27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetrnenr Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet Çetinkaya 9 Yazıişlerı Müdürleri. Ibrahim Yddız, Din<; Tayanç (Sorumlu) # Haber Merkezı Mudüni Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Damşoğlu • tstihbarat Cengiz Yıldınm # Kültür Handan Şenköken, • Spor Abdülkadir Yücelman • Makaleler Sami Karaören 0 Düzeltme: Abdullah YazKi • Fotoğraf: Erdoğan Köseoğln • Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlcn: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: tOum Sdçnfc(Başkan), Orhan Erinç, Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinki)a, Şüknn Soner, t Yüdız. Orhan Barsalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. AnkaıaTemsılcısı: Mustafa Ralba) • HaberMüduru: Doğan AIUB Atatürk Bulvan No- 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat). Faks: 4195027 • lzmır Temsılcısı StrdarKmk,H.Zr«iBr. 1352 S 23Tel 4411220. Faks. 4419U7 • AdanaTemsılc\sv. Çetin Yiğenoglıı, tnöniiCd. 119 S No:lKat:l,Tel:363 12 11,Faks 363 12 15 Koonünator. Ahmet Koruban # Muhasebe BüJent Yener # Idare Hüseyin Gürer • İşletme Önder Çelik • Bılgı-Işlem. NaU İnal # Bılgısayar Sistem: Mürüvet ÇUer MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Müdûr Gülbin Krduran • Koordınator Reha Ipdnan # Genel Müdûr Yardımcısr Mine Akdag Tel 514 07 53 - 51395 80-513 8460-61,Faks'5138463 Yayımlayan ve Basan: Yenı Gun Haber Ajaroı, Basın ve Ya>ıncılık A Ş. Tufkocağı Cad 3941 Cagaloğlu 34334 tst PK 246 Istanbul Tel |O'212| 512 05 05 (20 hat) Faks (0'212) 513 85 95 14MART1997 tmsak: 4.45 Güneş:6.U Öğle: 12.21 tkindi: 15.37 Akşam: 18.16 Yatsr. 19.36 Sağlık Haftası nedeniyle düzenlenen etkinliklerde hekimler demokrasiye ve laikliğe sahip çıkacaklannı vurguladılar Doktorlarm temel sorunu esitsizlil Chanel'den sımsıcak bir kış • Haber Merkezi - Chanerin Paris'te düzenlediği sonbahar-kış koleksiyonu, sıcak renkleri ile büyük beğenı topladı. Ünlü tasanmcı Karl Lagerfeld tarafından yaratılan elbiseier arasında Iskoçyalı manken Stella Tennant'ın sunduğu siyah üzerine kırmızı çiçeklerle süslü gece elbisesi, defilenin en çok ilgi çeken parçasıydı. Şok Radyo'ya kapatma • Haber Merkezi - Mersın"ın yerel radyo ' kanallanndan Şok Radyo, RTÜK. kararlan doğrultusunda bir ay siireylç yayın yapamayacak. 99.9 FM kanalından yayınlannı sürdüren kanal, dün gece saat 24.00"te kapatıldı. Radyo çalışanlan yaptıklan açıklamada amaçlannın halka doğru haber iletmek olduğunu vurgulayarak şunlan kaydettiler: "RTÜK radyomuza kapatma karannı haber programlanmızı gerekçe göstererek verdi. Yani, diyorlarki "yaşama seyirci kalırsanız yayın yapma şansınız var. Eğer bir yerlere çomak sokarsanız kapatılırsınız. "Ama bizler yaşama seyirci kalmayacağız." Prof. Dr. Gökçe YÖK üyesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Prof. Dr. Mehmet Said Yazıcıoğlu'nun görev süresinin 16 şubatta dolmasıyla boşalan YÖK iheliğine Mımar Sinan Üni\ersıtesı öğretim üyesi Prof. Dr. Gündüz Gökçe seçildi. Talihsiz çocıık • NEVV YORK (AA) - San Fransıscolu 14 aylık küçük Tracy Worina, 'dünyanm en şanssız çocuğu" ilan edildi. Tracy'nin 38 yaştndaki borsa bankeri babası, h&eğinin 2 ayhkken Hong Kong"da kaldınma çıkarak 6 kşiyi ezen 10 tonluk kımyonun çarpması sonucu annesiyle birlikte hastanelik cduğunu anlattı. Hong Kong'daki evlerinde çıkan }ingında bakıcısıyla birlikte i;eride kalan Tracy'nin, rfaiyeciler tarafından alevler ?asından çıkanldığını Uydeden baba Worina, Tracy'nin bir piknik s rasında. çevredeki i.ftlıklerden kaçan bir »ğanın saldınsına .gradığını ve iki bacağının nrden kınldığını belirtti. ^lalezya'da da iki gangsterin tüçük Tracy'yı açırdıklanm, ancak îtedikleri fidyeyi Jamayacaklannı anlayınca ir köprüden nehre atarak laçtıklannı anlatan Andrew Vonna. çocuğun ırmakta •oğulmaktan son anda •Airtanldığım bildirdi. ANKARA / tSTANBUL (Cumhuriyet) - Çalışma koşullan ve yıllık gelirde Avrupah meslektaşlannın çok gerisinde kalan Türk he- kimlerinin en temel sorununun eşitsizlik ol- duğunu belirtildi. 14 Mart Tıp Bayramı ne- deniyle düzenledikleri etkinliklerde sorun- lannı dile getiren hekimler; bağımsızhğa, demokrasiye, sosyal hukuk devleti ilkeleri- ne ve laikliğe sahip çıkacaklannı da vurgu- ladılar. Hekimler bu inançla bugün tstan- bul'da Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde, Ankara'da da Yüksel Caddesi'nde biraraya gelecekler. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Kon- seyi üyesi Dr. Ata Soyer tarafından hazırla- nan raporda hekimlerin "şamar oğlanı"na dönüştürüldüğü belirtilirken insan haklan ihlallerini saptayarak kaydeden hekimlerin baskı altında tutulduklanna işaret edildi. Toplu sözleşme hakkı lstatistiklere gıren, Türkıye dışında. bütün Avrupa ülkelerinde hekimlerin toplusözleş- me hakkı olduğu vurgulanan raporda tıp mes- leğinın en temel sorununun eşitsizlik oldu- ğu belirtilerek özetle şu bulgulara yer veril- di: • Eşitsizlik özel sağlık sektöründe tıp fa- kültelerinde, eğıtim hastanelerinde özel ko- numa sahip hekimlerle diğerleri; muayene sa- hibi uzman hekimler ile pratisyen hekımler, eski hekimlerle yeni mezun genç hekimler • Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Ata Soyer tarafından hazırlanan raporda hekimlerin "şamar oğlanı"na dönüştürüldüğü belirtilirken insan haklan ihlallerini saptayarak kaydeden hekimlerin baskı altında tutulduklanna işaret edildi. ridir. • Hekimler son 10-15 yıldır hiçbir yatın- mın yapılmadığı yataklı tedavi kurumlann- da, polikliniklerde 100-150 hastaya bakmaL 2-3 kişilik odalarda 8-10 kişi yatan hastala- n tedavi etmek, bozuk-eski tıbbi cihazlarla teşhis koymak zorundadır. • Hekimler giderek daha ciddi baskılar altında çalışmak zonında bırakılmaktadır. Hekimler faıli meçhul cinayetlere kurban gitmekte, Dr. Mehmet Emin Ayhan ile baş- layan faili meçhul cınayetler, henüz aydın- latılmamıştır. Hekimler, Türkiye'deki sılah- lı çanşmaortamı nedeniyle mesleklerini yap- tıklan gerekçesiyle baskıya ugramakta. yar- gılanmakta ve ceza almaktadıriar. Türkiye'de son 15-16 yıldır salgına dönüşen 'insan hak- lan ihlaDeri"nı saptadıklannda da hak ihlal edenlerin hedefi olmakta, baskı görmekte- dirler. • Küçük kentlerde, kırsalyörelerde gö- rev yapan hekimler, vali ve kaymakamlann savcılann resmi yöneticilerin amiri gibi dav- ranmaya alışmış iktidar partisi yöneticileri- nin "şamar oğlanT olmaktadırİar. • Kamu sağlık hizmetlerini ve kurumla- nnı çökertme-özeUeştirme süreci ise kamu arasında yaşanmaktadır. Eşitsizlik, iyi he- kimlik kaygısı duyan doktorlarla sağlık pi- yasasına kendini tabi kılrruş olanlar, insan acı- lanndan para kazananlar ile bunu "zul" sa- yanlar arasındadır. • Yakın gelecekte genç hekimlerin, kadın hekimlerin. pratisyen hekimlerin ve zaman içinde dahiliye, genel cerrahi, çocuk gibi uz- manlann işsizliği en temel sorunlar arasın- da karşımıza çıkmaktadır. • Kamu sağlık yatınmlannı kısan, yeni ka- mu istihdam olanaklan yaratmayan, buna karşın saglığı piyasa denetimine terk eden, bütünüyle politık amaçlı hekimyetiştirme po- litikası ile hekim sayısını arttıran ıktidarlar, hekim ışsizliğini yaratmışlardır. Hekim işsiz- liğinin kendisi, bir eşitsizlik olmasının yanı sıra, başka eşitsizlikleri doğurucu bir etmen- dir. • Hekimlerin çalışma koşullan, koalisyon hükümetinin tüm sözlerine karşı düzelmek biryanadaha dakötüleşmiştir. Yüzde 80- 85'i bulan kamu hekimlerinin ücretleri koalis- yon hükümeti döneminde yan yanya azal- mıştır. Bu hekimler daha fazla ek iş yapma- ya yönelmiştir. Ek iş, kamu sağlık hizmeti- nin çökertilmesinin temel nedenlerinden bi- sağlık sektöründe istihdamı daraltan ve iş- sizliği arttıran, genç pratisyen yeni uzman gi- bi hekim emeğini sağlık piyasasının güven- cesiz ve istikrarsız ortamına terk eden çağ- daş sağlık ve insancıl değerlerin yerini sağ- lık piyasası değerlerinin aldığı, sağlık ihti- yaçlan yerine piyasanın gereklerinin geçti- ği bir tıp ortamına yönelen bir süreç olarak karşımıza çıktı. Etkinlikler Yaklaşık iki aydır Istanbul Tabip Odası ta- rafından çeşitli hastanelerde düzenlenen top- lu nöbet eylemi ile sorunlannı dile getiren hekimler, bugün de "Bağımsız.demokratik, laik bir ölkede banş içindeyaşama ve heltim- lik yapma" isteği ile Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde buluşacak. Hekimler, saat 14.00'te beyaz önlükleri ile aruta çelenk bı- rakacak. Ankara'da da hekimler, saat 12.30'da Yük- sel Caddesi'nde toplanacaklar. Sağlık Haf- tası'nın diğer etkinlikleri şöyle: 14 mart; Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde ya- pılacak olan toplantıda, hekimlerin 97 bildir- gesi okunacak ve Tıp Bilim ve Tıp Hizmet Odülleri sahiplerine verilecek. Aynı toplantıda, meslekte 25,40 ve 50 yı- lını doldurmuşhekimlere sertifıka ve plaket dağıtılacak Milli Eğitim Bakanlığı'na bağh tek hastane olan Validebağ Ögretmen Has- tanesi'nde saat 10.30'da bir kutlama töreni yapılacak. Barbra Streisand 1962yıhndan beri sinema dünyasında... Film çekimleri boyunca sette hep en iyiyi anyor, kimseye göz açürmıyor. Medyanın gücünden söz ederken "Aslında basümış sözcüklerin gücü çok ürkütücü. Ancak sizi en yükseklere çıkaran da onlar, tekraryere indirecek olan da... Ve ne kadar yükselirseniz düşüşünüz o kadar sert olur" diyor. Yüzde 30'la ilk sırada En çok hatayı kadm-doğum doktoru yapıyor tstanbu] Haber Serv tsi - 14 Mart Tıp Bayramı ön- cesınde tstanbul Tabıp Oda- sı "hekim hatalan"nı ma- saya yatırdı. Hekim hatala- nylailgili 100'üaşkındos- ya üzerinde yapılan incele- mede, en çok hekim hata- sının yüzde 30'la kadın do- ğumda meydana geldigi be- lirlendi. Çağdaş, akılcı ve bilimsel girişimlerin yanı sıra hastalann aydınlatıla- rak nzalannın alınmasının da hekim hatalannın en aza indirgenmesine yardımcı olacağı vurgulandı. Emek- li Yargıtay üyesi Çetin Aş- çıoğhı, hekim hatalannda- ki kusuru doktorlann be- liriemesi nedeniyle gerçek adalete ulaşılamadığını söy- ledi. tstanbul Tabip Odası 'nın düzenlediği "Türkiye'de Hekim HatalarT konulu forum, dün lstanbul Tıp Fa- kültesi'nde yapıldı. Türk Tabipleri Birliği onur üye- si Prof. Dr. Zeki Karagûl- le, çağdışı, ırrasyonel (akıl- dışı), bilimdışı uygulama- lann yerine çağdaş, akılcı, bilimsel girişimlerde bulu- nulması gerektiğini vurgu- layarak sözlerini şöyle sür- dürdü: "Biz hastanelere imam atamakla uğraşıyo- nız, Oysa sağhkta eşitİigi nasıl sağlanz, hizmet vere- cek nhelikte yetern, bilgive becerivle donannuş hekimi nasıl yetiştiririz, insanca sağlık hizmetini nasü veri- riz; bunlan beürlemethiz.- Karagülle, hekimlere yö- nelik suçlamalann artma- sının nedenlerinin Dünya Tabipleri Birliği Bildirge- si'nde şöyle sıralandığını bildirdi: "Tıbbi bilgideveteknik- te muazzam artış, sağhk hizmet «iderlcrinin aşağı çekilmesi için hekimeyapı- lan davatınanın artması. medyanın olumsuz etkisi, hekimlerin riskli girişimle- ri yapmaktan çekinmesL'" Türkiye'dela helum ha- talannın ancak hastalann anlayacaklan biçimde bil- gilendirilmeleriyle azala- bileceğini savunan Kara- gülle. Dünya Tabipleri Bir- liği'nin bu konudaki öne- rilerinı de şöyle sıraladı: "Cenel sağlık eğiüm programlan yapdmah; hal- kmsa^ıkbaincigefiştirilme- li; hekimler eğhümeli; tıb- bi bakun ve tedavinin kaH- tesi yükseltilmeli; nıahke- me prosedürleri yerine ha- kemlik gibi kurumlar oluş- rurulmalı: onay veremeye- cekdurumda olan hastala- nn aileJeri bilgüendirilme- t, çocuksa onun da yaşuıa göre fıkri ahnmalı; ancak acil durumlarda onay aun- madan girişim yapdrnakT tstanbul Tabip Odası Onur Kurulu üyesi Prof. Dr. Taner Gören ise Yük- sek Sağlık Şûrası'nın Ey- Iüll996tarihlibildirgesin- de hekim hatalanyla ilgili 100'ü aşkın dosyada yer alan sonuçlan şöyle açık- ladı: "Kadın doğum yüz- de 30, ortopedi yüzde 17, genel cerrahi yüzde 10, kj hastahklar yüzde 13." Gören, son zamanlarda kamuoyunda hekimlerle il- gili olumsuz düşüncelerin artmasında, "hasta kayit- larmmiyitutulmamasu has- talann yeterince bflgilendi- rilmemesi. altyapı eksikMk- leri ve hastaya >eterinceza- man ayrılmaması"nın önemli rol oynadığını belirt- ti. Gören aynca, hekim ha- talannın nedenlerini "mev lektebilgi ve beceri eksikli- ği, ihmal, bir tkari kazanç ekfc etmekiçin bfle bfleyan- uş yapmak, yeterince he- kün ahlakınınolmaması ve arryapı eksikliği"ne bağla- dı." 55 yaşındaki Barbra Streisand 'Aşkın İki Yüzü'nü anlattı 6 Seksi sevgîden ayıramayız' Çeviri Ser\isi - 55 yaşında bir genç kız Barbra Stretsand 1962 yılından bu yana da Hollywood'da. Oldukça içine kapanık biri olarak büyüdüğünü ve bu çekingen kimliğinden sıynlamadığıru iddia eden yıldız, oynadığı ve çevirdi- ği sayısız filmde de bu rolü başanyla canlandırdı. Ancak bir de ikinci yüzü var Streisand'ın. Setlerde kimseye göz açtırmayan, işin mükemmel ohnasını isteyen, ay- nı sahneyi hiç hata ohnadığı halde de- falarca çektiren bir yüzü. Son fılmi 'Aşkın iki Yüzü'nde tek- rar gözler üzerine çe\Tİlen Barbra Stre- isand, Focus dergisiyle Hollywood'da- ki kötü şöhreti ve son fılmi üzerine konuştu.. - Karşmızda bö>leotururken Holh- wood'da sizden neden bu kadar kork- tuklannı anlamak müm- kündeğil? Streisand: Ben de anla- yamıyonım. Kameraman- lan korkutmuşlar, adamlar çekim yapamıyor. çünkü bir yerlerde hakkımda son derece olumsuz şeyler oku- muşlar. Aslında basılmış sözcüklerin gücü çok ür- kütücü. Ancak sizi en yük- seklere çıkaran da onlar, tekrar yere indirecek olan da... Ve ne kadar yükselir- seniz o kadar sert olur dü- şüşünüz. - Siz mükemmeüyetçili- ğiniz ile övünüyorsunuz? Streisand: Hayır, benim öyle olduğumu söylüyor- lar. Elbette, mükemmel ol- mayaçalışıyorum. Olama- dığım zamanlar da var... Bunu bir kadmda yadırgı- yorlar. Bir erkek için mü- kemmeliyetçilik sorgula- nan bir kavram değil. - Bu başka türiü de ifa- de edilebilir._ Streisand: Ben 1992 yı- hnda dilin kadında ve er- kekteki kullanımı üzerine bir konuşma yapmıştım. Aynı eylem ve aynı söz- cüklere kadında farklı, er- kekte farklı isimler verilir. Orneğin bir kadın ister. • "Elbette, mükemmel ohnaya çalışıyorum. Bunu bir kadında yadırgıyorlar. Bir erkek için mükemmeliyetçilik sorgulanan bir kavram değil" diyor Barbra Streisand. bir erkek önerir; bir erkek kararlıdır, kadın saldırgan ya da sert; erkek elin- den geleni yapiyor uzlaşma zemini an- yordur, kaduunkine dır dır denir.. Bu cinsiyetçi bir çifte standarttır. - Ancak kalite ile kendine âşık ol- mak arasuıda ya da kendine güven ile küstahlık arasında bir sınır olmalu Streisand: Benkurallan yıktım. Çok e-posta : tan (a vol. com. tr genç bir kız olarak Hoolywood'a gel- diğimde ve kameranm açısıyla ışığvn yönünü değiştirmeye kalktığımda her- ke^şaşırdı. O gün bugün bu söylenti- ler sürüyor. - "tlk Eşler" filmini seyrettiniz mi? Bu Hollyvvood usulü feminizm mi? Streisand: Fılmi eğlenceli buldum. ama erkeklere bu kadar yüklenilmesi- ni doğru bulmadım. Öyİcüyüfeminiz- min yorumu olarak tanımlamıyorum. - Hollywoodhı kadınlara nasıl bakı- yorsunuz. Her yeni stann film başına 4-5mDyondolarkazanmasınanediyor- sunuz? Streisand: Tek bir hit Fılm ile mil- yonlarkazamlması doğru değil, ancak burası Hoüywood ve bu piyasanın çark- lan böyle dönüyor. - Bunlara karşdık erkekle- rin aym durumda 20 mityon dolar civannda kazandıklan da bir gerçek. Streisand: Doğru. Ancak bu rakamlar 100 milyon do- lar gişe yapabilen macera film- leri için geçerli. Haksızlık da olsa kazanılıyor bu paralar. Bana da inanılmaz rakamlar teklif ediyorlar. Ancak kendi filmlerimde artık yapımcı ve yönetmen sıfatlanm olduğun- dan, filmin kendisine daha çok para aynlmasından yana- yım. - 'Aşkın tki Yüzü' filminde biraz Woody Allen'ı haürla- tıyorsunuz. Filmlerini sever misiniz? Onunla bir film yap- mak ister miy diniz? Streisand: Onunla beraber çalışmak sonsuz keyif verir- di. Çok isterdim. - Filmde bir çift aşkı seks- siz yaşamaya çalışrvor. Ama sonunda yine o noktada ke- netleniyorlar. Streisand: Onlar sekste ça- kışmadılar. Onlar sevgide bu- luştu. Bütünsel anlamda bir sevgi ilişkisınden söz eder- sek, bunun içinden seksi so- yutlayamayız. Tıpkı bu ilişki içinde anlayış, tutku, akıl ve eğlence unsurlannın bulun- duğu gibi... Seks de var. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN 'İslâmcı Kesim' Neden Taşralı' Kalıyor?.. Hasan'la (Tannkut) o heyecanlı tartışmalan- mız!.. 1950 sonbahan, eski Vakit Yurdu'nda 'Gerçek1 gazetesi çıkanlıyor; o da, ben de, Yazı- işleri'nde çalışmaktayız; aynı semtte oturduğumuz için, gazete çıkışı, Pangarb'dakı Haylayf Pasta- hanesi'nde bir çay keyfımiz var; tartışmalar, ora- da geçiyor (sürmeli gözleri süzgün, dudaklan kalp şeklinde boyanmış Rum madamlar; beyaz dişleri pınl pınl, Dame de Sion'lu kızlar); gündemi, daha çok tarih ve sosyoloji! Hasan sosyolog; araştırmalanna göre, Türkler anastl göçebe, o kadar öyle ki bu, tezinde Orta- asya Türk imparatorluklan için, özel birterim ica- detmek zoaında kalmış; aşirî imparatorluk! Ne- den: Avrupa tarihindeki imparatorluk olgusu ile bizimkisi çakışmıyor; orada imparatortuk, site me- deniyetinden sonra ortaya çıkmış! Mavi gözlerini aça aça, Hasan derdi ki: "-...Türk tarihinde site, sadece Uygur Türk- lerinde oluşmuş; öteki Türk kavimleri hep baş- kalanntn kurduğu srtelere sahip çıkmışlar, Sel- çuklu'nun ve Osmanlı'nın, Anadolu'da Bizans sitelerine sahip çıktığı gibi!.." Sosyolog değilim, hiç de olmadım, Hasan'ı me- rakla, heyecanla dinlen kendime göre, bazı itiraz- larda bulunurdum; itiraf edeyim ki, aşağı yukarı yanm yüzyıl sonra onun sözlerini hatırlayışım, bu zaman boyunca yaşadıklarımın ve okuduklanmın, beni başka ve önemli bir 'tesbite' götürdüğü için- dir. Dikkatinizi ona çekmeye çahşacağım. Dört ddrtlük hayal kırıklığı... Epeyce oluyor, TGRT'den kibar biryapımcı ara- mıştı; ünlü Tatar devrimcisi Suttan Galiyefin 'be/gese/ r ıni yapacakmış; Galiyefden ülkede ilk söz eden kişi olduğumdan, çalışmaya katkımı istiyor: Galiyefin ilk ve önemli 'Üçüncü Dünyacı' bir an- ti/emperyalist lider olduğu bir gerçek; Mustafa Kemal, ve Mustafa Suphi ile ortak bir zeminde buluştuğu, bir başka gerçek; Yakup Kadri ve Şev- ket Süreyya'nın 'Kadro' dergisinde, Galiyef'ci tezlerin yer aldığı, daha da ilginç bir başka gerçek; bu bakımdan, bir Galiyef belgeselinin yapılması, hem tarihi bir zorunluluk, hem de hakseverliğin gereği! O sıra işim çok, başım kalabalıktı; başka- lannın kalkıştığı işlere katılmamak gibi, birde pren- sibim var; onlara bazı fikirler verdim, istedikleri kat- kıda bulunmadım. Bir ay kadar oluyor, 'Demokrat Izmir'de' yıllar- ca beraber çalıştığımız Nurdoğan Taçalan aradı, (konu, onu da ilgilendiriyor), 'Galiyef Belgeseli'nin o kanalda yayına gireceğini duyurdu; merak, biraz da heyecanla, ekranın karşısına kuruldum; handiy- se bir saat süren o ilk bölümün sonunda, uğradı- ğım hayal kırıklığını târif edemem; epeyce masraf edilmiş, üzerinde hayli çalışılmış olan belgesel; muhtevasıyla olduğu kadar şekliyle de taşrada ter- tiplenmiş bir 'müsâmere' düzeyini aşamıyordu; yerli yersiz duygusallıklar, sıralı sırasız şiir okuma- lar, alâkasızteferruatla, basbayağı Islâmr bir 'uyuz kaşımaya' dönüşmüştü. Istediğim kadar Galiyefi önemsemiş.olayım, bir tek bölümü izlemek, dizi- nin tamamını izlemekten, beni bile 'caydırmayı' başardı. Sonraaldı beni bir düşünce: 'İslâmcı' kesim, ne- den hangi işe el atsa, aynı zamanda 'çağdaş' ve 'Müslüman' olamıyor? Edebiyat dergilerinden, id- dialı film ve dizilerine; ekran sohbetlerinden, sanat ve siyaset faaliyetlerine kadar, örgütlediği her şey, neden bu kadar 'taşralı' hatta 'köylü'? Neyin işa- retibu? Gerçekleştirilemeyen değişim... Herhalde, zamanla ulaştığım şu saptamamın: Selçuklu ve Osmanlı Türkleri. Müslüman ola- rak Bizans 'sitelerine' sahip çıkmakla kalmamış; yayıldıkları coğrafyadayeni ve kendilerine mahsus 's/fe/er' de kurup, o muhteşem Selçuklu/Osman- lı feodal ümmet kültür sentezini (ve medeniyetini) yaratmıştır ama; ne yazık ki, yapısı gereği 'taşralı' ve 'kırsal' olan bu kültürden, bir sonraki aşamaya, yâni laik, çağdaş ve 'şehirii' olan millet kültürüne intikali bir türiü başaramamıştır. Bunda elbet Osmanlı burjuvazisinin gayr-ı Müs- lim ve 'komprador' oluşmasının dahli büyüktürya; yine de Türk -bir bakıma, dünya- Müslümanlığı, Hıristiyanlığın sanayileşme sonrasındagerçekleş- tirdiği 'değişimi' geliştirememiştir; tepkisi de bu yüzden, hep, ileriye doğru bir 'sıçrama' değil, ge- riye doğru bir 'kaçış' şeklinde oluyor. Bu da fe- odal/ümmet kültürüne 'sığınmak' anlamına gelir ki, bunu yalnız Galiyef Belgeseli'nde değil; seyir- ciyi ayakta uyutan o işlevsiz sohbet programlann- da, sözde Islâm Tarihi'ni yücelten, o son derece il- kel bir 'dizi' idrakiyle hazırianmış, dizi/müsâmere- lerde; uzağa gitmeye ne hâcet, Yıldız Parkı'nın, Emirgân Korusu'nun iki yılda içine düşürüldüğü 'taşra' alaturkalığında görmek kaabil! İyi de, Os- manlı kendisıni 'yenileyemediği' için batmadı mı? Hıristiyanlık 'devr-i saadetine' dönerek mi, geze- gene hâkim oldu; yoksa, sanayi toplumunun 'ye- ni' koşullanna uymasını bilerek mi? http-7/ www. prizma.net tr/ A İLHAN rrttp://www.ada.corn.tr7-bikjiyay/yazar/ailhan.htrnl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle