi Nuran Hazırbaş ve Kadın Bi- limi sorumlusu Menşure Ka- radeniz de dün olayı incele- mek üzere Kırşehir'e geldi. Emel BilicTyievinde ziyaretL flftRûît yanında olduklannı bildiren Hazırbaş ve Karadeniz şöyle dediler "Dini sKasallasüran, siya- seti din eksenine oturtan ge- rici akım özelh'kle, ilerici öğ- retmen, aydın ve çağdaş in- sanlar üzerinde baskılannı yoğunlaşbrmaktadır. Laik ve demokratik tutumuy la ken- disini ölüme kadar götürme- yi göze alan Emel öğretmenin mücadelesinin yanuıdayızT Demokrasi ve Banş Parti- si Genel Başkan Yardımcısı Kazını Kıhç da Emel Bili- ci'ye yapılan çirkin saldınyı şiddetle kınadtklannı belirt- ti. HADEP 11 Başkanı Eşref Odabaşı, şeriatçı saldınlann arttığına dikkat çekerek, Kır- şehir'de son dönemlerde yo- ğunlaşan türban tartışmalan- nıır"REFArrYOLİktıdannın ' sistemli uygulamalan oldu- ğunu, parti olarak tüm saldı- n ve baskılara karşı mücade- le etmeye karariı oldukJanm söyledi. Eğitim-Sen ve Tanm-Sen yöneticileri de Emel Biii- ci'yegeçmiş olsun ziyaretin- de bulunarak haklı mücade- lesinı desteklediklerinı bil- dirdiler. Eğitim-Sen Şube Başkanı Haydar Baraa ileri- ci, aydın öğretmenlere yapı- lan saldınlann amacına ula- şamayacağını; ögretmenlerin mesleki ve özlük haklanmn yanı sıra çağdaş. bılimsel eğitim ıçın verdikleri müca- delenin mutlaka başanya ulaşacağını belirtti. Kırşehir'de bulunan çeşit- ii sendika. parti ve demokra- tik kitle örgütleri yaptıklan açıklamalarda Emel Bili- ' ct^ni^ "yartftdsrblduklânflr bıldırdıler. Istanbul Kadın Kuruluşla- n Birliği de Bilici'ye destek vererek, olaya tepki göster- mek ısteyen örgütleri engel- leyen Kırşehir Valisi'ni ısti- faya çağırdı. Emel Bılici'nin babası Na- zun Bilici. kızını intihara sü- rükleyen çirkin saldınmn so- rumlulan cezalandınlıncaya kadar olayın takipçisi olacak- lannı söyledi. Bilici. okul müdürü Mus- tafa Güven'in, kızının nişan- lısıyla sorunlan yüzünden in- tihar ettığine ilişkin açıkla- masının ıftira olduğunu söy- ledi Diyarbakır Dicle'de öğretmen olarak askerlik gö- revini yapan Emel Bilici'nin nişanlısı Salim Aktaş da dün Nazım Bilici'yi arayarak ni- şanlısıyla kesinlikle bir prob- lemi olmadığını ve çok iyi anlaştıklannı kaydederek so- rumlulann cezalandınlması- nı istedi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY H Baştarafı 1. Sayfada Sanırım "amip" buna en uygun canlılardan biri... Erbakan'ın neyi nasıl çarpıttığını anlamak için Hoca'dan anlayan birinin rehberliği gerekiyor. "Düşûk çaplaryasası" gereği, Erbakan'ın bu po- litikası doğal olarak Çiller'in mantığıyla bire bir ör- tüşüyor. MGK kararlannın altına imza atan Hoca, ardın- dan tutturdu: "Ödün vermemi isteyemezsiniz..." Hoca eğer, sekiz yıllık eğitimden tutun da laikNk karşıtı hareketlerın önlenmesi için atılacak adımla- ra, "ödün" gözüyle bakıyorsa bunun hangi anlam- lar taşıdığını alt alta koyalım: - Ben, eğitimdeki dinselleşmeyi, siyasetin din- selleşmesi için kullanıyorum. - Ben, laıklik karşıtı hareketlerin arkasındayım. - Ben, yürürlükteki yasalann uygulanmasını iste- miyorum. Bir Başbakan Köşk'te. "Paşam, ne güzel buyur- dunuz, ruhumu doyurdunuz" diyor. Partinin millet- vekillerinı karşısına alıp "hodri meydan" çekiyor... Erbakan bu ekseni etrafında dönüşleri sürdürür- ken "uydulan" da boş durmuyor... Uydular, "Öyle desek de böyle desek de her şey bize uydu" de- yip tabana selam veriyor, "Bizım ilkeler sizinkilere ne güzel uydu" deyip ortağa selam veriyor... Hoca, tabanına söylemek ıstediklerıni Oğuzhan Asiltürk le Salih Kapusuz a söyletiyor. Sözümo- na çok düriistmüş gibi hareket edıyorlar ama... Etik- çı mi tetikçi mi olduklan belli değil... RP'nin yerel yönetimler bayramında konuşan Konya Beledıye Başkanı Halil Ürün'ün şu sözünün altını çizmek gerekir: "Genel başkanımız neyin altına imza atarsa biz deatanz..." Bunun Türkçesi şudur: "Sayın genel başkanım, biz amacımızı biliyoruz, nereye varmak ıstediğimizi biliyoruz. Ne yaparsa- nızyapın arkanızdayız..." Ürün'ün sözlerinin doğal olarak demokrasiyle hıçbir ilgisi yok. Bunun adı olsa olsa parti içi "ku- lokrasi" olur... Rejim sağlıklı gitmiş, sağlıksız gitmış takkesinde olmayan bir parti... Hatta tam tersine, "Kriz çıkar- sa lehimize olur. Krizde mağduru oynar, kehzleri av- lanz" düşüncesinde bir parti... Nalbant mı akıl mı? Yazının başında RP'yi amipe benzetmiştik... Bu canlıyı biraz tanıtalım. Tatlı su ve göllerin dibinde çürümüş bitkilerin ara- sında yaşamayı seviyorlar. En belirgin özellikleri "yalancıayak" denilen ve hareket etmelerini sağla- Amıplerin bu hareketı, hayvanların yer değiştir- me hareketinin en ilkel biçimi olarak kabul ediliyor. Çevre koşullannı elverişsiz bulduklarında etrafların- da hemen bir kist oluşturuyorlar. Çevre koşulları el- verişlı hale geldiğinde, kisti yırtıp yeniden ortaya çı- kıyorlar... işte böyle bir partiyle karşı karşıyayız. Bu türsap- tamalardan sonra hemen şu soru geliyor: - Peki ne yapmalıyız? Yazıyı bir fıkra ile noktalayalım... Ülkenin birinde atlar nalbanttan çok çekiyoı muş. Nal çakarken ayakları kanıyormuş. Tann'ya gidip yalvarmışlar: - Tannm, bizi bu nalbanttan kurtar. Canını a/... Tanrı, dileği kabul etmiş. Nalbant sizlere ömür... Işe bu kez nalbantın oğlu koyulmuş. O daha ace- mi olduğu için... Durum daha berbat. Atlarda gidiş rahvan, ayaklar kan revan... Yine Tanrı'ya: - Oğlunun da canını al... Odatamam... Ama ertesi gün nalbantlığa, işi hiç ama hiç bil- meyen biri başlamış... Ayaklar felaket... Atlar yine toplanmışlar. Ne yapsak ne etsek? Sonunda şu kararı almışlar: - Artık Tann'ya gidip onun canını al, bunun ca- nını al demeyelim. Bize akıl versin... Sadece bunu isteyelim... Egeli işadamları 8 yıllık eğitimden yana HER ÇARŞAMBA. BUTUN BİR HAFTA. İZMİR / tSTAJNBUL (Cumhuriyet) - 8 yıllık ke- sintisiz temel egitimin uy- gulanması konusunda çe- şitii kesimleristemlerini di- le getiriyor. Ege Bölgesı Sanayi Odası Yönetim Ku- rulu Başkanı Atıl Akkan, MGK'nin 8 yıl kesintisiz temel eğitim konusunda ıs- rarlı olduğunu belirtti. Ak- kan. hükümetin 8 yıllık ke- sintisiz temel eğitim siste- mıni uygulaması gerektiği- ni söyledi. tstanbul Kadın Kuruluş- lan Birliğı'nden yapılan açıklamada. kesintisiz te- mel eğitim konusunda ya- ratıimaya çalışılan kavram karmaşasının ülke açısın- dan yarardan çok zarar ge- tıreceği belirtildi. Ege Bölgesi Sanayi Oda- sı Yönetim Kurulu Başka- nı Akkan. yaptığı açıkla- mada, "Hükümet bunu uy- gulamazsa sivil toplum örgütleri "Niye uygulamı- yorsun' diye sorar. Bunu so- ran shil toplum örgütleri- nin başmda biz geliriz" de- di. 8 yıllık egitimin yaşama geçirilmemesı durumunda bunun genış kitlelenn katı- lacağı toplu bir tepkiye dö- nüşebıleceğini de belirten Akkan, uygulamanın, bu aşamada getirdıği sıkıntı- larla beraber kaçınılmaz olacağını bıldirdi. Çağdaş Yaşamı Destek- leme Derneği Izmir Şube Başkanı Asuman Boyacıgil- ler. Istanbul. Ankara. İzmir ve diğer illerde 8 yıllık zo- runlu eğitimle ilgili bugün aynı anda çeşitii etkinlikler yapılacağını anımsattı. Bo- yacıgiller, 8 yıllık kesintisiz eğitimi isteyenlenn imza- layacaklan metinlerin Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan. Başba- kan Yardımcısı. Milli Eği- tim ile Savunma bakanlan- na da fakslanacağmı bildir- di. Istanbul Kadın Kuruluş- lan Birliği adına dün bir ya- zılı açıklama yapan Necla Arat 8 yıllık zorunlu ve ke- sintisiz temel eğitim konu- sunda yaratılmaya çalışılan kavram karmaşasının ülke açısından yarardan çok za- rar getireceği ve yeni bir bölünme yöntemi olarak kullanılacağını belirtti. Arat. olayın, bir eğitim sorunu olmaktan çıkarılıp siyasallaşmış dinin aracı kılınmasını. siyaset aracılı- ğı ıle din bezirgânlığı ya- pılmasını şiddetle kınadık- lannı söyledi. Istanbul Kadın Kuruluş- lan Birliği "nin ortak açıkJa- masında, "Dinveinançeği- tüninin temel eğitim içine, giderek okul öncesine en- tegre edilme girişimini çir- kin, yaıüış ve tehlikeli bir manevra olarak değerlen- diriv or; Arapça ve Kuranı- kerim derslerinin bütün okullanmızda yaygınlaştı- nlması planınuı, RABI- TA'nın uluslararası strateji- leri içinde bulunduğunu ki- mi gafil parti liderierine anınısaOyoruz. Bizler bu ülkenin kadın- lan, anneleri, yan nüfusu oluşruran yurttaşlan ola- rak çocuklarunızın ve ülke- mizin geleceğini anti-de- mokratik, dayarmacı ve ' çağdışı bir eğitim anlayışına teslim etmemeye karariıyız. Tüm sağduyulu yurttaşlar gibi çağdaş insandan, öz- gürlüklerden ve demokra- siden ödün vermeyecek zo- runlu, kesintisiz temel egiti- min ülkenin bütün çocukla- nnı ve bölgelerini kapsaya- cak biçimde ivedi olarak uy- gulamaya sokutmasını talep edivoruz" denıldi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle