23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 MART 1997 ÇARŞAMBA 10 DIŞ HABERLER Alman kadın parlamenterler, ülkelerinde Islamcı akımlann gelişmesi karşısındaki endişelerini Cumhuriyet'e değerlendirdiler 'Şeriatakarşıçaresizkaldık'• Almanya yalnızca Türkiye'deki şeriatçı hareketten kaygılanmıyor. Almanya'daki şeriatçılar da ülke yöneticilerinin endişelendiği konulann başında geliyor. ECE TEMELKURAN BONN / BERLİN - Almanya yö- netimindekı Hıristiyan Demokrat- lann, şeriatçı hareketleri Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği karşıstnda bir en- gel olarak görmelerine karşm Cum- huriyet'e açıklama yapan AJman ka- dın parlamenterler ve siyasetçiler, ülkelerindeki radikal Islamcı hare- ketler karşısında "çaresiz" olduk- lannı anlattılar. 'Şeriata karşı çözüm bulamıyoruz' Berlin Parlamentosu üyesi olan Hıristiyan Demokratik Birlik Parti- si'nden (CDU) Anita Knobtoch. Sos- yal Demokratlar'dan (SPD) Regine Koch, Yeşiller'den ReginaSchmidt, Cumhuriyet'e yaptıklan açıklama- larda. aşın Islamcı hareketlerkarşın- da teorik çözüm bulamadıklannı iti- raf ettiler. Parlamenterler, köktendin- ci ılerlemeye karşı önlem alırken "anti-demokrattdda" suçlanmak- tan çekiniyorlar. - Köktenci tstami gelişmeler Al- manya'da da, başta Türkiyeli kadın- lar olmak üzere kadın haklannı gasp ediyor. Kadınlar için politika üretti- ğinizegöre bu konuda nedüşünüyor- sunuz? SPD- Almanya'dadakadınlaraşı- n islami güçler tarafindan baskı al- tında tutuluyorlar. Islamı kabul edi- yorum, ama bu dinin kadın ve erke- ğe eşit haklar vermediği görûlüyor, kadınlar baskı altında tutuluyor. Bu yüzden sıyasal Islam için yapılan hareketlerin hepsinin karşısındayız. 'Yasaklarsak tehlike büvür' İSTİHBARAT BAŞKANI 'Radikal İslam en büyük tehlike' Iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Örgütü Başkaru Peter Frisch, Emma dergisinde yayımlanan söyleşisinde, aşın Islamcı akımlan "Abnan demokrasisi karşısındaki en büyük tehlike" olarak tanımhyor. Aşın Islamcı şiddetin 2000'li yıllann en önemli sorunu olacağını söyleyen Frisch Almanya'da 31 bin 800 kişinin şenat devletı istedığini saptadıklannı belirtiyor. Frisch, Almanya'daki Milli Görüş tslam Cemaati'nin, birçok alanda mücadele ettiğine dikkat çekiyor. Frisch, örgütün, başörtülü öğrencilenn derse girmesıni yasaklayan öğretmenlerin disiplin cezasına çarptınlmalan için hukuki mücadele verdığini anlatıyor. Aynca örgüt, kızlann ve erkeklerin spor derslerine ayn katılmalan için çalışıyor. Frisch, bütün bu gelişmeleri ise şöyle açıklıyor: "Kara çarşafla uzun atlama yapmaya çahşjyorlar." Başkan çaresiz, çünkü Kuran kurslannda yapılan etkinlıklerin ve çocuklann baskı altında tutulmasının yasaya aykın olup olmadığını soran dergıye şu yanıtı veriyor: *Bu kurstann üzerine çoktan gitmeliydik. Ancak din özgürlüğü anayasal koruma altında.11 Almanya'daki şeriatçılar demokrasiden cesaret alıyor, politikaalar 'anti-demokrat' damgası yemekten korkuvor. BRİTTA ERFMANIV 'Şeriat bizi bıçak sırtına sürüyor' Başkent Bonn'da. SPD Çalışan Kadınlar Komisyonu Başkanı Britta Erfmann. demokrasi, anayasal düzen ve bütün bunlarla çelişen köktendinci akımlara karşı önlem alma zorunluluğundan söz ediyor. Erfmann. partisinin demokrasıyle şeriat tehlikesi arasında "bıçak sırtına sürüMüğünü" söylüyor. Çözüm, hâlâ bulunamıyor. -Köktendinci hareketler, başkent Bonn'da nasıl karşılanıvor? ERFMANN - Biz bu gruplan açıklığa çağınyonız. Böyle yapılmadığı zaman izole oluyorlar. Bu da asla kontrol edılemeyecek bir alana geçmeleri demek. Örneğin tslami gruplar camilerini yaptırmak istiyorlarsa, yaptırsınlar. Hükümet bundan ürküyor, ama bu yapılmalı. - Almanya'daki aşın İslamcılar, devlet okullannda tslam derslerinin de olmasını istiyorlar. Bunu da rru serbest bırakmaktan yanasuuz? ERFMANN - Biz, bu derslerin olmasını istiyoruz, çünkü olmazsa kapalı Kuran kurslanna çekiliyorlar. Sonra o çocuklan kurslardaki örgütlenmeden çıkarmak olanaksızlaşıyor. - Önerdiginiz içselleştirme politikası onlann etldsini azaftmayacağma göre siz de zor durumdasuuz. ERFMANN - Zor durumdayız. Çünkü şeriat tehlikesi bizi bıçak üzerine sürüyor. Izin verirsek gelişecekler. vermezsek keskinleşecekler. Biz yine serbestlikten yanayız. Hükümet ise onlara karşı sert önlemler almaktan yana - Partinizin politikası onlara haklaruu verebüir beUd, ama siyasal İslam, kadının insan haklaruu ortadan kaldınyor. Bu çelişki nasıl ortadan kaldınlacak? ERFMANN - Parti olarak aşın Islamcılara tepkı gösteriyoruz, ama gerçekten bu konuda bir politika oluşturamıyoruz. Onlan nasıl yargılayabiliriz ki? - Ama kadınlar haklanndan fera- gat etmeyi dindarlık sayıyortar. Bu çefişldye Uişkin neleryapıyorsunuz? Yeşiller - Tabii ki Fransa'daki gi- bi başörtüyle okula gitmeyi yasak- layamayız. Böyle bir tutum, her şe- yi daha da tehlikeli hale getirir. Ama kadınlan ve kız çocuklannı baskı altında tutmayı yasal düzenlemeler- le engelleyebiliriz. Örneğin, kızla- nnı beden eğitimi derslerine gön- dermeyen aileler var. Bu dersleri zo- runlu tutarak kız çocuklannı böyle bir baskıdan korumuş olabiliriz. Par- timin politikası yasaklamak değil, tar- tışmaya açmak yönünde. - Kadınlar geleneksel dini rolleri nedeniyle böyle tartışmaya kanlmaz- larsa_ Yeşiller - Bu yüzden onlar için okuma yazma kurslan, bılınç yük- seltme gruplan düzenliyoruz. 'Şeriat tehlikesine teorik çözüm yok' - Bir yandan da aşın İslami hare- ket içinde çok sayıda entelektüel ka- dın var. Sorun sadecc eğitim düzeyi değil. SPD - Aşın İslami hareketler ko- nusunda teorik bir çözüm bulmak çok zor. Bu yolu seçmektense biz pratik olaylara çözümler getirmekle yeti- niyoruz. Yoksa işin içinden çıkamı- yoruz. - Huistiyan Dcmokratiar nedüşü- nüyorlar? Din temasını siz de kulla- nıyorsunuz? CDU - Benim partım için bu ko- nuda kesın bir tavır almak çok zor. Aileler çocuklannın başörtüsü tak- masını istiyorlarsa bunu engelleye- meyiz. Ama o kız kendi kararlannı nasıl verecek? Partimin bu konuda- ki politikası çok belli değil. SPD- SPD'nin kararlı birtavn var. Kendi isteğiyle ezilen kadınlara bir şey yapamıyoruz belki, ama tslam kurallanna göre yaşamak isteme- yen kadınlara, ailelerinden ve çev- relerinden görecekleri baskılara kar- şı yardımcı oluyoruz. Ama kadınla- nn içindeki bu çelişki için ne yapa- cağımızı çok iyi bilmiyoruz. Bütün komisyon üyesi parlamen- terler konuya ilişkin çaresizlikleri- ni dile getirdıkten sonra bu çaresiz- liğin Almanya tarihindeki karşılığı- nı. demokrasi kültüründeki yanıtmı bulmaya çalışıp 'Ama sorun içinde çelişki yaşayan kadınlar değfl, kök- tendinci hareketin mücahhiotmuş ka- dınlar. Sizi korkutan ırkçıhkya da ya- bancı düşmanlığı suçlamalan mı' diye soruyoruz. Herkesin üzennde anlaştığı yanıt net ve anlamlı: 'Irkçıhk değil. ama anti -demok- rat ohnakla suçlanınz.' Almanya Dışişleri Bakanı geziyi iptal etmekten son anda vazgeçti. Erbakan'dan konuk bakana sert tavır 'Kinkel başmı önüne eğecek'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba- kan Necmettin Erbakan'ın doğrudan Alman- ya Dışişlen Bakanı Klaus Kinkel'e yönelik açıklamalan, ıki ülke arasında bunalım yaşan- masınaneden oldu. Erbakan'ın açıklamalan üzerine Kinkel'in Türkiye ziyaretini iptal et- mek istediği, ancak Almanya'nın Türkiye Büyükelçiliği ile Dışişleri Bakanlığı arasın- da yapılan görüşmelerin ardından gezisini gerçekleştırme karan aldığı kaydedildi. Iki ülke yetkililen arasında Ankara'da yapılan diplomatik temaslann uzun sürmesi nedeniy- le iki saatlik bir gecikmeyle Ankara'ya gele- bilen Kinkel'i, Dışişleri Bakanı Tansu ÇU- ler'in karşılamaması dikkat çekti. tktidara geldıkten sonra Türkiye'nin Ban'ya dönük geleneksel dış politika yaklaşımlannı zorlayarak Islam ülkelen ile ilişkileri güçlen- dirmeye öncelik veren Başbakan Erbakan, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşma- da, dün gece geç saatlerde Ankara'ya gelen ve bugün kendısiyle de görüşecek olan Kin- kel'i nedef aldı. Erbakan, Kinkel ile yapaca- ğı görüşmenin 'çokenteresan' geçeceğini be- lirterek, "'3eni şu şartlara bağladık, bizim dediklerimizi yap' şekündeki muameleyi kûn- se Tûrkiye'ye gösteremeyecek" dedi. Avru- pa'nın Türk işçilerine serbest dolasım hakkı vermediğini, gümrük birliğine ilişkin sözle- rini tutmadığmı. Türkiye'nin ihracatına ko- nulan engellerden dolayı vermeyi garanti et- tiği parayı ödemedığini kaydeden Erbakan, "Bu olaylardan dolayı önlerine bakmak zorunda- lar. Yann (bugün) kendisi de bunu hissedecek- tir" diye konuştu. Edinilen bilgiye göre, Erbakan'ın öğle sa- atlerinde yaptığı bu açıklamalardan son de- rece rahatsız olan Almanya'nın Türkiye Bü- Thomas Kossendey 'Hıristiyanlann tepkisi Çiller'e ANKARA (Cumhuriyet Bürostı) - Hı- ristiyan Demokrat Parti (CDU) Milletve- kili ve Almanya Parlamentosu Türk-Al- man Parlamenterler Grup Başkanı Tho- mas Kossendey, 4 martta Brüksel'de topla- nan 6 Hıristiyan demokrat liderin, Türki- ye'nin Avrupalı olmadığı yönündeki açık- lamasının, ABD Dışişleri Bakanı Madde- ioeAlbright ve Dışişleri Bakanı Tansu Çfl- ler'e duyulan tepkiden kaynaklandığını söyledi. Kossendey, "Albright diplomatik gdenekfcri aşarak Türkiye'nin bir an önce Avrupa Birbgi'ne (AB) girmesi gerektiği görüşünde ısrar etti Çiller de, NAlO'nun işlev ini tam anlamadığını ortaya koyan bir yaklaşunla bu kunımu koz olarak kullan- ck Bu iki durum Huistiyan Demokradann tepkisine neden oldu" dedi. Kossendey, Türkiye'nin AB'ye tam üyeüğinin "kesti- rikbflirsüredezoroklugunu'' söyledi. yükelçiliği yetkililen, Dışişleri Bakanlığı ile temasa geçerek Başbakan'ın sözleri ile ilgili açıklama veya bir yalanlama istediler. Erba- kan'ın açıklamalanndan aynı saatlerde ha- berdar olan Kinkel. Türkiye ziyaretini, An- kara'dan gelecek yanıta göre iptal etmek is- tediğini bildirdi. Bunun üzerine Dışişleri Ba- kanlığı. yalanlama yerine "Başbakan Erba- kan'ın sözleri doğrudan Almanya Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel'e değildir. Başbakan. Türkhe-A\ rupa Birliği (AB) ilişkileri kapsa- mında konuştu" açıklamasını yaptı. Dışişle- ri'nin bu yanıtı üzerine iki ülke yetkililen Başbakan Erbakan'ın sözleriyle ilgili bir 'yan- hş anlama' olduğunu kabul ederek, bu duru- mu Ankara'dan yanıt bekleyen Kinkel'e ilet- tiler. Diplomatik temaslar sonunda Kinkel'in Ankara'ya gelmesi karan verildi. 'Erbakan nazik değil' Alman diplomatik kaynaklar ise bunalımın bir *yanhş anlama olayı' olarak geçiştirildiği- ni belirterek, "Eğer TBMM TV"yi izlerseniz Erbakan'ın ne dediğini kendi kulaklannızla duyarsuuz. Erbakan'ın sözleri doğrudan Kin- kel'e > önelik. \*e bu sözler hiç nazik değil, hiç diplomatikdeğU"değerlendirmesini yaptılar. Kaynaklar, Ankara'da bu gün yapılacak gö- rüşmelerin gergin bir havada geçmesi için 'yeterince neden'olduğunu da kaydettiler. Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde en büyük engelin Almanya olduğunu savunan Çiller, dün gece Kinkel'i karşılamaya gelmeyerek bu ül- keye karşı olan soğukluğunu göstermiş oldu. Kinkel'in, Türkiye'nin Almanya Büyükelçi- si Volkan Vural ve Dışişleri Bakanlığı AB \e Avrupa daireleri başkanlan tarafindan karşı- lanması dikkat çekti. Çıller'in de, 'içpoKtik' hesaplarla Kinkel'e sert çıkışta bulunabileceğine dikkat çekildi. Almanya Başbakanı HelmutKohl'ün. 'Çuler'i asla görmekistemediğini'bıldırmesi ve Kohl'ün de üye olduğuHıristiyan Demokratlann "Tür- kiye,AB'yetam üyeolamaz'' görüşlerinin Çil- ler'i 'çok sinirlendirdiği', bu nedenle Kinkel ile görüşmesinin gergin bir havada geçmesi- nin beklendiği yorumlan yapıldı. Kinkel: Heyecanlanmayalım Kinkel, iki ülke ilişkilennin, Türkiye'nin AB'ye tam üye adaylığı konusunda Bonn yö- netiminin gösterdiği muhalefet nedeniyle ge- rildiği bir döneme rastlayan gezisi öncesin- de. Ankara'da kendisıne gösterilecek tutum ko- nusunda kaygılı olduğu mesajını verdi. Kin- kel, Bonn'da 32. Gün programına yaptığı açık- lamalarda. 'korkak olmadığı için geziyi erte- lemediğüu" belirtirken şu görüşü dile getirdi: "Gelin. beyecanlan bir kenara bırakalım. Tutarlı ve sonuç getirecek bir görüşme yapa- lım. Ankara'ya gösteri için geuniyorum. Tür- kiye'\i Avrupa çerçevesinde gördüğüm ve Türk-Alman ibşkilerineçok önem venüğim için geliyorum." Kinkel'in. Genelkurmay Başkanı Orgene- ral İsmail Hakkı Karadayı ile görüşmeyece- ği kaydedildi. Arnavut siyasi yelpazesi Amavutluk'un siyasi tanhinin son 67 yıllık dönemine tam beş değişik rejim damgasmı vurdu. Yukandaki 6 karede bu 67 yıl, rejimlerin sembolü olan işaretlerle özetleniyor. Sol sıranın üstteki karesinde. Kral Zogo taraftan olan Zogistlerin işareti yer alıyor. Ortadaki karede. IVIussolini yandaşlannın. alttaki karede ise Nazılerin işareti gösteriliyor. Sağ sıranın üstteki karesi ise ülkeye yanm asır hükmeden komünistlerın işareti. Ortadaki kare demokratlan sembolize ediyor. Alttaki kare ise isyancılann işareti. Arnavutlar, üç parmakla yapılan bu işareti eski düşmanlan Sırplar kullaruyor diye önce kullanmak istememişler. ancak daha sonra televizyon ekranlanndan aynı işareti Miloseviç'e karşı gelen ve aylarca gösteriler yapan halkın kullandığını görünce fıkirlerini değiştirmişler. AB kaynakları 'Apeldoorn'a fazla sevinmeyin' • Diplomatik kaynaklar, AB Dışişleri Bakanlan toplantısında Tûrkiye'ye gönderilen mesajlann fazla büyütülmemesi gerektiğini belirtiyorlar. ÖZGÜR ULUSOY Arnavutluk 'a yardım tehlikeliDış Haberler Servisi - Ital- ya'nm ardından Fransa'nın da dün Arnavutluk'a 40 tonluk in- sani yardım gönderdiği bildiril- di. Devlet Başkanı SaliBerişa ise ülkeye gelen insani yardım kon- voylannm güvenliğinin garan- ti altında olmadığını söyledi. Arnavutluk'ta önceki gün 4'ü polis olmak üzere. 8 kişinin ya- şamını kaybettiği belirtilirken, NATO Genel Sekreteri Javier Solana, NATO'nun Arnavut- luk'a müdahalesinin söz konu- su olmadığını söyledi. Önceki gün yapılan Avrupa Birliği Dışişleri Bakanlan top- lantısından sonra, isteyen ülke- lenn Arnavutluk'a gerekirse as- keri bırlikler eşliğınde yardım gönderebileceği açıklanmıştı. Italya, Ispanya ve Portekiz'in • Fransa 40 tonluk insani yardım gönderirken, ArnavTitluk Devlet Başkanı Sali Berişa, yardım konvoylannın tehlike içinde olduklannı açıkladı. ülkede güvenliğin sağlanması razolsunkurtarmakiçinlOmil- için askeri kuv-vet göndermeye hazır olduğu bildiriliyor. Berişa ise sıkıntı içindeki Ar- navutluk'a gelen uluslararası yardım konvoylannın güvenli- ğinin garanti altında olmadığı- nı söyledi. Berişa. Ingiltere'de ya- yımlanan Times gazetesine ver- dıği demeçte, "Şu an için Arna- vutluksınırian dahiündc hiçbir uluslararası yardım konvoyu- nun güvenliğini garanti crtiğinıi söyieyemem. Hepsinin kendi gü- vcnliği tam otanalı'1 dedi. Arnavutluk'taki isyanın ül- kede açtığı yaralan sarmak ve halkı içine düştüğü yokluktan bi- yon dolarlık tıbbi yardıma ve 10 bin ton una ihtiyaç olduğu be- lirtiliyor. Diğer yandan, bir ziyaret ne- deniyle Makedonya'da olan NA- TO Genel Sekreteri Javier So- lana, Arnavutluk'taki gelişme- leri çok yakından ve dikkatle izlediklerini belirterek, "Ancak bu ülkeye NATO'nun müdaha- lede buhınmaa kfsinliklc sözko- nusu değfldir" dedi. Solana, önemli olanın bu ül- keye uluslararası kuruluşlann acil insani yardımda bulunma- lan olduğunu bildirdi. Bu arada, Arnavutluk'ta ön- ceki gün meydana gelen çatış- malarda 4'ü polis memuru ol- mak üzere, 8 kişinin öldüğü bil- dirildi. Içişleri Bakanlığı kay- naklan, isyancılann kalesi olan güneydeki Vlora kentinde önce- ki akşam 3 polis memurunun, başkent Tiran'da ise bir polis memurunun öldürüldüğünü bil- dirdiler. Vlora'daki polis memurlan, bir polis aracıru çalan hırsızla- nn peşine düştükleri sırada öl- dürüldüler. Elbasan, Berat ve Luşniya"da girişilen saldınlarda da toplam 4 sıvil öldürüldü. Diğeryandan, Arnavutluk Sa- vunma Bakanlığı, Amerikan va- tandaşlannın tahliyesi sırasın- da Amerikan uçaklanna ateş açıldığı yolundaki iddialan ya- lanladı. BRUKSEL - Avrupa Birliği Dışişleri Bakan- lan'nın. AB'ye tam üyeliğe aday hiçbir ülkeyi Amsterdam Zirvesi'ne çağırmama karan farklı yorumlara yol açtı. Kimi çevrelerbunu Türkiye'nin "başansı" olarak görürken AB kaynaklan, "AB hâlâ Tûıidje'yi tam üyeliğe kabuk Lstekli değiL Bakanlar Konseyi'nin karan, Türkiye sorunun- dan şimdiük kurtulnıak için bulunmuş bir fbrmüT yorumunu yapıyor. Ne AB Dışişleri Bakanlan'nın Apeldoom top- lantısında Tûrkiye'ye gönderilen mesajlan ne de Bakanlar Konseyi'nin aylık olağan toplantısın- da alınan karan büyütmemek gerektiğini ifade eden diplomatlar, AB'nin gümrük birliğini, sözgelimi hizmet sektöründe serbest dolaşımı kapsamak üzere genişletmenin yollannı arayacağını, ancak Türkiye'nin tam üyeliğinin daha uzun bir süre gün- demde yer almayacağını ifade ediyor. Diplomatlar. AB-Türkiye ilişkilerindeki temel sorunlardan birini de Avrupa Parlamentosu üye- lerinin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller'e duyduğu güvensizlik olarak ta- nımlıyor. Türkiye bilindiğı gibi, haziran ayında Amster- dam "da düzenlenecek AB zırvesinde, AB'ye tam üyeliğe aday ülkeler aile fotoğrafında yer almak için ısrarlı bir tutum sergiliyordu. Önceki gün Brüksel'de toplanan AB Dışişleri Bakanlan ise. sonuçta hiçbir ülkeyi davet etmeme karan alarak. hem yüklü bir gündem maddesi olan Amster- dam Zirvesi 'nden genişleme konusunu çıkardı hem de Türkiye'ye açık bir yanıt vermeyi ertelemiş oldu. Bakanlar Konseyi'nin bu karan AB'ye girmek için sırada bekleyen Orta ve Doğu Avrupa ülke- lerinde ise hoşnutsuzluk yarattı. Dankert, Türkiye'nin tam üyeliğe adaylar ara- sında öncelikli ülkeler kategorisinde yer almamak- la birlikte, insan haklan, demokratikleşme, eko- nomideki gelişmelere bağlı olarak Romanya ve Bulgaristan'a yaklaşabileceğini sözlerine ekledi. •kohl sağolsun' Öte yandan merkezi Almanya'nın Essen ken- tinde bulunan Türkiye Araştırmalar Merkezi Di- rektörü Faruk Şen, son gelişmeleri Türkiye'nin başansı olarak değerlendirirken, "Arahk 94'ten beri onikiler (Malta'mn ajTÜmasıyla onbirler) zirvelerde akşam yemegıne davetedttiyordu. Tür- kiye onbirlerin davetini önledi, şimdi durum Ara- uk 94 öncesine döndü" şeklinde konuştu. AB'de Türkiye'ye karşı tutumun, Islamiyet-Hıristiyan- Iık tartışmasından sonra değiştiğini belirten Şen, "Kohl, akışı tcrsine çevirdi" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle