Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6ŞUBAT1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Ubya ile petpol
takası planlamyop
• ANKARA (Cumhuriyet
~ Bürosu)-Başbakanlık
Miisteşan Kadn Keskın.
TÜPRAŞ'ın Libya'dan
alacağı petrolün müteahhit
alacaidan ıle takas
edılmesınin planlandığını
' söyledi. Yurtdışı
" Müteahhıtlik Hızmetleri
Üst Koordinasyon Kurulu.
Başbakanlık Miisteşan
Keskin'in başkanlığında
toplandı. Toplantı
öncesinde bir açıklama
* yapan Keskın. vurtdışı
müteahhıtlik hızmetlerinin
- ülke ekonomısıne büyük
katkı sağladığını belirterek.
halen üstlenilen 134 milyar
dolarlık ışın 14.5 milyar
dolarlık bölümünün
yapılmakta olduğunu
söyledi.
Yabancı
sermayede rekor
• Ekonomi Servisi -
. 1997'nınılkayında 195
. milyon dolarlık yabancı
sermaye iznı venlirken. bu
rakam ocak aylan içinde en
yüksek rakamı oluşturduğu
bildirildi. Hazıne
Müsteşarlığı'ndan yapılan
açıklamaya göre ocak
ayuıda ızin verilen yabancı
sermayenin içinde imalat
sanayı 160.4 frilyonla ilk
sırada yer aldı. imalat
sanayinin yanında tanm
0.3 milyon dolarlık ızin
alırken, madencılik
sektöriinde 14 4 milyon
dolar hizmetler sektöriinde
ise 19.7 milyon dolan
buldu.
Esnafa kredi
müjdesi
• ANKARA (AA) -
Devlet Bakanı Lfuk
Söylemez. Esnaf ve
Sanatkârlar Kefalet
Kooperatıflen'ne bugün.
Halkbank'tan 3 trilyon lıra
kaynak aktanldığını
açıkladı. Söylemez,
mevcut program ve
plasmanlara ılave olarak
verilen 3 tnlyon liralık
kredinın. bu yıl artarak
süreceğinı bildirdi. Söz
konusu krediyle > aklaşan
bayram öncesı esnaf ve
sanatkârlann finansman
ihtiyacının büyük ölçüde
karşılanmasının
tmaçlandığını belirten
-Söylemez."' 1996 yılında
700 bin esnaf ve sanatkâra
ulaştınlan kredi mıktan 80
trilyon liraya çıkmıştı. Bu
yıl 130 trilyona
çıkacaktır" dedı.
Sanayi Bakanlığı
fırın takibinde
• ANKARA (AA) -
Sanayi veTicaret
Bakanlığı. çalışmayan
fınnlan takıbe aldı.
Bakanlığa bağlı Tüketici
Haklan ve Rakabetın
Korunması Genel
Müdürlüğü, tüketicılerin
rekabetçi bir ortamda daha
kalıteli ve ucuza ekmek
almalannı sağlamak
amacıyla. ruhsat aldığı
halde çalışmayan fınnlann
ruhsatlannın ıptalı
konusunda talimat
\erilmesi istemiyie.
İçişleri BakanlıgYna bir
yazı gönderdı. Türkiye'de
bulunan 20 bin civanndaki
ekmek fabnkasının önemli
bir bölümünün atıl
durumda bulunduğu.
Istanbul'da bulunan 1987
fırından 1725'ınin.
Ankara'da bulunan 380
fınndan 363'ünün fiilen
çalıştığı ve bu fınnlann da
kapasite kullanım oranının
yüzde 25 düzevinde
olduğu belırtıldı.
Sanayi üretimi
artışı geriledi
• ANKARA (AA) -
Sanayi üretimındekı artış
geriledi. 1995 yılında
yüzde 8.6 olan sanayi
sektörü üretimindeki artış.
geçen yıl yüzde 5.9 olarak
gerçekleştı. Sanayi üretimi
19% yılı Aralık ayında ıse
öneekı yılın aynı ayınagöre
birde 2 oramnda azaldı.
19% yılında sektörel bazda
incelendığinde üretım artışı
madencılik sektöriinde
yüzde 3 8. imalat sanayiinde
yüzde 5 3. elektnk. gaz ve
su sektöriinde ıse yüzde
10 5oldu.
İTO'nun sesli
bflgî sistemi
• İSTANBUL (AA) -
İstjnbul Tıcaret Odasının
(ITO) Seslı Bilgı Sıstemı.
