Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenr Orban Erinç •
Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet
Çetinkaya 0 Yazıışlerı Müdürlerı
fbrahim Yıldız, DinçTayaoç(Sorumlu)
# Haber Merkezı Miidurü. Hakan Kara
• Gorsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • Utıhbarat
CengizYüdınm • Kûltür. Handan Şenköken
• Spor Abdülkadir Yücelman # Makaleler
Sami Karaören A Düzeltme. Abduüah Yaacı
# Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu • Bılgi-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç
YayınKunılu: tHunSdçuk(Başkan),
Orhan Erinç, Oktaj Kıutböke,
HikmetÇetinkaya. Şükran Sooer,
Ergun Bak3.DinçTay»nç. İbrahim
V ıldız. Orhan Bursalı. Mustafa
Balba>. Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısı: Mustafa Balba\ • Haber Müdüni. Doğan
Akm Atatürk Bulvan No: 125. Kat4, Bakanlıklar-Ankara
Tel 4195020(7 hat), Faks: 4195027 • lzmır Temsılcısı
SerdarKıak,HZıvnBK 1352 S. 2/3 Tel 4411220. Faks
44)9117 • AdanaTemsılcisr Çetin Yiğenoflu. İnönuCd
119S. No 1 Kat 1. Tel-363 12 11, Faks-363 12 15
K.oordınaton Ahmet Korulsan •
Muhasebe Bülent \ ener •
tdare HüseyinGürer#tşletme:
ÖnderÇeli"k*Bılgi-Işlem Nail
İna) • Bılgısayar Sıstertr
Mürüvet Çiler
MEDYA C: • Yönetun Kunılu
Başkanı - Genel Mudür" Güibin
Erduran # Koordinatör Reha
lşttnuuı • Genel Mudur Yarthmcısı
Mine Akdağ Tel 514 07 53 -
5139580-513846O-61,Faks 5138463
^ a>ımla>an ve Ba&an: Yenı Gun Haber Ajansı. Basıh ve Yayuıcılık A $
Turkocağı Cad 39 41 Cağaloglu 3-1334 Ist PK. 24« tstanbul Tet (0 2121 512 05 05 (20 hatl Faks (0712)513 85 95
16MART 1997 Imsak: 4.42 Güneş: 6.08 Öğle: 12.20 tkindi: 15.39 Akşam: 18.18 Yatsı: 19.39
Mars'ta
yaşam
• VVASHENGTON (AA)-
Mars'la ilgili son
araştırmalar. "Kızıl
Gezegen"de yaşamın
mümkün olduğunu ortaya
fcoyuyor. Science dergisinde
yayımlanan iki araştırma,
kayalann oluşumu
sırasındaki sıcaklığın
mikro-organizmalann
ortaya çıkmasına olanak
sağladığını gösterdi.
Wisconsin
Üniversitesi'nden John
Valley ve ekibi, Mars'tan
dünyaya düşen kaya
parçalanndaki oksijen ve
karbon ızlerini inceleyerek
kayalann oluşumu sırasmda
Mars'taki sıcaklığın
yaşamın ortaya çıkmasına
uygun olduğu sonucuna
vardı.
MÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Yaşar Nuri Öztürk, din eğitiminin sonra da yapılabileceğini söyledi
yıllık temel eğitim olmazsa olmaz'tstanbul Haber Servisi - Marmara
Üniversitesi tlahiyat Fakültesi Dekanı
Prof.Dr. Yaşar NuriOztürk, kesintisiz
8 yıllık eğitimin Türkiye'nin "olmaz-
sa otanaz" sorunlanndan bıri olduğu-
nubelirterek, "8 yıllık temel eğrtünön-
cegerçekleşsin, onun ardından din eği-
timinde neter çıkıyor, görürüz. Din eği-
timi meselesi, Türkiye"de yeniden ele
alınması gereken önemli bir konudur.
Ama 8 yıllık eğitim konusu ile bu ko-
nuyu birbirine kanşbnnamak lazun"
dedi.
Milli Eğitim Bakaru Mehmet Sağjam
da 8 yıllık eğtime geçişle ilgili mevzu-
at değişikliğine gereksinim olduğunu
belirterek bu konuda çalışmalara baş-
ladıklannı söyledi.
Prof.Dr. Öztürk, 8 yıllıkkesintisiz eği-
timin dünyarun takip ettiği, denenmiş
ve iyi sonuçlar vermiş bir sistem oldu-
ğunu ifade etti. Prof.Dr. Öztürk, "Tür-
Idyeiçinyeni bir sistemdir. Onun ardın-
dan ne gibi açıklar ortaya çıkıyor, gö-
rûlür. Onun telafîsi için yeni düzenle-
meler yapıhr. pürüzlcr giderilir. Bu bir
prosedür mesclesidir. diğeıieri buna gö-
re adapteedilir" dıye konuştu. AA'nın
konuya ilışkin sorulannı yanıtlayan
Prof. Dr. Öztürk. 8 yıllık temel eğitı-
min 5 artı 3 yıl olarak uygulanması
konusunda ise şunlan söyledi:
'Kesintisiz eğHiın şart'
"Kesintisiz 8yıl uygulanırsa, özeilik-
le imam-hatip okullannın orta kısım-
lannda sorunlarçıkacağLKuran'ın ez-
berlenemeyeceği gibi üeri sürülen gd-
PrOf. Cİğdem KâğltÇlbaşl. Türkiye, temel
akademik eğitimin 8 yıldan az verildiği ender ülkelerden.
Milli Eğitim Bakanı Sağlam: 2000 yıhna dek, 11
yıllık zorunlu eğitime geçilecek.
rüşler doğnı değiL Kuran ezberieye-
cek adam zaten bunu okulda ezberle-
mez kL_Zaten çocukimam-hatip okul-
larında imam, hafiz olamaz kL. O ay-
n bir olay O konunun a>n bir prose-
dür, ayn bir başuk altında ele alınma-
sı lazım. O görüşlere kablmıyorum,
doğnıdeğil.K£SJntJSH8yıBıkeğitiın,ben-
ceTürkiye'nin 'olmazsa olmaz' roese-
lelerindenbiridir. O gerçekkşecek; ge-
risini oturur, tarrjşınz. Çocuk hafizhk
yapacaksa, ona göre müessese gerirflir.
Din eğitimi alacaksa. din bilgini ola-
caksa onlarmhepsiyapıhr.O,prosedür-
8 ydhktemei eğitimden sonrada din eği-
timi yapılırr K.oç Cniversitesi öğretim
üyesi Prof.Dr. Çiğdem Kâğrtçıbaşı da
dünyada temel akademik eğitimin en
az 8 yıl olduğunu söyledi. Kâğıtçıba-
şı, Türkiye'nin temel akademik eğiti-
min 8 yıldan az verildiği ender ülke-
lerden biri olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin ILO sözleşmelerine im-
za attığım da anımsatan Prof.Dr. Kâ-
ğıtçıbaşı, u
Dünyabunoktadayken,biz
hâlâ temel akademik eğitimin 8 yüa çı-
kanlmasuu konuşuyoruz. Çok geç ka-
nnmıstır''dedi. Prof.Dr. Kâğıtçıbaşı,
özellikle imam-hatip okullannın orta
kısımlannda mesleki eğitim verilme-
sini savunan kişilerin, "3 yılhkBseeği-
timiyle imam-hatip yetişmez. Kuran
küçükyaşta ezberlenir,ağaçyaşken eğh
lir" tezini savunduklannı belirterek
özetle şunlan söyledi:
'Eğitime para aynlmalT
"Zihinsel gelişim sağlanmadan, mes-
leki okullarda dini bilgUcri ezbertemek
bir işe yaramaz. Önceükle başka alan-
lardan para kesilerek eğitime para ay-
nlmabdır. Aynca, eMeki kaynaİdar ras-
yonel kullanümabdır."
Beyaz Nokta Vakfı'mn düzenlediği
"Ezbersiz Eğitim Sempozyumu"nda
konuşan Bakan Sağlam. 8 yıllık eğiti-
me ulaşmayı hedeflediklerini belirte-
rek, 2000 yıhna kadar 11 yıllık zorun-
lu temel eğitime geçileceğini kaydet-
ti. 8 yıllık eğitim konusunda öncelik-
le ilköğretim okullannın altyapı bakı-
mından hazır hale getirilmesi gerekti-
ğini vurgulayan Sağlam, gereksinim
duyulan öğretmen kadrolanrun atanma-
sı için Maliye Bakanlığı'mn onayını
beklediklerini söyledi.
Beyaz Nokta Vakfi Başkanı TmazTi-
tiz de Türkiye'deki ezbere dayah eği-
tim sisteminin yardıma muhtaç birey-
ler yetiştirdiğini anlattı. Titiz, Milli
Eğitim Bakanı Sağlam'dan, ezbersiz
eğitimin uygulanması konusundabir ge-
nelge yayımlayarak okullara gönderme-
sini istedi.
REFAHYOL hükümeti, Bolluca Çocuk Köyü'nü ele geçirme planlan yapıyor
Mutîııluklan kesiııtiye uğradı
Moda çılgınlıkları
Pans'teki moda günleri
sürüyor. Önceki gün tngiliz
modacı Vıvienne Wesrwood
sonbahar-kış sezonu için
hazırladığı kreasyonunu
tanıttı. Westwood'un soğuk
günler için tasarladığı kürk
mantosunu Amerikalı
manken Jerry Hall
izleyenlere sundu.
(Fotoğraf: REUTERS)
FİGENATALAY
REFAHYOL hükümeti, 72 çocuğu uykulann-
dan etti. Bu çocuklann yaşadığı ve Türkiye Ko-
runmaya Muhtaç ÇocuklarVakfi 'nca yönetilen Bol-
luca Çocuk Köyü'ne çengel atan Çocuk Esirge-
me Kurumu, köyün işletmesinin kendilerine dev-
redilmesi için her yolu deniyor. Kurumun müfet-
tişleri. çocuklan ve anneleri "köyde uygunsuz ha-
rekeder yaşandığı'' gerekçesiyle sorguya çekti.
Vakıflar Genel Müdürlüğü Türkiye Korunma-
ya Muhtaç Çocuklar Vakfi aleyhine "izinsizuhıs-
lararası ilişki kurmak" gerekçesiyle dava açtı.
Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esırge-
me K.urumu Genel Müdürii OsmanFurkan da, vak-
fa bir yazı göndererek "çocuk köyünün tüm işlet-
me hakkının kendilerine verilmesinL \akfın sade-
ce hizmetli. teknisyen, aşçı. şoför, bahçı\an gibi
personeli calışarmasını" istedi.
Alternatıflen sokaklar ya da Çocuk Esirgeme
Kurumu'nun sevgısız yuvalan olan bu 72 çocu-
ğun, sevgi dolu yaşamlan şu anda kesintiye uğ-
ramış durumda. Her an anne ve kardeşlennden.
resimler, oyuncaklar, fotoğraflarla süslü odalann-
dan alınıp götürülecekleri korkusunu yaşayan bu
çocuklan mutsuz eden olaylann gelişimini kısa-
ca anlatalım.
Türkiye ICorunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfi
ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
Genel Müdürlüğü arasında 21 Haziran 1996 tari-
hinde bir protakol imzalandı. Devlet Bakanı İm-
ren Aykufun imza koyduğu bu protokole göre, köy
• Çocuk Esirgeme Kurumu'nun
müfettişleri, çocuklan ve anneleri
"köyde uygunsuz hareketler
yaşandığı" gerekçesiyle sorguya
çekti.
ortak işletilecek ve Çocuk Esirgeme Kurumu Ge-
nel Müdürlüğü köye müdür. müdüryardımcısı ve
sosyal hizmet uzmanlan atayacaktı. Ancak bu ata-
malar gerçekleşmedi
Bu arada "köyde uygunsuz hareketler meyda-
na gekliğine" ilişkın ihbar mektuplan alındığı ge-
rekçesiyle Bolluca Çocuk Köyü'ne gelen müfet-
tişler, anneleri ve çocuklan sorguya çektiler. Köy
sakinlerini çok üzen bu sorgulama sırasında özel
yaşama ilişkin rahatsız edici sorular soruldu. Ço-
cuklan ve annelerini daha çok üzmemek ve utan-
dırmamak için cinsellik çevresınde dönüp duran
sorulan sizin hayal gücünüze bırakıp, çocuklann
"sorgu odaa"ndan başlan önlerinde. ezik ve utanç
içinde çıktıklannı belirtmekle yetinelim.
Rahatsız eden iddialar
Bolluca Köyü'nde Hıristiyan çocuklar yetişti-
rildiği de. vakfi ve köy sakinlerini rahatsız eden
bir başka iddia. Bu söylentiler yüzünden gittikle-
ri okulda, "Hıristiyan çocuk", "papaz çocuk" di-
ye alay edilen çocuklar, uzun bir süredir sağlıklı
dini bilgiler edinmeleri için vakıf yöneticilennin
Istanbul Müftülüğü'nebaşvurusuüzerinehercu-
martesi köye gelen bir hocadan din dersi alıyor-
lar.Bolluca Köyü'nün statüsündeki belirsizlik ne-
deniyle yurtdışındaki Türk işçilerinin yaptıklan
büyük meblağlardaki bağışlar da değerlendirile-
miyor.
Şimdi Bolluca Köyü'nün sakinleri ve vakıfyö-
neticileri, başta feshedilen protokole imza atan
İmren Aykut olmak üzere, bu çocuklann rahat
uyumalannı isteyen herkesin desteğini bekliyor-
te
Dürryadaki 361 çocuk köyünden biri
1949'dakurulan S.O.S. KinderdorfInternational
adlı kuruluşun, 15'i İslamülkesi olmak üzere top-
lam 128 ülkede 361 çocuk köyü bulunuyor. Ku-
ruluş, korunmaya muhtaç çocuklann aile orta-
mında yaşamalannı sağlayan bu köylerin yalnız-
ca yapımını üstleniyor. tşletmeleri, köyöin bulun-
duğu ülkedeki kuruluşlarca gerçekleştiriliyor.
S.O.S. Kinderdorflnternational ileTürkiye Ko-
runmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı'mn işbirliğiyle
1991 'de Gazıosmanpasa Bolluca Köyü'nde kunı-
lan Bolluca Çocuk Köyü'nde, 10 evde. 72 çocuk
yaşıyor. Her evde 5-8 çocuk ile bir anne bulunu-
yor. İki katlı evlerde yaşam, çok çocuklu ve ba-
basız herhangi bir evdeki gibi geçiyor. Anne, bü-
yük çocuklannı okula gönderdikten sonra evin ve
çocuklannın işlenni yapıyor, hep bırlıkte komşu
evlere ziyarete gidiliyor. Eşi ve çocuklanyla köy-
deki bir evde yaşayan köy müdürü, çocuklar için
"baba" sembolü oluyor. Bu arada vakıf, hem ken-
di çocuklan hem de yöre halkı için bir ilköğretim
okulu yapımını da sürdürüyor.
1991'de Gaziosmanpaşa'da kurulan Bolluca Çocuk Köyü'nde 72 çocuk yaşıyor. Şim-
di çocuklar: anne ve kardeşlerinden. resimler. oy uncaklar, fotoğraflarla söslü odalB-
nndan alınıp götürülecekleri korkusunu duyuyo'riar. (Fotoğraf. KAAN SAĞANAK)
SAK USTUNDE MÜJDATGEZEN
Beni
güldürenler
MSM'nin doktoru Selçuk
Baran nefıs fıkralar anlatır.
Ama bu kez fıkra değil,
gerçek bir olayı anlattı.
Güldüm, sızınle paylaşmak
istedim. Selçuk Ağabey,
bir yerde hükümet tabibi.
Kaymakamın kansı son
derece güzel. Bir de Hasip
Ağa var ki, karısı evlere
şenlık. Bir sohbette
kaymakam, Hasip Ağa'ya
takılmış: "Yahu Hasip Ağa,
bu kadınla nasıl
yatıyorsun?" Hasip Ağa,
bütün saflığı ile cevap
vermiş: Senin kanyla
herkes yatar Gaymakam
Bey, hüner bununla
yatmakta."
Şair Hatipoğlu
Meclis Başkanvekili Hatipoğlu'nun
nefis şiiri bana Nâzım Hikmet'i
anımsattı. Yasin Bey'in üslubunu
Nâzım'a benzettim. Gerçi biri şair, biri
başkanvekili, ama olsun.
Hatipoğlu'nun ruhunun
derinliklerinden gelen o mısralar
gerçekten büyük bir şair edası
taşıyordu. "Yanıyoryanıyor müdhiş
tarrakalar Çekiyor aguşuna bu advi
beşer Haneler, fakirier, yetimler".
Hatipoğlu'nun dizeleri de tıpkı
Nâzım'ın yukandaki dizelerini
andırmıyor mu?..
Nâzım bu ilk şiirini on üç
yaşındayken, karşı evde çıkan yangın
üzerine yazmış. Hatipoğlu da
ülkedeki yangını kendi güzel
üslubuyla dile getirmiş. Nâzım, on üç
yaşında bu şiiri yazdı, ama sonradan
dünyanın en büyük şairierinden oldu.
Sevgili Yasin de belki büyüyünce
güzel şiirler yazacak. Belli mi olur?
Yok yok, bu çocukta iş var..
Mukuristan
Sadri
Alışık
Kötü durumdakiler için her değişme iyiye
doğrudur. Kral Lear (Shakespeare).
18 mart salı günü Istanbul
Lütfü Kırdar Topkapı
Salonu'nda Sadri Alışık'ı
anacağız. Onun yaptığı
resimler ve konuşmalar
yer alacak bu gecede. Bir
de fasıl var. Sadri Ağabey,
Türk sanat müziği
düşkünü idi. iyi adamdı, iyi
aktördü, resim yapardı, şiir
yazardı. Sanatçıydı o.
Atatürk
diyor ki
Gericilik düşünceleri
güdenler, belirti bir sınıta
dayanacaklarını sanıyorlar.
Bu, kesinlikle bir
kuruntudur, sanıdır.
ilerleme yolumuzun üstüne
dikilmek isteyenleri ezip
geçeceğiz. Yenilik
vadisinde duracak değiliz.
Dünya müdhiş bir akımla
ilerliyor. Biz bu uyumun
dışında kalabilir miyiz?
M.K. Atatürk, 1923.
Türk tiyatrosu
Bölge tiyatrolan düşüncesi ilk kez Muhsin
Ertuğrul Hocamızdan çıkmıştı. Bunu öncelikle
Istanbul'un çeşitli semtlerine tiyatro salonlan
açarak gerçekleştirdi. Devlet Tiyatrolan'nın da
günümüzde Anadolu'nun birçok kentinde
sahneleri var. Yöre be'ediyeleri de tiyatrolar
açıyor. Bakırköy Belediye Tiyatrosu bunlardan
biri. Biz de Kadıköy Belediye Başkanı Selami
Öztürk'le kafa kafaya verdik ve Kadıköy
Belediye Tiyatrosu'nun ilk temellerini atıyoruz.
Kadıköy, aslında bir koca kent. Buraya nefis iki
salon yapılıyor. Caferağa Spor Salonu'nun
bitişiğindeki yeni ınşaat, "Kadıköy Belediye
Tiyatrosu" olacak. Seçkin kadro, seçkin
oyunlar ve Kadıköy'ün seçkin seyircisi...
Şimdiki hedefımiz bu. Sonra turneler. Çevre
illere gidip temsiller, söyleşiler, sergiler, work
shoplar... Yeni bir salon, yeni bir tiyatro...
Yaşasın bu sanat...
Bu ülkede bazı şeyler hiç yokmuş.
ömeğin sanat adına bir şeyler
yapmak günah sayılırmış. O nedenle
de bu ülkede sanatçı yetişmezmiş.
ömeğin heykel günah olduğundan
heVkeltıraş çıkmazmış. Yazı yazmaya
iyi gözle bakılmadığından yazar
yetişmezmiş. Resim zaten günah
sayılırmış. Mizah hafrflik olarak görülür,
bu nedenle kimse bu işle
uğraşmazmış. Ama bu ülkede şiir çok
sevilirmiş. Öyle ki memleketin en
büyükleri bile şiir yazar, yazdıklan şiiri
okurlarmış. Bunlardan biri ulu hakanın
başmabeyincisi olup ülkede en çok
onun şiirieri gözde imiş.
Bunlardan biri şöyleymiş: Gönlümün
uçbinevası nazıtagafülden yana
Elimde bir kazma var saksağan çıktı
dama.
Bu şiir o kadar güzel o kadar güzelmış
ki, koca ülke günlerce bu şiiri okuyup
durmuş. Şiir, elden ele dolaşmış ve
günün birinde bir mizahçının etine
geçmiş. Fakat ülkede mizah yasak
ya... Mizahçı da ne yapsın, şiiri hiç el
sürmeden aynen yazanna iade etmiş.
Ve ülkedeki bilcümle hıyarlar bu şiire
sahip çıkmışlar. Onlar ermiş muradına,
ama bunlar eremeyecek muratlanna.
Erbakan ve spor
'Pazar'lık ve duvarlık sözler:
Başbakanlık Kupası'nda seyirci
Başbakan'ı yuhalayarak "Türkiye
laiktir, laik kalacak" diye slogan attı.
Nijerya Devlet Başkanı, Erbakan'ın
Afrika gezisinde, bizimkine söz verdi,
"2004 Olimpiyatlan'nda oyumuz
Istanbul'a" diye. Nijerya'nın oyu
Türkiye'nin aleyhine çıktı. Onlardan
da bir "yuh" yine Başbakan'a. Ve
ondan şöyle bir açıklama bekliyoruz
şimdi: "Nijerya bizi nasıl
desteklediğini ispatlamıştır, halkımız
da demokrasiyi nasıl seviyor, bakınız
bu Başbakanlık Kupası maçında belli
oldu, millet muhalefeti yuhaladı."
Yakışır... Yalandan kim ölmüş?..
Kırk yaş gençliğin ihtiyarlığı, elli yaş
ihtiyarlıgın gençliğidir, V. HÜGO
Çiller ve ANAP
Necmettin Erbakan grup
toplantısında, "Biz vermek
için geldik" dedi. 11 Mart
1997 Salı.
Okuyun: Şiir.
Sevin: Düzyazı.
Izleyin: Refah.
Doğal Hayatı Koruma Derneği'nin sevgili
yöneticileri ve Kıyı Yönetim Bölümü'nden Sayın
Gül Şat.
Mektubunuzu aldım. Size yardımcı olmayı görev
bilirim. Ancak samimiyetime ınanın, çok yoğunum.
Okulumun sınavları, dersler, yazılar, çekimler bir
türiü bana bu konularda şans ve fırsat vermiyor.
Antalya'ya gelmek kim bilir ne kadar güzel
olurdu?..
SOLFEJ ve BULANCAK dergileri gene geldi.
Teşekkürler...
Tansu Çiller, ANAP'ın yurtiçinde ve
dışında demokrasi konusunda hiç iyi
sınav vermediğini söylüyor.
Doğrudur. Ben ANAP'ı hiç sevmem.
Demokrat olması için bir neden yoktur,
çünkü faşist bir hareketin ürünü olarak
kurulmuştur.
Kişisel olarak da sevmem, çünkü beş
yıl beni devletin tek televizyonu olan
TRT ekranlanna çıkartmamıştır. Aradan
yıllar geçti, o zaman ANAP'ta kimler
vardı, herkes unuttu, ama görüyorum
ki küçücük çocuklar benim hâlâ
sevgilim. ANAP'tan bir şey çıkmaz da
DYP'den çıkar mı?.. Bu partiyi Çiller
yönetiyor. Orada dur. CHP ile DSP'ye
gelince: Bu iki parti birieşmemekte
ısrar ettikleri sürece yok olup
gidecekler. Keşke öyle olsa da gerçek
bir sosyalist parti dogsa. Refah'a
gelince: Gelmek bile istemiyor insan.
Tüm yaşamını sahtekârlık üzerine
kurmuş insanlar vardır.
Onlan hiç sevmem. Çıkarlan uğruna
yalan söylerler. Ben Refah'ı
sevmiyorum. Bunların tümü eski bir
banka reklamı gibi: Yok aslında
birbirinden farklan...
Nâzım
Işıklan yakıp
söndürdüğümüz
akşamlardan birinde
Nâzım Hikmet Vakfı'mn
yeni binasında
buluşmuştuk. Orada
Nâzım'ın eşyalan
arasında beni derinden
etkileyen birçok şey
vardı. Ama Nâzım, Aziz
Ağabey'e de bazı yazı
ve eşyalar göndenmişti.
Nesin vasiyetinde de
bunlan N. H. Vakfı'na
bırakacağını
duyurmuştu. Ali ile
Ahmet'in bunlan
ivedilikle vakfa vermesi
gerekiyor. Ben N. H.
Vakfi üyesi ve A. Nesin
Vakfi Derneği Başkanı
olarak arada kalıyorum,
ona göre...
Kancığım seni
düşünüyorum.
Sütün kesildi mi
büsbütün,
Emziremiyor musun
artık tosunumu
Memetimi?
Ev kirasını bu ay
verebildin mi?
Ben aklında mıyım?
Pazarın fıkrası
Temel tatlıcı dükkânı
açmış. Hemşin'in ne
kadar güzel tatlısı varsa
yapıp satacak. Fakat bir
satış elemanı anyor. işçi
Bulma Kurumu'na
telefon açmış. Karşıdaki
ses, "Aradığınız
elemanın ne gibi
özellikleri olsun" diye
soruncaTemel, "Şeker
hastası olsin kafı"
demiş.
ADD Hatay Şubesi 2.
Başkanı Sayın Mustafa
Akar, çok tatlı bir
mektup yazmış. Beni
Hatay'a davet ediyor.
Sevgili Mustafa
Kardeşim... Askerliğimi
Iskenderun'da yaptım.
Sık sık Hatay'a gelir,
Harbiye'ye geçerdik.
Hatay'ı çok severim.
Ama inan, işlerim o denli
yoğun ki. Istanbul içinde
yakmlanma bile
gidemediğim oluyor. Bir
gün mutlaka gelirim.
Sevgiler.
Paylaşmak güzel bir duygu
Saniye Mete Akkoyun, Ardahan Damal'ın Eskikılıç
Köyü'nden bir yazar. "Yıllann Devriminde Seni
Düşündüm" adlı öykü kitabını sokakta elime
tutuşturdu. Okudum. Halkını bu kadar güzel
gözlemlemiş ve öğretmen eşine katkı olsun diye
bakkallık yapmış bu hanımı kutluyorum. Paylaşmak,
ne güzel bir duygudur.
Sigarayı bırakanlar
Istanbul'dan Nevin Barcı diyor ki: Nuray Çağlayan
adlı arkadaşım yirmi yıl sonra sigarayı bıraktı, lütfen
duyurun.
Ankara'dan A. Hakkı Coşar, 25 yıl sonra bırakmış.
Demek ki olabiliyor.
Haftanın
sözü
Bu hafta
buraya
sözünde
duran birinin
sözünü
koyayım
dedim,
ama...
Mektup
Burda kopkoyu bir suskunluk / Belki ordan duyarsın
bu sesizliği
Gururundandır acılarımın bu alçakgönüllüğü
Ölür de haykırmaz kendisini.
Aziz Nesin, 1981.
Bir türkü
Ah bir ateş ver sigaramı yakayım. (Verirsem
namerdim, bir de beni suç ortağı yapmaya çalışıyor
türkü söyleme ayağıyla...)