14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MART 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Doğu Holding'e W satacak • DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın 1535-1543 yıllan arasında Diyarbakır'dan develerin sırtında 'damacanalarla' Istanbul'a kadar taşıdığı öne sürülen Karacadağ"ın ünlii ve şifalı Hamravat Suyu, 450 yıl sonra Doğu Holding tarafından şişelenerek bütün dünyaya dağıtılacak. İTO'nun sahibi olduğu Doğu Holding ve Diyarbakır Su ve Kanalizasyon Işleri Genel Müdürlüğü'nün ortakJaşa gerçeldeştireceği Hamravat Suyu şişeleme projesi, yaklaşık 1 trilyon 600 milyar liraya mal olacak. POAŞ'ın lojmanları • A.NKARA (ANKA) - Kamuya ait lojmanlann satışına Petrol Ofısi de katıldı. Petrol Ofisi'nm Ankara'nın lüks semtlerinden Çankaya Or- An Sitesı'ndeki 25 lojmanı satışa çıkanldı. Aynı sitede yer alan ve lojman olarak kullanılan daireler için 4 milyar lıra ile 7 milyar lira arasında değer bıçildi. Buna göre 25 lojmanın tümü için 153 milyar 500 milyon lira tahmini bedel öngörüldü. Yap-işlerte iptal davasma devam • ANKARA (AA) - Yap- işlet-devret modeliyle gerçekleştırilecek projelere alınan köprü krediler için finansör kuruluşlara Hazine garantisi verilebilmesini öngören \ e bu tûr projeleri gerçekleştirecek sermaye şirketlerine önemli avantajlar sağlayan 4180 sayılı yasanın iptali istemiyle açılan dava sürüvor. Yüksek mahkeme, "Bazı hızmetlenn yap-ışlet- devret modeli çerçevesinde yaptınlması hakkındaki 3996 sayılı yasada değişiklık yapan 4180 sayılı yasanın iptali ve yürütmenın durdurulması istemiyle DSP Milletvekili Mümtaz Soysal ve 112 milletvekili tarafından açılan davayı görüşmeye -devamettı. -<'• Rekabette halya'yı geçtik • CENEVRE (AA) - Küresel düzeyde rekabette geçen sene. ABD birinci sıradaki yerini korurken 46 ülke arasında Türkiye. sanayileşmış yedi Batılı ülkenin oluşturduğu G-7 ûyesi Italya'nın hemen önünde yer alarak 34. oldu. Merkezi Isvıçre'nin Lozan kentinde olan Kalkınma Yönetimi için Uluslararası Enstitüsü tarafından geleneksel olarak her yıl yayımrarıan 600 safyalık "Dünya Rekabet Yıllığı" isimli araştırmanın ön sonuçlan açıklandı. Dünyada rekabet sıralamasında Singapur, ABD'nin ardından ikinci konumunu korurken üçüncü sırada Hong Kong yer aldı. OECD'de özelleştirme rekoru • İSTANBUL (AA) - Ekonomik lşbirligi ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) üyesı ülkelenn geçen yılki özelleştirmelerden elde edilen gelir, 68.5 miyar dolarla rekor kırdı. OECD'nin. mali piyasa trendlerinin değerlendirildigi "Financial Market Trends" araştırma sonuçlanna göre OECD ülkelerinde özelleştirme gelıri, bir öncekj yılla karşılaştınldığmda 1994'te vüzde 13.99azalırken 1995'teyüzde 23.69. 1996'da 'yüzde 31.22 arttı. Tarım ürünlepine ihracat iadesi • ANKARA (AA) - Türkiye, GATT Tanm Anlaşması çerçevesinde, tanmsal ürünlerin ıhracatında uygulanacak ihracat ıadesine ilişkin uygulama esaslannı belirledi. Yayımlanan tebliğ ile tanmsal ürünlerin ihracatına verilen ihracat iadesi yardımlannın AT Ortak Yatınm Politikası'na uyumunu kolaylaştırmak üzere. yurtiçı fiyat. dünya fiyatı, üretım-tûketim dengesi ve ithalatta uygulanan koruma oranlan dikkate alınarak ve dönemsel olarak uygulanması ile ilgili esaslar belirlendi. Uzun süre sonra toplanan Ekonomik ve Sosyal Konsey, hükümeti eleştiri yağmuruna tuttu 'Sııni gündem yaratılıyor'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Necmettin Er- bakan başkanlığında uzun bir ara- dan sonra toplanan Ekonomik ve Sosyal Konsey'de (ESK), sendi- ka ve meslek örgütü temsilcileri, hükümeti eleştiri yağmuruna tut- tu. Erbakan'ın Milli Güvenlik Ku- nılu (MGK) kararlannın ardın- dan rejim karşıtı konuşmalan ve uygulamalan nedeniyle gerginlik yarattığını belirten temsilcilerin, hükümetin suni gündem yaratma- ması ve 8 yıllık zorunlu eğitimin uygulanması gerektiği görüşünü dile getirdikleri öğrenildi. Kon- sey üyelerinin, hükümetin döviz- le emeklilik, bedelsiz ithalat po- lıtikası ve konseyin devlet ağırlık- lı oluşturulmasını da eleştirdikle- ri belirtildi. ESK'nin önceki gün yapılan toplantısında. konseyin sendika ve meslek örgütlerini temsil eden kanadı, hükümete sert eleştıriler yönelttiler. Erbakan'ın toplantı- da suni gündemler nedeniyle iyı gelişmeler sağlanamadığını ve ekonomik konsey toplantısının geciktigini belirterek, ekonomi- nin iyiye gittiğini savunduğu öğ- renildi. Erbakan ve Başbakan Yardım- cısı Tansu Çiiler'den sonra söz alan sendika ve meslek örgütü temsilcilerinin, hükümetin suni gündem yaratmaması ve 8 yıllık zorunlu eğitimin gerektiği görü- ŞÜDÜ dıle getirdikJeri belirtildi. Toplantıda. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Başkanı Derviş Gün- day'ın, hükümet ortaklannın ik- tıdar olmadan önceki vaatlerini anımsatarak sözlerinde durma- dıklannı belirten sert bir konuş- mayaptığı öğrenildi. Türk-lş Ge- nel Başkanı Bayram Meral'in, • ESK'nin önceki gün yapılan toplantısında, konseyin sendika ve meslek örgütlerini temsil eden kanadı, hükümete sert eleştiriler yönelttiler. özelleştirme uygulamalannın ran- tiyeye yönelik yapıldığını ve istih- dâmı daralttığını belirttiği; Türki- ye Işveren Sendikalan Konfede- rasyonu (TlSK) Genel Başkanı Refîk Baydur. yatınm ve istihda- mın desteklenmesinı, vergi indi- rimi sağlanmasını ısterken, özel- leştirmede özel imtiyazlarla te- keller yaratıldığına dilckat çekti- ği öğrenildi. 'Gerginlik yarahlıyor' Toplantıda konuşan Bankalar Bırliği Yönetım Kurulu Başkanı Ünal Korukçu ile Türkiye thra- catçılar Meclisi (TİM) Başkanı Okan Oğuz ve TOBB Başkanı Fuat Miras"ın, hükümetin, erken seçim mesajı veren uygulamala- nru efeştirdikleri öğrenildi. Memur ve emekli aylıklanna yapılan ek zammın. destekleme alım fiyatla- nndaki artışlann bütçe üzennde- ki yükünü \e enflasyonu arttıncı etki yaratacağını dile getiren iş çevrelerinin, uluslararası piyasa- lardaki güven kaybma ve dış kre- di bulmakta zorlanıldığına dikkat çektikleri bildirildi. İş çevrelerinin, Erbakan'ın, 8 yıllık eğitim, MGK kararlannın uygulanması konusundaki anı çı- kışlan ve rejim karşıtı mesajlan- nın yarattığı gerginlikten etkilen- diklerini vurguladıkJan, siyasi or- tamda görülen istikrarsızlığın re- jim değişikJiği beklentisi yarattı- ğını, geleceğin görülemeyecek bir boyuta getirildiğini söyledikleri kaydedildi. Görüşmeler sırasında uluslararası piyasalann özellikle siyasi istikrarsızlık ve rejimin de- ğişeceği yönündeki beklentiler nedeniyle Türkiye'yle çalışmayı dondurduklanna dikkat çekildiği öğrenildi. TOBB Başkanı Miras'ın, Gü- neydoğu ve Doğu Anadolu bölge- lerine verilecek yatınm teşvikle- rinin il ve ilçeler düzeyinde kont- rol edilmesini gündeme getirdiği de belirtildi. Sendika ve meslek örgütü tem- silcilerinin, toplantıda, enflasyo- nun aşağı çekilmesi, yeni istih- dam alanlan yaratılması, yatınm- cı fırmalann destekJenmesi. kayıt dışı ekonominin kayıt altına alın- masına ilişkin önerilerde bulun- duklan belirtildi. Üye sayılannın 2'ye çıkanl- ması üzerine konseye katılmama karanndan vazgeçen Türk-lş Ge- nel Başkanı Meral, dün Türk Me- tal Sendikası'nın eğitim semine- rinin açılışında yaptığı konuşma- da. " Ekonomik ve Sosyal Kon- sey toplantısı yararlı oldu. Ülke- nin sorunlarını nasıl daha aza indiririz, demokratik parlamen- ter sisteme nasıl sahip çıkarız. orada onları konuştuk. Hükü- mctten ve siyasi partilerden bu- nu istiyoruz" dedı. Hak-Iş Genel Başkaru Salim Uslu da, Tokat Milletvekili Ahmet Fevzi İneeözbaşkanlığındakı RP milletvekillerini kabulünde, "Eko- njnıik ve Sosyal Konsey, yaşa- nan gerginlikîeri gidermek için Türk siyasetine örnek teşkil et- melidir. Sonınlarının çözüm ye- rinin partamento olduğunu be- lirtiyoruz" diye konuştu. Uslu, Türkiye'nin en önemli temel so- runlannın üretim, istihdam ve ih- racat olduğu konusunda görüş bir- liğine vanldığını söyledi. Toplantıyaalınmayan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Resul Akay, dün düzenlediği basın top- lantısında, REFAHYOL hüküme- tinin kamu calışanlannı "köle ve kapıkulu" olarak görme anlayı- şının sürdüğünü belirterek. "Eko- nomik ve Sosyal KonseyMn ala- cağı kararlar tartışılır kararlar olacaktır" dedi. Türkiye Işçi Emeklileri Cemi- yeti Genel Başkanı Ethem Ezgü. Başbakan Erbakan ve Başbakan Yardımcı Çiller'e bir mektup gön- dererek, konsey üyeliğinden çıkanlmalanna tepki gösterdi. Bisküvi fabrikalannın üretim için ithal ettikleri süttozu kaçak sütte kullanılıyor Kaçak sütte 'bisküvici' gölgesi • Bisküvi firmalannın ihracat teşviklerinden yararlanarak üretimde kullanmak üzere yurtdışından gümrüksüz olarak ithal ettiği süttozunun, kaçak süt üreticilerine el altından satıldığı iddia ediliyor. NURTEN YALÇIN Piyasadaki kaçak sütün yaygınlaşmasından Refah "a y3kınlX1,, bisküvi fabrikalan sorumlu tutuluyor. Bisküvi firmalannın ihracat teşviklerinden yararlanarak üretimde kullanmak üzere yurtdışından gümrüksüz olarak ithal ettiği süttozunun, kaçak süt üreticilerine el altından satıldığı iddia ediliyor. Son dönemde kaçak sütlerin yaygmlaştığını belirten yerli süttozu üretıcileri, bisküvi fabrikalannı rekabeti baltalamakla, hükümeti de kontrol işlevini yerine getirmemekle suçluyorlar. Sadece tstanbul'a başta Adapazan, Trakya ve Çatalca'dan olmak üzere güode 450 ton kapj sürü, 250 ton da tanker sütü geldiğini kaydeden süt ve süttozu üretıcileri, geçen yıllara göre kayıt dışı süt miktannda artış yaşandığını, bunun sebebinin de piyasaya el altından giren süttozu olduğunu vurguluyorlar. Yerli süttozunun kilosunun ortaiama olarak 500 bin lira olduğunu vurgulayan üreticiler, piyasada 300 bin liradan yoğurtçu ve sütçülere satılan süttozunun kaynağmın ihracat yapmak üzere sıfır gümrüJde getirilen süttozu olduğunu belirtiyorlar. Süt ve süttozu üreticileri "Zaranna süttozu satılmadığına göre, bunlar bisküvi firmalarının getirdiği ürünler. Devletin yurtdışından getirilen miktarların ne kadannın üretim ve ihracat amaçlı kullanıldığını tespit ettnesi gerekiyor" diyorlar. Açık süt için satılıyor Yerli süttozu üreticilerinden Mamsan Gıda Sanayi AŞ Koordinatörü Metin Karabacak, büyük bisküvi firmalannın yıllardır getirdikleri süttozunun bir kısmını açık süt üreticilerine sattıklannı, ancak son yı1larda bu olayın daha ciddi boyutlara ulaştığmı ifade etti. Üretici firma olarak bu haksız rekabet ortamından olumsuz etkilendiklerini vurgulayan Karabacak "Yurtdışından gelen süttozu, Tarım Bakanlığı tarafından denctleniyor. Ancak sonrasında bu süttozunun bangi amaçla kullanıldığı denctlenmiyor" dedi. Büyük yatınmlar yapılarak kaliteli süttozu üretimi yapmak için çaba harcandığını belirten Pınar Süt AŞ Sanayi Ürünleri Satış Yöneticisi Melih Özkal, ihracat teşviklerinden yararlanarak getirilen süttozunun piyasada farklı amaçlı kullanılmasının rekabet kurallanna aykın olduğunu savundu Bu tarzda satılan süttozunu, Sağra, Marsa, Unılevergibi büyük fırmalann değil küçük işletmelelerin talep ettiğini ve bu durumun 1996 yılında en yüksek seviyeye ulaştığını belirtti. Memur emeklilerine işçi emeklilerinden çok zam verilmesi kayıplan arttırdı Emeklilerin uçıırumu büyüyor BANU SALıVfAN ANKARA - REFAHYOL hükümeti, 4 kişilik birailenin gıda harcaması tutannm bile altında aylık alan işçi emekJilerine, me- mur emeklilerinden de düşük ek zam ve- rerek, bu kesimin gelirleri arasındaki uçu- rumun genışlemesine yol açacak. 1991 yıJından beri yılhk enilasyon oranJannm altında arttınlarak reel alım gücü düşürü- len işçi emeklilerinin aylıklanna, REFAH- YOL hükümeti de, yüzde 10-20 arasında ek zam verileceğıni açıkJadı. Emekli-Sen Genel Başkanı Ibrahim Şahin, hüküme- tin emeklileri karşı karşıya getırmeye ça- lıştığmı belirterek, en düşük emekli aylı- ğınm asgari geçim standardı olan 62 milyon li- raya yükseltilmesini istedi. EmekJi aylıklan arasındaki farklılığın gıde- rilmesi için fntibak Yasası nın hazırlanması ko- nusunda henüz bir ilerleme sağlanamazken. REFAHYOL hükümetinin "ayrımcı ficretpo- litikası", maaşlar ve aylıklar arasındaki farkın artmasına neden oluyor. Türk-lş Araştırma Bü- rosu'ndan Enis Bağdadioğlu'nun yaptığı ça- lışma, Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur'dan alı- nan emekli aylıkJan arasındaki üçurumu orta- yakoydu. Devlet Planlama Teşkilatı 'nın değer- lendirmesi göz önünde bulundurularak yapılan araştırmaya göre, 1996 yılında 3. derecenın 1. kademesindeki bir memur emeklisi ortaiama 17 milyon 806 bin lira aylık ahrken; 6 bin 500 gösterge üzerinden bir işçi emeklisi 13 milyon 561 bin lira aylık alabildi. Araştırmada, 6. ba- Emekli aylıklarındaki gelişmeler TL£ , Yıllar 1991 1992 1993 1994 1995 1996 Emekli Sandığı 1.027.272 1.776.000 2.9O0.250 4.652.250 8.062.750 17.806.000 SSK 788.812 1.326.887 2.104.834 3.387.804 6.251.300 13.561.000 BAĞ-KUR 222.888 550.771 884.276 1.431.383 2.731.116 7.786.618 Ortalama emekH aylıklannda, memur emek/tsı ıçın 3/1, ışçı emeklisi ıçm 6500 gösterge ve Bağ-Kur emeklısi ign 6 basamak esas aiınmıştır. samaktan bir Bağ-Kur emeklisine de, 1996 yı- hnda 7 milyon 786 bin lira aylık ödendiği be- lirtildi. Buna göre, 1991-1996 yıllan arasında işçi emeklilerinin aylıkJan. 1995 yılı dışında me- mur emekli aylıkJanndan daha az oranda arttı- nldı. Hükümetlerinücretpolitikalan nedeniy- le işçi emeklisi ile memur emeklisınin aylıkla- n arasındaki fark 1991 -1996 döneminde daha da yükseldi. 6 bin 500 göstergedeki bir işçi emeklisinin aylığı, 1993"te yıllık enflasyon yüz- de 71 oranında gerçekleşmesine karşın yüzde 58 oranında arttınhrken, 1994'de de yüzde 125'e çıkan yıllık enflasyona karşılık yalnızca yüzde 60 zam gördü. tşçi emekli aylıkJanna, yıl- lık enflasyonun yüzde 78 düzeyinde gerçek- leştiği 1995 yılında yüzde 84, yıllık enflasyo- nun yüzde 79 düzeyinde olduğu 1996 yılında da yüzde 116 oranında artış verilmesine kar- şın, geçmiş kayıplar giderilemedi. Türk- Iş'inaraştırmasındada, 1991 yılında 100 puan olarak alınan işçi emeklisi aylığmın, 1996 >ılında enflasyonun üzerinde artış ve- rilmesine rağmen ancak 83 puana yükse- lebildiği belirtildi. Memur emeklisi ay- lıklan da. 1991 yılında 100 puan olarak ahndığında, 1996 yılında 84'e gerilerken; ayru yıl yine 100 olarak kabul edilen Bağ- Kur emeklilerinin aylıklan da 1996 yılın- da 169'a yükseldi. Hükümet, bu yıhn başında göstergele- rini arttırarak >"üzde 30'luk artış verdiği iş- çi emeklilerinin aylıklannı. memur emek- lilerine verdiği yüzde 18-36 arasındaki ek zammın altında yükseltecek. En düşük iş- çi emeklisi aylığı, ocak ayında verilen yüzde 30'luk artışla 15 milyon liradan ancak 19 mil- yon liraya çıkarken; en yüksek emekli aylığı da 27 milyon liradan 32 milyon liraya ulaştı. Hü- kümetin, yüzde 10 ile yüzde 20 arasında ek ar- tış vereceğini açıklaması, emekliier arasında "az alana daha az, çok alana daha çok zam verileceği" kaygılanna neden oldu. DSP Grup Başkanvekili Hüsamettin Özkan da. işçi emeklilerine yapılacak, hükümetin iş- çi emeklilerinden alt kademedekilerin aylıkJa- nna yüzde 8.6, üst kademedekilerin aylıklan- na da yüzde 13.2 oranında artış öngördüğünü belirterek, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine venl- mesi düşünülen ortaiama yüzde 10'luk zammın bu yıhn ilk 2 ayında gerçekleşen yüzde 12'lik enflasyon oranının bile altında kaldığına dik- kat çeİcti. Cazi Ercel 'Merkez Bankası'nın bağımsızlığı önemli' Ekonomi Servisi - Mer- kez Bankası Başkanı Gazi Erçel, Hazine ile aralannda birsorun olmadığmı söyledi. Hazine'nin limit kullanması- nın bir cari hesaba benzedi- ğini ifade eden Erçel, bu he- saba Hazine'den geri ödeme- lerin de dahil olduğunu anım- sattı. Erçel, uluslararası de- recelendirme kuruluşlannm Merkez Bankası "nın bağım- sızlığına dikkat ettiğini vur- guladı. Türkiye'nin mevcut mali açıkları giderebilmesi için her şeyden önce kredibilite- sı yüksek. orta vadeli birprog- ram hazırlaması gerektiğını belirten Erçel, kredi olanak- lannm genişletilebilmesi için yapılması gerekenleri şu şe- İcilde sıraladı: "Vergi tabanının geniş- lerilmesi, KİT'lerdeki katı bütçe kısıtlamalannın uy- gulanmasının sağlanması, özelleştirmenin hızlandırıl- ması, büyük açıkları olan sosyal güvenlik ve emekli- lik sisteminde köklü re- formları getirilmesi." Vergi gelirlerinin GS- MH'ye oranla yüzde 3-4 art- tınlması gerektigini söyle- yen Erçel, haziran ayında 12 aylık enflasyonun yüzde 70 olarak gerçekleşmesinm tah- min edildiğini söyledi. İSO Başkanı Hüsamettin Kavi de, gelirden alınan yüz- de 39.8'lik verginin yüzde 26.5'ıni ödeyen çalışanlar üzerindeki çağdışı vergi yü- künün azaltılmasını isteye- rek "Ekonomik istikrar be- defi için ilk yapılacak iş, vergi reformudur" dedi. Işadamı Sakıp Sabancı da bankacılıktakı denetimin Ha- zine'den alınarak Merkez Bankası'na verilmesi gerek- tigini kaydetti. ÎŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Üçkâğıt Biz yaşamımızın her alanında açılan üçkâğıtlara alıştığımızı sanıyorduk. Hele de Çiller-Erbakan ikili- si ile bu konularda yarışılamıyacağını biliyorduk. Yi- ne de her gün bir yeni olayda açılan daha büyük ye- ni bir üçkâğıda şaşırmaktan kendimizi alamryoruz. 'Bu kadanna da pes" sözcüklerinin bir anlamı kalmadı. Kararlar alınırken ağzınızı açmayacaksınız, kertıen de olsa imzanızı atacaksınız, Bakanlar Kurulu'ndan tartışmadan geçirip onayiayacaksınız, "Uyum içinde- yiz, görüş birliği halindeyiz" deyip duracaksınız, son- ra da "Inanan taviz vermek mecburiyetinde değil, bi- lakis özürdilensin" diye, ipleri germek üzere yeniden üçkâğıt açacaksınız. Erbakan ve Refah kadrolarının cumhuriyetle, re- jimle çatışma halinde olduklan bilinmeyenlerdegil. Ama iktidar uğruna yapamayacaklan, giremeyecekleri kı- lık da olmadığı ortada. MGK kararlanna karşı çıkılma- yıp irnza atılması, Bakanlar Kurulu'ndan tartışmasız geçirilmesi, sonra da uygulanmasında kırk dereden su getirilmesi, iktidar ve çıkarlar uğruna bilinen tipik bir üçkâğıt açma. DYP destekli bu stratejiden beklenen, zaman ka- zanılması, iktidar nimetlerinden sonuna kadar yarar- lanılırken karartann becerilebildiği kadan ile uygula- masının uyutulması, rafa kaldınlması, en azından yu- muşatılması idi. Şaşırtıcı olanı, bunun üstüne geliştirilen, Erba- kan'dan partı tabanına kadar uzanan, Refah kadro- larınca muhalefette iken bile yapmadıklan kadar sal- dırgan, tahrikçi bir startejinin uygulamaya sokulmuş olması. Işin mantığına bakıhrsa iktidardaki ve karar- lann sorumlusu ve sahibi Refah, bu kararlara karşı mu- halefette yapması söz konusu olmayan bir sert sa- vaşı açmış, bir garip çelişkiye düşmüş gibi gözükü- yor. Biz bu iki oyunun bir paketin bütünü olduğunu, Refah kadrolannın MGK kararlannın ardından ilk tah- rikçi çıkışlan ile birtikte vurgulamaya çalıştık. Neden- se medya ikı olayı ayırma eğiliminde oldu; iktidar uğ- runa MGK kararlannı kabul eden yönetim ile taban- dan gelen tepkilerin çatışması olarak görmeyi yeğle- di. Refah Partisi içindeki katı disiplin bilinirken ilk sal- dırgan çıkışlar kişilere bağlandı. Birinci ağızlardan olanlar da iki taraflı sıkışmadan sıynlmaya çalışma- nın taktiği olarak görüldü. Tahrikler arka arkaya, dozu artarak devam edince, ancak yeni bir üçkâğıt açıldığı algılanmaya başlandı ve nasıl bir stratejinin ürünü olduğu yorumlanmaya çalışıldı. Erbakan ve Refah kadrolan iktidardan gitmeden ve de rejimle çatışan örgütlenmelerınden, ideolojilerin- den ödün vermeden, yola devam etmenın ikili üçkâ- ğıdını açmış bulunuyorlardı. Hem iktidar partisi hem de en sert radikal muhalefeti, parti eylemlerinı birlik- te uygulayarak rejim konusunda cumhuriyet tarihin- de yaşanmamış hızda bir kutuplaşmayı gündeme getirmiş oldular. Ellerindeki en büyük silah da parlamentodaki siya- si partilerin, Meclis'in bu iktidan düşürecek bir for- mülde buluşamamalan. İkinci büyük koz toplumda büyük bir değişim ya- şanmasına, tepki oluşmasına karşın, parlamento dı- şı muhalefeti oluşturan başta sendikalar, bütün de^ mokratik örgütlenmelerin, parlamentoyu demokrasi çizgısinde hizaya sokacak dinamikte, niyette olma- maları. Doğru gibi görünen, ancak çok etkisiz çıkış- lan ile demokratik işlev sınavında sınıfta kalmalan. Üçüncü büyük koz ise ordunun cumhuriyet ilkele- rinde dayatmacı, kararlı çıkışına karşın çözümü dar- bede değil, demokratik çözümde araması. Bu nok- tada Erbakan ve Refah, kendilerinden çok rejimle kumar oynamaktalar. İpleri gererek, askerleri köşe- ye sıkıştırarak, müdahaleye zorluyorlar. Kutuplaşma, gerginlik büyütüldükçe, sonunda çözümler parla- mento içinden üretilse de demokratik olma şansı azalıyor. Şeriat ve radikal Islamın her koşulda ka- zançlı çıkacağı hesaplanıyor. Şimdı 8 yıllık zorunlu eğitim gibi çok önemli, ama aslında en kolay uygulanabilır olması gereken karar- da gelinen noktaya şöyle bir bakın. 8 yıllık zorunlu eği- tim bir bütün içinde Meclis'ten geçirilebilse bile bu- nun asker dayatması ile ve resmi ideolojinin, insan gelişimine aykın uygulaması gibi damgalanması söz konusu. Refah öyle güzel oynadı ve aydınlar sivil toplum ör- gütlenmeleri ile birlikte öylesine çuvaJladılar ki asıl akjl, kişilik gelişmesine aykın şeriatçı militan beyin yara- tan eğitim özgürleşme, seçenek gibi yutturuldu. Eğitim sistemimizin tümü ile ucuz siyaset ve çağ- daş reformlardan geçirilmemesi, akıl almaz yetersiz- likler nedenı ile ezberci, yönlendinmesiz, savunulamaz oluşu elbette çok büyük birsorun. 8 yıl ile birlikte, öğ- renciyi geliştirecek, yönlendirecek değişikliklerin zo- runluluğu tartışılmaz. Ama öğrencinın 8 yıllık zorun- lu eğitim içinde din bilgisi, Kuran ezberletme ile çe- şitlendirildiği, yönlendirildiği, özgürleştirıldiği hele de dünya standartlarına çıkarıldığı savı çok tehlikeli bir aldatmacadır. Dünya örneklerinde yönlendirrne, çeşitlendirme, seçenek yaratma, öğrencinin bilgi ve becerilerini ge- liştirme, özgür düşünme, yaratma yeteneklerini ge- liştirme, ezberciîikten uzaklaştırma yönlennde arayış- lardır. Din ve inanç eğitimi tamamen zorunlu eğitim kapsamı dışında, seçmeli dersler içinde ancak yer alır. imam yetiştirmek üzere, meslek okulu niteliğinde açılmış imam-hatip okullannı bu çerçevede dayatma- ya kalkışmak çirkin bir oyun ve yalandır. Bütün kavga kimlik ve kişilik kazanmamış genci, dogmatik, çağdışı idoloji kurbanı yapamamak, mili- tan yaratamamak kaygısındandır. Bu noktada özgürlüğü, çağdaş insanı savunan ka- faların, hele de ilgili örgütlenmelerin, kimileri kötü, ezberci bir eğitime karşı çıkmak, kimileri MGK karar- lannın sahibi ve bekçisi rolüne düşmemek, kimileri red- dettiklerini söyledikleri tektip devlet ideolojisini kına- mak.. adına sesiz kalmalannı anlamak, bağışlamak kolay değil. Bu reformdan geçirilmesi zorunlu, sa- vunulamayacak, kötü eğitim sistemimizin yetiştirece- ği yetersiz gençler ile bile şeriata militarize edilmiş kad- rolar arasında uçurum fark olacağını görmemek nasıl bir aymazlıktır bilemiyorum. Türk-Alman Isadamları toplantısı Almanya nükleer santrallara talip ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Devlet Ba- kanı Ufuk Söylemez ile Almanya Dışışleri Bakanı Klaus Kinkel başkanlı- ğında Türk-Alman işadam- lannın katıldığı toplantı- da, Türkiye'deki bazı büyük ihaleler ile Alman işadam- lannın sorunlan da tartı- şıldı. Kinkel, Alman işa-, damlannın Akkuyu Nükle- er Santralı ihalesi ve yeni uçak alımlanyla ilgilendi- ğini açıkladı. 23 işadamı. 2 milletvekili ve bir sendika temsilcisi ile Avnıpa Türk Isadamları Derneği (ATl- AD) eski başkanı Kcmal Şahin'in de bulunduğu Al- man heyetiyle yapılan top- lantıda, Türkiye ekonomi- si hakkında bilgi verildi, işbirliği yapılabilecek alan- lar görüşüldü. Toplantıya Türk tarafından. işadam- lannın yanı sıra Dış Tica- ret ve Hazine müsteşarlık- lan. Özelleştirme Idaresi Başkanhğı, Eximbank, Em- lakbank, Halk Bankası ve yetkilileri de katıldı. Devlet Bakanı üfuk Söylemez, toplantmın açı- lışında yaptığı konuşma- da, geçen yıl gümrük bir- liğine giren Türkiye'nin, bütün yükümlülüklerini bü- yük bir kararlılıkla yerine getirdiğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle