03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çetinkaya # Yazıışlen Müdürlerı: Ibrahinı Yıldız, Dinç Tayanç (Sorumlu) # Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberler: Şinasi Danışoğlu • tstıhbarat: Cengiz Yddınm # Kültür: Handan Şenköken • Spor. Abdülkadir Yücelman • Makaleler: Sarai Kamören • Düzettme: Abdullah Yaacı • Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu • Bılgi-Belge: Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yaym Kunılu. tlhan Sdçuk (Başkan), Orhan Eriaç. Oktay Kurtböke, Hikmet Çetinkaya, Şükran Sooer, Ergun Bakı, Dioç Tayaırç, Ibrahim Yddız. Orhan Bursalı, Mnstafa Balbay. Hakan Kara. AnkaraTemsilcısı: Mustafa Balbay • HaberMüdürü: Doğan Atan Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 • tzmir Temsücısi: Ser(tarKızık,H.ZryaBlv. 1352 S 23 Tel: 4411220, Faks: 4419117 •AdanaTemsilcisı Çetin Yiğenoglu. inönüCd 119 S.No:l Kat:l, Tel 363 12 11. Faks: 363 12 15 Koorduiatör Ahmet Korulsan # Muhasebe Biilent Yener • ldare: Hüseyin Gürer • Lşletme: Önder ÇeBk • Bügi-lşlem: Naü tnal • Bılgısayar Sistem Mürüvet Çfler MEDYA C: • Yönetım Kunılu Başkanı - Genel Mudur Giilbin Erduraı#Koordmaax- Refaa Ij«- m«n 9 Genel Müdur Yardımcıa Mi- ne Akdag Tel 514 07 53 - 513 95 80- 513 84 60-61,Taks: 5138463 23MART 1997 Imsak: 4.29 Gûneş: 5.56 Öjle: 12.18 tkindi: 1542 Akşam: 1826 Yatsı: 19.47 160 bin liralric tatil • STOCKHOLM (Cıunhurivet) - Türkiye'nin Isveç turizminde giderek geniş yer alması, birçok ldasik tatil beldesiru gende bırakan Antalya'nın Isveçlilerin en çok tercih ettiği 3'üncü kent olması ilginç gelişmelere yol açıyor. Yeni şubesini dûn Stockholm'de açan Express Resor adlı turiznı şirketi bir gün önce, gazetelere verdiği ilanda ilk müşterisine 160 bin liraya (1 kron) bir haftafık Antalya gezisi vaat etti. Express Resor, aynı tatili ikinci müştensine 2, üçûncüye 4, dördüncüye 8 v e beşinciye 16 krona satacagını açıkladı. Temiz yönetinr tartışılıyor • ANKARA (ANKA) - Kamu Yönetimi Uzmanlan Derneği'nin düzenlediği 'Temiz Yönetım' konulu panel, 28 mart cuma günü yapılacak. Prof. Dr. Ruşen Keleş'in yöneteceği panele gazetemiz yazan Mustafa Balbay, DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Dinçer, CHP PM üyesi Hasan Fehmi Güneş ve SBF öğretim üyesi Prof. Dr. Turgut Tan konuşmacı olarak katılacak. Panel TODAV Konferans Salonu'nda saat 14.00'te gerçekleştirilecek. Tüpk sigarasma dikkat • ANKARA (ANKA) - Türkiye'de üretilen sigaralann zifir ve nikotin açısından Avrupa Topluluğu standartlanna uygun olmadığı bildirildi. Tekel'in yaptığı ölçümlere göre sadece Tekel 2000 sigarası AB standartlanna uygun bulunuyor. Yetkililer. tiryakiler tarafından özellikJe aranan Maltepe. Samsun gibi sigaralann harman özellikleri ve içim tadı bozulmadan zifır ve nikotin değerlerinin yeni teknolojilerle düşürülmesini öneriyorlar. Atatürk diyor ki: "Bilhassa bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. Bu ölçüyle hangi şeyin bu dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Hangi şey ki akla mantığa, halkın menfaatine uygundur; biliniz ki, o bizim dinimize de uygundur." M. K. Atatürk, 21 Mart 1923Adana. Ordu ve Erbakan Erbakan, "Ordunun içinde birkaç kişi hata yapabilir, bunu bütün orduya mal etmek doğru olmaz" demiş. Refah'ın içinde birkaç kişi HATAYAPMAYABİÜR, ama bunu bütün Refah'a mal etmek doğru olmaz. 1283 Bu Atatürk'ün Harp Okulu numarası. Onun Harp Okulu'na giriş yıldönümlerinde bu numara okunduğunda tüm öğrenciler hep bir ağızdan "Içimizde" diye bağırırlar. Ben diyorum ki, bu numaranın okunmasına artık gerek yok. Onun adı ne zaman geçse "Içimizde" dememiz gerekiyor. Zaman o zaman. Bulutsuzluk Özlemi'nden Nejat Yavaşoğullan: Rock müzik için bir söyleminiz olmalı Oıııuı özlemi temiz tophnııSERPİLGÜNDÜZ Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karan- lık eylemine "Beyaz Nots"lanyla katıldı. Her gece saat 21 .OO'de Anadoluhisan'nda- ki evinin balkonuna gitanyla çıktı ve amfi- nin sesini 10 volüm açarak karanlığa ses verdi. TV'ler naklen yayın yap- • 27 MART DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜNÜZ KLTLU OLSÜN (şimdiden). • Ezbere hayır! Ezberci eğitime hayır! Beyaz Nokta'ya evet!.. • OKUYUN: Sondan Başa -Aziz Nesin İZLEYİN: Kara Melek -interstar. SEVİN: Emre Kongar'ın yazılan. Sevgili okurlanm. Mektuplannızı "ZİVERBEY DURAĞI NO: 48 KADIKÖY- İSTANBUL" adresine gönderebilirsiniz. Gazeteye gönderilenler çok geç ulaşıyor. tılar. Finlandiya'dan bile gelip onu görüntü- lediler. Türkiye'de yıllardan ben rock müzik ya- pıyorNejat YavaşoğuIIarL Diyor ki; insanhak- lanndan, banştan yana; ırkçılığa ve idam cezastna, çetelere, sömürüye karşı olanlar Bu- lutsuzluk Özlemi'ni dinliyor. İstanbul Fes- tivali'nde yer alan ilk rock gurubu olan Bu- lutsuzluk Özlemi, Dünya Rock Tarihi An- siklopedisi'ne de girmiş. 12 yıl öncesınde Bodrum 'da Mavi de- nilen küçük bir barda çalıp söylü- yorlardı. O zamandacn bu za- mana dirüeyici kitleleri de de- ğişti. Öncelen ünıversiteyi yeni bitirmişler onlarla ilgi- lendi. Sonra üniversiteliler, şimdi de liseliler iigileni- yor. Burak Kut, Çeiik ve Tarkan dinleme- yenler, Bulutsuzluk Özlemi'ni dinliyor. Devrimci, savaşa ve bozuk düzene kar- şılar. "Böyle ol- duklan için döv- meyapnnyorve yımk blucinle gezryorlarbel- ki de" diyor Nejat Ya- vaşoğullan. Son kasetinden sesleniyor: -İIKB kalkn coplar/ KoUar yonıktu/ Kız- lar tekmelendi/ Yerlerde süründü/ YÖK'ûn yıldönümüydüi Yaka paça tuttular/ Veriere uzatolar/ Otobüse ökıştınp. merkeze kapat- tılar/ YÖK'ün yüdönümüydü." -Beyaz Nota diye ayn bir girişinı var, ne- dir bu anlabr mısınız? -Beyaz Nota girişimi Bir Dakika Karan- lık eyleminden daha önce başlamış bir şey- di. Engin Yörükoğhı bizı bir gün aradı. Biz de olur dedik ve katıldık. Beyaz Nota'nın amacı, temiz toplum için bizim de sesimi- zin çıkması. Farklı düşünen müzisyenler bir araya gelip kendi seslerini duyurmah. Sivil toplumun etkinliğinin artmasında bir olum- lu faktör olarak müzisyenlerin de olması dü- şüncesiydi. Bu oluşumun içinde Bulutsuz- luk Özlemi, Moğollar, Grup Yorum ve ba- zı rock gruplan var. Nasıl gelişeceğini ve et- kinlik göstereceğini tam bilmiyorum. -Rockmüziğiııin son döoemiiçin ne divor- sunuz? Ayna gibi apolitik gruplar çıktı. De- niytrkirockkiJhüriirıiiniciruboşalttLRock'ırı sinir sistcmini mi aldılar? -Rock müziğınin dünyayı sarstığı dönem- ler 68'ler. Dünyada da zaten bir gençlik ha- reketi vardı. Bu gençlik hareketinin de pa- ralelinde giden bir müzikti rock. O sırada Vı- etnam Savaşı gibi bir savaşa karşı çıkıyor- lardı. tkinci Dünya Savaşı'nda savaşmış in- sanlann çocuklanydı o gruplarda yer alan- lar. Kendi söylemlerini ortaya koyu- yorlardı. Jşin ticari boyutu da or- taya çıktı Jobn Lennen yakı- cı sözler yazıyordu ama sa- tışlan da gayet iyiydi. Günümüzde bu gele- negi devam etti- îsveç'ten dünyaya çevre dersi Sosyal demokrat hükümet çevre projeleri için yüz trilyon liralık bütçe ayırdı GÜRHANUÇKAN STOCKHOLM-lsveç'in sos- yal demokrat hükümetı, çevre korumaya yönelik projeler ve önlemler için 6 milyar kron (100 trilyon lira) tutannda bütçe ayır- dı. Söz konusu "ekoiojikpaket", üç yıl içinde uygulamaya konu- lacak. Söz konusu önlemler pa- keti İçin 5 bakandan birdeiegas- yon oluşturuldu: Vergi, iş piya- sası, okul, tanm ve çevre bakan- lan. Ekoloji paketi için aynlan 6 milyar kron, doğrudan doğruya devlet bütçesinin kânndan alı- nacak. Çevreduyarhklı 5 bakan- dan 4'ünün kadın olması dikkat çekti. Ekolojik pakette bulunan bazı maddeler şunlar: - Çevrenin kirlenme ve zarar verici maddelerden korunma- sı. - Enerjı ve doğal kaynaklann daha bilinçlı kullanılması. - Ekolojik dengenin ve devr- i daimin güçlendirilıaesi. - 25 yıl içinde göllerin ölme- sinin, toprağın havadan gelen ze- hirli maddelerle kirlenmesınin veyeralo sulannın atık sularla ka- nşmasmın önüne geçilmesi. - Yeniden kullanım ve geri kazanma mekanlzmalaruuıı artünlması. - Doğal enerji kaynaklannın geliştirilip güçlendirilmesi. ^eşil kurtuluş' Ekoloji delegasyonuna baş- kanlık eden Çevre Bakanı Anna Ljndh. şu yorumu yaptı: "Önüraüzdeki 5-10 yıl içinde ohımludeğiştmlerigörebüeceğiz. 1998 bütçeyıbnda hükümet, dev- let bütçesûıin 10 mihar kron kâr edeceğini hesaplıyor. Bu neden- le bizim kullanaeağınuz 6 milya- ra kesin gözüyle bakabilirsiniz." Anna Lindh, çevre bilincinin daha çocuk yuvasından başla- yan bilinçli bir bilgilendirme programıyla ba^latılacagını ve bütün eğitim sisteminde uyarla- nacağını da söyledi. Öte yandan Başbakan Göran Persson, bütçe açığını kapatmak için aldığı sert önlemlerle işsiz- liği kamçıladığı şeklindeki eleş- tiri'.ere karşı kendisini savunur- ken. önümüzdeki yıllarda "yeşi kurtuluş" yaşanacağmdan söz etmişti. Yeşil kurtuluş, çe\Teye yönelik projelerle oluşturularak yeni iş sahalaruun işsizliğı azalt- masınakoyduğu ad idi. Persson, en az 40 bin yeni iş olanağı sağ- lanacağını umut ediyor. ren rock gunıplan daha az sayıdalar. Baş- langıçta daha marjinal olup da sonradan mü- zik endüstrisine bulaşmış gruplar var. U2, Pearl Jam gibi. Ingiltere'de irili ufaklı grup- lar var. -Peid bizde nasıl geüşti? -Bize baktığınız zaman son zamanlarda- ki rock müzik adına yapılanlan bizim rock müziğinin altın çağı denen dönemle hiç ala- kası olmadığını düşünüyorum. Bunun istis- nası Bulutsuzluk Özlemi. Pop müzikte ba- zı şeyleri çok kullandılar ve insanlann ku- lağı artık bunlan dinlemekten yoruldu. Ma- krâısal bir Türk müziğine benzer bir melo- di. Altında dum dum diye bir davul. Şimdi uluslararası müzik soundunu keşfettiler. Es- kiden bir davul ve klavyeyle bitiriyorlardı işi. 'Söyiemsiz rock olmaz' -Şimdi yapdan rock müzigin küp ve pop kültüründen farta yok mu? -Rock müziğin kökeni Amerika'daki öz- gürleşen kölelerin söylemi. Kökûnde halk kültürü, ritim, canlılık ve doğal sözler var. Halkın yaşamı ve sorunlan şarkılarda konu olarak ışleniyor. Biz şunu yaparsak para ka- zanınz derseniz bunlardan uzaklaşıyorsu- nuz. Ayna grubu iki üç aylık bir grup, 96'nın grubu seçildi. Rock müzik diyebilmek için kendi söylemlerinin olması lazım. Yani kafiye olsun diye söz yazılmaz. Net bir dinleyici profîli oluşmadı. Aşık Veysel, Aşık Daimi ve Arif Sağ bile rock müziğine daha yakın adamlar. Nejat Yavaşoğullan, Karadenizli ama uzun san saçlanyla Avrupalı rockçılara benziyor. Mesleği mimarlık. Restorasyon çalışmala- n yapıyor. Asıl parayı mesleğinden kazanı- yor. 12 yaşında bir kızı ve avukat bir eşi var. Rock kültürüyle evliliği bağdaştırmak biraz zor, ama evliliği de birtaraftan yürüyor. Kı- zı piyano çalıyor, evde babasınm yaptığı işe çok ilgisız davranıyor, ama bütün şarkılan da konserlerde ezbere söylüyor. -Bulutsuzluk Özlemi şarkdanyla poütik bir mesaj mı veriyor? -Poütik misyon üstlendiğiniz zaman ge- çici olabilir. Önemli olan kendi söylemin. Dünya görüşün müziğe ve yazdığın söze yansıyor. O anlamda politik olarak değerlen- dirilebilinz. Bulutsuzluk Özlemi dinleyen herkes bilir ki hiç bir şarkı slogan gibi de- ğildir. Bulutsuzluk Özlemi'ni Ege'li gençler da- ha fazla seviyor. Turneler ve konserler hep o tarafa yapıhyor. Yıllardan beri, Hayal Kah- vesi'nin cumartesi gecelerinin değişmez gru- bu. Kız hayranian daha fazla. "Kıztardaha duy^ısaJ ve iç dünyalan daha zengin. Beni daha çok etkileyip duygulaodınyorlar. Ço- gunluğu işçi memurçocuğu. Kühiirel olarak gefişmiş ama onu karsüayacak paralan yok" diyor Nejat Yavaşoğullan. Anlattıklanna göre Bakû'dan New York'a kadar Bulutsuz- luk Özlemi dinleyenler var. SAK USTUNDE MÜJDATGEZEN Fato Türk tiyatrçsu İlk oyun yazarlanmızdan Âli Bey, "Türk yazan yetişmedikçe Türk tiyatrosu olmaz" diyor. Bunu söylediğinde yıl 1870. Aradan bunca yıl geçmiş. Biz bugün aynı sözleri yineliyoruz. Türk yazan olmazsa Türk tiyatrosu olmaz. "Türk tiyatrosu yabancı oyunla da olur" diyen aptallar, hepimizi aptal yerine koymaya kalkanlardır. Adı üzerinde işte, Türk tiyatrosu. Moliere'in yazdığı oyunu kötü kötü oynamakla bir yere vanlabilir mi? Bunu bin kere söyledik. Ta o zaman Âli Bey söylemiş. Bunda yanlış olabilir mi? Kendimiz yazıp kendimiz yönetip kendimiz oynayacağız. Türk tiyatrosu o zaman var olacak. Sevgili Fatma; Kanal D'de programını izledim. Sonrasındaki açıkoturumu da. O canlı oturumda önemli bir hata yaptın. Manken kızı hiç tanımadığını, yüzünü bile görmediğini söyledin. Bir dakika sonra bu söylediğini unutarak "Manken kıza doktoru hiçbir şekilde tahrik etmemesi gerektiğini söyledim" dedin. Bunlardan biri doğru olmalı. Hangisi?.. O canlı yayında Emin Çölaşan ve doktor hanım seni zor durumda bıraktılar. Ben de kendi kendime sordum, "Acaba bu programın kime yaran oldu, kimlehn işine yaradı" diye... Fatma, bu en çok Ali Kalkancı ve Müslüm Gündüz yanlısı dinci gruplann işine yaradı. Ordu mensubu bir doktor albayın böyle bir şey yapması bu aralar onlar için bulunmaz bir şans. Ve bu şansı, sen ve Kanal D el ele vererek yarattınız. Bence ne senin, ne Kanal D'nin sırf rating uğruna böyle şeylere ihtiyacınız olmamalı. Adam görevden alınmış, cezaevine kapatılmış, geriye ne kaldı?.. Beethoven İnterstar televizyonunda çok sevdiğim birfilm gösterildi. Ludwig Van Beethoven'in hayatını anlatan nefis bir film. Fakat filmin dublajını yapanlar nedense bunca yıldır "Van" (FAN) diye bildiğimiz unvanını FON diye söylediler. Ne bir, ne üç, ne beş.. on kere "fon" diye geçti bu ad. Filmi izledikten sonra sabaha kadar uykum kaçtı. Altıda kalkarak ansiklopedileri kanştırmaya başladım. Tabii ki Van Beethoven yazıyor hepsi. Uzunçalarlan da böyle. Ben Almanca eğitim gördüm. "Von", Almanca'da "- den -dan ve biraz da soyluluk unvanı" anlamına gelir. Ama Beethoven'in dedesi Flaman asıllı. Onlarda "von" yok, "van" vardır. Nedense bizim aydın, ileri zekâlı ve entelektüel dublajcılarımız bunca yıllık ustayı "von" yapıp çıktılar. Olan bizim uykuya oldu. Gençler sadık olmak isterler, yapamazlai". Yaşlılar sadık olmamak isterler, yapamazlar... OscarWilde Hayvanları severim Savaş'ın fıkrası Genellikle Savaş'ın anlattığı fıkraları pazann fıkrasına yazanm. Ama bunu o denli beğendim ki hem pazann fıkrasını hem bunu size anlatayım dedim. Bir günde iki fıkra fazla gelirse affedersiniz. Adamın biri yolda giderken bir ses duymuş: - Beni öpersen çok güzel ve genç bir kız olurum. Dönmüş bakmış. Bir kurbağa. Almış cebine koymuş. Eve gelmiş. Arkadaşlannı çağınnış ve kurbağayı cebinden çıkararak masaya koymuş. Kurbağa: - Beni öpersen çok güzel ve genç bir kız olurum, demiş. Artcadaşları: - Öpsene ulan ne duruyorsun? deyince bizimki yanıtlamış: - Neden öpeyim, etrafımda dünya kadar genç ve güzel kız var, ama kimsenin konuşan bir kurbağası yok. Genelde bütün hayvanlan severim. Ama içlerinde daha çok sevdiklerim de vardır. Örneğin Ceylan... Bu hayvan iyi huylu, narin, çelimsiz bir orman yabanisidir. Ürkektir. "Höt" desen "Al sana bir çöp" diyecek kadar korkaktır. Avcılar bunu vururiar. Kolay kaçamaz, orman acemisidir. Ama yine de iyi hayvandır. Ceylan, hayvanlar arasında "çifte standartir olarak da adlandınlır. Geyik familyasındandır, ama eşek gibi davranır. Gene de gözleri güzeldir. Severim Ceylan'ı. Ama nereden bakarsanız bakın, sonunda bir hayvan işte... Öldükten sonra teslim olacağım Üç kişiyi öldürdüm. Birçok faili meçhul cinayete imzamı attım. Tutuklama emri çıkardı mahkeme. Polisler arıyor beni. Elimi kolumu sallayarak dolaşıyorum gene de. Kaçmıyorum kanundan... Yurtdışına çıkmayacağım... Oğlum bir yaşında. Onu evlendirir evlendirmez teslim olacağım. Yıllar göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Mahkeme bekleyiversin beni. Kafamı kızdınrsanız süreyi uzatınm. Öldükten sonra teslim olacağım deyiveririm. Süleyman Ekim (Mizahçı) Beni güldürenler Yeğenim Sema, Isveç'te yaşıyor. İki yaramaz kızı var. Merve ile Melis. 6 ve 3 yaşındalar. Bir gün kazara sokakta kaybolurlarsa falan diye, Sema ikisine de bazı şeyler öğretiyor. - Adın, soyadın? Kaç yaşındasın? Telefon numaran? Nerede oturuyorsun? Merve, son soruya kesin yanıt veriyor: - Burda. Sıra Melis'e geliyor. Melis yanıtlıyor: - Sandalyede. Genco Erkal Buyıl 17.'si verilecek olan Geleneksel Ismail Dümbüllü Ödülü'nü bu yıl "Birtakım Azizlikler" adlı oyunundaki çalışmasıyla Genco Erkal kazandı. 27 Mart Dünya Tıyatrolar Günü'nde MSM Sadık Şendil Salonu'nda, MSM Tiyatro Bölümü Öğrencileri'nin kısa bir gösterisinden sonra sanatot ödülünü alacak. Sevgili Genco'yu yürekten kutluyoruz. Bu mesleğe onun kadar gönül veren kişi azdır. Hepsi Bu kez de yırttım kefeni I Evvel sevda sayesinde Yine atlattım ölûmü I Bu son sevda sayesinde Yaşamam sevda yüzünden I Ölümüm sevda yüzünden Dünyaya gelişim neden I Peki gidişim neden Önce sevda sonra sevda I Hepsi sevda sayesinde Çapa. Nöroloji Kliniği, 3 Aralık 1983 Aziz Nesin. iz Hurley 'in büyükyükselişiÇeviri Servisi- Normal bir kadın nasıl olur da birden bunca zengin, bunca ünlü olur? Ya da Ljz Hurley nasıl bir anda ünlü, zengin bir kadın oldu? Birkaç yıl önce Amerika'ya geldiğinde genç ve ikinci sınıf bir oyuncu olan Hurley. çok güzel bir vücuda, son derece masum bir yüze ve bomboş bir bânka hesabına sahipti. Ancak ne olduysa oldu ve güzel bir yüzle vücuda sahip diğer kadınlar kariyer için sırada beklerken, Liz Hurley, Estee Lauder kozmetik fırması ile üç yıllığına 8 milyon marka anlaşma imzaladı. Hurley'e bunun nedeni sorulduğunda verdiği yanıtlar ilgi çekici. Bunte dergisinde yer alan habere göre, yeni Lauder modeli, bu ünü giysilerine bağlıyor. Versace giysileriyle özel gecelerde boy gösteren Hurley. bu markanın onun "özel partilerin en güzel gryinen kadınj" olarak ün yapmasını sağladığına ve ünlü fîrmalann gözünde klas sahibi yaptığına inanıyor. Hiç yadsımadığı bir gerçek de erkek arkadaşı Hugh Grant'ın Kaliforniya'da profesyonel genç bir kadını, polisin izin verdiğinden daha fazla sevmesinin ve bu olay karşısında kendi takındığı tavnn, bu ündeki rolü. Bu olay sonrasındaki sakin rutumunun da birden gündeme oturmasında etken olduğunu düşünüyor. İyi bir oyuncu olmasa da süper star sayılan bu güzelin elbette bunlar dışında Estee Lauder'i çeken bir yanı daha var: lnsanın içine işleyen ama kendi içini asla dışan yansıtmayan masum bakışlan... Pazarın fıkrası Bu hafta pazann fıkrası Emre Kongar'dan geldi. Amerikalılar bir ağaç kesme aygıtı geliştirmişler. Elektrikli olan bu alet bir günde 25D ağacı rahatlıkla kesebiliyor. Bizim Orman Bakanlığı bu aleti almış, denemeler yapılıyor. Fakat rakamlar oldukça kötü. Bizim işçiler ancak günde 45-50 ağaç kesebiliyorlar. Yalnız birTemel var ki, 150 ağaç kesmeyi başarmış. Amerikalı firma yetkilileri Temel'i Amerika'ya götürmüşler. Çünkü herkesin en çok 50 ağaç kestiği bir yerde Temel 150 ağaç kesebiliyor. Amerikalı yetkili, aleti denemek için elektrik prizine sokmuş ve alet "gır gırgır" diye çalışmaya başlayınca Temel'den bir ses getmiş: "Clyyy bu ses de ne?" Güvenilmez'le Takıyyecİ Batılılar bizim ikiliye bu ismi takmışlar. Biri "Güvenilmez", öteki "Takıyyeci". Oysa ben bir vatandaş olarak devlet büyüklerime: "Güvenilir, kuvvetli, dirayetli, sağlam karaktehi" gibi isimler takılsın isterdim. Atatürk için Batıhlar hep böyle söylerlerdi ve üstelik Atatürk onlan buradan süngü gücüyle kovmuş bir düşmandı. Zaman değişti, insanlar değişti, karakterier zayıfladı. Eh bir Atatürk de kolay yetişmiyor ki, ama hiç olmazsa dirayetli devlet adamı yetiştirebilsek. Hitler - Atatürk Iklsi de asker kökenli devlet adamı. Biri ülkesini felakete sürükleyen bir sapık, diğeri ülkesini düşmandan kurtarmak için cephede çarpışmış bir • kumandan. Biri hakkında yüzlerce flim çevrildi. Oysa Atatürk hakkında tek film bile yok. Neden, Atatürk daha mı önemsiz biri? Hitler daha mı popüler? Yoksa Hitler'i anlatan öyküler daha mı sinematografik?.. Bence hiçbiri değil. Ya da hepsi küçük birer neden olabilir. Ama galiba asıl neden, Helmut Kohl'ün sözlerinde yatıyor: "Sizi kolay kolay aramıza almayız." J\ birakanlar: "30 senedir sigara içen annem Sevinç Ersoy ve 9 senedir sigara içen ben Bora Taşkın, pazar yazılannızın etkisiyle sigarayı bıraktık. Annem 2.5 aydırben 4 haftadır içmiyorum. Teşekküher." Sevgili Bora Taşkın ve Sevinç Hanım, ben de size teşekkür ediyorum, kendinizi koruduğunuz için. Bu haftanın sloganını da sizin faks başlığınızı kullanarak gerçekleştiriyorum: YAŞASIN SİGARASIZ DÜNYA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle