Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25MART1997SALI
HABERLER
Hacı adayı
milletvekillepi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Suudi Arabistan
Kralı Fahd'ın daveti üzerine
hacca gidecek
milletvekilleri belirlendi.
RP'den, aralannda
Başbakan Necmettin
Erbakan'ın da bulunduğu
çok sayıda milletvekilinin
hacca gideceği bildirilirken,
DSP'den 3 hacı adayı çıktı.
CHP ise Fahd'ın daveti
çerçevesinde hiçbir
milletvekilini göndermeme
karan aldı. Fahd'ın daveti
üzerine, siyasi partilerden
de 30'a yakın
milletvekilinin hacca
gideceği bildirildi.
Katkancrnm çek
davası
• tstanbul Haber Servisi -
Kamuoyunda "Cinci Hoca"
olarak tanınan Ali
Kalkancı'nın, Ağateks
Tekstil ve Ticaret Limited
Şirketi'ne verdiği toplam
738 milyon liralık 2 çekinin
karşılıksız çıkması
nedeniyle 6 aya kadar hapis
cezası istemiyle
yargılanmasına lstanbul
4'üncü Asliye Ceza
Mahkemesi'nde başlandı.
Mahkeme heyeti, dava
dosyasının eksik olduğu
gerekçesiyle duruşmayı
erteledi.
İnanoğlu
toprağa verildi
• İstanbul Haber Servisi -
Kanlıca'dakı e\ınde ıntihar
eden atv'nin genç sunucusu
Nil Pınar İnanoğlu toprağa
verildi. Inanoğlu'nun
cenazesi, Levent Camıi'nde
kılınan ikindi namazının
ardından Kanlıca
Mezarlığı'na getirilerek
defnedildi. Cenaze törenine,
eşi Sezer İnanoğlu ve
ailesinın yanı sıra siyaset,
sanat, basın ve iş
dünyasından çok sayıda kişi
katıldı. Sezer Inanoğlu'nun
cenaze töreni sırasında çok
üzgün olduğu ve zaman
zaman gözyaşlannı
tutamadığı görüldü.
Düzettme
• 24.3.1997 tanhli
Cumhuriyet gazetenizin 4.
sahifesinin Banş Partisi'ne
ilişkin haberin üstündeki
fotoğrafın altındakı yazıda
şahsımla ilgili doğru
olmayan bir bilgilendirme
yapılmıştır. 1980yılında
Diyarbakır'da sıkıyönetim
savcısı olarak görev
yaptığım doğrudur. Ancak
benim ışkenceye uğradığım
iddiası ile devlete karşı dava
açtığım hususu doğru
değildir. Diyarbakır'da
görevli bulunduğum sırada
Mardin'de meydana gelen
gözaltındakı ikı ayn ölüm
olayı nedeniyle yaptığım
soruşturmalar sonucu
işkence ile ölüme neden
olan güvenlik görevlileri
hakkında savcı olarak dava
açtım. Bu davalar sonucu da
görevimden alınarak eski
görev yerime iade edıldim.
Kanımca doğru olmayan
husus, anlattığım gerçek
olayın yanlış ifade
edilmesinden
kaynaklanmıştır.
Kamuoyunda uyanabilecek
yanlış izlenimlerin
giderilmesi içın bu
dûzeltmenin 5680 sayılı
basm kanununun 19.
maddesi uyannca aynen ve
tamamen yayımlanmasını
rica ederim.
Av. Dr. Ümit Kardaş
EmekJi Yargıç Albay, Banş
Partisi 11 Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı.
TiTİyoıüııls. zarar lıasıraltı
Emlak Bankası'm zarara uğratmakla suçlanan eski Genel Müdür Aydm Ayaydın
ve bankanın diğer yöneticilerini koruyan Bakan Söylemez, soruşturma açtırmadı
ESRA YENER
ANKARA - Devlet Bakanı Ufiık Söyle-
mez. eski Emlak Bankası'nınGenel Müdü-
rü Zafer Kültürlü'nün, banka tarafından
yaptınlan Beylikdüzü ve Mavişehir II. etap
projelerinde zarar oluşacağmın görülme-
sine karşın ihaleleri onaylayan Rekabet Ku-
rulu Başkanı dönemin Genel Müdürü Ay-
dın Ayaydın ve diğer vöneticiler hakkında
soruşturma açılması istemini kabul etme-
di.
Kültürlü tarafından. Emlak Bankası Ge-
nel Müdürü olduğu 29 Temmuz 1996 tari-
hinde Söylemez'e yazılan yaada, Başba-
kanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun
(YDK) önerisi üzerine, banka müfettişle-
rine inceleme \aptınldığı bildirildi.
Zarar belirieniyor
tnceleme sonucunda, Proje Geliştirme
ve Ihale Müdürlüğü'nün, Mavişehir II. E-
tap Projesi için 8 Mart 1994 tarihinde ha-
zırladığı raporda, projenin belirlenen fiyat-
larlayapılmasıdurumunda bankanın 1 tril-
yon 439 milyar 399 milyon lira zarar ede-
ceği uyansında bulunulduğunun görüldü-
ğü kaydedilen yazıda. şöyle denildi:
"Zararolacağı belirtilen fLdbilite raporu-
na rağmen önerge, Banka Yönetim Kuru-
lu'nun 8 Mart 1994 tarihinde >apılan top-
lanbsında görüşülerek kabul edilmiştir. So-
rumluluğun, ilgili önergedeld olumsuzluk-
lara rağmen ihaleyi ona>layan ve gerekli
tedbir ve basireti göstermeyen, banka kay-
naklannı kârlıhk, verimlilik ilkeleri doğrul-
tusunda kullanmayan Yönetim Kurulu
Başkanı Ayaydm ile Nurettin Şenözlü. Ci-
han Sakarya, Erdoğan Alkin. Münevver
Turan11 'dan oluşan yönetim kurulu üyeleri-
ne ait olduğu belirtUmektedir. İncelemede,
15 Haziran 1996 tarihi itibanvla 6 trilyon
502 milyar liralık zarar hesaplanmıştır."
Yazıda Ayaydın ve diğer yönetim kuru-
lu üyeleri ıçın takıbat yapılması içın Hazı-
ne ve bankalardan sorumlu Devlet Bakanı
Söylemez'in ızni istendi.
Kültürlü tarafından. Söylemez"e yazılan
aynı tarihli ikinci bir yazıda da, yine
YDK'nin istemi doğrultusunda Beylikdü-
Zarar 11 trilyon Aydm
Ayaydın'm genel müdür olduğu
dönemde Beylikdüzü ve
Mavişehir II projelerinin zarar
edeceğinin belirlenmesine karşın
ihaleleri onaylandı. Ayaydın,
Nurettin Şenözlü, Cihan
Sakarya, Erdoğan Alkin ve
Münevver Turanlı'dan oluşan
Emlak Bankası Yönetim Kurulu
yaptığı ihalelerle bankayı 15
Haziran 1996 değerleriyle 10
trilyon 985 milyar lira zarara
uğrattı. Genel Müdür Zafer
Kültürlü'nün soruşturma istemi
Bakan Söylemez tarafından rafa
kaldınldı.
zü Projesi'nin banka müfettişlerince ince-
lemeye alındığı kaydedildi. tncelemede.
Proje Geliştirme ve Ihale Müdürlüğü'nce
21 Eylül 1994'te hazırlanan raporda, Bey-
likdüzü projesi için verilen önergedeki fî-
yatlann kabul edilmesi durumunda banka-
nın 1 trilyon 499 milyar 488 milyon liralık
zarara uğray acağı uyansında bulunulduğu-
nun görüldüğü bildirildi.
Raporda yer alan zarar miktannın 15 Ha-
ziran 1996 itibanyla 4 trilyon 834 milyar
129 milyon lira olarak hesaplandığı kayde-
dilen yazıda, dönemin yönetim kurulunun
rapora karşın. ihale önergesini onayladık-
lan belirtildi.
Bu yazıda da, dönemin Yönetim Kuru-
lu Başkanı Aydın Ayaydın ve diğer yöne-
tim kurulu üyeleri hakkında takıbat yapıl-
ması için izin istenildi.
Devlet Bakanı Söylemez'in yazılann
gönderildiği Temmuz 1996'dan yaklaşık
3.5 ay sonra, 14 Kasım 1996'da verdiği ya-
rutta soruşturmanın yapılmasına gerek ol-
madığını belirttıği bildirildi.
Söylemez de suçlanmıştı
Emlak Bankası 'nda yasal takip izni ver-
meyen Devlet Bakanı Ufiık Söylemez hak-
kında da Maliye Teftiş Kurulu'nca hazırla-
nan raporda suç duyurusunda bulunulma-
sı istenilmişti. Raporda, Dışbank Genel
Müdürlüğü döneminde 158 milyon dolar
usulsüz kredi dağıtmakla suçlanan Söyle-
mez'in "emniyeti suiistimal ettiği'' vurgu-
lanmıştı. Cumhuriyet'in ortaya çıkardığı
raporda, Söylemez yönetimindeki Dış-
bank'ta yasadışı kredi dağıtıldığı. hatta
yurtdışındaki "hayali" şirketlere "kredi ve-
rilmiş gibi işlem yapılarak" bankanın içinin
boşaltıldığı vurgulanmıştı.
Maliye Teftiş Kurulu'nun Söylemez hak-
kında ağır suçlamalar içeren raporu. "ge-
reği yapılmak üzere" bankalardan sorum-
lu Devlet Bakanı olarak Söylemez'e gön-
derilince rafa kaldınldı.
Söylemez de, Aydın Ayaydın'a benzer
bir şekilde, "Maliye Bakanlığı raporunun
partjyanra,ka<ıtlıyayıldıgını''nnp sürdü ve
bugüne kadar kamuoyuna yansıyan hiçbir
işlem yaptırmadı.
Aydm Ayaydın, hazırlanan raporlann gerçek değil şişirme olduğunu öne sürdü
'Müfettişnaporlm siparişyaptınkir
Banka acmazda
TOKİ'ye
devredilen
konut yardımı
sorun oldu
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Hazjine Müsteşarlığı
Bankalar Yemiüli Murakıplan
Kurulu, mahkeme karanyla
Toplu Konut Idaresi'ne (TOKİ)
geçirilen konut edindirme yar-
dımlannın Errüak Bankası 'ndan
alınmasının önemli bir likidite
sorunu yaratacağı uyansında
bulundu. Emlak Bankası'nın,
lstanbul 5. tdare Mahkeme-
si'nin geçen hafta verdiği kara-
n, bölge idare mahkemesine
başvurarak temyiz etmeye ha-
zırlandığı öğrenildi.
TBMM KİT Komısyonu'nda
bugün Emlak Bankası'nın 1994
yılı hesaplan görüşülecek. Ha-
zine Müsteşarlığı Bankalar Ye-
minlı Murakıplar Kurulu'nun
raporunda. KEY hesaplannın,
yılsonu itibariyle 53 tnlyon li-
rayla banka mevduatlannın yüz-
de 38.4'üne ulaştığı belirtildi.
Raporda. şöyle dendi: "KEY
hesaplannın gerek kaynak yapı-
sı, gerekse mc\ duat icindeki pa-
yının zaman içinde azalmasına
karşın 1995 sonunda ulaştığı tu-
tar, bankanın likit aktüler topla-
mının yaklaşık 15 trilyon lira
üzerindedir. Bu durum da söz
konusu hesapiann bankadan ta-
lep edilmesi durumunda önem-
li bir likidite sorununa yol aça-
cakör."
Raporda, "Banka kaynak ya-
pısının dayalı olduğu mevduatm
yaklaşık yüzde 90'ının 3 ava ka-
dar vadeli mevduattan oluşma-
sı. banka likiditesini zorlayacak
diğer bir unsurdur" dendi.
• Aydın Ayaydın,
"Bahsedilen müfettiş
raporlan, inceleme,
soruşturma adı altında
müfettişe hazırlatılmıştır. Bu
rapor hakkında da daha sonra
inceleme başlatılmıştır"
açıklamasını yaptı.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Rekabet Kurulu
Başkanı Aydın Ayaydın, Emlak
Bankası Teftiş Kurulu
Başkanlığı'nın, kendisinin de
genel müdürlük dönemini
kapsayan 1994-1995
yıllanndaki inşaat ihalelerinden
44.6 trilyon liralık zarar
oluştuğu yönündeki raporu için
"Gerçek değfl. Şişünıe
raporiar'" savını öne sürdü.
Ayaydın, Başbakanlık Yüksek
Denetleme Kurulu'nun
raporlanna da yansıyan zarar
rakamlan konusunda.
"Müfettiş raporlan benden
sonra genel müdür tarafından
siparişle vapünldı. Gerçeği
yansıtmıyor" diye konuştu.
Bahçeşehir konutian Emlak Bankası'nın en kârlı projekrinden biri oldu.
Ayaydın, Cumhuriyet'e yaptığı
açıklamada. Emlak Bankası
Teftiş Kurulu'nun böyle bir
rapor hazırlamaya yetkisi
olmadığını söyledi. Bu
raporlann Banka Teftiş
Kurulu'na kendisinden sonra
göreve gelen yönetim
tarafından "tamamen siyasi"
bir düşünceyle "siparişle*'
yaptınldığını savunan Ayaydın
şöyle devam etti: "Benira
hakkımda bir inceteme
yapabümesi veya soruşturma -•
yapabilmesi için izin alması
bam. Şişirme bir rapor
düzenlemişler. Benim
dönemimdeki ihalelerin
toplamı 7-8 trilyon lirayı
geçemez. Benim dönemimden
önce hep ihalesiz verilmiş. tlk
defa benim dönemimde ihale
açüdı. İhale açmam mı suç?
Bunlar daha önce Emlak
Bankası'nınfiilenyürütülen
projderi. Aynı projenin ikinci
bölümü için ihale yapürdını. O
rapor haarlayan insanlar
ihalesiz vermişler."
Emlak Bankası Teftiş
Kurulu'nun raporlannm
kendisini karalamak için
"sipariş"le yaptınldığını iddia
eden Ayaydın. projelerin
ANAP lideri Mesut Ydmaz'ın
başbakanlığı döneminde de
ınceletildiğini söyledi.
•kvaydın. "Raporda, bu
dönemin benimle ilgili olmadığı
\azıldı''dedi.
Zarar edildiği belirtilen
Beylikdüzü projesindeki tüm
konutlann satışa çıkanlır
çıkanlmaz satıldığını söyleyen
Ayaydın, "Bahsedilen müfettiş
raporlan, inceleme,
soruşturma adı alunda
müfettişe hanrlatılmıştır. Bu
rapor hakkında da daha sonra
inceleme başlahlmıştır'"
açıklamasını yaptı.
UZ YAZIIORHAN BİRGİT
Dün sabah Kanal D Televizyonu'nda
Ankara Milletvekili Gökhan Çapoğlu
ile yapılan bir söyleşide, sayın milletve-
kilinin partisi icindeki isyan hareketini
yorumlayış biçimini dinlemeseydım,
Demokratik Sol Parti'deki "üçler" olayı
bugünkü yazının konusu da konuğu da
olmayacaktı.
Çapoğlu, bu söyleşide kendisinin
DSP Genel Başkanlığı için aday olma
niyetinı de açıklayarak rahmetli Ismet
Inönü'nün, Bülent Ecevit'e gösterdiği
müsamahayı, partı lıderinin kendılerin-
den esirgediğınden şikâyet ediyordu.
12 Eylül müdahalesi, 1980 dönemi
partilerini kapatmakla kalmadı; partile-
rin kapatılma işlemini uygulamakla gö-
revlendirilenler, arşiv olarak ellerine ge-
çirebildikleri bütün belgeleri de kâğrt ha-
muru yapılmak için ŞEKA fabrikasının
kazanlarına gönderdiler.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin tek parti
dönemi ile ilgili belgeler, zaten 1954'lü
yıllarda, bu partinin tüm mallarına Ha-
zine adına el koydurtan dönemin ıktıda-
nnın tasarrufu ile Maliye Bakanlığı'nın
depolannda çürümeye bırakıldığı için
en eski siyasi partinin geçmişi on beş
yılı aşmayan ülkemizde, bir siyasi eylem
için harekete geçen insanlar da kulak-
tan kulağa nakledilmiş dedikodulara
dayanarak ilk adımlarını atmaya çalışı-
yortar.
Yanlış atılan ilk adım, tökezlemeyi ön-
Siyasi Hafıza.
leyemez.
6O'lı yılların Cumhuriyet Halk Partı-
si'nde ortan/n solu hareketı olarak isım-
lendirilen, bugünün sosyal demokrat,
ya da demokratik sol eylemi ile DSP'de-
ki sekızler ya da üçler kalkışmasının
uzaktan yakından benzerliğı yoktur. Ta-
bıı, daha önce yıne aynı partide kendı-
lerine "ç/Ve çiçekleri" yakıştırmasını ya-
pan Kesebir'cilerin de...
Olabıldiğince özetle, SO'lı yıllara dö-
nüş yapalım:
1961 Anayasası, ülkede o güne ka-
dar konuşulmayan birçok şey gibi "soi,
sağ, emek, sermaye, grev, artı değer,
reform" gibi kavramlan da güncel söy-
lemler arasına katrnıştı. ismet Paşa, 27
Mayıs müdahalesinden önce seçmen
gözünde çok güçlenmiş, ama müda-
haleden sonra istemese de ordu ile iş-
birlikçilik sıfatı çağrıştınlan partisi için
"ortanın solunda" yakıştırmasını yap-
mıştı.
Bu yakıştırma, 1965 seçimlerinde
CHP'yi, beklenilenin aksine biryenılgi ile
karşı karşıya bırakınca, ismet Paşa'nın
o günkü çevresı, genel başkanı bu söy-
leminden vazgeçinmek için harekete
geçtiler.
Adeta sahipsiz kalan "ortanın solu"
söylemi, çoğunluğu o seçimlerde par-
lamentoya giren ve sayılan ıki elin par-
maklarını zorlamayla geçebilen bir kad-
ronun bayrağı halinegeldi. Bülent Ece-
vit, bu kadronun CHP Partı Meclisi'nde-
ki üç ya da dörttemsilcisinden birisi ol-
manın yanı sıra, fikrin en katı savunucu-
su olarak ortanın solu sloganına içerik
ve aksiyon kazandırmaya çalışıyordu.
Hareket, uzun süre lıdersız çalıştı. Ha-
reketi benirnseyenler, görüşlerini önce-
likle parti içi organlarda, yani parti mec-
lisinde, grupta oluşturup savundular.
Zamanla örgüt kongrelerinde yandaş
sağladılar.
Bunun için ülkeyı kendı paraları ile
kanş kanş dolaştılar.
Ta ki hareketın eyleme dönüşeceği
partı kurultayının toplanma aşaması
yaklaşınca, oluşmakta olan kadro, lide-
rinı saptamak zorunluğu ile karşı karşı-
ya geldı.
Ecevıt, arkadaşlannın uzun diretme-
lerine karşın liderlik için Turhan Feyzi-
oğlu'nun adaylığında ısrariıydı. Ama ha-
reketı yürütenler, görüşlerınde ısrarlı
olunca Onsekizincı CHP Kurultayı'nda
seçilecek yeni genel sekreter için Bülent
Bey adaylığı kabul etti. O kurultayda or-
tanın solu hareketınin temsilcilerinin ha-
zırladığı partı meclisi lıstesi, toplantıdan
bir gün önce Ecevıt tarafından Genel
Başkan Inönü'ye sunuldu. Bülent Bey,
bu ikili görüşmede rahmetli büyük inö-
nü'nün, uzun bir inceleme aşamasın-
dan sonra kendisine "peki, bu parti
meclisinden kim genel sekreter seçile-
cek" sorusunu yönelttiğini, kendisinin
de kısa bir duraklamadan sonra elini
hafifçe masaya vurarak "Ben efendim.
Arkadaşlanm benim adaylığımda ısrar-
lılar" dediğini anlatırdı.
Inönü, halim selim Ecevıt'ten bekle-
mediğı bu yanıt üzerine listedeki isim-
leri bir kez daha saymış ve "hayırlı ol-
sun" demişti.
Elbette daha sonraki aşamada paşa,
zaman zaman ortanın solcularını des-
tekledi, zaman zaman da karşısına al-
dı.
Ama bilinsin ki gerçek destek partı
örgütü ıdi. Tabanın kendisi idı.
• • •
Demokratik Sol Parti'deki değerli ey-
lemcilerin tam ne istediklerıni ben yete-
rince anlayamadım. Solda bütünleşme
hareketı için Cumhuriyet Halk Partisi ile
birleşme çabaları ya da en azından ni-
yetlerı olduğunu sanıyordum. Oysa dün
sabahkı Kanal D söyleşisinde Gökhan
Çapoğlu bu tür söylentileri kesin bir b.i-
çımde yalanladı. Çapoğlu'nun söyleşi-
sinden aklımda kalanlar, diğer iki arka-
daşı ile birlikte kasım ayı içinde Türk- İş
Başkanf nı ziyaret ederek sendikalarla
birlikte hareket için bir gırişimde bulun-
dukları oldu. Kendisinin DSP'nın ilk ku-
rultayında lider adayı olacağını, bunun
içın bir de kıtap yazdığını öğrendim. Ve
o söyteşide Eceviften yolu tıkamama-
sını ima eden sözler duydum.
Bir başka televizyon konuşmasında
da Çapoğlu, partilerın, lider adaylarının
sarf edeceklerı parayı üstlenmesi için
biryasateklifi hazırlayacağını söylüyor-
du.
Stratejik Araştırmalar Vakfı'nda baş-
layan, daha sonra bu kuruluşla ilişkisi-
nin kesilmesı üzerine Anadoîu Araştır-
ma Vakfı'nda süren bilimsel ve sosyal
çalışmalan ile tanınan genç politikacı ve
arkadaşları, bencetüm ortak amaçları-
nı çok açık ve yalın bir biçimde açıkla-
yarak işe başlamalıydılar.
Zeytin dalı oluşumunda tümü tam ıt-
tifak halinde midirler? Öyleyse bu dal
hangi partileri ve sendikaları kapsıyor?
Türk-lş ve DİSK, böyle bir bütünlükten
önce niçin ayn iki platformda kalmakta
yarar görüyorlar. CHP, partı olarak mı bu
ağacın altına gelecek, yoksa kimilerın
ileri sürdüğü gibi Murat Karayalçın'ın
hemen her CHP örgütünde "Düşünce
Atelyeleri" adı altında oluşturduğu ikin-
ci bir oluşumun mu katılması söz konu-
sudur? Bunlar tek tek açıklanmalıdır.
Çünkü açıklık kadar iyı bir şey yoktur.
GUNDUZ GOZUYLE
MELİH CEVDET ANDAY
Anlam Dediğimiz Nedir?
Dilbilim konusu eski bir merakımdır. Okuduğum
bu konuya ilişkin kitaplar içinde beni en etkileyen,
dahası en şaşırtan ise Ferdinand de Saussure'in
"Dilbilim Dersleri" olmuştur. Sözcüklere anlam
nasıl gelip yerleşmiştir? Söylenenleri nasıl anlıy-
oruz? Anlaşma nedir? Bu sorular kafamda
karışıklıklara neden oluyordu. "Dilbilim Dersleri"n\
okuyunca bu karışıklık büyük ölçüde dağıldı.
Karşınızdakinın ağzından "ağaç" sözcüğü mü
çıktı, bu sözcük kulağınıza geldiğinde artık bir
"gösferen"dir ve kafanızdaki ağaç kavramı ile bu-
luşur. Bu kavram "gösterilen"dır. Anlama, anlaşma,
gösteren ile gösterilenin birleşmesinden ortaya
çıkan "gösterge" ile gerçekleşir. Biz göstergelerle
anlaşıyoruz. Bunlann, gerçekleri yansıtıp yansıt-
madığına biraz sonra geleceğiz.
Burada şuncasını söyleyiverelim ki, yüzyılın
başlannda Cenevre Üniversitesi'nde dilbilim ders-
leri veren Ferdinand de Saussure, ilerde bir
Gösterge Bilim kurulacağını, dil'in de bu bilim
içinde yer alacağını söylemişti.
Bu bilim kuruldu; kurulur kurulmaz da, dilbilim mi
gösterge bilim içinde yer alacak, yoksa gösterge
bilim mi dilbilim içinde sorusu ortaya çıktı.
Batı kültürü budur, rahat etmez, rahata kavuşmaz
bir türlü.
Bizim gösterge bilimcilerimizden Mehmet Ri-
fat'ın Yapı Kredi Yayınları arasında basılan "Homo
Semioticus" adlı yeni kitabı beni heyecanlandırdı.
"Homo Semıo(ıcus"u bütün okurlarıma salık
vereceğim, ama bu adın korkutucu gelebileceğin-
den kuşkulanınm.
Bana sorarsanız, hiçbir bilim korkutucu değildir,
olamaz; çünkü ınsan aklının ürünüdür o, ve akıl (us)
insanlığın eşit paylaştığı bir yetenektir.
"Homo Semioticus anlamlandıran insandır;
dünyadaki anlamlann oluşumunu, birbirine ek-
lemlenerek yepyeni anlamlar yaratmasını sorgu-
layan insandır; çevresindekı bireysel, toplumsal,
kültürel gösterge dizgelerini yalnızca betimlemek-
le yetınen değil, bu dizgelerin üretiliş sürecini
yenıden yapılandıran insandır."
Şimdi okurlarıma Sayın Mehmet Rifat'ın yeni
kitabından bir bölümü aktarmak istiyorum. Üz-
erinde ilgi ile durulduğunda, gösterge bilime
herkeste merak uyandıracaktır bence.
"Dünyadaki her çeşit gösterge dizgesinin an-
lam taşımasını, anlam belirtmesini, anlam ak-
tarmasını sağlayan şey (özellik) gönderme
yaptğı gerçeklik düzeyi midir? Yoksa doğrudan
doğruya bu dizgenin kendisi midir? Ya da şöyle
sorabiliriz: Bir göstergeler dizgesi, bir anlamlı
bütün, gerçeği yansıttığı için mi anlam taşır ve
bir bilgi iletir, yoksa gerçeği yeniden oluştur-
duğu, yeniden düzenlediği ve anlamlandırdığı
için mi? Sözgelimi, insanlar arasında bildirişi-
mi sağlayan doğal dil, kendi dışında bir gerçeğe
uygun bir biçimde gönderme yaptığı için mi an-
lam taşır, anlam belirtir, anlam aktann yoksa
tersine bizi çevreleyen, dünyayı oluşturan, ona
anlam veren bu doğal dilin kendisi midir?"
Ulastırma Bakanı Barutcu
'Yolsıızlıık iddialarıyla
benim ilginı yok'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Llaştırma Bakanı
Ömer Barutçu. Atatürk \e
Antalya ha\ alimanlan ihale-
leri ıçın ortaya atılan yolsuz-
luk ıddialannın, kendisinin
bakanhk dönemiyle ilgısi ol-
madığını belirterek, "Soruş-
turma açmazlarsa namert-
ler. Kim çamuruzerindeotu-
nı>t)r görelim'" dedi.
Barutçu. dün düzenlediği
toplantıda. 28 Haziran
1996'da Ulastırma Bakanı
olduğunu anımsatarak. An-
talya Dış Hatlar Termina-
li'yle ilgili sözleşmenin dö-
nemin DHMİ Genel Müdü-
rü Önder Karaduman ve
Genel Müdür Yardımcısı
Aydın Müftüoğtu tarafından
16 Şubat 1996 tarihinde im-
zalandığını söyledi.
Başbakanlık Teftiş Kuru-
lu'nca .Antalya Dış Hatlar
Termınal binası ihalesine
ilişkin hazırlanan raporun
savcılığa gönderildiğini bil-
diren Barutçu. kendisinin de
savcılığın soruşturma açma-
sına izin verdiğıni kaydetti.
Ancak Barutçu, cezai taki-
batın yanı sıra maddi zarar
doğan durumlarda gündeme
gelen ve Antalya Dış Hatlar
Terminali projesi içın de ta-
lep edilen hukuki takıbat ko-
nusunda bır açıklama yap-
madı. Barutçu, Başbakanlık
Teftiş Kurulu Başkanlı-
ğı'nın Atatürk ve Antalya
hav alimanlan yeni dış hatlar
terminallerinin ıhalelennde
çcşitli usulsüzlükleryapıldı-
ğı savlan üzenne dönemin
başbakan ı Mesut Yümaz'ın
onayı ile başlatılan, Başba-
kan Necmettin Erbakan'ın
onayıyla da biten raporun
yanlı ve eksik olduğunu sa-
vunarak. "Raporda birta-
kım bürokratlan aunışlar,
mercek altına koymuşlar.
Ancak, kendi koUadıklan
bürokranarraporda>er al-
mamış" dedi. Barutçu,
DHMt Yönetim Kurulu'na
DYP'li EsatKırathoglu'nun
oğlu Ahmet Kıratiıoğlu'nun
alınmasına ilişkin sorular
üzerine de şöyle konuştu:
"ANAP'lı Akm Gönen'jn
kardeşi Metin Gönen ve
Haydar Özalp'm veğeni Ay-
dın Müftüoğlu da bu kunı-
lun üyeleri. Muhalefet yap-
mak hakkınız, ama ikidc bir
"Ben çamur üzennde otur-
mam' deyince,dönerterder-
ler ki, 'Sen neyin üzennde
oturuyorsun.' Sonışturma
açmazlarsa namerrJer. Kim
çamur ü/erinde oturuyor
görelim."
Yılmaz hukümeti sucladı
6
MGK karşıtı bir cephe
ohışturmak istiyorlar'
ANK\RA/İSTANBUL
(Cumhuriyet) - ANAP Ge-
nel Başkanı Mesut Yılmaz.
hükümetin MGK kararlan
konusunda yeni bir kamu-
oyu oluşturmaya ve "karşı
cephe'" yaratmaya çalıştığı-
nı söyledi. Yılmaz. "Başba-
kan ve sözcüleri MGK ka-
rarianyla mutabık olup ol-
madıklannı bir an önce
açıklamalılar7
* dedi.
Yılmaz. ANAP Başkan-
hk Dıvanı toplantısından
sonra yaptığı açıklamada.
Hükümetin MGK kararlan
konusunda yeni bır kamu-
oyu oluşturma çabasmda
olduğunu vurgulayarak
Başbakan ve hükümet söz-
cülerinın MGK kararlannı
benimseyip benimsemedık-
lerıni bır an önce açıklama-
lan gerektığinı söyledi. Ka-
rarlara ıradeleri dışında im-
za attılarsa Başbakan ve
yardımcısının istifa etmesi-
ru isteyen Yılmaz, "Bir yan-
dan imzalayıp sonra da al-
tında imzası bulunan karar-
lara muhalefet etmek. an-
cak Erbakan \e partisine
yakışan bir garabettir" de-
di. Yılmaz. 8 yıllıkkesintı-
siz eğitim konusunda hükü-
metten çelişkili seslerçıktı-
ğını söyledi. Bu konuda hü-
kümetin bir an önce ortak
görüş oluşturup Meclis'e
getirmesi gerektığini belir-
ten Yılmaz, "MGK'nin ka-
rarlan açıktır. Eğer bunlar-
la mutabıklarsa gereğini ya-
pariar. Hükümetin RP ka-
nadı, altında Başbakan'ın
imzası bulunan kararlan
uygulamak yerine bu karar-
lara karşı cephe yaratmayı
amaçlamaktadır. Huküme-
ti bir an önce tutumunu
açıklığa kavuşturmaya ça-
ğuiy-onız." dedi.