Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 MART 1997 CUMA CUMHURtYET SAYFA
HABERLER
Hafta boyunca kamuoyunun birinci gündem maddesi haline gelen 'taciz'in kasıtlı
büyütüldüğü görüşü ağırlık kazanırken basm meslek ilkeleri de masaya yatınldı
Gündemi zorlayan Haciz'Jstanbul Haber Servisi - GATA Nöroşi-
rürjı Bölüm Başkanı Albay Prof. Dr. Kor-
kut Alkan'ın tacizde bulunup bulunmadı-
ğı haberi tıp ve basın meslek ilkelennı
amehyat masasına yatırdı. Olaya yönelik
tepkilerde "Türkiye'nin gündeminde
bulunan Susurluk skandalı ve rejim
tarbşmalan ikinci plana itiliyor" görü-
şü ağırlık kazandı.
Sabah gazetesınin geçen pazar 900'lü
hatlarla başlattığı habere yönelik ankette
"haber yayımlanmahdır'' görüşü yoğun-
luk kazanınca doktorun adı açıklandı. Sa-
bah, rakip gazete olan Hürnyet ıle aynı
gün (17 mart) söz konusu haberi 8 sütuna
manşet olarak verdı. Haberde, Prof. Dr.
Korkut Alkan'ın kendisine tedavı ama-
cıyla gelen karşı cınsten hastalara, mesle-
kı avantajlannı kullanarak cınsel tacizde
bulunduğu ıddia ediliyordu. Bu taciz, yi-
ne aynı gazetelerde çıkan haberlere göre
şöyle ortaya çıkanldı:
Sık sık baygınlık geçiren bir genç kız,
tedavi için ailesınin de yakından tanıdığı
Korkut Alkan'a gıtti. Muayene sırasında
da baygınlık geçiren genç kız, kendine
geldığinde elbiselerinin çıkanlmış oldu-
ğunu farketti. Dr. Alkan'ın ehnin cınsel
organında olduğunu görünce şok geçirip
tekrar bayılan genç kız, uyandığında da
Alkan'm çıplak olduğunu gördü. Önce
avukatlarla görüşen genç kadın olayın is-
patımn zor olduğunu anlayınca, "SözFa-
to'da" programına olayı anlartı. Söz Fa-
to'da ekıbi tacızı ortaya çıkarmak ıçin has-
ta kılığına gırmiş genç bır kadını doktora
gönderdi. Gazetelerde ilk çıkan haberle-
re göre muayene masasında baygınlık ge-
çiriyormuş gibi yapan TV'ci kadın, dok-
torun "marifetierini" gizli kamerayla tes-
pit etti. Sonradan, olayın göründüğü gıbi
olmadjğı anlaşıldı. "Cinsel tacin" gızli
kamerasıyla tespıt ettiren Ş.A, ne televiz-
yoncuydu, ne de hastaydı. Alkan, 17 mart-
BASIN ÖRGÜTLERÎ TEPKİ GÖSTERDÎ
'Medyatik
infaza'
kınamafstanbul Haber Servisi-
Günlerdir gündemden düş-
meyen 'Tacizci Doktor' ha-
benni, önceki akşam Söz
Fato'daprogramında görün-
tülü olarak yayımlanmasın-
dan sonra değerlendiren ba-
sın meslek örgütü temsılci-
Ieri, gazetecının haberi han-
gi ilkelerçerçevesındeoluş-
turması gerektıği konusun-
daki görüşlerinı aktardılar.
Tûrkiye Gazeteciler Sendı-
kası (TGS) Genel Başkanı
Zrya Sonay. gazetecının ha-
ber üretmek gibı bir görevı
bulunmadığını, var olan ha-
beri araştınp yazmakla gö-
KanalD
ve Show
TV'ye
kapatma
cezası
ANKARA{Cumhuriyet
B8roaı)-RTÜK, bir dok-
torun hastasma yaptığı cin-
sel taciz görüntûlerine yer
veren "Söz Fato'da" adiı
prograrrun yayını nedeniy-
le Kanal D'ye 3 gûn, aynı
konuyu işleyen bir progra-
mı nedeniyle Show TV'ye
de bir gûn süreyle geçici
yaytndurdunnacezası ver-
di.
RTÜK, önceki akşam
yaytmlanan ve kamuoyun-
da geniş yankı uyandıran
"Söz Fato'da" programı
nedeniyle dün olağanüstü
topiandı. Toplanüdan son-
ra yapılan açıklama-
da,"Söz Fato'da" progra-
nunda bir doktorun hasta-
lanna cinsel tacizde bulun-
ması iddiası konusunda ya-
pılanyayınlann, 3984 sayı-
h kanun ve Avnıpa Sınırö-
tesi Televizyon Sözleşme-
si hûkümleri. gizli kame-
rayla çekim yapılması, ya-
yınlarda adalet ve tarafsız-
İık, yasalara saygdı olma,
yargı karan olmaksızın
kimsenin suçlu olarak ilan
edümemesi, genei ahlak,
kamu vicdanı, toplum hu-
zuru, toplumun milli ve
manevi değerleri, Türk ai-
le yapısı ve çocuklann ah-
laki gelişimi yönlerinden
değerlendirilerek, sonuçta
müeyyide uygulanmasına
karar verildıği bildirildi.
Basın Konseyi Yüksek
Kurulu, RTÜK'ûn verdigi
yayın durdurma cezalan-
nı kınadı.
revli olduğunu söyledi.
Haberin hazırlanış yönte-
mini doğru bulmadığını da
anlatan TGS Genel Başkanı
Sonay, "Medyanuı kimseyi
nanıuslu-nanıussuz ilan et-
mek gibi bir yetkisi de yok.
Bu görev yarguundır''dedi.
Basın Konseyi Başkanı Ok-
tay Ekşi ise "Arük gazeteci-
ligin, üpkı hukukta delil top-
lamada olduğu gibi, haber
toplamada da baa kuralla-
ra uyması gerektiğini düşün-
düğünü" belırrtı.
Çağdaş Gazeteciler Der-
neği (ÇGD) Yönetim Kuru-
lu Üyesi Can Dündar da,
konuyla ılgih üç noktanın
kendismi rahatsız ettiğını
behrterek bunlan şöyle sı-
raladı:
"Intikam amaçb bir
koraplo olması. işin içinde
gazeteci formasyonuna sa-
hip ounayan kimselerin bu-
luıunası ve haber arayışı an-
layışryla değiL haber yaratıl-
ma anlayışryta gerçekleştirü-
mesL"
Temel itırazının doktorla
ılgih "bügüere" gizli çekim
yoluyla ulaşılması olduğu-
nu belırten Can Dündar, bu
tür kayıtlann mahkemede
delil olarak kullanılamaya-
cağı düşünüldüğünde, ka-
muoyunda mahkûmiyet ve-
rilmek amacı taşıdığınm gö-
rüldüğünü söyledi.
'Tahrik var'
Işin içinde kışkırtma, pa-
ra ile yönlendirme ve tahrik
unsurlannın bulunduğuna
dikkati çeken Dündar, artık
basın meslek ilkelerinin bir
kâğıda dökülmesi gerekli-
liğinin gündeme getirilme-
sini istedi.
ÇGD'nin, bir "Ukeler
klavuzu" arayışı içinde ol-
duğunu anlatan Dündar,
meslek örgütlerinin, yaym-
cılar ve üniversitelerle bira-
raya gelerek asgari meslek
ilkeleri belirlemelerinin za-
manının geldiğini kaydetti.
Türkiye Gazeteciler Ce-
miyeti (TGC) Başkanı Nafl
Güreü Sabah gazetesinin
haberi yayımlayıp yayımla-
mama konusunda anket
yöntemıne başvurmasını
şöyle degerlendirdi:
"Gazetecinin asli görevi
gerçekleri okura yansrtmak-
Or. Gerçekleri değeriendirir-
ken, kamu yaran önde gel-
melidir. Kamu yaran önde
olduğu zaman, Irîşisel değer-
lendirmelerçokgeride kahr.
Kişilik haklannın da korun-
ması gerekir. Ama burada
ikilemli bir durum var. Söz
konusu doktor,uygunsuz bir
davranışta bıüunduysa, ce-
zasuıı çekmeüdir."
Film karesimlen gerçek hayata
Sinema dümasının kalbi Holhuood.
phasaya sürdüjiü tllnılerle Tiirki>v"yi ctkisi
altına alnor. (it'çen > ıl Shantıı Stnne ile .Michael
l)oıı<:liisın Inışıoliınii o\ nadı<>ı Icıııcl İç'^iidii
adlı iîlm <>işe ı ekoılaı ı kınıııştı. lilnıin ba/ı
Siihntkri \ntal\a*da va.'janan hiı aile dramıyla
<;cı(,'ik ha>atayansırken pıııasal ka/ançlar yincöıı
plana çıkıyordu. Daha sonra Denıi Mooır ile
Douglas'm Taciz adlı tîlıııi de bazı yönleriyle »eçeıı
hafta içinde Türk kamunyııııun gündenıini
oluşturdu. Bu kez n»ller deyişti ve taciz eden doktor.
tacize uüradıgınyddia eden de hastası oldıı.
ta tutuklanarak Selimrye Askeri Ceza-
evi'ne konuldu. Tutuklanan Alkan'ın avu-
katı Tuğnıllah Yıktanm'ın "Müvekkffim
yargısız infaz edfldL Yem otarak kullam-
lan kız Ayşe Temiz adrvia sahte bir kun-
Bkle 6-7 kez doktora gebniş. Her getişinde
cflvevenaz yapımş. Sürekli tahrik ederek,
deKI etdc edilmeve çalışılmış" sözleri üze-
nne olay yenı bır boyiit kazandı.
Fatma Girik'ın sunduğu 'Söz Fato'da'
programının elde ettıği görüntüJer önce-
ki akşam, Kanal D Televızyo-
nu'nda gösterildi. Aynı gece,
Kanal D'nin gece kuşağında
Fatma Girik'ın de bulundu-
ğu bir oturumda, olay ve ola-
yın veriliş biçimi, Kanal D
Haber Koordinatörü Haluk
Şahin. gazeteci-yazar Emin
Çölaşan ve Türk Tabiplen
Birliği (TTB) Genel Başkanı
Füsun Sayek'in katılımıyla
tartışıldı.
Tarnşmada, doktorun mes-
lek ahlakını ihlal ederek cin-
sel taciz yaptığı iddialanndan
çok, Fatma Girik'ın söz ko-
nusu "haberi" elde etme
yöntemleri eleştiri konusu ol-
du. Emin Çölaşan ülkenin
son derece kritik bir dönem-
den geçtiği bu günlerde "Bir
doktor, hastasına taciz yap-
ımş mı yapmamış mı" gibi bir
konuyla gündemın meşgul
edildiğinı belirterek kızgınlı-
ğını dilegetırdi.
Defne SamyeB'nin sundu-
ğu gece kuşağı sırasında adı-
nı vermeyen bir kadın, Prof.
Dr. Alkan'ın, cinsel taciz bir
yana, kendisine tecavüz etti-
ğini öne sürdü. Kocası oldu-
ğunu söyleyen bir kişi de te-
lefonda iddiayı doğruladı.
Aynı akşam, Reha Muh-
tar, gizli kamera ile taciz gö-
rüntülerinı kaydeden Ş.A'yı
canlı yayına çıkardı. Ş.A, da-
ha önce nişanlısının cinsel ta-
cize ugradığını iddıa eden
Eran Tapan adlı işadamının
para karşılığı, Prof. Alkan'a
komplo kurînayı teklif ettiği-
ni söyledi. Vaat edilen para-
yı alamadıgını söyleyen Ş.A,
daha önce askeri savcılıklara
verdiği ifadesini de geri ala-
cağuıı açıkladı.
Eran Tapan da yaptığı
açıklamada, intikam duygu-
lanyla senaryoyu kendisinin
hazırladığını itiraf etti. Ta-
pan, şunlan söyledi:
"CHayı öğrenince adamın
iptigini pazara çıkarmakiste-
dim. Risk \-ar mı ispadayabi-
lir mi>im diye hiç düşünme-
dim. Sonuna kadar üzerine
gittim. Biz bir taş atük, halka
halka geoisiiyor. Bizim göre-
vüniz tamamlandı."
Söz Fato'da programının
sunucusu Fatma Girik ise
olayla ilgili yaptığı değerlen-
dirmede. "konu mankenine
kesinlikle para teklif etmedi-
ğini, baskı yapmadığını, etin-
de başka detiÜer olduğunu ve
bunlan yayımiavacağuu"
söyledi.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Söyleyemediklepim...
Atatürk'ün, Serbest Fırka'nın kurulması için ça-
ba gösterdiği günlerdedir. Demokrasiye ulaşmak
ve yönetim yanlışlannı azaJtmak için bir muhalefet
partisinin gereklıliğine ınanmaktadır.
Atatürk'ün partisinin karşıana, artık yeni birpar-
ti çıkacaktır.
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza
Soyak sorar:
- Ya onlar (Serbest Fırka) iktidara gelirierse?
Mustafa Kemal yanrtlar:
- Olabilir. Biz hiçbir zaman, daima iktidarda ka-
lacağız diye bir iddiada bulunmadık ki...
- Ya devrim ilkelerinden saparfarsa?
- Haa bak... Işte bu olmaz! Sen, ben ve devrim-
lerin değerini ve hedefini kavramış olanlar, bu gi-
bileri her zaman ortadan kaldırabilecek ve devrim
ilkelerini koruyabilecek gûçte olacaktır. Korkma!
•••
NTV'de Zülfü Livaneli nın yönettiği "Aklın Yo-
/u'programından sonra bu olayı anımsadım... Ata-
türk'ün konu edildığı bir açık oturumdu bu.
Benim dışımdakilerin Atatürk ve Mustafa Kemal
aynmına özen gösterdikleri... Ve sürekli olarak
Mustafa Kemal'i tercih ettikleri...
Mustafa Kemal ile de Kemalizmi ayırma eğilimi-
nin ortaya çıktığı bir oturumdu.
Iki kez yayımlandı.
Arkasından çok telefon ve mektup getdi.
Başlayıp da brtirilememiş düşünceler... Yanda
kesilmiş tümceler... Bir zincirin kopuk kopuk hal-
kaian...
En azından bir kesim izleyicinin duyduğu anla-
şılan gereksinmeyi karşılamak gerekiyordu.
• • •
Bir topluma damgasını vurmuş olan bir önderi
nasıl degerlendirirsiniz?
önce hangi koşullarda yola çıktığına bakarsı-
nız... Yani toplumunun ve dünyanın o günkü koşul-
lanna...
Arkasından sıra amacına ve bu amaca gıderken
neter yaptığına gelir.
Sonunda da toplumu nereden alıp nereye getir-
diğini ölçersiniz.
1920'ler Anadolusu nasıldı?
Sanayi yok; kefen bezi bile dışandan geliyor... Ki-
şi başına düşen yıilık ulusal gelır 67 dolar; ülke bu-
günün Bangladeş'i kadar yoksul... Her on erkek-
ten ancak birisi, her bin kadından ancak dördü
okur-yazar... Halkın yüzde sekseni köylerde, orta-
çağkoşullanndayaşıyor... En çoksatan gazete, Is-
tanbul'da 2-3 bin basıyor.
Batı'da çağdaşlaşmayı ve demokrasiyı gerçek-
leştirmiş olan toplumsal sınıflardan hiçbirisi yok.
Dünyada demokrasiler yıkılıyor, baskı rejimleri
ve ırkçılık tırmanıyor.
Atatürk'ün amacı, demokratikve çağdaş bırtop-
lum yaratmak!
•••
Neler yapıyor?
Laiklik... 404 Halkevı, dört bin kadar Halkodası...
Köy Enstitüleri... Ideolojik bir aynm yapmadan
Türkçe'ye kazandırılan dünya klasikleri... Eğitim
seferberliği... Ve demokrasinin adını bile duymamış
bir topluma, demokrasiyı ve özgühükleri öğretmek
için kendi eliyle yazdığı bir kitap...
Çünkü özgür düşünmenin koşullan yaratılma-
dan, demokratık bir kültür olmadan, demokrasi de
olmaz çağdaşlık da... Ve tarıhte, halkına demokra-
siyi öğretmek için kitap yazmış bir diktatör de yok-
tur, olamaz!
"Ku/"lardan "yurttaş" yaratmak için çalışıyor...
Toplumu çağa taşıyacak "yeni insan"\ var etmek
için çabalıyor.
Başka?
Batı'da yüzyıllar boyu mücadele ve kanla elde
edilmiş siyasal ve toplumsal haklan, kendi insanı-
na bir bir veriyor... Tek kişinin burnu bile kanama-
dan.
Türk kadını yasal ve siyasal eşitliği, Fransız ve Is-
viçre kadınından çok çok önce elde ediyor. (Işçıye
grev ve toplusözleşme hakkını tantyarak bu uzun
listeyi noktalayan da gene 27 Mayıs'ın Kemalistle-
ridir.)
Hiçbir zaman "ben" demiyor... "Ulus diyor",
"halk" diyor, "Meclis" diyor.
Çok parti için o olmayınca "bağımsız" bir muha-
lefet grubu için çaba gösteriyor. (Tarihte kendi eliy-
le muhalefet yaratmaya çalışmış diktatör de yok-
tur ve olamaz!)
Ortaçağ toplumundan "sivil toplum" yaratmaya
çalışıyor... Dil ve tarih devrimlerini, devlete değil
demeklere emanet ediyor. Bugünün TRT'sınin ana-
sı olan kurumu, bir devlet dairesi olarak değil, bir
ticari ortaklık olarak kuruyor.
En gelişmiş sivil toplumların, en yaygın sivil top-
lum örgütlenmesini, kooperatifleri getiriyor.
•••
Sonuç?
Türkiye, Islam dünyasında, çağı kuyruğundan
yakalamış tek ülke!.. Hem de son yanm yüzyılda-
ki tüm sapmalara, aymazlıklara ve hatta ihanetle-
re karşın...
Kimisi ağaçlan incelemekten ormanı göremiyor.
Kimisi gördüğü yemyeşil ormana "kıraç tarfa" di-
yor. Kimisi de ormanda yolunu yitirmiş ve yitmiş.
Oysa her şey çok açık ve net.
Gerisi de "laf-ı güzaT...
'Doktor da basın da yanlış yapü'
• Taciz olayını değerlendiren Istanbul Tabip Odası Yönetim
Kurulu üyesi Dr. Selver Sanca doktorun davranışının
onaylanamayacağını belirtirken basmın da hatalı yaklaşımda
bulunarak yargısız infaz yaptığmı söyledi.
Istanbul Haber Servisi - tstanbul Tabip
Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Selver
Sanca, kamuoyunda, "Tacizci doktor"
olarak yer alan Prof. Dr. Korkut Alkan
hakkında odanın soruşturma başlattığını
ammsatarak, "Tabip Odası'nın doktorun
davTanışınıona>1amadığını" belırrtı Sel-
ver Sanca, "Basının olaya yaklaşımını
yargısız infaz" olarak değerlendirdı. An-
kara Ünıversıtesi Tıp Fakültesi Deonto-
loji Anabılım Dalı Oğretim Üyesi Prof.
Dr. Yaman Örs ise ülke genelınde tüm
alanlarda bır "etik boşluğu" olduğunu
vurgulayarak, doktorun hatalı olduğunu
söyledi. Dr. Erdal Atabek de "olajın ha-
bercüik değil, tuzakçıhk. kurguculuk ve
haber üretmek için senaryo yazmak" ol-
duğunı bildirdı.
Prof. Dr. Korkut Alkan olayıyla ilgili
gazetemize değerlendirme yapan Istan-
bul Tabib Odası Yönetim Kurulu Üyesi
Dr. Selver Sanca; Alkan'ın, odanın Etik
Kurulu'nca Onur Kurulu'na sevkedile-
rek soruşturma başlatıldığını belirtti. Sa-
nca, "Bu olay, basuun ilk sa>fasına gire-
cekbirolayvedavranış değfldir" diye ko-
nuştu. Sanca. Türk Tabipler Birliği Baş-
kanı Füsun Soyak ve Istanbul Tabip Oda-
sı Başkanı Orhan AnoğuPun da "Bir dok-
torun bu tür bir davraıuşının onaylana-
mayacağınr söylediklerini anımsatarak,
bu olayda tartışılması gerekenin tıbbi
etikten daha önce basmın etik degerleri
olduğunu vurguladı.
Gazetemiz yazan Dr. Erdal Atabek ise
yaptığı değerlendirmede, ahlak adma
böyle bır programcılığın yapılmasını
doğru bulmadığını behrterek şöyle de-
vam etti:
"Anlaşıldığı kadanyla doğal bir olayın
haber yapılması değil, haber yapılmak
amaayia kurgulanmtş birsenaryo. İzleyi-
ciye bir yargı çıkarması için sunulmuş.
Dolayisıy la biryargı deği). önyargıdan sö-
zetmek mümkün. Genç bir kızın tahrike
veteşvike yöneltilmesiyle,doktorayapdan
bir taciz söz konusudur."
Atabek, kapalı bir toplum olmamızın
getirdiği cınsel sorunlar yaşadığımızı
vurguluyarak, gızli dinleme ve çekim
yöntemlennin sürmesi halinde, "haber
yapanın da bir gnn haber olabüeceğj"
uyansında bulundu. Atabek, "GizH <Mn-
lemeler, görüntü almalar, manipülasyon-
lar, provokasyonlar olumlanırsa, şikâyet-
çi olduğumuz devletin gizli dinlemeJeri,
özel hayata müdahaJelerini de benimsemiş
oiunız ki; devietin yapbğı bnnun yanmda
hiç kahr" diye konuşru.
Prof Dr. Yarrian Ors de bu olayın yal-
nızca tıp uğraşı ahlakının çekirdeİc çerçe-
vesi içine girmedifinı, aynı zamanda adi
bir suç olduğunu belırterek özetle şu gö-
rüşlere yer verdı:
"Ama olayın bir doktor tarafindan ya-
pılması nedeniyle klasik bir tıbbi etik so-
runu olmasa da, übbi etik konusu da tar-
üşıJryor. Bu olayda doktorun yaptığı eJbet-
te çok kötü birşeydir ama ülke genelinde
tüm alanlarda bir etik boşluğu olduğu da
unutulmamahdır. Olayın bir diğer yönü
ise çağunızuı etik anlayışma uygun dav-
ranmayan basının soruınluluğudur. Basın
etiği açısındanda durum çok vahimdir.O-
layın duyuruuna şckli. doktorun adının
açüdanıp açıklanmanıası konusunda gös-
terikn tutum çok yanlışür. Kişi ne kadar
büyük bir yanlış yaparsa yapsın. suç işler-
seişlesin, basın kendisini avukat yada yar-
gıç yerine koymamahdır. Basın ya haberi
en az yorumla vermeli, yorumu köşe
yazarlanna, yonımculara bıraknıali, ya
da haberin başında yorumun da dahil
ediküği belirtilmelidir. Bu olayda doktor
büyük bir hata yapmış. suç işlemiş ola-
bilir; fakat herkes ve özelUkle basın da
haddini aşmakta, görev alanuun dışına
çıkmaktadır."