Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 MART 1997 PERŞEMBE
htAt5H,tULlJ,ti
Kurul, 31 marttaki toplantıda laik rejirrıi hedef alan şeriatçı tehditleri görüşecek
MGK ırisanı beldeyecek
Haraç alanlara
suçüstü
• BATMAN (Cumhuriyet)
- Batman'ın Sason ilçesinde
PKK örgütü adına para
toplayan iki korucu suçüstü
yakalandı. Sason ilçesine
bağlı köylerde halka baskı
yaparak para topladıklan
öne sürülen Hüseyin Aydın
ve Bahattin Aydın, güvenlik
güçleri tarafindan bir
süredir takibe
alınmıştı. Köylülere
sürekli baskı yaptığı öne
sürülen iki korucu
güvenlik güçleri
tarafindan haraç alırken
yakalandılar. Jandarmada
ilk ifadeleri alınan
korucular savcılıkta
suçlannı ıtiraf etti. Batman
Aslive Ceza Mahkemesi, iki
korucuyu tutukladı.
Mendil açma
eylemi
• ADANA (Cumtauriyet
Bürosu) - Çukurova
ÜniveTsitesı'deki bir grup
öğrenci. harçlann
arttınlmasını protesto
amacıyla sembolik dilenme
eylemini sürdürüyor. tki
gün içerisinde bir milyon
lirayı aşkın para
toplayan öğrenciler
"Parasız eğitım
sağlanıncaya kadar
eylemımizı sürdüreceğiz*'
dediler. Polisin müdahale
etmediği eylem her gün
12.30 ile 13.00 arasında
gerçekleştiriliyor.
Ogrenciler "harç'lık için
mendil açıyor.
TBMM'de
tasarruf
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Başkanı
Mustafa Kalemli, bir
genelge yayımlayarak.
Meclis'te yeni
kaynaklarla, eldeki
mevcut imkânlann israfa
meydan venlmeden daha
verimli bir şekılde
kullânılmasını istedi.
Kalemli'nin ilgili birimlere
gönderdiği genelgeye göre.
Meclis'e acil ihtiyaçlann
dışında hertıangi bir
malzeme alınmayacak.
Beşikçi'ye
4yıldaha—
• ANKARA (Cnmfcuriyet)
- Yargıtay. sosyolog Doç.
İsmail Beşikçi hakkındakı 4
yıl 4 ay hapis, 333 milyon
lira para cezası ile Yurt
Yayınlan sahibi Ünsal
Öztürk hakkındaki 26 ay
hapis. 216 milyon 666 bin
lira para cezasını onayladı.
Yargıtay karannda,
Beşikçi'nin temyiz istemi
reddedilirken Öztürk'e
temyiz yolu açık bırakıldı.
Kumkapı cinayeti
davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yargıtay Ceza
Genel Kurulu, Kumkapı'da
çıkan kavgadan sonra bir
kişiyi öldürdüğü
gerekçesiyle tstanbul 7.
Ağır Ceza Mahkemesi "nce
iki kez 6 yıl 8 ay ağır hapis
cezasına çarptınlan Zeynep
Uludağ'ın fıılinın "kastı
aşan adam öldürme"
olduguna karar verdi. Genel
kurul, "ağır tahrik"
hükümlennin de
uygulanmasıru ısteyerek,
yerel mahkemenin direnme
karannı bozdu. Buna göre
Uludağ. genel kunılun
karan kesin olduğu için en
fazla 2 yıl 3 ay ağır hapis
cezasına çarptınlabilecek.
ANAP'tan
önerge
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Aydın
Mılletvekili Yüksel Yalova.
Devlet Hava Meydanlan
îşletmesi (DHMt) Genel
Müdürlüğü'nce
gerçekleştirilen bazı
ihalelerde yapılan
yolsuzluklar hakkında
takibat izni vermeyerek
görevini kötüye kullandığı
gerekçesiyle Ulaştırma
Bakanı Ömer Barutçu
hakkında Meclis
soruşturması açılmasmı
istedi.
Erbakan tazminat
kazandı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara 12. Asİiye
Hukuk Mahkemesi, bir köşe
yazısında Necmettin
Erbakan'ın kişilik haklanna
hakaret edildiği
gerekçesiyle. Milliyet
gazetesinin köşe yazan
Şahin Alpay ile sorumlu
müdürü Eren Güvener'ı 500
milyon lira tazminat
ödemeve mahkûm etti.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli
Güvenlik Kurulu'nun (MGK), 31 mart pa-
zartesi günü yapacağı aylık olağan toplan-
tıda laik rejimi hedef alan şeriatçı tehditle-
ri de görüşebileceği, ancak önlemler konu-
sundaki aynntılı değerlendirmeyi nisan ayı
toplantısında yapmayı planladığı bildirildi.
MGK Genel Sekreteri Orgeneral tlhan Kı-
hç, uygulamaya ilışkin çalışmalar konu-
sunda bakanlan doğrudan ziyaret ederek
bilgi alırken Devlet Bakanı Nevzat Ercan,
Kuran kurslan için yasal düzenleme hazır-
landığını bildirdi.
Kılıç, dün öğleden sonra eski Başbakan-
lık binasına giderek Diyanet Işleri Başkan-
lığı'ndan sorumlu Nevzat Ercan'la görüş-
tü. Kılıç, yaklaşık yanm saat süren görüş-
meden sonra Başbakanlık'tan aynlırken sa-
• MGK Genel Sekreteri Kılıç, uygulamaya ilişkin çalışmalar konusunda
Devlet Bakanı Ercan'ı ziyaret etti. Kılıç, ziyaretten sonra sadece Ercan'la
konuştuğunu söyledi. Kılıç, daha sonra 8 yıllık temel eğitim konusunda
çelişkili açıklamalar yapan Milli Eğitim Bakanı Sağlam'ı ziyaret etti.
dece Ercan'la konuştuğunu söylemekle ye-
tindi. Nevzat Ercan. görüşmenin ardından
gazetecilerin sorulan üzerine, Kuran kurs-
lan konusunda Diyanet, Milli Eğitim Ba-
kanlığı ve Içişleri Bakanlığı'nın yetkili ol-
duğunu, buna karşın eksik kalan konu var-
sa herkesin üstüne düşeni yapması gerek-
tiğini belırtti. Diyanet tşleri Başkanhğı'na
bağlı kurslann denetlendigini, ancak tabe-
la taşımayan bazı vakıf ya da kuruluşlann
çalışmalannda sorun bulunduğunu söyle-
di. Ercan. "Gayri resmi faaliyetler denetfe-
nemiyorsa, yasal düzenlemeye ihtiyaç var-
sa yapıhr. Yasal düzenlemeJerie ilgili çalış-
malara devam ediyoruz" dedi.
Kılıç. Nevzat Ercan'ın ardmdan, 8 yıllık
temel eğitim konusunda çelişkili açıklama-
lar yapan ve net bir model açıklamayan
Milli Eğitim Bakanı Mehmet SağJam ı zi-
yaret etti.
Cumhurbaşkanı Sükyman DemireL 31
martta yapılacak MGK'nın birinci gündem
maddesi olan 'ülkenin güvenliği' çerçeve-
sinde köktendinci gelişmelerin de ele alı-
nabileceğini söylemişti.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsma-
il Hakkı Karadayı ve kuvvet komutanlan.
31 mart öncesi yaptıklan durum değerlen-
dirmelerinde şu noktalann altını çizdiler
- MGK anayasal bir kurulustur. Hükümet
de bu kurulda temsil edilmektedir. Alınan
kararlann masaya yatınlacağı yer
MGK'dir.
- Bu kararlann uygulanması için tarih
vermek yapıcı olmaz. Ancak kararlardan
ödün vermek de söz konusu olamaz. 31
marttaki toplantıda, son bir ay içinde, 28 şu-
batta alınan kararlann hükümetçe ne ölçü-
de ciddiye alındığı, kurul üyelerince değer-
lendirilir.
- 31 mart toplantısı durumun gözden ge-
'çirildiği bir zemin olacak. Kararlann net
sonuçlan bir sonraki toplantıda masaya ya-
tınlacak.
Faili meçhul cinayetlerde yakınlarını yitirenler bir araya geldi
Avııkat Turgut Kazan'ın çağnsıvla bir arava gelen faili meçhul saldınlarda yaşaınlannı yitirenlerin yakınlan, yetkililerden cinayetlerin na-
sü önlenebileceği ve nedenleri hakkında açıklama beklediklerini sövlediler. (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTLJL)
Aileler: Katiller yakalansın
tstanbul Haber Servisi - "Faili meçhul"' sal-
dınlarda \ aşamını yitıren yazar, bilim adamı,
seriâıkacı, oğVetfrn üyesi, öğrenci. savcı ve ga-
zetecilefin aileleri başta Cumhurbaşkanı ve
TBMM olmak üzere tüm yetkili organlann, ci-
nayetlerin nedeni ve nasıl önlenebileceği konu-
sunda açıklama yapmalannı istedi.
Eski Istanbul Barosu Başkanı avukat Turgut
Kazan'ın çağnsıyla bir araya gelen Abdi İpek-
çi, Onat Kutlar, Ûğur Mumcu, Muammer Ak-
soy,CavitOrhan Tütengil, KemalTürkler, Bah-
riye Üçok, Necdet Bulut Yasemin Cebenovan,
Çetin Emeç, Ümit Kaftancıoğlu, Doğan Öz,
Akın Özdemir, Sevinç Özgüner, Cemil Sön-
mez'in aileleri, dün Martı Sanatevi'nde basın
açıklaması yaptı. Toplantıya Cavit Orhan Tü-
tengil'in kızı Deniz ile oğlu Kaya Tütengil.,
Ümit Kaftancıoğlu'nun kızı Pınar Kaftancıoğ-
lu, Necdet Bulut'uneşi Nese Erdilek Bulut, Ya-
semin Cebenoyan'ın annesi Tuncay, babası
Hikmet ve ağabeyi Cfineyt Cebenoyan, Doğan
Öz'ün eşi Sezen Öz. Onat Kutlar'ın eşi Filiz
Kutlar, Sevinç Özgüner'ın kızlan Alev ve Işıl
Ozgüner, kız kardeşi NarinçTanık. Abdi lpek-
çi'nin eşi Sibel ile kızı Nükhet İpekçi katıldı.
Toplantıya katılanlar adına basın bildirisini
okuyan Sezen Öz, ülkemizde son 20 yılda çağ-
das,, demokrat bir ülkenin katlanamayacağı ve
kabul edemeyeceği sayıda faili meçhul cinayet
işlendiğini belirtti.
^ Toplantıda söz alan Filiz Kutlar, eşinin ölü-
"muyle iîgıli davanın sürdüğünü, ancaRgfllçek
katillerin yargılanmadığını belirtti. Pınar Kaf-
tancıoğlu "Cinayetlerin faillcrinin bulunma-
masınuı ncdcnL faiUerin arannıanıası" derken
Cüneyt Cebenoyan kız kardeşinın ölümüyle il-
gili soruşturmanın gerektığince yapılmadığını
savundu.
Türkiye'nin 20 yıldır Susurluk'la ortaya çı-
kan çetenin pisliği altında yaşadığına dikkat
çeken Turgut Kazan, "Faflı meçhullerdegöster-
melik, yüzeysel soruşturmalar \apihyor" dedi.
'Herkes hakaret davası açabilir'
Yargıtay, her Türk yurttaşının, Atatürk'e hakaret niteliğindeki her
söz ve davranış için tazminat davalan açabileceğine hükmetti
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Yargıtay. "her Türk yurttaşının,
Atatürk ile anayasal bağlannsı bu-
lunduğunu" bildirdi Yargıtay 4.
Hukuk Dıresi'nin bu karany la Türk
yurttaşlan, "Atatürk'e hakaret nite-
Itğindeki her söz ve davranış için"
tazminat davası açabilecek.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, söz
konusu karannı, eski milletvekili
Hasan Mezara ile ilgili açılan bir
tazminat davasında verdi. Daire,
Ankara 11. Asljye Hukuk Mahke-
mesi'nin, "Llu ÖnderAtatürk'e ha-
karet ettiğT gerekçesiyle eski Is-
tanbul Milletvekili Mezarcı hakkın-
da tazminat davası açan Bülent En-
sari adlı yurttaşın talebinı reddeden
karannı bozdu.
Dairenin bozma gerekçesinde.
şöyle denildi: "Anayasanın 176.
maddesi gereğince başlangıç ktsmı
anayasa metni kapsamındadır. Baş-
langıç kısmının 3'üncü, Kfuncu ve
îrinci paragraflan şöyledir: 'Ana-
yasa, Türkiye Cumhuriyeti'nin ku-
rucusu ölümsüz Önder ve eşsiz kah-
raman Atatürk'ün belirlediği millet
anlayışı ve O'nun inkılap ve ilkele-
ri doğrultusunda anlaşılmakla, sö-
züne, ruhuna bu yönde saygı ve
mutlak sadakatle yorumlanıp. uy-
gulanmak üzere Türk milleti tara-
findan demokrasiye âşık Türk evlat-
lannın vatan ve millet sevgisine
emanet ve tevdi olunur.'
Anayasa, bayrakta olduğu gibi
Atatürk'ün Türkiye Cumhuriye-
ti'ndeki yerini bdirkrniş. Türk e\-
ladı ile bağlanüsını kurmuş, ona
karşı görevlerini ise vatan ve millet
sevgisini emanet etmiştir. Böylece
anayasal bağlanüyla ve yukanda
açıklanan nedenk davaa. Atatürk
konusunda, aktif husumet ehliyeti-
ne sahip olmaktadır. Öy leyse isteği
incelenmelidir. Yerel mahkemece.
bu düzenlenmiş ve doğrudan dava-
cının kisilikhaklanna sakünnın var-
lığı gözetilmeksizin davanın aktif hu-
sumet yokluğu nedeniyk reddedU-
nuş obnası bozmayı gerektirir."
Mezarcı'nın hakareti
Mezarcı, Atatürk'e suikast yap-
maya teşebbüs edenlerin itibarlan-
nın geriye verilmesini sağlamak
üzere bazı milletvekilleriyle
TBMM'ye verdiği önerge hakkın-
da 24 Şubat 1994'te parlamentoda
düzenlediği basın toplantısında,
Atatürk'e "veled-i ana" diyerek ha-
karet etmişti. Eski bir asker olan.
Atatürk ilke ve devrimlerini savu-
nan Dayanışma Demeği üyesi Bü-
lent Ensari de Mezarcı aleyhine An-
kara 11. Asliye Hukuk Mahkeme-
si'nde manevi tazminat davası aç-
mışlı. Mahkeme davayı daha önce.
"Ensari ik Atatürk arasında nesep
bağıbulunmadığı*"nı gerekçe gösie-
rerek reddetmişti.
Yargıtay'ın bozma karanndan
sonra dava yeniden incelendi. -An-
kara 11. Asliye Hukuk Mahkeme-
si. Yargıtay'ın karan üzerine Ata-
türk'e hakaret eden eski lstanbul
Milletvekili Hasan Mezarcı'yı, Bü-
lent Ensari'ye 2 milyon 500 bin li-
ra tazminat ödemeye mahkûm etti.
Mumcu cinayeti
MÎT'ten
yalanlama
• Milli Istihbarat
Teşkilatı Uğur
Mumcu cinayeti
konusunda yöneltilen
iddialan yalanlayarak
"Sorumsuz
suçlamalann gereği
yapılacak" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milli Istihbarat
Teşkilatı (MtT), gazetemiz
yazan UğurMumcu'nunöl-
dürülmesiyle ilgili olarak
müsteşarlığa yöneltilen "so-
rumsuz ve yakısıksız" suçla-
malar konusunda yasal yol-
lara başvurulacağını açıkla-
dı.
PKK itirafçılan Murat
tpek ve Murat Demir'in id-
dialannın 19 Şubat 1997'de
yalanlandığı vurgulanan
açıklamada, şöyle denıldi-
"24 Mart 1997 tarihli ba-
zı gazetelerde, Uğur Mumcu
cinayeti ile ilgili olarak, bah-
sekonu PKK itirafçılannın
ve Hanefi Avcı'nm açıkla-
malanna dayandınlarak iş-
lenen haberlerde, 'MİT
Müsteşarlığı'nın bilgi ver-
mediği', '^uskun, kaldıgı'.
'ilgisizliği" gibi hiçfoir daya-
nağı olmayan görüşlere yer
verilmiştir. Hatta Tüm ifa-
deler cinayeti açıkça MlT'in
işlediği yolunda bırleşiyor'
değerlendirmesi dahi yapüa-
rak, teşkilatunız sorumsuz
ve vakısıksız bir suçlamamn
muhatabı kılınmak isten-
mistir.
TBMM Uğur Mumcu Ci-
nayetini Araştırma Komis-
yonu'ndan takpedilen resmi
açıklamalann teminini mü-
teakip, asılsız iddialann sa-
hipleri ve olaylan maksatlı
şekilde yönlendirmek iste-
yenler hakkında gerekii ya-
sal yollara basvnrulacaktu".
Bu arada, sorumluluk taşı-
yan bazı görevlilerin, mak-
satlı bilgi sızdırmalanna
karşı dikkatli olunması ve
bazı medya organlarımızm
yönlendiıici, yanıhKi haber-
lerin kullanımında hassas
davranmalan gerekir. Bu,
devlet kurumlan kadar ken-
di güvenilirlik ve saygnıhk-
lannın korunması bakımın-
dan da önemlkür. MİT Müs-
teşaıiığı, Türkiye Cumhuri-
yeti Devteti'nin milli çıkaria-
n doğrurtusundaki kanuni
görevlerini, sorumluluk an-
layışı içinde kararlılıkla sür-
dürmeye devam edecektir.
Bazı kişilerin gerçekleri çar-
pıtma gayretleri, milli görev
şuunımuzu ve çalışmalan-
mızı etkOemevecektir.*'
SIFIR NOKTASIf ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
DAKKA - Bangladeş'in en
çok satan liberal gazetesi Itti-
fak önceki gün yayımlanama-
dı. 500 bin tirajlı gazeteye ge-
len birtelefon ihban paniğe ne-
den oldu ve çalışanlarla yöne-
ticiler hızla binayı terk ettiler.
Bir daha da binaya dönemedi-
ler ve gazete baskıya gireme-
di.
Bir ülkenin en büyük gazete-
sinin panik nedeniyle yayımla-
namaması başka bir ülkede
çok önemli haber sayılır. TV'ler
gazeteler buna en önde yer ve-
rirler. Peki Bangladeş'te ne ol-
du dersiniz? Yalnızca Ittıfak
grubunun ingilizce gazetesi
The New Nation'da (Yeni Ulus)
birinci sayfanın dibinde tek sü-
tunluk haber değeri buluyor.
ittifak gazetesinin başına ge-
len aslında Afganistan'daki
gündelık hayatın ve siyasi mü-
cadelenin ne kadar sert oldu-
ğunu göstermesı bakımından
ilgi çekici. Bu ülkede öğrendi-
ğimiz en çok kullantlan söz-
'HARTAL'ın Gölgesinde Siyaset
cüklerden birisi "HARTAL".
Hartal, siyasi ve ekonomik
amaçlı gösterilere verilen ad.
Yoksulluk ve siyasi çekişme,
bu ülkede siyasi protestoyu da
olağanüstü sert bir hale getiri-
yor. Örneğin hartal başlayınca
şehirde hayat duruyor. Sokağa
dökülen göstericiler her şeyi
yakıp yıkıyor. Geçen hafta
Dakka'da bir hartal yaşanmış.
Dakka'ya askeri koleje gelen
bir Türk binbaşı, şaşkınlık için-
de o gün yaşadıklarını anlattı.
Türk Büyükelçiliği'nde bir
görevlinin arabasını da bu ara-
da yakmışlar. Binbaşı, Dak-
ka'da toplu veya bireysel ula-
şımın mümkün olmadığını söy-
ledi. Taksi yok, otobüse bin-
mek mümkün değil. Sokağa
yaya çıkmak ise oldukça risk-
li. Yalnızca özel otolarla, yoksul
mahallelerinde de koruma ile
dolaşmak gerekiyor.
Yoksul mahalleleri tehlikeli
de şehir merkezi güvenli mi?
Kendi yaşadığımız bir deney
çok çarpıcıydı. Önceki gece
saat 21.30 sıralarında, şehrin
merkezindeki Sohargaon Ote-
li'nin çevresinde 3 gazeteci
dolaşmaya teşebbüs ettik. He-
nüz adımımızı otelin bahçesin-
den dışarı attık ki, çevremize
yaşlan 13-15 arası çocuklar ta-
kıldılar. Birşeyleröneriyorlardı.
Biz de yolumuza devam edi-
yorduk. 50 metre kadar yürü-
müştükki, bukezbirdetripor-
tör peşimize takıldı. Enerji sı-
kıntısı nedeniyle şehrin en işlek
caddesinin tek tük sokak lam-
baları da cılız cılız yanıyordu.
Bir anlamda karanlıkta yürü-
yorduk.
Triportörcü bize şehir gezisi
öneriyordu. Teşekkür edip yo-
lumuza gitmek istesek de fay-
dasızdı. Biraz daha yürüsek
çevremizdeki kalabalık daha
da artacaktı. Kendimi bir anda
Hong Kong, Vietnam filmlerin-
deki yoksul kalabalıklann ara-
sında hissettim. Bir an korku-
ya kapıldım. Geriye dönmek-
ten başka çare kalmamıştı.
Hızla otele geri döndük. Tam
bahçe kapısından içeriye giri-
yordum ki 7-8 yaşlarında bir
kızçocuğu elimden tuttu. Göz-
lerine baktım, çok güzeldi. Se-
vinçli sevınçli gülümsüyordu.
Yoksuldu, çaresizdi.
Bu yoksul ve çaresiz küçük
kızın kaderi acaba nasıl çizile-
cekti. Kadın siyasetçilerin ön
planda olduğu Bangladeş'te,
kadınların özgürlük kavgası
sürüyordu. Kazandıklan mev-
zilerin bile ellerinden alınması
tehdidi Bangladeşli kadınlar
arasında tartışmalara neden
oluyor.
Sonuç olarak; Bangladeş,
önce Ingiliz, ardından Hindis-
tan ve 25 yıl önce de Pakistan
egemenliğinden kurtuldu.
Yüzlerce yıl Bangladeş halkı
sömürgeci yönetimlerin baskı
ve sömürüsü yüzünden kendi-
negelemedi. Bangladeş, dün-
yanın en yoksul ve perişan ül-
kelerinden birisi. Şimdi Batılılar
bu ülkeye ilgi gösteriyorlar.
Batı'nın NGO'ları (hükümet
dışı örgütler) Bangladeş'e yar-
dım için harekete geçmiş du-
rumdalar. Sivil örgütlerin biri
gelip diğeri gidiyor. Yoksulluk
sürüyor.
Bangladeş'i izleyince bu ül-
kenin siyasetçilerine gıpta et-
memek mümkün değil. Bunca
yoksulluğa rağmen, düşe kal-
ka parlamenter rejimi sürdüre-
biliyorlar. Bizonlardan 10 mis-
li zengin olduğumuz halde,
farklı bir siyasi manzaramız ol-
duğu söylenemez.
Bu tablo içinde Bangladeşli
kadın politikacılar yine de
olumlu bir ağırlık sayılabılir.
PERŞEMBE ^
ORHAN BURSALI
KÖPdüğüme
Kılıç Darbesi
8 yıllık eğitim, güncel siyasette zurnanın zırt
dediği yerdir.
Bu sorun geçmişte hiçbir zaman çözülme aşa-
masına bu kadar yaklaşmamıştı.
Kaderin cilvesine bakın ki, 24 yıl sürüncemede
bırakılan Türkiye'nin bu temel sorunlanndan biri-
nin çözümü ve tüm çocuklarımıza gözlerini önce
dünyanın gerçek bilgilerine açma şansı verilmesi,
Refah Partisi iktidarı dönemine düştü!
Çünkü Refah iktidara gelmeseydi, bir din dev-
leti tehlikesi gündemin başına böyle ısrarla otur-
tulmayacak ve bir 24 yıl daha bekleyebilecek-
tik!...
• • •
Geçen 24 yılda iktidara kimler geldi, iktidardan
kimler geçti.
Demirel, Ecevrt, Özal, ordu, çeşitli ara hükü-
metler, Yılmaz, Çiller, inönü, yine Demirel vb.
8 yıllık eğitim hep gündemde kalan ana konu-
lardan biri oldu.
Peki niçin 8 yıl yasası bir türlü çıkmadı?
Belki sosyal demokratlar dışında bütün diğer
partilerin, 8 yıllık eğitimin yasallaşmamasından
bir çıkan, bir beklentisi vardı.
1980'in darbeci generalleri dahil.
Onlar döneminde Kuran kurslan ve imam-hatip
okullan büyük bir yükseliş yaşadı.
Sosyal demokratlar da iktidarları döneminde
sorunu çözecek ciddi girişimlerde bulunmadılar.
Ve çocuklarımızın önemli bir kısmı, kimliklerini
özgürce geliştirecekleri ve belirleyecekleri uzun
bir eğitim şansını bir türlü yakalayamadı.
Milli Eğitim şûraları mı toplanmadı, kararlar mı
alınmadı, bakanlıklarda yasalar mı hazırianmadı,
kamuoyuna açıklamalar mı yapılmadı...
Merkez partilerin hiçbir sorunu çözme niyetin-
de olmadığı görüldü.
Ve kaybolan koskoca 24 yılla bugüne gelindi.
Bu açıdan insanın, "lyi ki Refah iktidara^getdi
de 8 yıllık eğitim gibi hayati bir konunun çözüme
kavuşması olasılığı doğdu" diyesi geliyor!
• • •
Kader, tuttu Iskender'in kılıcını, 8 yıllık eğitime
en çok karşı olan bir partinin, Refah Partisi ikti-
dannın eline tutuşturdu!
Şimdi bu kördüğüm bir kılıç darbesiyle çözüle-
cek.
Ister istemez çözülecek.
Ya Refah iktidan bu düğümü çözecek.
O çözmezse. arkasından kurulacak hükümet
bu düğümü çözecek.
Ama, Türkiye'nin bu konuda artık hiçbir uzlaş-
maya tahammülü yok.
Buna gerek de yok.
Bugüne kadarki uzlaşmalarda kazançlı çıkan
hep en geri ideolojiler, popülist politikalar oldu.
Şimdi ilk kez Türkiye'nin kazançlı çıkma olasılı-
ğı doğdu.
Bucak'ın enistesinin iddiası
'Çetenia başı
Ozer CiHer' '
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - TBMM Su-
suriuk Komisyonu, çalışma-
lannı tamamlayıp raporu
yazım aşamasına getirdıği
sırada sürpriz bir tanık daha
ortaya çıktı. Şanlıurfa DYP
Milletvekili Sedat Bucak'ın
eniştesı olan ve Bucak aşı-
retinden sonra Siverek'te en
büyük aşiret sayılan Kırvar
aşireti reisi Ahmet Kıran.
Susurluk komisyonuna ifa-
de vermek için dilekçe ver-
di.
TBMM'ye gelerek ko-
misyon baskanhğına başvu-
ran Kıran, "Susurhık komis-
yonuna çağnkuğuTi takdir-
de, elimdeki her türlü belge-
yi ve bilgiyi vermeye hazı-
nnT dedi
İddialar
Ahmet Kıran, Sedat Bu-
cak'ın. son olaylardan son-
ra yakm çevresine "Özer
Cillerbeni harcadı" dediğı-
ni aktardı ve "Bu da Özer
Çiller ik Bucak'ın doğru-
dan ilişkisi olduğunun kanı-
adır. Niçin başkasının ismi-
ni söylemiyor? Başkasının
ismini vermiyor?" dıye ko-
nuştu. Sedat Bucak'ın, kaza
sonrası bildiklerini açıkla-
madığını söyleyen Kıran,
konuşmasını şöyle sürdür-
dü:
"Sedat Bucak, son olayla
ilgili olarak somut bir şev
söylemiyor. Diyor ki, 'Dört
saatin 10 dakikasını hatırlı-
yorum". Madem dört saati
hanrlaTruyorsun, öylevse 10
dakikayı da haüriama. Se-
dat Bucak'ın bu iste parma-
ğı vardır. Ve bu işte parmağı
olanlann en büyüğü de Ö -
zer Çiller'dir. Ozer Çiller,
mahkemede ifade verirse,
netice belki orta>a çıkar. A-
ma bunlar verdiktcn sonra,
benim söyleroem sizin söjie-
menizbir şev ifade etmiyor."
Ahmet Kıran, Içışleri Baka-
nı Meral Akşcner'in daha
önce koruculardan toplanan
Uzi marka silahlann koru-
culara geri dağıtıldığını söy-
lediğıni anımsatarak bunun
tamamen yanlış olduğunu
ıddia etti. Kıran, "Ben böl-
geden yeni geüyorum. Silah-
lann hiçbiri bize geri teslim
edflmedi.Ve bu silahlann bir
kısmının yine bize geri tes-
lim edümeveceginiduydnk"
dedi.
Içişlen Bakanlığı'nın, ko-
ruculardan toplanan silah-
larla, gayri meşru şekilde
dağıtılan Uzi marka silahla-
nn eksiklıklerini tamamla-
dığını öne süren Ahmet Kı-
ran şöyle konuştu:
"Şu anda bölgede kuDa-
nıunakta olan l A marka si-
lahlar İsrail'den geldi. Bu si-
lahlar savümadan. Ibrahim
Şahın tarafindan te&lim aun-
dLVe bu silahlann bir kısmt-
nın bölgede olduğunu inanı-
yorum. Gayri meşru bir şe-
kilde, bölgeye gelmiştir. Biz-
den toplanan silahlann geri
verilmeyişinin nedeni, kay-
bolan silahlann yerini Ğo\-
durmak amacındandır.
Gayrimeşru bir şekilde,ver-
dikleri silahlann >erini dol-
durmakOr."
Çakıcı Siverekte
Sedat Bucak'ın teyzesi-
nin kızı ile evli olan ve Si-
verek'te yaşayan Ahmet Kı-
ran, ülkücü mafya babası
AlaattinÇakKi'nm bölgede
serbestçe dolaştığını da id-
dia etti. Kıran, "Alaattin
Çakıcı. Haluk Kırcı ve Çat-
lı buyazve geçen yazboyun-
ca Siverek'te idiler. Ve giz-
tenmiyonardı da. Yerei giy-
siler içinde cirit abyoriardı.
Alaattin ÇakKi'nın bundan
iki üç av önce Hakkâri Özel
HarekâtŞube Müdürü1
nün
oğJunun sünnetinde kirvesi
olduğu söyleniyor. Ancakşu
anda nerede olduğunu bil-
miyorum" dedi.
Alaattin Çakıcı'nuı koru-
masının olmadığını kayde-
den Ahmet Kıran, "Ben
Alaattin Çak»crnm,Urfa ve
Siverek emnivet müdüriük-
lerinden çoğu zaman çıktığı-
m gördüm. Ara, Sedat Bu-
cak ile birlikte, işbiriikleri
içerisinde, işortakİıklan içe-
risindeler'' dıye konuştu.
Öte yandan Sedat Edip
Bucak'ın yegenı Nazan Kı-
ran dün ANAP'a katıldı.
Ahmet Kıran'ın eşi Nazan
Kıran, "Temiz toplum, te-
miz siyaset ve dürüstlük
Mesut Bey'in şahsında
ANAP'tateşekkül ettiği için
bu partiye katıldım" dedi.