Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 MART 1997 CUMA
HABERLER
YÖK'ü protesto eyleminden yargılanacak 433 öğrencinin aileleri endişeli
ıı davadan korkuyoruz'FİGEN ATALAY
"Dünva yerinden oynar, YÖK'ten bir
adam çıksa" diye sloganlar atarak bağır-
dılar. Bedelinı nasıl ödeyeceklen henüz
belli değil.
U
2911 savüı Toplantı ve Gösteri Yürü-
yüşleri Yasası'run 32. maddesinin 3. fık-
rası gereğince ve gösteri sırasında polise
mukavemette bulunduklan, cebir ve şid-
dct gösterdikleri, beş polis memurunu ya-
raladıklan" gerekçesıyle 5 yıla kadar ha-
pis cezası istemiyle yargılanmalannabu-
gûn başlanacak. Şimdı 433 öğrencinin
aiklerinin ve avukatlannın en büyük
korkusu, Manisa'daki öğrencilerin başı-
na gelenlerin. bu gençler için de yinelen-
mesi.
Öğrenci Aileleri ve Yakınlan Derneği
Ginşımi sözcüsü ve 433 öğrencinin 50
avukatından biri olan Gürsan Atar, 6 Ka-
sım 1996'dadüzenlenen YÖK'üprotes.-
to eylemine katılan 534 öğrencinin aynı
gün gözaltına alındığmı, ertesı gün sav-
cılığa çıkanldıktan sonra tamamının ser-
best bırakıldığını hatırlatarak başladı ko-
nuşmasına. Ve şöyle devam etti:
Ö ğ r e n c i a i l e l e r i ö r g ü t l e n d i
Onlar, uzun bır süredir üniversitedeki
tüm olay ve etkinlikierde
çocuklannın yanında yer alıyorlar.
Onlan korumak. yalnız birakmamak
için. Aslında bu, amaçlanndan
yalnızca bırisi. Isteklen. eğitimin
unsurlanndan biri olarak
anaokulundan üniversiteye uzanan
eğitim sürecine katkıda bulunmak.
Adlan şimdilik Öğrenci Aileleri ve
Yakınlan Derneği Girişimi.
23 martta düzenleyecekleri ve
herkese açık olan geniş katıhmlı
toplantıdan sonra yasal olarak
kurulacaklar. Girişimin sözcüleri
Mustafa Atalay ve Gürsan Atar,
amaçlannı şöyle anlattılar:
"Önemli hedeflerimizden birisi, ilgüi
sivil toplum kuruluşlarryla ortaklaşa
hareket ederek eğitimin her sürecine
kaülmak. thtisas komisyonlan
kurarak anaokulundan üniversiteyc
kadar her aşamayla ilgili raporiar,
öneriier haarlayarak kamuoyuna
sunmak istiyoruz. Üniversitede eğitim
ve bilim yapılmasuu istiyoruz. Her
türiü şiddete karşryız. Her tûriü
demokratik eylemden yanayız, ama
yerinin ve zamanının iyi seçilmesi
koşuluyla. Boykotu ise
onayiamıyonız. Çünkü biznn çjkış
nedenimiz, okullarda iyi bir eğitim ve
bilim zemini ohışturulmasun
sağtamak. Gençierimizi yalnız
bırakmayacağız, öğrentimize ve
öğretmenimize
dokundurtmayacağız.''
llgilenenler için dernek girişiminin
irtibat numarası 0212 243 33 25.
"Bu öğrencüer, her yıl 6 kasım tarihin-
de yapddıgı gibi geçen yıl da YÖK'ü pro-
testoetmek için basın açıkiaması yapmak
ya da bu açıklamayı izlemek üzere bir
araya gelmişlerdi.
Polisler. hiçbir uyanda bulunmadan
coplar ve köpeklerte öğrencilerin üzerine
saldırdüar. 102 öğrenci rapor alacak bi-
çimde yaralandı. Olaylarda yaralandığı
iddia ediien beş polis memurunun şikâ-
yeti üzerine bu öğrencflerden 433'ü hak-
kında dava açıkü.
Öğrencilerin hiçbirinin üzerinde taş,
sopa vb yoktu. Haznianan iddianamede,
bu öğrencilerin geçen ydlarda da tstan-
bul'daki bütün gösteri ve yürüyûşfere ka-
üldıkları. bir anlamda 'profesyonel gös-
terici' oldukian beiirtntvor.
Bu davadan çok korkuyoruz. Çünkü,
iddialarla ilgili hiçbir belge ya da delil
yok. Bir delil olsa bunu çürütmeye çalışı-
nz. Başka ülkelerde bir eylemden dolayı
yargılanan bir kişL, daha önce de aynı suç-
lardan yargdanmıs ve ceza da alnuş olsa
hâkim bunlan bilmez. Bütün bunlardan
dolayi korkuyoruz. Manisa'daki lise öğ-
rencflerinin ve TBMM'de pankart asan
öğrencilerin ceza almalan, kamuoyunda
ciddi tepkiler gördü. Bu tepkiler, bu du-
yarhhk, davadan önce gösterilmiş obay-
dı hâkim karar venneden önce herhaJde
bir ke/ daha düşünürdü.
Manisa'daki süreci tersine işletelim is-
tedik. Bu amaçla aileleri. eğitimin tüm
unsurianm, sivil toplum kuruluşlaruu,
meslek odalaruu, kısacası duyarlı herke-
si tepkilerini göstermeye ve öğrencUere
destek olmaya çağmyoruz. Öğrenci Aile-
leri ve Yakmlan Derneği Girişimi olarak
bugün saat 0930'da, îstanbul Adliyesi
önünde bu konuda bir basın açıkiaması
japacagH."
Duruşma, 433 ögrenciyi alacak salon
bulunmaması nedeniyle 80'er kişilik
gruplar halinde beş güne bölündü. Bu-
nun yargılama hukukuna aykın olduğu-
nu belirten Gürsan Atar, bu duruma iti-
raz edeceklerini söyledi. Atar aynca,
Errmiyet Müdürlüğü'nün Îstanbul Vali-
liği kanalıyla üniversite rektörlüklerine
gönderdiği yazı sonucunda, üniversite
yönetimlerince bu öğrencilerin çoğun-
İuğu hakkında soruşturma başlatıldığinı
dabelirtti.
EĞİTİM FAKÜLTELERİ
14 yıllık
sistem
değişiyorMERİH AK
tZMÎR- Öğretmen yetiş-
tiren eğitim fakültelen ka-
buk defişimine hazırlanı-
yor " Eğitim fakültelerinin
yeniden organizasyonu" adı
altında yapılan çahşmalara
göre yaklaşık 14 yıldır uy-
gulanan sistem tamamen
değişiyor. Eğitimcıler, sis-
tem değişikliğine kuşkuyla
yaklaşırken. "Yıkılanbirşe-
yinyerine bugüne kadar hiç-
bir zaman iyisi knruİMBMk.
Buyüzden çekiniyorûz" gö-
rüşündeler.
Üniversıtelerde köklüre-
formlara gidemeyen YÖK,
eğitim fakültelerinin yapısı-
nı değiştiriyor. Kıbns'ta ya-
pılan rektörlertoplantısında
konunun ele ahnmasınm ar-
dından çalışmalara başlan-
dığı bildirildi.
Dokuz Eylül Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Fethi Idi-
man, eğitim fakültelerinın
kalkmadığını. sadece yeni-
den organizasyonunun ger-
çekleştiğini söyledi. Geçen
yıl bu konuda çalışmalann
başladığını ve son 7 aydır
çalışmalann yoğunlaştınl-
dığını bildiren Idiman,
"Hem Mitti Eğitim Bakanb-
ğı çerçevesinde hem YÖK
çerçevesinde uluslararası bir
projenin geltştirilmesidir bu
olay. Bu projeye göre eğitim
fakültelerinin reorganizas-
yonu düşünülüyor. Bu konu
toplantıda ciddi bir biçimde
ele alındı. Temel doğrular,
ortak noktalar saptamlı. De-
tay, ay nntıda bazı eksikler,
düzeltilmesi gereken nokta-
lar var. Bunlann çalışması
sürüyor" dedi.
Yeni organizasyonda iki
temel öğretmen yetiştirme
yönteminin olacağını bildi-
ren Prof. Dr. İdiman. şunla-
n söyledi: "Birincisi. eğitim
fakültelerinde temel öğreti-
me yönelik öğretmen yetişti-
rilecek. İkincisi de liseöğret-
meni yetiştirilecek. Temel
öğretim için yetişecek ögret-
mtnlcr. 4 yıllık bir öğretim-
den sonra göreve başlaya-
caklar. Lise öğretmenleri ise
5^ >ılhk öğretimden sonra
başlayacaklar. Bakanlığın
fen fakültelerine oğretmen-
lik yetkisi vermesiyle iki öğ-
retmen yetiştiren kurum
oluştu. Fen fakülteierindeki
eğitim. bilim ağıriıklı. Eği-
tim fakülteleri bilimin nasıl
öğretileceği konusunu öğre-
tir. Bilimin öğretilnu'si konu-
sunda \etkin olan. bu konu-
ya-kMdi gönlünü vermiş,ça-
îışmalar yapnıış arkadaşlar,
eğitim fakiiltesi bünyesinde
toplanacaklar. Ama bilim
yapmak isteyenier fen fakül-
telerinde eğitimlerini sürdü-
recekkr. Bütün ola\ bu."
Prof. Dr. ldiman'ın özet-
lediği gelişme üniversitlerde
tepkilere neden oldu. Eği-
tim fakültesi öğretim üyele-
ri, bu aşamada çekingen
davranıyor. "Yıkılan, bozu-
lan hiçbir seyin yerine iyisi-
ni koyamadık. Öğretmen
okullannu öğretmen liseleri-
ni kaldırdık. Nerine gelenk-
rigöriijoruz'diyen öğretim
üyeleri şu görüşleri sa\ unu-
yorlar: "Yeni bir yapdanma
söz konusu öğretmen yetiş-
tirme konusunda. (öğret-
men olmak isteyenier 4+1^
yıl eğitim görecekler. Branş
eğitimi gören, buraya gele-
cek 1.5 yıl da eğitim pedago-
jisi alacak. Sonra da öğret-
men olacak. Bu, öğretmen
yetiştirmek içinçokuzun bir
süre. Oğretmenliğe çok ta-
lep yok zaten. Geliri daha
çok alt düzeydeki insanlar
geliyor genelde. Bunlan 5.5
yılda öğretmen yapıp gön-
dermek zor olacak. Bu ara-
da rehbertik \e psikolojik
danışmanlık anabilim dalı
kaldırılı>or. İran'da Rafsan-
canı deiik olarak bubolümü
kaldırmışh. Çünkü bu bö-
lüm insanlan düşündürme-
ye yöneltiy or, onlara yol gös-
teriyor. Şu anda açık ve net
bir sey yok. Gefişmeleri sa-
dece izfivoruz."
Doçentlik sınavı
1-15 haziranda
îstanbul Haber Servisi -
Üniversıteler Arası (Curul,
çok sayıda doçent adayını
sevindırdı. Üniversiteler
Arası Kurul. 6-7 mart ta-
rihlerinde Kuzey Kıbns
Türk Cumhuriyeti'nde
yaptığı toplantıda, daha ön-
ce 1-15 nisan tarihleri ara-
sında yapılan doçentlik
başvurulannın mayıstaki
Kamu Personeli Yabancı
Dil Sınavı'nın (KPDS) ar-
dından 1-15 haziran tarih-
leri arasında yapılmasını
kararlaştırdı.
Doçent adaylannm mağ-
dunyetine neden olan uy-
gulamayı, Üniversiteler
Arası Kurul toplantısında
ele aldıklannı belirten Üni-
versiteler Arası Kurul Baş-
kanı ve Fırat Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Eyüp İs-
bir, u
Doçentlik Sınav Yö-
netmeliğir
nin 5. maddesin-
de yer alanbaşvuru tarihin-
de yaptıklan değişiklikle
adaylann mağduriyetinin
gıderildiğini söyledi. lsbir,
Universiteler Arası Kurul
kararlannm, yazım işlemi-
nin tamamlanmasının ar-
dından kamuoyuna duyu-
rulacağını belirtti.
Kurul, Kamu Personeli
Yabancı Dil Smavı'tun ma-
yısta, daha önce 1-15 nisan
tarihleri arasında yapılan
doçentlik sınavlannın da 1 -
15 haziran arasında yapıl-
masını kararlaştırarak
adaylann mağduriyetini
önledi.
Mayıstaki dil sınavmı
kazanan doçent adaylan,
doçentlik başvurulannı
yapmak için bir sonraki yı-
hn nisan ayını beklemek
zorunda kalıyordu.
DGMSavcısı'na irtica karikatüründen ödül
İstanbul Haber Servisi - Adalet Bakanı Şevket
Kazan'ın Siyaset Meydam'nda yaptığı
konuşma nedeniyle hakkında soruşturma
başlattığı îstanbul DGM Savcısı Mete
Göktürk, çizdiği "iroca" konulu karikatür
nedeniyle, Esenyurt Belediyesi'nin düzenlediğı
yanşmada ikincilik mansiyon ödülüne layık
görüldü. Esen>Tjrt Belediyesi ile Karikatür
dergisinin, 1930'da Menemen'de yobazlar
tarafindan öldürülen Teğmen Kubilay ile 1995
yılında yıne bir yobaz tarafindan öldürülen
Gümüşhane Baro Başkanı Ali Günday 'ın
anısına düzenlediği karikatür yanşmasının
ödülleri, Esenyurt Belediyesi'nde düzenlenen
bir kokteylle sahiplerine venldi. Esenyurt
Belediye Başkanı Gürbüz Çapsn, ödül
töreninde yaptığı konuşmada. şeriat yanlılan
ile cumhuriyet yanlılan arasında bir mücadele
yaşandığını belirterek. ''Cumhuriyete katkıda
bulunanlara destek vermek istedik" dedi.
Çapan. yanşmanın her yıl düzenleneceğini de
sözlerine ekledi. 400 karikatüristin 820 eserle
katıldıgı yarısmada birinciliği, şeriatı anlatan
karikatürü ife Şend Yeşflotkazandı. ikincilik
ödülünü ise Ah Şur kazanırken, üçüncülük
ödülünü Mustafa Bilgin aldı. Birinci
mansiyonu Hicabi Demirci alırken. atv'de
yayımlanan Siyaset Meydanı programında
yaptığı konuşma nedeniyle Adalet Bakanı
Şevket Kazan'ın, hakkında soruşturma
başlattığı îstanbul DGM Savcısı Mete Göktürk,
irticayı anlatan karikatürü ile ikincilik
mansiyonunu kazandı. Üçüncülük mansiyonu
ise Arman Turgufun karikatürüne verildi.
Gürbüz Çapan. Semih Balcıoğlu, Mustafa
Eremektar, Mengü ErteL Ali Urvi Ersoy,
Cumhur Gazmglu. Eralp Ozgen, Metin Peker,
Turhan Sdçuk ve İlhan Selçuk'tan oluşan
seçici kurulun değerlendirdiği eserler, bir
albümde toplanacak ve katıhmcılara
gönderilecek. Törende aynca, birinciye 120
milyon, ikinciye 80 milyon, üçüncüye 60
milyon; mansiyonlara ise 40'ar milyon lira para
ödülü verildi.
Milli park olacakken tatil köyü izni verilen doğal cennet için kurtarma kampanyası
Kelebek Vadisi'nde büyük direniş
OKTAY EKtN'Ct
Orman Bakanlığfnm tatil köyü
kurulması amacıyla yatınm izin ver-
diği Fethiye'nin Faralya Köyü'ne
bağlı Gemile Koyu'nu ve aynı yöre-
dekı ürüü Kelebek Vadisi'ni betonlaş-
ma tehlikesınden kurtarmak için çok
yönlü bir kampanya başlatıldı.
Kırsal ÇevTe ve Ormancılık So-
runlan Araştırma Derneği Başkanı
Doç. Dr. Yücel Çağlar ile duyarlı bir
yurttaş sıfatıyla Mürüvvet Ozsöyler
tarafindan idare mahkemesinde açı-
lan davada tatil köyü için verilen ön
izin ve bakanlık onaylannın iptali is-
tenirken, Bodrum Gönüllüler Der-
neği adına Saynur Gelendost ve yir-
miye yakın çe\Teci kunıluşun örgüt-
ledikleri imza kampanyasmda da
tahsis işlemi ve projenin durdurul-
ması isteniyor. Çevre dernekleri ve
gönüllü gruplar aynca 16 Mart 1997
Pazar günü de Faralya"da ve Kelebek
Vadisi'nde toplanarak "Doğayı ra-
hat bırakın" sloganıyla eylem yapa-
Türkiye'de ilk kez 1980'li yıllarda
• Çevre dernekleri ve gönüllü gruplar 16 Mart 1997
Pazar günü Faralya'da ve Kelebek Vadisi'nde toplanarak
"Doğayı rahat bırakın" slogamyla
eylem yapacaklar...
başlatılan ve yoğun tepkiler üzerine
199O'lı yıllarda pek uygulanmayan
"lurizm amaçb orman tahsisleri" son
zamanlarda yeniden gündeme geli-
yor. Bunlar arasında çevreye duyar-
lı kesimlen deyim yerindeyse "çfle-
den çıkaran" tahsis ise Fethiye'nin
güneyindeki Gemile Koyu'nda 49
yıllık kiralamayla ön izin verilen "70
dönümlük" orman arazısi.
Mega Turizm Ltd. Şti. adlı bir fır-
ma tarafindan gerçekleştirilmek iste-
nen_600 yataklı tatilköyü tnşaatı, ün-
lü Ölüdeniz'e 16 km uzaklıkta göz-
den ırak bir doğa cenneti olarak ta-
nımlanan Kelebek Vadisi'ni de doğ-
rudan tehdit ediyor. Aynı zamanda
"SİT alanı" olanve "kesif ormankk"
bir bölge özelliği taşımasının yanı
sıra zengin bitki örtüsüne de sahtp
bulunan böylesi biryörenin "yapılaş-
maya açüamayacağmı" belirten çev-
reci kuruluşlar, tatil köyü için izin
verilen alanın diğer niteliklerini im-
za kampanyası dilekçelerinde şöyle
özetliyorlan "Aynca Gemile Kum-
sah'nda denizkaplumbağalan (caret-
ta carertalar) yumurtlamakta, tayv
daki mağaralarda akdenizfoku (mo-
nascus monascus) görülmekte, kunv
saldan dağlara doğru uzanan Kabak
Vadisi ve yamaçlannda ise ceylan,
dağ keçisi, kızd tilki, şahin ve karta-
hn yanı sıra Kelebekler Vadisi'nde
bulunan kaplankelebeği (jessey ti-
ger) de yaşamaktadır. Kaldı ki bu koy,
tarihsei bir geçmişe de sahip olup, ki-
ralanan ormanhk arazinin içinde an-
tik mezarlar da buhnunaktadıru."
Acaba, böylesine zengin bir doğal
ve kültürel mirasm, başka herhangi
bir yerde de kurulabilecek tatil köyü
projelerine kurban edilmesi "hangi
yasaya" uygundur?
Bu sorunun yanıtını da Yücel
Çağlar ve Mürüvvet Ozsöyler'in ida-
re mahkemesine verdikleri "dava di-
lekçelerinde'' bulmak mümkün. Ko-
ruma Kurulu'nca StT kararlanna ko-
nu olmuş, dahası Orman Bakanlı-
ğı'na bağlı MiOi Parklar Genel Mü-
dürlüğü'nce bile "TabiatParta" açı-
sından incelenmeye başlanmış bu eş-
siz doğa parçasının yapılaşma ama-
cıyla kiraya verilmesinin; "Anayasa-
nın 169. maddesine; Orman Bakan-
lığı Yasası'na, Çevre Yasasma, Koru-
ma Yasası'na. tmarYasası'na ve ulus-
lararası çevre sözlesmelerine aykın
olduğu" vurgulanan dava dilekçesın-
de, projenin, örneğin su ihtiyacından
kaynaklanacak bir sakmcası da şöy-
le özetleniyor w
Bölgedesukrttır.Bu
nedenle yatınmcılar vadinin dibin-
deki şelaieleri su kaynağı olarak gör-
mektedirier.Ancak bu şelaleler de İz-
mir 2 Numarah Koruma Kurulu'nca
25.12.19% tarih ve 6361 saydı karar-
la 1. derece doğal SİT kapsamında
korumaya alındığmdan, tatil köyüne
su kaynağı olamazlar—"
'Manisalı gençler' davası Yargıtay'da
NECATtAYGIN
İZMİR - "Manisah gençler dava-
sı"nda karann savunma kanıtlan
toplanmadan verildiği belirtilerek
Yargıtay'a başvuruldu. Gençlenn
avukatlan PeHn Erda ve Sema Pek-
daş Yargıtay'a baş\oıru dilekçelenn-
de, Izmir DGM'nin, işkenceci polis-
ler hakkındaki dava sonucunu bek-
lemeden karar verdiğini, bunun da
hukuka aykın olduğunu savundular.
Sanıklann avukatlan Pelin Erda
ve Sema Pekdaş. Izmir DGM'nin
müvekkillerine verdiği hapis ceza-
lannın hukuka aykın olduğunu, bu
nedenle Yargıtay'a basvurarak tem-
yiz ettiklerini açıkladılar. Erda ve
Pekdaş, Yargıtay'a başvuru dilekçe-
lerinde şu görüşlere yer verdiler:
" Bu dosyanm sanıklan 11 gün bo-
yunca Manisa Emniyet Müdüriüğü
terörie Mücadele Şube Müdüriü-
ğü'nce gözaltında lutulmuşlardır.
Gözaltında bulunduklan bu sürede,
kendilerine yoğun işkence yapılmış-
tır. Bu nedenle terörie mücadele şu-
besinde görevli 10 polis hakkında
Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nin
1996/128esas sayuı dosyayla görülen
kamu da\ası açılmış ve poKslerin iş-
kenceden dolayi yargılaması başla-
nuştır. Bu davanın, davamızda hük-
me esas alınan emniyet ifadelerinin
hukuka uygunluğu ve geçertiüğiyle
doğrudan ilişkisi olduğundan bek-
letici mesele' yapılması gerekirdi.
Ancak mahkeme bu taleplerimizi
reddederek hüküm tesis etme yolu-
na gitmiştir.
n
Avukat Pelin Erda ve Sema Pek-
daş, yargılama sırasında, müvekkil-
leri lehine mahkemeye sunduklan
belgelerin dikkatte ahnmadığını,
karann polis tutanaklanna dayanıla-
rak verildiğini belirttiler. Erda ve
Pekdaş temyiz başyurulannın son
bölümünde ise şöyle dediler:
"Karara baknğunızda müvekkfl-
ler açısından duruşnıa asamasında-
ki beyanlar hiçbir şekilde hükme e-
sas alınmamış olup sa\ unma delille-
ri dahi gerekçesiz rvddedilmiştir. Bu
koşullar altında verilen karann ce-
za yargdamasının amacına uygun
ohnadığı. adil olmadığı ve toplumda
adalete olan inancı zedeleyecek öl-
çüde objektiflikten uzak olduğu or-
tadadır. Bu nedenlerie karann ge-
rek usul hükümlerine aykın, gerek-
se esas yönünden hukuka aykın ol-
ması nedeniyle bozulmasuıa karar
verilmesini savın baskanlığuuzdan
talep etmekteyiz."
ANKARA... ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Ekran Karşısında
Yıllarca önce ABD'ye gittim. New York'ta mimar Ay-
la Karacabey'in evinde kaldım birkaç gün. New York
Savcı Yardımcısı John Chatfield'le evii o zaman. tki-
si de Harvard'da okumuş hoş bir kan-koca. Evde TV
var ama yatak odasında duruyor, yalnız haberleri izle-
mek için açıyorlar. Oysa VVashington'da yaşam, TV
çevresinde evierde. Amerikalı bir arkadaşım boynuma
sanlıp dert yandı:
- Söyleşiyi unuttuk artık, Washington'a döneli ek-
randa yaşıyoruz. TV masalannda yemek yiyoruz, bu
kara kutuya saplanmtş durumdayız.
Neredeyse otuz yıl geçti aradan, ABD'liler ne durum-
da bilmem, ama iükemizde de benzer bir durum. Her-
kes ekran başında ve neler izliyor! Aslında çok şey iz-
lemiyor. Yalan Rüzgân, Cesur ve Güzel ya da Brezilya
yapffnı diziler de geride kaldı, başka diziler yerleşti ek-
rana Acı ama gerçek. Kanlı olayiar, trafik kazalan, soy-
gunlar da dizi niteliğinde uzun süredir. Olay gelişmi-
yor, geriye gidiyor kimi zaman. Dahası belli görüntü-
ler değişmeden kaç kez gösteriliyor. Fadime Şahin'i
kaç kez izledik ve dinledik değil mi? Parmağını kesen
akıl hastası da kaç kez yer aldı ekranda! Kimi zaman
suyu çıkıyor olaylann. Haber mi dinliyor, oyun mu izli-
yor şaşınyor insan. Kimi haberciler sahnede oynar gi-
bi. Türkçemiz de neler yitiriyor özünden, güzelliğin-
den? Kimi akşamlar ekrandan kaçıyorum. Konsere,
operaya, tiyatroya gidiyorum ya da bir dost sofrasın-
dasoyleşiye dalıyorum. Ancak açıklamak zorundayım,
eve dönünce düğmeyi çeviriyorum yine. Bir açıkotu-
rumu yakalıyorum, gece yansını geçiyor, sabaha dö-
nüyor saatler; kimi programlar inadına geç yayımlanır
gibi, üstelik birbiriyle çakışıyor, kanallar arasında hız-
la dolaşıyor; bir o programa, bir ötekine, güneşi se-
lamlıyorum kimi zaman! Yeni bir sabaha uyanıyor ül-
kemiz, ekrandaki görüntüleri yaşıyor yeniden. Yeni
olaylar, yeni cinayetled
Kimi okurianm, ekranlarda RP'lilerin de tırmandığı-
nı öne sürüyor. RP'li sözcülere çok yer ve zaman ve-
rilmesini eleştiriyor. Haklı bir eleştiri bence. önemsiz
bir olay abartılıyor, ekranlar gereksiz görüntülerle ka-
ranyor kimi zaman. RP'li bir başkan yardımcısının yaz-
dığı şiirin haberler arasında yer almasına mesleğimiz
açısından yorum bulamıyorum doğrusu. Ülkemizin
gündeminde bu şiir özentisine yer var mı acaba? Si-
lahlı Kuvvetler'i politikanın içine çekmek için yoğun bir
çaba gösteriyor belli çevreler. Bu çabalan boşa Ç'kar-
mak hepimizin görevi bence. Yanıt vererek, tepki gös-
tererek olumsuz diyaloglar oluştunmaktan kaçınmalı-
yız. Milli Güvenlik Kurulu bildirisi, duyarlığını yitiren
çevreleri uyaran yeterli bir belge. O belgenin yaşama
geçmesi bekleniyor şimdi. Yalnız MeclisHen değil, tüm
kuruluşlardan, özellikle yargıdan, görevi doğruİtusun-
da davranış bekleniyor. Belli yasalann uygulanması,
uygulamayanlann kamuoyuna tanıtılması isteniyor.
Milli Güvenlik Kurulu karariannı esneterek değil, ger-
çek çizgisiyle değerlendirmek; yozlaştırma, zaman ka-
zanma eğilımlerine ödün vermemek gerekiyor. De-
mokratik tıkanıklığı aşmak ıçın başka yol, başka çö-
züm yok!
Erken seçim RP'yi güçlendirir görüşü de tartışma-
ya değer bir konu bence. RP'yi seçmenleri de iyi ta-
nıyor giderek. Demokratik sol söylemlerle oy alarak ne-
reye geldiklerini açık-seçik görüyor! Yeni bir seçimde
oylar yer değiştirebilir. Merkez sağ ve sosyal demok-
rat partiler, yandaşlannın beklentilerine yanıt veren po-
litikalara, dahası birlikteliğe yönelerek RP'yi siyasal
yelpazedeki gerçek konumunayeriestirebilir. Kimi par-
tilerin tepesinde hâlâ kavak yetleri esiyor, ama tafearH
lan etkileyemiyor artk. Genel başkanlannı da gerçek
çizgileriyle tanıyor tabandakiler. Nereden nereye gel-
diklerini, hangi ödünlerle ülkemizi ve demokrasimizi
nereye getirdiklerini biliyor.
Buradan öteye gidecek bir yolculuk gerekiyor artık.
Çankaya tepesinde, Atatürk'ün mekânında, Mec-
lis'te, komisyonda, mahkemede, okulda, üniversite-
de, köyde, kentte, her yerde, her uğraşta cumhuriye-
timizin ilkejerinden ödün vermeden yaşamak gereki-
yor. Ayn düşüncelere karşın yan yana, banş içinde, öz-
gürce yaşamanın başka yolu yok. Tarihimizi de, coğ-
rafyamızı da daha iyi tanır; Avrupa'da mıyız, Asya'da
mı sorusuna takılmayız o zaman. Şaşkınlık, Atatürk
devrimlerini yozlaştırma çabalanndan kaynaklanıyor
değil mi? O devrimler çağdaş Batı uygarlığına ulaşma-
yı amaçlarken çağdışı girişimler başlıyor ülkemizde!
Aydınlığa değil, karanlığa yöneltmek çabalan yoğun-
laşıyor. Camiler yapılıyor beş saatte bir, başörtülü
imamlar, hatipler yetişiyor liselerde. Üniversiteler de
açılıyor, kamu sektörüne de onlar yerleşiyor sonra.
Uzun ince bir yolda ileriiyoriar. Şeriat düzenini kurma-
ya çabalıyoriar. Bu çaba boşa elbet. Cumhuriyet ço-
cuklan boşa çıkaracak bu çabayı. ödün verenlere dur
diyerek, tepkisini belirterek, Atatürk devrimlerini aşın-
dırma çabalannı çağdaş çabalarla gerileterek. Yeni bir
yüzyıla girerken yeni yorumlar, yeni boyutlar kazanma-
lı Atatürk devrimleri. Burada CHP'ye de belli göreyler
düşüyor bence. Laiklik karşıtı davranışlara, tarihine
yaraşır bir direnme gösteriyor, ekranlarda olumlu bir
izlem kazanıyor, ama att oku yeni bir yorumla yaşa-
ma geçirme yolunda hayli yavaş. Oysa yeni bir hız, ye-
ni bir soluk gerekiyor. Ekranlarda sergilenen politika,
tutariı da olsa umut üretmeye yetmiyor. Bir dakika ka-
ranlık, sürekli aydınlık yolunda yeni adımlar. Sözlerle
değil, davranışlaria.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/Başı insan. göv-
desi yılan biçimin-
de efsane\i cana-
var. 2/ Satrançta
bir değerlendirme
ve klasman sıste-
mi... Acı portakal
esansı ve kınakına
özütü içeren soda
tipi.3/Dokubilim.
4/ Esnek ve ince
uzun metal çu-
buk... Hava ya da
gaz akımlan oluş-
turmakta kullanı-
lan aygıt. 5/ Güney Ye-
men'inbaşkenti... "Dünya
bir yol gider, han gi-
der" (Karacaoğlan). 6/Bir-
birine sıkı biçimde bağla- 3
narak kararlı bir bütün 4
oluşturan ve tek bir birim
gibi davranan atom grubu.
7/Yabancı...Uğursuz...Bir
cetvel türü. 8/ Geciktiril-
miş ödemeler için kullanı-
lan sözcük. 9/ Paylama...
Arp'ın atası olduğu sanı-
lan. Doğu'ya özgü telli calgı.
YUKAMDAN AŞAĞIYA:
1/Hükümdarlann niteliklerini ve üstünbaşanlannı anlatan,
mesnevi biçimde yazılmış şiır. 11 Orhan Hançerlioglu'nun
bir romanı... Kesilmiş sütten yapılan çökelek. 3/ Özellikle
gençlere ucuz geceleme ve konaklama olanağı sağlayan ba-
nnak... Radyumun simgesi. 4/Ölü yıkanan kerevet. 5/Uzun
omuz atkısı... Küçük körfez. 6/"Yapmacıklı davranış... Bal
peteğini oluşturan aln köşeli gözeneklerden her biri. 7/ Sıt-
ma mikrobumı aşılayan sivrisinek... Bir nota. 8/ Recaizade
MahmutEkrem'm, genç yaşta yitirdıği ve acısına en güzel
şıirlerini yazdığı oğlunun adı... insan vücudunun dış yüzü.
9/ Sözün gelişiyle, gerçek anlamlann dışmda bir kavrama
deginme sanatı.