27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 MART 1997 PERŞEMBE htAt5H,tULlJ,ti Kurul, 31 marttaki toplantıda laik rejirrıi hedef alan şeriatçı tehditleri görüşecek MGK ırisanı beldeyecek Haraç alanlara suçüstü • BATMAN (Cumhuriyet) - Batman'ın Sason ilçesinde PKK örgütü adına para toplayan iki korucu suçüstü yakalandı. Sason ilçesine bağlı köylerde halka baskı yaparak para topladıklan öne sürülen Hüseyin Aydın ve Bahattin Aydın, güvenlik güçleri tarafindan bir süredir takibe alınmıştı. Köylülere sürekli baskı yaptığı öne sürülen iki korucu güvenlik güçleri tarafindan haraç alırken yakalandılar. Jandarmada ilk ifadeleri alınan korucular savcılıkta suçlannı ıtiraf etti. Batman Aslive Ceza Mahkemesi, iki korucuyu tutukladı. Mendil açma eylemi • ADANA (Cumtauriyet Bürosu) - Çukurova ÜniveTsitesı'deki bir grup öğrenci. harçlann arttınlmasını protesto amacıyla sembolik dilenme eylemini sürdürüyor. tki gün içerisinde bir milyon lirayı aşkın para toplayan öğrenciler "Parasız eğitım sağlanıncaya kadar eylemımizı sürdüreceğiz*' dediler. Polisin müdahale etmediği eylem her gün 12.30 ile 13.00 arasında gerçekleştiriliyor. Ogrenciler "harç'lık için mendil açıyor. TBMM'de tasarruf • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, bir genelge yayımlayarak. Meclis'te yeni kaynaklarla, eldeki mevcut imkânlann israfa meydan venlmeden daha verimli bir şekılde kullânılmasını istedi. Kalemli'nin ilgili birimlere gönderdiği genelgeye göre. Meclis'e acil ihtiyaçlann dışında hertıangi bir malzeme alınmayacak. Beşikçi'ye 4yıldaha— • ANKARA (Cnmfcuriyet) - Yargıtay. sosyolog Doç. İsmail Beşikçi hakkındakı 4 yıl 4 ay hapis, 333 milyon lira para cezası ile Yurt Yayınlan sahibi Ünsal Öztürk hakkındaki 26 ay hapis. 216 milyon 666 bin lira para cezasını onayladı. Yargıtay karannda, Beşikçi'nin temyiz istemi reddedilirken Öztürk'e temyiz yolu açık bırakıldı. Kumkapı cinayeti davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Kumkapı'da çıkan kavgadan sonra bir kişiyi öldürdüğü gerekçesiyle tstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi "nce iki kez 6 yıl 8 ay ağır hapis cezasına çarptınlan Zeynep Uludağ'ın fıılinın "kastı aşan adam öldürme" olduguna karar verdi. Genel kurul, "ağır tahrik" hükümlennin de uygulanmasıru ısteyerek, yerel mahkemenin direnme karannı bozdu. Buna göre Uludağ. genel kunılun karan kesin olduğu için en fazla 2 yıl 3 ay ağır hapis cezasına çarptınlabilecek. ANAP'tan önerge • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Aydın Mılletvekili Yüksel Yalova. Devlet Hava Meydanlan îşletmesi (DHMt) Genel Müdürlüğü'nce gerçekleştirilen bazı ihalelerde yapılan yolsuzluklar hakkında takibat izni vermeyerek görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu hakkında Meclis soruşturması açılmasmı istedi. Erbakan tazminat kazandı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 12. Asİiye Hukuk Mahkemesi, bir köşe yazısında Necmettin Erbakan'ın kişilik haklanna hakaret edildiği gerekçesiyle. Milliyet gazetesinin köşe yazan Şahin Alpay ile sorumlu müdürü Eren Güvener'ı 500 milyon lira tazminat ödemeve mahkûm etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK), 31 mart pa- zartesi günü yapacağı aylık olağan toplan- tıda laik rejimi hedef alan şeriatçı tehditle- ri de görüşebileceği, ancak önlemler konu- sundaki aynntılı değerlendirmeyi nisan ayı toplantısında yapmayı planladığı bildirildi. MGK Genel Sekreteri Orgeneral tlhan Kı- hç, uygulamaya ilışkin çalışmalar konu- sunda bakanlan doğrudan ziyaret ederek bilgi alırken Devlet Bakanı Nevzat Ercan, Kuran kurslan için yasal düzenleme hazır- landığını bildirdi. Kılıç, dün öğleden sonra eski Başbakan- lık binasına giderek Diyanet Işleri Başkan- lığı'ndan sorumlu Nevzat Ercan'la görüş- tü. Kılıç, yaklaşık yanm saat süren görüş- meden sonra Başbakanlık'tan aynlırken sa- • MGK Genel Sekreteri Kılıç, uygulamaya ilişkin çalışmalar konusunda Devlet Bakanı Ercan'ı ziyaret etti. Kılıç, ziyaretten sonra sadece Ercan'la konuştuğunu söyledi. Kılıç, daha sonra 8 yıllık temel eğitim konusunda çelişkili açıklamalar yapan Milli Eğitim Bakanı Sağlam'ı ziyaret etti. dece Ercan'la konuştuğunu söylemekle ye- tindi. Nevzat Ercan. görüşmenin ardından gazetecilerin sorulan üzerine, Kuran kurs- lan konusunda Diyanet, Milli Eğitim Ba- kanlığı ve Içişleri Bakanlığı'nın yetkili ol- duğunu, buna karşın eksik kalan konu var- sa herkesin üstüne düşeni yapması gerek- tiğini belırtti. Diyanet tşleri Başkanhğı'na bağlı kurslann denetlendigini, ancak tabe- la taşımayan bazı vakıf ya da kuruluşlann çalışmalannda sorun bulunduğunu söyle- di. Ercan. "Gayri resmi faaliyetler denetfe- nemiyorsa, yasal düzenlemeye ihtiyaç var- sa yapıhr. Yasal düzenlemeJerie ilgili çalış- malara devam ediyoruz" dedi. Kılıç. Nevzat Ercan'ın ardmdan, 8 yıllık temel eğitim konusunda çelişkili açıklama- lar yapan ve net bir model açıklamayan Milli Eğitim Bakanı Mehmet SağJam ı zi- yaret etti. Cumhurbaşkanı Sükyman DemireL 31 martta yapılacak MGK'nın birinci gündem maddesi olan 'ülkenin güvenliği' çerçeve- sinde köktendinci gelişmelerin de ele alı- nabileceğini söylemişti. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsma- il Hakkı Karadayı ve kuvvet komutanlan. 31 mart öncesi yaptıklan durum değerlen- dirmelerinde şu noktalann altını çizdiler - MGK anayasal bir kurulustur. Hükümet de bu kurulda temsil edilmektedir. Alınan kararlann masaya yatınlacağı yer MGK'dir. - Bu kararlann uygulanması için tarih vermek yapıcı olmaz. Ancak kararlardan ödün vermek de söz konusu olamaz. 31 marttaki toplantıda, son bir ay içinde, 28 şu- batta alınan kararlann hükümetçe ne ölçü- de ciddiye alındığı, kurul üyelerince değer- lendirilir. - 31 mart toplantısı durumun gözden ge- 'çirildiği bir zemin olacak. Kararlann net sonuçlan bir sonraki toplantıda masaya ya- tınlacak. Faili meçhul cinayetlerde yakınlarını yitirenler bir araya geldi Avııkat Turgut Kazan'ın çağnsıvla bir arava gelen faili meçhul saldınlarda yaşaınlannı yitirenlerin yakınlan, yetkililerden cinayetlerin na- sü önlenebileceği ve nedenleri hakkında açıklama beklediklerini sövlediler. (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTLJL) Aileler: Katiller yakalansın tstanbul Haber Servisi - "Faili meçhul"' sal- dınlarda \ aşamını yitıren yazar, bilim adamı, seriâıkacı, oğVetfrn üyesi, öğrenci. savcı ve ga- zetecilefin aileleri başta Cumhurbaşkanı ve TBMM olmak üzere tüm yetkili organlann, ci- nayetlerin nedeni ve nasıl önlenebileceği konu- sunda açıklama yapmalannı istedi. Eski Istanbul Barosu Başkanı avukat Turgut Kazan'ın çağnsıyla bir araya gelen Abdi İpek- çi, Onat Kutlar, Ûğur Mumcu, Muammer Ak- soy,CavitOrhan Tütengil, KemalTürkler, Bah- riye Üçok, Necdet Bulut Yasemin Cebenovan, Çetin Emeç, Ümit Kaftancıoğlu, Doğan Öz, Akın Özdemir, Sevinç Özgüner, Cemil Sön- mez'in aileleri, dün Martı Sanatevi'nde basın açıklaması yaptı. Toplantıya Cavit Orhan Tü- tengil'in kızı Deniz ile oğlu Kaya Tütengil., Ümit Kaftancıoğlu'nun kızı Pınar Kaftancıoğ- lu, Necdet Bulut'uneşi Nese Erdilek Bulut, Ya- semin Cebenoyan'ın annesi Tuncay, babası Hikmet ve ağabeyi Cfineyt Cebenoyan, Doğan Öz'ün eşi Sezen Öz. Onat Kutlar'ın eşi Filiz Kutlar, Sevinç Özgüner'ın kızlan Alev ve Işıl Ozgüner, kız kardeşi NarinçTanık. Abdi lpek- çi'nin eşi Sibel ile kızı Nükhet İpekçi katıldı. Toplantıya katılanlar adına basın bildirisini okuyan Sezen Öz, ülkemizde son 20 yılda çağ- das,, demokrat bir ülkenin katlanamayacağı ve kabul edemeyeceği sayıda faili meçhul cinayet işlendiğini belirtti. ^ Toplantıda söz alan Filiz Kutlar, eşinin ölü- "muyle iîgıli davanın sürdüğünü, ancaRgfllçek katillerin yargılanmadığını belirtti. Pınar Kaf- tancıoğlu "Cinayetlerin faillcrinin bulunma- masınuı ncdcnL faiUerin arannıanıası" derken Cüneyt Cebenoyan kız kardeşinın ölümüyle il- gili soruşturmanın gerektığince yapılmadığını savundu. Türkiye'nin 20 yıldır Susurluk'la ortaya çı- kan çetenin pisliği altında yaşadığına dikkat çeken Turgut Kazan, "Faflı meçhullerdegöster- melik, yüzeysel soruşturmalar \apihyor" dedi. 'Herkes hakaret davası açabilir' Yargıtay, her Türk yurttaşının, Atatürk'e hakaret niteliğindeki her söz ve davranış için tazminat davalan açabileceğine hükmetti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay. "her Türk yurttaşının, Atatürk ile anayasal bağlannsı bu- lunduğunu" bildirdi Yargıtay 4. Hukuk Dıresi'nin bu karany la Türk yurttaşlan, "Atatürk'e hakaret nite- Itğindeki her söz ve davranış için" tazminat davası açabilecek. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, söz konusu karannı, eski milletvekili Hasan Mezara ile ilgili açılan bir tazminat davasında verdi. Daire, Ankara 11. Asljye Hukuk Mahke- mesi'nin, "Llu ÖnderAtatürk'e ha- karet ettiğT gerekçesiyle eski Is- tanbul Milletvekili Mezarcı hakkın- da tazminat davası açan Bülent En- sari adlı yurttaşın talebinı reddeden karannı bozdu. Dairenin bozma gerekçesinde. şöyle denildi: "Anayasanın 176. maddesi gereğince başlangıç ktsmı anayasa metni kapsamındadır. Baş- langıç kısmının 3'üncü, Kfuncu ve îrinci paragraflan şöyledir: 'Ana- yasa, Türkiye Cumhuriyeti'nin ku- rucusu ölümsüz Önder ve eşsiz kah- raman Atatürk'ün belirlediği millet anlayışı ve O'nun inkılap ve ilkele- ri doğrultusunda anlaşılmakla, sö- züne, ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp. uy- gulanmak üzere Türk milleti tara- findan demokrasiye âşık Türk evlat- lannın vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.' Anayasa, bayrakta olduğu gibi Atatürk'ün Türkiye Cumhuriye- ti'ndeki yerini bdirkrniş. Türk e\- ladı ile bağlanüsını kurmuş, ona karşı görevlerini ise vatan ve millet sevgisini emanet etmiştir. Böylece anayasal bağlanüyla ve yukanda açıklanan nedenk davaa. Atatürk konusunda, aktif husumet ehliyeti- ne sahip olmaktadır. Öy leyse isteği incelenmelidir. Yerel mahkemece. bu düzenlenmiş ve doğrudan dava- cının kisilikhaklanna sakünnın var- lığı gözetilmeksizin davanın aktif hu- sumet yokluğu nedeniyk reddedU- nuş obnası bozmayı gerektirir." Mezarcı'nın hakareti Mezarcı, Atatürk'e suikast yap- maya teşebbüs edenlerin itibarlan- nın geriye verilmesini sağlamak üzere bazı milletvekilleriyle TBMM'ye verdiği önerge hakkın- da 24 Şubat 1994'te parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Atatürk'e "veled-i ana" diyerek ha- karet etmişti. Eski bir asker olan. Atatürk ilke ve devrimlerini savu- nan Dayanışma Demeği üyesi Bü- lent Ensari de Mezarcı aleyhine An- kara 11. Asliye Hukuk Mahkeme- si'nde manevi tazminat davası aç- mışlı. Mahkeme davayı daha önce. "Ensari ik Atatürk arasında nesep bağıbulunmadığı*"nı gerekçe gösie- rerek reddetmişti. Yargıtay'ın bozma karanndan sonra dava yeniden incelendi. -An- kara 11. Asliye Hukuk Mahkeme- si. Yargıtay'ın karan üzerine Ata- türk'e hakaret eden eski lstanbul Milletvekili Hasan Mezarcı'yı, Bü- lent Ensari'ye 2 milyon 500 bin li- ra tazminat ödemeye mahkûm etti. Mumcu cinayeti MÎT'ten yalanlama • Milli Istihbarat Teşkilatı Uğur Mumcu cinayeti konusunda yöneltilen iddialan yalanlayarak "Sorumsuz suçlamalann gereği yapılacak" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Istihbarat Teşkilatı (MtT), gazetemiz yazan UğurMumcu'nunöl- dürülmesiyle ilgili olarak müsteşarlığa yöneltilen "so- rumsuz ve yakısıksız" suçla- malar konusunda yasal yol- lara başvurulacağını açıkla- dı. PKK itirafçılan Murat tpek ve Murat Demir'in id- dialannın 19 Şubat 1997'de yalanlandığı vurgulanan açıklamada, şöyle denıldi- "24 Mart 1997 tarihli ba- zı gazetelerde, Uğur Mumcu cinayeti ile ilgili olarak, bah- sekonu PKK itirafçılannın ve Hanefi Avcı'nm açıkla- malanna dayandınlarak iş- lenen haberlerde, 'MİT Müsteşarlığı'nın bilgi ver- mediği', '^uskun, kaldıgı'. 'ilgisizliği" gibi hiçfoir daya- nağı olmayan görüşlere yer verilmiştir. Hatta Tüm ifa- deler cinayeti açıkça MlT'in işlediği yolunda bırleşiyor' değerlendirmesi dahi yapüa- rak, teşkilatunız sorumsuz ve vakısıksız bir suçlamamn muhatabı kılınmak isten- mistir. TBMM Uğur Mumcu Ci- nayetini Araştırma Komis- yonu'ndan takpedilen resmi açıklamalann teminini mü- teakip, asılsız iddialann sa- hipleri ve olaylan maksatlı şekilde yönlendirmek iste- yenler hakkında gerekii ya- sal yollara basvnrulacaktu". Bu arada, sorumluluk taşı- yan bazı görevlilerin, mak- satlı bilgi sızdırmalanna karşı dikkatli olunması ve bazı medya organlarımızm yönlendiıici, yanıhKi haber- lerin kullanımında hassas davranmalan gerekir. Bu, devlet kurumlan kadar ken- di güvenilirlik ve saygnıhk- lannın korunması bakımın- dan da önemlkür. MİT Müs- teşaıiığı, Türkiye Cumhuri- yeti Devteti'nin milli çıkaria- n doğrurtusundaki kanuni görevlerini, sorumluluk an- layışı içinde kararlılıkla sür- dürmeye devam edecektir. Bazı kişilerin gerçekleri çar- pıtma gayretleri, milli görev şuunımuzu ve çalışmalan- mızı etkOemevecektir.*' SIFIR NOKTASIf ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr DAKKA - Bangladeş'in en çok satan liberal gazetesi Itti- fak önceki gün yayımlanama- dı. 500 bin tirajlı gazeteye ge- len birtelefon ihban paniğe ne- den oldu ve çalışanlarla yöne- ticiler hızla binayı terk ettiler. Bir daha da binaya dönemedi- ler ve gazete baskıya gireme- di. Bir ülkenin en büyük gazete- sinin panik nedeniyle yayımla- namaması başka bir ülkede çok önemli haber sayılır. TV'ler gazeteler buna en önde yer ve- rirler. Peki Bangladeş'te ne ol- du dersiniz? Yalnızca Ittıfak grubunun ingilizce gazetesi The New Nation'da (Yeni Ulus) birinci sayfanın dibinde tek sü- tunluk haber değeri buluyor. ittifak gazetesinin başına ge- len aslında Afganistan'daki gündelık hayatın ve siyasi mü- cadelenin ne kadar sert oldu- ğunu göstermesı bakımından ilgi çekici. Bu ülkede öğrendi- ğimiz en çok kullantlan söz- 'HARTAL'ın Gölgesinde Siyaset cüklerden birisi "HARTAL". Hartal, siyasi ve ekonomik amaçlı gösterilere verilen ad. Yoksulluk ve siyasi çekişme, bu ülkede siyasi protestoyu da olağanüstü sert bir hale getiri- yor. Örneğin hartal başlayınca şehirde hayat duruyor. Sokağa dökülen göstericiler her şeyi yakıp yıkıyor. Geçen hafta Dakka'da bir hartal yaşanmış. Dakka'ya askeri koleje gelen bir Türk binbaşı, şaşkınlık için- de o gün yaşadıklarını anlattı. Türk Büyükelçiliği'nde bir görevlinin arabasını da bu ara- da yakmışlar. Binbaşı, Dak- ka'da toplu veya bireysel ula- şımın mümkün olmadığını söy- ledi. Taksi yok, otobüse bin- mek mümkün değil. Sokağa yaya çıkmak ise oldukça risk- li. Yalnızca özel otolarla, yoksul mahallelerinde de koruma ile dolaşmak gerekiyor. Yoksul mahalleleri tehlikeli de şehir merkezi güvenli mi? Kendi yaşadığımız bir deney çok çarpıcıydı. Önceki gece saat 21.30 sıralarında, şehrin merkezindeki Sohargaon Ote- li'nin çevresinde 3 gazeteci dolaşmaya teşebbüs ettik. He- nüz adımımızı otelin bahçesin- den dışarı attık ki, çevremize yaşlan 13-15 arası çocuklar ta- kıldılar. Birşeyleröneriyorlardı. Biz de yolumuza devam edi- yorduk. 50 metre kadar yürü- müştükki, bukezbirdetripor- tör peşimize takıldı. Enerji sı- kıntısı nedeniyle şehrin en işlek caddesinin tek tük sokak lam- baları da cılız cılız yanıyordu. Bir anlamda karanlıkta yürü- yorduk. Triportörcü bize şehir gezisi öneriyordu. Teşekkür edip yo- lumuza gitmek istesek de fay- dasızdı. Biraz daha yürüsek çevremizdeki kalabalık daha da artacaktı. Kendimi bir anda Hong Kong, Vietnam filmlerin- deki yoksul kalabalıklann ara- sında hissettim. Bir an korku- ya kapıldım. Geriye dönmek- ten başka çare kalmamıştı. Hızla otele geri döndük. Tam bahçe kapısından içeriye giri- yordum ki 7-8 yaşlarında bir kızçocuğu elimden tuttu. Göz- lerine baktım, çok güzeldi. Se- vinçli sevınçli gülümsüyordu. Yoksuldu, çaresizdi. Bu yoksul ve çaresiz küçük kızın kaderi acaba nasıl çizile- cekti. Kadın siyasetçilerin ön planda olduğu Bangladeş'te, kadınların özgürlük kavgası sürüyordu. Kazandıklan mev- zilerin bile ellerinden alınması tehdidi Bangladeşli kadınlar arasında tartışmalara neden oluyor. Sonuç olarak; Bangladeş, önce Ingiliz, ardından Hindis- tan ve 25 yıl önce de Pakistan egemenliğinden kurtuldu. Yüzlerce yıl Bangladeş halkı sömürgeci yönetimlerin baskı ve sömürüsü yüzünden kendi- negelemedi. Bangladeş, dün- yanın en yoksul ve perişan ül- kelerinden birisi. Şimdi Batılılar bu ülkeye ilgi gösteriyorlar. Batı'nın NGO'ları (hükümet dışı örgütler) Bangladeş'e yar- dım için harekete geçmiş du- rumdalar. Sivil örgütlerin biri gelip diğeri gidiyor. Yoksulluk sürüyor. Bangladeş'i izleyince bu ül- kenin siyasetçilerine gıpta et- memek mümkün değil. Bunca yoksulluğa rağmen, düşe kal- ka parlamenter rejimi sürdüre- biliyorlar. Bizonlardan 10 mis- li zengin olduğumuz halde, farklı bir siyasi manzaramız ol- duğu söylenemez. Bu tablo içinde Bangladeşli kadın politikacılar yine de olumlu bir ağırlık sayılabılir. PERŞEMBE ^ ORHAN BURSALI KÖPdüğüme Kılıç Darbesi 8 yıllık eğitim, güncel siyasette zurnanın zırt dediği yerdir. Bu sorun geçmişte hiçbir zaman çözülme aşa- masına bu kadar yaklaşmamıştı. Kaderin cilvesine bakın ki, 24 yıl sürüncemede bırakılan Türkiye'nin bu temel sorunlanndan biri- nin çözümü ve tüm çocuklarımıza gözlerini önce dünyanın gerçek bilgilerine açma şansı verilmesi, Refah Partisi iktidarı dönemine düştü! Çünkü Refah iktidara gelmeseydi, bir din dev- leti tehlikesi gündemin başına böyle ısrarla otur- tulmayacak ve bir 24 yıl daha bekleyebilecek- tik!... • • • Geçen 24 yılda iktidara kimler geldi, iktidardan kimler geçti. Demirel, Ecevrt, Özal, ordu, çeşitli ara hükü- metler, Yılmaz, Çiller, inönü, yine Demirel vb. 8 yıllık eğitim hep gündemde kalan ana konu- lardan biri oldu. Peki niçin 8 yıl yasası bir türlü çıkmadı? Belki sosyal demokratlar dışında bütün diğer partilerin, 8 yıllık eğitimin yasallaşmamasından bir çıkan, bir beklentisi vardı. 1980'in darbeci generalleri dahil. Onlar döneminde Kuran kurslan ve imam-hatip okullan büyük bir yükseliş yaşadı. Sosyal demokratlar da iktidarları döneminde sorunu çözecek ciddi girişimlerde bulunmadılar. Ve çocuklarımızın önemli bir kısmı, kimliklerini özgürce geliştirecekleri ve belirleyecekleri uzun bir eğitim şansını bir türlü yakalayamadı. Milli Eğitim şûraları mı toplanmadı, kararlar mı alınmadı, bakanlıklarda yasalar mı hazırianmadı, kamuoyuna açıklamalar mı yapılmadı... Merkez partilerin hiçbir sorunu çözme niyetin- de olmadığı görüldü. Ve kaybolan koskoca 24 yılla bugüne gelindi. Bu açıdan insanın, "lyi ki Refah iktidara^getdi de 8 yıllık eğitim gibi hayati bir konunun çözüme kavuşması olasılığı doğdu" diyesi geliyor! • • • Kader, tuttu Iskender'in kılıcını, 8 yıllık eğitime en çok karşı olan bir partinin, Refah Partisi ikti- dannın eline tutuşturdu! Şimdi bu kördüğüm bir kılıç darbesiyle çözüle- cek. Ister istemez çözülecek. Ya Refah iktidan bu düğümü çözecek. O çözmezse. arkasından kurulacak hükümet bu düğümü çözecek. Ama, Türkiye'nin bu konuda artık hiçbir uzlaş- maya tahammülü yok. Buna gerek de yok. Bugüne kadarki uzlaşmalarda kazançlı çıkan hep en geri ideolojiler, popülist politikalar oldu. Şimdi ilk kez Türkiye'nin kazançlı çıkma olasılı- ğı doğdu. Bucak'ın enistesinin iddiası 'Çetenia başı Ozer CiHer' ' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - TBMM Su- suriuk Komisyonu, çalışma- lannı tamamlayıp raporu yazım aşamasına getirdıği sırada sürpriz bir tanık daha ortaya çıktı. Şanlıurfa DYP Milletvekili Sedat Bucak'ın eniştesı olan ve Bucak aşı- retinden sonra Siverek'te en büyük aşiret sayılan Kırvar aşireti reisi Ahmet Kıran. Susurluk komisyonuna ifa- de vermek için dilekçe ver- di. TBMM'ye gelerek ko- misyon baskanhğına başvu- ran Kıran, "Susurhık komis- yonuna çağnkuğuTi takdir- de, elimdeki her türlü belge- yi ve bilgiyi vermeye hazı- nnT dedi İddialar Ahmet Kıran, Sedat Bu- cak'ın. son olaylardan son- ra yakm çevresine "Özer Cillerbeni harcadı" dediğı- ni aktardı ve "Bu da Özer Çiller ik Bucak'ın doğru- dan ilişkisi olduğunun kanı- adır. Niçin başkasının ismi- ni söylemiyor? Başkasının ismini vermiyor?" dıye ko- nuştu. Sedat Bucak'ın, kaza sonrası bildiklerini açıkla- madığını söyleyen Kıran, konuşmasını şöyle sürdür- dü: "Sedat Bucak, son olayla ilgili olarak somut bir şev söylemiyor. Diyor ki, 'Dört saatin 10 dakikasını hatırlı- yorum". Madem dört saati hanrlaTruyorsun, öylevse 10 dakikayı da haüriama. Se- dat Bucak'ın bu iste parma- ğı vardır. Ve bu işte parmağı olanlann en büyüğü de Ö - zer Çiller'dir. Ozer Çiller, mahkemede ifade verirse, netice belki orta>a çıkar. A- ma bunlar verdiktcn sonra, benim söyleroem sizin söjie- menizbir şev ifade etmiyor." Ahmet Kıran, Içışleri Baka- nı Meral Akşcner'in daha önce koruculardan toplanan Uzi marka silahlann koru- culara geri dağıtıldığını söy- lediğıni anımsatarak bunun tamamen yanlış olduğunu ıddia etti. Kıran, "Ben böl- geden yeni geüyorum. Silah- lann hiçbiri bize geri teslim edflmedi.Ve bu silahlann bir kısmının yine bize geri tes- lim edümeveceginiduydnk" dedi. Içişlen Bakanlığı'nın, ko- ruculardan toplanan silah- larla, gayri meşru şekilde dağıtılan Uzi marka silahla- nn eksiklıklerini tamamla- dığını öne süren Ahmet Kı- ran şöyle konuştu: "Şu anda bölgede kuDa- nıunakta olan l A marka si- lahlar İsrail'den geldi. Bu si- lahlar savümadan. Ibrahim Şahın tarafindan te&lim aun- dLVe bu silahlann bir kısmt- nın bölgede olduğunu inanı- yorum. Gayri meşru bir şe- kilde, bölgeye gelmiştir. Biz- den toplanan silahlann geri verilmeyişinin nedeni, kay- bolan silahlann yerini Ğo\- durmak amacındandır. Gayrimeşru bir şekilde,ver- dikleri silahlann >erini dol- durmakOr." Çakıcı Siverekte Sedat Bucak'ın teyzesi- nin kızı ile evli olan ve Si- verek'te yaşayan Ahmet Kı- ran, ülkücü mafya babası AlaattinÇakKi'nm bölgede serbestçe dolaştığını da id- dia etti. Kıran, "Alaattin Çakıcı. Haluk Kırcı ve Çat- lı buyazve geçen yazboyun- ca Siverek'te idiler. Ve giz- tenmiyonardı da. Yerei giy- siler içinde cirit abyoriardı. Alaattin ÇakKi'nın bundan iki üç av önce Hakkâri Özel HarekâtŞube Müdürü1 nün oğJunun sünnetinde kirvesi olduğu söyleniyor. Ancakşu anda nerede olduğunu bil- miyorum" dedi. Alaattin Çakıcı'nuı koru- masının olmadığını kayde- den Ahmet Kıran, "Ben Alaattin Çak»crnm,Urfa ve Siverek emnivet müdüriük- lerinden çoğu zaman çıktığı- m gördüm. Ara, Sedat Bu- cak ile birlikte, işbiriikleri içerisinde, işortakİıklan içe- risindeler'' dıye konuştu. Öte yandan Sedat Edip Bucak'ın yegenı Nazan Kı- ran dün ANAP'a katıldı. Ahmet Kıran'ın eşi Nazan Kıran, "Temiz toplum, te- miz siyaset ve dürüstlük Mesut Bey'in şahsında ANAP'tateşekkül ettiği için bu partiye katıldım" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle