Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 MART1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İranMar sııur
_J .ANKARA (Cıunhuriyef
Biirosu)- Iran'dakı şenatçı
rejimden kaçarak Türkıye'ye
gelen 9 sığınmacı ailenin
daha sınırdışı edildiği
bildirildj iranJj sığınmacılar
adına yapılan açıklamada,
BM Mülteciler Yüksek
Komiserliği, 'Mültecileri
ıade etme karan' olduğu
büinen Tûrkiye İçişleri
Bakanlığı'na mültecilerin
adreslerinı vermelde
suçlandı.
Akaryakıt
istikrar fonu
• ANKARA (Cumtauriyet
Biirosu) - BakanJar
Kurulu'nun. Hampetrol ve
Petrol Ürünlerinın AJım ve
Sanm Fiyatlandırma Esaslan
ıle Akaryakıt Fiyat tstıkrar
FonıTnun Işleyışı
Hakkındaki Karar'ında
değişıklik yapan karan
Resmı Gazete'de
yayımlanarak >r
ürürlüğe
girdi.
Bedelsize ek
teşvikI ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Yurtiçinde yerleşik
kişılerin, bedelsız ithalat
hakkı kapsamında ithal
edeceklen veya aynı şartlarla
Törkiye'dekı ithalatçılardan
alacaJdan 1997 ve daha
yukan model arabalann ılk
•ktısabında yüzde 20 ek taşıt
alım vergısı indinmı
uygulanmasına ilişkin Karar
Resmı Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe
girdi.
Arnavutisyanma
destek
• İstanbul Haber Servisi -
Emeğın Partisi (EP),
Arnavutluk halkma destek
vermek amacıyla,
Arnavutluk istanbul
KonsoJosluğu öniinde bir
protesto göstensı düzenledi.
Teşvikıye'dekı konsolosluk
önünde yaklaşık 50 kışınin
kaüldıgı göstende konusan
EP istanbul ll Başkanı
Mehmet Kılınçaslan,
Arnavutluk halkının
özgürlük \e demokrası ıçın
ayaklandıgını savundu.
fcoııferansı
• AiNKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Türkiye Diyanet
Vakfi Kadın Kollan, dün
Ankara'da "'Hurafeler"
konulu bır toplantı
dûzenledı. Diyanet Işleri
Başkanı Mehmet Nuri
Yflmaz, ^'nazar boncuğu,
muska" gibi inançlann da
hurafe olduğunu vurguladı.
tslamda köktendincilik
olamayacağını savunan
Yıimaz. "Dalkavuk din
adamından kurtulmadıkça bu
ülke bu durumdan
kurtulmaz" dedı.
Dbıi bîlgiyle çağ
yakalanmaz'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)-DTPGenel
Başkanı Hüsamettin
Cindoruk, 8 yıllık temel
eğitime ideolojik açıdan
bakılmasının yanlış
oldugtınu belirterek,
"Çocuklann dinı bılgı
almasına taraftanm, ancak
Türkiye dini bilgilerle çağı
yakalayamaz" dedi.
İP'den FVHTe
başvuru
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)-IP Genel Sekreteri
Bedn Gültekin. MtT
Müsteşarı Sönmez
K.öksalI'dan, partisi ve Genel
Başkan Doğıı Perinçek'i
suçlayan bazı kişilerin
MlT'in adını
kuJlanmalannın
engellenmesıni istedı.
GüBekin, MİT Müsteşan
KMsal'a yaptıfı yazılı
başvuruda, eski MÎT'çi
Avukat Nejdet
Küçüktaşkmer ıle Eski Özel
Harekât Daire Başkanı
tbrahim Şahın'm, tP'yi
MıT'le bağlantısı varmış gıbi
gösterrneye çaJıştıgını
belirterek. teşkilatın adının
bu şekilde kullanılmaması
için gerekli önlemin alınması
isteminde bulundu.
Aktuna tföndii
• İstanbul Haber Servisi -
Sağlık Bakanı Yıldınm
Aktuna, Türkıye ile Küba
arasında sağlık alanında
yapılan ön anlaşma
çerçevesınde, Küba'dan aşı
ve kan ûrünleri alınması
karşılığında, bu ülkeye ilaç
satümasının planlandığını
söyledi. Küba Kamu Sağhğı
Bakanı Martınez'in davetlisi
olarak kamu ve özel sektör
temsikilerinden oluşan bir
heyetle birlikte bu ülkeye
resmi bir ziyaret
gerçeldeştiren Bakan
Aktuna. Türkiye'ye döndü.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, DSP liderine solda birlik çağnsını yineledi
'Ecevit'in görevi büyük'MERİHAK
MANİSA - CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal, yeni
bir hükûmetın sosyal de-
mokrat öze dayanmak zo-
nında olduğunu belirterek,
DSP GeneJ Başkanı Bülent
Ecevit'e, "birlikte hareket
etme" çağnsı yaptı.
Son Bakanlar Kurulu
Toplantısf nda hükûmetın
net tavnnın ortaya çıkmadı-
ğını vrgulayan Baykal, "Bir
ödemejapılması gerekiyor-
du. Anıa çek verdiler. l ma-
nm çek karşüıksız çıktnaz.
Karşıhksız çıkarsa sandıkta
aramak lazun" dedı.
CHP Genel Başkanı Bay-
kal dün Manısa'da CHP ıle
DSP'nin bıraraya gelmesi
durumunda çok güçlü bir
hükümet kurulabileceğini
söyledi.
Baykal, bu konuda Ece-
vıt'e büyük görevler düştü-
ğünü söyiedi.
Manisa örgüt yemeğıne
katılan Baykal'ın morali ol-
dukça yüksekti. Baykal.
"Rüzgân arkamıza aldık.
CHP atağa kalkn" dedı
Hükûmetın şu anda Tür-
kıye ıçin bir tehdıt oluştur-
duğunu, umudun CHP'de
olduğunu belirten Baykal,
"Biz sıradan alışdmış bir
mücadele yapmıyoruz.
CHP lideri Deniz Baykal, Manisa'da vatandaşlaria kurduğu sıcak iiişkiyle moral kazandı.
CHP olarak iktidan kapma
mücadelesi vermiyoruz. Bi-
zfan derdimiz ne siyasi kişi-
leıie, ne partilerie, ne ikö-
dar kavgasıjla. Biz alışda-
gelmiş siyaset ka\gası ver-
miyoruz. Biz bir rejinı mü-
cadelesi veriyonız. Türkiye
Cumhuriyeti"ni ayakta rut-
ma mücadelesi veriyoruz"
dıye konuştu.
Laikliğe ınananlann Tıir-
kiye'de ciddı bir sınavdan
geçtiğini belirten Baykal,
DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevıt'le birlikte hareket et-
me çağnsı yaparken, "Sos-
yal demokratlann mecliste
bir biitüjı olması gcrekir.
Ecevit bir yıl önce Türki-
ye'nin azınlık hükümetiyle
yönelilmesine destek veri-
yordu. Şimdi ise bu tür ara-
ytşlara karşı çıloyor. Azuıhk
hükümeti anlayışı iflas et-
miştir. Ecevit bir yıl önce hü-
kümete girmedi, şimdi 3 'lü,
4'lü hükümet formüUeri
ürctiüvor. Peki şimdi gire-
cektin de bir vil önce neden
gü-medin?" dedı. Yenı bir
hükümet modelınin sosyal
demokrat bir öze dayanmak
zorunda olduğunu vurgula-
yan Bayka] şunlan söyledi:
" Yeni hükümet sosyal de-
mokrat çekirdeğe, mayaya
da> anmak zorundadır. Sos-
>al demokratları birbirin-
den ayırarak etkin, ciddi,
başank olabflecek bir hükü-
met kurmak mümkün de-
ğildir. Sosyal demokrat mü-
letvekilleri ei ek \ermefi ve
bir ortak gnıp toplantısuı-
dan, Biz sosyal demokrat-
lar' diyerek Tflrldye'ye ses-
lenebilmelidir. Bu sağlaıur-
sa Ttirkiye"nin önündeki u-
fiık açıhr."
Deniz Baykal, halkın
kendilerinı aldatan partiJere
büyük ceza vereceğinı sa-
vundu. Türkıye'nin Refah
Hükümeti döneminde Av-
rupa'nın en sert kararlany-
la karşı karşıya kaldığını
söyleyen Baykal, son Ba-
kanlar Kurulu toplantısıyla
ılgıli şu değerlendirmeyi
yaptı:
"Son hükümet foplantı-
sında bir ödeme yapdamadı.
Bono imzaiandı, çek imza-
landı. l'marun çek karşıuk-
sız çıkmaz. Herkes bono-
nun, çekûı sonucunu meralc
ediyor. Karşıhksız çıkarsa
sandıkta aramak lazun."
Yemekte, bırgrup, Mani-
salı gençlere DGM'de
2.5'ıle 12 yıl arasında hapis
cezası verilmesını protesto
eden sloganlar attı.
"İşkenceci polisler dışan-
>a", u
İnsanhkonuruişken-
ceyi yenecek" sloganlan
atan gruba CHP'liler de
destek verdi.
Genel Başkan Yardımcısı Rıza Ulucak, yasalan 'özenti yanlışı' olarak tanımladı
RP devrimyasalannasaldmyorSEBAHAT KARAKOYUN
ANKARA - Millı Güvenlik Kurulu
(MGK) kararlannın hepsinı uygulamayaca-
ğı mesajıyla tabanı rahatlaönaya çalışan RP;
kararlara karşı kampanyayı da sürdürüyor.
RP Genel Başkan Yardımcısı Rıza Ulucak.
kılıkkıyafetleilgilidüzenlemelere ilişkin gö-
rüşlerini açıklarken, sank, cüppe ve çarşaf-
la dolaşmanm bir tepkinın göstergesi oldu-
ğunu savundu.Ulucak, Türkıye'de çağdaş ya-
şama geçişin çerçevesını oluşturan devrim
yasalannm da
u
öWdoğmuş,&zeııtiQegetiril-
miş yanlış yasalar" olduğunu söy ledi
Ulucak, MGK kararlanyla ilgıli olarak ız-
lenecek yöntem konusunda Cumhuriyet' in
sorulannı yanıtladı. Ulucak, şu değerlendir-
melen yaptı:
8 yıllık eğhim: Bu konuda karan verecek
olan TBMM'dir. Biz 8 yıllık eğitime karşı de-
ğiliz. Ancak uygulanabilir şekilde olmasını.
pek çok gelişmiş ülkede olduğu gibi "5 arü
3" olarak düzenlenmesıni istiyoruz. Kesin-
tisiz uygulama, sadece Somalı, Dominik,
Tanzanya, Eİ Salvador. Arnavutluk. Bolıvya
gıbı ülkelerde var. Bızı Tanzanya'ya mı ben-
zetmek ıstiyorlar? Şimdi bir moda halınde,
herkes "Kesinnsiz 8yıliık temel eğitime geçe-
Bm" diyor. Dünyadakı uygulamalan model
alıp bize uygun olup olmadığı konusunda in-
celeme yapmak yerine. "fmam-hatiplerin
orta kısımlunru kaputauuı" dıye ısrar edı-
yoriar. înattan başka bir şey değil. Imam-ha-
tıp okullannda başanlı öğrenciler yetıştınb-
yor. Bu okullarda hıçbir anarşıst eyleme rast-
lanıldı mı? Imam-haüp lıselennın orta kı-
sımlannın kapatılmasının ülkeye yaran de-
ğil, zaran olur.
Tekke ve dergâhlann kapatılması: Tekke
ve dergâhlarla ilgıli denetim yapılması içın
MGK karanna gerek yok. Zaten yasalara gö-
re resmı olarak böyle yerler açılamaz. Ama
birçok yerde doğrudan devlet görevlilerinin
de ıçınde olduğu dernekler var ve buralarda
açıkca kumaroynaruyor. Bunlaragöz yumup
birkaç kişı bir araya gelıp tespıh çekıp dua
edıyor: "Allah" dıyordiye üstüne gıtmek ol-
maz. tnsanlar kumar oynamak yerine tespıh
çe(wp dua etmeyı tercih e,tfh«jUİQj. Zararlı
ülanlar. devlet aleyhine faliyette bdunanlar
varsa denetlensın tabıi.
Çarsaf, külota tepki: Sank, cüppe ve çar-
şafla dolaşmayı bır tepkı olarak değerlendır-
mek lazım. Bütün cınsı şeylennı ortaya ko-
yacak şekilde sokakJara çıkanlara bir tepki.
Öyle dolaşanlara müdahale etmernıkânıyok.
Söylemekten utanıyorum, ama külotlanna
kadar göstererek herkesi tahrik edecek şekil-
de dolaşanlara bır tepki olarak kabul etmek
lazım Insanlaribadetleriniederkentakkeya
da sank takıp sonra da bunlan unutup soka-
ğa çıkabılırler. Bunda ne gıbı bır sakınca var?
Ben sank takmıyorum, cüppe giymiyorum,
ama bunu yapanlann da bır gerekcesı vardır.
Sank yasak, ama cüppe, palto gibi, çarsafin
da,sakıncası yok. Bunlan yasaklayan birhü-
kûitn de yok zaten.
• De\Tİmyasalanö^üdo£muş:Bazı yasalar
vardır, uzun süre yâşamazlar, ölürler. Ya da
ölü doğarlar. Bugün devrim yasalanna kim-
se söz söyleyemıyor, çekinıyor. Öyle şey olur
mu? Şapka yasasına kım uyuyor.
Cumhurbaşkanı Demirel, Tıp Bayramı'nda îstanbul'a güzel tesisler ilave ettiklerini belirtti
4
Halkın ilıtiyacı kadar demokrasi'İstanbul Haber Servisi -
Cumhurbaşkanı SüJeyman
Demirel kaynağı halk olmayan
yetkinin meşruiyetının
olmayacağını ıfade ederek
-Demokrasinin yönetenlerin
gönlünden geldiği kadar değil,
yönetiJenJerin ihtivacı \e hakkı
kadar verilmesi lazHndır" dedı.
Demirel, dün Bağlarbaşı'nda
yaptınlan Academıc
Hospıtal'ın, Marmara
Ünıversitesi Hastanesi
Radyolojı-Radyoterapı
Ünitesi'nin, Üsküdar KısıkJı'da
yaptınlan Özel Çamlıca Ömür
Hastanesı'nin ve Idealtepe'de
Göz Nurunu Koruma Vakfi'nca
yaptınlan Göz Hastanesi'nın
açıhş törenlerine katılarak
kurdele kesti.
Hastane açılışlannın ardmdan
Mühendisler Vakfi tarafmdan
AKM'de düzenlenen
"Türkiye'nin Çağdaş üygarhk
Düzeyine Ulaşmasında
Mfihendisliğin, Demokrasinin
Demirel, dün
Istanbul'da üç yeni
hastanenin ve bir
radyoterapi
ünitesinin açıhşını
yapb. Demirel,
konuşmalannda
Tıp BavTamı'nda
güzel tesisler ila\e
ettiklerini beürtti.
(KAAN
SAĞANAK)
ve Dtşa Açümanın Önemi"
konulu toplantıya katılan
Demirel, 1 saat 10 dakıka süren
konuşmasında, ülkeyı
yönetenlenn gücünü halktan
alacaklannı belırterek "Yetkinin
kaynağı halkbr. Cğer kaynağı
halk değüse onun dışındaki
yetkilerûı mejruiyeti yoktur.
Bizim aradığımız demokratik
banşür ve bunu sağiamak da
demokratik otoritededir. İşte
srvü devlet dediğimiz olay budur.
Hukukun üstünlügü
budur"dcdı. "Lçurumun
kenanna gekiik" gibi
kavgılann devlete yerleşmesi
durumunda "Aman
çökmeyeüm, uçurumun
içerisinde, yuvarianmayaüm,
endişesinin gaüp geteceğini'"
kaydeden Cumhurbaşkanı
Demirel şövle devam etti.
u
Eğer hâlâ cumhuriyetin 73.
senesüıde cumhuriyetin
temeündeki çağdaş kavramlan
reddediyorsak, o büyük sıkmb
olur. Çünkû o çağdaş
kavramlar, Türkiye
Cumhuriyeti Anayasası'nı
yapnnştır. Demokrasi de
çağdaşhğın şartlanndan
biridir v« demokrasi kendisi için
değü bir ülkenin insanlan için
•»arduf Türkıye'nin ıniş
çıkışlannda kendisinin de inip
çıktığını esprilı bir dille anlatan
Demirel, "Demokrasinuı
yönetenlerin gönlünden geldiği
kadar değU, yönetilenlerin
ihtiyacı ve hakkı kadar verihnesi
lazundn-" dedi.
IRMIKIAYDEV ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr
Sonuncu bölüm: Koru'nun
kedileri
Eller cepte. Ağzımda ezgisi
bozuk bir ıslık. Bahar patladı
patlayacak. Eski köşkün bah-
çe duvanndan bakan erik, çi-
çeğe durdu bile. Bizim kiraz
gelinlik dikiyor.
Biliyorum, çok değil, bir kaç
gün sonra, bir sabah apansız,
teliyle duvağıyla balkondan
uzanıp el öpmeye gelecek.
Beylerbeyi korusunun kedileri
bahar vurgununda. Sırtüstü
yatıp pembe kannlarını güne-
şe veriyoriar.
Kedi sırtüstü yatar mı ? Ya-
tar. Bahar başına vurmaya gör-
sün.
Islık çalıyorum. Yürüyorum.
Aylak. Ellerim cebimde. Cebim
şiir dolu.
•••
Birinci Bölüm: Buluşma
Gazetedeki kutumu dolduran,
okuyucu mektuplarının, fax
mesajlarının, dergilerin, taşra
gazetelennin, gönderilmiş ki-
taplann arasından çıktı. Hepsi-
ni bir yana itip üstündeki kâğı-
dı yırttım. Içinden benim arka-
Eller Cepte, Aylak ve Islık Çalarak..
daşım, Eray Canberk çıktı.
Alçak. Pis aylak.
Biz gazete köşelerinde
"dünyaya nizamat verirken" o
(gene) şiir yazmış. Şiir kitap ol-
muş, posta kutuma konmuş.
Haset.
Alışkanlık. Önce yayınevine
bakılır: "Kim basmış ?"
Hımmm, Oğlak Yayıncılık\ .
Kitabın özeni Eray Can-
berk'in aynası. Kitabın adı Er-
ay Canberk'in özeni: Ebrular.
• • •
(kjnci bölüm: Şiir-şarap
Heeeyyy, nereye? Daha ka-
pağını bile açmadın.
Tut tutabilirsen beni. Genç-
liğimin bulutuna bindim. Deli-
kanlılığımın bulutuna.
Tut tutabilirsen...
Evvel zaman içinde, şiir-şa-
rap peşinde... Cepte metelik
yokken; çok gençken, çok
umutken. Yenikapı gazinoya
kesmemişken; "Kemal Bey'in
orada" çaylar hiç tükenmez-
ken; "Güzel Marmara" hem
deniz, hem şarapken. Deniz
de, şarap da güzelken; Dünya
Yenikapı, Aksaray, Laleli, Ca-
ğaloğlu, Beyoğlu, Cihan-
gir'ken.
Nevızade henüz Nevizade
değılken ve Lefter'in laternası
bizi alıp gizemli bir istanbul'a
taşırken.
Yenikapı'da oduncular hızar
keser, odunculann arasında
"talebe tarifeli" ucuz meyha-
nede şarap içerken; Ataol
Behramoğlu henüz "Seviş-
mekten usanan birErmenı ge-
neral"'ı Sen Mişel kulesinden
fıriatıp atarken; zengin kızı sev-
gililerimiz aç karınlanmızı do-
yurur ve kirli gömleklerimızden
yakınırken...
Bir kitap daha kapağı açıl-
madan beni alıp götürürken...
Bunu bir ben bilirim, bir de
Eray Canberk... desem yanlış.
Bülent Habora bilmez mı pe-
ki? Kekeme Altay, Avukat Ni-
zamettin, Arap Atilla, Bam-
bino Münir, Ooktor Emin,
Doğan Hızlan, Afşar Timu-
çin bilmez olur mu hiç ?
Üçüncü bölüm: Şiir
Kitabtn kapağı açıldı. Biliyo-
rum, bir yerde, birden karşıma
çıkacak. Sayfalardan birinde,
hiç beklenmedik biri, sanp ku-
şatacak beni.
Hangisı ? Hangileri ?
Bir solukta, baştan sona.
dörtnala...
CHmaz. Şiir böyle okunmaz.
Biliyorum. Bu dört nala ko-
şu ılk tadımın acelesi. Sonra
başa dönülecek. Tadını çıkara
çıkara. Akide şekerini ağızda
eritırgibi...
Ilk izlenim: Bilgecesözdey/ş-
ler'le özüne indirgenmiş şiir
karman çorman bir haıman.
Şiirlerle sözdeyişleri ayıklama-
lı mı?
Bırak. Eray'ın istediği gibi
kalsın. Haydi dön başa.
At şimdi ağzına akide şeke-
rini. Em...
Biri epey başlardaymış me-
ğer. Ikinci şiirmiş:
"zorlar ve çatlatır
kabuğunu yalmzlık
ilişme
yalnız kalsm"
Biri de ortalarda. Otuzdör-
düncü sıraya konmuş:
"şimdi oraya da yağmurya-
ğıyormu?
şimdi sahiden oraya da yağ-
mur yağıyor mu ?"
• • •
Sonuncu bölüm: Koru'nun
kedileri
Ellerim cebimde. Ağzımda
ezgisi bozuk bir ıslık. Bahar
patladı patlayacak.
Eski köşkün bahçe duvann-
dan bakan erik, çiçeğe durdu
bile. Bizim kiraz gelinlik diki-
yor.
Beylerbeyi korusunun kedi-
leri bahar vurgununda. Sırtüs-
tü yatıp pembe kannlannı gü-
neşe veriyorlar.
Kedi sırtüstü yatar mı? Yatar!
Bahar başma vurmaya görsün.
Eller cepte, böyle aylak,
böyle ıslık çalarak dolaşmak
sana uyar mı?
Uyar! Şiir başına vurmaya
görsün...
POLTriKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Üşüyen Sevda...
Inatçı bir korkuyla titreyen aşkın uyuyan ırmakla-
nnda buluştu...
Leon Paul Fargue'nin üşüyen çiçeklerine dokun-
du parmaklan...
Güneş denizin üzerinde kayboldu. iskelede ba-
lıkçı meyhanesi, kemanlann yalpaksesini aşağılayan
bir gürürtünün ıçine gömüldü...
Saatin kaç olduğunu bılmiyordu. Sanki zamanın
ayan bozulmuştu...
Gözlenndekı ağırlık birden tüm bedenine yayıldı...
Sabah telefonla konuşmuşlardı. Sesi bir tuhaftı
kadının.
Sordu:
"Neyin varsenin?"
"Ûşütmüşüm, terliyonjm durmadan..."
Onun umutsuz bir yağmurla olan sıcaklığını düşün-
dü. Ellerinde büyüttüğü sevda oyununun fildişi yal-
nızlığına gıdıp geldi...
Dedi ki:
"Öykûnün dışındaysan üşûrsün..."
Kadın," Evet" dıye yanıt verip ekledi:
"Ümrt Otan'/n yenı kıtabının adı. Çağdaş Yayın-
lan'ndan çıktı ve ben okudum..."
Erkek, sözünü kesti kadının:
"Sen olmasaydın bu denliacı çekmezdim..."
Kadın susuyordu. Erkek, konuşmasını sürdürdü:
"Daha da güzeldin nemli ve derin bir zamanla;
daha da sıcaktın umutsuz bir yağmurla; daha da ıs-
iak görürdüm seni bir çöl günüyle..."
Kadın araya girdi:
"Pierre-Jean Jouve'yv sevdığini biliyorum. Ama
benım favonm Şükran Kurdakul..."
Erkek. denize baktı. Karşıdakı mortepelerde yeni
sevdalar aradı...
Şu şıinnı okudu Kurdakul'un:
"Dudaklan uçmuş yontular gibi t Eski bir şairin
esinlerinden kalan I Bergamalı çağrışımlar gelini.
Onlar mıydı omuzlannda şarap testileri I Biz miy-
dik sarhoşluğun tadına bakan IAtlayıp geçeıierkum
saatlehni.
Biz miydik Homerden en gencimize değin I Kili-
dine umut tohumlan bırakan I Şakaklanndakikelep-
çelerin."
* • •
Kızlar, dağlar, çiçekler hep (yonya kokuyordu.
Şurası Karaburun, ötesı Foça'ydı. Bahar gelip çat-
mış, yüreği paramparça olmuştu...
Bır akşamüstü Ayvalık'ta, Cunda Adası'nda ka-
lamarla birlikte iki kadeh atacaktı. Belkı ida Dağı
eteklerinde dolaşıp, çocukluğundan kaimış anılarla
kucaklaşacak, Troya'nın yığıtlertyle buluşacaktı...
Kafası karmakanşıktı ve o telefon konuşmasından
sonra sevdanın derin izlerini aramaya koyulmuştu...
lyonya onu kahrediyor, masalımsı evreninde ye-
ni umutlara koşturuyordu...
Bir terk edilişın acısını, aşkın içinı saran sarhoşlu-
ğunu, dostluğun sevgi bahçelerinde büyüyüşünü
düşündü. Kınlmış düşlerie alevlenen bir zaman par-
çası ıçınde bir eski fotoğrafın pesıne düştü...
Mjnldanmaya başladı:
"Üstünde guvercınler kayan şu rahat dam, I Kıp-
raşırdurur, biryanı mezar bir yanı çam; I Tam öğle
üstünün orda yaktığı ateşler / Deniz; deniz hep ye-
niden hep yeniden başlar! I Tannlann dinginlığine
bakıp bakıp da I Ne ödüldür o, bir düşünce sonra-
SJ düşer payına." .
• ' • • • '•"-*•"' ••'•••-' '
Içindeki o inatçı korku giderek büyüdü. Çiçek
açmış enk ağacına baktı. Çevresindeki çocuklarla
konuştu...
Deniz durgundu ve balıkçı tekneleri iskeleye ya-
naşıyordu...
Bir ıhtiyar balıkçı, arkadaşına takılryordu:
"Yırmiyaşındaydım, bir gün pen kızını görmüştüm,
şimdi yaşlılık yıllanmda, onun kaçtığını gördüğüm
için ağlayıp duruyorum..."
Arkadaşı, elini omzuna koydu balıkçının...
Dedı ki:
"lyi adamlar gördüm, ermiş kişiler gördüm, ama
şapkamın parayla dolduğunu hiç görmedim..."
Bır yaşlı dilenci öyküsü aklına geldi o anda. Paul
Fort'un 'Yûreğinde sevgi' cümlesini anımsadı...
Kıyıda yürümeye başladı. Uzaktan sesler geliyor-
du. Bir genç kız, annesinin giysilerini gıymış, so-
kağa çıkmaya hazırlanıyordu...
Aşkın gızlı kaimış sayfalannda, çocuksu düşlerin-
de zamansız bir saat ayan tum bedenıni sanyordu.
Denizin bittığı yerde bır adam, genç kadının saçla-
nna dokunurken kulağına fısıldıyordu:
"Seni sevıyorum!..."
Dağlar denizi koruyordu, göz kulak oluyordu ken-
te. Max Jacob'un kadını inci gibi dişlerini göstere-
rek konuşuyordu:
"Zengınlerzenginine varacağım ben, güzellergü-
zeli olacağım ben..."
O ise karşıdaki mor dağlara bakıyor, lyonya ko-
kan çıçekleri, kadınlan kucaklamak ıstiyordu. Bir ma-
salımsı evren onu çok uzaklara götürürken sesizce
ağlıyor ve şöyle diyordu:
"Sevdiysek böyle büyük
Böyle hüzünlü böyle sevinçli
Senin gözlerini sevdik."
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (5 Planet.com. TR
AGDAS YAYINLAR!
Olaylar, anıiar, işgailer, boykotlar,
grevler, poiitikacıiar
SancılıYı
tımısSokaklar
Ça§ Pazartama A.Ş. Yerebatan Caddesi Satkjmsö§üt Sohak
No: 9/B Cağaloğlu Istanbut Te!:514 01 96/96
Posta çeki no.. 666322