29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURlYET 16 MART 1997 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Hükümete ve TBMM'ye Düşen Görev Olağanüstü MGK toplantısı kararlan; kesinkes hükümetin cumhuriyet ilkelerine karşı davranışlar karşısındaki tutumunu, anayasa gereklerini, yürürlükteki yasa ve gereklerini yerine ge- tirmedikferini tescil etmesinden ve bunun en önemli dört üvesinin de toplantıda kabul etmesinden dolayı hükümeti hedef aîmaktadır ve istifa etmeleri gerekir. Prof. Dr. TUNCER GÜVENÇ Hacettepe Üni. Oğretim Üyesi Bakanlar Kurulu'na bildirilmesine ka- rar verilen hususlara; Cumhurbaşkanı, Başbakan. Dışışleri. Içişleri, Savunma bakanlannın da Osmanlıca deyımi ile muhatapolmadıklan'nı söylemelen gü- lünçtür. Bu olağanüstü kararların çok önemli bir özelhğı vardır. Bunlar, anayasa ve cumhuriyete karşı çağdışı ve rejitn aleyh- tan faaliyetlenn varhğı, cumhuriyet ya- salannın uygulanmasından ödün (taviz) verilmemesi, cumhuriyet ve rejim aleyh- tan yıkıcı ve bölücü gruplann devleti güçsüzleştirmeve yeltenmeleri, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkelerinden vaz- geçilemeyeceğinin ve bunlann hukukun üstünlügü ile başdaşmayacağının belirtil- mesi gibi hususlann doğrudan hüküme- te ve onu oluşturan partılerin son aylar- daki davranışlanna yönelik olmasıdır. tşin acı yanı bu kararlann hükümetin başı dahil, dört iryesinin oybiriiğiyle ka- tılması sonucu aknmış olmasıdır. Bu ka- rariann alınmasına neden olan olaylar bu hükümet döneminde artık dizgin tanı- maz hale gelen \e dinle ilişkJsi olamayan ubatın son gününde MGK toplantısı sonunda Bakanlar Kurulu'na bildirilmesine ka- rar \erilen konular hakkında gerek hükümet kanadında ve gerek öbür politika ve medya dünyasında çeşıtlı yorumlaryapılmakta- dır : Her şeyden önce bu toplantıda alınan kararlardan bazılan. bu kurulun olağan toplantılannda alınan kararlardandır. Ör- neğın Kıbns ve Yunanistan ile ilişkiler, AB üyeliğı ve terörle ilgili karar ve gö- rüşlergıbi. Bunun yanında MGK'nın olağan top- lantılannda görülmeyen kararlann bu- lunması ıse bu toplantının olağanüstü bir tophntı olduğunu göstermektedir. Bu ka- rarlar, uzun yıllardan beri iktidarlarm oy- namakta, kullanmakta ya da göz kırp- makta sakınca görmediklen gericiliğin (Osmanlıcasıyla irticanın) son aylarda gösterilen aşırı hoşgörünün de dışında teşvık özellıği taşı>an davranışlann bü- yük bir hızla artması ve yayılmasına kar- şı cumhunyet rejıminın karşılaştığı teh- likelenn boyutlan ve alınacak önlemle- nn alınmasını da ıçeımesı, daha da öte- si "aksinedavraruşlann—yaphnmlara ne- den olacağf'nın Bakanlar Kurulu'na bil- dinlmesini içermesıdir. fakat din kisvesi altında halkı kullanan ve kullanmak isteyen Arap ya da Acem mil- Hyetçiliği yapan din bezirgânlanıun gittik- çe artan etkinlikleri olmuştur. Hükümetin bu hareketiere seyird kal- mast, hatta nüfusu da gözetilmeden dün- yanın en fazla camisinc sahip bir ülkede en gereksiz>ere cami yapmak, türban adı altında irtka giysilerinin siyasal ünifonna olarak kuJlanımını resmileştirmek, deviet dairelerini ve ünhersitekTİ medrese ko- numuna getirmek istemek, Cumhuriyet ilkelerine karşı olan tarikat liderlerini ya- salara a> kın gi> sileri ile Başbakanlığa da- \et etmek, gericilik hareketlerinden tu- tuklanan bir kişiyi bakan unvanı olan kimsenin hapishanede ziy aret etmek gibi davTanışlaria teşvik eder duruma gelme- si, bu olağanüstü toplantının yapılmasına vebukaraıiann ahnmasınaneden olmuş- tur. Bu durumda bu hükümetin istifa te- mesı gerekir. Çünkü, en azuıdan anaya- sayı ve yasalan uygulamadığuiı bizzat Başbakan \e Başbakan Yardımcısı da ku- rul karannda kabul etmiştir. Başbakan'ın oturdugu koltuktan aynl- mak ıstememesı pek şaşırtıcı olmayacak- tır. Yakın tarihte benzer başka bir olay da vardır. Fakat Başbakan Yardımcısı'nın hükümetten istifa etmemesinin ne kendi- sine ne de partisinin miUetvekiline bir onur getireceği söylenemez. Bunun so- rumluluğundan ne kendisinin, ne de par- tisinin milletvekillerinin kurtulabileceği- ni sanmıyoruz. En azından tarih Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini sarsacak olaylann hazırlanmasına ortak olan Çil- ler ve partisi hakkında iyi bir hüküm ver- meyecektır. Belırttiğimiz gibi olağanüstü MGK toplantısı kararlan kesinkes hükümetin cumhunyet ilkelerine karşı davranışlar karşısındaki tutumunu. anayasa gerekle- rini, yürürlükteki yasa ve gereklenni ye- rine getırmediklenni tescil etmesinden ve bunun en önemli dört üyesinin de top- lantıda kabul etmesinden dolayı hükü- meti hedef aîmaktadır ve istifa etmeleri gerekir. Kabul edilmesi gereken başka bir hu- sus da irtka hareketierininparJamasında, aküdtşı davramşlarında bu hükümetin sorumlu olmasının yanında, bundan ön- ceki hükümetlerin, 12 Eytül darbecîleri- nin ve hatta DP, AP, DYP, ANAP hükü- metlerinin de sorumluluğu vardır. Bu ko- nuda sağın oytoplamak için verdiği ödün- ler ve göz kırpmalar. tarikatlarta ilişkile- ri dolayısı ile sorumlulukian vardır. Yakin geçmişe bakarak, deviet başka- nı sıfatı i!e dinsel konuşmalarla plebisit için taraftar toplayanlar. rabıta ile sıkı fı- kı olanlar, gençler ve çocuklann Kuran kursu adı altında cahil ve din cahili kim- selerin eline bırakılmasmda, amacım aş- tığı ayyuka çıkan imam-hatip liseleri aç- ma yanşmasmda, öğrencileri "Avrupai türban" takabilir diye fetva vererek üni- versitelerin medrese havasına sokulma- sını başlatan YÖK Başkanı ya da üniver- sitelerde tarikatçı profesör yükseltmele- ri ve rektör atamalan yapan, bilim, man- tık ve felsefelerin olmadığı. ondördüncü yüzyılda okutulan ıhmlenn gerisinde ila- hiyat fakültesı adı altında dm okullan aç- ma yanşında, tarikat liderlen ile gizli, açık seçim öncesi görüşmelerde bulu- nanlar. vd. gibi pek çok kişi, kuruluş ve parti, bugünkü cumhuriyet ve demok- rasi rejimine uzanan vahim tehlikelerin yaratılmasında sorumludurlar. Bir başka konu da MGK üyeleri as- kerlenn davranışlandır. Kararlara dikkat edilirse cumhuriyet ilkelerine, anayasa- ya, yasalara, demokrasiye, hukuk devle- tine. insan haklanna, hukukun üstünlü- ğüne, ulusal banşa, ülke bütünlüğüne ve sosyal deviet anlayışına yapılan atıflann pek çok kez yinelenmesidır. Türkiye'de pek çok kurumun yozlaştı- nlması, yönetim, siyaset ve bürokraside pek çok boşlann sivrilmesi karşısında, askeri komuta kademesinde görülen cumhuriyet ilkelerine, demokrasiye, hu- kukun ilkeleri üstünlüğüne bu derece bağlılık, ülke ve tüm cumhunyet çocuk- lan içm bir güvencedır. Açıkça söylemek gerekirse 12 Eylül öncesi bu gibi durum- lar ortaya çıksaydı 12 Eylül bile beklen- mezdi. Vardığımız dunımdan; cumhuriyet il- kelerine, hukuk devletı ve hukukun üs- tünlüğüne, sosyal devlete ve demokrasi- ye bağlı büyük çoğunluk gibi ordu da ile- ri derecede rahatsızdır. Komutanlar yaptıklan ile (uyan, tav- siye, karar, muhtıra, prononciemento vd. her ne dersenız deyin, terim burada önemlı değıl) görevlerini yapmışlardır. Bu durumda asıl görev cumhuriyet ilke- lerine inanan tüm yurttaşlara, yani hal- kın büyük çoğunluğuna, özelükle TBMM'ye düşmektedir. Bugün kamuoyu yoklamalan, ne yazık ki siyaset adamlanna, partilere. milletve- killerine halkın güveninin vahim derece- de sarsıldığını göstermektedir ve bu yüz- den TBMM'ye düşen görev; hükümetin ya da bir kanadının istifasından sonra cumhuriyetilkeierinitekrar yoluna koya- cak, yeni bir seçim ve partiler yasası ha- zuiayacak bir hükümetin kuruluşunu hızla oluşturmakür. Yüce Meclis'in bu görevi en kısa sürede yerine getireceğini ve Türkiye'yi daha ileriye götürecek ya- salan çıkaracağuıa inanmak istiyoruz. MGK'nin Getirdiği Güvenle RECEPBİLGtNER M ıllı Güvenlik Kurulu'nun karar- larından önce yazmıştım aşağıdaki \azı>ı: "Önce, temiz toplum bayrağını indiriyorum gonderden. Sonra da teslim bayrağını çeldyorum. Susuıiuk olayından sonra kapıldığım iyimsertiğe indirilen umutsuzluk darbesidir bu. Kurulan komisyonlardan, basında yazuanlardan, televizyon ekranlannda sürdürülen ibret mici görün- tülerden ivi bir sonuç alınacağı umudumu kestim. Komiüvonlardan çıkan kararlara bakın: Bul karavı, al paravı hesabı, on beşinden yedisi suçlu di-yor, sek- izi suçsuz diyor. Dahasu Idmi komisvonlann Refahlı başkanlan, henüz inceleme bitmeden, kurulda bir karar verilmeden açıklama yapıyor: Önemli bir suç delili bulamadık. TEDAŞ'tâ, TÖFAŞta, Marvarlığı Komisvonunda bu hep böyleoldu. Susurluk Komisy- onu'nda da böyle olacak. Yani hak, adalet, dürüstiük değil,savılargalipgHecek.Hernekadar"Galıpsayılır bu yolda mağlup' dense de sonuç aynı. ErdemsLder el üstünde, erdemliler tu kaka! Bunun için indiriyorum temiz toplum bayrağını gonderden. M. Akif, Çanakkale Şehitleri Destanı'nda Bir hı- lal uğruna yarab, ne güneşleT batıyor' demişti. Şimdi siyasal yaşamımızda 'Bir lıder uğruna. ne pislıkler örtülüyor. ne kutsal adalet çiğnenıyor yarab' Bul karavı, al parayı hesabt,bul sekizi. akla suçluyu. bkçağ düşünürlerinden biri 'Azınlığın hakiarını hiçe sayan bir çoğunluk duzeni demokratık değildir' demişti iki bin vı! önce. İki bin yıl sonra, demokrasi adını taşıyan rejimimizin pariamentosunda yedive karşı sekiz oy, yani yanm ov farkla, bu gerçek sitinip atüryor. Sonra beşyüz elli kişilikpartamentoda bir iki oyluk çoğunluk, demokrasiyi, hak duygusunu,temfe toplum öztemlerini silindir gibi ezip geçiyor. Bunun adı demokrasi! Yine o ilk dönemin düşünürlerinden biri de 'Çok zenginlerin hükümette olması, toplum için tehlike- 1idir' demişti. Şimdi hükümet başlan bile çok zengin. tkisi de zamanımızm birer Karun'u. Her ne kadar ısa, "Çok zenginler cennete gidemez' demiş ise de onlar, daha şimdiden cennette! Bakmay ın stz, bu dünyada yoksulluk çekenler, öteld dünyada cennette olacak safsat&sma. Benim tek umudum Baba'da. Sayın Cumhur- başkanı, bayram mesajında ben laiklikten yana taranm buyurmuştu. Ama bu sözler yeterli degiL İlk kez 1960 yuının Kasun ayuıda, o zamanki Başbakan rahmetii Menderes'le yapüğımız bir Trakya gezisinde. DemirePi yakından tanımışüm. Su İşleri Genel Müdürü idi. Bu geziye katılan gazeteci- lerden Hasan Pulur, Hilmi Yavuz ve İsmail Sivri ile büiikte "Demırel falan köydekı Mehmet ağanın evinın altındaki suyun bile ne kadar olduğunu bile- cek kadar bu işin uzmanıdır' diye konuşurduk ken- di aramızda. Mehmet ağanuı evinin altındaki suyun ne kadar olduğunu bilen Demirel şimdi Cumhur- başkanı olarak şeriatçüann beyninde ve yüreğinde nelerin olduğunu biunez mi? Bu bilgüerie kendisine 'Baba, babalığını göster' diye seslenmek istiyorum. Halkımız yüz ydlardan bu yana devlete hep baba dememiş midir? Deviet babayı da devtetin başındaki temsil ediyor. Bu komisvonlann, hükümet emrindeki müfettişlerin. denetim elemanlannın tarafsızüğı iyi- ce tartışılır oldu kamuda. Tek çıkar yoL Cumhur- başkanhğı Denetim Kurulu'nun devreye sokul- masıdır. Çünkü bu pisliği, rezUliği, dün>anın bütün temideme tozlan temizleyemeyecek bu gidışle." Anayasal bir kurum olan MGK'de askerlerimizın, içimize esenlikler ve güven duygusu veren karar- lanndan sonra Susurluk konusunda "temiz toplum bayrağı T 'nı yeniden çekiyorum göndere: 7'ye 8 oyununun sürdürülmeyecegıne inanarak... PENCERE ptlar Sabah Çiyini İçerken... Sabah yazıişlerine sordum: - Bugün yerim ne kadar?.. Yanrt: - Sayfanın yarısına dek reklam var, sana başlık ve imza dışında 20 santimlik yazı yeri kalıyor. Bu gazetede çalışan öteki köşe yazarlan gibi ya- zıyı ıstediğimce uzatmak özgürlüğüm yok, Yayın Müdürümüzün öngördüğü ölçüyü aşamıyoaım. Hem bugün pazar.. Neyazmalı?.. En iyisi bir öykü anlatmalı: Kral Ts 'ao, Veliaht Prens T'ai'yi iyi biryönetici ol- manın temel özelliklerini öğrenmesi için Büyük Us- ta Pan Ku'nun tapınağına gönderir. Pan Kü, Veliaht Prensi tek başına ormana yol- lar; orada bir yıl kalmasını, döndüğünde kendisi- ne ormanın sesini anlatmasını ister. Veliaht bir yıl sonra ormandan döner; duyduğu sesleri Büyük Usta'ya anlatmaya başlar: Kuşlann ve çekirgelerin seslerini.. Çayıriann ve rüzgânn sesini.. Pan Ku dinler, ormanın sesini daha dikkatli ve duyarlı dinlemesi için Veliahtı geri yollar. T'aigün- ler ve geceler boyunca ormanın sesini yeniden dinlemeye çalışır... Geri döndüğünde duyduklannı bu kez şöyle an- latır: Duyulmayanı duymuştur: Çiçeklerin açarken çıkardıklan sesi.. Otlann sabah çiyini içen\en çıkardıklan sesi.. • Çin bilgeliğini vurgulayan bu öyküyü "Human Resources" dergisinden aldım; bu biryabancı der- gi değil, "insan Kaynaklan ve Yönetim Dergisi"; ar- tık bizde dergilere ve gazetelere de yabancı ad tak- mak moda oldu; yukanda okuduğunuz öyküyü de Demirbank Genel MüdürYardımcısı BeşirÖzmen, "okusunlar" diye çalışma arkadaşlarına yaymış... Yöneticilik bütün dünyada bilımsel bırsanatadö- nüştü, ülkemizde kimi özel kuruluşlar bu konuya önem veriyorlar; ama, yöneticilik yalnız şirketlerde mi önemli?.. Ya ülkeyi yönetenlere ne diyeceğiz?.. Veliaht Prens T'ai gibi tümünü ormana mı yollamalı?.. Bizimkiler ne kuşlann çekirgeierin seslerini duyar- lar, ne çiçeklerin açarken çıkardıklan sesi, ne de ot- lann sabah çiyini içerken çıkardıklan sesi... Siyasal dünyamızda yöneticilerimiz sağır. Öylesıne sağır ki bağır bağır. Davul çalsan, nafile!.. Bizimkiler kırk yıldan ben yalnız tank sesi, top sesi, silah sesi duyarlarsa uyanıyorlar. CitibankVisa mculuklar "Uçak biletiniz adresinize ulaştırılmıyorsa kredi kartınız Citibank Visa değildir." Dünyanın her yerinden Viking &İTurıS bir telefon ile her türlü seyahat rezervasyonlannızın.yapılıp adresinize (*) teslim edilmesini İğtiytfisanız,Memejy^ Citibank Visa'ya başvurun. Citibank Visa, sahiplerinin hayatmı kolaylaştırmaya devam fiyor. CITIBAN<& 0800 2612515 24 saat ücretsiz başvuru hattımız Şimdilik sadece Ankara. İstanbul ve izmır ıllennde başvuru kabul edilecektir (*) Yurtiçinde istedlğiniz adresten, yurtdışında havayolu firmasından. CITIBANKO*SADECE VISA DEĞÎL, CITIBANK VISA.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle