Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetrnenr Orhan Erinç •
Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet
Çetinkaya 9 Yazıişlerı Müdürleri.
Ibrahim Yddız, Din<; Tayanç (Sorumlu)
# Haber Merkezı Mudüni Hakan Kara
0 Görsel Yönetmen Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Damşoğlu • tstihbarat
Cengiz Yıldınm # Kültür Handan Şenköken,
• Spor Abdülkadir Yücelman • Makaleler
Sami Karaören 0 Düzeltme: Abdullah YazKi
• Fotoğraf: Erdoğan Köseoğln • Bılgı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberlcn: Mehmet Faraç
Yayın Kurulu: tOum Sdçnfc(Başkan),
Orhan Erinç, Okta> Kurtböke.
Hikmet Çetinki)a, Şüknn Soner,
t
Yüdız. Orhan Barsalı, Mustafa
Balbay, Hakan Kara.
AnkaıaTemsılcısı: Mustafa Ralba) • HaberMüduru: Doğan
AIUB Atatürk Bulvan No- 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara
Tel: 4195020 (7 hat). Faks: 4195027 • lzmır Temsılcısı
StrdarKmk,H.Zr«iBr. 1352 S 23Tel 4411220. Faks.
4419U7 • AdanaTemsılc\sv. Çetin Yiğenoglıı, tnöniiCd.
119 S No:lKat:l,Tel:363 12 11,Faks 363 12 15
Koonünator. Ahmet Koruban #
Muhasebe BüJent Yener #
Idare Hüseyin Gürer • İşletme
Önder Çelik • Bılgı-Işlem. NaU
İnal # Bılgısayar Sistem:
Mürüvet ÇUer
MEDYA C: • Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdûr Gülbin
Krduran • Koordınator Reha
Ipdnan # Genel Müdûr Yardımcısr
Mine Akdag Tel 514 07 53 -
51395 80-513 8460-61,Faks'5138463
Yayımlayan ve Basan: Yenı Gun Haber Ajaroı, Basın ve Ya>ıncılık A Ş.
Tufkocağı Cad 3941 Cagaloğlu 34334 tst PK 246 Istanbul Tel |O'212| 512 05 05 (20 hat) Faks (0'212) 513 85 95
14MART1997 tmsak: 4.45 Güneş:6.U Öğle: 12.21 tkindi: 15.37 Akşam: 18.16 Yatsr. 19.36
Sağlık Haftası nedeniyle düzenlenen etkinliklerde hekimler demokrasiye ve laikliğe sahip çıkacaklannı vurguladılar
Doktorlarm temel sorunu esitsizlil
Chanel'den
sımsıcak bir kış
• Haber Merkezi -
Chanerin Paris'te
düzenlediği sonbahar-kış
koleksiyonu, sıcak renkleri
ile büyük beğenı topladı.
Ünlü tasanmcı Karl
Lagerfeld tarafından
yaratılan elbiseier arasında
Iskoçyalı manken Stella
Tennant'ın sunduğu siyah
üzerine kırmızı çiçeklerle
süslü gece elbisesi,
defilenin en çok ilgi çeken
parçasıydı.
Şok Radyo'ya
kapatma
• Haber Merkezi -
Mersın"ın yerel radyo '
kanallanndan Şok Radyo,
RTÜK. kararlan
doğrultusunda bir ay
siireylç yayın yapamayacak.
99.9 FM kanalından
yayınlannı sürdüren kanal,
dün gece saat 24.00"te
kapatıldı. Radyo çalışanlan
yaptıklan açıklamada
amaçlannın halka doğru
haber iletmek olduğunu
vurgulayarak şunlan
kaydettiler: "RTÜK
radyomuza kapatma
karannı haber
programlanmızı gerekçe
göstererek verdi. Yani,
diyorlarki "yaşama seyirci
kalırsanız yayın yapma
şansınız var. Eğer bir
yerlere çomak sokarsanız
kapatılırsınız. "Ama bizler
yaşama seyirci
kalmayacağız."
Prof. Dr. Gökçe
YÖK üyesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Prof. Dr. Mehmet
Said Yazıcıoğlu'nun görev
süresinin 16 şubatta
dolmasıyla boşalan YÖK
iheliğine Mımar Sinan
Üni\ersıtesı öğretim üyesi
Prof. Dr. Gündüz Gökçe
seçildi.
Talihsiz çocıık
• NEVV YORK (AA) - San
Fransıscolu 14 aylık küçük
Tracy Worina, 'dünyanm en
şanssız çocuğu" ilan edildi.
Tracy'nin 38 yaştndaki
borsa bankeri babası,
h&eğinin 2 ayhkken Hong
Kong"da kaldınma çıkarak 6
kşiyi ezen 10 tonluk
kımyonun çarpması sonucu
annesiyle birlikte hastanelik
cduğunu anlattı. Hong
Kong'daki evlerinde çıkan
}ingında bakıcısıyla birlikte
i;eride kalan Tracy'nin,
rfaiyeciler tarafından alevler
?asından çıkanldığını
Uydeden baba Worina,
Tracy'nin bir piknik
s rasında. çevredeki
i.ftlıklerden kaçan bir
»ğanın saldınsına
.gradığını ve iki bacağının
nrden kınldığını belirtti.
^lalezya'da da iki gangsterin
tüçük Tracy'yı
açırdıklanm, ancak
îtedikleri fidyeyi
Jamayacaklannı anlayınca
ir köprüden nehre atarak
laçtıklannı anlatan Andrew
Vonna. çocuğun ırmakta
•oğulmaktan son anda
•Airtanldığım bildirdi.
ANKARA / tSTANBUL (Cumhuriyet) -
Çalışma koşullan ve yıllık gelirde Avrupah
meslektaşlannın çok gerisinde kalan Türk he-
kimlerinin en temel sorununun eşitsizlik ol-
duğunu belirtildi. 14 Mart Tıp Bayramı ne-
deniyle düzenledikleri etkinliklerde sorun-
lannı dile getiren hekimler; bağımsızhğa,
demokrasiye, sosyal hukuk devleti ilkeleri-
ne ve laikliğe sahip çıkacaklannı da vurgu-
ladılar. Hekimler bu inançla bugün tstan-
bul'da Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde,
Ankara'da da Yüksel Caddesi'nde biraraya
gelecekler.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Kon-
seyi üyesi Dr. Ata Soyer tarafından hazırla-
nan raporda hekimlerin "şamar oğlanı"na
dönüştürüldüğü belirtilirken insan haklan
ihlallerini saptayarak kaydeden hekimlerin
baskı altında tutulduklanna işaret edildi.
Toplu sözleşme hakkı
lstatistiklere gıren, Türkıye dışında. bütün
Avrupa ülkelerinde hekimlerin toplusözleş-
me hakkı olduğu vurgulanan raporda tıp mes-
leğinın en temel sorununun eşitsizlik oldu-
ğu belirtilerek özetle şu bulgulara yer veril-
di:
• Eşitsizlik özel sağlık sektöründe tıp fa-
kültelerinde, eğıtim hastanelerinde özel ko-
numa sahip hekimlerle diğerleri; muayene sa-
hibi uzman hekimler ile pratisyen hekımler,
eski hekimlerle yeni mezun genç hekimler
• Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Ata
Soyer tarafından hazırlanan raporda hekimlerin "şamar oğlanı"na
dönüştürüldüğü belirtilirken insan haklan ihlallerini saptayarak
kaydeden hekimlerin baskı altında tutulduklanna işaret edildi.
ridir.
• Hekimler son 10-15 yıldır hiçbir yatın-
mın yapılmadığı yataklı tedavi kurumlann-
da, polikliniklerde 100-150 hastaya bakmaL
2-3 kişilik odalarda 8-10 kişi yatan hastala-
n tedavi etmek, bozuk-eski tıbbi cihazlarla
teşhis koymak zorundadır.
• Hekimler giderek daha ciddi baskılar
altında çalışmak zonında bırakılmaktadır.
Hekimler faıli meçhul cinayetlere kurban
gitmekte, Dr. Mehmet Emin Ayhan ile baş-
layan faili meçhul cınayetler, henüz aydın-
latılmamıştır. Hekimler, Türkiye'deki sılah-
lı çanşmaortamı nedeniyle mesleklerini yap-
tıklan gerekçesiyle baskıya ugramakta. yar-
gılanmakta ve ceza almaktadıriar. Türkiye'de
son 15-16 yıldır salgına dönüşen 'insan hak-
lan ihlaDeri"nı saptadıklannda da hak ihlal
edenlerin hedefi olmakta, baskı görmekte-
dirler.
• Küçük kentlerde, kırsalyörelerde gö-
rev yapan hekimler, vali ve kaymakamlann
savcılann resmi yöneticilerin amiri gibi dav-
ranmaya alışmış iktidar partisi yöneticileri-
nin "şamar oğlanT olmaktadırİar.
• Kamu sağlık hizmetlerini ve kurumla-
nnı çökertme-özeUeştirme süreci ise kamu
arasında yaşanmaktadır. Eşitsizlik, iyi he-
kimlik kaygısı duyan doktorlarla sağlık pi-
yasasına kendini tabi kılrruş olanlar, insan acı-
lanndan para kazananlar ile bunu "zul" sa-
yanlar arasındadır.
• Yakın gelecekte genç hekimlerin, kadın
hekimlerin. pratisyen hekimlerin ve zaman
içinde dahiliye, genel cerrahi, çocuk gibi uz-
manlann işsizliği en temel sorunlar arasın-
da karşımıza çıkmaktadır.
• Kamu sağlık yatınmlannı kısan, yeni ka-
mu istihdam olanaklan yaratmayan, buna
karşın saglığı piyasa denetimine terk eden,
bütünüyle politık amaçlı hekimyetiştirme po-
litikası ile hekim sayısını arttıran ıktidarlar,
hekim ışsizliğini yaratmışlardır. Hekim işsiz-
liğinin kendisi, bir eşitsizlik olmasının yanı
sıra, başka eşitsizlikleri doğurucu bir etmen-
dir.
• Hekimlerin çalışma koşullan, koalisyon
hükümetinin tüm sözlerine karşı düzelmek
biryanadaha dakötüleşmiştir. Yüzde 80- 85'i
bulan kamu hekimlerinin ücretleri koalis-
yon hükümeti döneminde yan yanya azal-
mıştır. Bu hekimler daha fazla ek iş yapma-
ya yönelmiştir. Ek iş, kamu sağlık hizmeti-
nin çökertilmesinin temel nedenlerinden bi-
sağlık sektöründe istihdamı daraltan ve iş-
sizliği arttıran, genç pratisyen yeni uzman gi-
bi hekim emeğini sağlık piyasasının güven-
cesiz ve istikrarsız ortamına terk eden çağ-
daş sağlık ve insancıl değerlerin yerini sağ-
lık piyasası değerlerinin aldığı, sağlık ihti-
yaçlan yerine piyasanın gereklerinin geçti-
ği bir tıp ortamına yönelen bir süreç olarak
karşımıza çıktı.
Etkinlikler
Yaklaşık iki aydır Istanbul Tabip Odası ta-
rafından çeşitli hastanelerde düzenlenen top-
lu nöbet eylemi ile sorunlannı dile getiren
hekimler, bugün de "Bağımsız.demokratik,
laik bir ölkede banş içindeyaşama ve heltim-
lik yapma" isteği ile Taksim Cumhuriyet
Anıtı önünde buluşacak. Hekimler, saat
14.00'te beyaz önlükleri ile aruta çelenk bı-
rakacak.
Ankara'da da hekimler, saat 12.30'da Yük-
sel Caddesi'nde toplanacaklar. Sağlık Haf-
tası'nın diğer etkinlikleri şöyle:
14 mart; Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde ya-
pılacak olan toplantıda, hekimlerin 97 bildir-
gesi okunacak ve Tıp Bilim ve Tıp Hizmet
Odülleri sahiplerine verilecek.
Aynı toplantıda, meslekte 25,40 ve 50 yı-
lını doldurmuşhekimlere sertifıka ve plaket
dağıtılacak Milli Eğitim Bakanlığı'na bağh
tek hastane olan Validebağ Ögretmen Has-
tanesi'nde saat 10.30'da bir kutlama töreni
yapılacak.
Barbra Streisand 1962yıhndan beri sinema
dünyasında... Film çekimleri boyunca sette hep
en iyiyi anyor, kimseye göz açürmıyor.
Medyanın gücünden söz ederken "Aslında
basümış sözcüklerin gücü çok ürkütücü. Ancak
sizi en yükseklere çıkaran da onlar, tekraryere
indirecek olan da... Ve ne kadar yükselirseniz
düşüşünüz o kadar sert olur" diyor.
Yüzde 30'la ilk sırada
En çok hatayı
kadm-doğum
doktoru yapıyor
tstanbu] Haber Serv tsi -
14 Mart Tıp Bayramı ön-
cesınde tstanbul Tabıp Oda-
sı "hekim hatalan"nı ma-
saya yatırdı. Hekim hatala-
nylailgili 100'üaşkındos-
ya üzerinde yapılan incele-
mede, en çok hekim hata-
sının yüzde 30'la kadın do-
ğumda meydana geldigi be-
lirlendi. Çağdaş, akılcı ve
bilimsel girişimlerin yanı
sıra hastalann aydınlatıla-
rak nzalannın alınmasının
da hekim hatalannın en aza
indirgenmesine yardımcı
olacağı vurgulandı. Emek-
li Yargıtay üyesi Çetin Aş-
çıoğhı, hekim hatalannda-
ki kusuru doktorlann be-
liriemesi nedeniyle gerçek
adalete ulaşılamadığını söy-
ledi.
tstanbul Tabip Odası 'nın
düzenlediği "Türkiye'de
Hekim HatalarT konulu
forum, dün lstanbul Tıp Fa-
kültesi'nde yapıldı. Türk
Tabipleri Birliği onur üye-
si Prof. Dr. Zeki Karagûl-
le, çağdışı, ırrasyonel (akıl-
dışı), bilimdışı uygulama-
lann yerine çağdaş, akılcı,
bilimsel girişimlerde bulu-
nulması gerektiğini vurgu-
layarak sözlerini şöyle sür-
dürdü: "Biz hastanelere
imam atamakla uğraşıyo-
nız, Oysa sağhkta eşitİigi
nasıl sağlanz, hizmet vere-
cek nhelikte yetern, bilgive
becerivle donannuş hekimi
nasıl yetiştiririz, insanca
sağlık hizmetini nasü veri-
riz; bunlan beürlemethiz.-
Karagülle, hekimlere yö-
nelik suçlamalann artma-
sının nedenlerinin Dünya
Tabipleri Birliği Bildirge-
si'nde şöyle sıralandığını
bildirdi:
"Tıbbi bilgideveteknik-
te muazzam artış, sağhk
hizmet «iderlcrinin aşağı
çekilmesi için hekimeyapı-
lan davatınanın artması.
medyanın olumsuz etkisi,
hekimlerin riskli girişimle-
ri yapmaktan çekinmesL'"
Türkiye'dela helum ha-
talannın ancak hastalann
anlayacaklan biçimde bil-
gilendirilmeleriyle azala-
bileceğini savunan Kara-
gülle. Dünya Tabipleri Bir-
liği'nin bu konudaki öne-
rilerinı de şöyle sıraladı:
"Cenel sağlık eğiüm
programlan yapdmah; hal-
kmsa^ıkbaincigefiştirilme-
li; hekimler eğhümeli; tıb-
bi bakun ve tedavinin kaH-
tesi yükseltilmeli; nıahke-
me prosedürleri yerine ha-
kemlik gibi kurumlar oluş-
rurulmalı: onay veremeye-
cekdurumda olan hastala-
nn aileJeri bilgüendirilme-
t, çocuksa onun da yaşuıa
göre fıkri ahnmalı; ancak
acil durumlarda onay aun-
madan girişim yapdrnakT
tstanbul Tabip Odası
Onur Kurulu üyesi Prof.
Dr. Taner Gören ise Yük-
sek Sağlık Şûrası'nın Ey-
Iüll996tarihlibildirgesin-
de hekim hatalanyla ilgili
100'ü aşkın dosyada yer
alan sonuçlan şöyle açık-
ladı: "Kadın doğum yüz-
de 30, ortopedi yüzde 17,
genel cerrahi yüzde 10, kj
hastahklar yüzde 13."
Gören, son zamanlarda
kamuoyunda hekimlerle il-
gili olumsuz düşüncelerin
artmasında, "hasta kayit-
larmmiyitutulmamasu has-
talann yeterince bflgilendi-
rilmemesi. altyapı eksikMk-
leri ve hastaya >eterinceza-
man ayrılmaması"nın
önemli rol oynadığını belirt-
ti. Gören aynca, hekim ha-
talannın nedenlerini "mev
lektebilgi ve beceri eksikli-
ği, ihmal, bir tkari kazanç
ekfc etmekiçin bfle bfleyan-
uş yapmak, yeterince he-
kün ahlakınınolmaması ve
arryapı eksikliği"ne bağla-
dı."
55 yaşındaki Barbra Streisand 'Aşkın İki Yüzü'nü anlattı
6
Seksi sevgîden ayıramayız'
Çeviri Ser\isi - 55 yaşında bir genç
kız Barbra Stretsand 1962 yılından bu
yana da Hollywood'da. Oldukça içine
kapanık biri olarak büyüdüğünü ve bu
çekingen kimliğinden sıynlamadığıru
iddia eden yıldız, oynadığı ve çevirdi-
ği sayısız filmde de bu rolü başanyla
canlandırdı. Ancak bir de ikinci yüzü
var Streisand'ın.
Setlerde kimseye göz açtırmayan,
işin mükemmel ohnasını isteyen, ay-
nı sahneyi hiç hata ohnadığı halde de-
falarca çektiren bir yüzü.
Son fılmi 'Aşkın iki Yüzü'nde tek-
rar gözler üzerine çe\Tİlen Barbra Stre-
isand, Focus dergisiyle Hollywood'da-
ki kötü şöhreti ve son fılmi üzerine
konuştu..
- Karşmızda bö>leotururken Holh-
wood'da sizden neden bu kadar kork-
tuklannı anlamak müm-
kündeğil?
Streisand: Ben de anla-
yamıyonım. Kameraman-
lan korkutmuşlar, adamlar
çekim yapamıyor. çünkü
bir yerlerde hakkımda son
derece olumsuz şeyler oku-
muşlar. Aslında basılmış
sözcüklerin gücü çok ür-
kütücü. Ancak sizi en yük-
seklere çıkaran da onlar,
tekrar yere indirecek olan
da... Ve ne kadar yükselir-
seniz o kadar sert olur dü-
şüşünüz.
- Siz mükemmeüyetçili-
ğiniz ile övünüyorsunuz?
Streisand: Hayır, benim
öyle olduğumu söylüyor-
lar. Elbette, mükemmel ol-
mayaçalışıyorum. Olama-
dığım zamanlar da var...
Bunu bir kadmda yadırgı-
yorlar. Bir erkek için mü-
kemmeliyetçilik sorgula-
nan bir kavram değil.
- Bu başka türiü de ifa-
de edilebilir._
Streisand: Ben 1992 yı-
hnda dilin kadında ve er-
kekteki kullanımı üzerine
bir konuşma yapmıştım.
Aynı eylem ve aynı söz-
cüklere kadında farklı, er-
kekte farklı isimler verilir.
Orneğin bir kadın ister.
• "Elbette, mükemmel
ohnaya çalışıyorum. Bunu
bir kadında yadırgıyorlar.
Bir erkek için
mükemmeliyetçilik
sorgulanan bir kavram
değil" diyor Barbra
Streisand.
bir erkek önerir; bir erkek kararlıdır,
kadın saldırgan ya da sert; erkek elin-
den geleni yapiyor uzlaşma zemini an-
yordur, kaduunkine dır dır denir.. Bu
cinsiyetçi bir çifte standarttır.
- Ancak kalite ile kendine âşık ol-
mak arasuıda ya da kendine güven ile
küstahlık arasında bir sınır olmalu
Streisand: Benkurallan yıktım. Çok
e-posta : tan (a vol. com. tr
genç bir kız olarak Hoolywood'a gel-
diğimde ve kameranm açısıyla ışığvn
yönünü değiştirmeye kalktığımda her-
ke^şaşırdı. O gün bugün bu söylenti-
ler sürüyor.
- "tlk Eşler" filmini seyrettiniz mi?
Bu Hollyvvood usulü feminizm mi?
Streisand: Fılmi eğlenceli buldum.
ama erkeklere bu kadar yüklenilmesi-
ni doğru bulmadım. Öyİcüyüfeminiz-
min yorumu olarak tanımlamıyorum.
- Hollywoodhı kadınlara nasıl bakı-
yorsunuz. Her yeni stann film başına
4-5mDyondolarkazanmasınanediyor-
sunuz?
Streisand: Tek bir hit Fılm ile mil-
yonlarkazamlması doğru değil, ancak
burası Hoüywood ve bu piyasanın çark-
lan böyle dönüyor.
- Bunlara karşdık erkekle-
rin aym durumda 20 mityon
dolar civannda kazandıklan
da bir gerçek.
Streisand: Doğru. Ancak
bu rakamlar 100 milyon do-
lar gişe yapabilen macera film-
leri için geçerli. Haksızlık da
olsa kazanılıyor bu paralar.
Bana da inanılmaz rakamlar
teklif ediyorlar. Ancak kendi
filmlerimde artık yapımcı ve
yönetmen sıfatlanm olduğun-
dan, filmin kendisine daha
çok para aynlmasından yana-
yım.
- 'Aşkın tki Yüzü' filminde
biraz Woody Allen'ı haürla-
tıyorsunuz. Filmlerini sever
misiniz? Onunla bir film yap-
mak ister miy diniz?
Streisand: Onunla beraber
çalışmak sonsuz keyif verir-
di. Çok isterdim.
- Filmde bir çift aşkı seks-
siz yaşamaya çalışrvor. Ama
sonunda yine o noktada ke-
netleniyorlar.
Streisand: Onlar sekste ça-
kışmadılar. Onlar sevgide bu-
luştu. Bütünsel anlamda bir
sevgi ilişkisınden söz eder-
sek, bunun içinden seksi so-
yutlayamayız. Tıpkı bu ilişki
içinde anlayış, tutku, akıl ve
eğlence unsurlannın bulun-
duğu gibi... Seks de var.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
'İslâmcı Kesim' Neden Taşralı' Kalıyor?..
Hasan'la (Tannkut) o heyecanlı tartışmalan-
mız!.. 1950 sonbahan, eski Vakit Yurdu'nda
'Gerçek1
gazetesi çıkanlıyor; o da, ben de, Yazı-
işleri'nde çalışmaktayız; aynı semtte oturduğumuz
için, gazete çıkışı, Pangarb'dakı Haylayf Pasta-
hanesi'nde bir çay keyfımiz var; tartışmalar, ora-
da geçiyor (sürmeli gözleri süzgün, dudaklan kalp
şeklinde boyanmış Rum madamlar; beyaz dişleri
pınl pınl, Dame de Sion'lu kızlar); gündemi, daha
çok tarih ve sosyoloji!
Hasan sosyolog; araştırmalanna göre, Türkler
anastl göçebe, o kadar öyle ki bu, tezinde Orta-
asya Türk imparatorluklan için, özel birterim ica-
detmek zoaında kalmış; aşirî imparatorluk! Ne-
den: Avrupa tarihindeki imparatorluk olgusu ile
bizimkisi çakışmıyor; orada imparatortuk, site me-
deniyetinden sonra ortaya çıkmış! Mavi gözlerini
aça aça, Hasan derdi ki:
"-...Türk tarihinde site, sadece Uygur Türk-
lerinde oluşmuş; öteki Türk kavimleri hep baş-
kalanntn kurduğu srtelere sahip çıkmışlar, Sel-
çuklu'nun ve Osmanlı'nın, Anadolu'da Bizans
sitelerine sahip çıktığı gibi!.."
Sosyolog değilim, hiç de olmadım, Hasan'ı me-
rakla, heyecanla dinlen kendime göre, bazı itiraz-
larda bulunurdum; itiraf edeyim ki, aşağı yukarı
yanm yüzyıl sonra onun sözlerini hatırlayışım, bu
zaman boyunca yaşadıklarımın ve okuduklanmın,
beni başka ve önemli bir 'tesbite' götürdüğü için-
dir.
Dikkatinizi ona çekmeye çahşacağım.
Dört ddrtlük hayal kırıklığı...
Epeyce oluyor, TGRT'den kibar biryapımcı ara-
mıştı; ünlü Tatar devrimcisi Suttan Galiyefin
'be/gese/
r
ıni yapacakmış; Galiyefden ülkede ilk söz
eden kişi olduğumdan, çalışmaya katkımı istiyor:
Galiyefin ilk ve önemli 'Üçüncü Dünyacı' bir an-
ti/emperyalist lider olduğu bir gerçek; Mustafa
Kemal, ve Mustafa Suphi ile ortak bir zeminde
buluştuğu, bir başka gerçek; Yakup Kadri ve Şev-
ket Süreyya'nın 'Kadro' dergisinde, Galiyef'ci
tezlerin yer aldığı, daha da ilginç bir başka gerçek;
bu bakımdan, bir Galiyef belgeselinin yapılması,
hem tarihi bir zorunluluk, hem de hakseverliğin
gereği! O sıra işim çok, başım kalabalıktı; başka-
lannın kalkıştığı işlere katılmamak gibi, birde pren-
sibim var; onlara bazı fikirler verdim, istedikleri kat-
kıda bulunmadım.
Bir ay kadar oluyor, 'Demokrat Izmir'de' yıllar-
ca beraber çalıştığımız Nurdoğan Taçalan aradı,
(konu, onu da ilgilendiriyor), 'Galiyef Belgeseli'nin
o kanalda yayına gireceğini duyurdu; merak, biraz
da heyecanla, ekranın karşısına kuruldum; handiy-
se bir saat süren o ilk bölümün sonunda, uğradı-
ğım hayal kırıklığını târif edemem; epeyce masraf
edilmiş, üzerinde hayli çalışılmış olan belgesel;
muhtevasıyla olduğu kadar şekliyle de taşrada ter-
tiplenmiş bir 'müsâmere' düzeyini aşamıyordu;
yerli yersiz duygusallıklar, sıralı sırasız şiir okuma-
lar, alâkasızteferruatla, basbayağı Islâmr bir 'uyuz
kaşımaya' dönüşmüştü. Istediğim kadar Galiyefi
önemsemiş.olayım, bir tek bölümü izlemek, dizi-
nin tamamını izlemekten, beni bile 'caydırmayı'
başardı.
Sonraaldı beni bir düşünce: 'İslâmcı' kesim, ne-
den hangi işe el atsa, aynı zamanda 'çağdaş' ve
'Müslüman' olamıyor? Edebiyat dergilerinden, id-
dialı film ve dizilerine; ekran sohbetlerinden, sanat
ve siyaset faaliyetlerine kadar, örgütlediği her şey,
neden bu kadar 'taşralı' hatta 'köylü'? Neyin işa-
retibu?
Gerçekleştirilemeyen değişim...
Herhalde, zamanla ulaştığım şu saptamamın:
Selçuklu ve Osmanlı Türkleri. Müslüman ola-
rak Bizans 'sitelerine' sahip çıkmakla kalmamış;
yayıldıkları coğrafyadayeni ve kendilerine mahsus
's/fe/er' de kurup, o muhteşem Selçuklu/Osman-
lı feodal ümmet kültür sentezini (ve medeniyetini)
yaratmıştır ama; ne yazık ki, yapısı gereği 'taşralı'
ve 'kırsal' olan bu kültürden, bir sonraki aşamaya,
yâni laik, çağdaş ve 'şehirii' olan millet kültürüne
intikali bir türiü başaramamıştır.
Bunda elbet Osmanlı burjuvazisinin gayr-ı Müs-
lim ve 'komprador' oluşmasının dahli büyüktürya;
yine de Türk -bir bakıma, dünya- Müslümanlığı,
Hıristiyanlığın sanayileşme sonrasındagerçekleş-
tirdiği 'değişimi' geliştirememiştir; tepkisi de bu
yüzden, hep, ileriye doğru bir 'sıçrama' değil, ge-
riye doğru bir 'kaçış' şeklinde oluyor. Bu da fe-
odal/ümmet kültürüne 'sığınmak' anlamına gelir
ki, bunu yalnız Galiyef Belgeseli'nde değil; seyir-
ciyi ayakta uyutan o işlevsiz sohbet programlann-
da, sözde Islâm Tarihi'ni yücelten, o son derece il-
kel bir 'dizi' idrakiyle hazırianmış, dizi/müsâmere-
lerde; uzağa gitmeye ne hâcet, Yıldız Parkı'nın,
Emirgân Korusu'nun iki yılda içine düşürüldüğü
'taşra' alaturkalığında görmek kaabil! İyi de, Os-
manlı kendisıni 'yenileyemediği' için batmadı mı?
Hıristiyanlık 'devr-i saadetine' dönerek mi, geze-
gene hâkim oldu; yoksa, sanayi toplumunun 'ye-
ni' koşullanna uymasını bilerek mi?
http-7/ www. prizma.net tr/ A İLHAN
rrttp://www.ada.corn.tr7-bikjiyay/yazar/ailhan.htrnl