Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 MART 1997 ÇARŞAMBA
HABERLER
Uçak kazalarmnı ardında
kâr hırsı yatiyor
Eski ABD Ulaştırma Bakanlığı
Başmüfettişi, uyarılan
dinlenmeyince kitap yazdı
Schiavo,
güvenli bir
uçak
yolculuğu
için nelere
dikkat
edilmesi
gerektiğiııi
aniatıvor.
Çeviri Servisi - ABD'de Ulaştırma Bakanlığı
ıle Federal Havacıhk Dairesi'nin (EAA)
arasının açılmasına yol açan hava
taşımacılığinda güvenlik konusu, eski
Ulaştırma Bakanlığı Başmüfettişi Mary
Schiavo'nun yazdığı bir kitap ile suyüzûne
çıktı. ABD'de iç hatlarda çalışan
ValueJet'lerin uçuş güvenliği açısından son
derece sakıncalı olduğunu ileri süren ve bu
konuda FAA'yı sûrekli uyaran Schiavo'nun ne
denli haklı olduğu acı bir olay ile kanıtlandı.
11 Mayıs 1996"da Florida'da 110 yolcu ve
mürettebatıyla birlikte bataklığa düşen
ValueJet'ten kurtulan olmadı. Kazanın, FAA
yetkililerinin uyanlanna kulak asmaması
yüzünden meydana geldiğini öne süren
Schiavo, sesini duyurabilmek için
görevinden istifa etti ve görüşlerini
"Kör Uçuş" adlı kitabında dile getirdi.
Time dergisinin kapak konusu yaptığı
haberde, Schiavo'nun kitabından
almtılar yer alıyor. Kitabında,
havayolu şirketlerinin daha fazla
kâr etmek amacıyla
başvurduklan dolambaçlı yollan
gözler önüne seren Schiavo,
uçak yolculanrun güvenli
bir yolculuk için şu
hususlara dikkat etmesi
gerektığini belirtiyor:
1- Eski jet uçaklanna
binmeyiıı
20 yıllık uçaklan allayıp
Mary Schiavo'nun kitabı Kör Uçuş, Time
dergjsine kapak oldu.
pullayıp uçak fılosuna katan havayolu
şirketlerini seçmeyin. Sektöre yeni giren ve
mali sıkıntı içindeki havayolu şirketlerinden
uzak durun. Eski uçaklannı emekliye ayıran
ve filosunu sürekli yenileyen şirketleri tercih
edin.
2- İmalat hatası olan uçaklar ile uçmayın
Bazı uçaklann sicili bozuktur. sık sık kaza
yaparlar. Aşın soğuk ortamlarda kontrolden
çıkan Fransız-ltalyan ortak yapımı ATR
uçaklan ve şaibeli bir geçmişe sahip olan Rus
yapımı uçaklara. gerekmedikçe binmeyin.
3- Uçakta en güvenli yere oturun
Kaza istatistiklerine göre uçaklarda güvenli
yer yoktur. Ancak yine de hayatta kalma
şansımn yüksek olduğu yerler vardır. Uçak
kazalannda insanlar genellikle dumandan
boğularak ölür. Bu nedenle kondor tarafindaki
'çıkış' kapılanna yakın koltuklar tercih
edilmelidir. Çıkış kapısı ile koltuk arasında,
geçişi engelleyecek herhangi bir engel
bulunmamasına dikkat edilmelidir.
4- Güvenlik konusundaki şikâyetlerinizi
yetkililere büdirin
Uçuş sırasmda tanık olduğunuz aksaklıklan
vakit geçirmeden yetkililere bildirin.
Güvenliğine ilişkin olumsuz duyumlar •
aldığınız havayollanndan uzak durun.
5- Havaalanı açık bile olsa nrünalı havalarda
uçmayın
Olumsuz hava koşullannda mecbur olmadıkça
uçmayın. Eğer pilot deneyimli ve soğukkanlı
ıse sorun çıkmayabihr, ancak pilot konusunda
herhangi bir tercih şansınız olmadığından işi
şansa bırakmayın.
6- Uçak mürettebaö ile Ugili şikâyetierinizi
itgilikrebiklirin
Uçuş sırasında istekleriniz yerine getirilmiyor,
hak ettiğiniz koşullar sağlanmıyor ise mutlaka
ilgilinin adını kaydedin. Uçuştan sonra
şikâyetlerinizi havayolu şirketine bildirin.
Soğukoğlu
'Tuda
yangını
kaderin
tecellisV
• İstanbul Itfaiye
Müdürü Muhittin
Soğukoğlu, tanker
yangınında yaşamını
yitiren İtfaiye Grup
Amiri Celil Dağ'ı,
inançlı özelliğinden
özelliğinden dolayı
'amiryaptığınf
açıkladı.
İstanbul Haber Servisi -
RP'lı İstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nin ttfaiye Mü-
dürü Doç. Dr.Muhhtin So-
ğukoğlu. Tuzla'daki tanker
yangınını 'kaderin bir tecel-
lisi' olarak değerlendirdi.
tki ıtfaiyecinin öldüğü, 20
ıtfaiyecinin de yaralandığı
Tuzla yangınını. ttfaiye der-
gısinın ocak-şubat sayısı için
değerlendiren Soğukoğlu,
yangınla ilgılı olarak "Mu-
hakkak ki zahiri sorumlula-
n vardır, ancak inancımıza
göre olayda batıni sebep ka-
derin bir tecellisidir''' ifade-
sını kullandı Soğukoğlu,
eğitimı gereğı er olarak gö-
reve başlaması gereken Ce-
lil Dağ'ı doğrudan grup amir
yardımcısı yapmasının ge-
rekçelerinı de şöyle anlattı:
"Celil Dağ, itfaiyemize son
akitğımız üniversite mezunu,
inançlı, inancını yaşamaya
çalışan, kabuğuna sığmayan,
gözünü budaktan esirgeme-
yen, bundan dolayı başından
macera eksik olmayan bir
kardeşimizdL ttfaiye Eğitim
Merkezimizde vermiş oldu-
ğumuz 4.5 ayhk temel eğiti-
mini pekiyi dereceyle bitir-
mesini müteakip Fatih Gru-
bu'nda-Grap Amiri nezare-
tinde amiryardımcısı olarak
görevlendirilmiş, birkaç ay
önce de \ekâleten Bakırköy
Grup Amirügi'ne atanmış-
h."
Soğukoğlu, Celil Dağ'a
görev verdıği sırada söyle-
diği sözleri aktanrken de yö-
neticilik ve düşünce sistemi-
ne ilişkin ipuçlan verdi: "O
gün kcndisini çağırmış ve
şöyle demiştim: 'Sana ağır
birgörev vermeyi düşünüyo-
rum. Ancak bu görevi başar-
maya mecbursun. Zira
omuzlanmızdaki yük çok
ağırdır. Yıllardır inanan in-
sanlar olarak ezildik ve hor-
landık. Üstad'ın ifadesiyle
"öz yurdumuzda garip, öz
vatanımızda parya muame-
lesı gördük." Hertürlüalter-
natif denendikten sonra,
Rabbimiz'in inayetiyle hal-
kımız inananlan görev başı-
na getirdi. Bunun kıymetini
bilmez. üstesinden gelemez-
sek, belki bir daha bu ema-
net uhdetnizetevdiedilmez."
Sogukoğlu'nun yaklaşı-
mını değerlendiren psikiat-
rist Prof. Dr. Özcan Köknel,
bu konuşmanın bilimın yanı
sıra tslamın akılcılığı buyu-
ran ıçeriğine de aykın oldu-
ğunu söyledi.
İçişleri Bakanlığı'nın bu kursların kapatılması yönünde harekete geçmediği belirlendi
Yasadışı Kuran kıırslan korunuyor
BAR1ŞDOSTER
Tarihi Milli Güvenlik Kurulu (MGK)
toplantısından sonra gündeme gelen ve ka-
patılmalan yönünde tavsiye karan alınan
yasadışı Kuran kurslan hakkında, Istan-
bul'da bugüne dek hiçbir işlem yapılmadı-
ğı ortaya çıktı.
tstanbul'da yasadışı Kuran kurslannın en
yoğun olduğu Üsküdar, Sultanbeyli ve Ga-
ziosmanpaşa ka>Tnakamlan, kendilerine bu
yönde bir talımat gelmediğıni söylediler.
İstanbul Valısı Rıdvan Yenişen ise MKG
toplantısından sonra yapılması gerekenle-
ri öncelikle İçişleri Bakanlığı'nın tespit et-
mesi gerektığini vurgulayarak, "Öncelikle
bakanlık ne tür önlcmler aknması gerektı-
ğini kararlaştınp bize bil-
dirmeli ki bu de ona göre
gereğiniyapabileliın
r
' diye
konuştu.
28 şubatta yapılan
MGK toplantısında üze-
rinde önemîe durulan ve
kapatılmalan hükümete
tavsiye edilen yasadışı Ku-
ran kurslannın faaliyetle-
rine devam ettikleri belir-
lendi. Türkiye genelinde
yasadışı olarak eğitim ve-
ren toplam 425 Kuran kur-
sunun yaklaşık 200'ünün
bulunduğu tstanbul'da. bu
kurslann en yoğun olduğu
bölgelerin başında gelen
Osküdar, Sultanbeyli ve
Gaziosmanpaşa ilçelerin-
de henüz hiçbir kurs hak-
kında işlem yapılmadı.
Üsküdar Kaymakamı Alim Koçer,konuyla
ilgili olarak henüz ilgili bakanlıktan bir ta-
limat gelmediğini belirterek "Tatimat gel-
mesini bekliyoruz. Gelirse gereğini yapanz.
Ama henüz bir talimat gelmediği için bir iş-
lem de \apılmadı" dı>e konuştu.
Şeriatçı örgütlenmenin en yoğun yaşan-
dığı ilçeler arasında yer alan Sultanbey-
li'nin kaymakarru AhmetArabacı ise yasa-
dışı kurslar hakkında herhangi bir bilgiye
sahıp olmadığını kaydetti. Arabacı. "BeMe-
mizde yasadışı Kuran kursu varsa ve bun-
lann kapatılmalan yönünde bir talep gelir-
se harekete geçeriz. Fakat şu ana dek böyle
bir talep gelmedP dedi.
Diyanet'e baglı en fazla Kuran kursunun
bulunduğu Gaziosmanpaşa ilçesinin kay-
makamı Aziz lnci de diğer kaymakamlan
doğruladı ve "Bu kurslaria Ugili bir işlem
yapmakiçin herhangi birtalimatalmadık"
diye konuştu.
Konuyla ilgili sorulanmızı yanıtlayan
Vali Rıdvan Yenişen de, bu konunun 40 yıl-
lık bir konu olduğunu ve öncelikle bakan-
hğın yapılması gerekenleri belirlemesi ge-
rektiğini söyledi. Yenişen. neyin yasal ne-
yin yasadışı olduğuna öncelikle İçişleri Ba-
kanlığı'nın karar verip uygulamalan için
kendilerine bildirmesi gerektiğini savuna-
rak şöyle konuştu: "Yasadışı olan bir yeri
tstanbul polisi kapaür. Müfettişler kursta
gerekli incelemeyi yaptıktan sonra kapat-
mamızı isterlerse biz kapannz. Bu konuda
en çok tartışılan yerler, ögrenci yurtlan.
Tokat Sağlık Müdürü Uçar: Tepkiler imam-hatip düşmanlığı
Imamlar saghk müdürlüğü kadrosunda
HÜSEYtN KALKAN
TOKAT - RP. kendine bağlı bakanhklardan sonra şimdi
de Sağlık Bakanlığı birimlerinde kadrolaşıyor. Tokat'ta 21
köy imamı tl Sağlık Müdürlüp kadrolanna yatay geçiş
yaptı. 40'a yakın imamın da geçiş yapmak için onay bek-
İediği öğrenildi.Tokat Sağlık Müdürü HüseyinUçar. ımam
kadrolaşmasına yönelik tepkileri, "imam-hatip düşmanb-
ğı" olarak nitelendirdi.
Imamltk yaparken üp fakültesıni bitirerek doktor olan To-
kat ll Sağlık Müdürü Hüseyin Uçar, kurumunda imamlan
istihdam etmekle suçlanıyor. Uçar'ın, imam arkadaşı Sefer
Şahin'ı Sağlık Müdür YardımeıhğVna getirdiği iddia edil-
di. Tokat'taki imam kadrolaşması önce üst düzey yönetici-
lerle başladı. Imamlık yapan Bilal Şeker Dofum Hastane-
si Müdür Yardımcılığf na. Hüsnü Ozdemir Reşadiye Dev-
let Hastanesi Müdürlüğü'ne, Seyfi Yıtmaz Erbaa Hastane-
si Müdürlügü'ne. Cebl ve Cemal Balakar kardeşler ise Zi-
le Devlet Hastanesi müdür yardımcılıklanna atandılar.
Tokat tl Sağlık Müdürlügü'nebağh çeşitli kurumlara ge-
çiş yapan imamlann sayısı yetkililere göre 21. Ancakbu sa-
ymın ilçe ve köy birimlerine atananlarla birlikte 60'a çık-
tığı öne sürülüyor. Tokat Sağlık Müdürlüğü birimlerine ya-
tay geçişle alınan imamlann adlan şöyle:
Necati Çakmak, İsmail Durnıuş, Eyüp Çınar, Hasan
Dumlupınar, Ali Demir, Bcsinı Ocak, Eyüp Ozsm. RecepO-
cak.AliBenli,ÖmerDogan,\'usufDündar,MehmctTeımır.
SaHh Dumanh, Doğan Zal, AM Tok. Burfaan Erdoğan, İsa
Çamsan. Mustafa Baltacı, Ömer Tok, Seyfeüin Duman.
Yetkihler, sağlık müdürlüğü birimîerine atama için 23
imamın beklediğini belirtirken, bazı kaynaklar bu rakarm
40 olarak bildirdiler.
Çünkü burada Kuran okununca burasuun
yurt mu, yoksa kurs mu olduğu yönünde
tarüşma çıkıyor ve Kuran okuyanİarda sa-
dece öğreıunek amacıyla bu işi yapbklan-
IU, aslen kurs olmadıklannı söylüyorlar. Ay-
ncayasalar günceUeştirilmeU. Kılık kıyafet
yasasua ay kın giyinen bir kişiyi polis yaka-
layıp mahkemeye çıkardıktan sonra o kişi
10 bin lira paracezası verip kurtuluyor. Ön-
cetikk ne yapılacağına karar verilmeli."
Diyanet Işleri Başkanı MehmetNuri Yıl-
maz, gazetemize yaptığı açıklamada, Tür-
kiye genelinde yılda 150-200 Kuran kursu
açıldığını ve yılda 150 civannda kursun da
öğrenci yokluğundan dolayı kapandığını
belfrftt, Yılmai, 1, Oc^k t997 tarihi iffba-
nyla TürlHye genelindekı 5 bin 24İ Kuran
kursunda 177 bin 120öğren-
cinin eğitim gördüğünü ve
bu kurslarda 5 bin 510 öğre-
ticinin ders verdiğini kaydet-
ti. Yılmaz'ın verdiği bilgiye
göre tstanbul'daki 362 Ku-
ran kursunda toplam 19 bin
201 öğrenci ve 724 öğretici
bulunuyor. Yılmaz, Kuran
kurslan mahallin ihtiyaçlan-
nı karşılamak üzere mahalli
mülki amirlerin teklifi üzeri-
ne açıldığı için yıllara göre
standart bir sayısının olmadı-
ğını belirterek şunlan söyle-
di: "Türkiye genelinde Ku-
ran kursu açma \etkisi Milli
Eğitim Bakanlığı ile işbüiiği
yapüarak başkanlığımıza ait-
tir ve bunun dışında hiçbir
kurum ve kuruluşun Kuran
kursu açma yetkisi yoktur."
50 Lİ YILLARDAN SONRA SİSTEMATİK OLARAK YOK EDİLDÎ
Yasalar orman layımını hızlandırdı
CEM ULUTAŞ
Yasalar, doğal varlıklan kamu ya-
ranna koruma amacıyla çıkanlması
gerekirken, Anadolu'da yüz yıldan
fazla bir süreyle getırilen yasal dü-
zenlemeler ormanlann sistematik
olarak yok edilmesine hizmet etti.
1950 yılından sonra çok partili ha-
yata geçişle birlikte yapılan 'seçim
rüşveti' düzenlemeleriyle ormanlar
tam anlamıyla kıyıma uğratıldı.
'Orman Nizamnamesi' adı altında
1869 yılında yapılan düzenleme ile
hızlanan orman talanı, 30 Ekim 1995
gecesi. genel seçim öncesi anıden çı-
kanlan ve 'orman sının dışuıa çıkan-
lan alanlann 3. veya 4. şahıslara satı-
şına olanak tanıyan' 4127 sayılı ya-
sayla doruk noktasına ulaştı.
1937'den günümüze kadar Orman
Yasasf nda 22 kez köklü değişiklık
yapıldı. Yalnızca 1982-1987 arasında
yapılan 5 değişiklik ile 2 milyon 790
bin dekar orman alanı orman sırurla-
n dışına çıkanldı.
TMMOB Orman Mühendisleri
Odası Genel Başkanı Salih Sönmezı-
şık, asıl tehlikenin anayasada olduğu-
na dikkat çekerek "Anayasanın 169
ve 170. maddeleri ile bunlara dayab
olarak çıkanlan Orman Yasası ve di-
ğer vasalar. sürüp giden orman yüa-
mının başhca nedenleridir" dedi.
1972 yılından beri 21 Mart'ı Dün-
yaOrmancılıkGünü'* olarakkutladı-
ğımızı anımsatan Sönmezışık, bu or-
tamda kutlama yerine 'ağıt yakma-
nın' daha yerinde olacağını söyledi.
Günümüzde omnancıhğın. 1930'lu
yıllardan kalma hantal örgütlülüğü-
nün, birbirleri ile çelişen yasal düzen-
lemelerin, katlanılması güç idari ve
siyasi baskılann ardından kaybedilen
orman kaynaklan ve gittikçe artan o-
dun hammaddesi açığı ile tam bir çık-
mazda olduğunu kaydeden Genel
Başkan Salih Sönmezışık. "1982
Anayasası'nın 169. maddesinin 4. fik-
rası, 'Orman olarak muhafazasında
bilim ve fen bakımından yarar görül-
meyen yerlerin, tanm alanlan veya
hayvancılıkta kullanılmasında yarar
görülen yerlerin' orman sınırlan dt-
şına çıkanlmasına olanaktanıdığını"
söyledi.
Anayasanın bu hükmüne paralel
olarak orman sınırlan dışına çıkanlan
alanın 4 milyon dekara ulaştığını bil-
diren Sönmezışık, "Türkiye orman-
lannın sınırlandınlmasının ancak
yüzde60'ıbitiriküğincgöreorman ka-
dastro komisyonlannca orman sınır-
lan dışına çıkanlacak daha 4 milyon
dekann üzerinde potansiyel orman
alanT olduğu uyansında bulundu.
Orman Mühendisleri Odası Genel
Başkanı Sönmezışık, yine anayasanın
169. maddesiyle 'devlet ormanlan-
nın devredilemeyeceği. devletçeyöne-
tilip işletileceği, zamanaşunı ile mülk
edinilemey eceği ve kamu yaran dışın-
da irtifak hakkına konu olamayacağV
biçiminde hükme bağlanmışken, ya-
pılan yasal düzenlemeler ile 'kalbu-
ra çevrildiğini' söyledi
Prof. Dr. Burhan Senatalar
'Bilimin r
ilerlemesi
laikliğe bağlı'
YUSUFZtYAAY
Üniversite Öğretim Üyeleri Demeği Başkanı Prof.
Dr. Burhan Senatalar, her düzeydeki bilim
kurumunun ilerlemesi ve güçlenmesinin kaçınılmaz
olarak laikliğe bağlı olduğunu vurgulayarak "Iran
ünKersiteleri laildiğin olmadığı yerde bilimin
olamayacağuıın somut bir göstergesidir" dedi. RP'nin,
TÜBİTAK \e üniversiteler üzennde bir denetim
kurmak istediğine ve bunun bazı örneklerinin
yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Şenatalar, Harran
Üniversitesi'nde Nurculuk üzerine doktora tezi
yapıldığını. bunlann önemli bir bölümünü bilimsel
anlamda doktora tezi olarak görmenin mümkün
olmadığını söyledi Prof. Dr. Burhan Şenatalar,
REFAHYOL hükümetının YÖK'ün yapılanmasını
değiştirmeye yönelik girişımlerini, lran'daki
üniversite yapısuım Türk ünıversıtelerine taşınması
olarak değerlendirdi. Iran'da üniversıteye ögrenci
yerleştirmede. "ögrencuerin ve aüeterinin İslami
değerlere ne ölçüde uyduklan*nın belirleyıci
olduğunu belırten Prof. Dr. Şenatalar, öğrencilerin
İslami değerlere uygun bir yaşam sürmelerinin
üniversıteye girmelennde kolaylaştıncı bir faktör
olduğunu ve kontenjanlann yaklaşık yüzde 40'ıran
"öncefikü" adaylara aynldığıru anlattı.
Şenatalar, tran'da kız öğrencılenn örtünmeye
zorlandıklannı, bu zorunluluğun 9 yaşından
başlayarak bütün kız çocuklanna getırildiğini söyledi.
Prof. Dr. Burhan Şenatalar, tran'da yayımlanan bütün
kıtaplann sansüre tabi olduğunu ve yayımlanacak her
kıtabın basılmadan önce
tslami Rehberlik
Bakanlığı'nın
denetiminden geçtiğini
vurguladı. tran'da ilkokul
öğretmenlerinin aylık
maaşının 120 bin riyal
(yaklaşık 3.5 milyon
lira), profesörlerin ıse
500 binriyal(yaklaşık 14
milyon lira) olduğunu
vurgulayan Şenatalar,
"Dolayısıyla profesörlerin
bile ek işler yaparak
gelirierini artnrmalan
gerekiyor. İran'da Prof. Burhan Şenatalar
Türkije'den daha kötü koşullar var" dedi. Şenatalar
şunlan sö\ ledı: "Bu tabk» çok açık gösteriyor ki
teokratikrejim,kadın haklannı ortadan kaldırdığı
gibi bilimsel faaliyeti de baskı altına alı\or. Dolayısryla
her düzeydeki bilim kurumunun kendini yaşatması,
Uerietmesi, geliştinnesi. güçlendirmesi kaçınılmaz
olarak laiklikle bağlantıb. Laikliğin olmadığı >erde
bilimin olmayacağı aşikâr, ama İran ömeği de bunu -11
somut olarak kanıtlıyor. Tek tip bir bilim. tek tip bir
zihnŞct, tek tip bir ideoloji bütün çeşitliliğj oMûrüyor. *
OzeUiklc sosyal bilimlerde. ilahiyat dallannda,
psikoktji, pedagoji dallannda bir anlamda dümadan
kopuk, rejimi naklılaştıran, ideolojiyi yeniden üreten
bir faaüyet oluşuyor. Buna da bilimsel bir faaliyet
olarak bakmak mümkün değiL RP, TÜBİTAK ve
ünrversiteler üzerinde bir denetim istiyor. Bunun bazı
örnekleri. Harran İ nrversitesi'nde yaşandı. Harran
Cniversitesi'nde Nurculuk üzerine doktora tezi
yapılıyor. Bunun önemli bir bölümünü bilimsel
anlamda doktora tezi olarak görmek mümkün değO.
Bunlar bir zihniyetin değişik açılardan
güçlendirilmesi, yeniden üretilmesu bilimsel sıfatı
ahmda yayılması anlamına geliyor. t'niversiteierde
laiklik konusunda farklüaşma göriilse de her şeye
rağmen laiklik karşıüığı son derece az. Bunu aşmak
isthoriar. Bunun yolu da bazı ünrversiteteri ele
geçirmek. YÖK'ii ele geçirmek. ÖzelHkle de Kemal
Gürüz'ün laik çıkışlanndan rahatsız oluyorlar.
GetirdikJt'ri modeüe YÖK'ün bütün kadrosu
değişecek. Üyelerin çoğunluğa vakın bir kısmı
hükümette olacak. Bizler bugünkü değişikliğin
amacını tamamen siyasal görüyoruz."
BAHAR1 BAŞLATAN YENİ GÜN^ AY1NIZAMANDA ORMANCILIK GÜNÜ
Nevruz,, doğanın da bayraımydı
OKTAY EKİNCİ
Bu yıl da "gerflim vecoşkuyla" kar-
şılanan "Nevruz" bayramı, aynı za-
manda dünyada da "Ormancıhk Gü-
nö" olarak kutlandı. 21 Mart' m Turk-
çedeki deyimiyle "yeni gün" sayıl-
masının nedeni, kuzey yanmkürede-
ki "ilkbahann ilk günü" olması. Ya-
ni artık kış aylan geride kalıyor ve
baharla birlikte yeni bir "yaşama se-
vinci" başlıyor.
Nitekim Türkiye'de henüz Nev-
ruz'un böylesine yaygın bir siyasal
destekle kutlanmadığı yakın yıllara
kadar; örneğin hemen tüm "Azeri kö-
kenli" aileler de her 21 Mart'ta e\ le-
rini "semeni" denilen "çimlendirilmiş
tohum tabaklanyia" bezerlerdi.
21 Mart, güney yanmkürede ise
"sonbahann" başlangıç günü. Yani,
bir bakıma soğuk ve "zoriu" aylann
habercisi. Ne var ki öyle bile olsa.
1970'lerde FAO(BM Dünya Gıda ve
Tanm Örgütü) öyle bir karar almış ki
dünyanın kuzeyindeki ve güneyinde-
ki tüm insanlan yine 21 Mart günü
"ortak bircoşku" etrafında birleştiri-
vermış. "Dünya Ormancıhk Günü".
işte bu anlam içerisinde yaklaşık çey-
rek yüzyıldır Nevruz'la birlikte bir
"doğa bayramı
rı
olarak kutlanıyor.
N p v r i l ? 1 ( i l t l n m n « l HADEP tstanbul tl Örgütü, Abdi tpekçi Spor Salonu'nda 'Nevruz Banş Şenüği' düzenledi.
^ c v ı ı u , ı v u u o u i d s ı Şenh^kanlanyaldasA15binkişi,"Sava^ttsömürüsüzbirdünyaiçinbütünanalarbirleşin'',
"Nevruz ateşi çeteleri yakacak" ve "Çetelerin gıdası kirli savaşür" sloganlanyla spor salonunu inletti. Cezaevinde bulunan HADEP Genel Başkanı
Murat Bozlak ile eski DEP milletvtkilleri Leyla Zana, Sdim Sadak. Orhan Doğan ve Hatip Dicle'nin Nevruz gecesine gönderdiği mesajlar, "Çeteler
Meclis'te, HADEP hapiste" sloganlanyla ayakta alkışlandı. Geceye tsviçre'den insan hakları delegasyonu da destek verdL Şenlikte bir grup tarafından
açılan PKK, ERNK ve ARGK bayraklan ile pankartian HADEP görevlilerince izin verilmediğinden üıdirtildi. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
Çünkü yeryüzündeki mevsim deği-
şiklikleri. aynı zamanda doğal den-
gelerini koruyan "sağlıklı bir yaşam
ortamının" da temel güvencesi. Bu
güvenceyi "sürdürülebilir'' kılmanın
öncelikli koşullan arasında ise "or-
manlan korumak, yaşatmak ve yay-
gınlaşürmak" en başlarda geliyor...
Ne var ki, yine son zamanlarda
özellikle ormanlarla ilgili "resmitu-
tumlara" ve izlenen siyasete bakılır-
sa, geniş bir politik çevrenin Nev-
ruz'la Ormancıhk Günü arasındaki
"yaşama kültürü"yle de bağlantılı
evrensel ilişkıden pek haberleri olma-
dığı anlaşılıyor.
Örneğin Kühür Bakanlığı'nı yöne-
tenler. bir yandan valiliklere yazılar
göndererek Nevruz kutlamalannın
gözetılmesini ve desteklenmesini is-
terlerken, öbür yandan ormanhk alan-
lan "doğal SİT" ilan eden Koruma
Kurulu üyeleri üzerinde -kendi de-
yimleriyle- "zulüm" politikası uygu-
İuyorlar.
Benzer şekilde, hükümet yine Nev-
ruz BayTamı'nı neTedeyse "resmi
bayramlar"gibı sahiplenip önemı ve
güzelliğini vurgularken, aynı zaman-
da orman arazilerini de Hazine arazi-
leriyle birlikte yatmmcı çevrelere pa-
zarlayabilmek için yeni yasa taslakla-
n hazırhyor.
Umalım ki hiç değilse artık önü-
müzdeki yıl ilkbahann başlangıcını
kutlarken. tüm insanlığın "mevsim
değişikliği coşkusunu" da aynı bay-
ram ıçınde alkışlanz. Örneğin, eğer
yine Beyoğlu'nda "NevruzAteşi Sön-
meyecek" yazılı pankartlarla yürüye-
ceksek, bu yaşam ateşinin güvencesi
olan ormanlanmız için de "doğayağ-
masına izin verilmeyecek" şeklindeki
pankartian aynı yürüyüşte birlikte
taşınz..