Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 MART 1997 PAZAR
14 KULTUR
Yazar Roger Pilhion, 27. Uluslararası Frankofoni Haftası'nın açılışı için Türkiye'deydi
EHL, varlığını koruma savaşı vermeli
ZEYNEPSAYGI
Dil, bir kültürün taruümında en önem-
li araç. Kültürlerarası etkileşim ve geîi-
şim çağında her dilin bilinçli bir politi-
kayla yönlendınlerek varlığını konıma-
sı gerekıyor. Çünkû çağın iletişimtekno-
lojisi tek bir dilin egemenliği altında. Ve
bu durumda kültûrlerin karşılıklı etkile-
şim düzeyi sıfırlanıp siirekli güçlü ve tek
yönlü, yer yer emperyalist bir tutumla
gerçekleşen bir 'eödme'den söz edebıli-
yontz ancak. Bu etkımenin bir numara-
lı hedefî, dillerini yasayla korumaya kal-
kan. yabancı dil öğrenimini kısıtlayarak
ana dılını zenginleştıreceğıni sanan, ya-
nı akılcı bir dil pohtikası olmayan ülke-
ler.
Fransa 'Frankofoni Haftası'yla işte bu
tek seslılığe karşı çıkıyor. Ancak kısır
bir karşı çıkış değil bu. Bundan 27 yıl ön-
ce Fransızca konuşan 20 ülkenin önder-
ligınde başlatılan 'Frankofoni HaftasT,
geçen yıllar içinde bu sayınm 49'a çık-
ması ve uluslararası boyuttakı zengın
kültürel etkinlıklenyle gelenekselleşmiş.
Fransızca konuşan ülkeler. dil bayramla-
nnı uluslararası düzeyde kutlamayı ba-
şarmışlar. Bu noktada, Türk dılinin et-
kinhgını ve renkliüğini gitgide yitiren
bayramı 26 eylülün, siyasi ve kültürel
açıdan, aslında ne denli önemli bir gün
olduğu da ortaya çıkıyor.
Fransızdıhnın yayılmasını amaçlayan
'Frankofoni HaftasTnın açılışım yapmak
ve Galatasaray Unıversitesi'nde birtop-
lantı gerçekleştırmek uzere Türkiye'ye
gelen Fransa Dışışleri Bakanlığı Fran-
kofoni Dairesi Başkanı yazar Roger PU-
hion, Frankofoni'nin ilk amacının kültü-
rel ve siyasal alanda bir güç oluşturmak
olduğunu ve yenı ıletışim teknolojıleri-
nın belirledığı günümüz dünyasını tek
dil egemenliğinden kurtaracak bir karşıt
güç olmayı hedeflediklerinı söylüyor.
Televızycn ve Internet ağında yaşanan
Ingılizce tekelleşmeye karşı olduklannı
açıklayan Pilhıon'a göre 'Frankofoni
Haftası", Fransızca konuşan ülkelenn,
dıllennı Ingılızcekadarzenginleştırmek
için verdikleri bir çaba.
eryıl 19-25 mart
arasında kutlanan
"Frankofoni Haftası", bu
yıl çok daha kapsamlı.
Ülkemizde Fransız Kültür
Merkezi'nin yaptığı
çalışmalar sonucunda,
Fransızca eğitim veren
liseler ve Galatasaray,
Istanbul, Yıldız Teknik
üniversitelerinin katıldığı
çeşitli etkinlikler
düzenleniyor. Frankofoni
Haftası'nın açılışı için
ülkemize gelen Roger
Pilhion, Frankofoni'nin
Ingilizce'yle savaş amacı
taşımadığmı, ancak kültürel
çeşitlilik için tek bir dilin
egemenliğinin reddedilmesi
ve dillerin var olma
savaşında haklannın
korunması gerektiğini
önemle vurguluyor.
Fransız politikası. kültürel bir genel-
leşmeyi istenilır hale getirmeye çabalı-
yor. Bu konudaki en önemli dayanağıy-
sa dünya üzerinde çok sayıda ülkenin
(başta Kuzey Afrika ülkelen olmak üze-
re) resmi dil olarak Fransızcayı seçmış
olması
'Frankofoni Haftası'' düşüncesi baş-
langıçta birkaç aydının ve sıyaset adamı-
nın önderliğinde ortaya çıkmış. 1970dö-
nemi De Gaulle Fransası'ndaysa öneriye
sıcak bakılmamış, çünkü sömürgeci
kimlikten kurtulmayı amaçlayan Fran-
sız devlet yönetımi, bu tür bir etkinliğin
emperyalistleşmeye dönüş olarak algı-
lanmasmdan çekınmışler Ancak Fran-
sızca konuşulan ülkelerden Frankofoni
Haftası'na ilgı çoğalınca. Pans'te hükü-
metlerarası nıtelikte, UNESCO benzeri
bir kurum açılmış: 'Kültürel ve Teknik
tşMrliğiAjaıısr(ACCT) Frankofoni'yle
ılgilı ikinci büyük adımı eskı Fransa
Cumhurbaşkanı FrançoisMitterrandat-
mış ve 1986 yılında devlet başkanlannı
bır araya getiren bir toplantı düzenlemiş.
Bu toplantılar iki yılda bir yineleniyor.
Günümüze dönersek, bu yılın aralık
ayında bir başka önemli adım, 'Franko-
fon Kunıhışlar Bildirgesi' yer alıyor. Bu
bildirgeye göre uluslararası arenada
Frankofonf yı temsil edecek bir genel
sekreter seçilecek. M. Pilhion, adaylar
arasında Butros Gali'nın de bulunduğu-
nu söylüyor. Pilhion aynca Frankofo-
ni'nin lngılizceyle savaş amacı taşıma-
dığını, ancak dıllenn var olma savaşın-
da haklannı korumalan gerektiğini de
eklıyor sözlerine
Başkana göre Frankofoni Dairesi'nin
gerçekleştırdiği en önemli proje, Galata-
saray Ünıversıtesi. Bu proje eğitim ala-
nında bir ilkı oluşturuyor. M. Pilhion.
GSC "nün Fransız tarzı bir eğitimle bilim
ve siyaset adamı yetiştiriyor olmasını
çok önemsemediklenni ve Fransa'nın
başka bir devletle birlikte finanse ettiği
ılk üniversite olduğunu söylüyor. Türki-
ye'nin son yıllarda Avrupa'ya, hiç olma-
dığı kadar yakın olduğunu belirten M
Pilhion, Türk eğitim sisteminin en büyük
zengınliğinin yabancı dillerde eğitim
vermesi olduğunu söylüyor ve bu nok-
tada yabancı dillere verilen önemin azal-
tılmaması gerektiğini düşünüyor.
Türk dili, geçen yıl Fransa'da düzen-
lenen 'Expo-Langues' dil fuannın onur
konuğuydu. 310 bın kişinin gezdiği fu-
ar, Fransızlann Türk dilıni keşfetmeleri
için de bulunmaz bir firsat oldu. Fran-
sa'da Türk dili eğitimi çok kapsamh de-
ğil, ancak İFKM yetkilısı Mme. Franço-
ise Wciss'ten aldığımız bilgiye göre
Fransa'da Türk diline ilgi gitgide artıyor.
Gerek ikinci kuşak Türk göçmenler, ge-
rekse ilginç bulduklan bu dili öğrenmek
isteyen Fransızlar için üniversitelerde
Türk dili bölümleri açıbnaya başlanmış.
Ancak eğitmen sorunu aşılmayı bekli-
yor
Basın olaylan abarüyor
Geçen günlerde Fransa gündemi göç-
men yasasına getinlen kısıtlamalarla çal-
kalandı. Tepkılerbirbirini izledi. Fransız
kürtürünün zenginliğini farklı ulus ve et-
nik kökenden gelen yazar ve sanatçılara
borçlu olduğunu biliyoruz. Beckett,
Kundera, Pkasso akla gelen ilk isimler.
Ancak son kararlarla birlikte göçmen ya-
sasına önemli bır kısıtlama getırildi. Bu,
Fransız kültürünün gelecekteki profıline
ne yönde bir etkı edecek merak edıyoruz.
M. Pilhion'un bu konudaki tutumu ol-
dukça açık, Fransa elbette konuksever-
lik geleneğine sahip bir ülke ve bugüne
dek orada yaşamayı seçen yabancılann
entegrasyonu başanyla yürütülmüş.
Ancak son yıllarda, özellikle Kuzey
Afrikalı göçmenlerin çocuklannda cid-
di bir öz kültürden uzaklaşma tehlikesi
yaşandığını belirten M. Pilhion, göç-
menlerin anavatanlanyla Fransız hükü-
metinin sürekli işbirliği içinde bulundu-
ğunu ve göçmen çocuklannın kültürel
köklerinden uzaklaşmamalan için ana-
vatanlanndan gelen eğitımcilerce kendi
dil ve kültürleri konusunda eğitildikleri-
ni söylüyor. Ancak hâlâ sorun yaşayan
bir kesim var. *Yîne de medya alınan ka-
raıian carprtmıs görünüyor" diyor M.
Pilhion ve eklıyor. " Fransa, bütün sana-
yOeşmiş ülkeler gibi göçmen sorununu
yaşamaktadır. Ancak asıl sorun, Fran-
sa'da yaşayan yabancılann Fransularla
aynı haklara sahip olmasını saglamakhr.
Yasa degişikliği kaçak göçmenügi önle-
mek amacı taşıyor. Olayı biraz abartnk-
lan kanısındavun."
Los Angeles Sanat Müzesi'ndeki sergi, Hitler'den kaçan sanatçılann yapıtlanna yer veriyor
Nazi baskısı Amerikan sanabııa yaradıKültür Senisi - Hitler, iktıdara
geçtiği 1933 yıhnı izleyen
günlerde Yahudi kimliğini yok
etmek için bir dakikasını bile
boşa harcamadı. İlk iş olarak 20
bin Yahudiyi göçe zorladı. Daha
sonra "Reichskulturkammer'
adlı, sanata ve kültür yaşamına
yönelık sansür kurulunu kurdu.
Hıtler'ın asker botlan, Bauhaus
sanat okuluna kadar girdi.
Gerekçc, bu okulda Yahudi
propagandası ve bolşevizme
övgü yapılıyorolmasıydı!
1935'te ise bırdizi yasayla
Yahudilerin vatandaşhk haklan
ellerinden alındı. Bütün bu l
yok
sayma' ve hatta 'ortadan
kaldırma' çabalan, sonunda.
1937'de Almanya'nın çağdaş
sanat alanında yetiştirdiği pek
çok önemli ısmin ülkeyi terk
etmesıyle sonuçlandı.
Ressam Max Beckmann
AmsterdanVa, yazar Thomas
Mann tsviçre'ye, Josef Albers,
bestecı Otto KÎemperer ve
Georg Grosz ise Amerika'ya
yerleştı. Almanya, 1940'ta
Fransa'yı işgal edince deniz
aşın ülkelere olan Yahudi göçü
inanılmaz ölçüde arttı.
Bunlann arasında
azımsanmayacak sayıda sanatçı
ve akamedisyen bulunuyordu.
Bir başka deyişle, o tarihlerde
Avrupa'nın kaybı Amerika'nın
kazancına dönüşüyordu.
Amerika, görsel sanatlar.
müzık, mımari ve sinemada
yaşadığı devrimle Nazi
soykınmından kaçan sanatçılar
sayesınde tanışmıştı.
Değjşim ve devrimin izleri
Bugünlerde Los Angeles Sanat
Müzesı'ne yohı düşenler ışte bu
değişim ve devrimin izlenni
yakmdan görme şansına sahip.
"Sürgünler ve Gfiçmenler:
Avnıpah Sanatçılann Hitler'den
Kaçışı" başlıklı sergi, 23
sanatçının 130yapıtıylabu
inanılmaz kaçışın öyküsünü
konu alıyor. Sergı, 11 mayısa
kadar Los Angeles'ta yer
aldıktan sonra Montreal ve
Berlin'e taşmacak.
Hemen ekleyelim, sergınin
sponsorlan arasında Steven
Spielberg ve Sharon Stone da
yer alıyor.
Avrupalı Yahudi sanatçılann
Amerika'ya gelmesine önayak
olan kişilerden biri bugün
Modern Sanatlar Müzesi'nin
müdüriı olan Alfred Barr. Barr,
Marc ChagalL Max Ernst ve
Andre Masson'ın ABD'ye iltica
etmesmde önemli destek
vermiş.
Barr, baskj altında yaşayan
sanatçılar arasından yaptığı
seçımde daha tanınmış ve etkili
ısımlen ön plana alarak
kamuoyunun dikkatini çekmejri
Otto Klemperer çoetıt:iwkia birükte
• Amerika; gorseı sanatlar, müzik, mimari ve sinemada yaşadığı devrimle
Nazi soykınmından kaçan sanatçılar sayesinde tanışmıştı. Bugünlerde Los
Angeles Sanat Müzesi'ne yolu düşenler, işte bu değişim ve devrimin
izlerini yakmdan görme şansına sahip. "Sürgünler ve Göçmenler: Avrupalı
Sanatçılann Hitler'den Kaçışı" başlıklı sergi, 23 sanatçının 130 yapıtıyla bu
inanılmaz kaçışın öyküsünü konu alıyor.
amaçlamıştı. Ama aralannda
Pkasso ve Matisse gibi dünya
sanat piyasasına önderlık eden
sanatçılan Fransa'dan ayırmaya
kalkışmadı, bunun için özel bir
çaba da harcamadı.
Amerika'ya gelen WaHer
Gropitıs gibi mültecı sanatçılar,
yeni entelektüeller için birer
sığımk haline gelen
üniversitelerde göreve
başladılar. Kimileri,
Amerika'daki sanat ortamının
Avrupa'daki gibi zarif, seçkınci
bir temele oturmamış olmasına
hayıflansa da kibarlığı elden
bırakmıyordu. Ressam Fernand
Leger'in yorumu şöyleydi:
"Zevksiztik, bir ülkenin en
değerli hammaddesidir".
Zevksizlik, Hollyvvood için de
en değerli hammaddeydi aynı
zamanda. ilk sessiz filmlerden
sesli fılmlere dek bu böyle
sürüp gitti. Ta ki, Fritz Lang,
Otto Preminger ve Bflly Wikler
gibi mülteci yönetmenler,
Amerikan sinemasrna Avrupa
sinemasının damak tadını
öğretene dek.
Mülteci sanatçılar
Hollyvvood, mülteci
sinemacılarla iyı anlaştı ve
sonraki 50 yıl içinde bu damak
tadını kalrcı bir ziyafete
dönüştürmeyi başardı.
Amerika'nın sanat alanındaki
en önemli kazancı kuşkusuz
mimaride oldu. Bugün bile
büyük caddelerde Bauhaus
ekolünün izlerini görmek
mümkün. Max Emst'in
sürrealizmiyle Jackson
Poüack'm geniş açıh
görüntülerinin sentezi kendisini
soyut dışavurumculuk olarak
gösterdı mimande.
Avnıpah mülteci sanatçılann
yapıtlanyla birlikte Nazi
döneminin tarihsel gerçeklerine
de yer veren sergi önemli bir
mesaj veriyor.
O da, Amerika'nın her biri
kendi alanında son derece
önemli sanatçılara başlangıçta
pek de davetkâr yaklaşmamış
olsa da sanatta son 60 yıldır
onlar sayesinde önemli ölçüde
zengınleştiği.
9 . U L U S L A R A R A S I A N K A R A FÎLM F E S T t V A L t
Kısafilmde uluslararası standarda doğru
CUMHUR CANBAZOGLU
ANKARA - 9. Ankara Uluslararası Füm Festivali'nde
son gün bu gece TRT'nin An Stüdyolan'nda
düzenlenecek ödül töreniyle kapanıyor. Her festivalde
olduğu gıbı Ankara'da da seçici kurullann verdikleri
kararlan doğru bulanlar da var, eleştirenler de. Ulusal
Uzun Film Yanşması'nda en iyi oyuncu ödüllerinin
Ahmet Uğurhı (Tabutta Rövaşata) ile Oirvia Bonamy'ye
(Sen De Gitme), gitmesi normal karşılamrken en iyi
yönetmen, senaryo ve görüntü yönetmenliğı gibi temel
dallarda ödül alan Akrebin Yolculuğu'nun (yön: Ömer
Kavur) en iyi fılmi Sen de Gitme'ye kaptırması tartışma
konusu oldu. Tunç Başaran'ın Sen de Ghme'sindeki
sıcak, yumuşak anlatımla, 1930'larda yönetimi değişen
Hatay'da yaşanan bir aşk öyküsü üzerine kurduğu zayıf
yorumun seyirciyi daha fazla yakaladıgı kesin. Ancak
her karesi üzerinde çok emek sarfedılmış, teknik açıdan
en iyi Kavur filmi denebilecek Akrebin Yolculuğu'nun
karmaşık, huzursuz eden öyküsü nedeniyle jün özel
ödülünde kalması bizce dikkat çekıci bır karar. Ödüller
sonrası aynı polemik umut veren yönetmen dalında da
sürüyor. Seçici Kururun bu ödüle AH filmıyle Cemal
Şan'ı değer görmesi, Tabutta Rövaşata'nın yönermeni
Derviş Zaim'le Deniz Beknyordu'nun yönetmenı Sunar
Kural Aytuna'nm ödüllendirilmesini bekleyenleri hayal
kınklığına uğrattı.
Özellikle TRT çıkışh Sunar Kural Aytuna'nm ilk uzun
metrajlı bu denemesinin ödülle değerlendirilmemesı.
yine geçen yıl TRT'ye giden ödüllere bir yanıt verildiği
tartışmasmı yarattı. Böyle yapay bir tartışmanm seçici
kurul müessesesini yıpratmaktan başka bir ışe
yaramayacağı ortada.
Bu yıl festıvale mesaisini ayıran seçici kurul üyeleri
lstanbul'dandı, gelecek yıl Ankara ya da bir başka
kentten. Tartışmanın kent aynmından çıkanlıp sanatsal
çizgiye oturtulması şüphesiz daha yapıcı sonuçlar
getirecektir. Bizce bu yıl Ankara Film Festivali'nin en
önemli işlevi kısa fılmde artık iyiden iyiye uluslararası
standarda yaklaşan bir program sunmasıydı. Avrupa'da
yaşayan Türkiyeli genç yönetmenlerin dramatik
yanşmada birincilik alarak teknik ve anlatımda çıtayı
yükseltmelen, deneyselde birbirinden iyi yapıtlann
seçici kurulu zorlaması ve seyircinin her gösterimde
salonlan doldurması gelecek için umut verdi.
Bu aradadevletin üst yerlerinden festival yöneticilerine
iletilen "rahalsızhğa'' rağmen Kâam Öz'ün 1994'te
Mardm'de köyleri yakıldıktan sonra Istanbul'a göç eden
bir aileyı anlattıği EUerimiz KanatOlacak Uçup
gkleceğiz, Karaman Yavuz'un Diyarbakır-
Hukukçuluğundan Utamyorum ve Ahmet Soner'ın
tsmail Beşikçi: 36 Kitap -13 Cezaevi belgesellerinin
yabancı kültüT merkezîerinde gösterilmesı festivalin
hanesine yazılan olumlu puanlardan biriydi.
• Sırlar ve Yalanlar Bu yıl 5 dalda Oscar adayı olan
filmi Mike Leigh yönetiyor. (Beyoğlu Alkazar 293 24
66, Bakırköy Avşar 583 14 97, Ortaköy Princess 227
91 47, Kadıköy Bahariye 414 35 05, Altunizade
Capitol39119 35,ŞaşkınbakkalCinemax46744 67)
• Ingiliz Hasta Yönetmenliğini Anthony
Minghella'nın yaptığı, Ralph Fiennes, Juliette Binoche
ve Kristin Scott Thomas'ın rol aldığı film 12 dalda
Oscar'a aday. Film Michael Ondaarje'nin ünlü
romanından uyarlanmış. (Beyoğlu Alkazar 293 24 66,
Harbiye As 247 63 15, Akmerkez Sinema Braun 282
05 05, Istanbul Princess 285 08 95, Parliament
Cinemaclub 263 18 38, Bakırköy Avşar 583 14 97,
Şaşkmbakkal Cinemax 46744 67, Altunizade Capitol
39119 35, Fenerbahçe Pyramid 348 01 50, Kadıköy
Kadıköy 337 74 00)
• Eşkrya Yavuz Turgul'un yönettıği, Şener Şen,
Uğur Yücel ve Yeş.im Salkım'ın rol aldığı film,
Cumalı ile 35 yılını hapishanede geçıren Baran'ın
ruhaf bır şekilde birleşen kaderlennin öyküsünü konu
ahyoT.fBeyoğlu Emek 293 84 39, Beyoğlu Fitaş 249
01 66, Osmanbey Gazi 247 96 65, Etiler Akmerkez
282 05 05, Çemberluaş Şafak 516 26 60, Bakırköy
Cinema 74 572 18 63, Bakırköy Avşar 583 14 97,
Bakırköy Carousel 571 83 80, Avcılar Standard 695
36 45, Altunizade Capitol 39119 35, Kadıköy Ocak
336 37 71, Kadıköy As 336 0050, Erenköy Apollon
362 51 00)
• Shine Scott Hicks'in yönettiği film Avustralyah
piyanist David Helfgorfun yasarrunı konu alıyor (Şişli
Kent 241 62 03), Beyoğlu Beyoğlu 25132 40,
Bakırköy tncirli 572 64 39, Altunizade Capitol39119
35, Kadıköy As 336 00 50)
• Aşk Mefeği Denzel Washington ile Whitney
Houston başrollerde. Bir umut ve aile değerleri ,
öyküsü. (Tesvikiye AFM 224 05 05, Istanbul Princess
285 06 95, Osmanbey Gazi 247 96 65, Beyoğlu Atlas
252 85 76, A. Capitol 39119 35, Kadıköy As 336 00
50)
• Michael Nora
Ephron'un yönettiği
filmde John Travolta
başrolde. (Etiler
Akmerkez 282 05 05,
Beyoğlu Fitaş 249 01
66, Osmanbey Gazi 247
96 65, Ortaköy Feriye
236 28 64, A. Capitol
39119 35, Kadıköy
Moda 337 01 28,
Bakırköy Carousel 571'''
83 80)
• Romeo ve Juliet Filmi Baz Luhrman yönetiyor.
Leonardo Dı Caprio ve Claire Danes unutulmaz aşk
hikâyesinın 20. yüzyıl versıyonunda başrollerde. (Şişli
Kent 241 62 03, Beyoğlu Lale 249 25 24, Ç. Taş Şafak
516 26 60, Bakırköy Avşar 583 14 97, Atrium Presüge
559 80 63, Kadıköy Reks 336 0112)
• Tual Bedenler Peter Greenavvay'in yönettiği
filmde Vıvıan Wo. Yoshi Dıda, Ken Ogata rol
alıyorlar (Beyoğlu Alkazar 293 24 66)
• İlk Eşler Kulübü Goldıe Havvn, Bette Midler ve
Dıane Keaton'ın rol aldığı filmde, kocalannı daha
genç ve zayıf kadınlara kaptıran üç kadının acı
intikamlan anlatılıyor. (Tesvikiye AFM 224 05 05,
İstanbul Princess 285 06 95, Harbiye As 247 247 63
15, Beyoğlu Atlas 252 85 76, Etiler Hillside 263 18 38,
Altunizade Capitol 39119 35, Kadıköy Süreyya 336
06 82), Bakırköy Carousel 571 83 80,Bakırköy Renk
57218 63, Suadiye Cinemax 46744 67, Pendik
Güney 354 13 88)
• Fargo Coen bıraderlerden Joel'in yönettiği filmde
Frances McDormand Steve Buscemi başrollerde.
(Beyoğlu Fitaş 249 01 66)
• Ozgürlüğün Bedeli Venedik Film Festivali'nde
en iyi film ve en iyi aktör ödüllerini alan fılmin
yönetmenı Neil Jordan. Başrol oyuncusu ise Liam
Neeson. (Tesvikiye AFM 224 05 05, Bakırköy Avşar
583 14 97, Kadıköy Reks 336 0112, Avcüar Standard
69536 45)
• Güzel Bir Gün Michael Hoffman'ın yönettiği
filmde Mıchelle Pfeıffer ve George Clooney
başrollerde. (Şişli Kent 24} 62 03, Beyoğlu Sinepop
25111 76, Çemberlitaş Şafak 516 26 60, Bakırköy
Avşar 583 14 97, Galeria Prestige 560 72 76, Kadıköy
Brofubvay 346 14 81, Bakırköy İncirli 572 64 39)
• Güzel Bebek Louis Malle'ın Amenka'da çektıgı
ilk fılmin Türkiye'de gösterimi 20 yıldır yasaktı. Susan
Sarandon ve Brooke Shields başrollerde. (Etiler
Akmerkez 282 05 05, Beyoğlu Fitaş 249 01 66,
Bakırköy Carousel 571 83 80, Altunizade Capitol 391
1935)
• Korya Jan Sverak'm yönettiği film yabancı film
dalında Oscar adayı. (Beyoğlu Fitaş 249 01 66,
Kadıköy Bahariye 414 35 05)
• Cadı Kazanı Arthur Miller'ın oyunundan
sinemaya uyarlanan fılmin yönermeni Nicolas Hytner.
Filmde Danile DayLevvıs ve Winona Ryder rol alıyor.
(Beyoğlu Lale 249 25 24, Çemberlitaş Şafak 516 26
60, Bakırköy Avşar 583 14 97, Kadıköy Hollynvod
338 80 63)
• Evita Alan Parker'ın yönettiği film Madonna'ya en
iyı kadın oyuncu dalında Altın Küre ödülü kazandırdı.
Filmde Antonio Banderas ve Jonathan Pryce da rol
ahyorlar. (Kadıköy Hakan 337 96 37)
• Fidye Ron Hovvard'm yönetmenliğini yaptığı, Mel
Gibson. Rene Russo, Delroy Lindo ve Lili Taylor'un
başrolünü paylaştığı heyecan verici fılmin öyküsü
C>Tİ1 Hume'a aıt. (İstanbulPrincess 285 06 95,
Ortaköy Princess 227 9148, Osmanbey Gazi 247 96
65, Beyoğlu Atlas 252 85 76, Bakırköy tncirti 572 64
39, Kadıköy Moda 33 7 01 28, Erenköy Apollon 362
51 00, Çemberlitaş Şafak 516 26 60, Umraniye
Princess 461 03 83, Kartal Kartal 389 06 16, Beyoğlu
Fitaş 249 01 66)
• Larry Flynt: Skandalın Ismi iki dalda Oscar'a
aday gösterilen ve Hustler dergisinin sahibi Larry
Flynt'ın hayatını konu alan filmin başrolünü Woody
Harrelson oynarken yönetmenliğini Milos Forman
yapıyor. (Beyoğlu Alkazar 293 24 66, Osmanbey Gazi
247 96 65, Etiler Akmerkez 282 05 05, İstanbul
Princess 285 06 95, Bakırköy Avşar 583 14 97,
Çemberlitaş Şafak 516 26 60, Kadıköy Kadıköy 337
74 00, AttunizuJe Capitol 391 19 35)