23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MART1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER İranMar sııur _J .ANKARA (Cıunhuriyef Biirosu)- Iran'dakı şenatçı rejimden kaçarak Türkıye'ye gelen 9 sığınmacı ailenin daha sınırdışı edildiği bildirildj iranJj sığınmacılar adına yapılan açıklamada, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, 'Mültecileri ıade etme karan' olduğu büinen Tûrkiye İçişleri Bakanlığı'na mültecilerin adreslerinı vermelde suçlandı. Akaryakıt istikrar fonu • ANKARA (Cumtauriyet Biirosu) - BakanJar Kurulu'nun. Hampetrol ve Petrol Ürünlerinın AJım ve Sanm Fiyatlandırma Esaslan ıle Akaryakıt Fiyat tstıkrar FonıTnun Işleyışı Hakkındaki Karar'ında değişıklik yapan karan Resmı Gazete'de yayımlanarak >r ürürlüğe girdi. Bedelsize ek teşvikI ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Yurtiçinde yerleşik kişılerin, bedelsız ithalat hakkı kapsamında ithal edeceklen veya aynı şartlarla Törkiye'dekı ithalatçılardan alacaJdan 1997 ve daha yukan model arabalann ılk •ktısabında yüzde 20 ek taşıt alım vergısı indinmı uygulanmasına ilişkin Karar Resmı Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Arnavutisyanma destek • İstanbul Haber Servisi - Emeğın Partisi (EP), Arnavutluk halkma destek vermek amacıyla, Arnavutluk istanbul KonsoJosluğu öniinde bir protesto göstensı düzenledi. Teşvikıye'dekı konsolosluk önünde yaklaşık 50 kışınin kaüldıgı göstende konusan EP istanbul ll Başkanı Mehmet Kılınçaslan, Arnavutluk halkının özgürlük \e demokrası ıçın ayaklandıgını savundu. fcoııferansı • AiNKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Türkiye Diyanet Vakfi Kadın Kollan, dün Ankara'da "'Hurafeler" konulu bır toplantı dûzenledı. Diyanet Işleri Başkanı Mehmet Nuri Yflmaz, ^'nazar boncuğu, muska" gibi inançlann da hurafe olduğunu vurguladı. tslamda köktendincilik olamayacağını savunan Yıimaz. "Dalkavuk din adamından kurtulmadıkça bu ülke bu durumdan kurtulmaz" dedı. Dbıi bîlgiyle çağ yakalanmaz' • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-DTPGenel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, 8 yıllık temel eğitime ideolojik açıdan bakılmasının yanlış oldugtınu belirterek, "Çocuklann dinı bılgı almasına taraftanm, ancak Türkiye dini bilgilerle çağı yakalayamaz" dedi. İP'den FVHTe başvuru • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-IP Genel Sekreteri Bedn Gültekin. MtT Müsteşarı Sönmez K.öksalI'dan, partisi ve Genel Başkan Doğıı Perinçek'i suçlayan bazı kişilerin MlT'in adını kuJlanmalannın engellenmesıni istedı. GüBekin, MİT Müsteşan KMsal'a yaptıfı yazılı başvuruda, eski MÎT'çi Avukat Nejdet Küçüktaşkmer ıle Eski Özel Harekât Daire Başkanı tbrahim Şahın'm, tP'yi MıT'le bağlantısı varmış gıbi gösterrneye çaJıştıgını belirterek. teşkilatın adının bu şekilde kullanılmaması için gerekli önlemin alınması isteminde bulundu. Aktuna tföndii • İstanbul Haber Servisi - Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna, Türkıye ile Küba arasında sağlık alanında yapılan ön anlaşma çerçevesınde, Küba'dan aşı ve kan ûrünleri alınması karşılığında, bu ülkeye ilaç satümasının planlandığını söyledi. Küba Kamu Sağhğı Bakanı Martınez'in davetlisi olarak kamu ve özel sektör temsikilerinden oluşan bir heyetle birlikte bu ülkeye resmi bir ziyaret gerçeldeştiren Bakan Aktuna. Türkiye'ye döndü. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, DSP liderine solda birlik çağnsını yineledi 'Ecevit'in görevi büyük'MERİHAK MANİSA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yeni bir hükûmetın sosyal de- mokrat öze dayanmak zo- nında olduğunu belirterek, DSP GeneJ Başkanı Bülent Ecevit'e, "birlikte hareket etme" çağnsı yaptı. Son Bakanlar Kurulu Toplantısf nda hükûmetın net tavnnın ortaya çıkmadı- ğını vrgulayan Baykal, "Bir ödemejapılması gerekiyor- du. Anıa çek verdiler. l ma- nm çek karşüıksız çıktnaz. Karşıhksız çıkarsa sandıkta aramak lazun" dedı. CHP Genel Başkanı Bay- kal dün Manısa'da CHP ıle DSP'nin bıraraya gelmesi durumunda çok güçlü bir hükümet kurulabileceğini söyledi. Baykal, bu konuda Ece- vıt'e büyük görevler düştü- ğünü söyiedi. Manisa örgüt yemeğıne katılan Baykal'ın morali ol- dukça yüksekti. Baykal. "Rüzgân arkamıza aldık. CHP atağa kalkn" dedı Hükûmetın şu anda Tür- kıye ıçin bir tehdıt oluştur- duğunu, umudun CHP'de olduğunu belirten Baykal, "Biz sıradan alışdmış bir mücadele yapmıyoruz. CHP lideri Deniz Baykal, Manisa'da vatandaşlaria kurduğu sıcak iiişkiyle moral kazandı. CHP olarak iktidan kapma mücadelesi vermiyoruz. Bi- zfan derdimiz ne siyasi kişi- leıie, ne partilerie, ne ikö- dar kavgasıjla. Biz alışda- gelmiş siyaset ka\gası ver- miyoruz. Biz bir rejinı mü- cadelesi veriyonız. Türkiye Cumhuriyeti"ni ayakta rut- ma mücadelesi veriyoruz" dıye konuştu. Laikliğe ınananlann Tıir- kiye'de ciddı bir sınavdan geçtiğini belirten Baykal, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevıt'le birlikte hareket et- me çağnsı yaparken, "Sos- yal demokratlann mecliste bir biitüjı olması gcrekir. Ecevit bir yıl önce Türki- ye'nin azınlık hükümetiyle yönelilmesine destek veri- yordu. Şimdi ise bu tür ara- ytşlara karşı çıloyor. Azuıhk hükümeti anlayışı iflas et- miştir. Ecevit bir yıl önce hü- kümete girmedi, şimdi 3 'lü, 4'lü hükümet formüUeri ürctiüvor. Peki şimdi gire- cektin de bir vil önce neden gü-medin?" dedı. Yenı bir hükümet modelınin sosyal demokrat bir öze dayanmak zorunda olduğunu vurgula- yan Bayka] şunlan söyledi: " Yeni hükümet sosyal de- mokrat çekirdeğe, mayaya da> anmak zorundadır. Sos- >al demokratları birbirin- den ayırarak etkin, ciddi, başank olabflecek bir hükü- met kurmak mümkün de- ğildir. Sosyal demokrat mü- letvekilleri ei ek \ermefi ve bir ortak gnıp toplantısuı- dan, Biz sosyal demokrat- lar' diyerek Tflrldye'ye ses- lenebilmelidir. Bu sağlaıur- sa Ttirkiye"nin önündeki u- fiık açıhr." Deniz Baykal, halkın kendilerinı aldatan partiJere büyük ceza vereceğinı sa- vundu. Türkıye'nin Refah Hükümeti döneminde Av- rupa'nın en sert kararlany- la karşı karşıya kaldığını söyleyen Baykal, son Ba- kanlar Kurulu toplantısıyla ılgıli şu değerlendirmeyi yaptı: "Son hükümet foplantı- sında bir ödeme yapdamadı. Bono imzaiandı, çek imza- landı. l'marun çek karşıuk- sız çıkmaz. Herkes bono- nun, çekûı sonucunu meralc ediyor. Karşıhksız çıkarsa sandıkta aramak lazun." Yemekte, bırgrup, Mani- salı gençlere DGM'de 2.5'ıle 12 yıl arasında hapis cezası verilmesını protesto eden sloganlar attı. "İşkenceci polisler dışan- >a", u İnsanhkonuruişken- ceyi yenecek" sloganlan atan gruba CHP'liler de destek verdi. Genel Başkan Yardımcısı Rıza Ulucak, yasalan 'özenti yanlışı' olarak tanımladı RP devrimyasalannasaldmyorSEBAHAT KARAKOYUN ANKARA - Millı Güvenlik Kurulu (MGK) kararlannın hepsinı uygulamayaca- ğı mesajıyla tabanı rahatlaönaya çalışan RP; kararlara karşı kampanyayı da sürdürüyor. RP Genel Başkan Yardımcısı Rıza Ulucak. kılıkkıyafetleilgilidüzenlemelere ilişkin gö- rüşlerini açıklarken, sank, cüppe ve çarşaf- la dolaşmanm bir tepkinın göstergesi oldu- ğunu savundu.Ulucak, Türkıye'de çağdaş ya- şama geçişin çerçevesını oluşturan devrim yasalannm da u öWdoğmuş,&zeııtiQegetiril- miş yanlış yasalar" olduğunu söy ledi Ulucak, MGK kararlanyla ilgıli olarak ız- lenecek yöntem konusunda Cumhuriyet' in sorulannı yanıtladı. Ulucak, şu değerlendir- melen yaptı: 8 yıllık eğhim: Bu konuda karan verecek olan TBMM'dir. Biz 8 yıllık eğitime karşı de- ğiliz. Ancak uygulanabilir şekilde olmasını. pek çok gelişmiş ülkede olduğu gibi "5 arü 3" olarak düzenlenmesıni istiyoruz. Kesin- tisiz uygulama, sadece Somalı, Dominik, Tanzanya, Eİ Salvador. Arnavutluk. Bolıvya gıbı ülkelerde var. Bızı Tanzanya'ya mı ben- zetmek ıstiyorlar? Şimdi bir moda halınde, herkes "Kesinnsiz 8yıliık temel eğitime geçe- Bm" diyor. Dünyadakı uygulamalan model alıp bize uygun olup olmadığı konusunda in- celeme yapmak yerine. "fmam-hatiplerin orta kısımlunru kaputauuı" dıye ısrar edı- yoriar. înattan başka bir şey değil. Imam-ha- tıp okullannda başanlı öğrenciler yetıştınb- yor. Bu okullarda hıçbir anarşıst eyleme rast- lanıldı mı? Imam-haüp lıselennın orta kı- sımlannın kapatılmasının ülkeye yaran de- ğil, zaran olur. Tekke ve dergâhlann kapatılması: Tekke ve dergâhlarla ilgıli denetim yapılması içın MGK karanna gerek yok. Zaten yasalara gö- re resmı olarak böyle yerler açılamaz. Ama birçok yerde doğrudan devlet görevlilerinin de ıçınde olduğu dernekler var ve buralarda açıkca kumaroynaruyor. Bunlaragöz yumup birkaç kişı bir araya gelıp tespıh çekıp dua edıyor: "Allah" dıyordiye üstüne gıtmek ol- maz. tnsanlar kumar oynamak yerine tespıh çe(wp dua etmeyı tercih e,tfh«jUİQj. Zararlı ülanlar. devlet aleyhine faliyette bdunanlar varsa denetlensın tabıi. Çarsaf, külota tepki: Sank, cüppe ve çar- şafla dolaşmayı bır tepkı olarak değerlendır- mek lazım. Bütün cınsı şeylennı ortaya ko- yacak şekilde sokakJara çıkanlara bir tepki. Öyle dolaşanlara müdahale etmernıkânıyok. Söylemekten utanıyorum, ama külotlanna kadar göstererek herkesi tahrik edecek şekil- de dolaşanlara bır tepki olarak kabul etmek lazım Insanlaribadetleriniederkentakkeya da sank takıp sonra da bunlan unutup soka- ğa çıkabılırler. Bunda ne gıbı bır sakınca var? Ben sank takmıyorum, cüppe giymiyorum, ama bunu yapanlann da bır gerekcesı vardır. Sank yasak, ama cüppe, palto gibi, çarsafin da,sakıncası yok. Bunlan yasaklayan birhü- kûitn de yok zaten. • De\Tİmyasalanö^üdo£muş:Bazı yasalar vardır, uzun süre yâşamazlar, ölürler. Ya da ölü doğarlar. Bugün devrim yasalanna kim- se söz söyleyemıyor, çekinıyor. Öyle şey olur mu? Şapka yasasına kım uyuyor. Cumhurbaşkanı Demirel, Tıp Bayramı'nda îstanbul'a güzel tesisler ilave ettiklerini belirtti 4 Halkın ilıtiyacı kadar demokrasi'İstanbul Haber Servisi - Cumhurbaşkanı SüJeyman Demirel kaynağı halk olmayan yetkinin meşruiyetının olmayacağını ıfade ederek -Demokrasinin yönetenlerin gönlünden geldiği kadar değil, yönetiJenJerin ihtivacı \e hakkı kadar verilmesi lazHndır" dedı. Demirel, dün Bağlarbaşı'nda yaptınlan Academıc Hospıtal'ın, Marmara Ünıversitesi Hastanesi Radyolojı-Radyoterapı Ünitesi'nin, Üsküdar KısıkJı'da yaptınlan Özel Çamlıca Ömür Hastanesı'nin ve Idealtepe'de Göz Nurunu Koruma Vakfi'nca yaptınlan Göz Hastanesi'nın açıhş törenlerine katılarak kurdele kesti. Hastane açılışlannın ardmdan Mühendisler Vakfi tarafmdan AKM'de düzenlenen "Türkiye'nin Çağdaş üygarhk Düzeyine Ulaşmasında Mfihendisliğin, Demokrasinin Demirel, dün Istanbul'da üç yeni hastanenin ve bir radyoterapi ünitesinin açıhşını yapb. Demirel, konuşmalannda Tıp BavTamı'nda güzel tesisler ila\e ettiklerini beürtti. (KAAN SAĞANAK) ve Dtşa Açümanın Önemi" konulu toplantıya katılan Demirel, 1 saat 10 dakıka süren konuşmasında, ülkeyı yönetenlenn gücünü halktan alacaklannı belırterek "Yetkinin kaynağı halkbr. Cğer kaynağı halk değüse onun dışındaki yetkilerûı mejruiyeti yoktur. Bizim aradığımız demokratik banşür ve bunu sağiamak da demokratik otoritededir. İşte srvü devlet dediğimiz olay budur. Hukukun üstünlügü budur"dcdı. "Lçurumun kenanna gekiik" gibi kavgılann devlete yerleşmesi durumunda "Aman çökmeyeüm, uçurumun içerisinde, yuvarianmayaüm, endişesinin gaüp geteceğini'" kaydeden Cumhurbaşkanı Demirel şövle devam etti. u Eğer hâlâ cumhuriyetin 73. senesüıde cumhuriyetin temeündeki çağdaş kavramlan reddediyorsak, o büyük sıkmb olur. Çünkû o çağdaş kavramlar, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nı yapnnştır. Demokrasi de çağdaşhğın şartlanndan biridir v« demokrasi kendisi için değü bir ülkenin insanlan için •»arduf Türkıye'nin ıniş çıkışlannda kendisinin de inip çıktığını esprilı bir dille anlatan Demirel, "Demokrasinuı yönetenlerin gönlünden geldiği kadar değU, yönetilenlerin ihtiyacı ve hakkı kadar verihnesi lazundn-" dedi. IRMIKIAYDEV ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr Sonuncu bölüm: Koru'nun kedileri Eller cepte. Ağzımda ezgisi bozuk bir ıslık. Bahar patladı patlayacak. Eski köşkün bah- çe duvanndan bakan erik, çi- çeğe durdu bile. Bizim kiraz gelinlik dikiyor. Biliyorum, çok değil, bir kaç gün sonra, bir sabah apansız, teliyle duvağıyla balkondan uzanıp el öpmeye gelecek. Beylerbeyi korusunun kedileri bahar vurgununda. Sırtüstü yatıp pembe kannlarını güne- şe veriyoriar. Kedi sırtüstü yatar mı ? Ya- tar. Bahar başına vurmaya gör- sün. Islık çalıyorum. Yürüyorum. Aylak. Ellerim cebimde. Cebim şiir dolu. ••• Birinci Bölüm: Buluşma Gazetedeki kutumu dolduran, okuyucu mektuplarının, fax mesajlarının, dergilerin, taşra gazetelennin, gönderilmiş ki- taplann arasından çıktı. Hepsi- ni bir yana itip üstündeki kâğı- dı yırttım. Içinden benim arka- Eller Cepte, Aylak ve Islık Çalarak.. daşım, Eray Canberk çıktı. Alçak. Pis aylak. Biz gazete köşelerinde "dünyaya nizamat verirken" o (gene) şiir yazmış. Şiir kitap ol- muş, posta kutuma konmuş. Haset. Alışkanlık. Önce yayınevine bakılır: "Kim basmış ?" Hımmm, Oğlak Yayıncılık\ . Kitabın özeni Eray Can- berk'in aynası. Kitabın adı Er- ay Canberk'in özeni: Ebrular. • • • (kjnci bölüm: Şiir-şarap Heeeyyy, nereye? Daha ka- pağını bile açmadın. Tut tutabilirsen beni. Genç- liğimin bulutuna bindim. Deli- kanlılığımın bulutuna. Tut tutabilirsen... Evvel zaman içinde, şiir-şa- rap peşinde... Cepte metelik yokken; çok gençken, çok umutken. Yenikapı gazinoya kesmemişken; "Kemal Bey'in orada" çaylar hiç tükenmez- ken; "Güzel Marmara" hem deniz, hem şarapken. Deniz de, şarap da güzelken; Dünya Yenikapı, Aksaray, Laleli, Ca- ğaloğlu, Beyoğlu, Cihan- gir'ken. Nevızade henüz Nevizade değılken ve Lefter'in laternası bizi alıp gizemli bir istanbul'a taşırken. Yenikapı'da oduncular hızar keser, odunculann arasında "talebe tarifeli" ucuz meyha- nede şarap içerken; Ataol Behramoğlu henüz "Seviş- mekten usanan birErmenı ge- neral"'ı Sen Mişel kulesinden fıriatıp atarken; zengin kızı sev- gililerimiz aç karınlanmızı do- yurur ve kirli gömleklerimızden yakınırken... Bir kitap daha kapağı açıl- madan beni alıp götürürken... Bunu bir ben bilirim, bir de Eray Canberk... desem yanlış. Bülent Habora bilmez mı pe- ki? Kekeme Altay, Avukat Ni- zamettin, Arap Atilla, Bam- bino Münir, Ooktor Emin, Doğan Hızlan, Afşar Timu- çin bilmez olur mu hiç ? Üçüncü bölüm: Şiir Kitabtn kapağı açıldı. Biliyo- rum, bir yerde, birden karşıma çıkacak. Sayfalardan birinde, hiç beklenmedik biri, sanp ku- şatacak beni. Hangisı ? Hangileri ? Bir solukta, baştan sona. dörtnala... CHmaz. Şiir böyle okunmaz. Biliyorum. Bu dört nala ko- şu ılk tadımın acelesi. Sonra başa dönülecek. Tadını çıkara çıkara. Akide şekerini ağızda eritırgibi... Ilk izlenim: Bilgecesözdey/ş- ler'le özüne indirgenmiş şiir karman çorman bir haıman. Şiirlerle sözdeyişleri ayıklama- lı mı? Bırak. Eray'ın istediği gibi kalsın. Haydi dön başa. At şimdi ağzına akide şeke- rini. Em... Biri epey başlardaymış me- ğer. Ikinci şiirmiş: "zorlar ve çatlatır kabuğunu yalmzlık ilişme yalnız kalsm" Biri de ortalarda. Otuzdör- düncü sıraya konmuş: "şimdi oraya da yağmurya- ğıyormu? şimdi sahiden oraya da yağ- mur yağıyor mu ?" • • • Sonuncu bölüm: Koru'nun kedileri Ellerim cebimde. Ağzımda ezgisi bozuk bir ıslık. Bahar patladı patlayacak. Eski köşkün bahçe duvann- dan bakan erik, çiçeğe durdu bile. Bizim kiraz gelinlik diki- yor. Beylerbeyi korusunun kedi- leri bahar vurgununda. Sırtüs- tü yatıp pembe kannlannı gü- neşe veriyorlar. Kedi sırtüstü yatar mı? Yatar! Bahar başma vurmaya görsün. Eller cepte, böyle aylak, böyle ıslık çalarak dolaşmak sana uyar mı? Uyar! Şiir başına vurmaya görsün... POLTriKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Üşüyen Sevda... Inatçı bir korkuyla titreyen aşkın uyuyan ırmakla- nnda buluştu... Leon Paul Fargue'nin üşüyen çiçeklerine dokun- du parmaklan... Güneş denizin üzerinde kayboldu. iskelede ba- lıkçı meyhanesi, kemanlann yalpaksesini aşağılayan bir gürürtünün ıçine gömüldü... Saatin kaç olduğunu bılmiyordu. Sanki zamanın ayan bozulmuştu... Gözlenndekı ağırlık birden tüm bedenine yayıldı... Sabah telefonla konuşmuşlardı. Sesi bir tuhaftı kadının. Sordu: "Neyin varsenin?" "Ûşütmüşüm, terliyonjm durmadan..." Onun umutsuz bir yağmurla olan sıcaklığını düşün- dü. Ellerinde büyüttüğü sevda oyununun fildişi yal- nızlığına gıdıp geldi... Dedi ki: "Öykûnün dışındaysan üşûrsün..." Kadın," Evet" dıye yanıt verip ekledi: "Ümrt Otan'/n yenı kıtabının adı. Çağdaş Yayın- lan'ndan çıktı ve ben okudum..." Erkek, sözünü kesti kadının: "Sen olmasaydın bu denliacı çekmezdim..." Kadın susuyordu. Erkek, konuşmasını sürdürdü: "Daha da güzeldin nemli ve derin bir zamanla; daha da sıcaktın umutsuz bir yağmurla; daha da ıs- iak görürdüm seni bir çöl günüyle..." Kadın araya girdi: "Pierre-Jean Jouve'yv sevdığini biliyorum. Ama benım favonm Şükran Kurdakul..." Erkek. denize baktı. Karşıdakı mortepelerde yeni sevdalar aradı... Şu şıinnı okudu Kurdakul'un: "Dudaklan uçmuş yontular gibi t Eski bir şairin esinlerinden kalan I Bergamalı çağrışımlar gelini. Onlar mıydı omuzlannda şarap testileri I Biz miy- dik sarhoşluğun tadına bakan IAtlayıp geçeıierkum saatlehni. Biz miydik Homerden en gencimize değin I Kili- dine umut tohumlan bırakan I Şakaklanndakikelep- çelerin." * • • Kızlar, dağlar, çiçekler hep (yonya kokuyordu. Şurası Karaburun, ötesı Foça'ydı. Bahar gelip çat- mış, yüreği paramparça olmuştu... Bır akşamüstü Ayvalık'ta, Cunda Adası'nda ka- lamarla birlikte iki kadeh atacaktı. Belkı ida Dağı eteklerinde dolaşıp, çocukluğundan kaimış anılarla kucaklaşacak, Troya'nın yığıtlertyle buluşacaktı... Kafası karmakanşıktı ve o telefon konuşmasından sonra sevdanın derin izlerini aramaya koyulmuştu... lyonya onu kahrediyor, masalımsı evreninde ye- ni umutlara koşturuyordu... Bir terk edilişın acısını, aşkın içinı saran sarhoşlu- ğunu, dostluğun sevgi bahçelerinde büyüyüşünü düşündü. Kınlmış düşlerie alevlenen bir zaman par- çası ıçınde bir eski fotoğrafın pesıne düştü... Mjnldanmaya başladı: "Üstünde guvercınler kayan şu rahat dam, I Kıp- raşırdurur, biryanı mezar bir yanı çam; I Tam öğle üstünün orda yaktığı ateşler / Deniz; deniz hep ye- niden hep yeniden başlar! I Tannlann dinginlığine bakıp bakıp da I Ne ödüldür o, bir düşünce sonra- SJ düşer payına." . • ' • • • '•"-*•"' ••'•••-' ' Içindeki o inatçı korku giderek büyüdü. Çiçek açmış enk ağacına baktı. Çevresindeki çocuklarla konuştu... Deniz durgundu ve balıkçı tekneleri iskeleye ya- naşıyordu... Bir ıhtiyar balıkçı, arkadaşına takılryordu: "Yırmiyaşındaydım, bir gün pen kızını görmüştüm, şimdi yaşlılık yıllanmda, onun kaçtığını gördüğüm için ağlayıp duruyorum..." Arkadaşı, elini omzuna koydu balıkçının... Dedı ki: "lyi adamlar gördüm, ermiş kişiler gördüm, ama şapkamın parayla dolduğunu hiç görmedim..." Bır yaşlı dilenci öyküsü aklına geldi o anda. Paul Fort'un 'Yûreğinde sevgi' cümlesini anımsadı... Kıyıda yürümeye başladı. Uzaktan sesler geliyor- du. Bir genç kız, annesinin giysilerini gıymış, so- kağa çıkmaya hazırlanıyordu... Aşkın gızlı kaimış sayfalannda, çocuksu düşlerin- de zamansız bir saat ayan tum bedenıni sanyordu. Denizin bittığı yerde bır adam, genç kadının saçla- nna dokunurken kulağına fısıldıyordu: "Seni sevıyorum!..." Dağlar denizi koruyordu, göz kulak oluyordu ken- te. Max Jacob'un kadını inci gibi dişlerini göstere- rek konuşuyordu: "Zengınlerzenginine varacağım ben, güzellergü- zeli olacağım ben..." O ise karşıdaki mor dağlara bakıyor, lyonya ko- kan çıçekleri, kadınlan kucaklamak ıstiyordu. Bir ma- salımsı evren onu çok uzaklara götürürken sesizce ağlıyor ve şöyle diyordu: "Sevdiysek böyle büyük Böyle hüzünlü böyle sevinçli Senin gözlerini sevdik." Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (5 Planet.com. TR AGDAS YAYINLAR! Olaylar, anıiar, işgailer, boykotlar, grevler, poiitikacıiar SancılıYı tımısSokaklar Ça§ Pazartama A.Ş. Yerebatan Caddesi Satkjmsö§üt Sohak No: 9/B Cağaloğlu Istanbut Te!:514 01 96/96 Posta çeki no.. 666322
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle