25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 MART 1997 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER 8 Yıllık Eğitim Savsaklanmamalı MUSTAFA GAZALCI Eğit- 2 8 Şubat 1997 MGK kafârla- nyla 8 yıllık zorunlu eğitim tartışması yıne gündeme gel- dı. Konu, 24 yıldır tartışı- lıyor, karar alını\or, ama bir türlü ırj gulamaya sokulamı- yor. Dilenz bu kez öyle olmaz. Nüfusumuzun büyük bölümünü oluş- turan çocuklanmıza ve gençlere zorunlu eğitımı hâlâ 5 yıl veriyoruz. Onu bıle tam gerçekleştiremedık. UİNESCO'nun bir araştırjnastna göre ülkemizde kişı başı- na düşen eğitim 3.6 yıl. Demek kı insa- nımıza en temel insan haklanndan biri olan eğitımi. iki bıne üç yıl kala en az dü- zeyde bile verememişız. Sorunlann temelinde, kişiye verdiği- miz bu süresi az eğitim yatıyor. Kötü yö- neticilenn başımızda gönüllerince at oy- natmalannın bir nedeni bu. Kişiye verdiğimiz eğitimin süre ve ni- telik dûşûkJüğûnün bedelini her alanda hep birlikte ödüyoruz. Olanağını bulup zorunlu eğitim sonra- sı okuyanlan da bırlik içınde eğitemedi- ğimizden aynca sorunlar yaşıyoruz. Iki ayn kanaldan eğıtilen gençler birbiriyle çatışıyor. Son yıllarda sayılan hızla arttınlan Eğitim Birliği'ne aykın okullar, normal okullarla yanşıyor. Bu kurslan, okullan kendilenne dayanak yapan kimi sıyasal gûçler bu ikiliğın sürmesıni istiyorlar. Sorun da buradan doğuyor. 8 yıllık ke- sıntısız çağdaş bir zorunlu eğitim gelir- Der Gn. Bşk. CHP PM üyesi se hıç olmazsa 14-15 yaşına değin çocu- gu birlık ıçinde eğitebileceğız. 1973 yılında alınan 8 yıllık eğitim ka- ran, durmadan ertelendi, 13-17 Mayıs 1996'da Ankara'da toplanan Milli Eği- tim Şûrası'nda (MEŞ) bu karar yınelen- dı. 15. MEŞ'te. zorunlu eğitimin 8 yıl ol- masıyla yetınılmedi, kısa süre sonra okul öncesinden 2 (5, 6yaş), bir yıl da yön- lendirme olmak ûzere 11 (2+8-1) yıl ola- rak öngörüldü. lleride de 1994'te ımza- ladığımız Çocuk Haklan Sözleşmesi'ne uygun olarak 18 yaşına değin çocuğu ko- rumak ve eğıtmek amaçlandı. Ama şûra karannı kım dinler? 54. hü- kümet kurulurken kesintısız 8 yılı iste- yen, karan şûradan çıkartan Sayın Tur- han Tayan Milli Eğitim Bakanlığf ndan alındı, Milli Savunma Bakanlığf na ve- rildi. Eğitime de bu ve benzen konuda di- renmeyen, bir dedıği bır dediğinı tutma- yan Sayın Sağiam getırildı. Curnhurbaşkanı Sayın DemireL "8yd- lıkdeğil 11 yıllık zorunlu eğitimden yana- yun" dıye birçok kez açıklama yaptı. 7. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda 8 yıl- lık eğitimin önemı yazıldı. Eğıt-Der de aralannda olmak üzere demokratik kıtle örgütlen zorunlu eğitimin en az 8 yıl ol- ması ıçin birçok kez toplantılar yaptı, halktan imza toplayıp TBMM Başkanlı- ğı'na ve Mıllı Eğitim Bakanlığf na ver- di. Zorunlu eğitimin 8 yıl kesintisiz olma- sı ıçin CHP izmırMılletvekilı Savın Bir- gen Keleş'in önergesi var. Aynca Refah Partisı dışında grubu olan dört partinin milletvekilleri hazırladıklan yasa öneri- lennı Meclis Başkanlığı'na verdiler. DYP'den Hasan Denizkurdu'nun, ANAP'tan KayaErdem'ın,_DSP'den Ta- hir Köse ve C HP 'den Altan Öymen'in or- taklaşa verdiklen yasa önerilerini bir çır- pıda 70 milletvekili imzaladı. Önerge, 15. MEŞ kararlanna genel olarak uygundur. İki bin yılına değm 8, daha sonra 11 yıllık bir zorunlu eğitüni içermektedir. Başbakan Erbakan ve RP yöneticile- n, mılletvekıllen yaptıklan açıklamalar- da "İmam-harjp tiseterinin (tHL) orta- okullannı kapattırmayız. 5 yülık eğitim- den sonra isteyen istediği okula gider, bu- na kimse kanşamaz" dıyorlar. Bunu yaparken sanki dıni yalnız ken- dileri koruyorlarmış gibi bir izlenim ya- ratıyorlar. Bır kez konu dın değıl, eğitim Temel insan haklanndan olan eğitimden çağdaş ülkelerdeki gibi insanımızın yararlanma konusu. Üstelik anayasa değiştirilmedi- ği.sürece ilk ve ortaöğretimde din ders- leri zorunlu okutulacak. İHL olumsuz etkıleneceği kaygısı yer- sız. tHL lise olarak sürecek. Doğal ola- rak her okulun olduğu gibi bu okullann ortaokuHan da yasayla birlikte ılköğre- time geçecek. Çünkü yeni yapılanmada ortaokul olmayacak. Ilenye sürülen bır başka düşünce de tHL ortaokullanndaki meslek dersleri- nın (Kuran, Arapça) seçmeli olarak il- köğretime taşınmasıdır. Bu dersler önce seçmeli olacak, sonra dın derslennde ol- duğu gibi zorunlu olacak. Karşı çıkılan iHL'nin öğrencileri değil, oradaki birlığe aykın dinsel ağırhklı eği- tim. Çok küçük yaşta çocuklann mesle- ğe yönlendirilmesi. Yoksa o okullardaki meslek derslerini ilköğretime taşıdıktan sonra değışen hıçbir şey olmaz, bu kez bütün ilköğretim İHL ortaokullanna dö- nüşûr. Şimdiye değin süresı az olmakla bir- likte devlet hıç olmazsa zorunlu eğitimi Eğitim Birligi anlayışı içinde vermiştir. Bundan sonra 5+ 3 biçiminde ya da ders- Ieri aktararak gerçekleşırse bu birlik bo- zulacaktır. Hem de devlet zoruyla. Bu kabul edılemez. Başbakan ve yardımcısı, MGK karar- lannı ımzalamış, Bakanlar Kurulu da ay- nen kabul etmıştır. Buralarda da öngörü- len kesintisiz, laık. bilimsel zorunlu eği- timdir. Başlan sıkışınca sığındıklan demokra- sı gerçekten işleyecekse organlann, ku- rullann kararlanna saygılı olmak gerekir. 15. Milli Eğitim Şûrasrnda RP temsilci- leri görüşlerinı özgûrce savundu, kabul görmedı. Kamuoyunun büyük bir bölümünün istediği, Meclis'te kendilerinden başka büyük partılerin olumlu baktıgı, ortakla- şa önerge verdiği bir yasaya karşı çık- mak, RP ıçin de doğru değildir. Eğer bir- takım kesimlere göz kırparak "Biz eli- mizden geleni yapbk" diye dırenıyor gö- rünüvorlarsa hem kendilerine hem de ül- keye zarar veriyorlar. Sonuç: Milletvekillerine de tarihi bır görev dü- şüyor. Meclis'te ettiklen yemine. Eğitim Birliği'ne uygun olarak kesintisiz 8 yıl- lık zorunlu eğitimi zaman geçirmeden yasalaştırmak. 8 yıllık zorunlu eğitim. yalnız temel in- san hakkı olan eğitimin insanımıza bıraz daha fazla verilmesi değıl, ülkemiz de- mokrasisinin gelişmesınin de gereğidir. Bu yasayla 1924'te kabul edilen ilköğ- retim birliğinin sonradan bozulması bir ölçüde düzeltilecektir. Gençlerimiz hızla değişen ve gelişen dünyaya, bu yasayla bir ölçüde ayak uy- durabilecektir. Ortaokul çağında olup da çeşitli ne- denlerle okula gidemeyen 1 milyon 673 bın çocuğun zorunlu eğitim kapsamına alınarak okula gitmesı sağlanacaktır (EÇEV'in araştırması, ortaokul çağı ço- cuk 3.898.000; okula gıdenler 2.225.000). Tarihımizin hemen her döneminde özellikle son iki yüzyıllık aydınlanma sa- vaşımında yeniliklere sürekli din sömü- rüsü yapılarak karşı çıkılmıştır. Bu yüz- den yenılikler bır süre engellenmiş ya da geciktirilmiştir. Bugün de aynı şeyle karşı karşıyayız. Ama bu kez sade yurttaşından cum- hurbaşkanma değin aydınlanmadan ya- na olan kişi ve kuruluşlar, 8 yıllık kesin- tisiz zorunlu eğitimi istiyor. RP daha çok direnmeden aklın, bilimin, çoğunluğun dediğine uymalıdır. Dünya Tiyatrolar Günü MÜCAPOFLUOĞLU B ugün Dünya Tiyatrolar Günü. Bu anlamh gün, merkezı Paris'tebulunan, 1948 yılı Haziran ayında kurulmuş olan Uluslara- rası Tiyatro Enstıtü- sü'nün (ITI) gmşımiyle 1962 yılından bu yana. her yıhn 27 Mart günü enstitü- ye üye ülkelerde kutlanıyor. Dünya Ti- yatrolar Günü'nde sahnelerde okunmak üzere, dünyaca tanınmış sanat ve tiyatro adamlannca hazırlanan uluslararası nıte- lıktekı bır metın tüm ülkelerde olduğu gi- bi bizde de Uluslararası Tiyatro Enstitü- sü'nün Türkiye Milli Merkezi'nce Türk- çeye çevrilıp okunurdu. 1977 yılında Stockholm'de toplanan ITI Kongresı, Dünya Tiyatro Günü'nde okunması gelenek haline gelmış olan bu bildinlerin artık her ülkenın kendi sanat ve tiyatro adamlannca kaleme alınması- nı uygun görüyordu. 1978 yılının 27 Martı'nda ilk kez bizde ulusal düzeyde yayımlanan bildinyı tüm yaşarrunı Türk tiyatrosuna adamış olan Mtıhsin Ertuğ- rul kaleme almıştı. 1962 yılmın 27 Mart gününde sahne- lerde okunan ilk bildiri, Fransız tiyatro yazan ve şair Jean Cocteau'nundu. J. Cocteau şöyle diyordu' "...Dünyadaki anlaşma/hkların çoğu dil ayrılığından, dil engelinden gelir. Ti\ atro, işte bu anlaş- mazuklan, bu engeli ortadan katdıran sa- nattır. Bütün uluslar. Dünya Tiyatro Gü- nü sayesinde, ortak değerlerin. zengin- liklerin farkına vanr, birlikte banş için çalışmanın gerçek tadını çıkanr." 1963 Tiyatro Günü'nde. Amerikalı ti- yatro yazan Arthur Miller bakın nasıl seslenıyordu dünyaya: "*_İşin garibi şu ki, dünyanuı poiitika alanında kesin ola- rak paramparça olduğu günümü/de sa- nat, hele tiyatro, öz varbğuun evrensellik olduğunu açıkça göstermiş, anlatnuşür." 1964 yılında da. dünyaca tanınmış iki büyük oyuncu-yönetmen Laurence Oli- vier ile Jean-Louis Barranlt, Ulustarara- sı Tiyatro Enstitusü adına konuşuyorlar- dı. LaurenceOlhier: "Ben vearkadaşım Jean-Louis Barrault birkaç söz söyleme- >e çağnldığunız için sevinç ve onur duyu- Noruz. Kendi payuııa konuşmama bizün yeni kurulmuş olan Ulusal Tiyatromuz- dan söz etmekle başlamak isterim. Yûz- yıldan çok süren uğraşmalardan, didin- melerden sonra biz İngiltere'de nihayet bir Ulusal TiyatroŞa kavuştuk; bu tiyat- royu yönermek görevi de bana \erildL Ça- iışma arkadaşlannıla üzerinde anlaştığt- mız noktalardan biri şu oldu: Biz bu ti- yatronun sadece ulusal değil. uluslarara- sıolmasını istedik; repertuvanmızı da İn- giliz ovıınlanyla yabancı oyunlar arasın- da bir denge kuracak biçünde düzenle- yelim dedik." Jean-Louis Barrault: u Se\gili Lauren- ce Olrvier, bütün dûnyada thatro kültü- rüne gönüMen bağlananlar bu olaydan sevinç duyuyorlar. İnsanlığın birtiğe >ö- neldiği bir sırada. değişik tiyatro biçem- lerinin (üsluplarının) tiyatronun işlevi üzerinde ortak bir yola girdigini gönnek insana heyecan veriyor." L. Olıvjfir; "Gösteri>le OgDi sanatlar içinde uluslararası niteliğe en çoktiyatro- nun gereksinimi var. Bale ile müzik ken- dilerini zoıiamadan suıuian aşabilirler; gözlemek, izlemek gibi bir kolaylıği ol- masına karşuı tiyatro, sözcüklerden ku- rulur. Bu sözcüklerin çoğu da inatçu bo- yun eğmez, bagunsızdır; başka bir dile çevrihnek istenince direnhier; zordur, çe- tindir çevTİunelerL kimi zaman olanak- sızdır. İşte bu yüzden biz, Uluslararası Ti- yatro Enstirüsü'nü birbirine aykın gibi görünen düma tiyatrosunu evrensellikle \ akınlaştırdığı için kutlamalıyız." J. L Barrault. "...Değişik tiyatro bi- çemleri, sınırlan geçtiği zaman \alnız söz- cük içindeki fîkir geçici bir sönüklüğe uğ- rar, ama sözcüğün kendisi, o akla uzanan düşün, o büyülü, sihirli gücünü kaybet- mez." L Olivier: "_Dörtyüzüncüdogum>> unı kutladığımız (1564-1964) bu yıl, en önemli ihraç maddemiz Shakespeare 'dir diyebiliriz. Hiçbir ihraç maddesi bize bu kadar az çaba>a mal olmamıştır. hiçbir ihraç maddesiyle bu kadar ö\ünmemişiz- dir." J. L. Bartauk: ^rıyatreoua aal gücü, insanlan birbirinden ayıran her şeyi bir yana atmasıdır; ırk. din, poiitika aynnu, dil aynmı gibi-. Buna karşılık onları bir- birine ortak eden her şeyi, gülmek, ağla- mak, sevinmek. üzülmek, kısacası kalp- le duygularta ilgili her şeyi değerlendir- mede tiyatro en etkili banş, \oludur." Otuz üç yıl önce söylenmiş bu sözler, bu düşünceler, bence bugün de canlılığı- nı koruyor... Bu yıl bızim bildirimızi, ti- yatro yazan, oyuncu-yönetmen Dinçer Sümer kaleme aldı. Bugün tıyatrolarda okunacak. Yazıya, tiyatromuzun kuramcısı Muh- sin Ertuğnıl'un eğıtimde tıyatronun ye- rini ve önemini belirten şu sözlenyle son vermek ıstiyorum. "Yurt kalkınmasında yetişkinlerin egi- timi, çocuk ve genç egkuninden çok da- ha zor ve önemlidir. Bizde sarulıyor ki, eğitmek yalnız dershander açmakla sağ- lanabüir. Eğitmek bu değildir. Önce bu yanlış düşünceyi kafamızdan atmalıyiz. G*rçek eğitim. kişiyi uygarlığa, insanlığa yöneltmekle başlar. Bunun denenmiş tek yolu da tiyatrodan geçer." (Cumhuriyet, 25İ 1.1972) ' "En uygar insan sesidir / Tiyatroda yunsfr yankılamr /Dinleniryaşanır alkış- laıur." PENCERE Başbakan Din Savaşım Tohumluyor... Erbakan'ın Refah MeclisGrubu'ndayaptığı konuş- manın altı iki kez çizilerek okunmalı: "Bu ülkenin dinine bağlı insanlan taviz vermek du- nımundaymış gibi bir hava yaratılıyor. Ne münase- bet, bu cumhuriyeti bu ülkenin inanan insanlan kur- muşlardır. Kendilerine Erzurum ve Sıvas kongreleri- nin, ilk Meclis'in açılış günlerinin fotoğraflannı dik- katle incelemelerini tavsiye ediyorum. Bakın baka- lım bu cumhuriyet nasıl kurulmuştur?.. Bu cumhu- riyeti nasıl inanan insanlar kurduysa, bugün de on- lar yüceltmektedir. Geleceksiniz Türkiye'yi (...) peri- şan edeceksinız. Ülkenin insanlan tekrar gelecek ve Türkiye'yi kurtaracak. Birtakım oyunlaria rahatsızlık vermeye çalışacaksınız. Hayır. Birkez daha ifade edi- yooım: Dinine bağlı, şehitlik nedir bilen, devletini ve vatanını seven insanlar, bu ülkeyi kurdularve bu cum- huriyeti onlar yükselteceklerdir. Kimseye ödün ver- mek zorunda değillerdır." • Necmettin Erbakan, Türkiye'yi bir din savaşınasü- rüklemek için tohumlar atryor; halkı ıkiye ayınyor: Bir yanda "dinine bağlı insanlar, inanan insanlar, şehitlik nedir bilenler"... Yaöte yanda?.. Geriye, 'inanmayanlar' kalıyor; onlar ne dinlerine bağlıdıriar, ne de şenrtlık bilirier... Başbakan, yönettiğı ulkeyi din kavgasına sürükle- mek için Türkiye'deki insanlan 'inananlar' ve 'inan- mayanlar' dıye ikiye ayınp düşmanlık ekiyor. • Ne diyor Erbakan: "Erzurum, Sıvas kongreleri ve ilk Meclis'in fotoğ- raflanna bakınız bakalım..." Ne görüyoruz?.. Refahçılar, çok yazdilar çizdiler; kongrelerde ve ilk Meclis'te inananlar varmış; sanklı, kavuklu, fesli din adamlan toplantılarda yerierini alıyoriarmış... Elbette öyle olacaktı, çünkü o yıllarda giyim kuşam devnmi gerçekleşmemıştu Peki, yalnız Mustafa Ke- mal'in çevresinde mı vardı sanklı dın adamı?.. Erbakan'a ben başka fotoğraflar göstereyim; bun- lar Dersaadet'te çekilmiştir; düşman işgalinin kan ağ- layan coğrafyasında filmlen banyo edilmıştin Istan- bul'dan"başlayarak nice köşede, Hıristıyan istilacıla- ra yaltaklanan sanklı, fesli, takkeli, cüppeli vatan ha- ini alçağın suretıni tarihin sayfalanna geçirmıştin Tür- kiye'yi fngilız'e, Yunan'a, Fransız'a, Italyan'a peşkeş çekmek için Şeyhülislam Dürrizade Abdullah adında- kı sözde din adamı alçağın kuyruğunda yanşan sa- rıklılardan hıç mi haberi yok Başbakan Erbakan'ın?.. Padişahın Şeyhülislamı Dürrizade Abduilah, kâ- fire karşı başkaldıran Anadolu yurtseverien için "kat- li vaciptır" diye Istanbul'dafetvaçıkarmamış mıydı?.. Ankara Müftusu Rrfat Börekçi, Islamın olumlu fet- vasını Kemalist mıllicilerden yana vermemiş miydi?.. Takkeli Başbakan hangi sanklıyı yeğliyor?.. • Evet, Başbakan Erbakan'tn konuşması, sanki Şey- hülislam Dürrizade Abdullah'ın fetvasına gönderme yapıyor; Türkıye'de yasayan yurttaşlan ikıye ayınyor: 1) "Dine bağlı olanlar, şehıtliğı bilenler..." 2) İnanmayanlar... Az kaldı, 'inanmayanlar' için 'katli vaciptir' fet- vasınınelîkW * dcto» BOSCH Hem yeşil Türkiye'ye katkınız olsun, hem de Bosch buzdolabınızı — 19 milyon TL'ye varan indîrimli fiyatlarla alın. ŞinffîBÖsch ingeleceği için de en doğru seçim. TEMA Vah bağışta bulunan herkes, Bosch soğutııcu alırkenpesinat ödemiyor. Bosch'un zflten uygun olan fiyatlannı çok daha cazip hale getiren bu mükemmelfırsatı kaçırmayın. Hem ülkemiz kazansın, hem de siz kazfinın. tpTEMA VAKFI'NA 1 MİLYON TL BAĞIŞTA BULUNUN, 19 MİLYON TL'YE VARAN İNDİRİMLERLE ALIN! TEMA Vakfına bağısta bulunanlar icın indirim 2. SEÇENEK (P«f*n« + 3. SEÇENEK (Paşm* +12 T.ta>a) ıcin ortak pesinat tndirtmı Toplam Fîyat K-F '60C Mın KSG 2600 Tek kap. KSG 3200 Tek kao KSG 3400 Tek kao KSG4100Tekkapı KSG 4400 Tek kap. KSV 3000 Çjft kap KSV 3500 Çttt kapı KSV 3520 Çıft kapı KSV 4300 Çıft kapı KSV 1320 Çift kapı KGE3501 Combı KGU4101 Cotrhı KKE 3495 Corabı KKU 3301 Combı KSU 3400 No Frost Çıft kap. KSU 3420 No-Frost Çıft kapı KSU 4200 No-Frost Çıft kapı 33 710 0OC 44410000 48 540 000 51 990 000 60 880 00C 68 590 000 78 290 000 83 440 000 84 250 000 90 030 000 93 760 000 152 680 Oo: 140 180 000 190 330 000 158 150000 91 910 000 95 480 000 106210000 3 410 000 4 490 000 4910000 5 Î60 000 6 150 000 6 930 000 7910000 8 430 000 8 510 000 9 100 000 9 470 000 15 430 000 14 160 000 19 230 000 15 980 000 9 290 000 9 650 000 10 730 000 30 300 000 39 920 000 43 630 000 46 730 000 54 730 000 61 660 000 70 380 000 75 010 000 75 740 000 80 930 000 84 290 000 137 250 000 126 020 000 171 100000 142 170 000 82 620 000 35 330 000 95 480 000 3 410 000 4 490 000 4910000 5 260 000 6 150 000 6 930 000 7910000 8 430 000 8 510 000 9 100 000 9 470 000 15 430 000 14160000 19 230 000 15980 000 9 290 000 9 650 000 10 730 000 6 190 000 8.150 000 8910000 9540 000 11 170 000 1 S.590 000 14370 000 15 310 000 15 460 000 16 520 000 17 200 000 28 010 000 25 720 000 34 920 000 29 010 000 16860 000 1 7 520 000 19 490 000 40 550 000 53 390 000 58 370 000 62 500 000 73 1 70 000 82 470 000 94130 000 100 290 000 101 270 000 108 220 000 112670 000 183 490 000 168 480 000 228 75C 000 190 040 000 1 10 450 000 114 770 000 127 670 000 37 140 000 48 900 000 53 460 000 57 240 000 67 020 000 75 540 000 86 220 000 91 860 000 92 760 000 99 1 2C 000 103 200 000 168 060 000 154 320 000 209 520 000 1 74 060 000 101 160000 105 120 000 1 1 6 940 000 4 640 000 6110000 6 680 000 7 150 0O0 8 370 00C 9 430 000 10 770 000 11 480 000 11 590 000 • 2 380 000 ' 2 890 000 20 990 000 • 9 280 000 26 1 70 000 21 750 000 i 2 640 000 13 130 000 14610000 45 W0 000 59 480 000 65 030 000 69 610 000 81 480 000 91 800 000 104 840 000 111 750 000 112 820 000 '20 520 000 125 480 000 204 340 0O0 '87 680 000 254 760 000 211 730 000 ' 23 050 000 127 820 000 142 220 000 41 760 000 54 990 000 60120 000 64 350 000 75 330 000 B4 870 000 96 930 000 103 320 000 104310000 111 420 000 116010000 188910000 173 520 000 235 530 000 195 750 000 113 760 000 118 170 000 131 490 000 3 800 000 5000000 5 460 000 5 850 000 6 850 000 7 720 000 8 810 000 9 390 000 9 480 000 10 1 30 000 10 550 000 17180 000 15 770 000 21 410 000 1 7 790 000 10 340 000 10 740 000 11 950 000 49 010 000 64 490 000 70 430 000 75 460 000 88 350 000 99 570 000 113 630 000 121 110000 122 270 000 130 660 000 136 070 000 221 590 000 203 400 000 276 150 000 229 460 000 133 370 000 138 530 000 154130 000 46 600 000 60 000 000 65 520 000 7C 200 000 82 200 000 92 640 000 105 720 000 112 680 000 113 760 000 121 560 000 1 26 600 000 206 160 000 189 240 000 256 920 000 213 480 000 124 080 000 128 880 000 143 400 000 n/e n *an &fs tum Boscr- uru^iennöedegrşK avantaılarla kamoanya s^rmekıed' Fr/aîfara KDV dahttdtr KCV t-e otgeı vergrterOe^ oeg<$x!->k #ya*ia?ayaisr'uacafcîjr Kampajiyamız "'5.04 *997 tar^fnoe sona erece*^r Perafcsfioe sa&ş r>y»înaar peştnat on'a 6 Q*csjf* ^52+KDV 9 ta<<s tte ^^6 2+KDV 12 t3.ks.tte ioĞ4+KDVoı^ntida a/** basıt faız ijyguianmışbr Fıyatlarnmz T^fk Lras d>r Bu kampaiya BSG Gojroe^ Ev AteSen r.canef A$ ıCemat Sar»' SoKak 26/28 Meodıyekoy ls:anbu,j tarafından r ür^,nler,m:z BOSCH YetKııı Satıofan tarafrnaan tesnm eüfecekpr Sanayı w T'caret Bakanhgt "ca 25 05.199* tanb ve 21940 say» Restrt Gane'e cte >ian ednen •eöhğe uygu~dur Ürünterimiz stok miktaıian ile sınıriıdır. NASIL KATILACAKSINIZ? TEMA Vakfı'nın Vakıflar Bankası Levent Şb. 2017785 no'tu veya Zıraat Bankası Levent Şb. 30440-2193-4 no'lu hesabına 1.000.000 TL'yi masrafsız havale edıp banka dekontunu Bosch bayınize getırın veya bayiierımız kanalıyla TEMA Vakfı'na 1.000.000 TL bağışta bulunun. Timm atozYONi* Müanaı, «ĞAOANMMA VE DOĞAL VAIUKUtl KOIUMA VAKFI Yapacağıriız bağış ile TEMA r i Gebze ve Şekerp nar ağaçlandırma saha arında ad nıza b ' *ıdar cık ecek, aynca vakfın tanıtım. eğitim ve teknık projelenne katkıda bulunmuş olacaksmız. TEMA Vakfı Tel (212) 283 78 16 (5 hat) 0 800 2 11 40 29 0 S00 211 40 24 - 0 «00 211 40 29 BOSCHE5S1 Tlırkiye'nin En Yaygın Servis Ağı Stze en yakın Bosch baystnı veya Bosch servısını öğrenmek ıçın Bosch Btlgı Hattı'nı ucretsız arayatnlırsınrz Aynca bu hattan kampanyamtz ıle ılgılı tum tHİgılen rie alabdırsinız BOSCHEn doğru seçim
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle