27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 MART 1997 PERŞEMBE 10 DIŞ HABERLER PTden Türkiye'ye suçlama • Dış Habeıier Servisi - Uluslarası Basın Enstitüsü (IPI). sonüçyıl içinde Türkiye'deki cezaevlerinde tutuklu gazeteci sayısının diğer ülkelerin üzerine çıkarak rekor düzeye ulaştığını ileri sürdü. IPI, 1 Ocakl997tarihmde Türkiye'de tutuklu bulunan gazeteci sayısının 78 olduğunu açıkladı. IPI, insan haklan ve tutuklamalar konusunda olumlu gelişmelerkaydettiğini ileri süren bir ülke için bu durumun kaygı verici olduğunu belirterek. yasalann değiştirilmesi gerektiğini bildirdi. IPI, tutuklu gazetecilenn afFedilmesini istedi. Arnavutluk dupuhnuyor • TtRAN(AA)- Amavutluk'ta silahlı çetelenn önceki gün biri polis 19 kişinin öldürdüğü bildirildi. Içişleri Bakanlığı, önceki akşam Burrel kentindeki bir bankaya saldıran 3 kişinin bir polis memurunu öldürdükten sonra güvenlik güçleri tarafından yakalandığını belirtti. Başkent Tiran'da rakip çeteler arasındaki kavgada 2 kişinin, kimliği belirsiz kişilerce açılan ateş sonucu ise bir sürücünün öidürüldüğü, Vlora yakınlanndaki bir servis istasyonuna dûzenlenen saldında da işletme sahibi ile yardımcısınm öidürüldüğü açıklandı. Fier kentinde ise 3 ceset bulundu. Berat, Mat, Balkıza kentlerinde birer, Mirdita ve Gyirokaster'de 2, Korça'da ise 3 kişi öldürüldü. Papua'da dapbeciler kazandı • PORT MORESBY (AA) - Papua Yeni Gine'de, askerlerin ayaklanmasına ve gösterilere yol açan olaylann ardından 10 gün direnen Başbakan Julius Chan istifa etti. Başbakan Chan, bir vekil atanması için 24 saat içinde kabineyi toplayacağını açıkladı. Chan, parlamentonun askerlerce kuşatılmasını ve gösterilerin yapılmasının ardından ülkede olası bir patlamayı önleyebilmek için ülkenin çıkan doğrultusunda hareket ettiğini açıkladı. Cezayir'de vahşet • Dış Haberler Servisi - Cezayir'in güneyinde radikal lslamcı militanlann son 3 ay içinde toplam 80 kişiyi boğazlayarak öldürdüğü Medea bölgesinde geçen pazar günü 5 kız öğrenci katledilirken dinci gruplardan "Silahlı Cihad için Islam Cephesi" (FIDA) adlı bir örgütün lideri güvenlik güçleri tarafından öldürüldü. Cezayir'de yayımlanan El Vatan gazetesinin haberine göre kız öğrencılerin öldürülmesinin sorumlusunun radikal lslamcı örgütler olduğu tahmin ediliyor. Kazak sınırma Rus askeri • ALMATI(AA)- Rusya'nın Kazakistan ile olan tüm sınırlanna askeri birlik yerleştirdiği bildirdi. Rusya, Kazakistan ile olan 7500 km'lik sınınn tamamını askeri denetim altına aldı. Rusya Federal Sınır Hizmeti Başkanı, Kazakistan'dan ülkesme kaçan suçlular ile sığınmacılan engellemek amacıyla sınıriara asker yerleştirildiğini savundu. Yılan korumasında • JAKARTA(AFP)- Endonezya'nın Semarang kentinde 29 mayıs günü yapılacak olan genel seçimlerde hükümet karşıtı göstericilerin olay çıkarmasının önlenmesi için 20 pıton yılanı ve yılan oynatıcılannın kullanılacağını bildirildi. Yarbay Harry Purdianto, kullanılacak piton yılanlannın 6 metre uzunluğunda ve 15 kilogram ağırlığında olduklannı söyledi. KinkeFden Erbakan'a devlet adamhğı dersiANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakan Necmettin Erba- kan'ın kendısıni hedef alan açıkla- malan nedeniyle Türkiye'ye kız- gın gelen Almanya Dışişleri Baka- nı Klaus KinkeL "Buraya başımı öne eğmeye veya özür dilemeye gel- medim. Benim başım dik. Mega- fon politikası yapmaktan vazgeçe- lim. Eğer Başbakan söy lediklerini tekzipetmesey di Roma'dan geri dö- necektim. Biz kapalı kapılar ardın- da birfoirimize her şeyi söylevebiU- riz, ancak dışany a karşı diümize hâkim obnahyız" dedı. Resmi bir ziyaret nedeniyle An- kara'da bulunan Almanya Dışışle- n Bakanı Kjnkel, Başbakan Erba- kan'ın "Başlannı öne eğecekler" açıklamasına sert tepkı gösterdı. Temaslanna Anıtkabir'ı ziyaret ede- rek başlayan ve Anıtkabir Ozel Def- teri'ne "Atatürk, reformlann sür- dürülmesindedemokrasinin sürek- ti kullanılan bir araç olduğunu bt- fiyordu" diye yazan Kjnkel. daha sonra TBMM'ye geçti. TBMM Başkanı Mustafa Kalemli tarafın- dan kabul edildikten sonra TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Sedat Aloğlu ve üyeleri ziyaret eden Kin- kel, komisyonda hiç kadın millet- vekili olmamasına dikkat çekti. Ko- nuk bakan. "Bayanlar olmadığına göresize "Sayın meslektaşlanm' di- verek başlamamda hiç sakınca yok" diye espri yaptı. -Dılinc hâkim (>r Türkiye zıyaretini hem Alman- ya Dışişleri Bakanı hem de AB temsilcisi olarak yaptığını vurgula- yan Kinkel, Başbakan Erbakan'ın. kendisine yönelik "Başını öne eğe- cek" sözlerine şu yanıtı verdi: "Buraya geliş niyetim, kesinHkle ne başımıönümeeğme, ne utanç için- de olmak ne de özür dilemck ama- cını taşıyor. Cerek .AB temsilcisi ve gerek Dışişleri Bakanı olarak böy- le bir gereklilik olduğu kanısında değüim. Eğer dün (önceki gun) Baş- bakan'ın söviemiş olduğu iddia edi- len sözier tekzip edilmeseydi o za- man Roma'dantekrar Almanya'ya dönecektim. Çünkü öyle bir sözün sonunda buraya gelmeyi diişüne- mezdim. Bunu kırgınlık biçiminde ifade etmiyorum. ama açık biçim- Almanya Dışişleri Bakanı: "Megafon politikası • yapmaktan vazgeçelim. Eğer Başbakan söylediklerini tekzip etmeseydi Roma 'dan geri dönecektim. Biz kapalı kapılar ardında birbirimize herşeyi söyleyebiliriz, ancak dışanya karşı dilimize hâkim olmahyız." Başbakan Erbakan Kinkel ile görüşmesinde yine basına yüklenirken, önceki gün RP grubunda öne sürdüğü görüşlerden geri adım attı. Erbakan, Almanya Dışişleri Bakanı 'na, "Eskiden beri söylediğimiz bir şey var, kimse basının yazdıklanna inanmasın " diyerek çark etti. de ifade etmek«stiyorum. Bizdevam- lı temas vedrvalog halinde olan dost- lar olarak aramızda dostane yakla- şımlar içinde, açıksö/Jü olarak, ka- palı kapılar ardında her şeyi söyle- yebiliriz. Fakat dışanya karşı ko- nuştuğumuzda, dilimize de hâkim olmanuz lazun. Megafon politikası yapmamalıyız. Daha objektif yak- İaşmalryız. Buraya aramızdaki ha- vayı yumuşatmaya geldim." Kinkel, daha sonra Dışişleri Ba- kanlığı'na geçerek Başbakan Yar- dımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu ÇiDer ile bir araya geldi. lkı dışiş- leri bakanı baş başa görüşmenin ardından ortak basın toplantısı dü- zenlediler. Basın toplantısında ilk sözü alan Çiller özetle şu görüşle- ri dıle getirdı: "Türkiye'nin AB ile beklentikri açıkür. Bu beklentilerimizi KinkeTe açıkçadilegetirdik.TürkiyeveTürk halkı AB kanabndadır. 1963 Anlaş- ması OeTürkiye'nin tam üyetikhak- kı garanti alüna alınınıştır. Bunun teyidi önemlidir. Türkiye'ye adil davranılması.eşh kıstaslarla değer- lendirilmesini istiyoru/. Türkiyt'ye farkh kıstaslarla dav ranılmasu fark- h nedenleriedçlanması anlamınage- lir ki bu da bolge vedünya banşı açt- sından doğru bir yaklaşım değildir. Tfirkrye, NATO'nun genişlemesine karşı değildir. Ancak Ban Avrupa Birtiği,NATO'nun gücünden fayda- lanmaktadır. Dolayısryla BAB-NA- TO ilişkisi açıkça ortadadır. Aynı şekikk BAB. AB'nin de önşarbdır. Bunlar arasında doğrudan iüşki vardır ve bu kurumlann genişle- meleri bağunsız olarak düşünüle- mez." 'Tam ûyeBk görûnmûyor' Çiller' in ardından söz alan Kin- kel, Türk-Alman ilişkilerinin her zaman "kaHteB" bir biçimde sür- dürüldüğüne işaret ederek, ülke- sinde yaşayan 2.1 milyon Türkün bir banş köprüsü olarak görev yap- tığını kaydetti. Kinkel, Erbakan'ın sörlerine yanıt olarak da şunlan kaydetti: "Bir Alman ve bir Avrupalı ba- kan olarak başım dik olarak gel- dim. Hiçbir Avrupalı bakanın da Türkiye'de utanmasına neden yok- tur. Şahsen ben Türkive'vi en zor günlerinde, gümrük biriiği önce- sindededestekkdim. Bununaıum- sanması gerekir. Türkiye, Avru- pa'va aittir. Türkiye'nin beklentile- ri. başanlı bir Avrupa politikası ve pragmatik bir yaklaşımı da zorun- İu kılar. Avrupa, bugün ulaşuği nok- taya kolay gelmedi. Bugünkü Av- rupa sabırlı çabalann sonucudur. NATO'nungenişlemesi ile ilgili ola- rak üye ülketerin bitinçli davran- malan gerekir.Türkiye, Avrupa'ya bağbdır. Tam üyelik hedefine yöne- Kkana ray üzerindedir. Kızağa çek- mevevavoldan itmesözkonusu de- ğildir. Tam üyelik yakın bir gelecek- te gerçekleşmevecektir. İnsan hak- lan, Kİbns sonınu ve Kürt sorunu- nun çözülmesi gerekir." Kinkel. bir soru üzerine, AB 'nin hazıranda yapacağı toplantısının aday ülkelere kapalı olacağını be- lirtirken. "aile fötoğrannın haziran- da çek9me\«ceğini, hazirandan son- ra vapılacak görüşmelere göre bir sonraki konferansa hangi ülketerin kaUlacağının beürleneceğini, nuviJk olasıbkla lürkiye"nin die bu grup- ta yer alacağuu" kaydetti. Basma suçlamayla çark Daha sonra Başbakanlığa geçen Kinkel, saat 16.30 sıralannda Er- bakan tarafından kabul edıldı. Erbakan. Kinkel ile görüşmesin- de yıne basına yüklenirken. önce- ki gün RP grubunda öne sürdügü görüşlerden geri adım attı. Erba- kan. Almanya Dışişleri Bakanı'na, "Eskiden beri söytediğimiz bir şey var, kimse basunnyazdıklanna inan- masın" diyerek, RP grubunda ka- meralann önünde söylediği sözle- ri nedeniyle dogan bunalımı bası- na yükledi. Kinkel, dün Almanya Büyükel- çiliği'nin onuruna verdiği resepsi- yonda yaptığı konuşmada, gün bo- yu yaptığı temaslan "Dost aa söy- ler" sözlenyle özetledi. Kinkel, tkı ülke arasındaki ilışkilerde dalgalan- malar yaşanmasına, görüş farklılık- ların olmasına karşın, bu sürtüş- melerin iyi temelleri olan Türk- Alman ilişkilerini bozulmaması gerektiğini kaydetti. Kinkel, duygusal ve aşın hare- ketli bir dönemden geçildiğini be- lirterek. "Aşın duygusaSığı bu^- kıp pragmatik yoUarİa Oişkfleri sür- dürmeliyiz.Gerginliklerigeridebı- rakmalıvız" dedı.Görüşmeleri de- ğerlendiren Türk diplomatlar, Turk- Alman ilişkilerindeki "uçurumla- nn daralüldığmı" belirtirken, Al- man diplomatik kaynaklar. "An- kara'run Kıbns konusndakiyakla- şunından memnun olduklannı, an- cak insan haklan ihlalleri ve Kürt sorununun çözümüyie ilgili ikna ol- madıklannı"ka\dettiler. Kjnkel'ın. Uluslararası AfÖrgütü'nün Tür- kiye'de işlenen insan haklan ihlal- lariyle ilgili bir raporu insan hak- lanndan sorumlu Devlet Bakanı Lütfii Esengün'e sundugu öğrenil- dr "_ Yılmazşikâyetetti ANAP Genel Başkanı Mesut Yü- maz, Alman Dışişleri Bakanı Kla- us Kinkel ile yaptığı buluşmada, Başbakan Necmettin Erbakan'ı şi- kayet etti. Türkiye'nin AB üyeliği önündeki en büyük engelin RE- FAHYOL hükümeti olduğunu söy- leyen Yılmaz, "Avrupa Birüği'nden veAlmanya'dan beldentimiz. Tür- ldye'vi değerlendirirken. sadece bu hükümctin çelişkiii-yanlış nıcsaj- lanna bakarak karar vermemele- ridir" dedı. Yılmaz, "Sayın Ba- kan'ın bilmesi lazım ki, bizim bu hü- kümetle dış politika konusunda hiç- bir diyaloğumuzyoktur. Dış poli- tika bu hükümet zamanında iç po- litika malzemesi haline getirihniş- tir.." dedi DSP lideri Ecevıt de, dün partı- sınin grup toplantısında, "tahrik- çi üslup nedeniyle Almanya ile cid- di bir kriz çıkmak üzere olduğunu, Dışişleri Bakanlığı'nın çabalany la bunalımın şimdilik önlendiğini" söyledi. Avrupalı işçi huzursuz• AB ülkelerinin bütçe açıklannı kısmak amacıyla izledikleri kemer sıkma politikası, çalışanlan işsizlik korkusuna düşürdü. Dış Haberler Servisi - Avrupa Birliği'nin (AB) ajandasmdaki en önemli maddelerden bıri olan hükümetlerin bütçe açıklannı azaltma hedefleri ve bu doğrul- tuda kamu ve sosyal güvenlik harcamalannda yapmaya baş- ladıklan kısıtlamalar ile iş gü- vencesinin azalması, Avrupalı işçinin huzursuzluğunu giderek arttınyor. Almanya'nın çelik devlerı Krupp ve Thyssen'in 8 bin ki- şinin işsiz kalmasına yol açacak ortaklık girişimini şimdilik as- kıya almalan bıle her iki şirke- tin binlerce çalışanın sokağa dö- külmesini ve iş bırakma eylemi yapmalannın önleyemedi. Dortmund'da Krupp Hoesch Stahl firmasının çalışanlan dün Almanya'daki gösterilerin başını 8 bini i>si/.lik tehlik. .. an buruna gelen çelik işçisi çekivor. ateşe dayanıklı çalışma giysile- rini giyerek şirketin işçi çıkarma karanna karşı gösteri yaparlar- ken Duisburg kentinde de Thyssen çelik fabrikasının çalı- şanlan Krupp firması ile ortak yatırun yapma karanru önlemek amacıyla iş bırakma eylemi yap- tılar. Krupp'un Tyssen ile 5 gün- dür süregelen ortaklık görüşme- lerini yanda kesmesi, Alman- ya'da özelikle çelik ve maden sektörlennde giderek yayılan "işsiz kalma korkusunu" önle- ARJANTtN CU1NTASINA DESTEK VERDİĞt İÇİN MAHKEMEYE VERİLtYOR Papa9 nın işkencesever adamı BÜENOS AIRES (Reuter) - Arjantin'de Plaza de Mayo Anneleri adıyla bilinen kayıp annelerinin oluşturduğu insan haklan örgütünün, Vatıkan'ın cunta dönemi Arjantin temsilcisi Pio Laghi aleyhine. 1976-1983 yıllan arasında iktidarda olan askeri yönetim ile işbirliği yaptığı gerekçesiyle ttalya'da dav a açacağı bildirildi. Plaza De Mayo Anneleri'nin lideri Hebe de Bonafini, Reuter haber ajansına yaptığı açıklamada, "20 mayıs günü Pio Laghi aleyhine, Arjantin'deki yasadışı baskılara doğrudan kanşüğı gergekçesiy le dava açacağız. Bıınu Italyan avukatiar ve insan haklan örgütleriyle büiikte yapacağız" dedi. Ulusal Kayıp tnsanlar Komisyonu'nun (CONADEP) yaptığı araştırmaların sonucunda, Vatikan'ın 70"lı Arjantinli anneler 21 yıldır mücadeleierini sürdürüyor. yıllardaki Vatikan Temsilcisi Monsenyör Laghi'nin. "Kirli Savaş"'a katıldığı belırlenen 1.351 kışılik listenın arasında olduğu ortaya çıkmıştı. Ama Katolık Temsılci'nin adı, CONADEP tarafından yayımlanan "Bir Daha Asla" adlı kitaptakı son listede yer almamıştı. Kitapta, askeri yönetimin solculara yönelik baskılan ve işlediğı suçlara yer veriliyordu. Avukat ve insan haklan eylemcisi Emilio Mignone, 1986'da yayımlanan bir kitapta, CONADEP üyelerinin o zamanki Dev let Başkanı Raııl Alfonsin ile Vatikan Temsilcisi'nin durumu üzerine konuştuklanm ve Temsilci'nin adım listeye koymaktan vazgeçtiklerini yazmıştı. Pio Laghi. 1983'te demokrasiye geçildikten sonra insan haklan ihlalleriyle suçlanan ama Başkan Carlos Menem'in 1989'da ilan ettığı af ile dığer suç ortaklanyla birlikte serbest bırakılan General Jorge Rafael Vldela hükümeti döneminde Vatikan Temsılciliği görevini yürütmüştü. Laghi, General Videla'yı iş basına getiren 1976 darbesınden ikı ay sonra "General Vldela'nın ülkeye banşı getirmek için söyledikleriyle Tann'nın, Arjantin'in banş içinde yaşaması arzusu arasında çok değerii ve cesaret verici bir benzertik var" demişti. meye yetmiyor. Krupp fabrika- sının işçi konseyi başkanı Juer- gen Hafher, ışçilerin iş güven- likleri sağlanana kadar iş bırak- ma eylemini zaman zaman sür- düreceklerini açıkladı. Huzursuzluk ya^ıhyor Intemational Herald Tribune gazetesinin haberine göre Av- rupa'da işcilerin huzursuzluğu giderek yayılıyor. Harcamalann kısılmasından ve bu çerçevede sosyal ve mali güvenliğin gide- rek yok olmasından korkan yüz binlerce işçi sokaklara dökülü- yor. Geçen haftalarda otomotiv sektörünün önde gelen isimlerin- den Renault firması çalışanlan- nın Belçika, Fransa ve Ispan- ya'daki fabrikalann bazı birim- lerinin kapatılmasını ve işten çı- karmalan protesto etmek için yaptıklan grevler. Almanya'da ek yardımlann azaltılmasından en- dişelenen maden işçilerinin yü- rüyüşü, Fransa'da sağlık bütçe- sindeki kesintileri portesto eden tıp öğrencilerinin grevi, 300 bi- ni aşkın İtalyan işçisinin hükü- metin daha fazla istihdam ya- ratması gerektiğini söyleyerek gösteri düzenlemesi Avrupalı iş- çının bu korku ve tedirginliğinin en büyük göstergesi. Yaşlı kıtanın siyasi, sanayi ve ticaret liderlerine göre işcilerin bu ayaklanmalan hükümetlerin tamamen köşeye sıkıştığı bir dö- neme rastlıyor. Zira, ortak para birimine ge- çilmesi için Maastricht Anlaşma- sı uyannca yıllık bütçe harcama- lannm behrli bir oranda azaltıl- masını sağlamak amacıyla hü- kümetler gerek kamu harcama- lannda gerekse sosyal güvenlik konulannda kısıtlamalara gidi- yorlar. Bu hafta Italya ve Belçika hü- kümetleri tasarruf önlemlerini uygulamaya sokmayı planlıyor- lar. Almanya Maliye Bakanı Theo Weigel'de geçen hafta so- nunda bir açıklama yaparak Bonn'un da ortak para birimi için uyulması gereken hedefle- re ulaşmak amacıyla sosyal yar- dım harcamalannda kısıtlama- lara gidileceğini bildirmişti. Avrupa Biriiği ortak para bi- rimine geçilebilmesi için üye ül- kelerin bütçe açıkJannın gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 3'ünü geçmemesi gerekiyor. Ziyaretin perde arkası. Başbakan'ın diplomatik hezimeti • Başını öne eğeceğini öne süren Erbakan'ın sözleri üzerine gezisini iptal etme tehdidinde bulunan Almanya Dışişleri Bakanı Kinkel, Dışişleri Bakanlığı'nın resmi düzeltme vaadi üzerine Ankara'ya geldi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Necmet- tin Erbakan'ın, Şansölye Hel- mut Kohl'ün kendisine yap- tığı daveri "zafer" havasıyla sunmasına karşın Almanya Dışişleri Bakanı Klaus Kin- kel'in Türkiye'de "başDUÖnü- ne eğmek zorunda kalacağı- nı"öne sürmesı "diplomatik bir hezinıet'"le sonuçlandı. Erbakan'ın RP grubunda- kı sözlerini, Avrupa Birli- ği'nin temelini oluşturan Ro- ma Anlaşması 'nin 40. yıldö- nümü nedeniyle bulunduğu Roma'dakı konferansın çıkı- şında eüne verilen Alman Ha- ber Ajansı "DEA"nın bülte- ninden öğrenen Kinkel sinir- lendi. Ankara'daki DEA tem- silciliğini telefonla kendisi arayan Kinkel. Erbakan'ın açıklamalan konusunda bil- gi aldı ve Bonn ile temasa geçti. Kinkel'in, "Erbakan sözlerini düzeltmezse Türki- ye ziyaretini iptal edeceğim*' mesajını vermesı üzerine ha- rekete geçen Dışişleri Bakan- lığı. başbakanın sözlerinin yanlış anlama nedeniyle so- run yarattığını Alman tarafı- na iletti. Ancak Erbakan'ın sözlerini TBMM TV ve bant çözümlerinden de teyit eden Almanya'nın Türkiye Büyü- kelçiliği, resmi açıklama is- temine de olumlu yanıt aldı. Bu ginşimleri "Erbakan'ın özürü" olarak kabul eden Kinkel. yaklaşık iki saatlik bir gecikmenin ardından ön- ceki gece saat 23.30 sıralann- da Ankara'ya indi. Kinkel'in zıyareti, Türkiye'nin Erba- kan'ın sözlerini geri aldığma ilişkin ginşimleriyle gerçek- leşebildi. Kinkel, dün sabah Alman gazeteciler için düzenlediği kahvaltıh basın toplantısın- da da tepkisini şöyle dile ge- tırdi: " Erbakan'ın ifadeieri dost- ça bir yaklaşım değil. Ben Tüıidye-AB arasındaki güm- rük biriiğinin sağhklı işkyişi için Vunanistan'a karşı çaba harcıyorum. vetoyu kaldır- ması için iknaya çalışıyorum. Ancak Türkiye bizim başı- mm eğmemizi istiyDr. Hiç kuş- kusuz Türkiye rayının yanın- da değiL üzerindeduracakur. Ancak şuandagörülebilir bir gelecekte Türkiye AB üyesi olamaz. Bunu ABD'nin esld ve şu andaki dışişleri bakan- lanna da sövledim." Boeing-737'lerde ölüm tehlikesi LONDRA (AFP) - lngiliz BBC televizyonu, basına sız- dınlan ABD hava güvenliği müfettişlerinin raporuna da- yanarak verdiği bir haberde, şu an kullanımda olan 3 bin adet Boeing 737 tipi uçağındümen tasanmlannın hatalı olduğu- nu ileri sürdü. Televizyon, ABD Ulusal Ulaşım Güven- liği Kurulu'nun(NTSB). »Dû- men kilitlenmesi arük olasıhk dışı bir olay olarak düşünüle- mez. Bu durum Federal Hava- ahk Dairesi'nin (FAA) verdi- ği ruhsadann güvenilirtiğine Oişkuı ciddi kuşkıdar ıryandF nyor" dedığini belirtti. Ha- berde, NTSB'nin 737 tipi uçaklann aynı tür uçaklarla aynı güvenlik düzeyinde olma- dığını vurguladığı bildirildi. BBC, NTSB'nin yakmda, bir ya da iki büyük uçak kazası- nın dümen sorunlanndan kay- naklanmış olabileceğıni sav- layacağını duyurdu. BBC haberinde, yenilen- memiş 737'lerin lOayda 1 or- talamayla satışınm sürdüğü- ne yer verdi. Haber progra- mında. uzmanlann. dümen so- nuna kadar (26 derece) dön- dürüldüğü zaman kilitlenerek uçağın yere çakılmasına neden olabileceğini ortaya çıkardı- ğı anlatıldı. Programda konuşan Boeing başmühendislerinden Mike Denton. NTSB'nin vardığj so- nuçlara katılmadığını ve NTSB'nin bazı noktalardaya- raldığını söyledi. Denton, 1991 yılında Colorado Springs'te ve 1994'te Pittsburgh'dadüşen uçaklann düşüş nedeninin dü- men sorunlanndan kaynak- landığına ilişkin kanıtlar ol- duğu yolundaki savlan yalan- ladı. Denton, bütün araşurma- lara karşın bu kazalann nede- ninin kesin olarak belirieneme- diğini söyledi. Haber progra- mında Ingiltere, Hindistan, Panama ve Virginia'da ger- çekleşen kazalann dümen ha- tasmdan kaynaklanmış olabi- lecegine yerverildı. NTSB' nin 1981 -1991 yıllan arasmdabaş- kanlığını yapan Jim Bumett, NTSB'nin yaptığı araştırma- nın, Boeing uçaklannın, Bo- eing şirketinin FAA'ya verdi- ği yanlış bilgiler temel ahna- rak ruhsatlandınldığını orta- ya çıkardığını belirtti. lngiliz seçimlerine IRA bombalan Dış Haberler Servisi - tngil- tere'nın orta kesimindekı Wilmslow kentinin merke- zinde iki büyük patlama meydana geldi. Sky televizyonu, polisin, patlamalar öncesinde. Ku- zey İrlanda'nın bağımsızlı- ğı için mücadele eden tr- landa Cumhunyet Ordu- su'ndan (IRA) şifreli bir telefon aldığını bildirdi. Polis, Manchester yakının- daki kentin gan önünde ve bir karakolun önünde bir- kaç dakika arayla meydana gelen patlamalar- da ölü ve yaralı olmadığını açıkladı. Bu arada. BBC radyosu, yine ülkenin orta kesimin- de bulunan Doncaster kenti ganna bomba yerleştirildi- ği yolunda polise gelen bil- gi üzerine, gar ve çevresi- nin boşaltıldığını bildirdi. tngiltere Başbakanı John Major, gazetecilere yaptığı açıklamada, patlamanırt IRA'nın işi gibi göründü- ğünü söyledi. Sinn Fein'in Kuzey lrlan- da'daki seçimlere katıldığı bir anda meydana gelen patlamalann demokrasiye büyük bir saygısızlık oldu- ğunu ifade eden Major. "Umarım IRA, Kuzey Ir- landa'da sandık başındaki kampanyasına İngiltere'de bombalarla devam etmez" şeklinde konuştu. ingilte- re'de 1 mayısta yapılacak genel seçimin favorisi ola- rak görülen işçi Partisi'nin lideri Tony Blair, patlama- lardan sonra yaptığı açıkla- mada, IRA'ya eylemlerine son veımeleri çağnsında bulunarak "1 Mayıs seçim- lerinde hükümet el değiştir- se de İngihere'nin örgüt ko- nusundaki yaklaşımı değiş- mevecektir"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle