Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 MART 1997 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
8 Yıllık Eğitim Savsaklanmamalı
MUSTAFA GAZALCI Eğit-
2
8 Şubat 1997 MGK kafârla-
nyla 8 yıllık zorunlu eğitim
tartışması yıne gündeme gel-
dı. Konu, 24 yıldır tartışı-
lıyor, karar alını\or, ama bir
türlü ırj gulamaya sokulamı-
yor. Dilenz bu kez öyle olmaz.
Nüfusumuzun büyük bölümünü oluş-
turan çocuklanmıza ve gençlere zorunlu
eğitımı hâlâ 5 yıl veriyoruz. Onu bıle tam
gerçekleştiremedık. UİNESCO'nun bir
araştırjnastna göre ülkemizde kişı başı-
na düşen eğitim 3.6 yıl. Demek kı insa-
nımıza en temel insan haklanndan biri
olan eğitımi. iki bıne üç yıl kala en az dü-
zeyde bile verememişız.
Sorunlann temelinde, kişiye verdiği-
miz bu süresi az eğitim yatıyor. Kötü yö-
neticilenn başımızda gönüllerince at oy-
natmalannın bir nedeni bu.
Kişiye verdiğimiz eğitimin süre ve ni-
telik dûşûkJüğûnün bedelini her alanda
hep birlikte ödüyoruz.
Olanağını bulup zorunlu eğitim sonra-
sı okuyanlan da bırlik içınde eğitemedi-
ğimizden aynca sorunlar yaşıyoruz. Iki
ayn kanaldan eğıtilen gençler birbiriyle
çatışıyor.
Son yıllarda sayılan hızla arttınlan
Eğitim Birliği'ne aykın okullar, normal
okullarla yanşıyor. Bu kurslan, okullan
kendilenne dayanak yapan kimi sıyasal
gûçler bu ikiliğın sürmesıni istiyorlar.
Sorun da buradan doğuyor. 8 yıllık ke-
sıntısız çağdaş bir zorunlu eğitim gelir-
Der Gn. Bşk. CHP PM üyesi
se hıç olmazsa 14-15 yaşına değin çocu-
gu birlık ıçinde eğitebileceğız.
1973 yılında alınan 8 yıllık eğitim ka-
ran, durmadan ertelendi, 13-17 Mayıs
1996'da Ankara'da toplanan Milli Eği-
tim Şûrası'nda (MEŞ) bu karar yınelen-
dı. 15. MEŞ'te. zorunlu eğitimin 8 yıl ol-
masıyla yetınılmedi, kısa süre sonra okul
öncesinden 2 (5, 6yaş), bir yıl da yön-
lendirme olmak ûzere 11 (2+8-1) yıl ola-
rak öngörüldü. lleride de 1994'te ımza-
ladığımız Çocuk Haklan Sözleşmesi'ne
uygun olarak 18 yaşına değin çocuğu ko-
rumak ve eğıtmek amaçlandı.
Ama şûra karannı kım dinler? 54. hü-
kümet kurulurken kesintısız 8 yılı iste-
yen, karan şûradan çıkartan Sayın Tur-
han Tayan Milli Eğitim Bakanlığf ndan
alındı, Milli Savunma Bakanlığf na ve-
rildi. Eğitime de bu ve benzen konuda di-
renmeyen, bir dedıği bır dediğinı tutma-
yan Sayın Sağiam getırildı.
Curnhurbaşkanı Sayın DemireL "8yd-
lıkdeğil 11 yıllık zorunlu eğitimden yana-
yun" dıye birçok kez açıklama yaptı.
7. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda 8 yıl-
lık eğitimin önemı yazıldı. Eğıt-Der de
aralannda olmak üzere demokratik kıtle
örgütlen zorunlu eğitimin en az 8 yıl ol-
ması ıçin birçok kez toplantılar yaptı,
halktan imza toplayıp TBMM Başkanlı-
ğı'na ve Mıllı Eğitim Bakanlığf na ver-
di.
Zorunlu eğitimin 8 yıl kesintisiz olma-
sı ıçin CHP izmırMılletvekilı Savın Bir-
gen Keleş'in önergesi var. Aynca Refah
Partisı dışında grubu olan dört partinin
milletvekilleri hazırladıklan yasa öneri-
lennı Meclis Başkanlığı'na verdiler.
DYP'den Hasan Denizkurdu'nun,
ANAP'tan KayaErdem'ın,_DSP'den Ta-
hir Köse ve C HP 'den Altan Öymen'in or-
taklaşa verdiklen yasa önerilerini bir çır-
pıda 70 milletvekili imzaladı.
Önerge, 15. MEŞ kararlanna genel
olarak uygundur. İki bin yılına değm 8,
daha sonra 11 yıllık bir zorunlu eğitüni
içermektedir.
Başbakan Erbakan ve RP yöneticile-
n, mılletvekıllen yaptıklan açıklamalar-
da "İmam-harjp tiseterinin (tHL) orta-
okullannı kapattırmayız. 5 yülık eğitim-
den sonra isteyen istediği okula gider, bu-
na kimse kanşamaz" dıyorlar.
Bunu yaparken sanki dıni yalnız ken-
dileri koruyorlarmış gibi bir izlenim ya-
ratıyorlar.
Bır kez konu dın değıl, eğitim Temel
insan haklanndan olan eğitimden çağdaş
ülkelerdeki gibi insanımızın yararlanma
konusu. Üstelik anayasa değiştirilmedi-
ği.sürece ilk ve ortaöğretimde din ders-
leri zorunlu okutulacak.
İHL olumsuz etkıleneceği kaygısı yer-
sız. tHL lise olarak sürecek. Doğal ola-
rak her okulun olduğu gibi bu okullann
ortaokuHan da yasayla birlikte ılköğre-
time geçecek. Çünkü yeni yapılanmada
ortaokul olmayacak.
Ilenye sürülen bır başka düşünce de
tHL ortaokullanndaki meslek dersleri-
nın (Kuran, Arapça) seçmeli olarak il-
köğretime taşınmasıdır. Bu dersler önce
seçmeli olacak, sonra dın derslennde ol-
duğu gibi zorunlu olacak.
Karşı çıkılan iHL'nin öğrencileri değil,
oradaki birlığe aykın dinsel ağırhklı eği-
tim. Çok küçük yaşta çocuklann mesle-
ğe yönlendirilmesi. Yoksa o okullardaki
meslek derslerini ilköğretime taşıdıktan
sonra değışen hıçbir şey olmaz, bu kez
bütün ilköğretim İHL ortaokullanna dö-
nüşûr.
Şimdiye değin süresı az olmakla bir-
likte devlet hıç olmazsa zorunlu eğitimi
Eğitim Birligi anlayışı içinde vermiştir.
Bundan sonra 5+
3 biçiminde ya da ders-
Ieri aktararak gerçekleşırse bu birlik bo-
zulacaktır. Hem de devlet zoruyla. Bu
kabul edılemez.
Başbakan ve yardımcısı, MGK karar-
lannı ımzalamış, Bakanlar Kurulu da ay-
nen kabul etmıştır. Buralarda da öngörü-
len kesintisiz, laık. bilimsel zorunlu eği-
timdir.
Başlan sıkışınca sığındıklan demokra-
sı gerçekten işleyecekse organlann, ku-
rullann kararlanna saygılı olmak gerekir.
15. Milli Eğitim Şûrasrnda RP temsilci-
leri görüşlerinı özgûrce savundu, kabul
görmedı.
Kamuoyunun büyük bir bölümünün
istediği, Meclis'te kendilerinden başka
büyük partılerin olumlu baktıgı, ortakla-
şa önerge verdiği bir yasaya karşı çık-
mak, RP ıçin de doğru değildir. Eğer bir-
takım kesimlere göz kırparak "Biz eli-
mizden geleni yapbk" diye dırenıyor gö-
rünüvorlarsa hem kendilerine hem de ül-
keye zarar veriyorlar.
Sonuç:
Milletvekillerine de tarihi bır görev dü-
şüyor. Meclis'te ettiklen yemine. Eğitim
Birliği'ne uygun olarak kesintisiz 8 yıl-
lık zorunlu eğitimi zaman geçirmeden
yasalaştırmak.
8 yıllık zorunlu eğitim. yalnız temel in-
san hakkı olan eğitimin insanımıza bıraz
daha fazla verilmesi değıl, ülkemiz de-
mokrasisinin gelişmesınin de gereğidir.
Bu yasayla 1924'te kabul edilen ilköğ-
retim birliğinin sonradan bozulması bir
ölçüde düzeltilecektir.
Gençlerimiz hızla değişen ve gelişen
dünyaya, bu yasayla bir ölçüde ayak uy-
durabilecektir.
Ortaokul çağında olup da çeşitli ne-
denlerle okula gidemeyen 1 milyon 673
bın çocuğun zorunlu eğitim kapsamına
alınarak okula gitmesı sağlanacaktır
(EÇEV'in araştırması, ortaokul çağı ço-
cuk 3.898.000; okula gıdenler
2.225.000).
Tarihımizin hemen her döneminde
özellikle son iki yüzyıllık aydınlanma sa-
vaşımında yeniliklere sürekli din sömü-
rüsü yapılarak karşı çıkılmıştır. Bu yüz-
den yenılikler bır süre engellenmiş ya da
geciktirilmiştir.
Bugün de aynı şeyle karşı karşıyayız.
Ama bu kez sade yurttaşından cum-
hurbaşkanma değin aydınlanmadan ya-
na olan kişi ve kuruluşlar, 8 yıllık kesin-
tisiz zorunlu eğitimi istiyor. RP daha çok
direnmeden aklın, bilimin, çoğunluğun
dediğine uymalıdır.
Dünya Tiyatrolar Günü
MÜCAPOFLUOĞLU
B
ugün Dünya Tiyatrolar
Günü. Bu anlamh gün,
merkezı Paris'tebulunan,
1948 yılı Haziran ayında
kurulmuş olan Uluslara-
rası Tiyatro Enstıtü-
sü'nün (ITI) gmşımiyle 1962 yılından
bu yana. her yıhn 27 Mart günü enstitü-
ye üye ülkelerde kutlanıyor. Dünya Ti-
yatrolar Günü'nde sahnelerde okunmak
üzere, dünyaca tanınmış sanat ve tiyatro
adamlannca hazırlanan uluslararası nıte-
lıktekı bır metın tüm ülkelerde olduğu gi-
bi bizde de Uluslararası Tiyatro Enstitü-
sü'nün Türkiye Milli Merkezi'nce Türk-
çeye çevrilıp okunurdu.
1977 yılında Stockholm'de toplanan
ITI Kongresı, Dünya Tiyatro Günü'nde
okunması gelenek haline gelmış olan bu
bildinlerin artık her ülkenın kendi sanat
ve tiyatro adamlannca kaleme alınması-
nı uygun görüyordu. 1978 yılının 27
Martı'nda ilk kez bizde ulusal düzeyde
yayımlanan bildinyı tüm yaşarrunı Türk
tiyatrosuna adamış olan Mtıhsin Ertuğ-
rul kaleme almıştı.
1962 yılmın 27 Mart gününde sahne-
lerde okunan ilk bildiri, Fransız tiyatro
yazan ve şair Jean Cocteau'nundu. J.
Cocteau şöyle diyordu' "...Dünyadaki
anlaşma/hkların çoğu dil ayrılığından,
dil engelinden gelir. Ti\ atro, işte bu anlaş-
mazuklan, bu engeli ortadan katdıran sa-
nattır. Bütün uluslar. Dünya Tiyatro Gü-
nü sayesinde, ortak değerlerin. zengin-
liklerin farkına vanr, birlikte banş için
çalışmanın gerçek tadını çıkanr."
1963 Tiyatro Günü'nde. Amerikalı ti-
yatro yazan Arthur Miller bakın nasıl
seslenıyordu dünyaya: "*_İşin garibi şu
ki, dünyanuı poiitika alanında kesin ola-
rak paramparça olduğu günümü/de sa-
nat, hele tiyatro, öz varbğuun evrensellik
olduğunu açıkça göstermiş, anlatnuşür."
1964 yılında da. dünyaca tanınmış iki
büyük oyuncu-yönetmen Laurence Oli-
vier ile Jean-Louis Barranlt, Ulustarara-
sı Tiyatro Enstitusü adına konuşuyorlar-
dı. LaurenceOlhier: "Ben vearkadaşım
Jean-Louis Barrault birkaç söz söyleme-
>e çağnldığunız için sevinç ve onur duyu-
Noruz. Kendi payuııa konuşmama bizün
yeni kurulmuş olan Ulusal Tiyatromuz-
dan söz etmekle başlamak isterim. Yûz-
yıldan çok süren uğraşmalardan, didin-
melerden sonra biz İngiltere'de nihayet
bir Ulusal TiyatroŞa kavuştuk; bu tiyat-
royu yönermek görevi de bana \erildL Ça-
iışma arkadaşlannıla üzerinde anlaştığt-
mız noktalardan biri şu oldu: Biz bu ti-
yatronun sadece ulusal değil. uluslarara-
sıolmasını istedik; repertuvanmızı da İn-
giliz ovıınlanyla yabancı oyunlar arasın-
da bir denge kuracak biçünde düzenle-
yelim dedik."
Jean-Louis Barrault:
u
Se\gili Lauren-
ce Olrvier, bütün dûnyada thatro kültü-
rüne gönüMen bağlananlar bu olaydan
sevinç duyuyorlar. İnsanlığın birtiğe >ö-
neldiği bir sırada. değişik tiyatro biçem-
lerinin (üsluplarının) tiyatronun işlevi
üzerinde ortak bir yola girdigini gönnek
insana heyecan veriyor."
L. Olıvjfir; "Gösteri>le OgDi sanatlar
içinde uluslararası niteliğe en çoktiyatro-
nun gereksinimi var. Bale ile müzik ken-
dilerini zoıiamadan suıuian aşabilirler;
gözlemek, izlemek gibi bir kolaylıği ol-
masına karşuı tiyatro, sözcüklerden ku-
rulur. Bu sözcüklerin çoğu da inatçu bo-
yun eğmez, bagunsızdır; başka bir dile
çevrihnek istenince direnhier; zordur, çe-
tindir çevTİunelerL kimi zaman olanak-
sızdır. İşte bu yüzden biz, Uluslararası Ti-
yatro Enstirüsü'nü birbirine aykın gibi
görünen düma tiyatrosunu evrensellikle
\ akınlaştırdığı için kutlamalıyız."
J. L Barrault. "...Değişik tiyatro bi-
çemleri, sınırlan geçtiği zaman \alnız söz-
cük içindeki fîkir geçici bir sönüklüğe uğ-
rar, ama sözcüğün kendisi, o akla uzanan
düşün, o büyülü, sihirli gücünü kaybet-
mez."
L Olivier: "_Dörtyüzüncüdogum>>
unı kutladığımız (1564-1964) bu yıl, en
önemli ihraç maddemiz Shakespeare 'dir
diyebiliriz. Hiçbir ihraç maddesi bize bu
kadar az çaba>a mal olmamıştır. hiçbir
ihraç maddesiyle bu kadar ö\ünmemişiz-
dir."
J. L. Bartauk: ^rıyatreoua aal gücü,
insanlan birbirinden ayıran her şeyi bir
yana atmasıdır; ırk. din, poiitika aynnu,
dil aynmı gibi-. Buna karşılık onları bir-
birine ortak eden her şeyi, gülmek, ağla-
mak, sevinmek. üzülmek, kısacası kalp-
le duygularta ilgili her şeyi değerlendir-
mede tiyatro en etkili banş, \oludur."
Otuz üç yıl önce söylenmiş bu sözler,
bu düşünceler, bence bugün de canlılığı-
nı koruyor... Bu yıl bızim bildirimızi, ti-
yatro yazan, oyuncu-yönetmen Dinçer
Sümer kaleme aldı. Bugün tıyatrolarda
okunacak.
Yazıya, tiyatromuzun kuramcısı Muh-
sin Ertuğnıl'un eğıtimde tıyatronun ye-
rini ve önemini belirten şu sözlenyle son
vermek ıstiyorum.
"Yurt kalkınmasında yetişkinlerin egi-
timi, çocuk ve genç egkuninden çok da-
ha zor ve önemlidir. Bizde sarulıyor ki,
eğitmek yalnız dershander açmakla sağ-
lanabüir. Eğitmek bu değildir. Önce bu
yanlış düşünceyi kafamızdan atmalıyiz.
G*rçek eğitim. kişiyi uygarlığa, insanlığa
yöneltmekle başlar. Bunun denenmiş tek
yolu da tiyatrodan geçer." (Cumhuriyet,
25İ 1.1972) '
"En uygar insan sesidir / Tiyatroda
yunsfr yankılamr /Dinleniryaşanır alkış-
laıur."
PENCERE
Başbakan Din Savaşım
Tohumluyor...
Erbakan'ın Refah MeclisGrubu'ndayaptığı konuş-
manın altı iki kez çizilerek okunmalı:
"Bu ülkenin dinine bağlı insanlan taviz vermek du-
nımundaymış gibi bir hava yaratılıyor. Ne münase-
bet, bu cumhuriyeti bu ülkenin inanan insanlan kur-
muşlardır. Kendilerine Erzurum ve Sıvas kongreleri-
nin, ilk Meclis'in açılış günlerinin fotoğraflannı dik-
katle incelemelerini tavsiye ediyorum. Bakın baka-
lım bu cumhuriyet nasıl kurulmuştur?.. Bu cumhu-
riyeti nasıl inanan insanlar kurduysa, bugün de on-
lar yüceltmektedir. Geleceksiniz Türkiye'yi (...) peri-
şan edeceksinız. Ülkenin insanlan tekrar gelecek ve
Türkiye'yi kurtaracak. Birtakım oyunlaria rahatsızlık
vermeye çalışacaksınız. Hayır. Birkez daha ifade edi-
yooım: Dinine bağlı, şehitlik nedir bilen, devletini ve
vatanını seven insanlar, bu ülkeyi kurdularve bu cum-
huriyeti onlar yükselteceklerdir. Kimseye ödün ver-
mek zorunda değillerdır."
•
Necmettin Erbakan, Türkiye'yi bir din savaşınasü-
rüklemek için tohumlar atryor; halkı ıkiye ayınyor:
Bir yanda "dinine bağlı insanlar, inanan insanlar,
şehitlik nedir bilenler"...
Yaöte yanda?..
Geriye, 'inanmayanlar' kalıyor; onlar ne dinlerine
bağlıdıriar, ne de şenrtlık bilirier...
Başbakan, yönettiğı ulkeyi din kavgasına sürükle-
mek için Türkiye'deki insanlan 'inananlar' ve 'inan-
mayanlar' dıye ikiye ayınp düşmanlık ekiyor.
•
Ne diyor Erbakan:
"Erzurum, Sıvas kongreleri ve ilk Meclis'in fotoğ-
raflanna bakınız bakalım..."
Ne görüyoruz?..
Refahçılar, çok yazdilar çizdiler; kongrelerde ve ilk
Meclis'te inananlar varmış; sanklı, kavuklu, fesli din
adamlan toplantılarda yerierini alıyoriarmış...
Elbette öyle olacaktı, çünkü o yıllarda giyim kuşam
devnmi gerçekleşmemıştu Peki, yalnız Mustafa Ke-
mal'in çevresinde mı vardı sanklı dın adamı?..
Erbakan'a ben başka fotoğraflar göstereyim; bun-
lar Dersaadet'te çekilmiştir; düşman işgalinin kan ağ-
layan coğrafyasında filmlen banyo edilmıştin Istan-
bul'dan"başlayarak nice köşede, Hıristıyan istilacıla-
ra yaltaklanan sanklı, fesli, takkeli, cüppeli vatan ha-
ini alçağın suretıni tarihin sayfalanna geçirmıştin Tür-
kiye'yi fngilız'e, Yunan'a, Fransız'a, Italyan'a peşkeş
çekmek için Şeyhülislam Dürrizade Abdullah adında-
kı sözde din adamı alçağın kuyruğunda yanşan sa-
rıklılardan hıç mi haberi yok Başbakan Erbakan'ın?..
Padişahın Şeyhülislamı Dürrizade Abduilah, kâ-
fire karşı başkaldıran Anadolu yurtseverien için "kat-
li vaciptır" diye Istanbul'dafetvaçıkarmamış mıydı?..
Ankara Müftusu Rrfat Börekçi, Islamın olumlu fet-
vasını Kemalist mıllicilerden yana vermemiş miydi?..
Takkeli Başbakan hangi sanklıyı yeğliyor?..
•
Evet, Başbakan Erbakan'tn konuşması, sanki Şey-
hülislam Dürrizade Abdullah'ın fetvasına gönderme
yapıyor; Türkıye'de yasayan yurttaşlan ikıye ayınyor:
1) "Dine bağlı olanlar, şehıtliğı bilenler..."
2) İnanmayanlar...
Az kaldı, 'inanmayanlar' için 'katli vaciptir' fet-
vasınınelîkW *
dcto»
BOSCH
Hem yeşil Türkiye'ye katkınız olsun,
hem de Bosch buzdolabınızı —
19 milyon TL'ye varan indîrimli
fiyatlarla alın.
ŞinffîBÖsch ingeleceği için de en doğru seçim. TEMA Vah
bağışta bulunan herkes, Bosch soğutııcu alırkenpesinat ödemiyor. Bosch'un zflten uygun olan fiyatlannı çok daha cazip hale
getiren bu mükemmelfırsatı kaçırmayın. Hem ülkemiz kazansın, hem de siz kazfinın.
tpTEMA VAKFI'NA 1 MİLYON TL BAĞIŞTA BULUNUN, 19 MİLYON TL'YE VARAN İNDİRİMLERLE ALIN!
TEMA
Vakfına
bağısta
bulunanlar
icın indirim
2. SEÇENEK (P«f*n« + 3. SEÇENEK (Paşm* +12 T.ta>a)
ıcin ortak
pesinat
tndirtmı
Toplam Fîyat
K-F '60C Mın
KSG 2600 Tek kap.
KSG 3200 Tek kao
KSG 3400 Tek kao
KSG4100Tekkapı
KSG 4400 Tek kap.
KSV 3000 Çjft kap
KSV 3500 Çttt kapı
KSV 3520 Çıft kapı
KSV 4300 Çıft kapı
KSV 1320 Çift kapı
KGE3501 Combı
KGU4101 Cotrhı
KKE 3495 Corabı
KKU 3301 Combı
KSU 3400 No Frost Çıft kap.
KSU 3420 No-Frost Çıft kapı
KSU 4200 No-Frost Çıft kapı
33 710 0OC
44410000
48 540 000
51 990 000
60 880 00C
68 590 000
78 290 000
83 440 000
84 250 000
90 030 000
93 760 000
152 680 Oo:
140 180 000
190 330 000
158 150000
91 910 000
95 480 000
106210000
3 410 000
4 490 000
4910000
5 Î60 000
6 150 000
6 930 000
7910000
8 430 000
8 510 000
9 100 000
9 470 000
15 430 000
14 160 000
19 230 000
15 980 000
9 290 000
9 650 000
10 730 000
30 300 000
39 920 000
43 630 000
46 730 000
54 730 000
61 660 000
70 380 000
75 010 000
75 740 000
80 930 000
84 290 000
137 250 000
126 020 000
171 100000
142 170 000
82 620 000
35 330 000
95 480 000
3 410 000
4 490 000
4910000
5 260 000
6 150 000
6 930 000
7910000
8 430 000
8 510 000
9 100 000
9 470 000
15 430 000
14160000
19 230 000
15980 000
9 290 000
9 650 000
10 730 000
6 190 000
8.150 000
8910000
9540 000
11 170 000
1 S.590 000
14370 000
15 310 000
15 460 000
16 520 000
17 200 000
28 010 000
25 720 000
34 920 000
29 010 000
16860 000
1
7 520 000
19 490 000
40 550 000
53 390 000
58 370 000
62 500 000
73 1 70 000
82 470 000
94130 000
100 290 000
101 270 000
108 220 000
112670 000
183 490 000
168 480 000
228 75C 000
190 040 000
1 10 450 000
114 770 000
127 670 000
37 140 000
48 900 000
53 460 000
57 240 000
67 020 000
75 540 000
86 220 000
91 860 000
92 760 000
99 1 2C 000
103 200 000
168 060 000
154 320 000
209 520 000
1 74 060 000
101 160000
105 120 000
1 1 6 940 000
4 640 000
6110000
6 680 000
7 150 0O0
8 370 00C
9 430 000
10 770 000
11 480 000
11 590 000
• 2 380 000
' 2 890 000
20 990 000
• 9 280 000
26 1 70 000
21 750 000
i 2 640 000
13 130 000
14610000
45 W0 000
59 480 000
65 030 000
69 610 000
81 480 000
91 800 000
104 840 000
111 750 000
112 820 000
'20 520 000
125 480 000
204 340 0O0
'87 680 000
254 760 000
211 730 000
' 23 050 000
127 820 000
142 220 000
41 760 000
54 990 000
60120 000
64 350 000
75 330 000
B4 870 000
96 930 000
103 320 000
104310000
111 420 000
116010000
188910000
173 520 000
235 530 000
195 750 000
113 760 000
118 170 000
131 490 000
3 800 000
5000000
5 460 000
5 850 000
6 850 000
7 720 000
8 810 000
9 390 000
9 480 000
10 1 30 000
10 550 000
17180 000
15 770 000
21 410 000
1 7 790 000
10 340 000
10 740 000
11 950 000
49 010 000
64 490 000
70 430 000
75 460 000
88 350 000
99 570 000
113 630 000
121 110000
122 270 000
130 660 000
136 070 000
221 590 000
203 400 000
276 150 000
229 460 000
133 370 000
138 530 000
154130 000
46 600 000
60 000 000
65 520 000
7C 200 000
82 200 000
92 640 000
105 720 000
112 680 000
113 760 000
121 560 000
1 26 600 000
206 160 000
189 240 000
256 920 000
213 480 000
124 080 000
128 880 000
143 400 000
n/e n *an &fs tum Boscr- uru^iennöedegrşK avantaılarla kamoanya s^rmekıed' Fr/aîfara KDV dahttdtr KCV t-e otgeı vergrterOe^ oeg<$x!->k #ya*ia?ayaisr'uacafcîjr Kampajiyamız "'5.04 *997 tar^fnoe sona erece*^r Perafcsfioe sa&ş r>y»înaar peştnat
on'a 6 Q*csjf* ^52+KDV 9 ta<<s tte ^^6 2+KDV 12 t3.ks.tte ioĞ4+KDVoı^ntida a/** basıt faız ijyguianmışbr Fıyatlarnmz T^fk Lras d>r Bu kampaiya BSG Gojroe^ Ev AteSen r.canef A$ ıCemat Sar»' SoKak 26/28 Meodıyekoy ls:anbu,j tarafından
r ür^,nler,m:z BOSCH YetKııı Satıofan tarafrnaan tesnm eüfecekpr Sanayı w T'caret Bakanhgt "ca 25 05.199* tanb ve 21940 say» Restrt Gane'e cte >ian ednen •eöhğe uygu~dur
Ürünterimiz stok miktaıian ile sınıriıdır.
NASIL KATILACAKSINIZ?
TEMA Vakfı'nın Vakıflar Bankası Levent Şb. 2017785 no'tu veya Zıraat Bankası
Levent Şb. 30440-2193-4 no'lu hesabına 1.000.000 TL'yi masrafsız havale edıp
banka dekontunu Bosch bayınize getırın veya bayiierımız kanalıyla TEMA Vakfı'na
1.000.000 TL bağışta bulunun. Timm atozYONi* Müanaı, «ĞAOANMMA VE
DOĞAL VAIUKUtl KOIUMA VAKFI
Yapacağıriız bağış ile TEMA r i Gebze ve Şekerp nar ağaçlandırma saha arında ad nıza b ' *ıdar cık ecek, aynca vakfın
tanıtım. eğitim ve teknık projelenne katkıda bulunmuş olacaksmız. TEMA Vakfı Tel (212) 283 78 16 (5 hat)
0 800 2 11 40 29
0 S00 211 40 24 - 0 «00 211 40 29
BOSCHE5S1
Tlırkiye'nin En Yaygın Servis Ağı
Stze en yakın Bosch baystnı veya Bosch servısını öğrenmek ıçın Bosch Btlgı Hattı'nı ucretsız
arayatnlırsınrz Aynca bu hattan kampanyamtz ıle ılgılı tum tHİgılen rie alabdırsinız
BOSCHEn doğru seçim