Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 MART 1997 PAZAR
10 PAZAR YAZILAKI
Savaş yorgunu Sri Lanka'nın gülen insanları
Denize dalıp balık ve mercan seyretmek
için planladığim Maldiv Adalan gezisitıe
biıkaç günlük bir Sri Lanka gezisi de ek-
leme isteğime tüm arkadaşlar. Sri Lan-
ka'daki iç savaş nedeniyle karşı çıkmış-
lardı. Iç kargaşalaruı dış ülkelerce çok bü-
yütûldüğûnün en gûzel ömekkrden biri-
ni Türkiye'de yaşamakta olduğumuz-
dan karanmdan dönmeyi hiç düşünmedim.
9 saatlik bir yolculuktan sonra ulaştı-
ğımız Maldivler, kuzeyden güneye 820
km uzanan, ortalama 50 km genişlikte bir
alan içinde en büyüğü 1.2 kilometrekare-
lik 1190 adet küçük mercan adacığından
oluşmuş 250.000 toplam nüfuslu bir İs-
lam Cumhuriyeti. Halk Hint-Avrupa ırkın-
dan. Adalann yalnızca 199 tanesınde yer-
leşim var. 75 tanesinde de birer otel ku-
rulmuş.
Adalann etrafi mercan kayalıklan ve 1-
2 cm'den 1 -2 metreye kadar. rengârenk ba-
lıklarla dolu. Avlayan olmadığı için balık-
lar insanlardan kaçmıyor. Pek hızlı yüze-
mediginden, benden kurtulmak için mer-
canlann alrına saklanmaya çalışırken. sı-
kışıp ileri gidemeyen Picasso balığını par-
mağımla okşadığımda tek zamanlı motor-
lar gibi pat-pat sesi çıkardığını, kaya altı
kiklasmın da geğirmeye benzer ses çıkar-
dığını hayretle fark ettım. Ara sıra karnı-
ma yapışmasına ızin verdiğim, yaşamımn
büyûk kısmını manta ve köpekbalıklan-
na yapışarak geçiren Remora cinsi van-
tuz balığı ise okşamama ve avuçlamama
rağmen benden uzaklaşmadığı gibi, baş-
ka remoralann bana yaklaşmasına da ke-
sinlikle izin vermiyordu.
Maldivlerden Sri Lanka'nın başkenti
Colombo'ya uçuş bir buçuk saat kadar
sürdü. Şehir merkezinden 30 km kadar
uzakta olan havaalanmdan otelimize 1.5
saatte gelebildik.
Dar ve hafıf virajlı olan yol üzerinde iri-
lı ufaklı araç ve bısikletlerden oluşan yo-
ğun bir rrafik ıle insan kalabalığına ek
olarak en az 10 yerde. silahlı askerlerle de-
netlenen barikatlar vardı. Şehrin dış ma-
halleleri ile yakın köylerde çok yogun in-
san kaiabalığı olmasına karşın, zengin ke-
simler son derece tenha ve oteller nerdey-
se tamamen boştu.
Hindistan'ın hemen altmda, bir ada olan
eski Seylan. şimdiki Sri Lanka'da (Kut-
sal Ada)'da 18 milyon kişı yaşıyor. Hin-
distan'daki kast sistemi hemen hemen yok
gibi. M.Ö. 500 yıllannda Kuzey Hmdis-
tan'dan adaya gelen Hint-Avrupa ırkın-
dan Budist Sinhaller nüfusun yüzde yet-
COLOMBO
HULUSİ
SAĞLAMER
miş beşini oluşturuyor. Yûzde 7 oranın-
daki Müslümanlar genellikle Arap ve lran
melezi. Yüzde 18 orarundaki Tamiller ise
Hindu dinine mensup. Hindistan'ın güne-
yindeki Tamil Nadu eyaletinden MS. 1000
yıUanndan itibaren, gelmeye başlamış ve
14. yüzyılda adanın kuzeyınde bir Tamil
krallığı kurmuşlar.Avrupa'dan, ilk defa
16. yüzyılda Portekizliler gelip birçok
kanlı çatışmanın ardından adanın bir kıs-
mına kısa bir süre hâkim olmuşlar. Daha
sonra 17. yüzyılda Hollandalılar güney-
de daha yumuşak bir yönetim kurmuşlar
ve sonunda Ingilizler 18. yüzyıl sonunda
gelip adanın tamamma hâkim olmuşlar.
lngiliz egemenliği 133 yıl sürmüş ve
1948'de sona ermiş.
Ingilizlerle birlik olup yönetime katı-
lan Sinhal ve Tamil ileri gelenleri kendi
halk ve adetlerinden koptugu ve yöneti-
min resmi dili Ingilizce olduğu için yerli
yöneticilerle halk arasmda büyük bir uçu-
rum açılmış.
1948 yılında Ingilizler, Sri Lanka'ya
bağımsızlık tanıyınca. şimdiki Başba-
kan'ın kardeşi olan solcu Budist Sotomon
Bandaranaike. 1956 seçimlerinde orta ve
alt tabaka Sinhalleri iktidara taşıyıp Sin-
hal dilini resmi dil yapacağı vaadiyle se-
çimleri kazanıp Ingilizce konuşan lngiliz
yanlısı Sinhal ve Tamil centilmenlen ik-
tidardan uzaklaştırmayı başarmış. Ancak,
Sinhal dilini resmi dil yapması ve bu di-
li bilmeyen Tamillen devlet memurlukla-
nndan uzaklaştırması, Tamiller arasında
zaten var olan aynlık tohumlannın fıliz-
lenmesine yol açrruş. Sonuçta, 1960'lann
sonunda Tamiller arasında. Colam adını
verdikleri bağımsız bir devlet kurma is-
teği iyice yayılmış. İlk silahlı çatışma
1983 yılında Tamillerin 13 askeri öldiir-
mesi ile başlamış. Buna Sinhaller, Tamil-
lere saldırarak karşıhk vermişler. 1987'de
sağcı hükümet, çatışmalan durdurmak
ıçın Hindistan'dan asker göndermesini is-
temiş. Bu da Sinhallerin ezeli Hindistan
işgali korkusunu körüklediğınden Mark-
sistler. hükümeti devırmek için terör ey-
lemlerine başlamışlar. Hınt askerlen iki yıl
sonra geri dönmüş ama Sn Lanka ordu ve
polisınin Marksist ve Tamillere karşı baş-
lattığı yıldırma harekâtı yıllarca sürmüş.
Komünist lider Solomon Bandaranaike'nın
yeğeni olan şimdiki Cumhurbaşkanı
Chandrik Bandaranaike, anne ve babası
ile birlikte katıldığı 1994 seçimlerinde.
insan haklan ihlallen ve Tamillerle sava-
şa son vereceği vaadiyle seçimi kazan-
mışsa da kargaşa ve ıç savaş artarak de-
vam etmiş. lngiliz sömürüsü ve iç savaş
ülkeyi yoksullaştırmış. Başkent Colom-
bo'da Tamillerin yaşadığı mahallelerdeki
köşe başlannm çoğunda askerler kum tor-
balan ile barikat kurmuş. Gündüz son de-
rece kalabalık olmasına karşın gece sokak-
larda kimseler yok. Çatışmalar Colombo
ile adanın doğu ve kuzey sahillerinde yo-
ğunlaşıyor. Askeri barikatlan, eski başkent
Kendy'e giderken de gördük.
Ancak, barikatlar olmasa, Kendy ve
pek yoğun trafikli yol üzennde kannca-
lar gıbı dolaşan. tertemız beyaz giyimli,
koyu esmer olmakla beraber beyaz ırkın
yüz ve vücut çizgi lerine sahip, güler yüz-
lü kız ve erkek öğrenciler ile fakir ve yor-
gun görünümlü. ama bıze ve birbirlerine
son derece saygılı halkın davranış ve yüz
ıfadelerinde, ülkedeki huzursuzluk ve kor-
ku ortamını anlamaya imkân yoktu.
Enikonu hep
aynı kapıya çıkar
insanoğlu...
STOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
Ne güzel soruyor Şükrii Erbaş
"Bulanık FotoğraT (*) adlı
şiirinde:
"Denizi arkama aJdığım hakle
Nedcn benim biitün fotoğraflanm
Bulanık ve eziktir bu kentte?"
Sizin de bulanık ve ezik mi
fotoğraflannız? Hangi kentte
çekmış oldugunuza mı bağh?
Gelin sizi, benım haftarun beş
sabahı bindığim otobüse
bindireyim bu gün. Çekin
fotoğraflannızı; objektifı
gözleriniz, fılmi beyniniz olan
kamerayla.
lşte. şu orta yaşh, kepli ve
trençkotlu adamın adı Bencil'dir.
Çünkü askılı omuz çantasını ikı
kişilik koltukta yanına koyar.
Çantasının askısında,
havaalanlannda el bagajlanna
baglanan ipli etiketlerden biri
asılıdır. Gazetesini hemen yüzüne
kapatır ve kimseyle göz göze
gelmemeye çalışır. Çünkü en
nefret ettiği şey, çantasıyla
doldurduğu yere bırisinin
oturmasıdır. Otobüste oturacak
yerler dolarsa bir yolcu durur
BenciPin vanında ve nazik bir
şekilde adamdan çantasını
kaldırmasını ister. Bencil denileni
yapar, ama gözlerindekı ifade
berbattır...
Şu delikanlımn adı ise Tükürük
Kobrası'dır. Durakta onunla
beklemişsinizdir bir süre.
Ensesini ve kafasinın iki yanını
kazıtmıştır yüzü sivilceli oğlan.
Tepesindeki saçlan yanm
keleğe benzemektedir.
Adını, sürekli olarak önüne
tükümıesinden almıştır.
Rüzgâra göre dikilmezseniz,
bundan payınızı da
alabilırsıniz.
Çenebaz, kapı komşunuzdur.
Körüklü otobüsün neresinde
olursa olsun kadının sesi her
an kulağınıza gelir. Mutlaka
kafasını ambale edecek
birini bulmuştur. Nelerden
mi söz eder? Hiiiç.
Nezaketen söyleşen iki
insan, sabahın köründe
neden söz eder ki?
Havalardan hiç kuşkusuz.
Sizinkınden ikı durak sonra
otobüse Bursalı binecektir.
Yirmili yaşlann ikınci
yansmdadır bu kadın.
Saçlan esmer ve kıvırcığa
yakın dalgalıdır. Gözleri
kömür karasıdır, dudaklan
dolgun ve kıpkırmızı. Bazen bir
oğlanla biner; özellikle
pazartesileri. Oğlan sevgilisidir
onun ve haftasonunu birlikte
geçirmışlerdir. Kızcağız anadan
doğma Isveçlıdir, ama siz onu
Bursalı bir güzele benzettiğiniz
ıçın bu adı uygun
görmüşsünüzdÜT. Otobüsün
anayola çıkmadan önceki son
durağından binen kadının adı
Yorgun'dur. Yaşı otuz
civanndadır. San renklı kışlık bir
mont gıyer genellikle. Gözleri
solgun mavidir, dudaklan
boyasız. Çantasının dış cebınde
gazetesi vardır. Bir ara çıkanp
okumaya kalkışır, ama başı
hemen önüne düşer, sürekli
yorgundur. Oğluyla oğlunuz aynı
sınıfa gittıği için,
tanışıyorsunuzdur. Belli belirsiz
bir selam verir size. lyi bir insana
benzemektedir; neden böylesine
yorgun olduğunu bilemezsıniz.
Körüklü bölüme geçince sağdaki
ilk koltukta orta yaşlı bir adam
oturmaktadır. Oria bir ad
bulmakta güçlük çekersiniz.
Saçlan ağarmaktadır. Yanında
mutlaka bir çanta vardır. Çantayı
dizlerine koyar, içindeki
gazetelerden birini seçer,
gözlüğünü katlayıp pardösüsünün
iç cebine sokar ve çantasını
ayaklannın arasına yerleştirir.
Gazetenın kırmızı başlıklı adı
sızin içinızı ısıtır; dığer yolculann
hiç anlayamadığı. telafruz bile
edemedıği bir dildedir.Siz bu
adamı taruyorsunuzdur. O da
zaten bir yandan sevgili
gazetesini okumaktadır. bir
yandan da sızin içın •fotoğraf
çekmektedir'...
(*) Ozanın, Dıcle Üstü Ay
Bulanık' (Ümit Yayıncılık) adlı
kitabmdan.
Fanatik
rahipler
Hong Kong'da
düzenlenen Dünya
Rugby
Şampiyonasj,
dünyanın dört bir
yanmdan gelen
fanatik seyirciler
sayesinde renkii
görûntülere sahne
oiuyor. Budist rahip
kılığına bürünen bir
rugby hayranı,
diğer seyircüerin de
yardımıyla 'havaya
yüksetiyor". Birkaç
aya kadar İngiliz
yönetiminden Çin'e
devredüecek olan
Hong Kong'da
düzenlenen
şampiyonayı,
binlerce kişi
dinmeyen yağmura
karşın büyük zevkle
iztiyor.
Tann yeni
bir savaşı
önleyebilecek mi?
BRUKSEL
OZGUR
ULUSOY
Bob Dylan, insanoğlunun
Tann'yı yanına alarak
gerçekleştirdiği katliamlan
anlattığı şarkısında, "Tann
sizinJeyse soru sormaya,
ölüleri sa>ma> a gerek
V'oktur'' dıyor. Ne yerde ne
gökte olan Tann. köşesinden
bütün tek Tannlı dınlerin
"kutsal" şehn Kudüs'ü
seyrederken. neler
düşünüyor acaba?
Yahudilenn yaşadığı Batı
Kudüs ile Filıstinlilerin
yaşadığı ve Netanyahu
hükümetinin Yahudı
yerleşimine açma karan
aldığı Doğu Kudüs'ü
birbırinden ayıran ve "ye^l
hat" diye anılan görünmez,
ama varlığını kımsenin
unutmadığı sınıra. tek taraflı
"tarihsel hak" iddıalanna
rağmen şehrin
büyüleyiciliği. ruhuna sinen
çoİc kültürlülüğünden
geliyor. Kudüs'ü anlatan ve
turistler için hazırlanmış bir
kitapçıkta şöyle deniyor.
"Şehir ahalisi renJdi bir
göriinüm arz etmekte.
Sokaklarda siyah cüppeli ak
sakalb Yahudikr. siyah
cüppeli ak sakaDı
Hıristiyanlar ve siyah
cüppeli ak sakalb
Miislümantara sıkca
njstiavabilirsiniz."
Şehrin sakinlerini sevimli
bir ortaklıkta buluşturmaya
çalışan bu cümle. tarihin
gördüğü en korkunç
soykınma milyonlarca
kurban vermiş bir halkın,
Filistinlilere karşı
uyguladığı aynmcı
polıtıkalan örtmeye
vetmiyor. Eski Kent'te
Isa'nın kendi çarmıhını
sırtında taşıdığı Via
Dolorasa'da (Azap Yolu) bir
kilim dükkânında
konuştuğumuz Filistinli,
İsraıl devletınde görevli
rehberlerin, turistleri "Arap
bötgesinin tehlikeiT olduğu
konusunda uvardığım, bu
yüzden Kudüs'ü ziyaret
eden turistlerin büyük
bölümünün Filisrin
kesiminde fazlaca
oyalanmadan. sokaklardan
şöylece bir geçiverdiklerinı
söylüyor. Oy'sa, Hıristiyan,
Musevi, Filistın ve Ermeni
seLsiyonlan olmak üzere
dörde bölünen Eski Kent'ın
belki en canlı sokaklan.
kilim dükkânlan, tatlıcılan,
kahveleri, tütün kokusu ile
Filistinlilerin yaşadığı
bölgede bulunuyor.
Rehberlere kulak asmayıp
Eski Kent'e Sam
Kapısf ndan ıçeri giren
tunstlerin ilk uğrak yeri
Mescid-i Aksa oiuyor.
Turistlerin Mescid-i Aksa'yı
ziyaret edebileceği saatler
sınırlı, ancak
Müslümansanız ve bunu
kanıtlayabiliyorsanız,
kapılar açılıyor. Görevlilerin
bunun için uyguladığı sınav.
Kuran'dan ezbere sure
okunması, yanda takılsanız
bile smavı geçmiş kabul
ediliyorsunuz.
Mescid-i Aksa, Musevilerin
kutsal saydığı Ağlama
Duvan, öteki adıyla Batı
Duvan ile sırt sırta (yüz
yüze değil, sırt sırta).
Mescid-i Aksa'yı
çevreleyen duvann arka
yüzü Ağlama Duvan,
Ağlama Duvan'nın
bulunduğu meydanlara
bakıldığında Kubbe
görülebiliyor. Ne var ki,
Arap bölgesinden Musevi
bölgesıne ulaşmak için îsrail
askerlerinin denetimindeki
kontrol noktalanndan
geçmek, hatta ülke
değiştiriyor gibi pasaport
göstermek, şüpheli
görünüyorsanız üstünüzûn
aranmasına razı olmak
gerekiyor. Tünelden geçip
Yahudi bölümüne
vardığınızda gözleriniz
başka bir dünyaya açılıyor.
Arap bölgesinde
gözlenmeyen bir sofuluk
kendini hemen hissettiriyor.
Ortodoks Musevi kadınlar
tıraşlı saçlannı başörtüsü
altmda saklıyor. Kutsal
sayılan ve çalışmanın yasak
olduğu cumartesi günleri
(şabat) bazı bölgelerden
arabayla geçenlere taş
anldığı söyleniyor. Yine bu
bölgelerdekı Yahudilerin
cumartesi günleri hesaba
katılarak, her katta otomatik
olarak duran asansörler inşa
edilmiş. Eski Kent'e Yeni
Kapı'dan ıçeri girenler,
Isa'nın çarmıhını taşırken
yere düştüğü noktalann
ışaretlendiği Via
Dolorasa'da ilerleyerek,
Kutsal Kilise'ye vanyor.
Dışandan küçük gibi
görünen kilise. aslında üç
katlı ve her bölümü bir
başka mezhebin
kontrolünde ve din arasında
yaşanan çekişmeye,
Hıristiyanlıkta mezhep
farklılıklan da ekleniyor.
Isa'nın gömülü olduğuna
inanılan Kilise'nin idaresi,
zamanında mezhepler
arasında çıkan kavgalann
sonucu, Müslüman bir
aileye verilmiş. Şu anda da
bir İdlisede beş ayn kilise
temsil ediliyor. Dinler arası
çekişmelerin, tarihine
fazlaca kan kokusu
bulaştırdığı Kudüs'le ilgili
Tann ne düşünüyor
bilinmez. Bob Dylan ise
şarkısını şu sözlerle
bitiriyor. "Kafam kanşık,
ağzundan dökülen sözfer
yere düşüp parçalanıyor—
Eğer Tann bizimle
birlikteyse, yeni bir savaşı da
önleyecektir.''
Sıradanlaşmanın henüz sıradan olmayan hüznüYine uyku tutmuyor bu gece. Karşı
apartmandaki anarşist kılıklı gencin ışığı
yanıyor bir tek. Onunla benim dışımda tüm
mahalle halkı uykuda. Benim gözlerimde uyku
yok. Bedenim. nedenini anlayamadığım
münasebetsiz bir enerjiyle yüklü. Aklıma iyi
şeyler getırip gülümsüyorum. Oysa az önce
hüzünlüydüm. Küçücük bir rüzgâr bile yönümü
değiştirmeye yeter böyle anlarda. Müziğin
ufacık bir notası bile ruh halimi silbaştan
edebilir. Okumayı da beceremem şimdi. Kitabı
elimde, gözlerimi sayfada unuturum; otomatik
olarak okumaya devam etsem de gerçekte
anlamam. Içimdeki düşünce ve duygu
kıvılcımlannı izlemeye çalışıp da yeterli hıza
kavuşamamak ganp bir haz verir bana.
Uygunsuz düşler kurar, olmadık anılar
hatırlanm. Çocukluğuma ve ilk gençlığime
dalar giderim. tlkokulda yediğim o haksız tokat
çeyrek asır sonra yüzümü yakar; yapayalnız bir
Moskova gecesinde aklımdam geçirdiklenmle
kandolaşımımı dalgalandınr, yüzümü
kızartınm. Sınıf mümessilliğinden okul öğrenci
demeği başkanlığına uzanan yolu her
canlandınşımda, liderliğin bana
kazandırdıklanndan çok, kaybettirdiklerini
düşünür hayıflanınm. Ama havası da yok
değildir hani bu işin. Karşı cinsin
temsilcileriyle tanışma turlannda, onlar
açısından iktidann önemini ilk hissetme
günlerimin sırlannı, hoyrat gülüşler eşliğmde
kurcalanm. Siyasete balıklama daldığım
yıllann maceralannı tazelerken bir coşku, bir
keder basar benliğimi; durmadan yer değişirler.
Yola birlikte çıktığım kimisi dürüst, kimisi rezil
bazı insanlann yüzleri yansır gecenın
MOSKOVA
HAKAN
AKSAY
karanhğına Bugün yaşaması gereken bazı
arkadaşlann anılanna usulca dokunurken, hâlâ
sapasağlam olduği'm için kendimi biraz suçlu
hissedenm. Okuyamadığım bir fakültenin
görkemli kapısma. hayallerimde bile ancak
dışından bakanm. Ülkeyi terk edişimin yirmi
yaşıru hatırlanm. Annemin arkamdan
dökmesine karşı olduğum bir kova suyu.. yedi
buçuk yıl boyunca Türkiye'den kalan en taze
anı görev inı yapmıştır o istenmeyen veda nemi.
Sonra Moskova. Sonra Leningrad. Sonra
Leıpzig. Şimdi bana övgüden çok utanç veren
kımi gereksiz ve sahte başanlar. Akıp giden
zamana sinsice ulanarak sessız sedasız kaçan
firsatlar. Büyük bir ülkeye ve küçük bir partıye
yönelik sımsıcak duygulan yüreğimden söküp
atarken kaybettiğim oluk oluk kan. Düş
kırıklıklanndan süzülen hüzne vurulmaya
başladığım dönemler.
Yanm yaşanan aşklardan kalan istek ve
heyecan mezarlan. Sayfalarca yazarak
bulacağımı sandığım mutluluk. Sayfalarca
yazarak artık bulamayacağımı bildiğim halde
aramayı sürdürdüğüm mutluluk. Bir anlık
vazgeçişten sonra yeniden sanlmaya çahştığım
hayat. Hayatımın işı. Herkes gibi yaşamaktan
utandığım doğal sorunlar. Keyifsiz işlerle geçen
günler. Keyifli işlerin sıradanlaşarak beni dibe
çekmesi. Birkaç kez karşılaştığım öliimün
yakıcı cazibesi. Uğrunda en fazla mücadele
ettiğım zaferlerin bile güdük kalacağını
bildiğımi ağzımdan kaçırdığımda,
arkadaşlanmdan gördüğüm tepki. Düş
kınklıklanmı gızleyen gürültülü kahkahalanm.
Uyanık bakışlı gündüzlerim.
Uykusuz gecelerim. Birasız buzdolabım.
Anarşist kılıklı komşum...
Yaşamımın ne kadar sıradanlaştığını çıplak
olarak gördüğüm zaman duyduğum hiç de
sıradan olmayan huzursuzluk. Demek, bitmedi
mı daha her şey? Yoksa çok mu geç? Geç, artık
çok geç! Işıklan kapalı mahalle çoğunluğuna
kanşmanın zamanıdır artık. Varsın anarşist
genç komşum aydınlığm yükünü tek başına
taşısın...
Nâzım Hikmet
Kültür ve Sanat Vakfı Yayınları
na&tm
hikmet
Yazan: Müjdat Gezen
Çizen: Savaş Dinçel
Nâzım Hikmet Vakfı: General Yazgan Sok. 10/10 Tünel/lst
Tel: (0-212) 252 63 14-15
Parlez-Vous
Français?
Fransızca
konusur musunuz? *
FRANSIZCA DİL KURSLARI
Kurs başlangıç tarihi:
27 MART 1997
Kayıtlar ve Test:
24-26 MART 1997
Saat 10.00-18.00 arası
İSTANBUL FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ
INSTnVTD'ETUDESFRANÇAISESD'ISZANKJL
Istikfal Cad. No: 8 Taksim Tel: 252 02 62
ÇAĞDAŞ YAŞAM1DESTEKLEME VAKFI
Konser: Antik Aryalardan Günürnüze
Soprano: Gülderen Ayvazoğlu
Piyano: Elisabetta di Stefano
rrü Maçka Maden Fakültesı G Amfisi 26 Mart Çarşamba Saat 20.00
ÇYDD Telefon: 252 09 96 - 252 44 33
S.S. ÖZBİRİKtM KONLT \API
KOOPERATİFt'NLN OLAĞAJVl STÜ GENEL
KURUL TOPLANTISI'NA ÇAĞRI
Sayın Ortagımız;
1997 yilı Olağanüstü Genel Kunıl Toplantısı 04.05 1997 Pazar gûnü sanı
lt.OO'dc "BaK-c^ehır-Bogazltö;, 105 no 'lu parset-S S Özbınkım Konut Vap!
K.ooperatafi şantıye bınası" adresınde yapılacaktır
Aşagtdak? gündem maddelcnnm görüşüleceğı toplantıya kjtılmanızı,
mazeretınız dotayısıyla toplantı>a katılamayacak ısenız vekâlemamcnızı bir başka
ortağa veya 1 dcrecctk akrabamza (eş. çocuidar, anne. baba) vererek kendınıze vekıl
tayın ctnrmenızı nca edenz Toplantımn ertelenmes) halınde 11 05 1997 tanhı pazar
günü saat 11 00'de aynı adreste >entdert yaptlmasına
S-S. ÖZBIRIKIM KONLT > \P\ KOOPERATIFI VÖVF.TIM KURı LL
GCNDEM
1- Açth^ \e saygı duruşu,
2- Başkarüık dı>am seçımı \c baskaniık dıvanuuo tutanaklan ımza e(mej.ı
hakkında yetkı vcnlmcsı,
?- Bağh bulunduğumuz ICooperaüflcr Btrtıgı'nın ortaklanrrııza sagladığı kredı
ıle ılgılı olangereklı ış ve ışiemJenn başlatılması ve Ukıbt ıçın Yönctım K.urulu'nun
yctkjlı kıtınmaM konu^unun göru^ülerck karara hağlanması,
4- Baglı bulunduğumuz Kooperatıfleı Bırlığı >enı donem altyapi aıdatlan ^t
ödeme planı ıle ılgılı oian konunun görûşülerek karara bağlanması.
5- Gerekh görûkn dıger hususlann görûşuterek karara bağlannusı,
6- Dılckler. tcmcnntler ve kapaniî
VEFAT
Merhum Hüseyin Avni ve merhume Fatma Selimoğlu'nun kızlan, merhum
Hacı Hüseyin Avni ve merhume Hacı Fatma Sohtorik'in gelinleri,
merhume Saadet Manoğlu. merhum Salim Selimoğlu, merhum Hüsnü
Selimoğlu, merhum Hasan Selimoğlu, Memnune Bayraktar, merhum Ömer
Selimoğlu, Fatma Gözgücü'nün kardeşleri, Nükhet Çilingiroğlu'nun
yengesi, Erdal Inönü. Uğur Mengenecioğlu, Fatma Sohtorik, ve Zeynep
Sohtorik'in kayınvalideleri, merhum Behiç Sohtorik. Sevinç Inönü, Sevil
Mengenecioğlu, Semih Sohtorik ve Selim Sohtorik'in sevgili anneleri,
Murat Mengenecioğlu, Burak Mengenecioğlu, Ali Sohtorik, Selin
Sohtorik, Emir Sohtorik, Cem Sohtorik ve küçük Uğur Mengenecioğlu'nun
büyük anneleri;
Merhum ALİ SOHTORİK'in sevgili eşi
NAİME SOHTORİKHakkın rahmetine kavuşmuştur. Aziz naaşı 24 Mart 1997 Pazartesi günü
Bebek Camii'nde kıhnacak öğle namazından sonra Edimekapı
Sehitliği'ndeki aile kabristanına defhedilecektir.
Çiçekgönderilmemesi, isteyenlerin Türk Eğitim Vakfı'na bağışyapmalan rica olunur.
AÎLESİ