Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 MART1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
RP'li bakandan
özelleştirme
eteftipisi
• ANKARA
(Cnmfauriyet Bürosu) -
Tartm ve Köyişleri Bakanı
Musa Demirci, özellikle
tanrn alanmdaki
"özelleştirme sevdası"nı
yanlış bulduğunu söyledi.
Demirci, çobanlann sosyal
gûvenlik kapsamına
ahnması için yasal çalışma
başlattıldannı açıkladı.
Hak-lş'e bağlı Ozgıda-tş
Sendikası'nın Başkanlar
Kurulu toplantısında
katılan Demirci,
Türkiye'de tanmla uğraşan
30 milyon nüfusun ihmal
edilemeyeceğini belirtti.
Demirci, "Devlet sucuk
yapmaz" mantığının kabul
edilemez olduğunu
kaydederek "Özelleştirme
sevdasuıa tutulur ve buna
da tanmdan başlarsanız,
yanlışı crada yapmış
olursunuz. Yanlış, herkes
tarafından tespit edilmiştir,
bu yanlıştan dönülecektir.
Özelleştirilen
kombinalarda sıkıntı
duyuluyor, bunlann
yeniden devlete
kazandınlması yönünde
yoğun baskılar var" diye
konuştu.
TÜSİAD'm1997
tahminleıH
M İSTANBUL (ANKA) -
Türk Sanayici ve
Işadamlan Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
Muharrem Kayhan, 1997
yılında enflasyonu yüzde
80, büyüme hızını yûzde 4,
bütçe açığını 17 milyar
dolar, dış ticaret açığını ise
20 milyar dolar olarak
tahmin ettiklerini söyledi.
Kayhan, yaptığı
açıklamada, bu yıl büyüme
hızının yavaşlayacağını,
kamu açıklannın
artacağını ve enflasyonla
mücadele edilmediği
takdirde ekonomide bir
iyileşme beklemediklerini
vurgulayarak kamu
maliyesinin iyileştirilmesi
ile bütçe açıklannın
kapatılması konusunda
önlemler ahnması
gerektiğini kaydetti.
Hububat
• ANKARA (ANKA) -
Hububat ithalinde geçen
yılın yalnızca yedi aylık
döneminde, cumhuriyet
tarihinin rekoru kınldı.
DİE verilerine göre, geçen
yılın ocak-temmuz
döneminde yapılan
hububat ithalatı, 1995
yılınm aynı dönemine
göre, yaîdaşık 2 kat
artarak, 575.4 milyon
dolara ulaşn. 1995 yılının
ilk yedi ayındaki hububat
ithalatı 204.8 milyon dolar
olmuştu. REFAHYOL'un
iktidara geldiği dönemde
, spekülasyonlara neden
; olan hububat ithalatıyla
; tslami usulde bankacıhk
i yapan özel finans
î kurumlannın büyük
! paralar kazandığı, ekmek
! fiyatlannın arttığı öne
; sûrülmüştü.
Japonya'ya
mücevher ihracı
' • Ekonomi Servisi -
i Anadolu medeniyetlerini
tasanmlanna yansıtmasıyla
tanınan Urart firması, uzun
bir aradan sonra tekrar
mücevher ihracatına
başlıyor. Japonya'ya ihracat
yapacak olan Urart, daha
önce de 1988 yılında yine
bu ülkeyle birlikte ABD ve
ttalya'ya mücevher ihracatı
gerçekleştirmişti. Urart'ın
Japonya'ya yeniden
ihracına başlayacağı
mücevherler, 18 ayar san ve
beyaz altın ile Isviçreli
partneri Golay Buchel
firmasından ithal ettiği
South Sea incilerinden.
Tofaş yenileri
test ediyor
• BURSA â(AA) -
Otomoriv ana sanayiinde
talep daralması nedeniyle
firmalar yeni ve ithal
otomobillerle rekabet
edecek modellere
yönelirken TOFAŞ'ın yeni
modeli, ithal ettiği "Bravo"
ve "Marea" marka Fiat
otomobilleri arasından
seçeceği bildirildi.
TOFAŞ'ın, geçen yıllarda
başlattığı 500 milyon
dolarlık yatınmm
tamamlandığı ve yeni bir
ûretim bandının
hazırlandığı da açıldandı.
Firmannı piyasadaki
durgunluk nedeniyle yeni
model üretimi konusunda
acele etmediğıni
vurgulayan TOFAŞ
yetkilileri, muhtemel
otomobil modellerinin "test
edildiğini" belirttiler.
Birkaç ay sonra faaliyete başlaması beklenen Rekabet Kurulu'nun işi zor
Piyasa 'rekabet' özürlü• Rekabet Kurulu oluşturulamadığı için hâkim durumun
kötüye kullanılıp haksız rekabet yaratmasıyla ilgili
şikâyetleri incelemeye alan, ancak yetkisi olmadığı için
yaptınm uygulayamayan Sanayi Bakanlığı, hazırladığı
raporu sunmak için kurulun faaliyete başlamasını bekliyor.
HÜLYA GENÇ
Türkiye'de serbest piyasa eko-
nomisinin sakathğı Rekabet Ku-
rulu'nun işini zorlaştıracak. Yak-
laşık 4-5 ay sonra faaliyetlerine
başlaması beklenen Rekabet Ku-
ruJu'nun iş başı yapar yapmaz bir-
çok dosya açması gerekecek.
Bu zamana kadar Rekabet Ku-
rulu olmadığı için hâkim duru-
mun kötüye kullanılıp haksız
rekabet yaratmasıyla ilgili şikâyet-
leri incelemeye alan, buna karşın
yetkisi olmadığı için yaptmm uy-
gulayamayan Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı da hazırladığı raporu
sunmak için Rekabet Kurulu'nun
faaliyete başlamasmı bekliyor. Re-
kabet Kurulu'nun görevini titiz-
likle yürütmesi halinde taş üstün-
de taş kalmayacağını öne süren
uzmanlar, birçok sektörde devlet
kuruluşlannın doğal tekel duru-
munda olduğunu belirterek, "Re-
kabet Kurulu'nun devlet hak-
kmda da soruşturma başlatma-
sı gerekecek. Bunun yapılıp ya-
pılmayacağını zaman göstere-
cek" açıklamasını yaptılar.
Yazılı anlaşmalara dayalı fiyat
tekellerinin tespit edihnesinde so-
run yaşanmayacağına dikkat çeken
uzmanlar, gizli anlaşmaların tes-
pit edilmesinin mümkün olmadı-
ğını dile getirdiler. Elektrik ve ile-
tişim hizmetleri başta ohnak üze-
re birçok alanda devlet tekelinin bu-
lunduğunu ileri süren uzmanlar,
özelleştirmeninyapılması halinde
tekelin özel sektöre devredilmiş
olacağını ifade ettiler.
Bu zamana kadar 20'den fazla
şikâyet üzerine çeşitli sektörieri
incelemeye aldıklannı açıklayan
Sanayi Bakanlığı 'ndan üst düzey
bir yetkili, bunlann arasında inşa-
at ve gıda sektörünün yoğun ola-
rak yer aldığını belirtti.
Sanayi Bakanlığı'nm soruştur-
malan 1995 sonundan itibaren
yaptığını bildiren yetkili, bunla-
nn arasında beyaz et başta olmak
üzere. ekmek, çimento, hazır be-
ton, oluklu mukavva, gazete dağı-
tım anlaşmalan, kiremit. tuğla,
toprak ürünleri, kabloluyayınlarla
ilgili soruşturmalar bulunduğuna
değindi. Bazı olaylann üzerinden
epeyce uzun bir süre geçtiğini di-
le getiren üst düzey yetkili, bu ne-
denle Rekabet Kurulu'nun bu olay-
lan tekrar araştırması gerekece-
ğini dile getirerek, "Ancak kurul
ondan sonra karar verecek. Bu
durum iletilen bütiin şikâyetler
için de geçerli olacak" dedi. Ça-
lışmalannı bir raporda topladıkla-
nnı aktaran üst düzey yetkili, önü-
müzdeki günlerde sözkonusu ra-
porun açıklanacağını belirtti.
Beyaz et örneği
Bu zamana kadar kamuoyunda
yankılan duyulan ve hâkim duru-
mu kötüye kullandığı gerekçesiy-
le Sanayi Bakanhğı'na iletilen
şikâyetler arasında en çarpıcı ör-
nek beyaz ette yaşandı. Geçen yıl
yaşanan deli dana krizi ile birlik-
te kırmızı et tüketimi azalırken,
beyaz ete yönelik talepte patlama
yaşanmıştı. Bunu firsat bilen be-
yaz et üreticileri hareket geçip, ta-
vuk fıyatlannı ikiye katlayacak
şekilde fiyat artışına gitmişlerdi.
Kamuoyunun yoğun tepkisi,
Sanayi Bakanlığı 'nın da uyansıy-
la bir süre sonra fiyatlannı bir mik-
tar aşağıya çekmek zorunda kal-
mışlardı.
Çok çarpıcı diğer bir örnek ise,
lstanbul ve Ankara"da ekmek üre-
ticileri kooperatiflerinin fınnlar
üzerinde baskı yaptığı ve hâkim du-
rumu kötüye kullandığı gerekçe-
siyle soruşturmabaşlatıhnası sıra-
sında yaşanmıştı.
Bu arada Birleşik Basm Dağı-
tım ile Yay-Sat'ın geçen yıl birleş-
mesi üzerine Akşam gazetesinin te-
kel oluşturuyorlar gerekçesiyle
Sanayi Bakanlığınabaşvurmasıy-
la yeni bir soruşturma daha gün-
deme getirilmişti. Geçen yıl oluk-
lu mukavva sanayicileri fiyat em-
poze etmeye çalıştıklan gerekçe-
siyle bakanlık tarafından sıkı ta-
kibe alınırken, farklı illerde kuru-
lu hazır beton imalatçılannın fiyat
anlaşması yaptığı iddiası da Sanayi
Bakanlığı'nda bir araştırma daha
yapılmasına neden olmuştu.
Rekabet, üretim yöntemlerini verimlileştirmeyi zorunlu kılıyor
Peugeot'dan kaliteye yatırıın
ERKAN ALTINSOY
PARİS - Otomobil dünyasında
özellikle son on yılda gittikçe kı-
zısan rekabet, üreticilerin ürünle-
rini ve üretim yöntemlerini sürek-
li> geliştirmesini zorunlu kılıyor.
Avrupa'nın en büyük otomobil
üreticilerinden Peugeot da bu ko-
nuda son derece duyarlı.
Şirketin Sochaux'daki fabrika-
sında en yeni ve kaliteli üretim
yöntemleri kullanılıyor. Fabrika-
ya gelen çeşitli kalınhklardakı lev-
halara, Avrupa'nın en büyük pres-
lerinden biri olan Schuler presle-
rinde biçim veriliyor. Üretim hat-
tmın daha ilerisindeki son kat bo-
ya atölyesi de Peugeot 'nun gurur-
la bahsettiği bir bölüm. Buraya
gelen otomobillerin her biri art ar-
da ayn renklere boyanabiliyor. Ör-
neğin birisi maviye boyandıktan
sonra diğeri beyaza, ardından ge-
len de kırmızıya boyanabiliyor.
Boya değişimi ve memelerin temiz-
lenmesi otomatik olarak yapılı-
yor. Aynca boyalarda çevreyi kir-
leten çözücü maddelerin yerine su
kullamlmaya başlanmış.
Fabrikayı gezerken daha önce
görmediğimiz bazı üretim safha-
lannı da görüyoruz. Otomobiller
üretim hattmdan çıktıktan sonra
20 dakika çalıştınlıyor ve ardından
her türlü yol koşulunun taklit edil-
diği bir deneme yolunda kullanı-
lıyor. Peugeot nun bağlı olduğu
PSA Grubu'nun araştırma geliş-
tirme bölümü, Paris'in kuzeyinde
La Garenne'de bulunuyor. Burada
Peugeot'lann tasanmı, üriin plan-
laması, dayanıklılık testleri (çe-
şitli iklim ve yol koşullannda) ve
çarpışma testleri yapılıyor. Gezi-
mizin en heyecanh bölümü canlı
olarak tanık olduğunuz çarpışma
testi idi. Normal bir otomobili tak-
lit edecek şekilde hazırlanmış bir
hareketli bariyer, durmakta olan Pe-
ugeot 406'ya 55 km/s hızla yan-
dan çarptınldı. Bu şiddetli çarpış-
manm ardından aracın durumu hiç
de fena değildi. Peugeot her yıl
gerçek koşullarda 400'den fazla
test yapıyor. Buna ek olarak
700'den fazla çarpışma testi de
bilgisayardagerçekleştiriliyor. Bil-
Peugeot yöneticisi Barbe.
Peugeot'nun yeni spor modeli 106 S16'yı, yeni V6 motorlu 406'yı ve otomatik vitesli 406
Break'i (station) deneme olanağı bulduk. 120 beygir gücündeki "106 S16" efsanevi 205 GTi'ın
tahöna aday. Peugeot S16'nın boyutlan, gûcü ve yol tutuşu üpkı eski XSi gibi. 194 beygir gücündeki
V6 motor 406'va heyecan verici bir performans sağlıyor. 406'nın otomatik vitesli station
modeli ise konfonıyla bir aile otomobili. Otomatik vites kutusu çok yumuşak.
gisayar testleri gerçek bir testin
yüzde bir-ikisine mal oluyor, ama
yüzde 70-80 gerçeğe yakm.
Geleceğe yatınm
Öğle yemeğinde Peugeot tasa-
nm sorumlusu Murat Gûnak şu
anda altı yıl sonrasuıın otomobili
üzerinde çalıştığını belirtiyor. Ta-
sanmın yönetim kurulu tarafın-
dan onaylanmasıyla üretim hat-
tından ilk seri üretim otomobilin
çıkması arasında 3-4 senelık bir za-
man farkı bulunduğu için tasanm-
cılann geleceği görmelerinin
önemli olduğunu da vurguluyor.
Peugeot'nun yönetim binası Pa-
ris'te Avenue de la Grande-Ar-
me'de. Burada, Peugeot'nun 2 nu-
marah yönencisi Yves Barbe, Dış
llişkiler Sorumlusu Hubert Le-
hucher ve Doğu Avrupa ile Ak-
deniz Sorumlusu Herve Guillot
ile toplantı yapıyoruz. Barbe, ön-
ceden duyduğumuz bir haberi doğ-
ruluyor, anlaşma sağlanırsa Pe-
ugeot'nun Partner modeli Türki-
ye'de Karsan tarafından üretile-
cek. Peugeot açısından bunun iyi
tarafı bütün yatınmm Karsan ta-
rafından yapılacak olması.
Zonguldak'ta neden fabrika ku-
rulmadığı sorusuna, bunu ticari
açıdan mümkün görmediklerini
ve Peugeot'nun kendisinin fabri-
kaya yatınm yapmak istemediği-
ni söylüyor. Türkiye'deki satış ve
servis yatınmlan ise devam ediyor.
Şu anda Türkiye'deki Peugeot sa-
tışlannın çok düşük olduğunu soy-
leyen Barbe, bunu çok daha yük-
seğe çıkarmayı hedeflediklerini
arüatıyor ve Türkiye'nin, gelişme
potansiyeli büyük bir pazar ol-
duğunu da ekliyor.
Tansu Ciller
'Maaşlara
yüzde
20-40 zam'
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - DYP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı Tansu Çil-
ler, Bakanlar Kurulu toplanrısı-
nın ardından yaptığı açıklama-
da memur maaşlanna yüzde 20
ile yüzde 40 oranlan arasında
zam yapılacağını açıkladı. Hiç-
bir kabine toplantısında sonra
açıklama yapmayan Çiller'in,
hükümet adına açıklama yapan
Devlet Bakanı Lütffi Esen-
gfin'ün netlik kazandırmadığı
memur maaşlanna ek zam ko-
nusunu bizzat duyurmaya özen
göstermesi dikkat çekti.
Şekerpancarı üreticilerinin,
destekleme alımlan kapsamın-
daki ödemelerinin gerçekleşti-
rilmesi için kaynak çıkanlması-
nı öngören kararnamenin imza-
lanmak üzere olduğunu. çiftçi-
lerin gübre sübvansiyonuna iliş-
kin düzenlemelenn de tamam-
landığını kaydeden Çiller, üre-
ticilerin gübreyi yan fiyatına
alacaldannı, bedelin diğer ya-
nsının Ziraat Bankası tarafın-
dan satıcıya verileceğini kay-
detti.
Kamu işçilerinin toplusözleş-
me görüş.melerinin de kısa sü-
rede sonuçlanacağmı bildiren
Çiller, işçi ücret artışlannda enf-
lasyon oranında zam anlamına
gelen, "eşel-mobir sisteminin
uygulanması konusunda hükü-
merin uzlaştığını söyledi.
Meral de Çiller'le Bakanlar
Kurulu toplantısının ardından
yaptığı görüşmeden çıkarken
gazetecilerin sorulannı yanıt-
ladı. Görüşmenin olumlu geç-
tiğini belirten Meral, "Çok dü-
şük ücretler var. Bunları yu-
karı çekeceğiz. Ondan sonra
üzerine ilave edeceğiz" dedi.
Eşel-mobil sisteminin enflas-
yonun sıfır olduğu ülkelerde
kullanıldığını, çok nadiren de
ekonomisi çok sarsıntılı olan
yerlerde uygulandığinı belirten
Meral, "Llkemizde bu sistem
sendikacılığı zora sokar" dedi.
Eleman alımındaki kısıtlama yüzünden taşeron temizlik-bakım işçileri üretime kaydınlıyor
ISDEMIR'de üretim taserona emanet
HACER GEİVtlCt ÖZDEN
ADANA - Öz-Çelik İş Sendika-
sı tarafından "patlamaya hazır bir
bomba" olarak nıtelendirilen İS-
DEMİR "taserona emanet". 7
yıldırtasarruftedbirleri nedeniy-
le kadrolu işçi alamayan ISDE-
MtR'de, temizlik ve bakım hiz-
metlerinde kullanılmak üzere alı-
nan taşeron işçiler, üretime kay-
dınlıyor. Eleman alamadıklan için
taşeronla çalışmaya mecbur kal-
dıklannı belirten İSDEMÎR Ge-
nel Müdür Vekili Kemal Yıldı-
rım, "Zorunlu emekliliği dur-
durduğumuz halde kalifiye ele-
man sıkınlısı giderek artıyor.
Onların yerini taşeronla doldur-
mak mümkün değil. Ancak üre-
rimin devam etmesi için tasero-
na mecburuz" dedi.
Türkiye'de sıvı demir-çelik üre-
timinin yüzde 13.7'sinikarşılayan
Iskenderun Demir-Çelik Işletme-
leri (fSDEMlR), işçisi ile birlik-
te çürüyor. 1980 yılında toplam 16
bin 597 kişinin çahştığı tesisler-
de bugün sayı 8 bin 406'ya kadar
gerilemiş durumda. Üretiminde-
ki artışa rağmen kadronun sürek-
li erimesi sistemi tıkamaya başla-
yınca, kadrolu eleman alamayan
yönetim taserona başvurmuş. Bu-
gün sayılan 3 bine ulaşan taşeron
işçiler "yasalara aykın" olması-
na karşm üretimin her alanında
çalıştınlıyorlar. 30'a yakın firma
ile taşeron anlaşması yapan İS-
DEMIR, halen 9 bin 500 kişi ile
yapılması gereken üretimi 7 bin
123'ü kadrolu, 3 bini ise taşeron
Yıllar rtibariyle personel sayısı
Memur SözteşmeB Toplam
1980
1985
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1.576
4.440
560
547
504
543
491
91
70
45
37
1.035
1.066
1.047
990
924
1.307
1.234
14.976
13.924
12.929
12.358
10.992
10.639
9.247
8.122
7.429
16.597
15.401
14.504
13.971
12.543
12.172
10.662
9.520
8.733
1997* 69 1.214 7.123 8.406 '3J0ca*
işçi ile yürütüyor.
"Kadrolu bir işçinin maliye-
ti 79 milyon liraya çıkıyor. Ta-
şeron işçide ise maliyet 25-50
milyonda kalıyor" diyen Genel
Müdür Vekili Kemal Yıldınm,
"Biz işi ihale ederiz. Taşeron is-
ter 10 liraya, ister 20 bin liraya
yapsın. Bizi ilgilendirmiyor"
şeklinde konuşuyor. İşçi başına
160 lira saat ücreti anlaşması ya-
pan taşeron firmalann çoğu bu
rakamın yansı kadar işçiye para
ödüyorlar. Çelikhanede çalışan ve
taşeron firma tarafından ise alınan
bir işçi, üç yıldır aynı firma ile
çahştığı halde her sene giriş çıkış
yapılarak tazminat ve izin hakkı-
nın yandığını söylüyor. Ortalama
11 ile 14 milyon lira arasında üc-
ret alan taşeron işçilerin ağır sa-
nayi alanında çalışmasına Genel
Müdür Vekili Kemal Yıldınm'ın
yanıtı ise şöyle:
"Biz onlan kritik noktalar-
da çahştırmıyoruz. Aldıkları üc-
rete de karışamayız. Kanunlar
bu yetkiyi vermiş. Bizim taşeron
firmaya hiçbir şekilde müdaha-
lemiz olamaz."
Öte yandan ISDEMlR'deki per-
sonelin yaşı da tesisin işçilerle bir-
likte eskidiğini gösteriyor. Top-
lam 7 bin 123 işçiden sadece bin
132'si 40 yaşın altındayken geri-
ye kalan 5 bin 949 işçi ise 40 ya-
şm üzerinde ve çoğunun emekli-
liği gelmek üzere.
İSDEMİR Yönetim Kurulu
üyeleri önümüzdeki yıllarda ku-
rumun birdenbire boşalacağını ve
kalifiye eleman sıkıntısı içine dü-
şeceklerini belirterek "Burası
özelleştirilmeli, özelleştirilmese
de eleman alıp yetiştirilmesi ge-
rekir" diyorlar.
tŞÇİ SAĞLIĞI TEHLİKEDE - İSDEMİR çalışanları ağır sana-
yi işçisi olarak kabul edilmezken tesislerde çalışanlar çeşitli mes-
İek hastahkları ile karşı karşıya. Çeliğin üretilmesi sırasmda orta-
ya çıkan gaz ve metal parçacıklanna karşı hemen hiçbir önlem alın-
mıvor. Yönetim ise, bozulan havalandırmayı dahi işçilerin tamir et-
mesioi isrjyor.
YORUM
ÖZTtN AKGÜÇ
Merkez Bankası'nın
BağımsKZlığı
Fiyat artışlarının hızlandığı, merkez bankasının
temel işlevinin kamu kesimi finansman açığını
fonlama şeklini aldığı dönemlerde merkez banka-
sının bağımsızlığı gündeme gelir. Merkez banka-
sının bağımsızlığı ne demektir? Ötçüleri nelerdir?
Merkez bankası tümüyle bağımsız olmalı mıdır?
Bu soruların yanrtlarını ortaya koymaya çalışalım.
Merkez bankası bağımsızlığı, genel olarak si-
yasal iktidardan bağımsızlık, daha açık bir deyiş-
le hükümetin merkez bankası üstündeki etkisinin
azalması, merkez bankasının kamu kesimi borç-
lanma gereğıni karşılayan bir kurum halıne dönüş-
memesi şeklinde ele alınır. Merkez bankası bağım-
sızlığı daha çok enflasyonun denetim altında tu-
tulması için enflasyon korkusu ile savunulur. Fi-
yat istikrannın sağlanması, ekonomideki gelişme-
nin gerektirdiği ölçüde dolaşıma banknot çıkarıl-
ması, para arzının denetimi, merkez bankalarının
temel işlevleri olarak görülür.
SiyasaJ iktidarlann para arzını arttıncı istekleri,
özellikle kamu kesimi borçlanma gereğinin sü-
rekli olarak merkez bankası kaynaklanyla karşı-
lanması ve bu açıkların da özellikle faiz ödemesi,
personel giderlerinin karşılanması gibi üretken ol-
mayan, kalkınmayadönük olmayan nedenlerden
kaynaklanması, ekonomi üzerinde hem kaynak kul-
lanımında hem de fiyat istikrarı konusunda olum-
suzetkilerdoğurmaktadır. Merkez bankası bağım-
sızlığı bu olumsuz etkileri önlemek, en azından sı-
nıriamak için savunulmaktadır.
Merkez bankasının bağımsızlığı, iki açıdan, ya-
sal veya siyasal ve ekonomik açılardan irdelene-
bilir. Yasal veya polrtik bağımsızlık saptanırken, ban-
kanın yöneticilerinin hangi otorite tarafından atan-
dığı, bunların görev süreleri, görevlerinin sona eri-
şi, para politikasının yürutülmesine ilişkin karar-
lann hükümetin onayını gerektirip gerektirmediği
temel ölçütlerdir. Ekonomik açıdan merkez ban-
kasının bağımsızlığı değeriendirilirken, (i) banka-
nın kamuya açabileceği kredinin sınıriandırılıp, sı-
nırlandırılmadığına, (ii) devlet iç borçlanma senet-
lerini satın almasının yasaklanıp yasaklanmadığı-
na veya bu konuda birtavan saptanıp saptanma-
dığına, fıii) para politikası araçlannı (mevduat mun-
zam karşılığı, iskonto oranı vb.) ne ölçüde serbest-
çe kullanabildiğıne bakılır.
Dünya uygulaması, merkez bankaları göreceli
olarak bağımsız olan ülkelerde enflasyon oranı-
nın genelde daha düşük olduğunu göstermiştir.
Türkiye'de Merkez Bankası'nın yukarıda koyu-
lan ölçütlere (kriterlere) göre, yasal veya siyasal
açıdan bağımsız olduğu savunulamaz. Banka
meclisi, bankanın genel kurulunca seçilmektedir.
Ancak genel kurulda Hazine oy çokluğuna sahip
olduğundan, aslında banka meclisi üyeleri siyasi
otoritece atanmaktadır. Başkan da (guvernör)
banka meclisinin önerisi üzerine bakanlar kurulu
kararı ile atanmaktadır. Banka meclisi üyelerinin
görev süresi üç yıl olup, her yıl meclis üyelerinin
üçte biri yenilenmektedir. Süreleri biten üyeler ye-
niden seçilebilmekte, daha doğrusu atanabilmek-
tedir. Görülüyor ki banka meclisi üyelerinin ve
başkanın atanması, görev sürelerinin kısalığı ve ye-
niden seçilebilir veya atanabilir olmalan, TCMB'nin
siyasal bağımsızlığının olmadığını göstermektedir.
Yasal bağımsızlık için banka meclisi ve başkanın
seçim ve atamalannın siyasi otoritenin etkisi dı-
şına çıkarılması, görev sürelerinin uzatılması {ör-
neğin ABD Federal Reserve'de üyeler için görev
süresi 14 yıl) ve yeniden seçilme veya atanma
olanağının olmaması gerekir.
TCMB'nin ekonomik bağımsızlığına gelince,
bankanın Hazine'ye verebileceği kısa süreli avans,
banka ödeneklerinin belli bir oranı ile kısıtlamış-
tır. Geçen yıllarda yüzde 12.0 olarak uygulanan bu
oran, bu yıl yüzde 6.0, gelecek yıldan itibaren de
yüzde 3.0 olarak uygulanacaktır. Böytece TCMB'nin
Hazine'ye verebileceği avans ciddi biçimde kısıt-
lanmaktadır. Ancak banka, kamuya kısa süreli
avans vererek değil, kamu kâğıtlannı alarak fon-
lamaktadır. Bankanın portföyündeki kamu kâğıt-
lannın tutan zaman zaman kısa süreli avansı aş-
maktadır. önemli olan TCMB'nin alabileceği ka-
mu kâğıtlanna da, benzer bir kısıtlama getirmek-
tedir.
Kuşkusuz bir ekonomide para politikalannı hü-
kümetler saptar. Bu politikanın yürütücüsü de
merkez bankasıdır. Merkez bankaları para politi-
kasını yürütürken, siyasi otoritenin baskjsından uzak
olmalıdır. Yoksa TCMB'nin kur farklarından doğan
değerieme farkı bütçeye gelir yazılarak kâğıt üzerin-
de bütçe açığı kapatılmaya çalışılır.
TİM Başkanı Okan oğuz
'îhracat tıkanıyor'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Türkiye Ih-
racatçılar Meclisi (TfM)
Başkanı Okan Oğuz, ih-
racattaki gerilemenin ken-
dilerini de memnun etme-
diğini, ihracatm tıkanma
noktasına geldiğjni vıugu-
layarak, "Gümrük Yasa-
sı'nın, uyum yasalarının
bir an önce çıkarılması
gerekiyor" dedi.
Oğuz ve beraberindeki
heyet dün Devlet Bakanı
Ayfer Yılmaz'ı ziyaret
ederek, ihracaftaki sorun-
lar üzerinde konuştu. Yıl-
maz'ın açıklama yapmak
istememesi nedeniyle ba-
sına kapalı olan toplantı-
nın ardından gazetecilerin
sorulannı yanıtlayan Oğuz,
ihracatta düşüş başladıği-
nı söyledi.
Yılmaz'la görüşmele-
rinde "İhracatm Görü-
nümü 1995-1996" adlı ra-
poru sunduklannı ve so-
runlannı anlattıklannı be-
lirten Oğuz, şöyle konuş-
tu:
"Biz bugün ihracat ra-
kamından memnun deği-
liz. İhracat tıkanıyor. An-
cak önümüzde bir sürü
çelme var. Sayuı Bakan'a
bunları anlattık. Güm-
rük Yasası'nın bir an ön-
ce Meclis'ten geçirilme-
si gerekiyor. Gümrük bir-
liğine ilişkin tatsı/lıkların
ortadan kaldırılması,
uyum yasalarının çıka-
rılması gerekiyor. Ziraat
Bankası'nın Eximbank'a
açtığı kredinin geri alın-
masının yanlış olacağını
dile getirdik. Nitekim
durdurulmuş. Üçgen tra-
fiği, yani Avrupa Birli-
ği-Türkiye-üçüncü ülke-
lere ilişkin ticaretteki
mevzuat sıkıntılarımızı
anlattık."
Geçen yıl 20-25 milyar
dolar düzeyine ulaşan ih-
racat miktannın yeterli ol-
madığını söyleyen Oğuz,
görüşmede aynca, 2000-
2005 yıllanna kadar ihra-
catta beklenenleri anlat-
tıklannı belirtti.
TİM Başkanı Oğuz, dış
ticarette politik istikrann da
çok önemli olduğunu, dış
ticareti yüksek ülkelerde
siyasi istikrann da bulun-
duğunu söyledi.