19^7 Ocak ayında 5 bin 40
aramayı cevaplandırdı.
İTO'dan yapılan yazılı
açıklamaya göre, üyelere
daha hızlı ve pratik hizmet
veıebılmekamacıyla 1994
yıl Şubat ayında faalıyete
gecen sistem bugüne kadar
123 bin 605 kez arandj.
Emekli Sandığı'nın 6 büyük oteli de 'kaynak' uğruna özelleştirmeye kurban edilmek üzere
REFAHYOL tuttuğunu saüyor
Bc/yuk Efes Otelı
Büyük Tarabya 0
Buyuk Ankara O.
Bursa Çelik Palas
Maçka Otelı
Ankara Stad O.
HAYRİYE MENGÜÇ
Emekli Sandığı. hizmet-
lenyle doğrudan ılgisı bulun-
mayan gaynmenkullennı Ba-
kanlar Kurulu tarafından be-
lırlenecek esaslara göre sata-
bılecek.
Emekli Sandığı Yasası'nda
yapılan değişıkliğin Resmı
Gazete'de yayımlanmasıyla
sandığa aıt 6 otelin satış yo-
luy la elden çıkanlabilecek ol-
ması. çeşıtlı tartışmalara ne-
den ol uy or. H ükümetin kay -
nak yaratmak uğruna, otelle-
rin iyi işletilemedigı gerek-
çesiyle aldığı bu karar. otel
işletmecısı Emek İnşaat yet-
kileri tarafından tepkiyle kar-
şılandı.
Satılma karanndan önce
otellerin ışletmecisinın değış-
tirilme yoluna gidilebileceği-
ni ifade eden konu ile ilgılı
çevTeler. Emekli Sandığı gaynmenkulleri-
nin satılmasının yanlış olduğunu ifade etti-
ler. Aynca usul ve esaslann Bakanlar Ku-
/ulu'nabırakılmışolmasının satışlann Ana-
yasa Mahkemesı'ne itiraz yolunu açacağı
belirtıliyor.
Otelleri hasılat finans sözleşmesiyle iş-
leten Emek Inşaatyetkılileri ise otellenn iyi
işletılmedığı ve zarar edıldiğı yolundaki id-
dıalann gerçek olmadığını belırtiyorlar. Ge-
Otellerin oda-yatak sayısı ve
doluluk oranları (1996)
Oda Hazır
sayısı yatak'
446 149.410
87.485
64 128
57 890
60 635
75.375
268
194
173
184
214
Not Dönem içinde satışa sunulan hazır yatak sayısı. oda sayılannm 360
gûnluk hizmet verme Kapasıtestne gore belırlenerek venldı.
" Dönem içinde satışa hazır yatak sayısı
Buyuk Efes Otelı
Biıyük Tarabya O
Buyuk Ankara O
Bursa Çelık Palas
Maçka Otelı
.Ankara Stad O
Otellerin 1996 yılı karve
; ?.-, zararları* (bin TL.)
Otelcılik Oyun Oyun Salonu
Faaiıyetierı K/Z Salonu Dahıl K/Z
186.919.389 109.441.023 296.360 414
41649.253 49.432.077 91.081330
12.462.677 62.545 187 75.007 864
84.585.376 26.732 973 111.318 349
68.130 865 67 073 273 135.204 738
-20.884 776 75.041415 54.156 639
Toplam 372 862 784 390 265 950 763128 734
' Otel'enn toplam kar ve zararlan Emek İnşaat muhasebe kayıtlanna gore
belınenmış olup, 1996 yılı 11 ay kesın 1 ay tahmını rakamlanm ıçermektedır.
• Emekli Sandığı
Yasasf n'da yapılan
değişiklikliğin Resmi
Gazete'de
yayınlanmasıyla
sandığın sahip olduğu
6 otelin de satışa
çıkanlrnası gündeme
geldi. İşletmeci Emek
inşaat yetkilileri,
otellerin zarar ettiği
konusundaki
iddialann doğru
olmadığını söylüyor.
Emekli
Sandığı'ndan
sonra SSK
REFAHYOL hükümetınin desteğıyle Sosyal Si-
gortalarKunımu'nun "Sosyal tesisler»ckonutlarda-
hil gerekli olmayan mallannın" satışına olanak sağ-
layan tasarı TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi.
Yasa ıle SSK gayrı menkullerinin alımı, satımı ve
ıdare edılmesı konusunda yönetim kuruluna yetki ve-
rildi.
Satışa uygun olan gayn menkuller yönetim kuru-
lu tarafından belirlendikten sonra rayıç değerinden sa-
tışa sunulacak. Yönetim kurulu bu gayn menkullere
ait rayiç değertespitinı, kamu bankalan veya bu ban-
kaların iştiraki olan uzman kuruluşlara yaptırabıle-
cekler. Satışa aıt ilke ve yöntemler ise bir yönetme-
likle belirlenecek. Satışlann peşin veya taksitle ya-
pılması konusu da yönetim kurulu tarafından karar-
laştınlacak.
lirinin yüzde 92'sini kıra olarak Emekli San-
dığı'na veren ve ışletme hissesi olarak ise
yüzde 2'lik bir pay alan Emek İnşaat şirke-
ti Genel Müdürü tsmail Akçomak. "1996'yı
yüzde 58.8 doluluk oranıyla tamamla-
dık. Sadece Stad Otelinin 20 milyar li-
ralık bir zararı oldu" dedi.
Bu arada Emek İnşaat şırketınden adının
açıklanmasını istemeyen üst düzey bir yet-
kıli ise, "Otelleri bizden daha iyi işlete-
cek varsa, gelsin işletsin'" dedi.
Emekli Sandığı otellerinın yaklaşık 1
tnlyon lira net kâra ulaştığını belirten yet-
kilı, ışletme olarak vergilenni zamanında öde-
diklerinı ve bu kân sağlamak içın 2-3 tril-
yon liralık bir kaynak döndüğünü ifade et-
tı. -
'KDV" olarak devlete 1.5 trilyon lira
ödedik" diyen aynı yetkili. Emek İnşaat ola-
rak 4 sendıka ıle uğraştıklannı da belirte-
rek, sendikalann zam konusunu kendileriv-
le değil bakanlıkla görüşmelerinden yakın-
dı. Devletle yapılan sendıkacılığın zor ol-
duğunu söyleyen yetkili, şöyle konuştu:
"Stad Oteli'ndeki zarar, bakanlıkla gö-
rüşülerek çalışanlara yüzde 300 oramn-
da zam verilmesi nedeniyle ortaya çıktı.
Stad Otel'de kâr edebilmek için rekabet
unsuru oluşturan en az beş akti\ itesinden
vazgeçmemezgerekiyordu. Biz bunu ya-
pamazdık."
Türk-İşten zorunlu tepkisi
'Hükümet fonun
buyüklugünu
gizliyor'
A.VKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-
tş. REFAHYOL hükümetını zorunlu tasar-
rufla ilgili gerçek bılgileri vermeyerek, fo-
nun büyüklüğünü gizlemeye çalışmakla
suçladı. Türk-Iş'ın açıklamasında, "Zorun-
lu tasarruf. giderek daha büyük bir yağma
halinc getirilmektedir" deniîdi.
Türk-tş'ten dün yapılan açıklamada. zo-
runlu tasarruf uygulamasının yalnızca ça-
lışanlann sırtından kamuya yapılan gelir
transfen olmadığı belirtilerek. "Bu uygula-
ma. hükümetin yüksek faizlerle iç borçlan-
mayı sürdürdüğii bir ortamda çakşanların
sırtından rantiyelere gelir transferi anJamı-
na gelmektedir" görüşüne yer verildi. Ne-
ma oranlannın giderek düştüğüne dikkat
çekilen açiklamada. kamuoy una verilen bil-
gılerin gerçeklen perdeledıği belirtilerek.
"nemada yapılan hesapoy unlanyla, hak sa-
hiplerinin aldatılmasrna tepki gösterildi.
Açıklamada. 1996 yılı Kasım ayı fona
girişlerin 641.1 tnlyon olduğu. fonda yapı-
lan ödemelerden sonra 523 trilyon lira kal-
dığına dikkat çekılerek şöyle dendi:,
"Oysa Hazine'nin 1996 Aralık sonu için
açıkladığı rakamlar nakit bazda nema üze-
rinden açıklanarak fonda biriken paranın
525.8 trilyon lira, ödemelerin 120.4 trilyon
lira. nemalandınlmavan bakiyenin 9.5 tril-
yon lira ve nemalandırılan tutarın da 395.8
trilyonliraolduğu açıklanmaktadır.Oysa ara-
lık sonu bakivesinin. tahakkuk bazda ne-
mavı da kapsaması \e fon mevcudunun 405
trilyon değil 550 trilyon dolayında gösteril-
mesi gereİdrdi. 19% başı ile 1996 sonu ara-
sında nema oranuıı sadete \ ü/dc 11 ^ arttı-
ran bu hükümeti geçmişte verdiği sözlerini
yerinegetirmeyeçağınyoruz. Hükümetizo-
runlu tasarruf ve konut edindirme yardımı
aldatmacalanna son vermeye çağunyoruz."
Güneydoğu'da
GAP'la
birlikte
başlayan yeni
dönem, bölgeyi
y abancı
yatınmcılar
için de cazjp
hale getirdi.
GAP Amerikablara pazarlaruyor
RACER GEMİCİ ÖZDEN
ADANA - Türkiye'nin en büyük proje-
si GAP, Amerikalılarapazarlanıyor. Türk-
Amerikan İşadamları Derneği ve ABD
Adana Konsolosluğu tarafından 15-22 şu-
bat tarihleri arasında yapılacak olan gezi-
nin asıl amacı. GAP Bölgesi'ne ABD'lı ya-
tınmcılan çekmek. İşin en ilgınç yanı ise
GAP'ın pazarlanmasında ABD Adana
Konsolosluğu"nun aktif rol üstlenmesı.
Ağırlıklı olarak konsolosluk tarafından or-
ganizeedilen gezide Doğu veGüneydoğu
Bölgesi'ndeki 10 beledıye başkanı da yer
alacak.
Güneydoğu'da GAP'la birlikte başlayan
yeni dönem, bölgeyi yabancı yatınmcılar
içın de cazip hale getirdi. 1997 yıhnda
ABD Adana Konsolosluğu. sadece bu böl-
gede incelemelerde bulunmak üzere ABD'lı
4 ticaret heyetini getırmeyi planlıyor. Bu
arada TABA Çukurova Temsilcilığı ile ış-
birliği yapan konsolosluk, şubatın ikinci ya-
nsında ise Türk işadamlan ile yöre bele-
dıye başkanlannı ABD'ye götüriiyor.
Atlanda ve VV'ashington'a yapılacak zı-
yaret sırasında asıl amacın GAP'ın pazar-
lanması olduğunu belirten TABA Çukuro-
va Temsilcisi Erdal Kamışlı. "GAP'ı, do-
layısıvlaGAP'a açdan kapıolarak kabul edi-
len Çukurova'yı, İskenderun'u ve Mersin'i
tanıtmak. ABD'li yatıruncıları bu bölgeye
çekmekistiyoruz" dedi. Bölgede halen sü-
ren terörnedenı ile duyulan tedirgınlığe kar-
şı Erdal Kamışh'nın yorumu ise şöyle:
"Sajıki Amcrika'da terör yok mu? Dün-
yanın her yerinde terör var. Bu yatınmla-
rt engelmemeli. Gidiş nedenimiz de bu ko-
nuda Amerikalıları ikna etmek."
Gezı sayesinde ABD özel sektörü ıle
Türk yatırımcısının buluşturulacağını be-
lırien Kamışlı. geziyı bir
u
marketing~ ola-
yına benzetti. Çukurova'da fast-food ma-
ğazalannın dışında herhangı bir Amen-
kan yatınmın bulunmadığını da anımsatan
Kamışlı. özellikle tekstil ve tanm sanayiı
içın GAP'ın avantajlanndan söz ederek
"Bu alanlarda yatınmlar gündeme gelebi-
lir. Ancak gezinin hemen ardından bu ya-
tınmlar \apilacak diyemeyiz. Bu bir süreç
işidir" dıye konuştu.
Öte yandan ABD Adana Konsoloslu-
ğu'ndan alınan bilgiye göre gezide işa-
damlarının yanı sıra 10 belediye başkanı
da yer alıyor. Aralannda Şanlıurfa Bele-
dıye Başkanı Ahmet Bahçıvan. Malatya
Belediye Başkanı Münir ErkaL lskende-
run Belediye Başkanı Mete Aslan, Van Be-
lediye Başkanı Aydın Talay. Muş Beledi-
ye Başkanı AbdülkadirTuran,Mardin Be-
lediye Başkanı AbdülkadirTutasi,Batman
Belediye Başkanı Salih Gök, Kahraman-
maraş Belediye Başkanı CelalDoğanve Di-
yarbakır Büyükşehır Belediye Başkanı Ah-
met Bilgin'ın grubu. ABD'debelediyecilik
konulannda incelemelerde bulunacak.
ÇIFTÇİ DOSTU / SADULLAH USLMÎ
Devlet Pancar Ureticisine 35 Trilyon lira Borçlu
B
aşbakan Necmettin Erbakan ve
yardımcısı Tansu Çiller, artık ışin
tadını kaçırdı. Tanm kesimı ile il-
gili konular açıldığı zaman, her
ıkisinın de söylediklenne bakarsanız, Tür-
kıye sanki bir tanm cennetıdir. Aslında bü-
tün dünya ülkeleri ve Turk halkı da biliyor
ki Türk tanmı tam bir çokuntu içindedır. Çrft-
çı perişandır. Uçan kuşa borçludur. Birço-
ğu mahkemelerden ve ıcra takıplerinden
kurtulabılmek içın ya hayvanlannı ya da tar-
lasını satmak zorunda kalmaktadır. Işin
daha da acı yanı, ufukta tanmı kurtaracak
bir umut ışığı da yoktur!...
Buna rağmen Erbakan da Tansu Çiller
de urnut pompalamaya devam etmekte-
dır. Özellikle son aylarda yaptıkları açık-
lamaları duyanlar. tanm kesimıne para
yağdığını sanır. Ortada yeterli bir kaynak
olmadığı halde. hükumet kanadından sü-
rekli olarak çiftçiye trılyonlarca lira akta-
rıldığı, hayvancılığı kurtarmak için verilen
kredilerin 50 ile 60 tnlyon liraya ulaştığı ha-
berleri yayılmaya çalışılır...
Erbakan ve Çiller'e hatırlatmakta yarar
var. Çıftçı artık olmayacak ışlen dinlemek-
ten, kredi, destek gibi boş vaatlerden bık-
tı. Hem de o kadar bıktı ki gunün birinde
söylenecek doğrulara bile inanmayacak!...
Tansu Çiller, her aklına geldiği zaman
"Çiftçimıze olan borçlanmızı geciktirme-
den zamanında odüyoruz" dıyor... Erba-
kan da aynı havada... O da her vesile ile
çiftçiye ürün bedellennin zamanında öden-
diğini veya ödeneceğinı söyler. Rakamlar
daverir. Nitekım, geçenlerde çiftçiye borç-
larını ödeyebilmek için 10 trilyon lira kay-
nak aktanldığını duyurmak için yapılan
yayımlarda bir davul-zurna eksikti...
Halbuki çiftçinın alacakları karşısında
10 trilyon lıra devede kulak bıle değıldir.
Orneğın şu anda sadece şeker şırketinin
pancar üreticilerine olan borcu, tam 35 tril-
yon lıradır. 10 trilyon liradan şeker şirke-
tine düşecek pay olsa olsa 1 trilyon lira-
dır... 65 milyon insanın gözünun içine ba-
ka baka "Çiftçinın alın teri kurumadan
Tütününü 450 bin liranın altında satan üreticiler yine zarar edecek.
alacaklannı odüyoruz" dıyebılen başba-
kanlann.bakanlannkulaklançmlasın... 16
yıldan beri hiçbir yıl çiftçilere alacakları
zamanında ödenmemiştir.
Çay paralan bile yok
Milyonlarca şekerpancarı ureticısı, şe-
ker şirketinden milyonlarca lira alacağı ol-
duğu halde, parasızlıktan kıvranmaktadır.
Bırçoğunun cebinde akaryakıt alacak pa-
rası yoktur. On binlerce pancar üretıcısi ce-
binde parası olmadığı için ya köyündekı
kahvelere girememekte ya da bir bardak
çayı veresiye ıçmek zorunda kalmaktadır.
Akaryakıtı, gübreyi ve diğer girdılerinı ko-
operatifleri karşılamasa, bırdekartarla bi-
le süremez...
Hükümet, mart veya nisan aylannda şe-
kerpancarına 4 bin 500 lira fiyat verdi. Da-
ha öncekı yıllardan da kırgın olan uretıci-
ler, fiyatı düşük bulduğu için tepkı goste-
rince, Sanayi Bakanı Yalım Erez, 500 li-
ra daha fark verıleceğıni açıkladı. Aradan
10 ay geçmesıne rağmen Sanayi Baka-
nı'nın bu sözii gerçekleşmedı.
Atalarımız "Beterin beteri vardır" de-
mışler... Üreticiler fark biryana. şekerfab-
rıkalannateslım ettikleri pancarlarının pa-
rasını alamıyorlar. Şeker şirketi 1996 yılın-
da üreticilerden 55 trilyon liralık pancar al-
mış... Karşılığında ıse bugüne kadar sa-
dece 20 trilyon liraödemeyapmış... Onun
da büyük bir kısmı ayni yardım olarak
ödenmiş... Pancar üreticilerinin devletten
hâlâ 35 trilyon lira alacağı var... Üstelik ne
zaman ödeneceği de bellı değil... Başba-
kan Erbakan, yardımcısı Çiller ve Sanayi
Bakanı Yalım Erez, bu konuda o kadar il-
gısız kı 35 trilyon liranın ne zaman ödene-
ceğini bile açıklamak zahmetine katlan-
mıyorlar!...
Devlet görevini yapmıyor
Dünyanın hangi ulkesinde böyle bir hü-
kumet anlayışı vardır. Uretıcı 1996 yılının
Şubat ayında pancar ekimıne başlamış.
Gübresini atmış. Çapasını yapmış. Suyu-
nu vermış... Sonbaharaylarındayağmur-
çamur demeden pancarını tarladan top-
lamış. Kendisirte verilen günde, şeker fab-
rıkasına pancarını binbır güçlükle teslim
etmiş... Pancarlar şeker olmuş. Çuval çu-
val pıyasaya sürülmuş. Şekerler satılmış.
Parası şeker şirketinin kasalanna gırmiş...
Bu arada birkaç kez de şeker fiyatlarına
zam yapılmış... Ancak sıra üretıcıye şeker-
pancarının paralarının ödenmesine gelin-
ce ortalıkta hıçbır yetkili kalmamış. Üreti-
ciler şımdi ne başbakanı, ne yardımcısı-
n\. ne de sanayi bakanını bulamıyorfar!...
Adapazarı Zıraat Odası Başkanı Hik-
met Karabayır bu konuda çok dertli:
"Bölgemızde şekerpancarı ekimi çok
azaldı. Bunun 2 önemli nedeni var. Birin-
cısı, hükümetler şekerpancanna çok dü-
şük fiyat verıyor. Ikincisi ise ürün bedel-
lerıni aylarca sonra ödüyor. Bu yüzden
zarar eden üretici de pancar ekmek iste-
miyor. Nitekim, 1996 ürünu pancara hü-
kümet 4 bin 500 lira fiyat vermişti. Halbu-
kimaliyet 6 bin liranın çok ustündeydi. Fi-
yatın normal olarak 8 bin lira olması ge-
rekirdi. Sanayi bakanı tepkileryoğunlaşm-
ca benim yanımda pancara 500 lira da-
ha fark vehleceğinı açıkladı. Yeterli olma-
makla birlikte insanlanmız razı oldu. Neya-
zık ki söz verildiği halde 500 lira fark da
verilmedi. Bütün bunlaryetmiyormuş gı-
bi 6 aydan beripancar bedelleri de öden-
miyor. Nezaman ödeneceğini de bilen yok.
Hükümet yetkilileri. bu konuda biraçlık-
lamayapmaktan kaçınıyor... Fındık, pan-
cardan çok daha kârlı hale geldı. Milyon-
larca pancar üreticisi, parasızlıktan kıvra-
nıyor. Hükümet, borçlannın ödenmesi için
çok acele olarak harekete geçmelidir."
Pancar üreticileri, 1997 yılı üretimi için
ekım hazırlıklarına başladı. Bu nedenle
yeni ürün içın paraya ihtiyacı var. Cebin-
de çay. kahve parası olmayan üreticiler,
mazotu nasıl alacak? Tarlasına yapacağı
masrafı nereden bulacak? Kendisi nasıl ge-
çinecek?
Her gün yeni bir pembe gözlük taka-
rak Turkiye'ye bakan Necmettin Erbakan,
milyonlarca pancar ureticisine çektirdiğı
bu çilenin hesabını nasıl verecek? •
İŞÇESİN EVRENİNDEN
ŞUKRAN SONER
Kanlı mı, Kansız mı?
Hani sonradan kabahat yine basına atılmış, dil
sürçmesi, maksat yanlış anlaşıldı anlamında kimi
gevelemeleryapılmıştı.Hoca aslında buişlere na-
sıl baktıgını ağzından kaçırmış, bize çok açık söy-
leyivermişti: "Bu iş olacak, ama kanlı mı kansız mı
bilinmez" demişti.
Istediği olduğunda Hoca'nın ağzından bal akar.
Arada işler ters gittiğinde, sınirlerıne gem vura-
maz, ağzından olmadık sözler çıkar. Hoca zekidir,
manevracıdır. Bakar pabuç pahalı, hemen sözün-
den geri döner. Hoca'yı, gerçek niyetlerini anlamak
için, asıl öfkeli anlarında, ağzından kaçırdıklarına
bakmak gerek.
Pek çok köşe yazarı, yprumcu, bir kadın gaze-
teciye Sincan'da yönelen ilkel öfkeye takılmış. Öf-
ke şeriatçı milıtan gençte odaklanırsa nereye va-
rılabilir? Erbakan ın medya çalışanlanna öfkesini,
"gulu gulu dansı yapan yamyamlar" benzetmesiy-
le, "kudurganlar" sözcükleri ile dile getirdiği gün-
lerde, gözü kara militandan başka ne beklenir ki?
Sincan olaylan bütünü ile şeriatın gerçek yüzü-
nü, nelerolabileceğini, işlerin nerelere vardırabile-
cegini göstermede, yeterince çarpıcı ve görmek,
duymak, anlamak istemeyenlere, gerçekleri zorla
öğretecek boyuttarda önemli.
Şeriatı Türkiye'de kurumlaştırmak, iktidar yap-
mak üzere iki koldan birden yol alınıyor. Şeriatçı-
lar bir yandan anayasal ve yasal yolları, demokra-
siyi, takıyye, hileyi sonuna kadar zorlayıp kullana-
rak, diğer yandan en radikal yöntem ve örgütlen-
meyi eksik etmeyerek, duruma göre bir o yandan,
bir bu yandan yürüyüşlerine hız veriyoıiar. Erba-
kan'ın "Kanlı mı kansız mı?" diye dillendirdiği iki
seçenek birden değerlendırilıyor.
Işın şakası olma-
dığı, bir tökezleni-
lirse bu dönüm nok-
tasından hızla geri-
ye gidişin geleceği
çok iyi biliniyor. Ik-
tidarda düzenın en
karanlık güçlen ile
ortak, çıkar ittifakı
içinde, halkı eski iktidarları aratacak ölçülerde yok-
sullaştıran ve bugüne kadar ne demişse terşinı
yapmış, sınıfta kalmış bir Erbakan ve Refah. Üs-
telik iktidara gelmesı ile Batı'nın Hıristiyan demok-
rat partilerine benzer, düzene uyum saglayacak bir
çizgiye gelme niyetınde olmadığı anlaşılmış. Asla
vazgeçmedığı şeriatın, kurmak istediğı düzenin, bı-
rakınız çağdaş toplum ve yaşamı, gelişmeyi, as-
gan ölçüleri ile insan hakları, demokrasi, laiklik, bu
toplumun yıllardır kullanmakta olduğu. tam bilın-
cine varmış olmasa da kaybetmemek için sonuna
kadar direneceği haklarla çelişkisi açığa çıkmış.
Bir yandan iktidarda kalabılmek uğruna verilen
ödünler, radikal şeriatçı tabanda ve de adil düzen-
le kandınlmış yoksul, inanmış Müslümanlar arasın-
da olmak üzere iki cephede birden puan kaybet-
tiriyor. Diğer yandan denetlenemeyen hırs ve tut-
kularla atılan radikal adımlar, asıl şeriatçı, radikal
yüzünü her geçen gün açığa çıkarıyor. Refah'a ık-
tidar vermenin nasıl büyük bir tehlike olduğunu
görenler artıyor.
Refah ve Erbakan her cephede birden kaybet-
mekte olduklannı geri alabilmek üzere her kılık ve
her renge bürünerek, hem iktidarda kalıp hem de
radikal, şeriatçı İslama hizmet etmenin yollarını
ararken, bir ucdan diğer uca uçuyor.
"Bütün bunları biz biliyoruz. Neden bir daha bir
daha anlatıyorsunuz?" dediğinizi duyar gibi oluyo-
rum. Çünkü bilmenin, düşünmenin, görmenin, duy-
manın yetmediği günleri yaşıyoruz. REFAHYOL
iktidannın Türkiye için gerçek bir felaket olduğu-
na inanan çoğunluk, bu ıktidardan nasıl kurtulaca-
ğının yollannı belki biliyor, ama uygulayamıyor.
Yineörneğin Kışlalı'nın altını çizdığı üzere "Dü-
dük ötecek, oyun mutlaka bitecek; oyunu silahlı
kuvvetler mi silahsız kuvvetler mi bitirecek" soru-
su iie karşı karşıya kalıyor. Ya da Aydın Engin'in
vurguladığı gibi, demokrasi seçeneğini üreteme-
menin, "veba ile kolera arasında birseçim yapmak
zorunda bırakılmanın" acısını yaşıyor.
Bellı kı toplumsal tembelliğimizden, sorumsuz-
luğumuzdan hep bızı kurtarma misyonunu verdi-
ğimiz, sonunda da asıl görevı bu olmadığı için, bi-
zi kurtarma girişimleri hep demokrasinın katledil-
mesi, ağır insan haklan ıhlalleri sonucunu vermiş
Silahlı Kuvvetler de bu haksızsorumluluğu üstlen-
meye gönüllü değil. Anayasal kurumları, toplumu
durmadan uyanyor. Türkçesi "Buişibize bırakma-
yın, siz halledin, sorumluluğunuzu bilin, kendi so-
runlannızı kendiniz çözün. yoksa çok kötü şeyler
olacak" diyor.
Sahi, başta paıiamento, siyası partiler, liderier,
demokrasi güçleri, halk çoğunluğu, bizleruyanmak,
üzerimize düşeni yapmak, sorunlarımızı askeri dar-
beler olmaksızın, kan dökülmeksizın çözmek içın
hâlâ ne bekliyoruz?
Karadeniz Ekici Tütün Piyasası
Ureticiye 15
trilyon aynldı
CEMİL CİĞERİ1V1
S.\.MSLi>J - Tekel'den
sorumlu Dev let Bakanı Na-
fiz Kurt, Karadeniz ekici
tütün pıyasasını. 20-25 şu-
bat tarihlerinde açacakla-
nnı, 30 milyon kiloyu bu-
lan tütün için 15 trilyon li-
ranın hazır olduğunu açık-
ladı. Türk tütüncülüğünün
altın dönemıni yaşadığını
ileri süren Dev let Bakanı
Kurt. Samsun Valisi Yük-
sel Çavuşoğlu'nu maka-
mında ziyaretı sırasında ız-
lenen olumlu polıtıka ile
Türk tütüncülüğünün ra-
yına oturduğunu söyledi.
Dev let Bakanı Kurt. pi-
yasayı bu yıl önceki yıla
oranla daha erken açmış
olacaklannı açıkladı. Ko-
ta konusuna da değinen
Kurt, "Gittiğun her yerde
54. hükümet programında
türünde kotanın kaidınl-
dığını beyan ettim. Burada
da ifade ediyorum. Türki-
ye Cumhuriyeti hudutlan
içersinde sulak ve taban
arazi dışında kota kaldınl-
mıştır. Bunu defalarca du-
yurduk. Bir kez daha du-
yuruyonım'" dedi.
1994 yılında ellerinde
750 milyon kilo stok tütün
bulunduğunu. parasal kar-
şılığının o günkü değerle-
re göre 50 tnlyon lira olma-
sına karşın bu tütünlerin
birkjsmını yaktıklannı bir
kısmını da sattıklannı be-
lirten Dev let Bakanı Kurt.
"Geri kalanı da sigara sa-
nayiinde kıydık. Şu an eli-
mizde iki y ıllık kıy mak için
fabrikalanmıza göndere-
ceğimiz stok tütünümüz
v an O da ambariarda dur-
mak mecburiyetinde, çün-
kü iki yıl dinlenmeyen tü-
tün sigara sanayiinde kul-
lanılamaz" dedi.
Izledikleri politika ile
Türkiye'de tütünde yaşa-
nan stokun önüne geçtik-
lerini kaydeden Kurt, ko-
nuşmasını şöy le sürdürdü:
" Elimizde stok yok. Piya-
sayı Ramazan Bayramı'n-
dan sonra açacağız. Öde-
meleri de Kurban Bayramı
gelmeden yapmış olacağız."